F
İKRET’in aşk şiirleri, önoe, coşkun bir gençlik heyeca- niyle birleşir. Şairin, kelimelerle »engin bir “dış musikîsi,, yapm ak •kabiliyeti de, ilk örneklerini bu şiirlerle verir. Onun (Rubâb-ı Şi keste) -sine “Eski şeyler,, diye al dığı gençlik şiirleri içinde “Ey yâr-ı negam - kâr., adlı m anzumesi. ud çalarak şarkı söyliyen bir- tstanbul güzeline karşı ilk hi- tâbıdır:
Çal, ben de olup şevk ilâ âhengine peyrev Dillerdeki sevdalan cuşân - ede lim, çal! Çaldıkça doğar rûhum a eş’âr-ı
vevânev; H er nağm ene bir fi rimi kurbân
edelim, çal! Çal, âlem-i ervâhı da raksân-ede-ilm çal!.. - Böyle, coşkun m ifraia -!* başJa- ,yan bu şiir, diğer krt’a ■’ .,(1.- da aynı “genç heyX"nr.âr,, la deva.m eıjeır. F ikret'e göre, ud tellerine m ızrap vuran o genç kızın ■ -i. h e r nağmesiyle, rûhundakı d«.m aşk duygularına ses verm ektedir. Bu ses, ekseriya hüzünlüdür, ağla tıcıdır. F ikret’in şiir söylediği çağ lardaki rom antik havaya uygun - dur. Bu hava, hisli, hüzünlü ol mayı, h a ttâ ıztırap çekmeyi neş elenm ekten daha üstün, daha in şâm bir meziyet bilir. Nitekim şa ir, m anzum esinin bir yerinde: Bak ağlıyorum, giryeme bin h an
de fedâdır diyerek, sevgiyle ve musikîyle do lu gönüllerin, ağlam aktan duydu ğu derin zevki belirtir. Aynı şi irin:
Tâ arş-ı İlâhiye kadar yükselelim. çal! Çal sevdiceğim, çal meleğim, çal
güzelim, çal!.. m ısralarında ise - o zaman, bir güzele "meleğim,, dem ek, hoşa gi
EDEBÎ SOHBETLER
Fikret’in Aşk
den, h a ttâ zarif sayılan, modası geçmemiş sözlerden olduğu için - sam im î biı sevginin, tabiî bir halk söyleyişiyle ifâdesi vardır.
Tevfik F ik ret’in, kendisini, şu dünyaya İçtimaî ıstırapların hay- kırılm ası için gelmiş bk. şair diye tanım aya başladığı yıllarda ise, »sk duygularının böyle coşkun
. ıo erine fazla zam an ayırtpria - , görülür. Bu çağların şiiflerin- -şkın terennüm ü^-btTkonular- is daha zarif, hele daha ağırbaşlı konuşm ak isteyen ve böyle m ev z u la rın hafifliğe m üsait olmadığı- n a inanan, ciddî bir rûhun söyle y iş le ri hâlindedir.
Şairin (Öühâ ve Pervin) isimli f an ta'stik , diyalogu, aşk konusun da hc-ıyli zayıf ve biraz am atörce bir enerdir: Sevmek kabiliyetinin erkek gönlündeki manevî duygu ları a r ttır ıp inceltdiği, bu eserin rûhud ur. Bu eserde seven erkek, kadın ın m addi bir varlık olduğu nu tanr.amivle unutm uştur; gönlü İnce ürpeı rşlerle dolar; aşkın hü zünlü v* -Hicran;’ ’araflan n d an hoşlanır; ve İkiyle bir gönülle yal nız hayâl âle -nlerinde dolaşır. Ka dın ise bu çeş. t m arazî duygulara yabancıdır. O. h av at dolu bir genç kızdır; yaşam ak, hareket etm ek, h ay attan faydalanm ak ister. Bu eserde erkek o U ad a r rom antik, öyle h asta ru h lu d u r ki. okuyan, m ısralarm aşırı .■nn-azîliği içinde, kadını haklı gütm eğe mecbur W
İ..
—' YAZAN:
N i h a d
lir. Hele Sühâ'nuı sevgilisiyle bir likte, karlı bir dağ tepesi gibi gö rü n en beyaz br buluta yükselm e yi; f
Âh, bir sarsar,
Anlf sadm e-i guulânesiyle bir
kuvvet, D ururken öyle habersizce, sanki
bî-hareket, Alıp götürse bizi...
gibi, bulutlara, âdeta, arkadan vurulacak şiddetli bir tekm e ile yükselmek şeklinde istemesi, bay ii garip ve zevksizdir. Süha, açık sarı, uzun, darm adağın saçlarının dağılarak örttüğü beyaz alnında daim î bir infiâl kıvrım ı ile, ağlar gibi m âî gözleriyle, hep bu bulut la rla “meşgul olan ve bu yüzden sevgilisinin yüzünü bile göremi- yen bir Servet-i Fünun devri sev dâlısıdır.
O kadar ki, bir aralık: -“Niçin sevişiyoruz?,, diyen Pervin’in bu
sözlerindeki hakikati anlamaz;
bunu bir nükte zanneder. Çünkü o, sevdiği kızın yanında, onun el lerini bile tutmadan, uaak hayal
lere dalm akla, onunla seviştiğini sanm aktadır.
Bu şiirde Fikret, belki de kendi ruhunda yaşayan, maddî hırslar - dan uzak, ipince kadın sevgisini ve seven erkekteki hayâl incelik lerini terennüm e çalışmış, fakat b erek et versin ki ifâdesinde he m en hemen, böyle bir aşkı kari - k atürize eden bir lisan kullandığı için, kendini böyle acaip bir sev ginin insanı olmak töhm etinden k u rtarm ıştır. Bu diyalogda hiç şüphesiz Pervin tipinin arzettiği, b ü tü n o aşırı hayâllere yabancı kalan “hakikat,, daha tabiî ve daha kuvvetlidir. Bu esere “Hayâl ve Hakikat,, gibi ikinci bir ad ve rilişi. biraz da bu sebeple olmalı dır.
F ikret’in diğer aşk şiirleri için - de, onsuz yaşayam ıyacağına inan-, dığı “kadın., a karşı söylenen "Sen Olmasan,. şiiri, şairin sâde, samimî, fak at zam a-lu olgunlaşan ağırbaşlı k arekterine uygun bir aşk terennüm üdür. Fikret, bu şi irin:
Ben olm asan... Seni bir lâhza gör mesem yâhud Bilir misin ne olur? Semâ, güneş ebediyyen kapansa,
belki vücııd Bu leyl-i serd ile bir çâre-i teen- nüs arar, Ve bulur; '
F ak at o zulm ete müm kün m üdür alıştırm ak B ütün güneşle, sem âlarla beslenen
■Abu.
Bu rûh-ı m ecruhu gibi mısralariyle. insan vücudu nun, semâsız, güneşsiz, ebedî bir “soğuk gece,, ye dahi belki bir alışm a çâresi bulabileceğini düşü nür. Fakat böyle, güneşle, se m âlarla beslenen "insan ruhu., nun, o ebedî karanlığa alışmasını m üm kün göremez. Bu sözler, se
ven insan ruhunun da, sevileni
kadının yokluğu ile vücuda gele oek sonsuz karanlığa alışam ıyaca- ğını söylemek için yapılmış bir hazırlıktır N itekim "Sen Olma san,, şiiri:
Ben olm asan... Bu sam im i bir îti- râf işte: Sen olm asan yaşam am : Seninle rabıtam ız hoy bir itilâf
işte; F akat bu rab ıta hâli mi ruhu
ezm ekten ?.. Akşam
G unîba karşı düşündüm sükun içinde bunu: Fena değil sevişip ağlam ak, fakat heyhât, Bükâya değse hayat!.. m ısralariyle biter. Bu şiirin son m ısralartndaki, sevişmeyi ağla m akla birleştiren, ve insanı ağla tacak kadar mes'ut, eden derin
aşkın ifadesi yanında, hayâtın
böyle bir ağlayışa bile değmiye cek ‘tarafları olduğunu düşünm ek; şairin, bir türlü tatm in edilemi- yen ruhuna uygundur.
F akat F ik ret’in evlendikten sonraki aşk duyguları içinde, bir tü rlü seklayam adığı ve âdeta ro m antik bir şair edâsiyle, söyle -
m ekten çekinmediği en mühim
aşkı, ona “Tesadüf,, isimli şiirleri yazdıran sevgidir. Şairin, "Sen Olmasan . daki kadar ağırbaşlı âdeta terbiyeli diyebileceğim bir, sevgi lisaniyle terennüm ettiği bu ; “Tesadüf,, İerden bir başka ko nuşm am da bahsedeceğim.
Nihad Sami Banarh
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi