ıiM m n H n ro ıı U H m n t» »iM »» »ı n n ıı ııı ıı »ı ı» ıı ıı ıiH iıı ıı ııı ııı ııı »ı ıı ı» ıı ıın ıı ııı ıı ı» ıı »ı ıı »m iH »ıı ıı ııı »m ı» ıı ııı ııı ııı ııu ıı > v
1 1
K
9 • / f-*/
J
^ » ■ ll " "
... 1
-T-'... ===== 5AI-IİFE : 2
P e y a m i S A F A
Ruşen Eşref Unaydın
İ
Ç politika tarihimizde bir mebus ttuşen Eşrefin, dış politika tarihimizde bir dip lomat Kuşen Eşref’in, edebiyat tarihimiz de bir nâsir Ruşen Eşrefin yerini tâyin etmeğe Çalışmayacağını. Fakat edebî röportaj tarihimiz de bir «Diyorlar ki..» yazarı Kuşen Eşref yar dır ki, bu eserini yazdığı tarihtenberi onunla hiç bir benzeri boy ölçiişenıemiştir. Hattâ bu röpor taj neylini Türkiyede kuran ve bu geleneğin te mel taşını atan O’dur..Sayısız ana eserler gibi lâtin harflerine çev rilmek şansından mahrum kalan «Diyorlar ki..» Birinci Diiııya Harbinde. Türkiye’deki edebiyat nesillerinin başlıca temsilcilerini konuşturan ve zamanın biitiin edebiyat meselelerini, «lebi zevk ve tercihlerini ortaya koyan bir edebiyat an ketidir. İçinde eski ve yeni şöhretlerle birlikte, onların çevrelerindeki hava, eşya ve bütün can sız varlıklar da konuşur. İnsanları, içinde yasa dıkları fizik çevre, maddî çevre, tanıştıkları kim selerle münasebetlerinin mânevi iklimi, tabiât, ev. meslek dekoru içinde tanırsınız; onları vü cuda getiren çeşitli tesirlerin eserleriyle alâka larını elinizle tutar gibi olursunuz: edipleri mizin değil edebiyatımızın o günkii fotoğraflarını
seyredersiniz. Aiıket, eşyanın ve insanın İlikle rine işlemiş bir bakış nüfuzundan doğan canlı müşahedelerle ve konuşmalarla doludur. O ta rihten birkaç sene sonra. Fransa’da fe s Npu- velles Litterraires’in baş yazarı Frederic Le- fevre’iıı «Ene Heure Avee» başlığı altrnda yap tığı edebî röportaj serisini hatırlatır.
Edebiyat tarihimiz için de kılavuz ışıklan Teren bu eserin lâtin harfleriyle yeniden basıl mamış olması veya basılmışsa bile hiçbir yerde bulunmaması, Kuşen Eşrefin acı ölümünden da ha az acı olmayan bir eksikliktir. Maarif Ve kâletinin veya tş Bankası yayınlarım idare eden Hasaıı Ali Viicel dostumuzun bu eseri ye niden bayata kavuşturmasını .temenni ederiz. O güzel Osmanlıcasıııa el dokunmamak şartiyle. Bir devrin zevki, yaşama ııslfıbu, edası ve cilıaıı telâkkisi o dile sımsıkı bağlıdır. Bugünkü dil o havayı yeniden ciğerlerimize dolduramaz.
«Kim anlar» sorusu manasızdır. Kim anlarsa edebiyatçı odur. Üst tarafı kök süz ve ümitsiz bir tufeyli kalabalığıdır. Tarih siz edebiyat felekzedeleridir. Bilmezler ki tarih siz tıe edebiyat olur, ne memleket, ne de varlık.
.ıııııııııııııııııııııııııııtııııııııııııiHiıııiiiııııiiiııııııııııtııııııımıııııınııııııııımıımıiiiiiimıımııımıuıııııııııııımıuiMiııııııııııınıııımıııııııımııııııııııımmiHiııı
Taha Toros Arşivi
* 0 0 1 5 2 0 2 4 0 0 0 6 * 3 l4 I M H lM İ I İ M < t ;l li U U U m U İ U 4 M li M U m iU U J M I I J I !l !I U lM I !H I I I U İ İ !M U İ ll U lU U İ lU I U il U m ii li l! ll ll lf l! !l ll !! lt !l < U İ I I I I ^