SİVAS KONGRESİ’NİN 100. YILINDA
HER YÖNÜYLE
SIVAS
ULUSLARARASI SEMPOZYUMU
1
CİLT
1
CİLT
SİVAS2019
SİVAS KONGRESİ’NİN 100. YILINDA
HER YÖNÜYLE
SIVAS
ULUSLARARASI SEMPOZYUMU
Anadolu'nun orta yerinde kurulmuş güzide bir şehir olan Sivas, en eski
devirlerden itibaren medeniyetlerin ticaret rotalarının ve kültürel
birikimlerinin daima kesişme noktası olmuş, Selçuklu'dan Osmanlı'ya
sıkça yönetim merkezi olma vazifesini üstlenmiştir.
Bu sayılanların yanında daha nice hususiyetlere sahiptir Sultan Şehir
Sivas. Belki onların en önemlilerinden birisi de tarih boyunca hep bir ilim
irfan merkezi olma konumunu muhafaza etmiş olmasıdır. Nitekim yeni
kurulan üniversitenin yanı sıra köklü bir geleneğin temsilcisi olan Sivas
Cumhuriyet Üniversitemizle beraber Şehir, geçmişten aldığı söz konusu
mirası haklı bir gururla yaşatmaya devam etmektedir.
Özellikle Üniversitemiz bünyesinde ve paydaşlığında düzenlenen
konferans, panel, kongre ve özellikle de bilimsel toplantıların en hacimlisi
niteliğindeki sempozyumların Sivas'ın tarihî ve kültürel bilgi birikimini bir
nokta daha ileriye taşıyacak etkinliklerden oldukları unutulmamalıdır.
Bu bağlamda ev sahipliğini yaptığımız “Sivas Kongresi'nin 100. Yılında Her
Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu” eğitim ve kültür halkasının,
Üniversite ile Şehir bütünleşmesinin güzide emsallerinden birisini teşkil
etmiştir.
Yurtiçinden ve yurtdışından katılım sağlayan 100'ün üzerinde kültür,
sanat ve bilim insanı bir araya gelerek, üç gün boyunca şehrimize dair
araştırmalarını ve birikimlerini hemşerilerimizle paylaşmışlardır.
ISBN: 978-605-7092-17-7
TARİH
Editörler
Prof. Dr. Hakan Yekbaş - Doç. Dr. Ahmet Yüksel
Editör Yardımcısı
Arş. Gör. Okan Güven
SİV
AS K
ONGRESİ’NİN 100. YILINDA
HER Y
ÖNÜYLE
ULUSLARARA
SI SEMPO
ZYUMU
E
dit
örler:
Prof
. Dr
. Hakan Y
ekbaş
Doç. Dr
. Ahmet Y
üksel
1
SİVAS KONGRESİ’NİN 100. YILINDA
HER YÖNÜYLE
SIVAS
1
CİLT
TARİH
SİVAS2019
ULUSLARARASI SEMPOZYUMU
Editörler
Prof. Dr. Hakan Yekbaş - Doç. Dr. Ahmet Yüksel
Editör Yardımcısı
SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ
Sivas Kongresi'nin 100. Yılında Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
1. Cilt ISBN
978-605-7902-16-0 (Tk.) 978-605-7902-17-7
Editörler Prof. Dr. Hakan YEKBAŞ Doç. Dr. Ahmet YÜKSEL
Editör Yardımcıları Arş. Gör. Okan GÜVEN
Yusuf KESGİN Baskı
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlük Matbaası Kapak ve İç Düzen
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlük Matbaası Dağıtım
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Sunuşlar
Salih AYHAN – Sivas Valisi 9
Prof. Dr. Alim YILDIZ – Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü 11 Doç. Dr. Ahmet YÜKSEL - Takdim ve Teşekkür 13
Sempozyum Açış Konuşmaları
Salih AYHAN – Sivas Valisi 15
Prof. Dr. Alim YILDIZ – Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü 17 Hilmi BİLGİN – Sivas Belediye Başkanı 19 Prof. Dr. Suraiya FAROQHI – Onur Konuğu 21
Bildiriler
Asur Ticaret Kolonileri Çağında Sivas Çevresinden Geçen Yollar ve Bu Yollar Üzerinde Bulunan Kentler
Hasan Ali Şahin 25
Eskiçağ'da Sivas ve Çevresi (Koloni Devrinden Pers İstilasına)
Hülya Kaya Hasdemir 49
Suşehri, Akıncılar, Gölova ve Çevresinin İlk Çağ'daki Konumu ve Yerleşimleri; Hayaşa Krallığı-Dukkamma Yerel Yönetimi
Tahir Erdoğan Şahin 75
Türkiye Selçukluları Döneminde Sivas
Abdülkerim Özaydın 105
Bir Dinî İdeolojik Mücadele Alanı Olarak Sivas: Pavlikanlardan Babaîlere
Selcen Özyurt Ulutaş 131
Türkiye Selçuklularından Osmanlılara Alternatif İdeolojilerin Mücadelesinde Sivas
Gaye Yavuzcan – Pınar Savaş 149
Ayaklanmalar Gölgesinde Bir Osmanlı Şehrinin Doğuşu: 16. Yüzyıl Sivas'ının Sosyokültürel Yapısı ve İsyanların Rolü
Birol Gündoğdu 191
Osmanlı Dönemi Sivas'ta Yemek Kültürü
Ömer Demirel 211
Yeniçağ Osmanlı Finans Politikalarının Taşradaki Yansıması Olarak Sivas Ekonomik Yaşamında Altın
Zafer Karademir 233
Sivas Eyaletinde Vakıf Kurucuları (XVI. Yüzyıl)
Yılmaz Kurt 259
Rüstem Paşa Vakfiyesi Orijinali ve Sivas Ali Baba Zaviyesine Dair Bazı Yeni Bulgular
Saim Savaş 285
XVII. Yüzyılda Sivas'ta Kurulan Vakıflara Genel Bir Bakış
Mevlüt Dede 391
Sivas Hurûfat De erleri(1690-1835)'nde Vakıf Kurucu Hanımlar
Salih Şahin 401
Osmanlılar Döneminde Tokat Sancağından Gelir Sağlayan Sivas Vakıfları
Ali Açıkel 417
XVIII. Yüzyılda Sivas Eğitim Kurumları ve Dini Yapılar (Hurûfat De erlerine Göre)
M. Murat Öntuğ 435
Osmanlılar Devrinde Bir Maden Nasıl İşletilemez? Sivas Suşehri Geminbeli Simli Kurşun Örneği
Ahmet Yüksel – Hilal Üner 473
Çi çiyi Koruma ve Zirai Modernleşme Politikasının Somut Bir Örneği Olarak Sivas Numune Çi liği
Kemale in Kuzucu 499
XIX. Yüzyılın Sonlarında Yabancı Arkeologların Sivas ve Çevresinde Eski Eser (Âsâr-ı Atîka) Araştırmaya Yönelik Talepleri
SEMPOZYUM ONUR KURULU
Salih AYHAN-Sivas Valisi
Prof. Dr. Alim YILDIZ-Sivas Cumhuriyet Üniv. Rektörü
Prof. Dr. Derya ÖRS-Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik TURAN-Türk Tarih Kurumu Başkanı
SEMPOZYUM BİLİM KURULU
Prof. Dr. Alim YILDIZ
Prof. Dr. Fatmagül CİRHİNLİOĞLU Prof. Dr. Recep TOPARLI Prof. Dr. Ahmet BOZDOĞAN Prof. Dr. Ünal KILIÇ
Prof. Dr. Fadime SUATA ALPASLAN Prof. Dr. Ali TAŞKIN
Prof. Dr. Mehmet ARSLAN Prof. Dr. Cemal YALÇIN
Prof. Dr. Ayşen AÇIKKOL YILDIRIM Prof. Dr. Ömer DEMİREL
Prof. Dr. Yıldız KARAGÖZ YEKE Prof. Dr. Bilal YÜCEL
Prof. Dr. Özden ÖZBAY Prof. Dr. Zafer CİRHİNLİOĞLU Prof. Dr. Erdal ESER
Prof. Dr. Pınar GÖZLÜK KIRMIZIOĞLU
SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU
Mehmet Nebi KAYA Sivas Vali Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet YÜKSEL
İbrahim YASAK Sivas Hizmet Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Taner ÇİFÇİ
Ahmet ÖZAYDIN Sivas Belediye Başkan Yrd. Dr. Öğr. Üyesi Ramazan SÜER
Prof. Dr. Recep TOPARLI Dr. Öğr. Üyesi Onur BALCİ Prof. Dr. Erdal ESER Dr. Öğr. Üyesi Ümit ÇAYIR
Prof. Dr. Fadime SUATA ALPASLAN
SEMPOZYUM SEKRETERYASI
KATILIMCILAR
Prof. Dr. Abdullah KAHRAMAN Marmara Üniv. Doç. Dr. Abdullah KAYA Sivas Cumhuriyet Üniv.
Prof. Dr. Abdülkerim ÖZAYDIN İstanbul Üniv./Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem CEYHAN Manisa Celal Bayar Üniv.
Prof. Dr. Adnan MAHİROĞULLARI Sivas Cumhuriyet Üniv. Prof. Dr. Adnan PINAR Konya Necmettin Erbakan Üniv. Dr. Öğr. Üyesi Ahmet EDİ Ağrı İbrahim Çeçen Üniv. Prof. Dr. Ahmet UZUN Akdeniz Üniv.
Doç. Dr. Ahmet YÜKSEL Sivas Cumhuriyet Üniv. Öğr. Gör. Ahmet Necip GÜNAYDIN Sivas Cumhuriyet Üniv. Prof. Dr. Ali AÇIKEL Tokat Gaziosmanpaşa Üniv. Prof. Dr. Ali AKAR Muğla Sıtkı Koçman Üniv. Prof. Dr. Alpaslan DEMİR Tokat Gaziosmanpaşa Üniv. Prof. Dr. Atilla ENGİN Gaziantep Üniv.
Arş. Gör. Aydoğan BOZKURT Sivas Cumhuriyet Üniv. Prof. Dr. Ayşen AÇIKKOL YILDIRIM Sivas Cumhuriyet Üniv. Arş. Gör. Buket ÇELİK Sivas Cumhuriyet Üniv. Doç. Dr. Cengiz ATLI Iğdır Üniv.
Derya ACAR Sivas Cumhuriyet Üniv. Arş. Gör. Doğan Can AKTAN Selçuk Üniv.
Dursun AYAN Türk Bilim Tarihi Kurumu
Edit TASNADI Elte Üniv./Budapeşte-Macaristan Dr. Öğr Üyesi Ebru BİLGET FATAHA Sivas Cumhuriyet Üniv.
Prof. Dr. Erdal ESER Sivas Cumhuriyet Üniv. Öğr. Gör. Ergün TARIKAHYA Sivas Cumhuriyet Üniv. Erhan PAŞAZADE MEB
Prof. Dr. Erksin SAVAŞ Ankara Üniv.
