• Sonuç bulunamadı

ÖĞRENCİLERİN ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARININ FİZİK DERSİ AKADEMİK BAŞARILARI İLE İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÖĞRENCİLERİN ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARININ FİZİK DERSİ AKADEMİK BAŞARILARI İLE İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ"

Copied!
76
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ORTAÖĞRETİM FEN VE MATEMATİK ALANLARI EĞİTİMİ ANABİLİMDALI FİZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

ÖĞRENCİLERİN ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARININ FİZİK DERSİ AKADEMİK BAŞARILARI İLE İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Gözde GAZİOĞLU

Danışman Prof. Dr. Mustafa TAN

(2)

JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAY SAYFASI

Gözde GAZİOĞLU’nun “Öğrencilerin Çalışma Alışkanlıklarının Fizik Dersi Akademik Başarıları İle İlişkisinin Belirlenmesi” başlıklı tezi 06.04.2009 tarihinde, jürimiz tarafından Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Fizik Öğretmenliği Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı) : Prof . Dr. Mustafa TAN ………….. Üye : Prof. Dr. Rahmi YAĞBASAN …………... Üye : Prof. Dr. Bilal GÜNEŞ …………...

(3)

TEŞEKKÜR

Araştırmam boyunca, desteğini gördüğüm, çalışmamın her safhasında yardımcı olup, fikirleri ile araştırmama yön veren, ve hoşgörüsünü esirgemeyen, tez danışmanım, Sayın Prof. Dr. Mustafa TAN’a teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmalarım boyunca yanımda olan ve desteklerini üzerimde hissettiğim aileme teşekkür ederim.

Okullarında derslerini bana ayıran fizik öğretmenlerine, bana yardımcı olan ve her türlü kolaylığı sağlayan okul yöneticilerine ve fizik dersine yönelik çalışma alışkanlıkları ölçeğini cevaplayan öğrencilere teşekkür ederim.

Ve bu araştırmayı yaparken fikir alışverişinde bulunduğum tüm uzmanlara, öğretmenlerime ve arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.

Gözde Gazioğlu Ankara 2009

(4)

ÖZET

ÖĞRENCİLERİN ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARININ FİZİK DERSİ AKADEMİK BAŞARILARI İLE İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ

Gazioğlu, Gözde

Yüksek Lisans, Fizik Eğitimi Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Mustafa TAN

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Bu çalışmanın amacı öğrencilerin fizik dersine yönelik çalışma alışkanlıkları ile fizik dersindeki akademik başarıları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu inceleme için dört alt probleme cevap aranmıştır. Çalışma 2007 – 2008 eğitim–öğretim yılı ilkbahar döneminde Kayseri ilinde bulunan bir Anadolu Lisesi, bir Lise ve bir Anadolu Meslek Lisesinden toplam dokuz sınıfa ait toplam 304 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada araştırmacı tarafından geliştirilen “Fizik Dersine Yönelik Çalışma Alışkanlıkları Ölçeği” ve öğrencilerin fizik dersi karne notları kullanılmıştır. Araştırmanın hipotezlerini test etmek için özel bir analiz programı kullanılmıştır. Yapılan istatistiksel çalışmalar ile fizik dersine yönelik çalışma alışkanlıkları ile fizik

(5)

dersi akademik başarısı arasında olumlu yönde ancak düşük sayılabilecek bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Alt problemlerde yapılan incelemelerde erkek öğrencilerin fizik dersine yönelik çalışma alışkanlıkları daha olumlu çıkmasına rağmen, kız öğrencilerin fizik dersi akademik başarıları daha yüksek çıkmıştır. Bu durum tekrar incelendiğinde erkek öğrencilerin, kız öğrencilere göre fizik dersine yönelik çalışma alışkanlıkları ile akademik başarıları arasında daha yüksek bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır.

Bu çalışmanın sonuçlarının ileride yapılacak benzer çalışmalarda faydalı olması umulmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Fizik Öğretimi, Fizik Dersine Yönelik Çalışma Alışkanlıkları, Fizik Dersi Çalışma Alışkanlıkları Ölçeği, Akademik Başarı

(6)

STUDYING OF EXAMINING THE RELATIONSHIP OF STUDENTS’ STUDYING HABITS WITH THEIR PHYSICS COURSE ACADEMIC SUCCESS

Gazioğlu, Gözde

ABSTRACT

The aim of this study is to research the relation between the students’ studying habits towards physics courses and the academic success at the physics courses. For this research, four subproblems had been inquired. The study was conducted with total 304 students involved nine classes from one Anatolian high school, one high school and one Anatolian profession high school in Kayseri on the spring season of 2007-2008 education-instruction year. In this study, the studying habits towards physics courses was developed by the researcher and the students’ report card grades of physics courses were used. SPSS program was used to test hypothesis of the study. It is determined that statistical studies have positive but low relation between studying habits towards physics courses and physics courses academic success. According to the examines in subproblems, female students’ academic success is higher than male students, in spite of male students’ studying habits towards physics courses are more positive.

(7)

When this situation is examined again, it is observed that male students have a higher relation when compared with female students between their studying habits towards physics courses and academic success.

The outcomes of this study are expected to be more useful for the similar studies in the future.

Key Words : Physics Teaching, The Students’ Studying Habits Towards Physics Courses, Physics Course Studying Habits Scale, Academic Success

(8)

İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR ... III ÖZET... IV ABSTRACT... VI İÇİNDEKİLER ... VIII TABLOLAR DİZİNİ ...X SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ...XI

I. BÖLÜM ...1

GİRİŞ ...1

1.1 Problem Durumu...1

1.1.1 Fen Nedir?...1

1.1.2 Fizik Nedir ve Fizik Eğitiminin Amaçları Nelerdir? ...2

1.1.2.1.Lise Fizik Derslerini Tamamlayan Bir Öğrenciden Beklenen Bazı Davranışlar...4

1.1.2.2. Fizik Niçin Öğretilmeli ...5

1.1.3. Çalışma Alışkanlıkları...7

a) Amacı Belirleme ve Planlı Çalışma ...13

b) Çalışmaya Başlama ve Sürdürme ...14

c) Bilinçli Çalışma ve Derse Katılım ...15

d) Not Tutma Yetenekleri ...16

e) Okuma Alışkanlıkları ve Teknikleri ...17

f) Ödev ve Proje Hazırlama...18

g) Öğrenilenleri Tekrar Etme ve Anlamlandırma ...18

h) Kütüphane ve Basılı Araç Gereçlerin Kullanımı...19

ı) Çalışılan Ders İçin Özel Teknikler ...20

j) Çalışılan Derse Olan Tutum ...21

k) Sınava Hazırlanma ve Girme...23

(9)

1.3. Poblem Cümlesi ...30 1.4. Alt Problemler...30 1.5. Varsayımlar ...30 1.6. Sınırlılıklar ...31 1.7. Tanımlar ...31 II. BÖLÜM ...33 YÖNTEM...33 2.1. Araştırma Modeli ...33 2.2. Evren Ve Örneklem...33 2.3. Verilerin Toplanması ...34 2.4. Verilerin Analizi ...36 III. BÖLÜM...38 BULGULAR VE YORUMLAR ...38

3. 1. Birinci Alt Problem...38

3.2. İkinci Alt Problem...42

3.3. Üçüncü Alt Problem...43 3.4. Dördüncü Alt Problem ...45 IV. BÖLÜM ...49 SONUÇLAR VE ÖNERILER ...49 ÖZGEÇMİŞ...53 KAYNAKÇA ...54

Ek.1. Çalışma Alışkanlıkları Ölçeğinin Uygulandığı Okullar: ...60

Ek.2 . “Öğrencilerin Çalışma Alışkanlıklarının Fizik Dersi Akademik Başarıları İle İlişkisinin Belirlenmesi” Hakkında Bilgi Toplama Anket Formu ...61

(10)

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo SayfaNo

Tablo 1.1. Etkili Ders Çalışma Alışkanlıklarını Oluşturan Alt Boyutlar………. 12

Tablo 2.1. Çalışma Alışkanlıkları Ölçeğinin Yargılarına Verilen Puanlar …. 37

Tablo 3.1. Lise ve Anadolu lisesi Öğrencilerinin Fizik Dersine Yönelik Çalışma Alışkanlıklarının t Testi Sonuçlar………. 39

Tablo 3.2. Lise ve Anadolu Meslek Lisesi Öğrencilerinin Fizik Dersine Yönelik Çalışma Alışkanlıklarının t Testi Sonuçları... 40

Tablo 3.3. Anadolu Lisesi ve Anadolu Meslek Lisesi Öğrencilerinin Fizik Dersine Yönelik Çalişma Alişkanliklarinin t Testi Sonuçları.... 40

Tablo 3.4. Öğrencilerin Fizik Dersine Yönelik Çalışma Alışkanlıkları ile Okudukları Okul Türüne Göre ANOVA Sonuçları 41

Tablo 3.5. Kız ve Erkek Öğrencilerin Fizik Dersine Yönelik Çalışma Alişkanliklarinin t Testi Sonuçları ………. 42

Tablo 3.6. Kız ve Erkek Öğrencilerin Fizik Dersi Akademik Başarılarının t Testi Sonuçları ………. 43

Tablo 3.7. Erkek Öğrencilerin Fizik Dersine Yönelik Çalışma Alışkanlıkları Ile Fizik Dersi Akademik Başarılarının Korelasyon Analizi 45

Tablo 3.8. Kız Öğrencilerin Fizik Dersine Yönelik Çalışma Alışkanlıkları Ile Fizik Dersi Akademik Başarılarının Korelasyon Analizi …… 46

(11)

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

Bu çalışmada tablolarda yer alan simgeler ve bu simgelerin açıklamaları aşağıda verilmiştir. Simge Açıklama H0 Sıfırıncı Hipotez H1 Alternatif Hipotez N Frekans Ort( X ) Ortalama s.s. Standard Sapma s.d. Serbestlik Derecesi t t değeri p Anlamlılık Yüzdesi r Korelasyon Katsayısı

(12)

BÖLÜM 1 GİRİŞ

1.1 Problem Durumu

Günümüzde bilimsel ve teknolojik alanda yaşanan gelişmeler günlük hayatımıza önemli ölçüde etki etmektedir. Yaşanan bu gelişmeleri günlük hayatımıza uyarlamak ve hayatımızı kolaylaştırmak bilim ve teknolojiye gereken önemin verilmesiyle mümkün olacaktır.

Bireylerin bu değişime ayak uydurması ve sisteme uyumu için fen eğitiminin gerekliliği kaçınılmazdır. işte bu noktada fen nedir? Fizik nedir ve fizik eğitiminin amaçları nelerdir? Fizik eğitiminde çalışma alışkanlıklarının önemi nedir? Fizik eğitiminde başarı nedir? gibi sorulara cevap aranması gerekmektedir.

1.1.1 Fen Nedir?

Fen nedir? Sorusuna birçok cevap verilebilmektedir: “doğa kanunlarını araştıran bilim”, “teknolojinin temeli olan bilim”, “bilimsel bilgilerin elde edilme yöntemi”, “var olan bilginin doğruluğunu sorgulama yöntemi” … gibi. Verilen bu tanımların her biri doğru kabul edilebilir. Bu tanımların hepsini içine alan ve kabul gören tanım ise şöyledir: “fen, bilginin tabiatını düşünme, mevcut bilgi birikimini algılama ve yeni bilgi üretme sürecidir” (Çepni, 1996).

Fen bilimleri öğretiminde iki ana bölüm yer alır. Bu bölümler: bilginin tabiatını düşünme (bilimsel bilgiler), mevcut bilgi birikimini algılama ve yeni bilgi üretme süreci (bilgi edinme yolları)’dır. Bilginin tabiatını düşünme, bilim çevrelerince kabul görmüş genellemeleri, hipotezleri, teorileri, ilke ve yasaları içerir. Bunlar hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirir. Mevcut bilgi birikimini algılama ve yeni bilgi üretme süreci ise

(13)

bilimsel bilgileri edinme ve geliştirme yollarıdır. Bilimsel bilgileri edinebilmek ve geliştirebilmek için meraklılık, çalışma isteği, vazgeçmemek gibi bilimsel tutumlar ile bilimsel süreç becerilerinin (gözlemleme, sınıflama, ölçme, sayı ve uzay ilişkileri kurma, önceden kestirme, verileri kaydetme, verileri kullanma ve model oluşturma, verileri yorumlama, sonuç çıkarma, değişkenleri belirleme, değişkenleri değiştirme ve kontrol etme, hipotez kurma ve yoklama, deney yapma becerileri) gelişmesi gerekmektedir (Temiz, 2001). Carey’e (1989:11) göre; fen bilimleri eğitiminin önemli amaçlarından biri de öğrencilerin bilimsel gelişimin doğasını anlamalarına yardım etmektir.

Fen bilimleri başlığı altında yer alan fizik, kimya, biyoloji bilimlerinde bireylerin günlük hayatında hayati önem taşıyan mevcut bilgileri algılama ve yeni bilgi üretmek için gerekli bilimsel tutumu ve bilimsel süreç becerilerini içinde barındıran ve her aşamasında kullandırarak pratik yapılmasını sağlayan fizik eğitiminin önemi göz ardı edilemez. Bu durumda “fizik nedir?” sorusuna cevap aramakta yarar vardır.

1.1.2 Fizik Nedir ve Fizik Eğitiminin Amaçları Nelerdir?

Tıpkı “fen nedir?” sorusunda olduğu gibi “fizik nedir?” sorusuna da birçok cevap verilebilir: “içinde bulunduğumuz evrenin zihni”, “yaşamı anlayış biçimi”, “doğa yasalarının insan mantığına uyarlaması”, “doğa yasalarının, insan beynindeki yansıması, yorumu”, “maddelerin birbiriyle ilişkisini inceleyen bilim dalı”, “madde ve maddeler arası ilişkileri inceleyen bilim dalı”…gibi ( Antoloji, 2005).

Daha bilimsel bir ifadeyle fizik; evrenimizdeki doğal olayların anlaşılmasıyla ilgili deneysel gözlemler ve nicel ölçümlere dayanan temel bir bilim dalıdır. Bilimsel yaklaşımın ana amacı, bazı deneylerin sonucunu öngörecek temel kanunlara dayanan fiziksel teoriler geliştirmektir (Serway Fizik I, 1995).

(14)

İçinde yaşadığımız evrenin yasalarını açıklamaya çalışan bilim dalı fiziktir. Fizik yasalarını tüm yaşamın yapıtaşı olarak açıklayabiliriz. Fizik doğayı anlama işidir. Fizik için doğa olaylarının nedenlerini öğrenip onlar hakkında yorum yapıp hayatımız için yararlı hale getirme işi de denilebilir. Tüm bilimlerin temeli fiziğe dayanır ve birçok bilim ve teknoloji gelişiminde fizikten faydalanır, fizikle işbirliği yapar (Akpınar, 2006).

Fizik Eğitiminin Genel Amaçları:

• Öğrenciye bilimsel düşünme yeteneği kazandırma, • Öğrenciye aklını kullanabilme yollarını gösterebilme, • Bilim ve teknoloji arasında ilişki kurabilme,

• Bilim ve teknolojinin toplumun ilerlemesindeki önemini kavrayabilme, • Yapıcı eleştirici düşünme yeteneği kazandırabilme,

• Araştırma inceleme gözlem ve deney sonuçlarını söz yazı ve şekille gösterebilme,

• Bilimsel sonuçlara ulaşmada ve kanunları anlamada gözlem inceleme deney ve araştırma yöntemlerinden yararlanabilme,

• Fiziğe ilgi duyabilme, yeni gelişmeleri izleyebilme, yeni gelişmelerin önemini kavrayabilme,

• Fiziğin çok yaygın olan uygulamalarını daha iyi anlamalarını sağlayacak temel kavramları ve kanunları öğretmek,

• Fizik olayları üzerine bizzat inceleme, gözlem ve deney yaptırmak suretiyle araştırma yollarını kavramalarına, pozitif ve ilmi bir görüş ve düşünüşe sahip olmalarına imkan ve zemin hazırlamak,

• Fizik olaylarını derinliğine ve kapsamlı düşünebilmek,

• İlerde temel bilim dallarında yapacakları öğrenim için gerekli bilgi, tavır ve maharet kazanmalarını sağlamak,

• Öğrenme yollarını öğretmek,

(15)

Fizik bu genel amaçlar doğrultusunda öğrencilerin gelişim ve yetenek düzeyleri dikkate alınarak uygun davranış özelliklerini kazanabilmeleri için özel hedefler belirlenir.

Fizik evrenimizdeki doğal olayların anlaşılmasıyla ilgili deneysel gözlemler ve nicel ölçümlere dayanan temel bir bilim dalıdır. Fizik doğayı anlama, doğal olayların neden ve sonuçlarını öğrenme ve bunları matematiksel metotlarla ifade etme işidir. Burada amaç doğaya insanlığın yararına olacak şekilde yön verebilmektir. Tüm doğa bilimlerinin kaynağı fiziktir ve tüm mühendislik dalları fizik prensiplerini kullanır.

1.1.2.1. Lise Fizik Derslerini Tamamlayan Bir Öğrenciden Beklenen Bazı Davranışlar

• Fiziği bir insan etkinliği olarak takdir edebilme ve içinde bulunduğumuz dünyayı anlamamıza yardım eden birkaç yoldan biri olduğunu kavrayabilme, • Fizikte kullanılan araştırma metotlarını anlayabilme ve uygulayabilme,

• Toplumdaki ve teknolojideki değişmeleri değerlendirirken fizikteki bilgileri, metotları ve kavramları kullanabilme,

• Bilim ve teknolojinin tarihsel gelişimini kavrayabilme, • Eleştirel ve analitik düşünme becerisi kazanabilme, • Uluslararası ölçüm birimlerini kullanabilme, • Güvenli bir çalışma ortamı hazırlayabilme,

• Fizik bilgilerini gerektiğinde günlük yaşamda kullanabilme,

• Bilimin, bilimsel yöntemlerle eldeki verilerin yorumlanması, genelleştirilmesi ve yayılması suretiyle gelişeceği görüşü kazanabilme,

• Deneysel çalışmalarda araç gereçleri kullanarak, ölçüm yapma becerisi kazanabilme,

(16)

• Konunun özelliğine göre inceleme, araştırma, gezi-gözlem ve proje çalışmaları yapabilme,

olarak ifade edilir (EARGED, (1998) Ortaöğretim Kurumları Fizik Dersi Taslak Öğretim Programı).

1.1.2.2. Fizik Niçin Öğretilmeli

Fen bilimlerinin ve ona dayalı olarak üretilen teknolojinin toplumların gelişmesine sağladığı katkılar sayılamayacak kadar çoktur. Bu nedenle fen bilimlerinin ve onun eğitiminin önemi gittikçe artmaktadır.

Fen bilimleri eğitiminde en büyük gelişme ikinci dünya savaşından sonra yaşanmıştır. Rusya’nın, 1957’de ilk uyduyu uzaya fırlatması, gelişmiş batı ülkelerini harekete geçirdi. Teknolojik yarışta geri kalmak istemeyen bu ülkeler, çareyi fen bilimleri eğitimi-öğretimine çok önem verilmesinde ve yeni yaklaşımlarla çağdaş hale getirilmesinde gördüler (Ayas, Çepni ve Akdeniz, 1993).

Bilim adamlarınca önerilen projelerin desteklenmesi sonucunda, kısa zamanda çok sayıda yeni fen bilimleri müfredatı geliştirildi. Bu yeni programların genel felsefesi, yeni nesilleri araştırmacı bir ruhla yetiştirmekti. Böylece, teknolojinin geliştirilmesi aşamasında ve endüstride ihtiyaç duyulan elemanlar yetiştirilecek ve kalkınma hızlandırılacaktı. Dünya’da ulaşılan bu günkü teknolojik gelişmişlik seviyesinde bu akımın büyük ölçüde katkıları olduğu bir gerçektir (Ayas, Çepni Ve Akdeniz, 1993).

Fen bilimleri eğitiminin temel amaçlarından biri de, öğrencileri bilimsel olarak okur-yazar düzeye getirmektir. Bilimsel okur-yazarlık; fen bilimlerinin doğasını bilmek, bilginin nasıl elde edildiğini anlamak, fen bilimlerindeki bilgilerin bilinen gerçeklere bağlı olduğunu ve yeni kanıtlar toplandıkça değişebileceğini algılamak, Fen

(17)

bilimlerindeki temel kavram, teori ve hipotezleri bilmek ve bilimsel kanıt ile kişisel görüş arasındaki farkı algılamak olarak tanımlanmaktadır. Bilimsel okur-yazar bireylerden oluşan toplumlar hem yeniliklere kolayca uyum sağlar hem de kendileri yeniliklere önderlik edebilirler (Ayas, Çepni ve Akdeniz, 1993).

Günlük hayatımızda karşılaştığımız, kullandığımız ve gözlemlediğimiz bir çok durum fizik, kimya veya her ikisi ile de ilgilidir.

Bireylerin kendi yaşantılarını etkileyen olayların okulda öğrendikleri bilgilerle ilişkisini kavramaları, onların bilimsel okur-yazar olmalarına büyük ölçüde katkı sağlıyacağı bir gerçektir. Eğer okullarda bu ilişki kurulamazsa teknolojinin egemen olduğu günümüzde, bireyler daha kolay bir yaşantı için gerekli bilgi ve becerileri kazanamazlar (Ayas, Çepni ve Akdeniz, 1993).

Eğer öğrenciler fizikdeki ve kimyadaki bilgilerin soyut olmadığını, aksine kendi yaşantılarıyla direkt olarak ilişkisi olduğunu algılarlarsa, ona karşı ilgi ve tutumları artacağı için bu bilimi hissederek öğrenirler. Hatta, bu ilişkilendirme, öğrenmelerini kolaylaştırabilir.

Ortaöğretimde fen bilimlerinin okutulmasının temel gerekçelerinden biri de, öğrencilerin çok büyük bir kesiminin ya lise öğreniminden sonra eğitimlerine devam etme şansı bulamamaları ya da sosyal bilimlerde eğitimlerine devam etmeleridir. Yani, bilimsel okur-yazarlığı bütün topluma yaymak için ilkokulda çok basitçe değinilen fizik ve kimya kavramları ve onların teknoloji ve toplumla ilişkileri orta öğretim boyunca etkili bir şekilde verilerek bütünlük sağlanmalıdır. Bu yaklaşım yukarıdaki paragraflarda verilen görüşleri de destekler (Ayas, Çepni ve Akdeniz, 1993).

(18)

Fiziğin liselerde öğretilmesinde bir başka önemli nokta ise, adı geçen alanlarda lisans eğitimi yapacak olan gençlere iyi bir temel sağlamaktır. Bu gençler gelecekte bilime orijinal katkılar sağlayabilecek şekilde yetiştirilmelidirler.

İşte bu sebeplerden ötürü fizik bu süreçte kullanılabilecek en önemli süreçlerden biridir çünkü bu disiplinin konusu hayat ile iç içedir ve gelişmesinde birincil kaynak bilimsel yöntemlerin kullanılmasıdır. Günümüz insanı hayatının her safhasını etkileyen teknolojik gelişmeleri algılayıp yorumlayabilmesi için temel fizik eğitiminden geçmesinin gerekliliği açıkça görülmektedir. Böylece bireyler bilimin değerini anlar ve ona karşı pozitif bir tutum geliştirir teknolojinin toplumsal yaşantı üzerindeki etkisini anlar ve en önemlisi bilim teknoloji ve toplum arasındaki ilişkiyi birbirlerini nasıl etkilediklerini anlayabilir. İşte bu sebeplerden ötürü günümüz insanı için fizik eğitimi vazgeçilmezdir. Fizik, hayatı ve hayatta karşılaştığımız olayları, durumları anlatan bir bilim olduğu için bireylere bilimsel düşünme becerilerinin kazandırılabileceği belki de en kolay yol fizik eğitimidir (Ayas, Çepni, Akdeniz, 1993). Bunun sağlanabilmesi ise öğrencilerin bir çok becerinin yanında, etkili ders çalışma alışkanlıklarına sahip olması ile mümkün olabilir.

Bu durum bizi çalışma alışkanlıkları nedir? Çalışma alışkanlıklarını oluşturan boyutlar nelerdir? Çalışma alışkanlıkları değişir mi? gibi sorulara yönlendirir.

1.1.3. Çalışma Alışkanlıkları

Eğitim öğretim sürecinin sonunda, öğrencilerin başarısız olması, eğitime yapılan harcamaların önemli bir bölümünün boşa gitmesine neden olurken, öte yanda da toplumun istediği insan gücünün yetişmeyeceği endişesini de kuvvetlendirmektedir. Öğrencilerin başarısızlığının yalnızca eğitim boyutu ile sınırlı kalmadığı, çok daha geniş etkilerinin olduğu görülmektedir. Günümüzde de, öğrencilerin okul başarısızlıkları her geçen gün daha da büyüyen bir sorun haline geldiği görülmektedir. Öğrenci

(19)

başarısızlıklarının altında yatan en büyük nedenlerden birinin, ders çalışma beceri ve tutumlarının yetersizliği olduğu belirtilmektedir (Küçükahmet, 2000).

Günümüzde en kısa sürede, en kalıcı bilginin kazanılması, eğitimin amacı olmaktan çok çağın bir gerekliliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Başarının çok çalışmayla değil etkili çalışmayla elde edilebileceği göz önüne alındığında öğrencilerin verimli çalışma alışkanlıklarına sahip olmaları zorunluluğu belirmektedir (Gökdaş ve Çimen, 2004).

Tartışılması, değiştirilmesi gereken eksikliklerin, sebebinin araştırılabileceği, öğrenme ile ilgili doğru düzenlemelerin yapılabileceği, hangi yolun yani çalışma alışkanlığının doğru olduğunu bize gösterecek en yetkili merci de tabi ki yine öğrenen olacaktır. Bu sebeple öğrenen üzerine odaklanmak ve öğrenme türlerini incelemek yararlı olacaktır. Çünkü her birimiz gerçekleri farklı algılarız, farklı yöntemlerle zihnimize yerleştiririz. Bazılarımız hissederek, bazılarımız izleyerek, bazılarımız düşünerek, bazılarımız yaparak gerçeklerin farkına varırız (McCarthy, 1987; Morris McCarthy, 1990).

Öğrenciler yalnızca oturarak öğrenemezler, bu nedenle sınıfta dinlemekten başka şeyler yapmalıdır: okumalı, yazmalı, konuşmalı, tartışmalı, geçmiş yaşantılarla bağlantılar kurmalı, edindiği bilgiyi günlük yaşamında uygulamalı ve problem çözmelidir. Bu şekilde olursa öğrenci derslere ilgiyi ve başarıyı yakalayabilir. Çünkü bir dersteki başarı (ya da yeterlik), bu dersle ilgili yeni düşüncelere ve bu derse devama yol açar. Bir derste başarısızlık (ya da yetersizlik) ise, aksine öğrencinin bu ders üzerinde daha fazla düşünmemesine yol açabilir (Sırmacı, 2003).

Öğrenciler öğrenim hayatları boyunca belli bir akademik başarıyı yakalamalarında ders içi aktivitelerinin yanında ders dışı çalışma alışkanlıkları ve tutumları da büyük ölçüde önemlidir. Öğrencilerin başarısızlığının, sadece öğrenciyi

(20)

ilgilendirmediği gibi, birçok faktörden de etkilendiği görülmektedir. Bu bağlamda, öğrencilerin başarıları üzerinde, ders çalışma becerilerinin, motivasyonun, zaman yönetiminin, sınavlara hazırlanmanın ve sınav kaygısı ile baş edebilmenin yollarının belirlenmesi gerekmektedir (Bay, Tuğluk ve Gençdoğan, 2005).

Öğrenme zor bir görevdir. Planlama, motivasyon, düzenli ve verimli ders çalışma ve öğrenme materyallerini analiz etme becerilerini gerektirir. Diğer bir anlatımla herhangi bir bilginin kazanılması, bunun var olan bilgilerle ilişkilerinin kurulması ve gereğinde hatırlanmasını kolaylaştıracak düşünce ve davranışlara öğrencilerin sahip olması gerekir (Köymen, 1989). Bu sıralanan düşünce ve davranışlara ulaşma ancak öğrencinin etkili ders çalışma alışkanlıklarına sahip olmasıyla gerçekleşir.

Bilim ve teknolojik alandaki gelişmelerin doruk noktasına ulaştığı 21. yüzyılın başlarında ortaöğretimde okuyan öğrencilerin bilim ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak okul başarılarının da artmasını beklemek normaldir ancak ortaöğretimde okuyan öğrencilerin okul başarısızlıkları her geçen gün büyüyen bir sorun haline gelmektedir (Küçükahmet,1995). Özellikle her öğretim yılı sonunda hemen herkes okullardaki başarısızlık konusunda birbirini suçlamaktadır. Veliler “okulun ve öğretmenlerin yeterince çalışmadıklarına dikkat çekmektedirler. Bu konuda kendilerini savunma ihtiyacı duyan öğrenciler ise, yeterince çalıştıklarını ama istedikleri sonuçları alamadıklarını söylemektedirler. Bir taraftan veliler okul ilgilileri ve öğrenciler birbirlerini suçlarken diğer taraftan, eğitimin üst düzey ilgilileri öğrenci affı, yeni sınav hakkı ya da yürürlükte olan kanun ve yönetmeliklerin değişik yorumu gibi önlemleri soruna geçici çözümler getirmektedir (Küçükahmet 1995).

Verimli ders çalışma derken öğrencilerin okulda başarılı olmasında önemli rolü bulunan ders dinleme, ders çalışma, ödev hazırlama gibi çalışmalarda ustalık davranış tavır ve alışkanlıkları kazanması söz konusudur. Bunların kazanılmasıda belli başlı şu aşamalara dikkatlerin yoğunlaştırılması gerekir.

(21)

1. Ders Çalışmaya Hazırlanma 2. Öğrenmek İçin Okuma 3. Ders Dinleme

4. Not Tutma

5. Sınava Hazırlanma ve Girme

6. Ödev Hazırlama ve kütüphanelerden yararlanmadır (Tan, 1992).

