• Sonuç bulunamadı

Milliyet'ten mektup

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Milliyet'ten mektup"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ULUNAY

y v

«MENEKŞE.» SI

Bir genç-ihtiyar, bira/ ihtiyarladığını hissedince...

M i l l i

yeftht

MEKTUP

i

m .

Sevgili M İLLİY E T oku­ yucusu,

Kar geldi, kış geldi, karakış geldi... Berabe­ rinde getirdiği büyük s ı­ kıntılardan biri nak<ı vasıtası derdi. Tramvaya binebilene .aşkolsun. O tobiise hakeza... Dolıpuş bulunmuyor, taksi şoförü insafını kaybediyor, va­ purlar işlemiyor... Bütün çalışanlar gibi M İL L İ­ YET mensupları da her güıı bu menfi hâdıseleıc rağmen evlerinden işle­ rine, işlerinden evlerine gidip geliyorlar.

Karda, yağmurda, ça tnurda yürümeye, ayaz­ da beklemeye, tramvay­ da. otobüste sıkışmaya mütehammil yaştakiler böyle müşküllerle müca­ dele edebilir. Ama ti7 sinde bir ihtiyarın heı Allahın günü taaa Pen­ dik gibi bir mesateden şehire gelip gitmesi bek­ lenemez.

İşte bizim öyle bir genç - ihtiyarım ız var ki, bu beklenmeyen şeyi yapıyor, istirahat misti- rahat demeden, yağmuru, karı, borayı dinlemeden senenin 3ü5 günü Pen­ dik'teki evinden gaze­ teye gelip gidiyor.

Hepimizin gıpta ettiği bu genç- ilıtiyarın ismi: REFP CEVAD

ULUNAY...

Ulıuıay’ın Yunus ta mütevâzi bir köy evi vardır. Refikası da ken­ disi gibi hayvanlara pek düşkün olduğumdan küçük çiftlikleri inek­ ler, koyunlar, koçlar, boğalar, ke­ diler, köpekler, ördekler, kaz­ lar, tavuklar, horozlar, tavus kuşları ve eşeklerle doludur. Ulunay bilhassa bu sonuncu mah­ lûklara karşı büyük muhabbet du- ja r. Bir adama sinirlenip «Eşek» diyecek olsa o gün çiftliğine dö­ nünce ilk yaptığı iş sevimli eşek­ lerinin yanına gidip onları öp­ mek ve özür dilemektir. Ulunay’a göre eşeklerin bizim kullandığımız mânada eşeklikle alâkaları yok­ tur. Onlar dünyanın en munis, cn «efendi» hayvanlarıdır. Kazlar için de Öyle... Aptallık bir tarafa bilâkis kaz, hayvanların en zeki­ si ve evine eıı bağlı olanıdır.

Ulunay’ ın hayvanlarından bah­ sederken temas etmeden geçeme­ yeceğim bir cihet onların isimle­ ridir :

Eşekleri: Flllya, Zerren. Me­ nekşe. Karanfil ve Şeker (Şeker Bayramında doğduğu içiıı).

Kedileri: Boncuk, Tombik. Sin­ cap, A ltın ve Tarzan (vahşi ol­ duğu için).

Kazları: Paşa. Hanımefendi. Ru­ şen Hanım.

İnekleri: Fındık, Fıstık. Amber Çiğdem.

A v köpekleri: Lord, Ladv (İn ­ giltere’den ithal ettiği için)

Çoban köpekleri: Bico. Zala (K ü rt isimleri)

Boğası: Hergeleci İbrahim (bıı ismi taşıyan pehlivandan kinaye)

Ördeklerinden birinin ismi Ye­ gânedir. Yegâne, bir tavuğun ku­ luçkaya yattığı yumurtalardan ç ı­ kan yegâne ördektir. Kendini ta­ vuk zanneder. Ulunay’ın ifadesi He «raünasebatı zevelyesi daima horozlarladır.»

Üstâd, her sabah saat beşte kal­ kar. Tiryakisi olduğu kahvesini içtikten sonra hayvanları ile meş­ gul olur. Öğleue doğru yazısını yazmak üzere gazeteye gelmek için yola çıkar. Her geliş ve gidi­ şinde 3 vasıta değiştirmek mecbu­ riyetindedir: Tren, vapur ve dol­ muş... Son zamanlarda biraz ihti­ yarladığını hissetmiş ve bunlara bir dördüncü ııakil vasıtası ilâve etmiştir. Şimdi akşamları Yunus’ - ta trenden indiği vakit kendisini istasyonda bekleyen eşeği Menek- şe’nin sırtına biniyor ve çiftliğine öyle gidiyor... Uhınay, bu günlük seyahatlerin kendini biç yorma­ d ığın ı, bilâkis zindelik verdiğini söylemektedir. Uykudan alacağı kaldığı günler trenin kompartı­ manında hafif bir şekerleme de yapar.

R cfi’ Ccvad 1890 yılında Şam’da doğmuştur. Sonra o sıralarda Şam Defterdarı bulunan büyükbabası ile birlikte İstanbul'a gelmiş ve 5 yaşında Vefa Taşınektebiııc gir­ miştir. Bilâhare Şems-iıl-Maarif Rüştiyesinde ve Mektclı-i Sultanî­ de (Oaiatasaray Lisesi) okumuş­ tur. 1909 da Galatasaray’ ı bitirin­ ce Tcvfik Fikret’in tavsiyesi ile Taııin’de gazeteciliğe başlamıştır. 6 ay bedava çalışmış, sonra 100 kuruş maaşla kadroya girmişti Vazifesi saray muhabirliği idi. Ta- ııin’de fazla kalmamış, daha iyi bir tek lif alınca İkdam’a geçmiş ve orada Yazı İşleri Müdürü olan Yunus NadPye yardımcı olmuş­ tur. Sonra tekrar Tanln’e dön­ müş, Sabah ve Şchralı gazetelerin­ de Yazı İşleri Müdürlüğü yap­ mıştır. Bu son gazete hükümet tarafından kapatılınca Balkan Harbi sırasında kendi gazetesi Alettdar.i çıkartmıştır. İttihat ve Terakki hükümeti aleyhinde yap­ tığ ı şiddetli muhalefetten dolayı bir gece bütün muhaliflerle bir­ likte Sinop’a sürülmüştür. Dünyp Harbi sona erlııce İstanbul’a gel nıiş, fakat İstiklâl Harbini müte Akip tekrar —bu sefer Avrupa1»

TRENDE ŞEKERLEME

Uykudan alacağı kaldığı günler ya— menfaya gitmiş, 1938 de memlekete dönmüştür.

Uluııay'ın gazetemizde okuduğu­ nuz «Ekmek Elden, Su Gölden» ro­ manının muharriri Refik İfalid Karay ile garip bir mukadderat birliği vardır: Vefa Taşmektchi- ııe beraber haşlamışlar, Rüştive’ - de ve Galatasaray Lisesinde tah­ sillerine beraber devam etmişler­ dir. Gazeteciliğe aynı zamanda in­ tisap etmişlerdir. Aynı zamanlar­ da sürgünlere gitmişler, aynı za­ manlarda sürgünlerden dönmüş­ lerdir.

Geçenlerde bir ziyafet sofrasın­ da da yanyana düşünce R efif Cc­ vad dayanamamış, Refik Ifalid’e «Kalk Refikçiğim. kalk git. Bu­ rada olsun yanyana oturmayalım» demiş...

Uluııay’ ın «Takvimden Bir Yap­ rak» sütunundaki resmi sık sık değişince okuyucularımızdan bir hayli mektup aldık. Sebebini ken­ disi geçenlerde yazdığı bir fık ra­ da anlattığı için biz temas etme­ yeceğiz. Yalnız şunu söyleyelim ki, Ulunay hakikaten çehre zü­ ğürdü değildir. Kar gibi bembeyaz saçlarının altında yüzü daima kanlı, canlıdır.

Yürümez, koşar.

Sesi o kadar gürdür ki gazete­ de iki kat üstümüzdeki odasına telefon ettiğimiz vakit verdiği ce­ vapları telefon ahizesine lüzum kalmadan pencereden rahatça du­ yabiliriz.

Enfiyeye meraklıdır. Aksi gibi kutusunu her girdiği odada unu­ tur.

Umumiyetle romanlarındaki ka­ badayılar gibi konuşur. Ama sı­ rası gelince o meşhur eski İstan­ bul nezaketini şahsında canlandı­ rır.

Bir erkeğin hayat arkadaşına «Bayanı». «Eşi», «K a rıs ı» denme­ sinden nefret duyar. «Refikası». «Haremi», «H anım ı» denmesini is­ ter. Refikasına «K adınım » diye hitap eder.

Eskiden güreşe meraklı imiş. Şimdi ilerlemiş yaşına rağmen ya­ man bir avcıdır

Mürettibiııden muhabirine ka­ dar M İL L İY E T ’te herkes kendileri ile arkadaşlık eden, takılıp şaka­ laşan hu genç-ihtiyarı pek sever.

Ulunay hu y ıl mesleğinde 49 uncu senesini tamamlıyor. Yarım asırlık gazetecilere jübile tertip­ lenmesi âdettir. Fakat Ulunay bu­ nu kafiyen arzu etmiyor «Çün­ kü» diyor, «bugüne kadar kinıe jübile yapıldıysa senesi dolma­ dan zartayı çekti. Ben bile bile hayata veda etmek istemem.»

U

ZUN müddettenbert uzak kaldığınız «Zehir Hafiye» dün mûtad yerinde sevimli yüzünü yine gösterdi. Zc- hir’ iıı maceralarını bundan böyle yine her pazar günü üçüncü say­ famızda takip edeceksiniz.

O

kuyucularımızdan Metin Sevecan ve Muzaffer Din- çer’in M İLLİY E T ’te bir pulculuk köşesi ihdasını teklif eden mektuplarını aldık. Sayfalarımıza tahdit koyan ka­ rarname neşredilmeden öııcc. ha­ tırlayacaksınız, böyle bir sütunu­ muz vardı. Pul meraklısı okuyu­ cularımızı tatmin için imkânları­ mızın müsaade ettiği ııisbettc yeni bir «Pulculuk köşesi» hazırlıyo­ ruz.

T

ENKİL) duyduğumuz ihtiyacı ve ikazlarınıza be­ lirten yazımızdan sonra bize mektup yollayarak faydalı görüşlerini bildiren Tu­ ran Keskin ve Orhan Ditıçkal’a te­ şekkür ederiz.

Hürmet ve sevgilerimizle

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Lazer ışın- ları, elde edildiği maddenin cinsine göre argon, kripton, neodimyum, karbondioksit lazer olarak adlandırılır.. Bu lazer türleri birbirinden fark- lı

We presented here a case of morgagni hernia complicated by ileus and acute mediastinal shift which was caused acute severe respiratory distress.. MATERIAL

İran ’ın bazı yerleri çok ilerlemiş, bazı yerleri çok geri kalmış bir memleket gibi göründü bana.. Mesela İran'ın bir ucundan öteki ucuna yumurta yuvar-

f ~ j Çİ NE düştüğü ekonomik kriz nedeniyle bunalım geçire- I rek önceki gün intihar eden eski milli kaleci ve işadamı i- I Sabri Dino’nun

Haluk Eraksoy, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Çapa, İstanbul, Türkiye

(iii) Bir sütununu bir skalarla çarpıp başka bir sütuna ekleme. Bu nedenle matrisin rankı değişmez. Aynı şekilde elementer satır işlemlerini tanımlayabiliriz. Bu elementer

Buradan hareketle İzmir ilinde önemli arı ürünlerinden olan süzme çam balı tüketimine yönelik olarak yapılan bu çalışmada tüketici tercihlerinin sosyal,

癌症是長期抗戰的治療過程,可以是手術、放射線治療及化學療法,現多有