Sami Güner’in anısına düzenlenen yarışma sergisi bugün Bursa’da açılıyor
»
‘Hani makineleriniz fotoğrafçılar’
MEHMET BAYHAN
- Bir yol oldu. Fotoğraf dünyamızın ça-,
lışkan delikanlısı Sami Güner’in 1915’te Priştine’de başla
yan yaşamı, Bolu yakınlarında bir kazada beklenmedik
şekilde bitivermişti. Belki de ona yakışanı birdenbiresiydi.
Fotoğraflarında yansıttığı güzelliklerin bir yerlerinden çı
kıp geliverecekmiş gibi.
Ailesi, 1922’de anayurda göçer ve Aydın civarına yerleşirler. Lise, hu kuk eğitimi derken yirmi beş yıl süren Merkez Bankası memurluğu başlar. Arkadaşları ile düzenli olarak toplan makta ve fotoğraf çalışmaktadırlar. Şiir, müzik, fıkra, toplantıların ta mamlayıcısıdır. “ İnsanlar kültüre yatkındı, bu kadar kopuk değillerdi. Bakıyorum da artık doyasıya gülen bile yok. Kentler yığınlaştı, garip bir şeyler oluştu’’ demişti.
Bir ülkenin sosyal, ekonomik, kül türel ve teknolojik yapısındaki her ge lişme fotoğrafa duyulan ihtiyacı yeni
kanallara yöneltir. Yeni görüntüler toplumun bakış açısını ve algılayışını derinden etkiler. 1960 sonrasında ihti yaç duyulan fotoğraflar ¡le Sami Gü ner’in çalışkanlığı ve duygusal yapısı bütünleşir. Takvimler, kitaplar, bro şürler için her yöreden görüntüler ge rekmektedir. Ülkesini çok seven ve güzellikleri herkese göstermek çabası ndaki Sami Güner, daldaki meyveden köylü güzeline, dağın karından deni zin mavisine, gün batınımdan tarihi değerlere her konuya aynı coşku ile yöneltir objektifini. Bir nesil, ülkenin güzelliklerinin farkına ve fotoğrafın
tadına Sami Güner ile varır. O dönemi yaşamış hemen herkesin belleğinde bir Sami Güner fotoğrafı vardır.
Türkiye’yi tanıtmayı görev bilerek hazırladığı sergiler, otuzdan çok ülke yi dolaştı. Dernek çalışmalarına katıldı, ödüller aldı. 1989’da Kültür Bakanlığı Büyük ödülü kendisine ve rildi. Çalışkanlığı, coşkusu, sıcaklığı ve hoşgörüsü ile yakından tanıyanlar da unutulmaz izler bıraktı.
Bir akşam herkesi evine toplamıştı. Sohbetin koyulaştığı bir an kayboldu. Arkada bir odası vardı, tavanlara ka dar fotoğrafladığı kitap ve takvimlerle dolu, sanırım oradaydı. Biraz sonra göründü; pantolonu dizlerinin üzerine sıyırmış, topuklu papuç giymiş, du
daklarında ruj, kırıtarak...
Şaşkınlığımızın getirdiği sessizlik için de o gür kahkahasını patlatmış ve “ Hani fotoğrafçılar, makineleriniz nerede?” demişti. Sesini tekrar duyar
gibiyim: "Hani makineleriniz fotoğ rafçılar? Şunlara bakın, ağaçlar, çi çekler, tomurcuklar, kelebekler. Bin- bir türlüsü. Mutluluk, sevinç bunlar. Daha da ötesinde bir şeyler ama anla tamıyorum. Fotoğraflıyorum fakat doyamıyorum” ... Babasından öğren diği bir ilkesi vardı, “Sofradan doy madan kalk ki isteğin canlı kalsın” ve öyle yaptı. “Sîzlere biraz olsun tattıra- bildiysem bu doyulmaz lezzeti, hatı rlarsınız belki bir gün dostunuz Sami Güner’i" demişti.
Bugün, son sergisini açtığı, gösteri ve konuşmasını yaptığı Bursa’da, Bü- yükşehir Belediye Başkanlığı’nın Sami Güner anısına düzenlediği fo toğraf yarışmasının sergisi açılıyor. Hem Sami Güner en güzel şekilde anılıyor ve hem de fotoğrafımız gele nek olarak sürecek güzel ve gerekli bir çalışma kazanıyor.
¿
7
' <?2
.Taha Toros Arşivi