Öğrenci başarısında etkili olan verimli çalışma alışkanlıklarından başlıcaları: düzenli ve sistemli çalışma, ödev yapma, not tutma, hatırlama, tekrarlama, okuma, sınavlara hazırlanma, yazılı kaynaklardan yararlanma, dikkati bir noktaya toplayabilme ve problem çözme ile ilgili hususlardır. Bu hususlarla ilgili alışkanlıklar tek tek incelendiğinde her birinin başarının oluşmasında ayrı bir yerinin olduğu görülür. Her öğrencinin çalışma alışkanlıklarını çoğunlukla özel yaşamından kendine özgü yöntemlerle kendi değerler sistemi içinde kendi başına geliştirmesine karşın, bunların tümüyle eğitimsel açıdan uygun, verimli alışkanlıklar olduğu söylenemez. Kimi öğrenciler ise, kendilerine mal edebilecekleri çalışma alışkanlıklarını kazanmada güçlük çekerler, bunların neler olduğunu bilmezler. Velilerin ve öğretmenlerin ders çalışma konusunda öğrencilerden istedikleri onların derslerine çok çalışmalarıdır. Oysa gerekli olan çok çalışmak değil verimli çalışma yöntemini kullanabilmektir (Aslantaş, 2001).

Bazı öğrencilerin gösterdikleri gayretlere rağmen yeterince başarılı olamamaktan yakındıkları gözlenir. Bu durum genellikle etkili çalışma yöntemlerini kazanamamış olmaktan kaynaklanmaktadır. Böyle kimseler daha küçük sınıflarda az ve gelişi güzel bir hazırlanma ile kolayca sınıflarının başarılı öğrencileri olabilirler. Ancak sınıflar ilerledikçe öğrenciler arasında eski başarı düzeylerini korumak, hiç olmazsa sınıfın normal bir öğrencisi olmak için kişinin verimli çalışma yollarını bilmesi zamanını ve enerjisini en yüksek verimi alacak bir biçimde kullanması gerekmektedir. Özellikle yeterince başarı gösteremeyen öğrenci ve onların velileri ile yapılan görüşmelerde, bu

(22)

öğrencilerin çok daha az bir çalışma ile ilköğretim II. kademede çok üstün başarı elde ettikleri ifade edilmiştir (Dilek, 1993).

Başarılı olmak için çok çalışmak değil etkili çalışmak gereklidir. Başarı değişken bir kavram olduğu için genel-geçer bir tanımını yapmak mümkün değildir. Ancak başarı, genel bir çerçevede “uyumlu ve doyumlu” yaşamak olarak tanımlanır (Baltaş, 1998).

Etkili çalışma; zamanını, belirlenmiş amaçlar ve saptanmış öncelikler doğrultusunda programlı olarak kullanmaktır. Başarılı olmak için amacın açık ve net bir tanımının yapılmış olması ve bu amaca yönelik yıllık, aylık ve hatta haftalık programların yapılması temel şarttır. Bu uyumlu ve doyumlu yaşamak olarak ifade edilen başarının okul hayatı içerisinde sayısallaştırılarak, nota dönüşmüş haline ise akademik başarı adı verilmektedir.

Öğrencilerin akademik başarılarını etkileyen birçok etmen vardır. Etkili ve verimli ders çalışma alışkanlıkları bu etmenlerin en önemlilerindendir. Bu konuda yapılan araştırmalarda, öğrencilerin çalışma alışkanlıkları ile akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. bir başka anlatımla ders çalışma alışkanlıkları, öğrencilerin başarılarını doğrudan belirleyen önemli bir eğitim olgusudur. Birçok öğrencinin, uygun çalışma alışkanlık ve becerilerine sahip olmadıklarından veya bu alışkanlıkları yeterince kullanmadıklarından başarısız oldukları saptanmıştır. Bu öğrencilerin yeteneklerinin altında bir başarı gösterdikleri ve başarılarının artmasına yardımcı olacak etkili ve verimli ders çalışma alışkanlıkları geliştiremedikleri belirtilmektedir. Öğrencilerin ders çalışma alışkanlıklarından kaynaklanan başarısızlık nedenlerinin belirlenmesi ve bu konuda somut çözümler üretilmesi, eğitimde verimliliğin artırılmasına yönelik bir önlemdir (Atılgan, 1998).

Öğrencilerin verimli ders çalışma alışkanlık ve becerilerine sahip olmalarını sağlamak, onların hem derslerine bilinçli şekilde çalışarak dersi anlamalarına, hemde

(23)

sınavlarda başarılı olmalarına yardımcı olmak demektir. Derslerine bilinçli bir şekilde çalışan öğrenci başarıya, yeteneğini ve becerilerini istediği şekilde kullanamayan öğrenci ise başarısızlığa sürüklenir. Bu durum, öğrencinin derslerinden ve okuldan soğumasına, sınavlarda başarısız olmasına neden olduğu gibi, öğrenciye yapılan eğitim harcamalarının ve zamanın boşa gitmesine öğrencinin, öğrenci velilerinin ve eğitimcilerin mutsuz olmasına yol açabilir. Sonuçta öğrencinin başarısız olması toplum için önemli bir sorun ve kayıp olmaktadır (Atılgan, 1998).

Çalışma becerisi öğrenme amacıyla belirli yöntemlerin etkili bir biçimde kullanılması olarak tanımlanabilir ( Türkoğlu, 1998). Her türlü çalışma becerisi ( okuma, yazma, kütüphaneyi kullanma, sınava hazırlanma, not alma vb. ) üzerinde önemle durma ve becerileri bilinçli bir biçimde geliştirme okulda başarılı olmanın önemli bir yolu haline gelmiştir. Araştırmalar çalışma becerileri konusunda bilinçli bir eğitimin öğrencinin başarı düzeyini ve kendine olan güvenini artırdığını göstermektedir. Bu araştırmalar öğrenme süresinin kısalmasında bilgiyi kaydetme ve kullanma becerilerinin gelişmesinde çalışma becerilerinin önemli katkıları olduğunu ortaya koymaktadır (Arslantaş, 2001).

Literatürde bu konu ile ilgili yapılan taramalarda genel olarak etkili çalışma ve alışkanlıkları belli başlı alt boyutlarda incelenerek ele alınmıştır. Bu alt boyutları bir tabloda gösterecek olursak:

Tablo 1.1. Etkili Ders Çalışma Alışkanlıklarını Oluşturan Alt Boyutlar

a)Amacı belirleme ve planlı çalışma

b)Çalışmaya başla- ma ve Sürdürme

c)Bilinçli çalışma ve derse katılım

d)Not tutma yetenekleri

e)Okuma alışkanlık-ları ve teknikleri

f)Ödev ve proje hazırlama

g)Öğrenilenleri tekrar etme ve anlamlandırma

h)Kütüphane, basılı araç gereçlerin kullanımı ı)Çalışılan ders için

özel teknikler

j)Çalışılan derse olan tutum

k)Sınava hazırlanma ve girme

(24)

a) Amacı Belirleme ve Planlı Çalışma

Her çalışma belli bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar bir problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek, önemli bir sınavı başarabilmek vs. olabilir. Bunları iyi belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler, bu yakın amaçlara ulaşarak, sınıfını geçmek, akademik başarısını yükseltmek, sınavı kazanmak biçiminde özetlenen uzaktaki amaçlarına da ulaşmaktadırlar.

Birden çok iş ya da ders üzerinde aynı günde çalışmamız gerektiğinde hangisinden işe başlayacağımızı bilemediğimizde ya da çalışmaya başlamak için karar veremediğimiz anlarda, bu durumun üzerimizde yarattığı ruhsal baskı, bunlardan herhangi birine kendimizi tümüyle vermeyi engelleyerek ve verimsiz bir biçimde işlerden birini bırakıp ötekine devam etmemize neden olacaktır.

Bu tür kararsızlık ve karışıklık ancak hangi dersi ya da konuyu ne zaman yapacağınızı sıraya koymakla yani “ karar vermekle “ ortadan kalkar. İşte çalışmada plan “nasıl”, “ne zaman” ve “nerede” çalışacağımıza karar vermek demektir.

Öğrenciler, günlük veya haftalık olarak yapabilecekleri bu planlarda;

• Hangi derslere, o dersin hangi konularına, hangi gün çalışacaklarına, geçmiş konuların tekrarına ne zaman yer vereceklerini belirtmelidirler.

• Sınav tarihleri belirtilmelidir.

• Hazırlayacakları ödevlerin neler olduğunu ve zamanını belirlemelidirler. • Planlarına aldıkları ancak çeşitli nedenlerden dolayı yapamadıkları

çalışmalarını ne zaman tamamlıyacaklarını ortaya koymalıdırlar.

• Dinlenme, müzik dinleme, televizyon izleme, spor yapma, sinema ve tiyatroya gitme gibi ders dışı etkinliklerine ne zaman yer vereceklerini göstermelidirler.

(25)

• Çalışma çizelgelerinde; okulda geçen saatleri, ders çalışma, eğlence, dinlenme ve uyku saatleri gösterilmiş olmalıdır.

Çalışmaya başlayacağı zaman kendini yorgun ve isteksiz hisseden öğrenci çalışma saatlerini yanlış seçmiş demektir. Beklemeden günlük çalışma çizelgesinde gerekli değişikliği yapmalıdır (Ersoy, 2003).

b) Çalışmaya Başlama ve Sürdürme

Çalışmaya başlamadan önce, yorgunluk, uykusuzluk, ağrı, sızı, aşırı kaygı, fazla heyecan, endişe, açlık, aşırı tokluk, aile dertleri, normalin altında ve üstündeki fiziki şartlar (çok soğuk ya da çok sıcak gibi) telaş, araç gereç noksanlığı gibi etkenlerin elden geldiğince giderilmesi gerekir.

Çalışma yerinin seçimi çok önemlidir. Çalışma yeri derli toplu, sabit ve sakin olmalı, ayrıca ısı, ışık gibi sorunlarıda çözümlenmiş olmalıdır.

İnsanda dikkat her an vardır, önemli olan bunun çalışılan konu üzerinde toplanabilmesidir. Sevilen ve ilgi duyulan bir konu, dikkatin uyanık tutulmasına yardım eder. Daima belirli yerlerde ve zamanlarda çalışmak, gürültünün olmadığı yerlerde çalışmak, çalışırken masa kullanmak, masada sadece gerekli araç gereç bulundurmak, işleri sıraya koymak, işleri bitirmede kendinizle yarış kararı almak dikkatin dağılmasını önleyici yöntemlerdir. Yatakta koltukta veya divanda yatarak çalışmak dikkatin toplanmasını güçleştirecek, öğrencinin çalışmak için daha çok zaman yitirmesine neden olacaktır.

Öğrenciler bedensel, zihinsel, duygusal yapıları, ilgileri ve yetenekleri bakımından birbirlerinden farklıdır. Bir öğrencinin isteyerek çalıştığı ve hemen öğrendiği bir dersi başka bir öğrenci zor öğrenebilir. Bir başka öğrenci ise çabuk

(26)

yorulabilir. Ya da çalışmak istemeyebilir. Bu nedenle bir ders ya da konu içinde ayrılacak süre öğrenciden öğrenciye değişir. Her öğrenci zamanı kendine göre ayarlamalıdır (Ersoy, 2003).

Başarılı olmayı hedefleyen öğrenci de zamanın belli bir kısmını bu konuda çaba sarf ederek harcaması gerektiğini bilmelidir. Fakat her zaman söylendiği gibi uzun süre çalışmak ve sonucunda yorulmakla netice basarı olmamaktadır. Önemli olan planladığı zaman dilimi içerisinde yaptığı faaliyetlerin kalitesidir. Bunun yanında belirlediği zaman dilimi içerisindeki faaliyetleri gerçekleştirememesi ertelemeye gitmesi planı aksatacağından zaman kaybına neden olacaktır. Nedeni ne olursa olsun erteleme ölümcül bir zaman hırsızıdır (Smith, 1998).

Bir saat çalıştıktan sonra araya 5–10 dakikalık dinlenme koymak yararlı olur. Bu sayede bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılır. Tabiki bu süre ders çalışan öğrencinin yaşına, okul türü ve kademesine, zeka ve zeka kapasitesine göre öğrenciden öğrenciye göre değişiklilik gösterebilmektedir. Burada önemli olan çalışılan dersin belli aralıklarda dinlenilerek çalışılması ve dağılan dikkatin toparlanabilmesidir.

c) Bilinçli Çalışma ve Derse Katılım

Başarılı olmanın yollarından biri de derslerin işlenmesine etkin olarak katılmaktır. Derslerde sürekli edilgen durumda kalan öğrencilerin işlenen konuları anlamaları zordur. Öğrenciler okula gelmeden önce, o gün işleyecekleri konuları gözden geçirmelidirler. Bu sayede hem derslerin işlenişine katılmak için gerekli güveni kazanırlar, hem de öğretmenin anlattıklarını daha kolay anlarlar.

Gerek işlenecek konulara hazırlanırken, gerekse işlenen konular gözden geçirilirken, anlamakta zorluk çekilen yerler belirlenmeli, bu konularla ilgili sorular

(27)

hazırlanıp, derste öğretmene sorulmalıdır. Öğretmenlerin derse hazırlıklı gelen, soru soran, derse kalkan öğrencileri daha çok önemsedikleri unutulmamalıdır.

d) Not Tutma Yetenekleri

Not alma sırasında dinleyici aktif bir yol izler öyleyse yazdığı şey üzerine düşünür ve belleğine yerleşmesine yardımcı olur; notlar yeniden ele alınıp okundugunda aradan uzunca bir zaman geçmisse bile çalısmanın önemli bir bölümü çok net bir biçimde hatırlanacaktır (Simonet, 1995, s:39).

Öğrencilerin büyük bir kısmı not tutma tekniğini bilmemektedir. Not tutarken;

• Anlatılanlar öğretmenin ağzından çıktığı gibi değil, anlaşıldığı gibi yazılmalıdır.

• Öğretmenin anlattığı konunun ana fikri ve anlamları kavrayıncaya kadar beklenilmelidir.

• Zamanın çoğu yazmakla değil fikirleri kavramaya çalışakla geçmelidir. • Konu; grafik, şekil, istatistik, vb. bilgilere dayalı olarak anlatılıyorsa notlar

arasına bunlarda alınmalıdır.

• Önemli fikir ve paragrafların aynen yazılmasında fayda vardır.

• Tutulan notların düzgün ve okunaklı olmasına önem verilmelidir. Önce müsveddeye yazma sonra temize çekme yoluna gidilebilinir.

Araştırmalar sunulan mesajı not alan, metnin altını çizerek çalışan öğrencilerin tuttukları notu ya da belirledikleri yerleri tekrar gözden geçirdikleri ve önemli bilgileri seçtikleri zaman başarılı olduklarını göstermektedir (Howe, 1970).

Kiewra(1987) not alma ve gözden geçirmenin akademik başarıyla olumlu bir ilgisi olduğunu bulmuştur (Sutherland ve diğerleri, 2002, s:379). Fender’e (2003:69)

(28)

göre; dinleme ve not alma derste ayakta kalmayı sağlayan iki kritik beceridir. Amaçlı ve odaklanmış bir dinleme olmadan doğru notlar almak olanaksızdır.

e) Okuma Alışkanlıkları ve Teknikleri

Okuma, yaşamı zenginleştiren, insanın bilgi ve kültür kazanmasında anahtar rol oynayan ve sürekli geliştirilmesi gereken bir beceridir. Townsend’a (2002:8) göre okuma yeteneği arttıkça, özsaygı da artmaktadır. Bu yüzden öğrencilerin okuma becerilerinin geliştirilmesi, eğitimin her kademesinde önemli bir hedef olarak düşünülmüştür.

Okuma öğrenmenin en temel yoludur. Öğrenmede hızlı okuma önemli ve gereklidir. Hızlı okumayla hem okunanlar daha iyi anlaşılır hem de zamandan kazanılır. İster sayısal ister sözel dersler olsun okuduğunu anlama yeteneğini kazanmış olmak her iki alanda da başarıya giden önemli bir yoldur. Okuma hızı lise öğrencileri için yaklaşık 200–250 sözcüktür. Bu hız okunulan yazının niteliğine ve okumanın amacına göre ayarlanmalıdır. Vakit geçirmek amacıyla bir hikâye veya roman okurken okuma hızı oldukça yüksek olabilir. Ama okuma yorum yapma, özet çıkarmak, eleştiri yapmak için yapılıyorsa okuma hızı yavaş olmalıdır (Ersoy, 2003).

Hızlı okumanın en önemli yolu sessiz okumadır. Sessiz okuma hızı artırdığı gibi anlamayı da kolaylaştırır. Hızlı ve anlamlı okuma becerisi kazanabilmek için bol bol okuma çalışmaları yapılmalıdır. Önce gazete öykü ve roman gibi şeylerde işe başlamalı giderek boş zamanları okuyarak değerlendirme alışkanlığı kazanılmalıdır. İşte kazanılan bu alışkanlık sözel derslerde başarıyı sağladığı gibi sayısal derslerde de problem çözümünde problemi kestirme, anlama ve çözüme daha hızlı ulaşmayı sağlama gibi yararları da beraberinde getirecektir.

(29)

f) Ödev ve Proje Hazırlama

Büyükkaragöz’e (1992) göre, ödev; öğrencilerin bilgi ve becerilerini arttırmak ve aynı zamanda derste öğrendiklerini pekiştirerek daha kalıcı hale getirmek amacıyla ders dışı zamanlarda bireysel ya da grup içinde yaptığı çalışmalarla meydana getirdiği metin, araç, iş ve benzeri çalışmalardır.

Ödev ve projeler, öğrencilerin öğrendiklerini pekiştirmeleri bakımından önemli materyaller olduğunu belirlemiştir. Ödev ve projeler ister evde ister okulda hazırlansın öğrencilerin çalışma alışkanlıklarının ne ölçüde iyi olduğunun en önemli göstergeleridir. Bu nedenle öğrenciler ödev ya da projelerini ya kendi kendilerine ya da gruplar halinde severek ve önem vererek yapmaları gerekir. Ödevlerine gereken ilgiyi göstermeyen, ödevini severek ve isteyerek yapmayan öğrenciler, yaptıkları ödevleri öğrenmek için değil, bir gereği yerine getirmek için yapmış olurlar (Küçükahmet, 1987).

Ödevler ve projeler öğrencilerin düşüncelerini düzene koymalarına bağımsızı ve araştırıcı bir kişilik geliştirmelerini ve derslerdeki ve sınavlardaki başarılarının da artmasını sağlar.

g) Öğrenilenleri Tekrar Etme ve Anlamlandırma

Öğrenilenler zamanla unutulabilir. Unutmayı önlemenin iki yolu vardır. Bunlardan biri, öğrenilen bilgileri yeri geldikçe günlük hayatımızda kullanmak, diğeri de aralıklı olarak öğrenilenleri tekrar etmektir.

Öğrenciler öğrendiklerini yeri geldikçe kullanırken hem bunların işe yaradığını görecek, hem de yeni bilgiler edinmeye motive olacaklardır.

(30)

Aralıklı olarak yapacakları tekrarlar sayesinde ise bir taraftan eski öğrendiklerini hatırlarken diğer yandan da sınavlara her an hazır durumda olacaklardır.

Öğrencilerin en büyük yaptıkarı hata bir derse ya da sınava hazırlanırken bilgiyi olduğu gibi ezberlemeleridir. Bu durum onların bilgilerinin karışmasına ne den olmaktadır. Yapılması gereken bütün bilgiler öğrenildikten sonra toplu olarak değilde konuyu küçük parçalar haline getirerek aralıklı olaak tekrar etmek olacaktır. Böylece bilgi ezberlenmiş değil öğrenilmiş olacaktır ( Ersoy, 2003).

Bir diğer hatırda tutma yöntemi ise kavramların örgütlenmesi ve anlamlandırılmasıdır. Örgütlemede bilgiler birbirleriyle ilişkisine ve bağlantısına göre gruplanır. Örneğin, 54348420 sayılarını 543. 484. 20. şeklinde gruplandırmak hatırda tutmaya yardımcı bir yoldur

Bilgiyi anlamlandırmak ise, yeni öğrenilen bilgilerin, eski öğrenilen bilgilerle ilişkilendirilmesidir. Bu şekilde hatırda tutmak öğrenciyi ezberci bir anlayıştan uzaklaştırır.

h) Kütüphane ve Basılı Araç Gereçlerin Kullanımı

Öğrencilerin yararlanabilecekleri başlıca basılı araçlar; kitap, sözlük, klavuz, broşür, resim, harita, gazete, dergi, makaleler ve çeşitli türdeki ansiklopedilerdir. Ayrıca internet ve yazılım cdleri de yine öğrencinin ders çalışırken yararlandığı araç gereçler arasında yer almaktadır.

Bu araçlar içinde, öncelikle ders kitapları ile sözlük ve süreli yayınlar öğrencilerin doğrudan yararlandıkları kaynakları oluşturur. Bu araçlardan yararlanmanın faydası, istenen bilgiyi çeşitli kaynaklardan arayıp bulma ve öğrenmede zamanı daha iyi kullanma yolunda kolaylık sağlamasıdır. Yani öğrenmeyi öğrenmesini ağlamasıdır.

(31)

Öğrenci bilgiye ulaşmada bu yola ne kadar başvurursa, öğrenme ilgisi ve zihinsel yetileri de o kadar çok genişler. Bunun için, her şeyden önce, basılı araçlardan nasıl yararlanılacağının çok iyi bilinmesi gerekir. Bu alışkanlık kendiliğinden kazanılan bir alışkanlık değil; daha çok anlayarak okuma, not alma, soru-cevap, anlatma, dinleme gibi başka yöntem ve tekniklerin öğrenilmesine ya da bunların genişletilmesine bağlıdır. (Uluğ, 1996). Öğrencilerin ulaşamadığı gerekli basılı araç gereçlere ulaşmada en önemli yerler kütüphanelerdir.

Etkili ve verimli çalışma alışkanlığı olan öğrencinin en çok yararlandığı bölümlerin başında kütüphaneler yer alır. Çünkü kütüphane öğrenciye aradığı her konuda kaynak ve bilgi sunan yerdir. Öğrenci kütüphaneden aldığı kaynak ve bilgiler yardımıyla, dersleriyle ilgili konulara çalışır, araştırma yapar. Bunun sonucunda da aldığı eğitimin daha nitelikli olmasını sağlar. Yapılan araştırmalar sonucunda, pek çok öğrencinin kütüphaneyi nasıl kullanacağını bilmediği için, kütüphane hizmetlerinden yeterince yararlanamadıkları saptanmıştır. Bu nedenle bazı öğrencilerin kütüphaneyi gelişi güzel kullandıkları, kütüphanedeki kaynaklardan nasıl yararlanmaları gerektiğini bilmemeleri dikkat çekicidir. Öğrencilerin bazıları da kütüphanenin çeşitli kaynaklarından nasıl yararlanacaklarını bilmedikleri için bu kaynaklar yerine kendi ders notları ile yetinmeyi tercih etmektedirler ( Uluğ,1996).

ı) Çalışılan Ders İçin Özel Teknikler

Öğrenciler çalıştıkları dersin özelliğine göre, kendi çalışma stillerine göre değişik yöntemler belirleyebilmektedirler. Literatürde bu konuda yapılan araştırmalara göre; sayısal derslerde şekil ve grafikleri anlayabilmek ve yorumlayabilmek çok önemlidir. İki değişkenin birbirine göre değişimini gösteren grafikleri anlayabilmek ve yorumlamak soru çözümlerinde çok önemlidir. Soru kökünü anlamak için önemli noktaların altını çizmek, soruları şekil üzerinde somutlaştırabilmek yine etkili olabilmektedir. Matematiksel formul ve yasaları ezberlemek yerine anlamlandırmak, gruplamak ve

(32)

mantığını anlamak gerekmekte, gerekirse kodlamalar yapılarakta bu formüller akılda kalabilmektedir. Sayısal derslerde olduğu kadar sözel derslerde kullanılan birtakım yöntemlerde vardır. Formülleri kâğıtlara yazılıp duvara asmak, kavram haritaları oluşturarak kavramları somutlaştırıp aralarındaki ilişkileri görebilmek, özet çıkarmak, sesli tekrarlar yapmak, aralıklı ya da toplu tekrarlarla bilgiyi hatırda tutmaya çalışmak konuyu parçalara bölerek öğrenmeye çalışmak, konuyu günlük yaşamla ilişkilendirmek, önceki öğrenilenlerle ilişkilendirmek… literatürde örnek olarak verilmektedir.

Görülen şu ki: her öğrenci çalıştıkları dersin özelliğine göre ve kendi dersi anlama kapasitelerine göre çeşitli çalışma yöntemleri ve teknikleri geliştirebilmektedirler.

j) Çalışılan Derse Olan Tutum

Psikolojik olarak “tutum” farklı şekillerde tanımlanmış olsa da genel kabul gören tanımlardan birisi şu şekildedir: “Tutum (attitude): belirli bir uyarıyla karşılaşıldığı zaman kişinin bu duruma karşı belli bir şekilde tepki gösterme eğilimi” (Oppenheim, 1992).

McGuire tutumu, düşüncedeki bazı hükümlerin nesnelerde bulduğu karşılık olarak tanımlarken tutumdan anlaşılması gerekeni iki maddede toplamıştır:

a) Sistemleri bütün olarak düşünme; bu, aynı nesnelere dikkatle bakıldığında farklı tutumlar arasındaki ilişkiyi ve farklı nesnelere yönelik bir tutumun kendi içindeki bağlantılarını içerir.

b) İnanç sistemleri; bu, bir tek nesneye bağlanmaksızın bir çok davranış arasındaki ilişkileri içerir.

(33)

Bu sistemler başka alt sistemleri de etkiler ve aynı zamanda gösterilen davranışlarla özel bir ilişkisi de vardır. İnanç sistemlerinin içeriğini, genellikle bilişsel, duyuşsal ve istekle ilgili şeyler oluşturur (Hausen ve Postlethwaite, 1994). Bireyin tutumunu oluşturan sistemler bireyin davranış kalıplarını oluşturur. Tutum, gözlenebilen bir davranış değil, davranışa hazırlayıcı bir eğilimdir (Kağıtçıbaşı, 1988). Diğer bir ifadeyle tutumlar davranışları belirleyen ya da etkileyen faktörlerden biridir (Edwards,1957) .

Öğrenme; öğrenmenin önemini kavramayı (zihinsel), öğrenmeyi istemeyi (duyuşsal), öğrenmek için çalışmayı (davranışsal) gerektirir. Bütün bu sayılan zihinsel, duyuşsal ve davranışsal süreçler aynı zamanda tutumun da öğeleridir. Bu da gösterir ki, öğrenmenin gerçekleşebilmesi için, dolayısıyla başarılı olabilmek için, öğrencinin öğrenilecek olan konuya ilişkin olumlu tutumlarının olması gerekir.

Bir öğrenme ortamına daha önceki deneyimleri vasıtasıyla edinmiş olduğu tutumlarıyla gelen bireylerin eğer tutumları olumsuz ise, öğrenmek için çaba sarf etmesi beklenemez ve böylece olumsuz tutum, derse ilgisizliği; derse ilgisizlik ise başarısızlığı getirir (Akpınar, 2006).

Kimi öğrenciler özellikle sayısal derslere” baştan ben yapamam”, “başarılı olamam” gibi bir ön yargı ile çalışmaya başlamakta bu nedenle derse olan ilgisi azalmakta ve doğal olarak başarısız olmaktadırlar. Kimi öğrenciler ise derse ilgi duymalarına rağmen öğretmenlerinin kendilerine olan tutumundan dolayı derse karşı gittikçe duyarsızlaşmakta ve bu durum yine başarısızlığı beraberinde getirmektedir. Bazı öğrenciler ise dersi sevmedikleri halde öğretmenin onlara olumlu tutumu ile derse karşı duyarlık kazanmada ve başarılı olabilmektedir. Bu nedenledir ki ders çalışma alışkanlıkları içinde tutumunda ayrı bir yeri olması gerekmektedir.

(34)

k) Sınava Hazırlanma ve Girme

Öğrencilerin yapılan sınavda başarılı olmaları için sınava hazırlanma yollarını ve tekniklerini de çok iyi bilmeleri lazımdır. Sınava hazırlanma yollarını ve tekniklerini bilmeyen öğrencinin başarılı olması zorlaşır. Uluğ(1996)’a göre, etkili öğrenme ve çalışma alışkanlıklarına sahip olmayan, sınava hazırlanma yollarını ve tekniklerini bilmeyen öğrencilerin, genellikle sınava son anda uykusuz kalarak ve toplu tekrarlar yaparak ezberleyerek çalışmanın yeterli olacağını düşündüklerini belirtmiştir. Oysa öğrendiklerinin kendileri için kalıcı olmasını ve sınavlarda yüksek başarı elde etmek isteyen öğrenciler için bu yöntem, hiç geçerli olmaz. Çünkü son ana bırakılan bir sınav hazırlığı, “acele ve telaşlı” bir biçimde yapılacağından; bu tür çalışmada öğrenilenlerin kalıcı olması olanaklı değildir. Yapılması gereken sınavdan önce değil her yeni öğrenmenin ardından aralıklı olarak yapılan tekrarlardır. Böylece bilgi ezberlenmez öğrenilir ve her an sınava hazır olunur.

Yurt içinde ve yurt dışında konu ile ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde verimli ders çalışma yöntemlerinin, lise öğrencileri tarafından bilinçli olarak uygulanması, öğrencilerin akademik başarılarının yükseltilmesi için gösterilen çabaların içinde önemli öğelerden biri olarak düşünülmektedir.

Yurt içinde ve yurt dışında konu ile ilgili yapılmış olan araştırmaların genel eksenini aşağıdaki hususlar oluşturmaktadır.

• Öğrencinin genel yeteneği ile okuldaki akademik başarısını karşılaştıran araştırmalar,

• Bir önceki öğretim kademesindeki akademik başarı (not ortalaması) ile şu anda bulunulan öğretim kademesindeki başarıyı karşılaştıran çalışmalar, • Üniversiteye girişte alınan puanlarla (öss puanı) akademik başarıyı

(35)

• Öğrencilerin demografik (yaş, cinsiyet, ırk, aile büyüklüğü, vb) özellikleri ile akademik başarıyı karşılaştıran araştırmalar,

• Ders çalışma alışkanlıkları kazandırma konusunda yapılan rehberliğin, öğrencinin akademik başarısına etkisini karşılaştıran araştırmalar,

• Ders çalışma alışkanlık ve tutumları ile akademik başarıyı karşılaştıran araştırmalardır.