Prof. Dr. Fadime SUATA ALPASLAN Sivas Cumhuriyet Üniv.
Prof. Dr. Fatma Zeynep AYGEN Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniv. Feyzullah BUDAK
Doç. Dr. Filiz ÇOLAK Uşak Üniv. Dr. Öğr. Üyesi Gaye YAVUZCAN Uşak Üniv.
Arş. Gör. Gülseren KOYUN ESEN Sivas Cumhuriyet Üniv. Prof. Dr. Gürsoy ŞAHİN Afyon Kocatepe Üniv. Gülağ ÖZ
Prof. Dr. H. İbrahim DELİCE Sivas Cumhuriyet Üniv. Öğr. Gör. Haluk KAYICI Trakya Üniv.
Dr. Öğr. Üyesi Hasan COŞKUN Tokat Gaziosmanpaşa Üniv. Prof. Dr. Hasan Ali ŞAHİN Erciyes Üniv.
Dr. Öğr. Üyesi Hülya KAYA HASDEMİR Muş Alparslan Üniv. Hüseyin CILGA
Prof. Dr. Hüseyin MUŞMAL Selçuk Üniv.
Prof. Dr. İbrahim SUBAŞI İstanbul Medeniyet Üniv. İlyas EGE
İsmail Hakkı ACAR
Prof. Dr. İsmet ÇETİN Gazi Üniv.
Doç. Dr. İsmet TÜRKMEN Tokat Gaziosmanpaşa Üniv. Kadir PÜRLÜ
Prof. Dr. Kemalettin KUZUCU Marmara Üniv. Prof. Dr. Kenan Ziya TAŞ Balıkesir Üniv.
Dr. Öğr. Üyesi Leyla AKSU KILIÇ Uşak Üniv. Prof. Dr. Mehmet KARAYAMAN Uşak Üniv. Prof. Dr. Mehmet Fatih KÖKSAL Amasya Üniv. Dr. Öğr. Üyesi Mehmet KUTLU Pamukkale Üniv. Mehmet ŞARKIŞLA
Dr. Öğr. Üyesi Meral ÖZTÜRK Sivas Cumhuriyet Üniv. Dr. Öğr. Üyesi Mevlüt DEDE Sivas Cumhuriyet Üniv. Doç. Dr. Miraç Burak GÖNÜLTAŞ Sivas Cumhuriyet Üniv. Seyyed Mohammedtoghi HOSSEİNİ İran
Prof. Dr. Mustafa TURAN Ankara Hacı Bayram Veli Üniv. Prof. Dr. Mustafa Murat ÖNTUĞ Uşak Üniv.
Doç. Dr. Mustafa Serhan YÜCEL Bilecik Şeyh Edebali Üniv. Müberra ŞAHİN Hacettepe Üniv.
Müjgan ÜÇER
Doç. Dr. Nasrullah UZMAN Ankara Hacı Bayram Veli Üniv. Dr. Öğr. Üyesi Nurettin BİROL Erzincan Binali Yıldırım Üniv. Arş. Gör. Okan GÜVEN Sivas Cumhuriyet Üniv. Dr. Öğr. Üyesi Olcay ZENGİN KOŞAN Sivas Cumhuriyet Üniv. Onur YEL
Prof. Dr. Ömer DEMİREL Sivas Cumhuriyet Üniv. Doç. Dr. Özlem AYAZLI Sivas Cumhuriyet Üniv. Pınar SAVAŞ Uşak Üniv.
Doç. Dr. Ramis KARABULUT Niğde Ömer Halisdemir Üniv. Dr. Öğr. Üyesi Recep ÇELİK Yalova Üniv.
Dr. Öğr. Üyesi Remzi AYDIN Erciyes Üniv. Sabri KOZ
Prof. Dr. Saim SAVAŞ Uşak Üniv. Salih ŞAHİN
Prof. Dr. Sarper YILMAZ Ufuk Üniv. Dr. Öğr. Üyesi Selcen ÖZYURT ULUTAŞ Uşak Üniv.
Doç. Dr. Siraceddin HACI Milli İlimler Akademisi/Bakü-Azerbaycan Prof. Dr. Suraiya FAROQHI İbn Haldun Üniv.
Doç. Dr. Sultan Murat TOPÇU Erciyesi Üniv.
Dr. Tahir Erdoğan ŞAHİN İnönü Üniv./Emekli Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taner ÇİFÇİ Sivas Cumhuriyet Üniv.
Prof. Dr. Turan GÖKÇE İzmir Katip Çelebi Üniv. Dr. Öğr. Üyesi Uğur BAŞARAN Sivas Cumhuriyet Üniv. Uğur MESCİ
Dr. Öğr. Üyesi Ümit ÇAYIR Sivas Cumhuriyet Üniv. Prof. Dr. Ünal ÖZDEMİR Karabük Üniv.
Doç. Dr. Vefa İBRAHİM Milli İlimler Akademisi/Bakü-Azerbaycan Doç. Dr. Vehbi ÜNAL Sivas Cumhuriyet Üniv.
Prof. Dr. Vladan VIRIJEVIC Universitet Priştina/Kosovska Mitrovica-Sırbistan
Yasin DÖNDER Tokat Gaziosmanpaşa Üniv. Prof. Dr. Yılmaz KURT Ankara Üniv.-Emekli Öğretim Üyesi Yusuf KESGİN Sivas Cumhuriyet Üniv.
Yunus BUDAKTAŞ Sivas Cumhuriyet Üniv. Yücel YÖNAL
Doç. Dr. Zafer KARADEMİR Sivas Cumhuriyet Üniv. Zehra HİZMETLİ On Dokuz Mayıs Üniv. Dr. Zübeyde Cihan ÖZSAYINER Vakıflar Genel Müdürlüğü
RÜSTEM PAŞA VAKFİYESİ ORİJİNALİ VE
SİVAS ALİ BABA ZAVİYESİNE DAİR BAZI YENİ
BULGULAR
The Original of Rüstem Pasha Foundation and Some
New Findings on Sivas Ali Baba Zawiyah
Saim SAVAŞ
ÖZET
16. asır Sivas’ının en önemli simalarından birisi olan Ali Baba zaviyesi ve vakıfları üzerine gerçekleştirdiğimiz çalışmalar, 1984’te Sivas’ta başladığımız akademik hayatımızın seyrinde çok önemli bir yere sahip olmuştur. O yıllarda hepsini saygıyla andığım Ali Baba evladından Sayın Ruhi Başeğmez, Hüseyin Tekkeşinoğlu ve Şemsi Yılmaz Susamış’tan alınan zaviye arşivine ait belgelerle çalışmalarımız başlamıştır. Çalışmalarımız, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Başbakanlık (Cumhurbaşkanlığı) Osmanlı Arşivi ile Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Sivas Kongre Müzesi Arşivi’nden toplanan belgelerle desteklenmiştir. Kanuni’nin veziriazamı Rüstem Paşa’nın 1546 tarihli vakfiyesi ile oluşmaya başlayan zaviye arşivi, muhtelif sebeplerle Ali Baba evlâdı-nın farklı kolları elinde kalmıştır. Nitekim Ali Baba evladından olduğu anlaşılan Sayın M. Tahir Ezgi ve Tahir Aslandaş’tan alınan bazı belgeler, Gazi Üniversite-si Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma DergiÜniversite-si’nde Ali Sinan Bilgili ve Selahattin Tozlu tarafından yayınlanmıştır. Zaviye üzerine çalışmalarımızı yü-rüttüğümüz 1986-1991 sürecinde kendisine ulaşamadığımız yine Ali Baba evla-dından Sayın Ali Remzi Susamış, 2016 yılı başlarında bir vesile ile bizimle temas kurmuş ve Rüstem Paşa vakfiyesinin orijinali ile Ali Baba evladından Es-Seyyid Şeyh Ali’nin birisi Türkçe istinsah birisi Arapça te’lif iki kitabı ve yine zaviye ar-şivinde bulunan bir Kadirî tarikatı silsilenamesini tarafımıza göndermiştir. Bildi-rinin amacı işte bu orijinal kaynakları ilim camiasına tanıtmaktır.
Anahtar Kelimeler: Ali Baba, Rüstem Paşa, Vakfiye, Kadirî Tarikatı,
Silsi-lenâme
286
|
Saim SavaşABSTRACT
The works we carried out on the Ali Baba zawiyah and foundations, which are some of the most important figures of the 16th century Sivas, had an impor-tant place in the course of our academic life that we started in 1984 in Sivas. We started our works with documents from the zawiyah archive, which are obtained from the decendants of Ali Baba; Ruhi Başeğmez, Hüseyin Tekkşinoğlu and Şem-si Susamış, whom I remember with respect. Our works have been supported by General Directorate of Land Registry and Cadastre, General Directorate of Foun-dations, the Ottoman Archives of the Prime Ministry (Presideny) and Sivas Re-gional Directorate of Foundations and Sivas Congress Museum Archives. The zawiyah archive that started to be formed with the 1546 foundation of Rüstem Pasha, the Grand vizier of Kanuni, remained in the hands of different branches of Ali Baba descendants for various reasons. As a matter of fact, some documents taken from M. Tahir Ezgi and Tahir Aslandaş, who were understood to be the de-cendants of Ali Baba, were published by Ali Sinan Bilgili and Selahattin Tozlu in Gazi University Turkish Culture and Hacı Bektaş Velî Research Quarterly. Ali Remzi Susamış, also a descendat of Ali Baba, whom we couldn’t reach during the 1986-1991 period in which we carried out our works on Zawiyah, contacted us in the early 2016. He sent us the original of Rüstem Pasha foundation, two books, one of them in Turkish and one of them in Arabic, which belongs to one of the descendants of Ali Baba, Es-Seyyid Sheikh Ali, and also Silsilename of Kadiri Order, which was found in the zawiyah archive. The purpose of this paper is to introduce these original sources to the scientific community.
Keywords: Ali Baba, Rüstem Pasha, Foundation, Kadiri Order, Silsilename
GİRİŞ
Ali Baba 16. asır Sivas’ının en önemli simalarından birisidir.1 Ali
Ba-ba zaviyesi ile ilgili süreç, 1546’da Kanuni’nin veziriazamı Rüstem Pa-şa’nın2 yaptığı vakıf ile başlamış ve zamanımıza kadar devam etmiştir. Bu * Uşak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü - saimsavas@hotmail.com
1 Yaklaşık 1557 Nisanında Sivas’tan geçen ve maceralı Hindistan seyahati ve deniz
coğraf-yasına ait eserleriyle şöhret kazanmış bir Türk denizcisi olan Seydî Ali Reis’in, Sivas’a geldiğinde vali ve Abdulvahab Gazi Türbesi’ni ziyaretten sonra sadece Ali Baba’ya uğra-yarak mülâkat yapıp duasını aldığını, eserinde belirtmesi, Ali Baba’nın sahip olduğu ma-nevî nüfuzun boyutlarını göstermesi bakımından önemlidir, bkz. Seydî Ali Reis, Mir’at-ül
Memalik, haz. Necdet Akyıldız, Tercüman 1001 Temel Eser, basım yeri ve yılı yok, 125.
2 Rüstem Paşa hakkında bkz. Erhan Afyoncu, “Rüstem Paşa”, DİA, Cilt: 35, (2008),
s.288-290; Rüstem Paşa ve vakıfları hakkında bkz. İ. Aydın Yüksel, “Sadrazam Rüstem Pa-şa’nın Vakıfları”, Ekrem Hakkı Ayverdi Armağanı, İstanbul 1995, ss. 219-281, bu çalışmada Rüstem Paşa’nın kimliği hakkında da geniş bilgi verilmiş olup, makalede verilen ve
Va-Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
287süreçte etkili olan üç temel unsurdan ilki bahsi geçen Rüstem Paşa vakfı, ikincisi 1574’te Ali Baba’nın vefatı ve vasiyeti üzerine vakıf şartlarının de-ğiştirilmesi, üçüncüsü ise 1639’da Ali Baba’nın torunu Küçük Ali Baba’nın yaptığı vakıftır. Bu üç unsur zaviyenin, zaviye vakıflarının ve kurucu şeyh ailesinin gidişatını önemli ölçüde etkilemiş görünmektedir.
Rüstem Paşa vakfının yapıldığı 1546’da Ali Baba henüz bekâr oldu-ğundan ve dolayısıyla çocuğu olmadığından, zaviyenin ve vakfın yöne-timi; önce Ali Baba’ya, sonra kardeşi Pîrî’ye3 ve kardeşinden sonra Ali
Ba-ba’nın evlâdına, evlâdının nesli tükendiğinde kardeşinin evlâdına, karde-şinin evlâdı münkariz olduğunda Ali Baba zaviyesinde oturan ve Ehl-i Sünnet ve Cemâ’at Mezhebi4 üzere yaşayan fukaraya ve nihayet onların
da soyu tükendiğinde Medine-i Münevvere fukarasına bırakılmıştır. Vefat ettiği 1574 yılında Ali Baba’nın 12 yaşında Ahî Mehmet isimli bir oğlunun olması, zaviye yönetimi hususunda Rüstem Paşa vakfiyesin-deki şartların değiştirilmesi sonucunu doğurmuş görünmektedir. Konuy-la ilgili Mühimme kaydında geçen “Rûm Beğlerbeğisi mektub gönderüb Ali Baba vefat idüb lâkin teehhül itmezden (evlenmezden) evvel
vakfiye-kıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bulunduğu belirtilen 635 No.lu defterin 137 ila 167. sayfaları arasında kayıtlı Rüstem Paşa’ya ait vakfiye suretleri arasında Ali Baba zaviyesi için yapılan vakıf bulunmamaktadır.
3 Vakfiyede “karındaşına” ifadesi geçmekte, isim verilmemektedir, ancak Tapu Kadastro
Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan 982/1574 tarihli Sivas Mufassalı’nda, Ali Baba’nın biraderi olan Pîrî ve onun oğulları Veled, Hasan ve Hüseyin’in adları kayıtlı bulunmak-tadır, bu kayda göre Veled, Hasan ve Hüseyin zaviyenin hizmetkârları arasında bulun-makta ve hizmetleri mukabelesinde Avârız-ı Dîvâniye ve Tekâlif-i Örfiye’den muaf tu-tuldukları anlaşılmaktadır, bkz. 14 numaralı Mufassal, 29-A.
4 Vakfiyelerde mezhep mensubiyeti şartına misal olmak üzere “Ebü’l-Ferec
İbnü’l-Cevzî’nin el-Muntažam fî târîħi’l-mülûk ve’l-ümem adlı eserinde yer alan (IX, 66) ... vak-fiyede medresenin Şâfiîler için yaptırıldığı, vakfedilen arazi, çarşı ve dükkânlardan elde edilen gelirlerin medreseye tahsis edildiği, buraya Şâfiî bir müderris, bir vâiz, bir hazînü’l-kütüb, bir mukrî, Arap dili gramerini öğretecek bir hoca tayin edildiği, ferrâş ve kapıcıların da Şâfiî olması gerektiği belirtilmiş” ifadeleri için bkz. Osman Gazi Özgüden-li, “Vakfiye”, DİA cilt: 42; sayfa: 466; Dulkadirli Alaüddevle Bey’in H.916/M.1510 tarihli vakfiyesinde, inşa ya da tamir ettirdiği medrese ve mescidlerde görev yapacak müderris ve imamların Hanefî mezhebinden olmasını şart koşmuştu, bkz. İbrahim Solak, “916 H. / 1510 M. Tarihli Alaüddevle Bey Vakfiyesi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, Sayı: 15, 2006, s.528, 530; Kanuni’nin vakfiyesine göre Süleymaniye câmiinde
gö-rev yapacak vâiz ve musallînin Hanefi mezhebinden olması gerekiyordu, bkz. Ahmet Koç-Ömer Özdemir, “Kanûnî Vakfiyesi’ne göre Süleymaniye Camii ve Görevlileri”,
Di-yanet İlmî Dergi, Cilt: 53, Sayı: 2, Nisan-Mayıs-Haziran 2017, s. 133, 137;
Candaroğulların-dan İsmail Bey b. İbrahim, Kastamonu’da yaptırdığı medresede vazife yapacak müderri-sin Hanefi mezhebinden olmasını ve bu mezhebin tedrisiyle meşgul olmasını şart koş-muştur, bkz. Hasan Yüksel, “Anadolu Beyliklerinde Vakıflar”, Vakıflar Dergisi, C. 30, An-kara 2007, s.41.
288
|
Saim Savaşsinde zâviyesin karındaşlarına ve evlâdına şart itmiş imiş hâlen on iki ya-şında Ahî Mehmed nâm oğlu kalub babası zâviyesin mezkûra vasıyyet idüb inâyet olunursa hizmetkâr ve akrabâsı tekyeyi ma’mur idüb dahl ve harca mâlikdir deyu bildirmeğin buyruldu”5 ifadeleri meseleyi gayet sarih
bir şekilde açıklamaktadır.
Bu şekilde Ali Baba’nın kardeşi ve kardeşinin çocukları, zaviye ve vakıf yönetiminin dışında tutulmuştur. Ancak bunun dışındaki şartlarda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Rüstem Paşa vakfiyesinde belirle-yici husus; zaviye ve vakıf yönetiminin Ali Baba’nın erkek-kadın ayırımı yapılmaksızın bütün evlâdına bırakılmasıdır. Diğer önemli bir husus ise Ali Baba’nın soyu tükendiğinde zaviyede oturup zaviye ve zaviye vakıf-larını idare edecek kimselerin Sünnî olmavakıf-larının istenmesidir.
Zaviye ve zaviye vakıflarının yönetimi, işletilmesi ve dolayısıyla ku-rucu şeyh ailesinin gidişatını önemli ölçüde etkilemiş olan üçüncü unsur, 1639 tarihli Küçük Ali Baba vakfiyesindeki şartlarla Rüstem Paşa vakfiye-sindeki şartların farklı olmasıdır. Torun Ali Baba, Rüstem Paşa’nın hilâfı-na vakıf yönetimini sadece erkek evlâdıhilâfı-na bırakmıştır. Buhilâfı-na göre dedesi-nin zaviyesinde oturan erkek evlâdının yaşça büyük olanı vakıf gelirlerini toplayacak ve vakfiyede gösterildiği şekilde tasarruf edecektir. Zaviyede sakin olan kız evlâdın seyyibe (dul) ya da mariz (hasta) olanlarına vakıf gelirlerinden kifayet miktarı infak olunacaktır. Bu şekilde Rüstem Paşa vakıf şartlarına göre evladın tamamı zaviye ve vakıf yönetiminde yer al-ma hakkına sahip iken Küçük Ali Baba’nın belirlediği vakıf şartlarında kız evlat bunun dışında tutulmuştur.6
Ali Baba adına bir zaviye bulunmasına karşılık bu zaviyeye yönelik yapılan iki önemli vakfiyedeki şartların farklılığı zamanla bazı karışıklık-lara sebep olmuştur. Bu şekildeki kurumlarda zaviye ve vakıf yönetimi daha doğrusu vakıf gelir kaynakları, zamanla vâkıfın evladının temel ge-çim kaynağı haline dönüşmektedir. Bu yüzden zaviyeye yapılan iki önemli vakıftaki bahsi geçen yönetim şartlarındaki farklılık, Ali Baba evlâdı arasında bitip tükenmek bilmeyen huzursuzluklara, kavgalara ve hatta bir öldürtme olayına7 ve nihayet tarikat farklılığına kadar uzanan
5 Söz konusu buyruldu için bkz. Saim Savaş, Bir Tekkenin Dinî ve Sosyal Tarihi Sivas Ali Baba
Zaviyesi, İstanbul 1992, s. 186.
6 Küçük Ali Baba vakfiyesi için bkz. Saim Savaş, age, s.199-204.
7 Küçük Ali Baba zaviyesi tekyenişini Şeyh Hasan Efendi’nin büyük oğlu Mehmed Tahir
Efendi’nin, Büyük Ali Baba zaviyesi tekyenişini Şeyh Mustafa Efendi tarafından araların-daki adavet-i kadime sebebiyle ücretli hizmetkârına bıçaklattırıp ölümüne sebep olduğu
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
289sonuçlara sebep olmuş görünmektedir. Bu gelişmelerin aynı zamanda Ali Baba evlâdının ve dolayısıyla zaviye arşivinin farklı yerlere dağılmasına da sebep olduğu anlaşılmaktadır.
Zaviye üzerine çalışmalarımızın başladığı 1985-1986 yıllarından iti-baren Ali Baba evlâdının ulaşabildiğimiz kollarından belgeler temin edil-miştir. Bu meyanda öncelikle Sayın Ruhi Başeğmez’den alınan 700’ün üzerindeki vesika zikredilmelidir. Ayrıca Sayın Şemsi Yılmaz Susamış’tan alınan 27 belge ile Sayın Hüseyin Tekkeşinoğlu’ndan temin edilen 16 bel-ge ve bu üç mümtaz insandan dinlenen sözlü bilgiler, konunun anlaşıl-ması ve aydınlatılanlaşıl-masında çok mühim tesirler vücuda getirmiştir. Bu dö-nemde çalışmalarımız Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Başbakanlık (Cumhurbaşkanlığı) Osmanlı vi, Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü Arşivi ve Sivas Kongre Müzesi vi’nden toplanan belgelerle desteklenmiştir. TKGM Arşivi ve VGM Arşi-vinde bulunan vakfiye kayıtları ile BOA (COA) Sivas Ahkâm Defterleri ve o zaman Sivas Kongre Müzesinde bulunan8 Sivas Şer’iye Sicillerinden
derlenen ferman, berat vb. kayıtlar, sözü geçen şahıslar elindeki zaviye arşivinin zenginleşmesine ve meselelerin daha iyi anlaşılmasına vesile teşkil etmiştir.9
Yukarıda ifade edildiği üzere Kanuni’nin veziriazamı Rüstem Pa-şa’nın 1546 tarihli vakfiyesi ile oluşmaya başlayan zaviye arşivi, muhtelif sebeplerle Ali Baba evlâdının farklı kolları elinde kalmıştır. Nitekim Ali Baba evladından olduğu anlaşılan Sayın M. Tahir Ezgi ve Tahir Aslan-daş’tan alınan bazı belgeler, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bek-taş Velî Araştırma Dergisi’nde Ali Sinan Bilgili ve Selahattin Tozlu tara-fından yayınlanmıştır.10 Zaviye üzerine çalışmalarımızı yürüttüğümüz
1986-1991 sürecinde kendisine ulaşamadığımız yine Ali Baba evladından Sayın Ali Remzi Susamış, 2016 yılı başlarında bir vesile ile bizimle temas
iddiası ile ilgili olarak 25 Şaban sene 1290 / 18 Ekim 1873 tarihli belge için bkz. Sivas Şer’iye Sicili, 49 Numaralı Defter, Sayfa: 211.
8 Bu defterler daha sonra Ankara’da Milli Kütüphaneye nakledilmiştir.
9 Doktora tezimiz 16.Asırda Sivas'ta Kurulan Ali Baba Zaviyesi'nin Dini, Sosyal Ve Ekonomik
Fonksiyonları Hakkında Bir Araştırma başlığı ile 26 Ocak 1991’de Prof. Dr. A. Yaşar Ocak,
Prof. Dr. Özer Ergenç ve Prof. Dr. Muzaffer Arıkan’dan oluşan jüri önünde savunulmuş; Kasım 1992’de Bir Tekkenin Dinî ve Sosyal Tarihi Sivas Ali Baba Zaviyesi başlığı ile Dergah Yayınları tarafından basılmıştır.
10 Ali Sinan Bilgili, “Sivas Alibaba Zaviyesi Vakfı Belgeleri”, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü
ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, (Sayı 51, 2009), ss.1-34; Selahattin Tozlu, “Sivas Ali
Baba Zaviyesi Vakfı Belgelerinin Aslı Ve Günümüz Harfleriyle Metni”, Gazi Üniversitesi
290
|
Saim Savaşkurmuş ve lûtfedip Rüstem Paşa vakfiyesinin orijinali ve bir sureti ile Ali Baba evladından Es-Seyyid Şeyh Ali’nin biri Türkçe istinsah, diğeri Arap-ça te’lif iki kitabı ve yine zaviye arşivinde bulunan bir Kadirî tarikatı silsi-lenamesini tarafımıza göndermiştir. Bildirinin amacı işte bu orijinal kay-nakları ilim camiasına tanıtmaktır.
Zaviye arşivinin en önemli kısmını Sayın Ruhi Başeğmez’den alınan evrak oluşturmuştur. Ali Baba evlâdının diğer kollarından alınan belge-lerle birlikte resmî arşivlerin dışında aile bireyleri elinden toplanan belge sayısı 800’ün üzerindedir. Bu bakımdan Ali Baba zaviyesi arşivi, benzer kurumlar arasında müstesna bir yere sahip olmuştur.
Ali Baba evladı arasında zaviye ve vakfın yönetimi ile vakıf gelirleri-nin paylaşımı hususunda anlaşmazlıkların başladığı 17. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren zaviye ve zaviye vakıflarıyla ilgili belgeler genellikle yönetimi elinde bulunduran evlat elinde kalmış olmalıdır. Yönetim dışın-da kalan evlat ise yönetimde yer alabilmek ya dışın-da vakıf gelirlerinden pay alabilmek maksadıyla kendi lehlerine Sivas’taki vali, beylerbeyi, kadı vs. yerel idarecilerden ve Dersaadet’teki üst birimlerden belge elde etmeye çalışmış görünmektedirler. Yönetimde bulunan ya da dışarıda kalan evlat, vâkıfın evladından olduklarını yani yönetimde yer alma ve vakıf gelirle-rinden pay alma haklarının olduğunu gösteren evrakı elinde bulundur-maya gayret etmişlerdir. Buna karşılık zaviye ve vakıf yönetimini elinde bulunduran aile mensupları, dışarıda kalanların umumiyetle ecnebi ol-dukları iddiasında bulunmuşlardır. Bu gelişmeler, zaviye arşivinin ailenin farklı kolları elinde kalmasının temel sebebi olarak ifade edilebilir.
Malum olduğu üzere Osmanlı devletinde bütün kurumlarla ilgili belgelerin asılları Dersaadet’te muhtelif kalemlerde bulunduğu için aile arşivindeki evrakın mükerrerlerini buralardan takip edebilmek müm-kündür. Aynı şekilde başkentten alınan evrak, ilgili aile bireyi tarafından genellikle Sivas’ta kadı siciline kaydettirildiği için bahis konusu belgelerin benzerlerini Sivas Şer’iye Sicillerinde bulmak ta mümkün olmuştur.11 Bu
bakımdan Doktora çalışmalarımızı yürüttüğümüz dönemde ulaşamadı-ğımız Sayın M. Tahir Ezgi ve Tahir Aslandaş’tan alınan belgelerin nere-deyse tamamına yakını İstanbul, Ankara ve Sivas’taki ilgili arşivlerden
za-11 Kadı, ilgilinin İstanbul’dan getirdiği ferman, berat, defter-i hâkânî sureti vs.yi sicile
kay-deder, gelen belgenin muhtevasına uygun müraseleyi muhatabına vererek işlemi yine si-cile kaydederdi.
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
291ten temin edilmişti.12 Ali Sinan Bilgili ve Selahattin Tozlu tarafından
ya-yınlanan belgeler arasında bilhassa Ali Baba tekkesi şeyhi Mehmed Tahir ibn Şeyh Hüseyin’in Amasya-Ladik-Gevekse/Budakdere köyünden satın aldığı arazilerin tapu senetleri konumuz açısından önemlidir.13 20
Rebiu-levvel 1327 (11 Nisan 1909), 10 Nisan 1326-13 Rebiulahir 1328 (23-24 Nisan 1910), 20 Rebiulahir 1329 (20 Nisan 1911) ve 12 Cemaziyelevvel 1333 (28 Mart 1915) tarihli tapu senetleri, Ali Baba evladından bir kolun bahsi ge-çen tarihlerde ya da bu tarihlere yakın bir dönemde Gevekse/Budakdere köyüne yerleştiklerini göstermektedir.14
Ailenin bu şekilde farklı coğrafyalara dağılması, aile içi geçimsizlik-lerin olduğu kadar zaviyeye gelir getiren vakıf köygeçimsizlik-lerin dağılımı ile de alakalı olabilir. İlgili bölgelere vakıf gelirlerini toplamak üzere gönderilen aile bireylerinin zamanla oralara yerleşmiş olmaları ihtimal dâhilinde bu-lunmaktadır.
Ali Remzi Susamış, yukarıda ifade edildiği üzere Rüstem Paşa vakfi-yesinin orijinali ve bu vakfiyenin tarihsiz bir sureti ile Ali Baba evladın-dan Es-Seyyid Şeyh Ali’nin biri Türkçe istinsah, diğeri Arapça te’lif iki ki-tabı ve yine zaviye arşivinde bulunan bir Kadirî tarikatı silsilenamesini ta-rafımıza göndermiştir.
Küçük boyutlu bir kitap formatında 72 sayfa halinde yazılan orijinal vakfiyenin kapaktan sonraki ilk sayfasının üst kısmında bulunan Şeyh ‘Ali
Baba tekyesinin vakıfnâmesidir Rüstem Paşa hazretlerinin vakf itdüği sene 953
ifadesinden anlaşıldığına göre vakıf, 4 Mart 1546-20 Şubat 1547 tarihleri
12 Doktora tezinde ve tezin kitaplaştırılmış halinde aile ve resmi arşivlerdeki bütün belgeler
kullanılmış olmakla birlikte bunlardan bir kısmının orijinali ve çevirileri ekler kısmında verilmişti. Bu yüzden Ali Sinan Bilgili ve Selahattin Tozlu’nun muhtemelen sadece kita-bımızın ekler kısmındaki belgeleri dikkate aldıkları anlaşılmaktadır.
13 Belge No 37 : M. Tahir Ezgi BELGE.3; Belge No 38 : M. Tahir Ezgi BELGE.12; Belge No 39
: M. Tahir Ezgi BELGE.1; Belge No 43 : M. Tahir Ezgi BELGE.16; Belge No 44 : M. Tahir Ezgi BELGE.5; Belge No 47 : M. Tahir Ezgi BELGE.4.
14 Zaviye arşivinin bir kısmını tarafımıza ulaştıran Sayın Hüseyin Tekkeşinoğlu’nun bahsi
geçen arazileri satın alan Şeyh Mehmet Tahir’in oğlu olduğu, ailenin bu kolunun muh-temelen 20 yüzyılın ilk yıllarında Budakdere’ye yerleştikleri söylenebilir. Şeyh Hüseyin Tekkeşinoğlu’nun 1977’de Budakdere Köyü Kültür Derneğini kurduğu ve derneğin baş-kanlığını yaptığı anlaşılmaktadır,
bkz. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kullan%C4%B1c%C4%B1_mesaj:78.191.12.177
(01.11.2018); söz konusu tapuları elinde bulunduran Sayın Mehmet Tahir Ezgi’nin de ay-nı kola mensup olduğunu düşünmekteyiz. Ailenin bir kolunun Sivas-Hafik taraflarına yerleştiği bilinmektedir ki, Sayın Tahir Aslandaş, kendisiyle yapılan bir söyleşide “1971’de eskiden o bölgeye Tozanlı Deresi derlerdi, eski ismi Divriğin yeni adı Beykonağı olan köyde dünyaya zuhur etmişiz” demektedir, bkz. http://ayhanaydin.info/soylesiler/ dedeler/89-tahir-aslantas (02.11.2018).
292
|
Saim Savaşarasında tesis edilmiştir.15 VGM Arşivinde çalıştığımız dönemde, o
zama-nın teknik imkânları sebebiyle vakfiye sureti önce el yazısıyla kopyalanmış, sonra Arapça daktilo ile yazılarak tezimizde kullanılmıştı. VGM Arşivinde-ki vakfiye sureti 10 Cemaziyelevvel 1271/29 Ocak 1855 tarihlidir.16 Vakfiye
suretinin doğruluğunu onaylayan kadı ve naip isimleri ile şuhudü’l-hal kısmındaki isimlerin, Ali Remzi Susamış’tan alınan vakfiye suretiyle aynı olması sebebiyle bu suretin de aynı tarihli olduğunu kabul edebiliriz.
Her iki vakfiye sureti orijinal vakfiye ile karşılaştırılmış, muhtemelen yazım hataları ve kâtiplerin benzer anlamlı kelimeleri tercih etmeleri gibi sebeplerle bazı farklılıklar tespit edilmiştir. Ancak bu farklılıkların muh-teva itibariyle vakfiyenin anlam bütünlüğünü bozacak raddede olmadığı belirtilmelidir.17
Orijinal vakfiyeyi gördüğümüzde tarafımızdan en çok merak edilen ve ilk bakılan yer, Rüstem Paşa vakfı öncesinde Ali Baba’nın ve zaviyesi-nin bulunduğu karye ile ilgili olan kısımdı. Bu Ali Baba’nın evveliyatını bilmek bakımından çok önemliydi. Çünkü vakfiye suretinde Ali Baba ile ilgili olarak; evvelâ Kaza-i Sivas’dan –boşluk- nâm karyede mütevattın ve
zâvi-yesi ol karyede müte’ayyin olan ifadeleri yer alıyor ve karyenin ismi
verilmi-yordu. Maalesef Ali Baba’nın vatan tuttuğu ve zaviyesinin bulunduğu köyün adının orijinal vakfiyede de bulunmadığı görülmüştür. VGM Arşi-vindeki vakfiye suretinde karye ismi için herhangi bir boşluk bulunmaz-ken, Ali Remzi Susamış’tan alınan vakfiye suretinde ve orijinal vakfiyede karye ismi için boşluk bırakıldığı görülmektedir. Bu sebeple Ali Baba’nın evveliyatı ile ilgili yeni bir şey söylemek mümkün olamamıştır.
Ali Remzi Susamış’tan alınan ve Ali Baba-yı Kebîr evlâdından Es-Seyyid Şeyh Ali’nin istinsah ettiği kitap, Hâzâ Risâle-i İbn-i İsa başlığını ta-şımaktadır. 178 sayfalık kitabın ekinde içerik olarak ilk kitaba benzer ol-makla birlikte farklı bir kâtip tarafından yazıldığı anlaşılan 242 sayfalık, başlığı bulunmayan 9 fasıllık başka bir kitap bulunmaktadır. Risâle-i İbn-i
İsa başlıklı kitabın ketebe kısmında, sonradan yazıldığı anlaşılan 28
15 Vakfiye kitap formatında yazılmış olup, deri ön ve arka kapaklar dâhil toplam 74
sayfa-dır, bazı sayfaların fotokopileri ve çeviri metinleri ekler kısmında verilmiştir.
16 Vakfiye sureti için bkz. VGM Arşivi, 582/1 nu. defter, s.287-289, sıra nu. 197; vakfiye
sure-tinin yeni harflere çevirisi için bkz. VGM Arşivi, 2232 nu. defter, s.169-173.
17 Vakfiyenin çeviri metninde; vakfiyenin suret kayıtlarında orijinal vakfiyeden farklı
yazı-lan ve suretlerde bulunmayıp ta orijinal vakfiyede yazılı bulunan kısımlar dipnotlarda gösterilmiştir. Suretlerin onay kısımları ve onaylayan kadı isimleri ile son kısımlarında bulunan şahitler kısmı hariç orijinal vakfiye ile suretler arasında toplam 159 farklı yazım tespit edilmiştir.
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
293Kânunuevvel 1326/10 Ocak 1911 tarihi kaydedilmiştir. Eğer bu tarih kita-bın istinsah tarihi ise müstensihin yani Es-Seyyid Şeyh Ali’nin (‘an evlâd-ı ‘Ali Baba-yı Kebîr), belge temin ettiğimiz Şemsi Yılmaz Susamış ve Ali Remzi Susamış’ın babaları Mehmet Nuri Susamış’ın (D.1898-Öl.1978) ba-bası Ali (D.1877-Öl.1939) olduğu kabul edilebilir.
Kitabın ilk sayfasında, Ammâ ba’d Hazreti Resûli Ekrem Hicretden
Do-kuz yüz on doDo-kuzunda Şeyh bin İsa’yım mevlûdım Sarıhan’a ve Kasaba-i Akhisar bu kitabı te’lif idüb Ferahnâme deyu ad virdim tâki tâliblere bu kitaba nazar it-dikde cemî’-i gamdan halâs olub ve beni hayr duâ ile ferâmuş buyurmayalar
ifa-deleri, kitabı tanımamıza vesile olmaktadır. Buna göre kitabın yazarı, Sa-ruhan sancağına bağlı Akhisar doğumlu İbn-i İsa’dır. Yazarının Ferahnâme adını verdiği kitabın Risâle-i İbn-i İsa olarak meşhur olduğu anlaşılmakta-dır. Hicrî 919 (M.1513-1514) tarihinde yazıldığı belirtilen kitap, ismiyle müsemma olarak insanları gamdan kurtarmayı hedeflemektedir.
Fe-rahnâme’nin harflerden mana çıkarmaya dayalı bir eser olduğu ve Teshi-rü'l-ekber fî ilmi'I-harf adıyla da bilindiği belirtilmektedir.18
Ali Remzi Susamış’tan alınan ve yine Ali Baba-yı Kebîr evlâdından Es-Seyyid Şeyh Ali’nin yazdığı Tâli’ Mes’ele başlıklı Arapça kitap 136 sayfa olup yukarıda bahsi geçen kitabın Ferahnâme kısmı ile aynı kâtip tarafın-dan yazıldığı anlaşılmaktadır ki, kitabın sonunda Ketebe el-fakir el-hakir
Es-Seyyid Şeyh ‘Ali ‘an evlâd-ı ‘Ali Baba-yı Kebîr ifadeleri yer almaktadır. Kitap
muhteva itibariyle astronomi, gökbilim, yıldız-nâme ya da ilm-i nücûm kitabı olarak kabul edilebilir.
Ali Remzi Susamış’tan temin edilen Silsilenâmenin Serlevha kısmı-nın en üstünde: ... Eş-Şeyh Ebubekir el-Kâdirî ibn Eş-Şeyh Şa’ban, bu is-min sağ ve sol alt kısımlarında: ... Eş-Şeyh Ali el-Vahidî el-Kâdirî ve’n-Nakşibendî; Besmele, hamdele ve salveleden sonra 5. satırda: Ali bin Ha-san el-Vâhidî el-Çerkeşî, 7. satırda: Es-Seyyid Şeyh Mehmed Şemseddin es-Sivasî, 10 ve 11. satırlarda: Sultan eş-Şeyh Abdulkâdir Gîlânî/Geylânî,
18 “Ferahnâme. Harflerden mâna çıkarmaya dayalı bir eserdir. Teshîrü’l-ekber fî ilmi’l-harf
adıyla da bilinir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1539, Bağdatlı Vehbi Efendi, nr. 1334; İÜ Ktp., TY, nr. 895; Millî Ktp., nr. A 169, vr. 33a-51a, nr. A 4085). Eser üzerinde Ülkü
Kürkçü tarafından bir lisans tezi hazırlanmıştır (İbn Îsâ-yı Saruhânî: Ferahnâme, 1997, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi) bkz. Cemal Kurnaz, Mustafa Tatcı, “İbn Îsâ”, DİA, 20, (1999), s.92; aynı yerde İbn İsa’nın H.902/M.1496-1497’de Akhisar’da dünyaya geldiği, asıl adının İlyas, babasının adının İsa olduğu, Şemsiyye-i Bayramiyye’nin Îseviyye kolunun kendisine nispet edildiği ifade belirtilmektedir; İbn İsa’nın cifr, havâs, vıfk ve ilm-i nücûm gibi ulûm-ı garîbede özel bir ihtisas sahibi ve ayrıca kendisinin tabip olduğu bilgileri kay-naklara yansımıştır, bkz. Ali Yılmaz, “Esmâ-i Hüsnâ Şârihi İbn-i Îsâ-yı Saruhânî”, Diyanet
294
|
Saim Savaş11 ve 12. satırlarda: ... eş-Şeyh Mehmed bin Ahmed el-‘Akîle el-Mekkî isimleri kayıtlı bulunuyor. 14 ve 15. satırlarda: ... hâzâ mine’s-selâsileti’l-kesîrati mine’l-Kâdiriyye19 ve’l-Ahmediyye20 ve’n-Nakşibendiyye21
ve’r-Rifâiyye22 ve’l-Ayderûsiyye23 ve’ş-Şenâviyye24 ve’s-Sa’diyye25
ve’l-Halvetiyye26 ve’s-Sühreverdiyye27 tarikatlarının isimleri geçiyor. İlk
say-fanın son satırında ... ketebe el-‘abdü’l-fakir-i pür-taksîr hâdim-i ni’âlü’l-fakir eş-Şeyh ‘Ali el-Kâdirî el-Vâhidî ve’n-Nakşibendî, ifadeleri yer alı-yor.28
Serlevha kısmının en üstünde yer alan Eş-Şeyh Ebubekir el-Kâdirî ibn Eş-Şeyh Şa’ban isminin sağ ve sol alt kısımları ile ketebe kısmında adı geçen Eş-Şeyh Ali el-Kâdirî el-Vâhidî ve’n-Nakşibendî’nin, yukarıda bahsi geçen iki kitabın müstensihi ve müellifi olan Büyük Ali Baba evlâdından Es-Seyyid Şeyh Ali ile benzerliği dikkat çekiyor. Her üç eser de ailenin aynı kolu elinde mevcut bulunduğu için söz konusu isimlerin aynı kişiyi işaret etmesi ihtimali kuvvet kazanıyor. Ayrıca Şeyh Ali’nin adıyla birlik-te kaydedilen ve bağlı olduğu tarikatları işaret eden Vâhidî, Kâdirî ve Nakşibendî isimleri de tarikat bağlılığının ana eksenini göstermesi bakı-mından önem arz etmektedir. Kâdirîlik ve Nakşibendîlik tarikatları hak-kında çok geniş malumat bulunmakla birlikte, Ali bin Hasan Vâhidî el-Çerkeşî isminde de geçen Vâhidî tarikat adı ise izaha muhtaç bulunmak-tadır. Çünkü Vâhidîlik ya da Vâhidiyye, tarikat değil Kerrâmiyye
mezhe-19 Kâdiriyye tarikatı hakkında bkz. Nihat Azamat, “Kâdiriyye”, DİA, 24, İstanbul 2001,
ss.131-146.
20 Ahmediyye hakkında bkz. Hamid Algar, “Nakşibendiyye”, DİA, 32, İstanbul 2006,
ss.335-342.
21 Nakşibendiyye tarikatı hakkında bkz. Hamid Algar, agm, Necdet Tosun,
“Nakşibendiy-ye”, DİA, 32, İstanbul 2006, ss. 342-343.
22 Rifâiyye tarikatı hakkında bkz. Mustafa Tahralı, “Rifâiyye”, DİA, 35, İstanbul 2008, ss.
99-103.
