• Sonuç bulunamadı

Bölüma 2 - 3. Geleneksel Büyüme Modelleri-I

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bölüma 2 - 3. Geleneksel Büyüme Modelleri-I"

Copied!
38
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İKTİSADİ BÜYÜME

BÖLÜM 2-3

İKTİSADİ BÜYÜMENİN AŞAMALARI---GELENEKSEL BÜYÜME MODELLERİ

(2)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

19. yüzyıl boyunca batı ülkeleri hızlı bir sanayileşme süreciyle birlikte başarılı bir büyüme süreci yaşamışlardır. Walt W. Rostow "İktisadi Büyümenin Aşamaları" adlı kitabında batı ülkelerinin yaşadıkları deneyimlere bakarak en sanayileşmiş ülkenin gelişmişlik düzeyine ulaşmak için, belli aşamalardan geçtiğini ileri sürmüştür.

Rostow'a göre bütün toplumlar zorunlu olarak aynı tarihsel aşamalardan geçerler. Rostow'un kuramı ülke lerin gelişmesinde birbirini izleyen beş aşamanın olduğunu ileri sürmektedir.

Rostow'un tezi mantıksal ve pratik olarak kalkınmanın aşamalarını tanımlamanın ve bu aşamalara göre toplumları sınıflandırmanın mümkün olduğunu ileri sürmektedir. Bu doğrultuda, her toplumun tarihsel olarak kalkınma sürecinde belli aşamaları geçerek kalkınacağını ileri sürmüştür. Buna göre bu gününün gelişmiş ülkeleri geleneksel, kalkışa hazırlık, kalkış, olgunluk ve kitle tüketim aşamaları olarak beş aşamayı geçerek gelişmiş ülkeler konumuna gelmişlerdir.

Az gelişmiş ülkeler de aynı aşamaları geçme koşuluyla gelişmelerini

(3)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

GELENEKSEL TOPLUM AŞAMASI

Geleneksel toplum aşamasında temel ekonomik faaliyet tarımdır. Tarımsal üretim teknolojik ilerleme sınırlı, iş bölümü gelişmemiştir, bireyler kaderci anlayışa sahiptir. Ekonomik ve politik güçler büyük toprak sahipleridir. Ekonomik birimlerin kararları kısa dönemlidir. Tüm bu koşulların doğal sonucu olarak ekonomi düşük gelir dengesinde durgun bir yapıdadır.

Bir bütün olarak Newton-öncesi dünya (Çin hanedanları, Orta Doğu uygarlıkları, Akdeniz'de Ortaçağ Avrupası gibi) toplumları geleneksel toplumlardan oluşmuştur. Bu toplumlarda ekilebilir alanlar genişleyebilir, bazı teknik icatlar, ticaret, ziraat ve sanayi söz konusu olabilir. Kişi başı gelir düzeyinde bir tavan olması, geleneksel toplumun temel özelliğidir. Nüfus salgın hastalıklara göre azalır veya artar. Geleneksel toplumların gelişmesi, modern bilimin, tekniğin ve modern bilim zihniyetinin olmayışı yüzünden daima sınırlı kalır. Kaynakların büyük bir kısmı tarıma ayrılmıştır. Çalışan nüfusun %75 veya

(4)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

KALKIŞA HAZIRLIK AŞAMASI

İktisadi kalkınmanın başlaması için gerekli değişmelerin ortaya çıktığı

dönemdir.

Ekonomik yapıdaki değişmelerin en önemlileri

, sermaye birikiminin

hızlanması, teknik ilerlemelerin ortaya çıkması ve maddi altyapı (enerji,

ulaştırma gibi) yaratılmasıdır.

Kalkışa hazırlık için ekonomik yapıdaki değişmeler kadar ekonomi dışı

gelişmeler de önemlidir. Özellikle ulusçuluk faktörü bu dönemde önemli

etkendir.

Eğitime verilen önemin artışı, riski üstlenen girişimci sınıfın doğması,

modern üretim tekniklerini uygulamaya başlayan firmaların kuruluşu da

bu aşamada görülmektedir.

Ancak halen geleneksel üretim metodlarının baskın olmasından dolayı

verimlilik düşüktür, geleneksel kesim ile yeni gelişen modern kesim bir

aradadır, ikili bir yapı vardır.

(5)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

KALKIŞA HAZIRLIK AŞAMASI

Toprağa ve tarıma dayanan eski elit kesimin siyasi ve sosyal otoritesini

ele geçirecek, yeni bir elit kesimin ortaya çıkması gereklidir. Söz konusu

bu yeni elit kesimin temel işlevi fazlayı tarımdan sanayiye aktarmaktır.

Rostow’a göre iç finansman ya toprak reformu ve diğer araçlarla

tarımdan elde edilen gelirin bir kısmının sanayiye transferi ile, ya da

girişimci ve toprak sahiplerinin gelirlerinin bir kısmını kendilerinin

ticarete ve sanayi yatırımlarına aktarmaları şeklinde gerçekleşir.

Kalkış hazırlık aşamasında ayrıca devlete bazı görevler düşmektedir.

