• Sonuç bulunamadı

Unutmayacağız

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Unutmayacağız"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ıı iH ik iH ii u ım H » ıı « ıı ıı ıı ıı ı« u ii ii iı u n ı» ım iH iı ıı ıi ıı ıu i» H « ii ıi ıı m u « iı i‘i » ın ii « » m ii ıi H iı ıı ın ıı ii iı ıı m m ıı ıi M iı ıı ıı ıı ıı ı» ıı ı« ıı ıı n « iU i» H iı ıı ıı iH iı ıı

; fim ili lIlll II lIl flIlIl I lIllllI lT lII lIllI ttlI llllllltf lIllI itlIiİ llİT lİ İd lI lllllIlllf

i Unutmayacağız

M. Galip Erdem

D

ostlarımın yanma git-

fiğim vakit hiçbir şey farkedemedim. “ Başın sağ oisım’ 'dediler, anlamadım. Şaka yapıyorlar sandım. Gülümsemeğe çalıştım, a- ras kimse gülmüyordu. Hepsi ayağa kalkmışlardı. Böyle bir say gıya alışık de­ ğildim. Ömer Özt ürkmen: “ Peyam i” dedi, ‘•Peyanıi- y i kaybettik.” Anlamadım. Bir müddet mânâsız nazar­ larla dostlanma baktım. Hepsinin yüzünde derin bir hüzün... Anlaşıldı artık., Önümde bir gazete: Siyah bir çerçeve ve rahmetlinin fotoğrafı...

62 yaşında id i Zayıftı. 48 kilo geliyordu. İnsanoğ­ lunun tahammülünü aşan ıstıraplar içinde idi. Böyle olduğu halde, inebileceğini hiçbir zaman düşünmemiş­ tim. Düşündürmüyordu ki.. Felâketlerin her türlüsünü emsalsiz bir yiğitlikle kar­ şılıyordu. Biricik oğlu Mer- ve'yi kaybettiğinden birkaç gün sonra, gözyaşları için­ de eline sarılan genç bir dostunu nasıl teselli ettiği­ ni hatıriıyojfum. A slâ sar­ sılmayan bir imanın böy­ le b i r imanla müte­ madiyen beslenen en güzel ümitlerin insanı idi. Y an ı­ na gittiğiniz vak it ne ka­ dar kederli olursanız olu­ nuz, çıkarken, mutlaka se­ vinilecek bîr şeyleri kalbi­ nize bıraktığım görürdü­ nüz. Bilgisi ile. fik ri muh­ tevası ile, mücadeledeki k ı­ demi ile arasında kapatıl­ ması mümkün olmayan mesafeler bulunan gençler­ le sohbetlerini düşünüyo­ rum. Aradaki m esafeyi ha­ tırlatmak bir yana, hisset­ tirmemek için nasıl bir dikkat ve nezaketle konuş­ tuğunu görmeyenler üstadı hakiki hüviyeti ile tanımış olmayacaklardır, Bizler de saygısızdık ha!. Ç atır çatır münakaşa ederdik. Sanki çok şeyler biliyormuşuz, sanki dünyanın en mühim meselelerinin hallini kula­ ğım ıza gizlice fısıldamış­ lar gibi bilgiçlik taslardık, dinlerdi. Sakin bir müsa­

kendine saklıyamama he­ vesine karşı duyduğu en­ gin bir sevgi ile dinlerdi. Pek seyrek de olsa, kızgın­ lıkları aklıma geliyor. Hid­ detin o derece sevimli ola­ bildiğini hiç görmedim.

Şu anda muntazam dü­ şünemiyorum, yazm ak is­ tediklerimi de bir sıraya koyamıyorum. İntizama çok düşkündü. Ruhu, in­ şallah bu perişan halimi affeder. Kaybım ızın büyük mânâsını zamanla daha iyi anlayacağız. Gene de çok yüklü bir miras bıraktı: Eserleri... Sâdece isimleri bile sayfalar doldurur. Çok şeyler öğrendik, daha da öğreneceğiz. Kadirşinasız. Tabiî, m illet olarak.. N ere­ den nereye?. B ir gün, 48 ki­ lo olduğumu söylemiştim. Nasıl sevimli bir tebessüm­ le elini uzatmış: ‘Ooo... Ömrümde İlk defa kendi kilomda birine rastıyomım” demişti de, bizi de giıldiir- müştii.. Ölüm bu... Büyük hakikat. N e diyeyim ? V a ­ kitsiz geldiğini m i? A m a inananlar böyle bir şikâyete mezun değil ki... ölçüsüz­ lüğü sevmezdi. Ölçüsüzlük edersek evvelâ aziz ruhunu incitmiş oluruz. Hem, ben cilliğe ne lüzum va r? Bizi bıraktı ama, çok daha gü­ zel bir âleme, ölümsüzler âlemine göçmedi m i? İn ­ sanı aşan bir gayenin va­ sıtası olarak yaratıldığım ı­ zı söylerdi. H er halde doğ­ ru bir düşüncenin peşinde­ yiz. N e var ki yetmiyor, ne varki üzülmeden edemiyo­ ruz. N e denir? “ B iz insan­ lar’” böyleyiz işte. Kalem nedir ki, âeizin biri.. Hele kelimeler ?.. Biiyük olan, ebedî olan ruhların yanın­ da öyle zayii, öyle biçare ki...

Bağışla bizi üstadım. Hep daha iyi bir Türkiye i- çin çalıştın. Böyle bir Tiir- kiyenin hayalinden kuvvet aldın. Söz veriyoruz: Daha iyi bir Türkiye için çalışa cağız. Beceremezsek, a f­ fet.

Allahın rahmeti daima üzerinde olsun.

maha ile, genç dimağların öğrenme ve öğrendiğini g öğrenme' ve ogrentuguu

»lUUUlÎîllitllliilillîiilipUliliUMlüUlilll

iiiiiiiiiiiımutuuiiiiMiımıtıiK

Referanslar

Benzer Belgeler

‹nternet üzerinde yer alan sanal al›flverifl sitelerinin kullan›m oran›nda- ki art›flla ve genifl bant aral›¤›ndaki ‹n- ternet ba¤lant›lar›n

Hiç duymayan veya duyma güçlüğü yaşayan ki- şiler konuşmayı metine çeviren uygulamalar yardımıyla insanlarla iletişim kurabiliyor, ancak bu uygulamalar tam olarak bu iş

Bu durumda, bir zamanlar 9 Martçılar ile bir­ likte rejimin bozukluklanna başka çare arayan Muhsin Batur’un, birden onlara karşı 11 Mart- çıların yanında yer

Okulun ITÜ’ye dönüştürülmesi sırasında da Elektromekanik Şubesi, Elektrik ve Makine bölümlerine ayrılmış ve elektrik bölümü, 1935'te kurulmuş olan muhabere servisi

gayretlerime, bugün son devir edebiyatında az çok İsim yap­ mış genç istidadları etrafıma toplamama, sanat gayesini göz- önünden uzak tutmamak üzere her

Yeni doğan çocuklarda zuhur etdiği vakit yeni doğan çocukların cerahatli göz zarı iltihabi adını alır. Çocuk bu hastalığı doğarken yahud doğ - dukdaıı

Sami Paşa maarif, Sup­ hi Paşa evkaf nazırları olarak baba, oğul, birlikte imperatorlu ğun büyük bilgili vezirleri ara­ sında sayılıyorlardı.. İşte

kişisel resim sergisini 1944yılında İstanbul’da açan sanatçı son olarak 1964yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar. Akademisi’nde bir retrospektif sergi