23 Süleyman Uludağ, “Ayderûsiyye”, DİA, 4, İstanbul 1991, ss. 234.
24 Bedeviyye tarikatının bir kolu, bkz. Abdülbâki Gölpınarlı, 100 Soruda Türkiye’de Mezhepler
ve Tarikatlar, İstanbul 1969, s. 197.
25 Sa’diyye tarikatı hakkında bkz. Hür Mahmut Yücer, “Sa’diyye”, DİA, 35, İstanbul 2008,
ss. 410-413.
26 Halvctiyye tarikatı hakkında bkz. Süleyman Uludağ, “Halvetiyye”, DİA, 15, İstanbul
1997, ss. 393-395.
27 Sühreverdiyye tarikatı hakkında bkz. Reşat Öngören, “Sühreverdiyye”, DİA, 38, İstanbul
2010, ss. 42-45.
28 Rulo halinde özel kutusunda bulunduğu anlaşılan silsilenâme Sayın Ali Remzi Susamış
tarafından, bazıları mükerrer olmak üzere toplam 34 sayfa halinde fotoğrafı çekilerek ta-rafımıza gönderilmiştir, kendilerine tekrar teşekkür ederiz.
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
295binin bir kolu olarak zikredilmektedir.29 7. satırda geçen Es-Seyyid Şeyh
Mehmed Şemseddin es-Sivasî ismi ise silsilenamenin ve zaviyenin ortak paydası olarak Sivas’a işaret etmesi bakımından önemlidir. Ayrıca Şem-seddin Sivasî adının, Halvetiyye tarikatının Şemsiyye kolunun kurucusu olan Şemseddin Sivasî (ö.1006/1597) adını çağrıştırması da ilgi çekicidir.30
Sayın Ruhi Başeğmez’den alınan evrak arasında bulunan kısa bir ta-rikat silsilenâmesinin başlangıç kısmında; Hâzâ
Silsiletü’l-Tarîkatü’l-Kâdiriyye neffezallâhü berekâtü esrârahüm, sonunda ise gurre-i Muharrem sene 1256 (5 Mart 1840) Eş-Şeyh İsmail Sıdkı ifadeleri kayıtlı bulunmaktadır.31
Ali Baba zaviyesinin Kadirî tarikatı ile ilgisi babında söz konusu silsi-lenâmeler dışındaki ilk belge; Sayın Ruhi Başeğmez’den aldığımız 5 Receb 1266/17 Mayıs 1850 tarihli Buyruldu’da, Ali Baba evlâdından Şeyh Hasan Efendi’nin Tarikat-i Aliyye-i Kadirîyye’den gösterilmesidir.32 İkincisi; Sivas
Müzesi’ne Temmuz 1927’de teslim edildiği anlaşılan Sivas Müzesi 7 nu-marada kayıtlı, 1.42x1.24 m. ebadında, baş tarafı sarı alemli, alt tarafı
yır-29 Adını kurucusu Muhammed b. Kerrâm’dan alan ve IX. yüzyılın sonlarından itibaren
baş-ta Horasan, Mâverâünnehir olmak üzere Irak, Suriye, Hicaz ve ve Yemen gibi bölgelerde büyük yankı uyandırmış itikadî bir mezhep, bkz. Sönmez Kutlu, “Kerrâmiyye”, DİA, 25, İstanbul 2002, s. 296 (ss.294-296); Sünnî ve Hanefî bir çizgiye yakın bir fırka/mezhep, bkz. Çağfer Karadaş, “Kerrâmiye ve İtikâdı”, Kelam Araştırmaları, 5: 2 (2007), ss.41-62.
30 Bu konuda bkz. Hasan Aksoy, “Şemseddin Sivâsî”, DİA, 38, İstanbul 2010, ss.523-526. 31 Silsilenâmede kayıtlı isimler:1-Allah Celle Celâlühû, 2-Cebrâil Aleyhi’s-Selâm,
3-Muhammed Aleyhi’s-Salâtü ve’s-Selâm, 4-İmam Ali Kerremellâhü vechehû, 5-İmam Ha-san Radıyallâhü Anhü, 6-İmam Hüseyin el-Celil Radıyallâhü Anhü, 7-İmam Zeynelâbi-din Radıyallâhü Anhü, 8-İmam Muhammed el-Bâkır Radıyallâhü Anhü, 9-İmam Cafer es-Sâdık, 10-İmam Musa el-Kâzım Radıyallâhü Anhü, 11-İmam Ali Rıza Radıyallâhü An-hü, 12-‘Ani’l-Hâce el-Ma’rufü’l-Kerhî Kaddese sırruhû, 13-‘Ani’l-Hâce Sırrı Sekatî Kad-dese sırruhû, 14-Eş-Şeyhü’t-Tâife Cüneyd el-Bağdadî KadKad-dese sırruhû, 15-‘An Ebî Bekr eş-Şiblî Kaddese sırruhû, 16-Es-Seyyidinâ An Ahmed Ebi’l-Kasım Kaddese sırruhû, 17-‘Abdülaziz Temîmî An Seyyidinâ Kaddese sırruhû, 18-‘An Ebu’l-Ferec Muhammed et-Tarsusî Kaddese sırruhû, 19-‘An Ebi’l-Hasen ‘Ali el-Kureyş Kaddese sırruhû, 20-‘An Sey-yidinâ Ebi Sa’id el-Mübarek el-Mahzum Kaddese sırruhû, 21-Es-Seyyid Kutbü’r-Rabbânî Ceylânî ‘Abdülkâdir Kaddesellâhü Te’âlâ sırruhû, 22-‘An Seyyidinâ ‘Abdürrezzak Kad-dese sırruhû, 23-‘An Seyyidinâ ‘Abdülhüseyn KadKad-dese sırruhû, 24-‘An Seyyidinâ İbra-him el-Hüseynî Kaddese sırruhû, 25-‘An Seyyidi’l-Mekkî Ca’fer el-Hüseynî Kaddese sır-ruhû, 26-‘An Seyyid ‘Ali Hüseynî Mekkî Kaddese sırsır-ruhû, 27-Ebussuud ‘an Şeyh el-Mekkî Samranî(?) Kaddese sırruhû, 28-Es-Seyyid Dâimü’l-Huzur ‘Abdüşşükür Kaddese sırruhû, 29-Es-Selamî ‘an es-Seyyid Gulam es-Seyyidinâ es-Seyyid Sa’dullah Kaddese sır-ruhû, 30-Eş-Şeyh el-Celile el-Mekkî el-Akîle eş-Şeyh Mehmed Kaddese sırsır-ruhû, 31-Eş-Şeyh Hâdimü’l-fukarâ Mehmed er-Râhatî Kaddese sırruhû, 32-Hasen el-Hüseyin ... ehsa-nallâhü lek ... tarîk ve’r-riyazetü ... Kaddese sırruhû, 33-Eş-Şeyh ‘Ali Yemenî Kaddese sır-ruhû, 34-Eş-Şeyh Sâfî Ahmed es-Seyyid Kaddese sırsır-ruhû, 35-Eş-Şeyh İsmail Sıdkî Kadde-se sırruhû.
296
|
Saim Savaştık, iki tarafı yazılı yeşil pembe atlas sancaktır. Alem kısmında oyularak
Ali Baba-yı Kebîr-i Horasanî yazısı bulunan sancak üzerinde Abdulkâdir El-Ceylânî ibaresi yer almaktadır. Ali Baba adına Horasanî ibaresinin
eklen-mesi 18. asır başlarından itibaren gerçekleştiği için müzeye teslim edilen alem ve sancak gerçekten Ali Baba’ya ait ise zaviye ile Kadirî tarikatı iliş-kisinin bu dönemlerde başladığı ve bahis konusu silsilenâmelerin bu ta-rihlerden itibaren zaviye arşivine dâhil olduğu kabul edilebilir.33 Ancak
Kadirî tarikatının, Halvetîlik ve Kübrevîlik ile birlikte 15. ve 16. asırlarda Sivas’ta varlığı tespit edilen bir tarikat olduğu ayrıca belirtilmelidir.34
SONUÇ
Ali Baba zaviyesi, zaviyeye yapılan vakıflar ve Ali Baba evlâdının zaviye ve vakıf yönetimi hususunda yaşadıkları tarihi süreç, 16. asırdan günümüze Türk toplum yapısının anlaşılmasında mühim katkılar sağla-ma potansiyeline sahip görünmektedir. Resmi arşivlerden ve kurucu şeyh ailesi mensuplarından derlenen çok sayıda belge ve sözlü bilgi sayesinde; hem zaviye ve vakıf kurumunun işleyişi büyük ölçüde vuzuha kavuştu-rulmuş, hem de bir şeyh ailesi bünyesinde yaşanan tarihi tecrübe örne-ğinde, toplumsal yapının şekillenmesi izlenmeye çalışılmıştır. Yaşanan bu tarihi tecrübe; siyasi, dini ve askeri gelişmelerin paralelinde değerlendi-rildiğinde, toplumsal meselelerin anlaşılması ve meydana gelen problem-lere çözümler üretilmesi bakımından çok değerli bilgiler sunmaktadır.
Osmanlı-Safevi mücadelesinin dini-mezhebi bir çatışma şeklinde te-zahür etmesi, 16. asır Türk toplumunda önemli bir kırılmaya sebep ol-muştu. Çoğunlukla mektep-medrese-cami-mescit gibi dini eğitim kurum-larından uzak sahalarda yaşayan konar-göçer ve köylü Osmanlı tebaasın-ca temsil edildiği varsayılan “Halk İslamı”nın Alevi (Kızılbaş) ve Sünni olarak parçalandığı bir dönemde, bu mücadelenin yaşandığı çok önemli bir merkez olan Sivas’ta kurulan Ali Baba zaviyesi ile ilgili gelişmeler de aynı akıbete uğramış görünmektedir.
Zaviyenin varlığını ve işleyişini devam ettirebilmesi için yapılan iki önemli vakıftaki farklı şartların kurucu şeyh ailesi arasında nasıl karışık-lıklara, husumete, kavgalara, ölümle neticelenen saldırılara ve nihayet ta-rikat/mezhep farklılaşmasına sebep olabildiği, belgelerden ibretle izlene-bilmektedir.