Söz konusu görevler şu şekilde sıralanabilir: birleştirilmiş ticari pazarlar

oluşturmak üzere toplumu teşkilatlandırma, mevcut kaynakları modern

kesime aktarabilmek adına vergi sistemini ve mali sistemi kurmak,

toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için tarımsal üretimin

düzenlenmesini yapmak.

(6)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

KALKIŞ( TAKE-OFF) AŞAMASI

Bu aşama düzgün bir gelişmeye karşı çıkan engellerin tamamen yıkıldığı bir aşamadır.

Daha önce geçiş aşaması aşılmış ve ön koşullar hazırlanmış olduğundan, en önemli aşama olan take-off aşaması ile kalkınma normal yoluna girmiştir.

Karın tekrar yatırıma harcanması halinde menfaatin geometrik bir şekilde katlanacak düşüncesi, bu aşamada bireylere ve kurumlara yerleşmiştir.

Ülkede harekete geçmeye teşvik eden asıl kuvvet teknoloji olmuştur. Bununla beraber daha genel olarak, iktisadi modernizmi benimsemiş siyasal bir grubun iktidara geçmesi harekete geçme aşaması için gerekli olmuştur.

Bu aşamada kişi başına gelirin yeterince yükselmesi için tasarruf ve yatırımlar ulusal gelirin %5’inden %10’nun üzerine veya daha fazlasına yükselir.

Bu aşamadaki öncü büyüme sektörlerinin kurulması önemlidir. Tamamlayıcı gelişme sektörleri buna intibak eder ve gelişme uyarılmış diğer sektörlere yayılır.

(7)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

KALKIŞ( TAKE-OFF) AŞAMASI

Bu aşamada yeni sanayi kolları süratle gelişir ve bunların meydana getirdiği hasılanın büyük bir kısmı yeniden yatırıma aktarılır.

Yeni müteşebbisler sınıfı ve özel sektör gittikçe büyür. İktisadi faaliyetlerde daha önce

kullanılmayan doğal kaynaklar ve üretim yöntemlerinin kullanılmasına başlanır.

Ayrıca bu dönemde tarımda teknolojik gelişmeler olur ve yeni üretim yöntemleri

geliştirilir.

Kalkış aşamasında ekonomik ve sosyal yapıda ortaya çıkan ilerlemeler sonraki

dönemlerde ekonomik kalkınmanın otomatik olarak devam etmesini sağlamaktadır.

Rostow bu dönemin üç temel koşulu söyle belirtir:

Üretken yatırım oranlarının yükselmesi (En azından milli gelirin %10’nun üzerine çıkarılması)

Gelişme potansiyeli olan temel imalat sektörlerinden birinin veya birkaçının gelişmesinin gerekliliği

• Modern sektördeki gelişme eğilimlerini ve kalkışın yaratacağı dışsal faydaları üretken, verimli bir çerçeveye sokabilecek ve gelişmeyi sürekli kılacak ekonomik, sosyal ve

kurumsal çerçevenin kurulması.

Rostow’a göre ekonominin tümünün gelişimi yani kalkışın gerçekleşmesi ilk önce önder sektör olarak tanımlanan sektördeki gelişmenin bir sonucudur.

(8)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

KALKIŞ( TAKE-OFF) AŞAMASI

Önder sektör: Ekonomide birinci derecede gelişen ve gelişmelerin daha başlangıç

aşamasında çok hızlı bir yayılma göstererek iktisadi yapı üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak büyük etkilerde bulunan sektördür.

Bir sektörün ekonomide önder sektör olabilmesi için,

• İleriye doğru bağlantı etkisinin

• Geriye doğru bağlantı etkisinin yüksek olması gerekir

• Yana bağlantı etkisinin

İleriye doğru bağlantı etkisi: Bir sektörün ürettiği mala olan talebin, bunu talep eden

sektörün üretim içindeki payıdır.

Geriye doğru bağlantı etkisi: Bir sektörün kendi dışındaki sektörlerden girdi olarak

aldığı miktarın kendi üretim içindeki payıdır.

Yana doğru bağlantı etkisi: Bir sektörün üretim faaliyeti sonucunda yeni girişimlerin,

yeni firmaların, yeni tasarrufların, yeni organizasyon ve örgütlenme biçimlerini ortaya çıkarmasıdır.

(9)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

OLGUNLUK AŞAMASI

Olgunluk döneminde işgücünün dağılımında değişme, kent nüfusu büyümesi, beyaz yakalı işçilerin oranında bir artış, endüstriyel liderliğin girişimcilikten yöneticiliğe kayması gibi, toplumdaki yapısal değişmeler endüstriyel yapıdaki değişmelere eşlik eder.

Olgunlaşma aşamasının sonuna doğru ülkede üç türlü değişme görülür:

Emek gücünün sektörler arasındaki dağılımı, tavrı ve becerisi değişir. Kalkış aşamasından önce emeğin %75‘i tarımda istihdam edilirken kalkış aşamasının sonuna doğru oran %40'a ve olgunlaşma aşamasında %20'nin altına iner. Kentleşme artar ve emek gücünün becerisi (niteliği) iyileşme yönünde değişir. • Önderlik karakteri değişir. Pamuk, demiryolu, çelik ve petrol baronlarının

yerini, alanında uzman olan oldukça organize ve rasyonel çalışan profesyonel yöneticiler alır.

