• Sonuç bulunamadı

Analara övgü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Analara övgü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T

t

-C » *T O 3

29 T E M M U Z 1979

HALDUN

TANER

D EV EK U ŞU ^

jm ktupkı'ı

ÖZÜR

B

U sütunu

,

bugüne değin k i­ şisel duygu alanından hep uzak tuttum. Özel acılarımızın ve sevinçlerimizin Çurada yeri yoktur. Olamaz.

Ne var ki, bu hafta siz sevgili okurlarıma derli toplu bir yazı suna­ mama durumundayım. Üç gün önce en eski, en değerli, en yiğ it dostumu,

anamı yitirdim . Her yazımın ilk oku­ yucusu o oturdu. Kuzguna yavrusu şahin göründüğü iç im de çoğunu beğenirdi. Ama bir yazımı hepsine yeğlemiş7onu kesip başucu dolabına saklamıştı.

O yazıyı onun anısıha adayarak bugün bu sütunda b ir kere daha yayınlamamı bağışlar mısınız?

ANALARA ÖVGÜ

8 M A Y IS 1977

*

NA baba olmak, belki her

ölümlüye nasip olmaz- Bazısı da bundan bile bire kaçınır. Ama herkes, hepimiz, ister İstemez evlât olmuşuzdur. Olmak zorunda kalmışızdır. Kısa ya da uzun zaman, evlât kalmışızdır. Fikrimi* alınmadan dünyaya getirildiğimiz andan baş­ layarak karşımızda güçlü/olarak bu iki insanı görmüşüzdür. Biri bize soya­ dını, öbürü tüm yaşantını adayacak iki güçlü insan.

Evin direği babaya, yaşam savaşı­ na dalıp aileyi geçindireujroabaya, bu kalın sesli, kalın kaşif, yumuşak bakışlı adama saygı ile, biraz da

korku ile bağlanmışızdır. Çünkü

ailede başkan odur, kararlan o alır, hepimizin geleceğinin sorumlusu ve güvencesi odur. “Amaıf baban duy­ masın”, “Baban buna çok kızar*’ tehdidi tepemizde bir Oemokles kılıcı gibi sallanır durur. Ama asıl dostu­ muz, sır yoldaşımız, arkadaşımız anamızdır. Tek sığınağımız, son umu­ dumuz odur. Dara gelince, “Anneci­ ğim ” deyişimiz büyük yaşımıza dek sürer gider. Ana, çooüğunu dokuz ay kamında taşır, yürüyebilecek hale gelinceye kadar bir o kadar da kollannda taşır. Ondan sonra da bir yaşam boyu kalbinde taşır. Babalar çocukları İle övünürler, işten gelince

onların sefasını sürmek isterler.

Büyüsünler de onlara lâyık insanlar olsunlar isterler. Ama çocuğun asıl ağır işini, yani her günkü zahmetini ana denen isim siz nefer üstlenir. O, baba gibi bitmiş eseri değil, her gün bin zahmetle oluşma halindeki eseri sever. Çocuğun bitmeyen dertleriyle haşır neşir, adım adım, basamak basamak onunla birlikte bir yaşam savaşr verir. Analık denen o tanrısal sabıria ve yine analık denen o mucizeli enerji kaynağı ile olmazları oldurur. Dişi bir kaplan gibi didinir durur. Sade çocuğuna değil, eşine de kol kanat gerer, ona da analık eder.

Genç kızlığında şım ank ve aylak olan nice kadın, ana olur olmaz doğanın kendine doğuştan verdiği sorumluluğunu hemen giyinir ve o zamana kadarki aylak kişiliğine umulmadık tutarlı bir boyut katar. Alain’in “bencil duygulann en üstü­ nü” adını verdiği çocuk sevgisi bence asıl özverinin en şaşmaz başlangıcı sayılmak gerekir. Özveri kadında ille

çocuk doğurmakla da başlamaz.

Kadınlara kuyruk acısı olan Strind- berg’in “Kadın ana oluncaya kadar çocuktur” iddiasını genellemeye kalk­ mak yanlış olur. Kadın, öyle sanıyo­ rum ki, evlensin evlenmesin, çocuk doğursun doğurmasın, her şeyden önce ana olarak yaratılmıştır. İçindeki engin sevgi kaynağında aşk kadar, hatta ondan da çok, sevecenlik vardır, özveri vardır.

B

İRTAKIM fizyologlar ve psiko­

loglar istedikleri kadar kadın bünyesindeki bazı nitelikleri vurgulayıp erkeklere kıyasla şu ya da

bu alanda daha handikapiı olduklarını iddia ededursuplar, ortada herkesin kendi deneyi ile bildiği bir gerçek vardır ki, o da kadınların kritik durumlarda erkeklerden daha metin, daha güçlü, daha ayaklan yerde ve gerçekçi kalabildikleridir. Siz bakma­ yın Shakespeare’in, Hamlet’e “Zaaf senin öbür adın kadın” dedirttiğine. O, çok iniş çıkışlı bu yaratığın bir iniş anını saptamak için söylenmiş bir sözdür. “Kadınlar zayıftır ama analar güçlüdür” diyen Victor Hugo da bu yaratığın çıkış anındaki gücünü yan­ sıtıp gerekli bir denge yaratmış gibidir.

llTO LO GYA’da Gaia’ya toprak ¡ana denişi boşuna mıdır? Gaia, yeri, dünyayı, evrensel olarak toprağı simgeleyen bütün ölümsüzlerin sürekliliğini sağlayan

sağlam tabandı, kozmik nitelikli

topraktı, üstünde yaşadığımız toprak­ lara da anayurt deyişimiz bir rastlantı değildir.

Tıpkı Gaia sim gesi gibi, tıpkı anayurt sim gesi gibi gerçekteki so ­ mut analar da ölümlülerin üremesine, bir kuşağın birikimini öbürüne ak­ tarmasına köprü olan, taban olan, yine insanüstü bir çeşit kozmik güçte varlıklardır. Analar sade kadınlık öğe­ sinin değil, erkeklik öğesinin de yatağı, kaynağı olarak doğayı, yaşa­ mın bütün çok yanlı güçlerini kavrar, kapsarlar. Üstünlükleri de işte bura­ dan gelir.

G

ÜN günden daha hoyratlaşan

acımasız bir dünyada, sıcak insan sevgisinin gitgide azal­ dığı bir ortamda, analar gününü kutluyoruz bu pazar. Pazarlan bay- ramlan bile kana bulayan bir gözü- kızmışlık içinde ana diye bir şeyin, analık sevgisi diye bir şeyin varoldu­ ğunu, bir gün için bile olsa anım­ samak hiç de zararlı olmasa gerek.

Analar gününü sadece ve sadece büyük mağazaların satış piyasalannı hareketlendirmek için saf tüketicilere uzattığı bir olta saymıyorsak bugüne taşıdığı yüce adla orantılı bilinçli bir içerik vermek zorundayız. Bırakalım, analanna cici kurdelalı armağanlar alıp onlan öpücüklere boğan tombul ve örnek televziyon çocuklan bu toz­ pembe duygusallıkla oyalansınlar. Ama, bir yandan analar gününü kutlamak, öte, yandan onlann canı ciğeri taze fidanlan kanlara bulatmak yaşlı başlı insanlara yakışmaz.

Â

N A L A R yaşamın slmgesldlr-

ler. Suçsuz gençlere acımasız­ ca, kıyanlar ne yaşama, ne de analara saygılı olanlardır.

Bu yılki analar gününü kutlayacak ne hevesimiz, ne de yüzümüz kaldı.

Tüm ölm üş analan rahmetle ana­ lım.

Tüm yaşayan analan şükranla öpelim!

Kan ağalayan büyük acılı anala- n ulusça bağrımıza basalım!

Referanslar

Benzer Belgeler

 Sınırlı sayıda personelle çalışıldığından kontrol imkanının daha etkin olması.  Küçük pazarlarda

We conclude that the commodity supplier should negotiate with the buyer a supply chain contract with flexible options at the design stage, obtaining contract abandonment and

Ara ştırma, östrojenin kuşların üremesi üzerindeki etkisini kapsamıyor; ancak daha önce de doğum kontrol haplarıyla alınan sentetik östrojen kanalizasyona

Siyasal düşünce tarihi, insanoğlunun on binlerce yıllık tarihinde oluşturduğu maddi ve manevi varlıklarını, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerini ifade eder..

70b Fużūlý Ġarò-ı õūnāb-ı dil itdi dýde-yi giryān beni Anca òan dökdüm ki bu rengile dutdı òan beni. Bir meh-i býmihreem māyil Fuàūlý yoò Ťaceb Òılsa her

Cümlede fâil, nâib-i fâil, meful gibi ögelerden birinin veya birden fazlasının durumunu açıklayan mansûb müstak (türemis) kelimelere müfret hâl denir.. Cümlenin

 Bizi oyulmuş desenin kenarına verev olacak şekilde batırınız, iğneyi yüzeye

açılmıyor Açma/kapama düğmesine çok kısa basılmış olabilir.. Açma/kapama düğmesine en az 3 sn