Öğrencilerin ders çalışma alışkanlıkları ile akademik başarılarını karşılaştıran araştırmalardan bazıları şunlardır:

Şemin (1975) “okulda başarısızlık” isimli çalışmada, etkili ve verimli çalışma alışkanlığından mahrum olan gençlerin okuldan soğuduklarını belirtmiştir.

Uluğ’un (1981) ilköğretimin 2. kademesinde öğrenim gören öğrencileri ile gerçekleştirdiği araştırmada, öğrencileri ile gerçekleştirdiği araştırmada okulda rehberlik saatlerinden yararlanarak yapılacak yardımla, öğrencilerin verimli ders çalışma alışkanlıkları geliştirip geliştiremeyecekleri ve yeni kazanılan davranışların akademik başarıları etkileyip etkilemeyeceği belirlenmek istenmiştir. Araştırmada rehberlik saatlerinde yapılan yardımla öğrencilerin verimli ders çalışma alışkanlıklarının geliştiği ve akademik başarılarında artış olduğu sonucuna varılmıştır.

Özgüven (1987), öğrencilerin çalışma alışkanlık ve tutumları konusunda çok eskiden beri araştırma yapılmasına karşılık, yakın zamana kadar çalışma becerisini geliştirme konusunda yapılan önerilerin, bu araştırmaların bilimsel sonuçlarından çok, sağduyuya dayandırıldığını belirtmiştir.

Küçükahmet (1987) yaptığı “ öğrencilerin çalışma alışkanlıkları ve tutumları” isimli araştırmda, bilim adamı Tebaut’ un, tambel öğrencilerin, ilgi eksikliği ve akademik başarı için öğrenme isteklerinin azlığı ile tanınabileceğini belirttiğini

(36)

açıklamıştır. Tebaut, tembel öğrencilere ilişkin yoğun klinik çalışmalar sonucunda şu dört karakteristik özelliği saptamıştır:

• Çalışmaya başlamak için kuvvetli bir motivasyon eksikliği, • Zevk alıcı prensiplere sahip olma eğilimi

• Geçici ilgilere yönelme • Köklü öğrenme problemleri

Küçükahmet (1987), Ankara üniversitesi öğrencileri üzerinde yapmış olduğu “öğrencilerin çalışma alışkanlıkları ve tutumları” isimli araştırmasında şu sonuçlara varmıştır:

• Öğrencilerin çalışma alışkanlıkları ile çalışma tutumları arasında oldukça yüksek bir ilişki vardır. Bu, öğretmeni benimseyen ve eğitimi kabullenen öğrencilerin daha iyi çalışma alışkanlıklarına sahip olduklarını göstermektedir.

• Öğrencilerin çalışma tutumları oldukça düşüktür. Bu nedenle öğrencilerin öğretmeni benimseme ve eğitimi kabullenmenin istenilen düzeyde olmadığını göstermektedir.

Öğrencilerin çalışma alışkanlıklarını etkileyen başka faktörlerinde bulunması gibi (örneğin, çalışma ortamından, öğrencinin kendisinden ve ailesinden kaynaklanan nedenler vb.) nedenlerden dolayı, öğrencilerin çalışma alışkanlıkları çalışma tutumlarından daha düşüktür.

“Akademik başarısızlık ve önlenmesi çalışmasında” Can (1992), verimli çalışma alışkanlık ve tutumlarının geliştirememekten dolayı düşük başarı gösteren öğrencilerinin, öncelikle bu tür alışkanlık ve tutumlarının düzeltilmesine yardım edilmesinin gerekli olduğu sonucuna varmıştır. Can, aynı araştırmasında, birçok başarılı

(37)

öğrencinin, yetersiz akademik özgeçmiş, ailelerinin sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi, öğrenciye sunulan eğitim hizmetlerinin yeterliliği ve niteliği, bireyin kişilik ve karakter özellikleri gibi etmenlerin etkisiyle ya uygun çalışma alışkanlık ve becerileri geliştirememiş olmaktan ya da bu becerileri kullanamamış olmaktan dolayı başarısız duruma düştüklerini belirtmektedir.

Uluğ(1996)’a göre öğrenme değişkenleri, öğrencinin öğrenme durumu dolayısıyla da başarı düzeyin olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedirler. Öğrencilerin derslerine karşı öğrenme, ilgi, merak ve isteği, öğrencinin uygun çalışma ortamına ve verimli çalışma alışkanlıklarına sahip olması; başarı için çevrasinden yakınlık ve destek görmesi ve sağlılı bir bedensel yapıya sahip olması gibi özellikler, onun öğrenmesini kolaylaştırıp başarısını arttırırken; tersi durumlarda öğrenmesini güçlendirmektedir.

Yüksel (1997)yaptığı araştırmasında Bolu il merkezi ilköğretim okullarının ikinci kademesinde öğrencilerin ders çalışırken kullandıkları teknikler ile Türkçe ders başarısı arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığına bakılmıştır. Verilerin analizi sonucunda kullanılan ders çalışma teknikleriyle, öğrencilerin başarıları arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş, ancak ders çalışırken soru-cevap tekniğini kullanan öğrencilerin başarıları arasında anlamsız bir ilişki bulunmuştur.

Atılgan (1998) Gaziantep üniversitesi öğrencilerinin ders çalışma alışkanlıkları ile akademik başarıları arasındaki ilişkiyi belirlemek için yaptığı çalışmasında etkili ders çalışma alışkanlıklarını; ders çalışmaya başlama ve sürdürme, bilinçli ders çalışma ve derse katılım, not tutma alışkanlığı, okuma teknikleri ve sınavlara hazırlanma, tekrar etme, ödev ve proje hazırlayabilme, kütüphane ve yazılı kaynaklardan yararlanabilme olmak üzere alt boyutlara ayırmış ve uygun bir envanter geliştirerek öğrencilere uygulamıştır. Her bir boyutun başarı ile ilişkisini belirlemiş ve bu konuda öneriler geliştirmiştir.

(38)

Arslantaş (2001) Diyarbakır ilindeki lise öğrencilerinin verimli ve etkili çalışma alışkanlıklarını belirlemeye yönelik bir araştırma yapmış ve bu amaçla kullanmış olduğu çalışma alışkanlıklar envanterini altı alt boyuttan oluşturmuştur. Bunlar; planlı çalışma, çalışmaya başlama ve sürdürme, bilinçli çalışma ve öğrendiğini kullanma, okuma alışkanlıkları ve teknikleri, not tutma ve dersi dinleme, sınava hazırlanma ve girme şeklindedir. Bu boyutlardan oluşan envanter kullanılarak Diyarbakır ilindeki lise öğrencilerinin çalışma alışkanlıkları belirlenmeye çalışılmış ve akademik başarıları arasındaki ilişkiye bakılmıştır. Araştırma sonunda anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.

Ersoy’un (2003) ilköğretim öğrencileri ile gerçekleştirmiş olduğu çalışmada öğrencilerin çalışma alışkanlıkları ile İngilizce dersindeki başarı düzeyi arasında anlamlı bir ilişki bulmuştur.

Yapılan araştırmalarda, genelde öğrencilerin pek çoğunun zamanlarını çalışmakla geçirdikleri halde, yeteri kadar başarılı olamadıklarını belirlemiştir. Öğrencilerin çalışma zamanı ve süresi ile dinlenme zamanı ve süresini iyi ayarlayamadıkları ve öğrenilenleri hatırda tutmaya yarayacak bazı tekniklerden haberdar olmadıkları için çabalarının sonucunu alamayan öğrencilerde derslere karşı zamanla bıkkınlık ve ilgisizlik olabileceği belirtilmiştir.

Öğrencilerin etkili ve verimli ders çalışma alışkanlıkları kazanmaları, eğitimin istenilen nitelikte gerçekleştirilmesinde ve akademik başarının yükselmesinde büyük etkisi olduğu yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır. Fakat fizik dersi akademik başarısı üzerinde de çalışma alışkanlıklarının etkin bir etkisi olup olmadığına dair elimizde çalışma bulunmamaktadır.

(39)

1. 2 Araştırmanın Amacı ve Önemi

20. yy’dan beri fizik alanı bariz bir şekilde genişlemiştir. Bir yandan temel keşifler bilgide yeni konular meydana getirmiş, öte yandan fiziği birçok insan faaliyetlerine bağlayan pratik uygulamalar çoğalmıştır (Bektaş, 1999). Fizik alanındaki bu gelişmeler fizik eğitiminde karşılaşılan zorlukları biraz daha arttırmıştır. Hızla gelişen fizik alanında yeni kavramların sayısı artmış, daha yeni konular eklenmiş ve buna bağlı olarak fizik dersinin öğrenciler tarafından olumlu bir şekilde algılanma oranı düşmüştür (Aycan, Yumuşak, 2003).

Öğrenciler fiziği eğer izole olayların ve formüllerin bir derlemesi olarak anlıyorsa, mantıklı düşünmeye önem vermeleri asla beklenemez. Bu öğrenciler ilgisiz ya da zeki oldukları için değil, konuyu mecburiyet şeklinde gördükleri için, düşüncesizce kabul edilebilecek bir tarzda çalışabilmektedirler (Uzunkavak, 1998).

İşte bu sebeplerden ötürü günümüz insanı için fizik eğitimi vazgeçilmezdir. Fizik, hayatı ve hayatta karşılaştığımız olayları, durumları anlatan bir bilim olduğu için bireylere bilimsel düşünme becerilerinin kazandırılabileceği belki de en kolay yol fizik eğitimidir. Bunun sağlanabilmesi için öğrencilerin birçok becerinin yanında etkili ders çalışma alışkanlıklarına sahip olması gerekir.

Öğrencilerin sahip oldukları ders çalışma alışkanlıkları geniş kapsamlıdır. Bu kapsam içerisine öğrencilerin okul yaşantısı ve çalışma alışkanlıkları ile her şeye karşı kapalı (gözlenemeyen) ve açık (gözlenebilen) tepkilerin tümü girmektedir. Örneğin ders çalışırken ve ders dinlerken hissettikleri, öğretmene ve derse karşı ilgi ve tutumları, ders çalışma yöntemleri, ders çalışma ortamlarının düzenlenmesi vb. öğrencilerin ders çalışma alışkanlıklarını etkileyen birçok etmenden yalnızca birkaç tanesidir. Öğrencilerin ders çalışma alışkanlıkları ile akademik başarıları arasında da sıkı ve etkili bir bağ vardır.