Toplumun sanayileşme anlayışı değişir. Sanayileşmenin biricik ve temel amaç olmadığı düşünülmeye başlanır.

(10)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

OLGUNLUK AŞAMASI

Rostow’un bazı ülkelere ait olgunlaşma tarihleri aşağıdaki gibidir

Büyük Britanya :1850 Japonya :1940

ABD :1900 Rusya :1950

Almanya :1910 Kanada :1950

Fransa :1910

(11)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

KİTLE TÜKETİM AŞAMASI

Bu aşamada ekonomide ağırlık tüketim mallarına kaymakta,

toplum

üretimden çok

talep ve refah olgusu ile ilgilenmeye başlamaktadır.

Toplum artık bir refah toplumudur.

Gerek kişi başına gelir düzeyi gerekse gelir bölüşümü açısından toplum

en yüksek düzeydedir.

Devlet bu aşamada tam anlamıyla sosyal refah devleti misyonu yerine

getirmektedir ve toplumun sosyal refah ve güvenliğini artıracak

harcamalara kaynaklarını yöneltmektedir.

Bu aşamada toplum artık modern teknolojinin gelişmesi bir hedef

olarak kabul etmekten vazgeçmiştir.

Zamanla belli başlı sektörler tüketime yönelik mal ve hizmet üretimine

doğru yer değiştirmektedir.

(12)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

KİTLE TÜKETİM AŞAMASI

Kişi başına gelir o kadar çok artmıştır ki pek çok kimse mesken, gıda ve yiyecek gibi temel ihtiyaçları aşan bir güç kazanmıştır.

Genişleyen şehir nüfusu ile birlikte, olgun bir ekonominin tüketim mallarından haberdar olan ve bunları elde etmek isteyenlerin sayısı giderek artmıştır.

Bu aşamada toplum arzdan çok taleple, üretim sorunundan ziyade tüketim sorunuyla ve en geniş anlamıyla refahla ilgilenmeye başlar.

Bu aşamada gerçekleştirilmesi gereken üç büyük hedefe doğru gidilmektedir. Birincisi, dış kuvvet ve nüfuz kazanmak için kaynakların önemli bir kısmı askeri ve diplomatik alana harcanır.

İkincisi, refah devleti olarak tanımlanabilecek bir düzen kurulur. Bu bağlamda artan oranlı vergiler yoluyla gelirin yeniden dağılımı da dahil olmak üzere, devletin elindeki güçler serbest piyasa düzeninde sağlanamayan beşeri ve sosyal hedeflere ulaşmak için kullanılır.

Üçüncüsü, dayanıklı tüketim mallarının üretilmesi ve tüketim seviyesinin temel gıda, mesken ve giyim maddelerini aşmasıdır. Söz konusu aşırı tüketimin hedefi yirminci asırdaki olgun ekonomilerin sağlayabileceği mal ve hizmetleri kitle halinde tüketmektir.

(13)

İKTİSADİ BÜYÜME

İKTİSADİ GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİ (W. ROSTOW)

GELİŞME AŞAMALARI TEORİSİNİN ELEŞTİRİLERİ

Gelişme aşamaları teorisi gelişmiş ülkelerin deneyimlerinin az gelişmiş ülkelerin bugünkü deneyimden farklı olduğu, hatta koşulların az gelişmiş ülkeler aleyhine daha ağır olduğu

görüşü ileri sürülerek çeşitli açılardan eleştirilere konu olmuştur.

Bu eleştirilere göre az gelişmişlik, gelişmiş ülkelerin etkileri altında biçimlenmiş bir olgudur. Oysa Batı toplumları için böyle bir etkilenme ve biçimlenme söz konusu olmamıştır.

Ayrıca gelişmiş ülkelerin deneyimlerinde olduğu gibi, az gelişmiş ülkelerin de yararlanabilecekleri bir koloni ticareti mevcut değildir.

Rostow bir topluma dışarıdan yapılan müdahalelerin feodal yapıları çözeceğini ve bu toplumu harekete geçireceğini ileri sürmektedir. Oysa bağımlılık teorisinin ileri sürdüğü gibi bu müdahalelerin azgelişmişliğin nedeni olabileceği dikkate alınmamıştır.

Toplumları tarihsel gelişim aşamalarına göre sıralarken, Rostow az gelişmiş ülkeleri tarihsel sıralamanın en başına yerleştirmektedir. Bunu yaparken az gelişmiş ülkelerin tarihin derinliklerine dayanan uygarlıkları göz ardı edilmektedir.

Gelişme aşamaları teorisinde aşamalar arasındaki anlamlı bir ayrım yapılmamaktadır. Bir aşama belirtilen özellikler bir sonraki aşamada da geçerli olabilmektedir. Model ampirik yönden sınanamamaktadır (Kuznets’in eleştirisi).

Kalkınma sürecini Nedensellik bağı içinde ele almamakta, sonucun etkilerini betimsel olarak aktarmaktadır.

(14)

GELENEKSEL BÜYÜME MODELLERİ

I.

KLASİK BÜYÜME MODELİ

II.

SOSYALİST BÜYÜME MODELİ

(15)

Adam Smith Modeli

Smith, iş bölümü ve sermaye birikimini iktisadi büyümenin temel faktörleri olarak görmektedir. Smith’e göre, emeğin verimliliğini artıran süreç işbölümüdür. İşbölümü arttıkça emeğin verimliliğinin artması işgücü başına üretimi de arttırır.

i. Her işgücünün tek iş üzerinde yoğunlaşması o işgücünün yeteneğini arttırır.

ii. İşgücünün bir işten diğer bir işe geçmesi sırasında oluşacak zaman kaybından tasarruf edilir.

iii. İşçiler işgücünün verimliliğini artıran makineler ve aletleri geliştirip, bunları işe uygularlar.

Smith’e göre, her işçinin tek iş üzerinde yoğunlaşması, işçinin yeteneğinin ve böylece yapacağı iş

miktarının artmasına yol açar.

İşbölümünün işgücünün verimliliğini arttırmasının bir diğer nedeni, bir işten diğerine geçerken yitirilen

zamanın tasarruf edilerek üretim sürecinde kullanılmasıdır. Smith’e göre bir işten diğerine geçerken

yitirilen zamanın tasarrufu ile elde edilen fayda, ilk bakışta sanılandan daha büyüktür.

İş bölümünün işgücünün verimliliğini artırmasının bir diğer nedeni, işçilerin işgücünün verimliliğini arttıracak makine ve aletleri geliştirip, bunları işe uygulamaktır. İşbölümünün teknolojik ilerlemeye yol

açması işgücünün verimliliğini arttırır.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(16)

Adam Smith Modeli

Smith’e göre, toplumların zenginleşmesine yol açan işbölümünün aktif hale gelmesini sağlayan güç

mübadele etme gücüdür. Mübadele etme eğilimine yol açan ise kişisel çıkardır. Bu gücün etkinliğini

sınırlayan ise piyasa ölçeğidir. Yani piyasa – pazar büyüdükçe işbölümü artar, küçüldükçe azalır.

Smith piyasa ölçeğinin gelişmesine ve böylece işbölümüne katkıda bulunan faktörleri; ulaştırma olanaklarının mevcut durumuna ve paranın mübadele aracı olarak kullanılmasına bağlamıştır.

Smith’e göre sermaye birikimi işbölümünün bir sonucu olarak ortaya çıkar. İşgücünün giderek uzmanlaşması ve sermaye stokundaki genişleme verimlilik artışı ile sonuçlanır.

Verimlilik artışı ulusal milli geliri arttırırken milli gelirdeki artışlar, toplumun geçmişe oranla daha fazla tüketim gerçekleştirmesine ve toplumsal refahının artmasına neden olacaktır. Milli gelirdeki

artış, işgücünün uzmanlaşmasını arttırarak piyasayı genişletir. Smith bu sebeple uluslar arası ticaretin önemini vurgulamaktadır.

Üretimin tamamının tüketim mallarından oluşmaması, daha yüksek milli gelir artışını ve daha yüksek bir sermaye birikimini beraberinde getirir. Ekonomik büyümeyi teşvik eden bu döngü kendini bu

şekilde tekrarlayacaktır.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(17)

Adam Smith Modeli

Smith, ekonomik büyümeye ile sermaye birikimi, iş bölümü ve uzmanlaşma, serbest dış ticaret, nüfus artışını ilişkilendirmiştir. Smith ekonomik büyüme sürecinden sonraki durgunluğun olumsuz olmadığı görüşü ile iyimser

klasikler arasında yer almıştır.

Smith, istihdamın düzenli bir dağılım göstermesinin verimliliği ve büyümeyi pozitif yönde etkileyeceğini düşünmektedir. Verimli ve verimsiz emek kavramlarını kullanarak bu düşüncesinin dayanağını oluşturmuştur.

Smith için üretken işgücü, hammaddede somutlaşan, onların değerine bir ilavede bulunan, değerini arttıran işgücü demektir.

Smith, tasarrufların yatımları besleyeceğini belirtiyor. Yani artan tasarruflar sermaye stokunun artması

anlamına geliyor. Smith’e göre gelirden tasarruf edilen sermayeye ilave edilerek ya faiz yoluyla kiralanır ya da üretimde kullanılır. Kişinin sermayesi gelirden tasarruf edilen miktara göre artar. Toplumun sermayesi de toplumu oluşturan kişilerin gelirlerinden yaptıkları tasarruflardan oluşur.

Smith, kişinin gelirini tüketime mi yoksa tasarrufa mı gideceğini belirleyen en büyük etkenin kişinin kar arzusu olarak tanımlıyor. Sermaye stokunun kaynaklara oranla daha düşük olduğu başlangıç seviyelerinde kar oranları yüksektir. Ekonomide özellikle büyüme ve gelişme dönemlerinde sermaye stoku artacağı için kar haddi düşük

olur. Sermaye sahiplerinin arasındaki rekabet kar oranlarının düşmesinin nedenlerindendir. Mevcut sermaye

stokunun büyümesiyle kıt olan emek faktörünü paylaşmak için rekabet olacak ve ücretler yükselecektir.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(18)

Adam Smith Modeli

Hükümetin iki ana görevi vardır;

i. Savunma, adalet ve eğitim işlerini yönetmek,

ii. Pazarı büyüten ve böylece işbölümünü arttıran yollar-köprüler-su kanalları-limanlar gibi yapıların inşa etmek.

Smith, büyümenin kurumsal unsurlarıyla ilgili görüşlerinde iktisadi liberalizmi savunarak, insanların hür oldukları zaman kendi çıkarlarını maksimum yapmak için çalışacaklarını ileri sürmüştür. Kendi çıkarlarını maksimize etmeye çalışan bireyler toplumsal çıkarı da bu sayede gözetmiş olurlar.

Piyasada görünmez bir elin olduğunu, bu görünmez elin piyasaları düzenlediğini ve toplumsal çıkarı gözettiğini ileri süren Smith, devletin piyasaya müdahale etmemesi gerektiğini savunmuştur.

Smith, büyümenin unsurları arasında gösterdiği hususlardan biride dış ticarettir. Dış ticaretin pazarın büyümesine ve işbölümünün artmasına katkıda bulunarak büyümeyi olumlu biçimde etkiler. Bu sebeple hükümetler, ülkenin daha ucuza ürettiği malların üretiminde uzmanlaşmasını sağlayan dış ticaret politikası izlenmelidirler.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(19)

Smith’e göre, ekonomi zenginliğin üst olan tam zenginlik aşamasına kadar büyüyecektir. Ancak bu aşamadan sonra büyüme duracak ve çıktının zenginliğin değişmediği durağan durum başlayacaktır.

Düşük sermaye stoku Yüksek kar oranları Sermaye stokundaki artış İş gücü talebinde artış Ücretlerdeki artış ermaye stokunun maksimuma ulaşması Nüfusun artışıEkonomik Büyüme

Sermayenin azalan verimlere tabi olması Sermaye stokundaki artışının yavaşlaması Kar oranlarının düşmesiÜcretlerdeki düşüş Ekonomik Durgunluk

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(20)

Thomas R. Malthus’un Görüşü

Malthus 1798 yılında Nüfus Prensibi Üzerine Bir Deneme adlı eserinde nüfusun sürekli artmasının ilerleyen dönemlerde gıda arzında yetersizliğe sebebiyet vererek insanlığın refahını tehdit edeceğini ileri sürmüştür.

Nüfusun geometrik, gıda maddelerinin ise aritmetik bir şekilde arttığını söyleyen Malthus önlem alınmadığı takdirde ikisi arasında farkın giderek açılacağını varsayar.

Malthus nüfus artış oranındaki yükselmenin nedenini ölüm oranlarının düşüklüğüne bağlamıştır. Doğum oranlarını ise sosyobiyolojik etkenlerle ilişkilendirerek ortalama binde 40 - 45 oranında gerçekleştiğini ifade eder.

Hem gıdanın aritmetik olarak artması hem de nüfusun geometrik artması tarım kesiminde azalan verimler kanunun geçerli olduğunun göstergesidir.

YIL 1 25 50 75 100 125 150 175 200 225

NÜFUS 1 2 4 8 16 32 64 128 256 512

GIDA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(21)

Malthus’a göre, üretim emek girdisine göre azalan ortalama verimlere tabidir. Toprak miktarı ve teknoloji veri iken, nüfusun belli bir oranda artmış olması, çıktıyı aynı oranda değil daha düşük bir oranda arttırır ve böylece kişi başına çıktı azalır.

Thomas Malthus Toplam Üretim Fonksiyonu

BÜYÜME MODELLERİ Klasik Büyüme Teorileri

(22)

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

Ölüm oranı kişi başına çıktının negatif fonksiyonudur.

Kişi başına çıktı arttıkça insanlar daha iyi beslenecekler ve sağlık hizmetlerinden daha fazla yararlanır.

Şekilde doğum oranını gösteren b doğrusun yatay eksene paralel oluşu, doğum oranının kişi başına çıktı miktarından bağımsız olduğunu, ölüm oranını temsil eden d doğrusu ise kişi başına çıktı yükselince ölüm oranlarının düştüğünu açıklar.

Malthus’a göre, fakirliğe sebebiyet veren temel faktör nüfus artışıdır. Nüfus artışının önlenmesi önleyici ve pozitif faktörleri içerir. Doğum oranını azaltıcı faktörler, nüfus artışını engelleyici faktörlerdendir.

(23)

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

E noktasında ys kişi başına çıktı ve düzeyinde ölüm ve doğum oranları birbirine eşit olduğu için nüfus artış hızı sıfırdır. Nüfus artışı hızını sıfır kılan kişi başına çıktı düzeyinden küçük olan y1 hasıla düzeyinde doğum oranı ölüm oranından küçük olduğu için, nüfus artış hızı negatiftir, nüfus azalır. Buna karşılık nüfus artış hızını sıfır kılan ys kişi başına çıktı düzeyinden büyük olan y2 gibi çıktı düzeyinde ise, doğum oranı ölüm oranından büyük olduğu için nüfus artış hızı pozitiftir, nüfus artar.

(24)

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

Çocuk bakamayacak düzeyde geliri düşük olanlar evlenmekten vazgeçmelidir veya hiç evlenmemelidir.

Evlililik öncesi ilişkiyi sert biçimde eleştiren Malthus, doğum kontol yöntemlerine ise ilahi güce karışılıyor gerekçesiyle karşı çıkmıştır.

Ölüm oranını artıran etmenler Malthus tarafından nüfusu azaltması sebebiyle pozitif etmenler olarak kabul edilir.

Salgın hastalık, savaş, kıtlık vs. büyük felaketler bu pozitif etmenlerdendir.

Bu pozitif etmenler yani felaketler Malthus tarafından günahkar insanlara dini bir yaptırım olarak kabul edilir.

Eğer insanlar Malthus’a göre pozitif olan etmenlerin üstesinden bi şekilde gelebilseyidi nüfus artışı insanları açlıkla karşı karşıya bırakabilecekti.

(25)

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

Malthus’un büyüme modelinin sağlık, gelir dağılımı ve teknolojik ilerleme alanlarında önemli politika önermeleri mevcuttur.

Sağlık alanındaki ilerlemeler Malthus açısından değerlendirildiğinde, bu alandaki ilerlemeler ölüm oranlarını azalttığı gerekçesiyle kişi başına düşen çıktıyı azaltacaktır.

Malthus’un bir diğer önemli politika önermesi gelir dağılımı hakkındadır. Malthus’ a göre hükümetin gelir dağılımındaki adaletsizliği düzeltmek amacıyla toprak sahiplerinden işgücüne kaynak aktarması, sağlık alanındaki gelişmelere benzemektedir, daha fazla insanın fakir olarak yaşamasına sebep olur.

Zengin toprak sahiplerinden fakir işgücüne doğru gelen kaynaklar işçilerin daha sağlıklı beslenmesine yol açacak ve sağlık imkanlarında daha fazla yararlanmasıyla sonuçlanacaktır.

Bu durum, daha çok insanın daha büyük bir çıktı üzerinden daha küçük kişi başına çıktı elde etmeleriyle sonuçlanacağından hükümetin gelir dağılımını iyileştirmeye yönelik politikalar izlemesinin anlamı yoktur.

(26)

Davıd Ricardo Modeli

David Ricardo, kapitalist ekonomik sistemin illaki durgunluk sürecine gireceğini ve bu durgunluk sürecinin sürekli olacağını savunan görüşü ile kötümser klasik iktisatçı diye anılır. R. Malthus ve J. Mill de diğer kötümser klasiklerdendir. Ricardo, kapitalist ekonomik sistemin uzun dönemli büyümesinin mümkün olup olmadığını eğer mümkünse ekonomik büyümenin sınırlarının ne olacağını incelemiştir.

19. yy İngiltere’sinin esin kaynağı olduğu model sanayi devriminin ilk aşamalarına denk gelmektedir. Sermaye birikimi ve tasarruf artışının hızlı olduğu, teknik yeniliklerin sanayi

sektöründe verimi yükseltip üretimi arttırdığı bir dönemdi. Ama tarım sektörünün verimi

bir hayli düşüktü. Ücretler doğal ücret seviyesinde idi ve ekonomide tam istihdam koşulları mevcuttu.

Sanayi sektöründeki verimlilik artışlarının sürekli olmasının olanaksız olduğunu gören Ricardo, tarım sektöründeki ücretlerin artan maliyetler nedeniyle artacağını, kar oranlarının düşeceğini ve ekonomik büyümenin kaçınılmaz olarak sona ereceği fikrini ileri sürüyordu.

Yeni yatırımları gerçekleştiren faktörlerin başında kar güdüsünün gelmesi ve kar oranlarının düşmesi, ekonomik büyümenin sona ereceğini kanıtlar nitelikteydi.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(27)

Davıd Ricardo Modeli

Modelin Ana Kavramları ve Varsayımları

i. Tasarruf ve sermaye birikimi, başlangıçta karların yüksek olması nedeniyle hızlıdır.

ii. Sanayi kesiminde teknik ilerleme hızlıdır. Teknik ilerleme hızının yüksekliği bu kesimde işgücü için artan

verimliliği gösterir.

iii. Tarım kesiminde teknik ilerleme çok yavaştır. Bunun yanında toprağın kıt olması ve daha düşük kaliteli

topraklara gidilmesi gibi nedenlerle, tarım kesiminde azalan verimler kanunu geçerlidir. Sanayi kesimindeki teknik ilerleme ve artan verimlilik, tarım kesimindeki azalan verim halini yenemediğinden

ekonominin tümü için azalan verimler kanunu geçerlidir.

iv. Toplam tarımsal üretimi artırmak için ya aynı büyüklükteki toprakta daha çok emek ve sermaye kullanılır ki buna kıtlık rantı denir, toprak sahibine kalmalıdır ya da daha düşük verimlilikteki topraklar da üretime açılmalıdır ki buna differansiyel rant (klasik rant) denir. Her iki durumda da azalan verimler gereği toplam

üretimdeki artış azalarak artandır.

v. Verimli toprak sahiplerinin topraklarını üretimde kullanmalarından dolayı elde ettikleri gelirler (rantlar) daha fazladır.

vi. Üretim fonksiyonu veridir. Üretim, sermaye, işgücü ve toprağın bir fonksiyonudur. İşgücü ve sermaye içsel olarak büyürken, toprağın arzı sabittir.

vii. Emek ve sermaye girdisi tarım sektöründe sabit bir bileşimde kullanılır, başka bir ifade ile emek ve

sermaye girdileri ikame edilemezler.

viii. Ücretler kısa dönemde işgücü arzı ve işgücü talebi tarafından belirlenmekle birlikte uzun dönemde asgari (doğal) ücret düzeyinde sabit kalma eğilimindedir.

ix. Ekonomi devamlı olarak tam rekabet ve tam istihdam koşullarında çalışır.

x. Marjinal gelir ve geçimlik ücretin farkı karı verir.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(28)

Davıd Ricardo Modeli

Ricardo’ya göre, üretime katılanlar üç gruba ayrılır.

İşgücü(ÜCRET): Çalışmaları karşılığında ücret alırlar. Ücretleri kısa dönemde işgücü arz

ve talebinin buluştuğu yerde oluşur. Uzun dönemde ise ücretler doğal ücret haddine yaklaşma eğilimindedir.

Ücretlerin artması işçiler arasında nüfus arttırma yoluyla sonuçlanır. Artan işgücü piyasadaki ücret seviyesinin doğal ücret haddine inmesine neden olur. Ücretlerin azalması doğumları ve işgücü arzını azaltacağı için azalan işgücünün ücret haddi doğal ücret seviyesine çıkar.

Girişimci-Sermayedar(KAR): Sermaye birikimi gerçekleştirir ve yatırım yapar.

Karşılığında kar elde eder. Sermaye birikimi ve yatırım ise girişimcinin karındaki artışlardır. Ricardo’ya göre, ekonomide tasarrufta bulunan yalnızca girişimcilerdir.

Toprak Sahipleri(RANT): Rant gelirinin oluşması azalan verimlerden dolayıdır. Nüfusun

artması nispeten verimsiz topraklarda tarım yapılmasına neden olur. Ürünler tam

rekabet koşullarının geçerli olduğu piyasalarda satıldıkça, fiyatlar, en verimsiz toprak

parçasındaki üretim maliyetini karşılayacak düzeyde belirleneceği için, düşük maliyetle

çalışan verimli toprak sahipleri bu durumdan yararlanarak rant geliri elde ederler.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(29)

Davıd Ricardo Modeli

Modelin İşleyişi

Ricardo, ekonomik büyüme ve durgunluk analizlerini üretim faktörlerinin uzun dönem üretimden aldıkları paylar doğrultusunda gerçekleştirmiştir. Analizler varsayımlarda belirtilen rant kavramı üzerine kurulmuştur. Ricardo’nun büyüme analizinde de Smith’in büyüme analizindeki süreç işler ve ekonomik büyüme aşamasına girer. Ricardo’nun analizinde farklılık durgunluk aşamasına giriş sürecindedir. Buna göre büyüme sürecinde ücretlerin geçimlik düzeyin üstüne çıkışı ile artan nüfusun gıda ihtiyacı artar. Gıda ihtiyacının karşılanması için artan üretim ile verimli düşük topraklar de üretime açılır. Verimli toprak sahiplerinin geliri artar ancak azalan verimler gereği uzun dönemde aşırı kar yerine normal kara bırakır. Kar oranın azalması ile büyüme süreci tersine işler ve ekonomi durgunluğa girer.

Ekonomide yaratılan toplam hasılanın tümünün ücret ödemesi olarak dağıtıldığı ve sonuçta büyümenin durduğu durum, modelde kıyamet noktası olarak ifade edilmektedir.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(30)

Davıd Ricardo Modeli

= Pt Wt Büyüme vardır.

OE1 emek miktarı istihdam edildiğinde; P1E1 Toplam Hasıla

E1S1 Toplam Ücret

P1S1 Kar’dır.

OE5 emek miktarı istihdam edildiğinde; KE5 Toplam Hasıla

KE5 Toplam Ücret

0 Kar’dır.

K noktası «kıyamet noktası».

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(31)

Davıd Ricardo Modeli

Modelin İşleyişi

Klasik iktisatçılara göre yatırımların (büyümenin) kaynağı karlardır. Oysa K noktasında kar yoktur. Ekonomide birikim ve yatırımlar durmuştur. Çünkü, toplam ücret ödemleri toplam hasılaya eşit olacak noktaya gelmiştir.

İşçilere ödenen ücret tüm hasılayı tükettiğinden ücretlerin düşürülmesi gerekmektedir. Çünkü, ücretlerin yüksek olmasının nedeni ücret mallarının (yiyecekler) fiyatının yüksek olmasıdır. 1804 yılında İngiltere’de çıkarılan tahıl yasaları ile tahıl ithalatına gümrük vergisi konulmuştur. Bu ise ülke içinde tahılın fiyatının yükselmesine dolayısıyla ücretlerin yüksek düzeyde belirlenmesine yol açmaktadır. O halde tahıl yasaları kaldırılmalı ve ülke içinde tahıl fiyatların düşmesi sağlanmalıdır.

1846 yılında tahıl yasaları kaldırılmış, yiyecek malları ucuzladığından geçimlik ücret düşmüş ve böylece ekonomi tüm karların tüketildiği kıyamet noktasından kurtulmuştur.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(32)

Klasik sisteme göre, nüfus artışı, toplam çıktı içinde ücretin ve rantın

payını arttırırken, karın payını giderek düşürecek ve bu durum

yatırımların durmasına ve sistemin durgunluğa girmesine neden

olacaktır.