33 Bu konuda bkz. Saim SAVAŞ, age, s.41, 42, 270-271. 34 Bu konuda bkz. Saim SAVAŞ, age, s.32.
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
297Sayın M. Tahir Ezgi ve Tahir Aslandaş’tan alınan ve Ali Sinan Bilgili ve Selahattin Tozlu tarafından yayınlanan belgeler ile Sayın Ali Remzi Su-samış’ın tarafımıza gönderdiği Rüstem Paşa vakfiyesinin orijinali, sureti ve biri telif, biri istinsah iki kitap ve nihayet Kadirî tarikatı silsilenâmesi, zaviye arşivinin daha da zenginleşmesini sağlamıştır. Ali Sinan Bilgili ve Selahattin Tozlu tarafından yayınlanan belgelerden bilhassa Ali Baba tek-kesi şeyhi Mehmed Tahir ibn Şeyh Hüseyin’in muhtemelen 1900’lerin başlarında Amasya-Ladik-Gevekse/Budakdere köyüne yerleşmesiyle ilgili tapu kayıtları, kurucu şeyh ailesi içinde meydana gelen parçalanmanın bir yönüne işaret ettiği için önemlidir. Aynı şekilde A. R. Susamış’tan alınan kitaplar ve belgeler, zaviyenin kültürel ve tarikat boyutunu göstermesi bakımından mühim katkılar sağlamıştır. Çok büyük bir ihtimalle 16. asrın ilk yarısı içinde Kalenderî bir hüviyete sahip olan Ali Baba zaviyesinin, muhtelif sebeplerle zamanla Kadirî, Rifaî ve Mevlevî tarikatlarının etkisi-ne girdiği, Ali Baba evlâdının da bu gelişmelere ve zaviye/vakıf yöetkisi-netimi hususunda yaşanan kavgalara paralel olarak Alevî ve Sünnî şeklinde par-çalanma yaşadıkları görülmektedir.
KAYNAKLAR
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi,14 Numaralı Sivas Mufassal Defteri, 29-A. Sivas Şer’iye Sicili, 49 Numaralı Defter, Sayfa: 211.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, 582/1 nu. defter, s.287-289, sıra nu. 197. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, 2232 nu. defter, s.169-173.
Afyoncu, Erhan, “Rüstem Paşa”, DİA, C. 35, (2008), ss.288-290.
Aksoy, Hasan, “Şemseddin Sivâsî”, DİA, C. 38, İstanbul 2010, ss.523-526. Algar, Hamid, “Nakşibendiyye”, DİA, C. 32, İstanbul 2006, ss.335-342. Azamat, Nihat, “Kâdiriyye”, DİA, C. 24, İstanbul 2001, ss.131-146.
Bilgili, Ali Sinan, “Sivas Alibaba Zaviyesi Vakfı Belgeleri”, Gazi Üniversitesi Türk
Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, (S. 51, 2009), ss.1-34.
Gölpınarlı, Abdülbâki, 100 Soruda Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar, İstanbul 1969. Karadaş, Çağfer, “Kerrâmiye ve İtikâdı”, Kelam Araştırmaları, 5: 2 (2007), ss.41-62. Koç, Ahmet – Özdemir, Ömer, “Kanûnî Vakfiyesi’ne göre Süleymaniye Camii ve
Görevlileri”, Diyanet İlmî Dergi, C. 53, S. 2, Nisan-Mayıs-Haziran 2017. Kurnaz, Cemal - Tatcı, Mustafa, “İbn Îsâ”, DİA, C. 20, İstanbul, 1999, ss. 91-92. Kutlu, Sönmez, “Kerrâmiyye”, DİA, C. 25, İstanbul, 2002, ss.294-296.
Öngören, Reşat, “Sühreverdiyye”, DİA, C. 38, İstanbul, 2010, ss. 42-45. Özgüdenli, Osman Gazi, “Vakfiye”, DİA C. 42; ss. 465-467.
298
|
Saim SavaşSavaş, Saim, Bir Tekkenin Dinî ve Sosyal Tarihi Sivas Ali Baba Zaviyesi, İstanbul, 1992. Seydî Ali Reis, Mir’at-ül Memalik, haz. Necdet Akyıldız, Tercüman 1001 Temel
Eser, basım yeri ve yılı yok
Solak, İbrahim, “916 H. / 1510 M. Tarihli Alaüddevle Bey Vakfiyesi”,Selçuk
Üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 15, 2006.
Tahralı, Mustafa, “Rifâiyye”, DİA, 35, İstanbul, 2008, ss. 99-103.
Tosun, Necdet, “Nakşibendiyye”, DİA, C. 32, İstanbul, 2006, ss. 342-343.
Tozlu, Selahattin, “Sivas Ali Baba Zaviyesi Vakfı Belgelerinin Aslı Ve Günümüz Harfleriyle Metni”, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî
Araş-tırma Dergisi, (S. 51, 2009), ss.35-106.
Uludağ, Süleyman, “Ayderûsiyye”, DİA, C. 4, İstanbul, 1991, ss. 234. Uludağ, Süleyman, “Halvetiyye”, DİA, C. 15, İstanbul, 1997, ss. 393-395.
Yılmaz, Ali, “Esmâ-i Hüsnâ Şârihi İbn-i Îsâ-yı Saruhânî”, Diyanet İlmi Dergi, C. 30, S: 2, Nisan-Mayıs-Haziran 1994, Ankara, ss. 19-29.
Yüksel, Hasan, “Anadolu Beyliklerinde Vakıflar”, Vakıflar Dergisi, C. 30, Ankara 2007, ss. 35-50.
Yüksel, İ. Aydın, “Sadrazam Rüstem Paşa’nın Vakıfları”, Ekrem Hakkı Ayverdi
Ar-mağanı, İstanbul, 1995, ss. 219-281
Yücer, Hür Mahmut, “Sa’diyye”, DİA, C. 35, İstanbul, 2008, ss. 410-413. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kullan%C4%B1c%C4%B1_mesaj:78.191.12.177
(01.11.2018)
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
299EKLER:
1-Rüstem Paşa Vakfiyesi Orijinali
300
|
Saim Savaşs.2 İç Kapak Sayfası
Şeyh ‘Ali Baba tekyesinin vakıfnamesidir. Rüstem Paşa hazretlerinin vakf it-düği sene 953 (1546-1547) Okunamayan pul üzerinde: 855 fi 9 Cemaziyelâhir sene 307 (31 Ocak 1890) ibaresi ve pul üzerinde okunamayan mühür.
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
301s.4 Serlevha
Bismillahirrahmânirrahîm.
‘Adîdi katarâti emtâr35 ⁎ ve ‘adili zerrâti aktâr ⁎ ve zerâyi’i hamdi bisyâr ve
bedâyi’i şükri bî-şumâr ⁎ vâkıfı zamâiru ve esrâr ⁎ ve vâsıfı evliyâ vü ebrâr olan
Rabbi Rahîmi Girdigâr ⁎ ve Hakkı Hakîmi36
302
|
Saim Savaşs.5 perverdigâr ⁎ Cenâbına Celle Celâluhû vâcibü’l-iktisâr ve ‘amme37
nevâluhû lâzimü’l-inhisar ⁎ dur ki, bi-hasebi’z-zâhir nizâmı âleme ahkâmı
‘adâlet-âsâr38 ⁎ selâtîn-i namdârî medâr39 ve intizâmı ahvâli ümeme efkârı isâbet îsâr40 ⁎
vüzerâi âlî mikdârî menâtı41 karar ⁎ itdüği gibi bi-hasebi’l-bâtın inzibâtı
36 Vakfiye suretinde: kerîmi 37 Vakfiye suretinde: ya’ummu 38 Vakfiye suretinde: cedâlet-âsâr ile 39 Vakfiye suretinde: medâre 40 Vakfiye suretinde: îsâre 41 Vakfiye suretinde: menâta
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
303s.6 cihana42 himmeti43 vâlâ-yı aktâb ve evtâdı kibârî44vâsıta-i istimrâr45 ⁎ ve
irtibâtı efrâdı insâne heybeti pür-istilâ-yı abdâl ve efrâdı büzürgüvâri-i râbıta-i
is-tikrâr eylemişdür46 ⁎ ve kerâmeti evliyâ-i enbiyâ etvâre47 i’tikâdı üstüvâr her48 ‘âlî
tebârî vesile-i ubûdi bahtı beydâr ⁎ ve behbudi rif’ati pâyidâr
42 Vakfiye suretinde: câne 43 Vakfiye suretinde: sıhhat 44 Vakfiye suretinde: kenari 45 Vakfiye suretinde: üstüvâr 46 Vakfiye suretinde: itmişdir
47 Vakfiye suretinde: evliyâ ve enbiyâ ve etvâre 48 Vakfiye suretinde: himmet
304
|
Saim Savaşs.7 idüb fırka-i fukarâ-i muhakkaku’l-iftikâre ⁎ evkâfu ve idrâru49 ve
tasad-dukâti ehli iktidârî ⁎ zerî’ai duhûli50 Cennâtin Tecrî Min Tahtihe’l-Enhâr ⁎
kılmış-dur Te’âlâ Şânuhû ‘uluvven kebîran ve sılâti salavâti dürerbâr51 ⁎ ve52 tühafi
ta-hiyyâti gühervâr (güherbâr) ⁎ serefrâz rütbe (rağbet) mu’ciz-nisâr ⁎ ve serîr Derkenar: Yecrî zâlike ‘alâ mâ cerâ fî zemani el-merhum el-mağfur ‘Ali Baba lâ yuğayyirihu’l-kuzâtu’s-sultan ve lâ yübeddilühü’l-hükkâm ‘alâ mâ zükira fî vakfiyye. (Merhum ve mağfur Ali Baba zamanında olduğu gibi icra edildi.
Vakfi-yede yazılı olanı kadılar ve hâkimler tağyir ve tebdil edemez).53
49 Vakfiye suretinde: evdâru 50 Vakfiye suretinde: derece-i 51 Vakfiye suretinde: dürerbâri 52 Vakfiye suretinde: ve yok
53 Vakfiyenin 7 ve 10. sayfalarında yer alan Arapça derkenarlar Cumhuriyet Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Yüksel tarafından okunmuş ve Türkçeye tercümeleri ya-pılmıştır, bu değerli bilim insanına hassaten teşekkür ediyorum.
