77 ¿55o-7*7
/
1929 temmuz
- Galatasaray Türkiye sporunun nazımı, yalnız nazımı değil valididir . "
Bu sözleri, İ z m i r d e , stadyomun ortasında Galatasaray - Altay maçına başlama dan evvel bayrak taati edilirken"Altay" m kaptanı söylemişti . İzmirin yakıcı güneşinin altında, başlamak üzere olan bir maçın başlamış heyecanı içinde söyle nen ve dinlenen bu söz hakikattir .
Türkiye sporu " Galatasaray " m Icutsî sakfı altında doğmuştur . Başta füt bol olmak üzere Türkiyede ya-pılan sporların hemen hepsinde GalatasaraylIlar reh ber ve pişva olmuşlardır . Sultan Hamit devrinde, diğer mekteplerde, teneffüs
zamanlarında koşmak, en az on sopa ile tecziye edilen bir cürüm iken "Galatasaray'
A > *
m bahçelerinde koşan, oynayan atlayan, yarışan, zinde ve ateşli bir gençlik var dı . Yuvarlak meşin top, Türkler arasında, ilk zarbeleri
GalatasaraylIların
ayak larından yemiştir . İlk Türk spor kulübü ,ilk millî terbiyei bedeniye yurdu', G a l a t a s a r a y m sinesinde kurulmuştur . Hem de üç kişinin bir araya gelmesininmüt-//
hiş bir cürüm teşkil ettiği devirde ...
GalatasaraylIlar, istanbulun muhtelif çayırlarında ilk dafa fütbol oynamaya çıktıkları zaman, istibdat devrinin zabitasi ve kafiyeleri , zaptiye nezaretine ve saray hümayuna rapor ve jurnal yazmakta birbiriyle müsabakaya girişirlerdi .. Her pazartesi günü G a l a t a s a r a y m o zamanki müdürü merhum Abdurrahman Şeref ]§f
B ey, biz, fütbolcuları od s.ına çağırır, kendine has: L biraz tutuk konuşşasiyle hepimize hemen daima şöyle bir jurnal sureti okurdu :
" llektebi sultani! şahane talebesi Büyükdere çayırında kale kurup, karşı kar şıya top endalıt ettikleri görülmüş olmakla berayı sadakat ve ubudiyet lıakipayi şa hanelerine arzı malûmat olunur " . İşte, devrin vebam padişahena endaht edildiği
berayı sadakat ve ubudiyet arzolunan top, biz GalatasaraylIların, yirminci asrın ilk senelerinde oynamaya başladığımız fütbol topu idi .
G a l a t a s a r a y m bir avuç futbolcusu hafiyelerin takibatından kurtulmak için her tatil günü, başka bir ç a y ı r a ■giderlerdi . Fakat İstanbulda jurnalcıların
kay-kaynaştığı o devirde, Yıldız her zaman bizim kale kıft-up top fc*>v>aht ettiğinizi haber alır, zavallı Abdurrahman Şeref Beyi tazyik eder, o da bizi çağırır, çıkışır, ara sıra tokatlardı da ... Bir zaman geldi ki ne mektep h a n c ı n d a ,
ne dahilinde fütbol oynamamıza müsaade edilmedi , 0 zaman büyük meşin top yerine küçük çocuk toplariyle o y n a r , onu da mennettikleri zaman molctebin kurları limon kabuklariyle oynanan gülünç bir fütbolu seyrederdi . Limon kabuğuyle fütbol
oynarken kondur ularımız parçalanır, taşlara çarpan ayaklarımız incinir, telemeden bacaklarımız çeteleye dönerdi } Fakat yüreklerimizdeki spor aşkı sönmez, bilâkis günden güne a r t a r , tazyika ve memnuiyete uğradıkça büsbütürç. şiddetlenirdi ..
GalatasaraylIların
ve Galatasarayın ruhunda ezelî ve ebedî iki meşale sönmez ve sönmiyecek iki ateş kaynağı halinde senelerdenberi yanup duruyor :Milliyet ateşi , spor ateşi ...
L . Kehmedin şarkısında söylediği gibi
GalatasaraylIlar, kendi aralarında bu memleketin 3gt milliyetperver, hem de en ateşli milliyetperver evlâdının, münevverlerinin yetiştiğini görmekle müf- tehirdirler .
Kozmopolit h eyoğlunun ortasında Galatasaray muazzam ve nurlu bir milliyetper verlik abidesi gibi asırdan asırdan yadigâr kalacaktır ..
Abidin Daver
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi