• Sonuç bulunamadı

Varlık, hep vardı...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Varlık, hep vardı..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

VARLIK

>-**■— ; - > O N BEŞ G Ö N D E B.R Ç IK A R •*»'■ 1 '• '» S A N A T V E E ıK IR M E C M U A S I «T M.m u .ı» ıı

Z a m a n İ ç i n d e

K *m al*ttn KAm O karul* k*y«d»a! Cafto «mWffW CiAnun w A» **»*« ***» 0*na <*r k«r>

Swtor A*uUU>ar YiMmij kaur Flftu «¿al - ysAjM («AM/oi* m|U

OAuMk tká lu/4«t T»M <u«U*rt*i Uirl «m. btrt ruta

yarlık

. , I . n a u

yarlık

ikMdjnn-- Kwrj* KAKStLlKU YAWMWLAŞMA nPpThHÍíCMR’

/ 3 . I

* I h ıf n AİAitTu Vkl«M « ' tn v » w m Kn*m»**w *\ ,ym*t V.. mal \AhxH»RAmli t •*>*' \»<« \*\w í XtArt«’.*

Yaşar Nabi Nayır’ın

öz Türkçe’yi

yerleştirmek

amacıyla kurduğu

Varlık dergisi,

69 yaşında. Bugün,

Nayır’ın kızı Filiz

Nayır Deniztekin ve

Enver Ercan’ın

yönettiği dergi, genç

yazarlara da yer

veriyor. Müge

İplikçi, Semra Topal,

Sema Kaygusuz,

Varlıkla ismini

duyuranlardan...

Varlık, hep vardı

CUMHURİYET DERGİ

MÜGE AYDIN

arlık Dergisi 69 yaşında! Cumhu­ riyet’in ilk yıllarında, çağdaş T ürk edebiyatının temel direkle­ rinden Yaşar Nabi N ayır’ın öz T ürkçe’yi yerleştirm ek amacıyla kurduğu Varlık, bugün kızı Filiz Nayır Deniztekin ile Enver Ercan’ın yönetiminde, yaşamaya de­ vam ediyor. D eniztekin ve E rcan’la, Varlık üzerine konuştuk.

Derginin kuruluşunu anlatır mısınız?

F.N.D.: Varlık Dergisi 1933’te YaşarNabi Nayır, Sabri Esat ve Nahit Sırrı tarafından kuruluyor. Kısa süre sonra Esat ve S im ayrı­ lıyorlar. M addi manevi bütün yükü Yaşar Nabi üstleniyor. Üsküp doğumlu olan Yaşar Nabi, Balkan Savaşlarında ailesiyle İstan­ bul ’a geliyor. Savaş yıllarında, zorlu bir yol­ culuk geçiriyor. Şairolarak, Servet-i Fiinun Edebiyatı ile Yedi Meşaleciler grubu içinde bulunuyor. Ancak çalışmaları yeterli bulmu- yorve Varlık’ı kuruyor. Cum huriyetin yeni

yeni yapılandırıldığı bu dönemde dergi ön­ celikle, Öz T ürkçe’yi yerleştirmeye çalışı­ yor. Özellikle İkinci Dünya Savaşı ’nda zorlu yıllar geçiriyor Varlık. Bu dönemde Yaşar Nabi, yedek subaylığa almıyor ama, dergiyi çıkarmayı sürdürüyor. Bize, çadırda mum ışığında yaptığı düzeltmeleri anlatırdı. Der­ gi, 1946’da İstanbul’a taşmıyor. N ayır’ın ve­ fatına kadar da yaym hayatına devam ediyor.

Derginin misyonu nedir?

F.N.D.: Varlık Dergisi, kuruluşundan beri edebiyat ağırlıklı bir dergi. Okurun ihtiyacı­ nı karşılayacağını umduğumuz iyi edebiyat ürünleri verebilmek, yeni gelişimleri, yeni açılımları yansıtabilmek, Türk okurunu ye­ ni imzalarla tanıştırabilm ek başlıca amacı­ mız.

E .E.: Edebiyat ve kültür dünyasını gözden kaçırmadan okurla buluşturup tartışmaya açmak, okuru bilgilendirm ek, okurdan da bize gelecek bilgileri özümseyip zenginleş­ tirm ek bizim için çok önemli. “ Biztepede- yiz, okura bir şeyler veririz” bizim anlayışı­

m ıza uymaz. Okurlabirleşerek, okurdan al­ dığımız eleştirilerle ilerleyeceğiz.

Yıllar içinde dergide büyük bir değişim oldu mu?

F.N.D.: Dönemlere göre her şey değişiyor; tabii anlayış da. O yıllarda YaşarNabi ’nin en büyük ilkesi Atatürkçülük. O günün A ta­ türkçülük anlayışıyla bugünkü Atatürkçülük anlayışı da bir değil. Temelde büyük bir deği­ şim yok. O dönem, kendi gereklerini izlemiş biz de kendi çağımızın gereklerini izliyoruz.

Varhk’tan kimler geldi, kimler geçti?

F.N.D.: Türk edebiyatının birçok yazan Varlık’tan geçmiştir. Cahit Sıtkı, Orhan Veli, Sait Faik, Orhan Kemal, Yaşar Kemal... O kadar çokisim var ki;hepsini saymam gerek­ li mi?

Bugün yazar kadronuzu nasd oluşturu­ yorsunuz?

F.N.D.: Yazar kadrosu zaman zaman deği­ şim gösterebiliyor. Her ay yazan birkaç yaza­ rım ız var. Gelen ürünler değerlendiriliyor. Kendini tanıtm ak isteyen isimleri de ele

alı-Enver Ercan ve Filiz Nayır Deniztekin...

yoruz.

Yazılan neye göre seçiyorsunuz?

E .E .: Varlık, Türkiye’nin gündemine gir­ memiş ya da Türkiye’de çok az kişinin far­ kında olduğu konulan tartışıyor, tartışmaya açıyoruz. Genel anlamda demokrat olmaya çalışan bir dergi. Edebiyat ürünlerini ya da yazılan seçerkenbaşlıcakıstasım ız,yazann nitelikli olması. Tabii, dergiyi hazırlayan ki­ şilerin edebiyatla olan ilişkileri ve edebiyata bakış açılan da etkili. Özellikle yeni imzala­ ra yer verirken Türkiye’nin dünyanın hem yazınsal hem kültürel farkındalığm da olan insanlara yer veriyorum. Özellikle edebiyat alanm da tek bir bakış, tek bir yaklaşım söz konusu olamayacağından, beş yıldır sürdür­ düğümüz “U stalann Seçtikleri” başlıklı kö­ şeyi başka bir oluşuma çevireceğiz. Burada, birtakım insanlann değerlendirmelerine yer vereceğiz ki, yeni imzalar, sadece benim ba­ kış açımla, değerlendirmemle ortaya çıkma­ sınlar.

Geleceğe dönük projeleriniz var mı?

E. E .: Yayıncılığın değişen bir yapısı, ka- rakterivar. YaşarNabiNayırtekbaşm akısıt- lı olanaklanyla bir dergi çıkanp bir yaymevi kurabiliyor. M addi manevi, işin üstesinden geliyor. Onun, dergideki imzasız yazılarının değeri uzaktan bakıldığında daha iyi anlaşı­ lıyor. Dönemin farkında olduğunu, hatta ile­ risini görebildiğini anlıyoruz. Kafamızda kurduğumuz birçok proje var, ama bunlar nasıl toparlann, nasıl hayata geçirilir bilemi­ yoruz. Kafanızın köşesinde, bağımsız olma­ yı seçip işletme çalışmasının ötesinde bir misyon üstlenm ek varsa projeler de zorlu oluyor, projeleri hayata geçirmek de. Bugün biliyoruz ki, yüz sayfalık bir derginin bir-bir buçuk milyon liraya sunulm asına imkan yok. Diğer dergilerle aynı şıklıkta üretecek kapasitem iz var am a ekonomik olarak aynı fırsatı okura sağlayamıyoruz.

F. N.D.: Büyük gruplar, dergileri kâğıt ma- 1 iyetinin altında kalacak kadar ucuz tutuyor­ lar. Bu durum da onlarla fiyat açısıdan reka­ bet etme şansımız yok. Bizler dergiye gerçek maliyeti yansıtmak zorundayız. Tanıtım açı­ sından da eşit konumda değiliz. Kendi gaze­ teleri, televizyonları var, rahat rahat reklam yapabiliyorlar.

E .E .: Bir öğrenci, tüm saflığıyla bir soru sordu. D oğrusu çok da hoşum a gitti. “ Siz ciddi görünmek için mi dergiyi böyle çıkan - yorsunuz?” dedi. Okur böyle düşünüyor. Daha şık, daha renkli olan dergiler, ilginç bu­ lunabiliyor. O ysa ki, yeni yetişm ekte olan okurun aramızdaki farkı görmesi gerekir.

Birçok isim Varhk’ta sesini duyurdu...

E.E.: Evet, edebiyat dünyasına kazandır­ dığımız, ilk ürünleri bizde yayınlanan çok ki­ şi var; Sema Kaygusuz, M urat Yalçın, Neşe Çeyiz, Niyazi Zorlu, Semra Topal gibi isim­ ler... G eçenlerde arkadaşlarla konuşurken kırka yakın isim saydık. Mesela Müge îplik- çi... Onun ilk öykülerini ben yayımladım. İletişim Yayınlan ’nda kitaplan çıktı, sonra Can Yayınlan ’nageçti. Bu bizim için büyük keyif. VarlıkDergisi’ni eleştirenler olmuyor mu; oluyor kuşkusuz. Ağır top bir dergi var, orada duruyor, kimse bunu gözardı edem i­ yor. M em etFuat’m dergiyle ilgili 60. yıl de­ ğerlendirm esi var. Derginin durumunu so­ ranlara, “ Varlık çok iyi çıkıyor, hatta en iyi dönemini yaşıyor” diyor. Benim amacım. Varlık ’ ı bizden sonra doğru insanlann eline vermek. 70. yıla gelm ek çok önemli. 60. yıl hazırlıklannda, dünyada böyle uzun yaşayan iki üç dergi olduğunu öğrenmiştik...

e-mail: muge_miha@mynet.com

Varlık ’ın kurucusu Yaşar Nabi Nayır’ın albümünden. Kalemli bebek Filiz Nayır...

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu şiirde Fikret, belki de kendi ruhunda yaşayan, maddî hırslar - dan uzak, ipince kadın sevgisini ve seven erkekteki hayâl incelik­ lerini terennüm e

Senato 13 Mayıs 1920 tarihinde aldığı bîr kararla, Ermeni soykırım iddialarının gerçek olduğunu ifade etmiştir.. Tem- silciler Meclisi 148 sayılı kararı ile

lifinden ferağat eyleyeceği derkâr bulunmuş­ tur, İngiltere hariciye nezaretinin parlâmen­ toya memur olan müsteşarı Mister Gürzon her nekadar parlâmentoda dün

Şekil 6: Mahrut tecrübesi: Beton nümünesi mahrut içinde dövülür.. dar su koymak lâzımdır mânasını ifade etmemek- tedir. Bizce de mühim olan şey şantiyemizdeki

Nabi Bey o ortaelçiliği, yani Atina elçiliğini muhafaza etti sonra Sofya’ya nakledildi, ondan sonra da İtalya ile sulh müzake­ relerine memur olup sulhün

Ortaöğrenimini İstanbul Erkek Lisesi, yükseköğ­ renimini ise İstanbul Edebiyat Fa- kültesi’nde yapan Berkes, 1931 yı­ lında sosyoloji-felsefe bölümün-. (A r

Yakub Kadri Balkan Savaşını, Birinci Dünya Savaşını ve bu yenilgilerin ışığında dünyada oyna­ nan büyük sömürü oyununu farkettikten sonra, evet neden

Fabrika (rakım) ortalamalarına bakıldığında, ekstrakt bakımından Kemalpaşa ve Araklı; kuru madde bakımından Muratlı ve Ambarlık; kafein bakımından Araklı; theaflavin