B ir buçuk asır evvelki Babıâli
BabIâli’nin Tarihçesi ve
Sekiz Yansını
★
Osmanlı devletinde sadrazamlara resmî ve daimî bir makam mahallî onyodinci yüzyı lın ortalarında temin edilmiştir. Ondan evvel divan, Topkapı sarayındaki Kubbealtı’n. da toplanır ve ttirtmiyen iş sadrazam konaklarında görülürdü. «Babıâli» tâbiri önse ki - »inci yüzyıl sonlarına doğru kullanılmıya başlanmıştır. Şimdiki «Eabıâli» nin yeri ise
1654 te başlıyarak pek çok değişiklikler ve yangınlar görmüştür.
★
Yazan: Ali Süha
ösmanlı imparatorluğunda on- \ edinci yüzyılın ortalarına gelinci- ve kadar sadrazamlara mahsus res" mî ve daimî bir mahal ve makam mevcut değildi. Devrine göre haf tada dört veya iki kere Topkapı sa rayında Kubbeallı denilen yerde toplanan divan içtimalarına hü
kümdar namına riyaset eden sadra zamlar, burada neticelenmiyen işle rini kendi hususi konaklarında ikin di vakti toplanan divanlarında gö rürlerdi. Bu suretle bu konaklarda vavaş yavaş bir kalem teşekkül et ti. Bu kalemin âmiri olan sadaret kethüdasının ise, o zamanlar resmî 22'i
bir sıfatı yoktu. Sadaret ketlıüdalı- ğı, ancak oıısekiziııci yüzyıldan son ra resmî bir memuriyet olmuş ve 1835 tarihinde Mülkiye ve iki sene sonra da Dahiliye Nazırlığı ünva- ııiyle tamamen müstakil bir nezaret haline getirilmiştir.
Oııyedinci yüzyıl ortalarına, yâ ni 1654 yılma kadar sadrazam olan lar, ekseriya saraya yakın yerde bir konak tedarik ederek yerleşir ve bunun selâmlık dairesini resmî makam olarak kullanırlardı.
Buraya Paşa kapısı, Paşa sara yı, Sadrazam kapısı, Bab-ı asafî, Ve zir kapısı, Mîrî saray gibi isimler verilirdi. Bu hal, daimî olarak bir sadaret makamının ittihazından sonra da devam etmiş ve oıısekiziııci yüzyıl sonlarına doğru, yâni Birin ci Abdülhamid’in saltanatı sırasında diğerleriyle birlikte “Babıâli” tâbiri kullanılmaya haşlanmış ve nihayet öbürleri terk olunmuştur. Babıâli sö zünü ise yabancılar Sublime Porte şeklinde tercüme etmişlerdir.
Bu iki tâbir, imparatorluğun so nuna kadar devam etmiştir.
★
1654 yılında Derviş Mehmet Pa şa sadrazam olduğu zaman keııdisi- ııü padişah Dördüncü Mehmet tara fından Alay Köşkü’nüıı karşı sıra sında bulunan eski sadrazamlardan Halil Paşanın sarayı verilmiş, Der viş Mehmet Paşa da burasını kendi paı-asiyle döşeterek Paşa kapısı it tihaz etmiştir, işte, bundan sonra sadrazam olanların burada oturma ları âdet olmuş ve burası resmî sa daret makamı haline gelmiştir.
Bu bina, nerede idi?
Bugün İstanbul vilâyeti olan ver, Cumhuriyetin ilânından evvel sadaret makamı idiyse de, bu bina birçok değişikliklerden sonra mey dana gelmiştir, ilk Paşa kapısı itti haz olunan ve Alay Köşki'ı’nün kar şısında bulunan Halil Paşa sarayı,
bugün bu civarda bulunan Şengül hamamının alt tarafına rastlıyordu. Raşit Tarihi’ııin kaydına göre 1720 senesinde ve Üçüncü Ahmet zama nında, bir evvelki hükümdar Ikiıı - ci Mustafa’nın kızı Emetullah Sul tanın Mısır valisi Sirke Osman Paşa ile evlendirilmesi münasebetiyle ya pılan çeyiz alayı Soğukçeşme yoliy- le Alay Köşkü önünden eski Vezir Sarayı (Halil Paşa sarayı) yanından geçi]) Şengül hamamı yokuşu, yeni Vezir Sarayı (yâni Fatma Sultan sa rayı) önünden Cağaloğlu sarayı (bu gün İstanbul Erkek Lisesi’niıı bu lunduğu mahal) tarafına doğru git mişti. Bundan da, ilk Paşa kapısı o' lau Halil Paşa sarayının Şengül ha mamının alt tarafına rastladığı ve kısmen de köşedeki Beşir ağa cami min kaşısmdaki köşeden sokağa doğru uzandığı zanııolunmaktadır.
Nevşehirli Damat İbrahim Pa şanın, yeni Vezir sarayı ittihaz etti ği Fatma Sultan sarayı ise, Şengül hamamının iist başındaki köşe sağa doğru dönüldükten sonra Cağaloğlu hamamının ve etrafındaki binaların bulunduğu, yerde idi.
Damat İbrahim Paşanın tevsi- an tamir edip kullandığı bu saray yandıktan sonra bunun pek geniş olan arsasının bir kısmının üzerine Birinci Sultan Mahmut tarafından 1739 senesinde Cağaloğlu hamamı Yaptırılmıştır.
Gene Silâhtar tarihi 1688 yılı vukuatından bahsederken, Paşa ka pısının Soğukçeşme’de bulunduğu nu kaydetmektedir.
Nevşehirli Damat İbrahim Pa şa sadrazam olup 1719 da Avustur ya ile Pasarofça muahedesini ak t i- le İstanbul’a döndükten sonra Halil Paşa sarayına inmiyerek zevcesi ve hükümdar bulunan Üçüncü Alımed- in kızı Fatma Sultanın sarayına yer leşmiş ve burasının selâmlık kısmı nı Paşa kapısı ittihaz etmişti. Lâ kin, hu konağın selâmlık dairesi Pa-224
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi