• Sonuç bulunamadı

Müzik dinlemek beni yoruyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Müzik dinlemek beni yoruyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ó

SALI, 4 Eylül 2 0 0 1

? s3

Dünyaca ünlü bestecimiz Nevit

Kodajjh, arkadaşımız YenSr

Süsoy'a "müzik dinlemenin

kendini yorduğunu" söyledi.

Nedenini de şöyle açıkladı:

"Gayri ihtiyari müziği cerrah

gibi kesip biçmeye

haşlıyorum!..” Gününü dolu

dolu yaşayan büyük

bestecimizin Mersin'deki

evinde en büyük eğlencesi ise

kıçtan takma motorlu

teknesiyle balığa çıkmak...

Mutlak sessizlik ister

Nevit Kodallı'nın 41 yıllık eşi Olcay Kodallı, ünlü bestecinin çalışırken "m utlak sessizlik" istediğini belirtti. Olcay Kodallı, eşini şöyle anlattı: "Birbirimizi her zaman sevip saydık. Ba­ na hiç zor gelmedi. 1962 doğumlu oğlumuz Nihat radyolog olarak Marmara Üniversitesi'nde doçent. Bir to­ runumuz var, onun da adı Nevit. Küçük oğlumuz Murat 1967 doğum lu." (Fotoğraflar: Sinan Ö ZBALKAN)

Müzik dinlemek beni yoruyor

Keyifliyken Mozart

dadıyken Bach

■ Balık tutmayı çok severim, özellikle kaşıkla lüfer çekerim. Bir keresinde 27 tane kofana tuttum ama, şimdi Mersin'de de balık kalmadı. Kıçtan motorlu küçük teknem var, onunla bazan çıkıyorum.

■ Keyifliyken M ozart, cildiyken Bach dinlerim. Çok fazla müzik dinlersem çok yoruluyorum. Çünkü gaynihtiyari o müziğin ne olduğunu çıkartıyorum, başlıyorum cerrah gibi kesip biçmeye.

Gırgır'ın kapanması

bence büyük kayıp

■ Karikatürü çok severim, kompozitör olmasaydım çok iyi bir karikatürist olmak isterdim, Turhan Selçuk gibi mesela. Gırgır'ın kapanması bana göre büyük kayıp.

■ Ben çok kolay yazan bir insan değilim.

Yazdıklarımı rahatlıkla dinledikleri için kolay yazdığımı sanırlar. Halbuki o hale getirinceye kadar çok sıkıntı çekerim. O sıkıntılar içinde çok volta atarım, bir eseri yazarken kilometrelerce yürümüş olurum aslında. Çok yorulduğum zaman bilmece çözerim veya şiir okurum.

Gırgır'ın 'mucidi' Oğuz Aral

PİYANO VE YAYLI SAZLAR USTASI

- Oscar WikTe sormuşlar “Üstat nasıl yaratıyorsun?” diye; o da “Onu bilsem hiç durmadan yaratacağım” diye cevap vermiş, ö n ce Allah'ın verdiği yetenek, sonra kültür. Dünyayı tanıyacaksı­ nız ki, onların içersinden kendinizi çıkartıp bulabilesiniz, yoksa taklitçi olup kalırsınız. 10 yaşındayken gayet iyi nota okuyordum, iki ve üç sesli besteler yapıyordum kendime göre. En çok Bach ve

Mozart'ı seviyordum. Sınavlarına girmeme ailem başta karşı çık­ tı, çünkü kompozis­ yon bölümü çok uzun tahsil gerektiriyor, or­ taokuldan sonra 9 se­ ne. Sonunda ikna edip 1939'da 211

numaralı yatılı öğrenci olarak Devlet Konservatuvarı'na girdim, öğrencilik yıllarımda sabahlara kadar çalıştım, bir sene sınıf atladım. Bağlamanın yanısıra viyola çalıştım, yaylı sazların hepsine hızla hâkim oldum. Sonra alto saksofonu öğrendim, kısa zamanda Bartok'tan eserler çalacak hale geldim. Girdiğimin üçüncü senesinde “Köroğlu” üzerine bir

piyano için “Ballad” yazdım. Bende çok emeği olan hocam Necil Kazım Akses bunu çok başarılı buldu, bir konserde Bülent Arel'e çaldırdı. Derken Cari Ebert'in davetiyle koroda söylemeye

başladım, en ünlü hocalarından şan dersleri aklım. “9. Senfoni”yi söyledik 1942'de, ardından “Fidelio”yu. “Satılmış Nişanlı”yı oynarken baletimiz Cüneyt

Gökçer'di. Şan tekniğini kendimde tecrübe ettiğim için çok iyi şan yazarım. Korolarda söylemenin yanısıra perdecilik de yaptım, daha neler neler. Asıl branşım olan kompozisyon ve orkestra yönetiminin yanısıra hocam Ferhunde Erkin sayesinde piyanoda ustalaştım. Çağdaş piyano edebiyatını tanı­ mam için bana Bartok, Martinu ve Hindemith gibi bestecilerin eserleri­ ni çaldırırdı. Bu arada Türkiye’nin ilk lied'lerini yazdım, 1946'da 7 ta­ ne. İkisi Nazım Hikmet'in okluğu için başıma bela geliyordu az kalsın. Ötekilerin dördü Cahit Külebi'nin, biri de Ömer Bedrettin'indi.

_______________________ I

Türk-İslam sentezi

diye bir şey olmaz

■ Atatürk deyince bizim kuşak öncelikle her şeyin bu vatan için olduğunu anlar. O'nun “Muasır medeniyet seviyesine ulaşmak” sözünü akimdan çıkarmadan yükselmek için çalışır. Ben eserlerimi yazarken muasır medeniyetin de ilerisine gittim, T ü rk Müziği'yle gittim. Bugünkü nesil kendi tarihini doğru dürüst bilmiyor, okutulan tarih kitapları baştan aşağı yanlış. Bizim kuşak kendini kültüre adayarak yetiştirdi, şimdi ise kültürden kaçma var. Tutturmuşlar Türk-İslam sentezi diye, böyle bir şey olmaz. İslam dogmadır, hiçbir şeyle senteze girmez.

İrtica yandaşları

tabela değiştiriyor

■ Din ticaret vasıtasıdır. Atatürk'e karşı çıkıyorlar, çünkü hacı hoca takımı diye kimse kalmamıştı. Esas Müslümanlık laisizm içindedir. İrtica hâlâ büyük bir tehlike olarak

karşımızda duruyor. Tabela

değiştiriyorlar, hepsi o kadar. Tayyip Erdoğan'ın af kapsamına almak demek, Cumhuriyeti intihara zorlamak demek bence. Atatürk bizi

ümmetlikten milletliğe geçiriyordu, şimdi ümmetten de beter olduk. Bu globalizm oyunu içinde artık ne olduğumuz da belli değil.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

birim uzamaların azaldığı Şekil 5.5’de de kozalak kül dolgulu bileşiklerde arttığı görülmektedir. ISO 5676 standardına göre ayakkabı tabanlarında

Araştırmanın problemi; haftanın her günü 24 saat kesintisiz hizmet veren bir hastanede 2 vardiya halinde (08:00-16:00 arası 8 saat ve 16:00-08:00 arası 16

kullanıldığı çalışmaların literatüre olan katkısının daha yararlı olduğunu ve diğer çalışmalara göre, daha sağlam sonuçların üretildiğini

Araştırmadan elde edilen bulgulara göre pedagojik formasyon sertifika programlarında bulunan Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme dersi, ön test-son test puan ortal-

Koyun sütünden yapıldığı için, tadı alışık olduğumuz yoğurtlardan biraz daha yoğun olan bu yoğurtları lokantada yiyebileceğiniz gibi toprak kaplarda satın almanız

Eskiden kömür deposu ve demirci atölyesi olarak kullanılan Ortaköy Çınaraltı Lokantası'nın ortasındaki.. tarihi bir çınar ağacı çatıdan gökyüzüne

Taha

Ocağın son yıllarında kahveha­ ne sahibi olan yeniçeri zorbalarının en namlıları Kuledibi kahvehanesinin sa­ hibi kalyoncu burunsuz Mustafa, Hen­ dek