Davıd Ricardo Modeli

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(33)

Ricardo’ya göre, zaman içinde teknolojik gelişmeyle birlikte üretim

fonksiyonu devamlı olarak yukarı kayacak, ancak gerek azalan verim

kanunu gerekse teknik ilerleme hızının düşüklüğü ekonomiyi mutlaka

durgunluk noktasına eriştirecektir.

Davıd Ricardo Modeli

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(34)

Davıd Ricardo Modeli

Modelin Eleştirisi

Modelin dayandığı varsayımların gerçeğe ve geçirilen büyüme tecrübelerine uymaması nedeniyle klasik büyüme modeli günümüzün gelişmiş ülkelerinin gelişme sürecini

açıklamada yetersiz kalmaktadır.

Azalan verimler, teknik ilerleme hızının düşüklüğü ve Malthus’un nüfus kanunu modelin dayandığı varsayımlardandır.

İlk zamanlarda artan nüfusun işgücünde azalan verimlere neden olduğu söylenebilir. Ancak sanayinin tarıma göre daha önemli duruma gelmesi, tarımda toprak kıtlığı sebebiyle işgücü ve sermaye için azalan verimler kanununun sonuçlarının ortaya çıkmasını kısmen engellemiştir.

Teknik ilerleme, Ricardo’nun tahminlerinde çok fazla gerçekleşmiş ve zamanla tarımda sermaye kullanımında ve verimlilik oranında çok büyük artışlar kaydetmiştir. Bu artışların

gerçekleşmesi işgücünde azalan verimler kanununun ortaya çıkmasını engellemiştir.

Ekonomik büyüme nedeniyle kronik açlık ve yetersiz beslenme, bugün Malthus’un yaşadığından daha azdır. Dünyada kıtlıkların yaşanması yetersiz gıda üretiminden ziyade

gelir dağılımının eşit olmaması ve siyasi istikrarsızlığın sonucudur. Modern doğum kontrol yöntemleri ve Malthus’un hayal edemeyeceği kadar gelişen tarımsal ilaçlar, gübreler gibi tarım ürünleri kehanetin gerçekleşmesini engellemiştir.

BÜYÜME MODELLERİ

Klasik Büyüme Teorileri

(35)

SORU ÇÖZÜMÜ

Aşağıdakilerden hangisi, Rostow’un büyümenin aşamaları

yaklaşımının olgunlaşma aşamasındaki toplumunu tasvir

ederken ele alınan konular içinde yer almaz?

A)Millî gelirin % 10-20 kadarı üretken yatırımlara aktarılır

B)Yeni sanayi alanlarında hızlı bir yükselme gerçekleşirken,

eskilerinde bir düşme meydana gelir

C)Modern teknoloji her alana yayılmaya başlar

D) Kent nüfusu azalır

E)Ekonomiye yeni önder sektörler hâkim olur

2016 KPSS

(36)

SORU ÇÖZÜMÜ

Aşağıdakilerden hangisi, Rostow’un öne sürdüğü, iktisadi

büyümenin aşamalarından biri değildir?

A)Geleneksel toplum

B)Yüksek kitlesel tüketim

C) Sanayi sonrası toplum

D)Kalkışın ön koşullarının hazırlanması

E)Kalkışa geçme aşamasındaki toplum

2008 KPSS

(37)

SORU ÇÖZÜMÜ

Rostow’a göre, kalkınmanın başlaması için ekonomik

yapıdaki ve eşa nlı olarak da sosayl yapıadaki değişmeler

hangi dönemde gerçekleşmelidir?

A)Geleneksel toplum dönemi

B) Kalkışa hazırlık dönemi

C)Kalkış dönemi toplumu

D)Gelişen topluma geçiş dönemi

E)Olgunluk dönemi

2007 KPSS

(38)

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Bu çalışmanın amacı aerodinamik (laboratuar) ve aerodinamik + radyasyon (açık hava) şartlarında kurumakta olan tuzlu ve tuzsuz toprak yüzeyinden meydana gelen buharlaşmayı

Ekonomik istihbarat genel olarak ülkelerin gerçekleştirdikleri ekonomik bilgi toplama ve bunları işleme çerçevesinde gerçekleştirilirken, ekonomik istihbaratın diğer yönünü

Jean Robert: Bir malın kıt olduğunu söylediğinizde, o malın sunumunda veya bulunmasında bir zorluk olduğu, varolan miktarlarının yetersiz olduğu anlamına gelir.. Oysa

Uzun yıllar kitap illüstrasyonu uğraşından gelen çok titiz, arınmış bir sanat emeğini, özenli bir grafik işçiliğini içeren bu resimler antik bir kentin tarih ve

Susturucularda ortalama akış deneysel olarak da incelenmiş, bu amaçla porosite değerleri 1.3% ve 13% olan susturucuların farklı akış koşullarındaki iletim

• Seralarda zararlı böcek bulaşmasını önlemek için sinek teli kullanmak. • Yabancı ot yönetimini

Maheshwari yaptığı çalışmada biomateryaller (silikon ve teflon) ile otolog materyalleri (kemik ve kartilaj) hava kemik aralığı, materyalin atılması ve materyaller