(40)

Eğitimin işlevini yerine getirirken, öğrencilerin de eğitim etkinliklerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak gerekmektedir. Bu nedenle, öğrencilerin daha önce değişik etmenlerin etkisiyle geliştirdikleri ders çalışma alışkanlıklarını, daha etkin ve verimli düzeye çıkarma konusunda yardımcı olmak, eğitimcilerin görevi arasına girmektedir. Öğrencilerin öğrenim yaşamlarının başarılı ve verimli geçmesi, eğitimcilerin bu konudaki görevlerini yerine getirmeleri ile sağlanabilir.

İlköğretim ve ortaöğretim düzeyinde yapılacak eğitsel rehberlikler içinde, öğrencilere çalıştıkları derse yönelik etkili çalışma yöntemlerinin öğretilmesi çok önemlidir. Öğrencilerin verimli ders çalışma alışkanlıklarına ne ölçüde sahip oldukları, okul başarıları ile etkili ders çalışma alışkanlıkları arasındaki ilişki, etkili çalışma alışkanlıkları ile cinsiyet, devam ettikleri lise türü, ortaöğretim başarıları gibi değişkenlerle verimli çalışma alışkanlıkları arasındaki ilişkiyi belirlemede bu çalışmanın işe yarayacağı beklenmektedir.

Ortaöğretime devam eden öğrencilerin ne tür ders çalışma alışkanlıklarına sahip oldukları, etkili ders çalışma alışkanlıklarını kullanıp kullanmadıkları, bu ders çalışma alışkanlıklarının akademik başarılarına nasıl yansıdığı, hangi oranda etkili ve verimli olduğu, araştırılması gereken konuların başında gelmektedir.

Bu çalışma ile öğrencilerin fizik dersine yönelik çalışma alışkanlıkları ile fizik dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı ve varsa bu ilişkinin düzeyinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada elde edilecek bulgularla, fizik dersi öğrencilerinin ders çalışma alışkanlıkları ile akademik başarıları arasındaki ilişki saptanacak ve başarıyı artırıcı daha etkin ve verimli ders çalışma alışkanlık ve yöntemleri belirlenecektir. Araştırmanın bu konulara açıklık getireceği ve daha sonra yapılacak olan araştırmalara da yol göstereceği beklenmektedir.

(41)

1.3. Poblem Cümlesi

Ortaöğretim sayısal bölümü ( 10. sınıf ) öğrencilerinin çalışma alışkanlıkları ile fizik dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?

1.4. Alt Problemler

1. Öğrencilerin okudukları okulun türüne göre fizik dersine yönelik çalışma alışkanlıkları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

2. Öğrencilerin cinsiyetlerine göre fizik dersine yönelik çalışma alışkanlıkları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

3. Öğrencilerin cinsiyetlerine göre fizik dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

4. Öğrencilerin cinsiyetlerine göre fizik dersine yönelik çalışma alışkanlıkları ile fizik dersi akademik başarıları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?

1.5. Varsayımlar

• Araştırmada uygulanan çalışma alışkanlıkları envanteri tez danışmanımın gözetimi ve denetimi altında hazırlanıp uygulandı.

Hazırlanan envanterin aynı hedefi ölçecek şekilde hazırlandığı kabul edilmiştir

Envanterdeki her bir madde çalışma alışkanlıkları boyutuyla bir ilişki içinde olduğu varsayılmıştır. Bir başka anlatımla, olumlu maddelerde “bana uygun” tepkisi cevaplayıcının aşırı olumlu bir çalışma alışkanlığına sahip olduğunu ve maddeden en yüksek madde puanını alacağını, “bana uygun değil” tepkisi ise cevaplayıcının aşırı olumsuz bir çalışma alışkanlığına sahip olduğunu ve en düşük madde puanı alacağını gösterir. Bu varsayım her bir maddenin ölçülmek istenilen çalışma alışkanlığı ile aynı ilişki içinde olduğu anlamına

(42)

gelmemekte; ancak her bir maddenin kendi başına cevaplanabilir olduğu anlamına gelmektedir.

Hazırlanan ölçme aracının amacımıza uygun olduğu kabul edilmiştir.

Hazırlanacak envanterin (ölçeğin ) geçerli ve güvenilir olduğu varsayılmıştır. • Envanterin uygulandığı grupların homojen olduğu varsayılmıştır.

• Öğrencilerin ölçme aracındaki sorulara objektif ve samimi cevaplar verdiği kabul edilmiştir.

• Hazırlanacak olan envanterin uygulamasında zamanın yeterli olduğu varsayılmıştır.

1.6. Sınırlılıklar

• Bu çalışma, sadece fizik dersi öğrencilerinin etkili çalışma alışkanlıklarını belirlemeye yöneliktir. Dolayısıyla, araştırmanın diğer dersler için geçerliliği söylenememektedir.

• Literatürdeki çalışma alışkanlıkları envanterlerinin tamamı kullanılamayacağından dolayı araştırma, geliştirilecek ve kullanılacak envanter ile sınırlıdır.

• Araştırma Türkiye’de Kayseri ilindeki 10.sınıf öğrencileri ile sınırlıdır. • Bu araştırma 10. sınıf sayısal bölümü fizik dersi öğrencileri ile sınırlıdır.

1.7. Tanımlar

Fizik; evrenimizdeki doğal olayların anlaşılmasıyla ilgili deneysel gözlemler ve

nicel ölçümlere dayanan temel bir bilim dalıdır. Fizik, doğayı anlama, doğal olayların neden ve sonuçlarını öğrenme ve bunları matematiksel metotlarla ifade etme işidir. Bunda amaç doğaya insanlığın yararına olacak şekilde yön verebilmektir. Tüm doğa

(43)

bilimlerinin kaynağı fiziktir ve tüm mühendislik dalları fizik prensiplerini kullanır (Parlak).

Çalışma tekniği; yapılacak çalışmanın başarıya ulaşması için gereken yöntem

bilgilerinin bütünü. Çalışmada “nasıl?”, “nelerle?”, ve “ne şekilde?” türünde soruların yanıtı bu kavramla ilişkilidir (Uluğ, 1981).

Verimli çalışma; ders çalışmada arzulanan sonucun elde edilmesi için, yapılacak

çalışmanın çalışma tekniklerine uygun ve kendisinden beklenen sonucu verir olması (Uluğ, 1981).

Verimli çalışma alışkanlıkları; verimli çalışma ile ilgili çalışma tekniklerinin

öğrenilerek, bunların gerektiği anda kullanılmasına ilişkin tavır ve yatkınlıklardır (Uluğ, 1981).

Akademik başarı; okulun öğrenciye vermeyi amaçladığı bilgi, beceri ve

alışkanlıkların kazanılma derecesinin, öğretmenlerce saptanan ölçüte göre değerlendirilmesi istenilen ölçüde, öğrenci tarafından bir süreç içerisinde öğrenilmesi ve kazanılmasıdır (Uluğ, 1981).

Motivasyon; bir hedefe dönük olarak davranışı harekete geçiren, sürdüren ve

(44)

2. BÖLÜM YÖNTEM

2.1. Araştırma Modeli

Araştırma tarama modelinde olup ortaöğretim fen bölümü 10. sınıf öğrencilerinin çalışma alışkanlıklarının fizik dersi başarıları ile ilişkisi incelenecektir. Bu araştırmada kullanılacak yöntem anket tarama modelinin bir alt yöntemi olan ilişkisel taramadır. İlişkisel tarama en az iki durum ya da değişken üzerindeki korelasyonu ortaya koymada kullanılan araştırma modelidir.

Araştırmanın birinci kısmı, kaynakçada belirtilen kaynakların taranıp, gerekli bilgilerin toplanmasıyla oluşturulan teorik kısımdır. İkinci kısım ise, öğrencilerin çalışma alışkanlıklarının fizik dersi akademik başarıları ile ilişkisinin belirlenmesine yönelik veri toplama aracının geliştirilmesi, uygulanması ve değerlendirilmesidir. Üçüncü kısım, geliştirilen veri toplama aracının öğrencilere uygulanarak, gerekli verilerin toplanmasını içeren kısımdır. Dördüncü kısım ise, elde edilen verilerin araştırmanın amacı doğrultusunda değerlendirilip sonuca ulaşııldığı kısımdır.

2.2. Evren Ve Örneklem

Araştırmanın evreni “Kayseri’deki liselerde öğrenim görmekte olan sayısal bölümü öğrencileri” dir.

Araştırmanın örnekleminin belirlenmesinde adı geçen ildeki tüm liseler listelendi ve random (şans yoluyla) farklı türdeki liseler seçilip 10. sınıf sayısal bölümü öğrencileri örnekleme seçilmiştir.

Şekil

Tablo 1.1. Etkili Ders Çalışma Alışkanlıklarını Oluşturan Alt Boyutlar
Tablo 2.1: Çalışma Alışkanlıkları Ölçeğinin Yargılarına Verilen Puanlar
Tablo 3.1: Lise ve Anadolu lisesi Öğrencilerinin Fizik Dersine Yönelik Çalışma  Alışkanlıklarının t Testi Sonuçları
Tablo 3.2:  Lise ve Anadolu Meslek Lisesi Öğrencilerinin Fizik Dersine Yönelik  Çalışma Alışkanlıklarının t Testi Sonuçları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Mezun

Ara ştırma, östrojenin kuşların üremesi üzerindeki etkisini kapsamıyor; ancak daha önce de doğum kontrol haplarıyla alınan sentetik östrojen kanalizasyona

Ku­ lis’i geçtikten hemen sonra bir zamanların Ye­ ni Melek Sineması’na giden pasajda, içkisiz olan, ama Türk mutfağının en güzel örnek­ lerini sunan Hacı

Tıpkı Gaia sim gesi gibi, tıpkı anayurt sim gesi gibi gerçekteki so ­ mut analar da ölümlülerin üremesine, bir kuşağın birikimini öbürüne ak­ tarmasına

[r]

Sınıf Öğrencilerinin Görüşleri Açısından Bir Değerlendirme” isimli çalışmasında, eğitim fakültesi müzik eğitimi anabilim dalı programında yer alan

Pasif öğrenme stiline sahip öğrencilerin fizik dersine yönelik tutumları ile bağımsız, işbirlikli, bağımlı, rekabetçi ve katılımcı öğrenme stiline sahip