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
305s.8 efruz kurbeti hârik-nigâr olan Mustafa-yı fâili muhtar ⁎ ve muhtarı sâni’i
sâhib ihtiyâre ⁎ lâyık u yarar54 u münâsib ü sezâvardur ⁎ ki şefâ’ati icâbet-şi’âr
eh-line kâfile sâlâr ⁎ ve risâleti isabet-disâr bâbına hâtim ilâ âhiri’l-a’sâr ⁎ olub ashabı
vilâyete ser-çeşme-i cuybâr55
54 Vakfiye suretinde: bârâz 55 Vakfiye suretinde: cubyâr
306
|
Saim Savaşs.9 ve erbâbı hidâyete ser-defteri her-diyardur ⁎ ve cümle-i âl-i athârına ki,
şahsârı devha-i envâr ⁎ ve envârı56 ravza-i iftiharlardur ⁎ ve zümre-i ashâbı
ahyârına ki, (ahyâr ve ashâbına ki,) hüdâti şer’i dâimi’l-intişâr ⁎ ve humâti dîni
lâzımi’l-i’tibâr ⁎ lardur57 Sallallâhu ‘aleyhi ve ‘aleyhim ve sellime teslîmen kesîran
56 Vakfiye suretinde: ve’l-karar 57 Vakfiye suretinde: i’tibârdur
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
307s.10 Ammâ ba’dü bu vakfiyye-i şer’iyyeti’l-fehâvî ve nemîka-i mer’iyyeti’l-metâvî ki, hâvî me’ânî bedî’u’l-beyân ⁎ ve hâizi mebânî refî’ü’ş-şândur ve bu
ka-zıyye-i behiyyeti’l-ahbardan ihbar ⁎ ve bu dakika-i58 hakikat âsâre iş’âr ⁎ eyler ki, çün
hemîşe bu çarhı devvârı keç-reftârun edvârı59 bed-etvâr ⁎ ve hemvâre
Derkenar: Mâ udrice fî zımni hâza’s-sifr el-bedih el-lâmi’ fî evcin fe-hâviye sevâbitü’s-sübût ve’l-vüzûh ve mâ edhace fî tayyi zâke’l-lezin el-meni’i’s-sâtı’ fî zirveti muhaviye sevâkıbü’z-zuhûr ve’l-vulûh min asli’l-vakfı ve’ş-şurût ‘alâ neh-ci’l-mebsût ve’n-nassi’l-mazbût cerâ ledeyye ve tahakkuka beyne yedeyye ve inni ba’de murâ’ati’l-levâzımi’ş-şeriyye ve mulâhazati’l-merâsimi’s-sem’ıyye hakemtü bi-sıhhatihî ve lüzûmihî bi-husûsihî ve ‘umûmihî ‘âlimen bi’l-hilâfi’l-vâki’ bey-ne’l-eslâf i ve ‘âmilen bimâ ‘aleyhi’l-ahlâfu min ecilleti’l-eşrâfi ve uşhidet ‘alâ zâli-ke cem’an zâli-kesîran ‘udûlen ve cemmen ğâfîran fuhûlen ezzâli-kenet matlûben ‘anhu ve münevvelen harrarahû hâdimü’ş-şerî’ati’ş-şerîfeti’n-nebeviyye min ‘Âl-i Mu-hammed Mehmed b. ‘Abdülûlâ el-kadı bi-Dâru’s-saltanati’s-seniyye Kostantınıy-ye (Bu belgeKostantınıy-ye derç edilenler, belirlenen temel ilke ve naslara göre vakfın aslından ve şartlarındandır. Hepsi önümde gerçekleşti ve cari oldu. Ben de şer’i gerekçelere ve zorunluluklara riayet ederek, eslaf arasındaki hukuki ihtilafları bilen biri olarak bu vakfın sahih ve lüzumlu olduğuna hükmettim. Bu onaya (vakfın tesciline) adil olan bir grup şahitlik etti. Yazan Şeriat-ı Nebeviye hâdimi Âl-i Muhammed’den Mehmed b. Abdülûlâ. Dar-ı saltanat-ı Aliyye’de kadı)
58 Vakfiye suretinde: behiyyeti’l-ahbardan ihbar ⁎ ve bu dakika-i ifadesi yok. 59 Vakfiye suretinde: devvarı.
308
|
Saim Savaşs.11 bu rûzigârı rüzgârun ahvâli nâ-hemvârdur hiçbir ferde efrâdı âferîdeden
cefâkâr olmayınca olmaz60 ⁎ ve herkiz bir ahad ahadı halkdan anı kendüye
vefâdar bulmaz ⁎ her iki günde bir nâdânı dûnı ya dânâ-yı zû-fünûnı bin efsâne vü efsûnile bahtiyâr ider ⁎ ba’dehû ol ğarrâr henüz
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
309s.12 temamce karar virmedin hâlini diğer-gûn ve câhını ser-nügûn idüb cânını bîzâr ve zâr u nizâr olan zavallı başını nügûn-sâr eyler ⁎ belki her iki dem-de bir âdem-demi sâhib-hadem-dem ve vâlâ-haşem idüb yüz bin mekri ham-dem-der-ham ile hem-dem ü yâr ider ⁎ ve heman ol dem itdüğine nedem gelüb hâlini der-hem
310
|
Saim Savaşs.13 vebâlini pür-hem ü ber-hem idüb kesreti61 inkisâr ile hâkisâr eyler ⁎ ve
hem-çünân çün bu dârı ğaddârun mâlı ve câhı bî-karâr ⁎ ve dünyâ-yı nâ-pâyidârun taht u tâcı müste’ârı bî-istikrârdur ⁎ evvelâ malınun meâli melâl ve câhı çâh vebâl-dür ⁎ ve âhirü’l-emr tahtı tahta-i tabuta tebdil eylemesi mukadder ⁎ ve tâcı
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
311s.14 târâcı mevti dâimi’s-sübûta virmesi mukarrerdür Lâcerem her ‘âkıl ğâfil
olmayub zemanı ‘âkîbetde ‘âkıbeti mülâhaza itmek lâzım bilüb ⁎ ve lüzûmına62
‘aklı selîm ve tab’ı müstakîm câzim olmak gerek ⁎ ve her kâmil kâhel olmayub
vakti tâkatde63 tâ’atde kâim olub zemanı istitâ’atde hayrâtu ve
62 Vakfiye suretinde: ve lüzûmına yok 63 Vakfiye suretinde: tâkatde yok
312
|
Saim Savaşs.15 hasenât ile hüsni âhir u âhireti muhâfaza itmeğe mülâzim olmak gerek ⁎
ve zümre-i erbâbı elbâb64 bî-tereddüd bu lübbi lübâbe ‘âriflerdür ⁎ ki, ecmeli
envâ’ı hayrât sadakâtı câriyedür ⁎ ve cümle-i ashâbı ⁎ fikri savâb bî-tevakkuf bu vâkı’a-i bî-irtiyâba vâkıflardur ki, ⁎ ahseni esnâfı hasenât evkâfı bâkıyedür ⁎
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
313s.16 zîrâ ki, dünyâde ba’de fenâi’l-cism sebebi bekâ-i ism ⁎ ve ba’de helâki’l-beden mucibi sebâti zikri hasendür ⁎ ve âhiretde ‘ınde’l-ba’s bâ’isi hüsni hâl ⁎ ve ‘ınde’l-mîzân dâ’î sıkli hasenâtı a’mâl ⁎ olub sıratdan vesîle-i sürûrı mürûrı âsân ⁎ ve cinânda vâsıta-i kusûrı bî-kusûr hasândur ⁎
314
|
Saim Savaşs.17 pes ahvâl bu minvâl üzre olmak mu’ayyen ⁎ ve evzâ’ bu envâ’65 üzre
olmak mübeyyen olub ‘ukalâ katında bilâ-şübhe peydâ vü rûşen ⁎ ve ‘urefâ
ya-nında bilâ-raybe hüveydâ vü müberhen ⁎ olduğı sebebden a’lâ cenâb ve’l-emâb66
⁎ celâlet iyâb67 ‘adâlet nisâb ⁎ veziri kebiri a’zam ⁎
65 Vakfiye suretinde: nev’
66 Vakfiye suretinde: cenâbü’l-emât 67 Vakfiye suretinde: iyât
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
315s.18 müşiri mücîri ‘âlem ⁎ vekîli’s-saltanati’l-kâhireti kefîli’l-ma’dileti’l-bâhire ⁎ cümletü’l-mülk fî ‘asrıhî ⁎ meliki cümleti’l-vüzerâ bi-‘avnillâhi ve nasrıhî
⁎ yemîni’l-imâmeti’l-‘uzmâ68 ⁎ emîni’l-hilâfeti’l-kübrâ ⁎ ‘âmiri mebâni’l-‘adli
ve’l-ihsân ⁎ hâdimi esâsi’z-zulmi ve’l’udvân ⁎ müdebbiri nizâmi’l-‘âlem ⁎ ve nâzımı Derkenar: Bi-etemmi’n-nizâm
316
|
Saim Savaşs.19 mesâlihi’l-ümemi bi-ahseni’l-intizâm ⁎ mikdâmi e’âzımı’l-ğuzât ⁎ mi’vâni e’âdili’l-vülât nâsıbu elviyeti’l-celâleti ilâ semki’s-simâk râfi’u e’lâmi’l-‘adâleti ilâ muhaddibi feleki’l-eflâk ⁎ âsafü’z-zemân ⁎ râsıfu’l-emni ve’l-emân ⁎ el-ferdü’l-ferîdü fi’l-firâseti ⁎ ve’n-nev’u’l-müfredü fi’l-kiyâse ⁎
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
317s.20 hâdisi hısme’l-eyâle fî havzati’l-emâre ‘ale’l-ıtlâk ⁎ câlisü sadri’s-sadâreti fî mesnedi’l-vizâreti bi’l-istihkâk ⁎ müsta’bidü’l-ahrâri bi’l-izrâr ⁎
müstahdimü’l-cebâbireti bi’l-icbâr ⁎ meliki’l-melekâti ⁎ meliki’l-harekât ⁎ feleki’l-‘ulâ69 ⁎
Berme-kiyyü’l-‘atâ ‘aleviyyi’l-himme ⁎ ‘ulviyyü’n-nehme70 ⁎
69 Vakfiye suretinde: zıllı’l-‘ulâ
318
|
Saim Savaşs.21 haseni’s-sûreti ve’s-sîre ⁎ haseni’l-müstahiyyeti ve’s-serîre ⁎ merti’l-fudalâ mukavvi’z-zu’afâ mesnedü’n-nücebâ maksadi’l-ğurebâ ⁎ hüvellezî
zih-nühû şe’âlün kel-‘akli’l-fe’âl ⁎ ve tab’uhû cevvâlün71 fî hüsni’l-fi’âl ⁎
belağa’l-bahre’l-muhîta raşhu yedihi’l-‘ulyâ ⁎ feğaraka72 fî ğarakı’l-hayâ ⁎ ve beleğa şerhu
feyzıhî73 ile’s-sehâb ⁎
71 Vakfiye suretinde: nevvâlün 72 Vakfiye suretinde: müferraka 73 Vakfiye suretinde: feyzıhî yok
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu
|
319s.22 fetemezzeka74 hacelen ve zâbe ve telâşe vecelen ve ğâbe lâ-yefî75
hâsılu’l-bihâri bi-i’tâ’i keffihi’l-kerîm ⁎ ve lâ-yekfî medâhılü’l-emsâri fî mesârifi cûdihi’l-‘amim ⁎ ğıyâsü’d-devleti ve’d-dîni muğîsü’l-İslâmi ve’l-müslimîn Rüstem Paşa
ibn ‘Abdi’l-mu’îni ⁎ edâme’llâhü te’âlâ vücûdehû vücûdehû76 fî sadâreti’l-vizâreti
medâ müde77 müded
74 Vakfiye suretinde: feferraka 75 Vakfiye suretinde: me’î
76 Vakfiye suretinde: vücûdehû yok 77 Vakfiye suretinde: müde yok