• Sonuç bulunamadı

Sara Akdik'in arkasından

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sara Akdik'in arkasından"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

v %A ^ u " l \»A

SARA AKDlK’ÍN

ARKASINDAN

SABAHADDÍN ERGİ

Profesör Dr. Bayan Sara Akdik’in 6 Kasım 1982 günü aramızdan ebe­ diyen ayrılmasıyla bilim dünyamız çok kıymetli bir üyesini, Türk kadın­ lığı en değerli bir örneğini ve sanat ortamımız çok vefalı dostlarından bi­ risini kaybetmiş oldu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün öğretim üyesi ve daha sonra İstanbul Üniversitesi'n- de Botanik ve Genetik Kürsüsü Baş­ kanı olarak yaptığı hizmetler ve bi­ yoloji bilimine katkıları nedeniyle kendisinden yıllarca feyiz almış mes­ lek arkadaşlarının gerekli vefa borç­ larını ödemek üzere hocalarının bi­ limsel uğraşlarını ve mesleğine hiz­ metlerini dile getirecek yazılarını bir yıldır bekledikten sonra bu konuda devam eden sessizlik nedeniyle bu işi kendi bilgilerim içinde kalarak üst­ lenmeyi bir görev olarak görüyorum ve yakından tanıdığım bu aziz varlı­ ğın sosyal yönden bazı örnek nite­ likleriyle Türk resim sanatına yaptığı ve daima perde arkasında kalarak hizmetlerini belirtmeyi kamuoyunu aydınlatmak bakımından bir borç olarak değerlendiriyorum.

1) Sosyal Nitelikleri:

Prof. Sara Akdik ufak tefek bir fizik yapıya sahip olduğu halde ken­ disini tanıyanlarda heybetli bir in­ sanla karşılaşmış olmanın etkisini yaratması çok ender insanda görü­ len büyük kişiliğinden ileri geliyor­ du.

Bütün hayatı boyunca yol göste­ riciliğinden geri kalmayan bu niren­ gi insan kuyumcu sabrıyla kendini bir elmas gibi yontarak parlak kişi­ liğini daima geliştirmekten geri kal­

mamış ve çevresindeki insanlan ye­ tiştirirken nasihatten çok kendi var­ lığını ortaya koymayı yeğlemiştir.

Sayılamayacak kadar çok nitelik­ lerinden ilk akla gelenleri şöyle sıra­ layabiliriz.

1. Çok geniş kapsamlı bir sorum­ luluk duygusu ki bu duygu onu ken­ disini en iyi şekilde yetiştirmeye yönelttiği gibi aile bireylerine ve eşi­ ne yaklaşımında da ortaya çıkmak­ tadır. Aynca öğretim ve eğitim ha­ yatında da bu duyguya en üst düzey­ de sadık kaldığı bilinen bir gerçektir. Öylesine ki okul hayatının dışında­ ki bütün zamanlarında da onu çevre­ sindeki insanlara birşeyler öğretmeye çalıştığını görürüz. O adeta ders­ hanelerinde paydosu olmayan bir mektep gibiydi.

2. Türk vatandaşı ve dünya insa­ nı olarak çağdaş ölçüler içinde şa­ irin "Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin" mısraına inanmışlığın simgesi gibi idi. Memleketin sosyal, siyasal ve ekonomik meseleleriyle objektif bir görüşle ilgilenir, gelecek için zararlı tutum ve açık hatalardan büyük üzüntü duyardı. Bu arada ka­ nunlara saygısı kişiliğinin en belirgin özelliklerinden birisi olarak anılacak­ tır.

3. Yakınlarınca bilinen hayvan sevgisi yanında insan sevgisini de dai­ ma eserleriyle kanıtlamıştır. Hayatın­ da kendi çocuğu olmayan bu aziz insanın şimdi toplumda hepsi saygın birer kişi olan pek çok insanın çok ufak yaştan ele alınarak bakılmasın­ da, yetiştirilmesinde, eğitim ve öğ­ retimleri ile değerli birer meslek sa­

hibi olmalarında ne derecede emeği bulunduğu onların hayata atılmasın­ dan sonra da karşılaştıklan güçlükle­ ri yenmede Sara Hanımın desteğin­ den nasıl yararlandıkları, aynca bu insanlann çocuklanna dalıi sahip çık­ makta gösterdiği hudutsuz ilgi ve fe­ dakârlıklar hatıra getirildiğinde çev­ resinden eksik olmayan minnettar bakışların manası daha iyi anlaşılabi­ lir. Son yıllarda, en yaşlı günlerinde bile yakın çevresine girmiş bir küçük çocuğu benimseyip bağnna basmada gösterdiği yakın ilgi ve ço­ cuğun mensup olduğu ailenin kaderi­ ne yön verme ve geleceklerini güven­ ce altına almakta gösterdiği üstün hassasiyetle aziz Sara Akdik insan sevgisi uğruna katlandığı sayısız mad­ di ve manevi fedakârlıkları bir daha kanıtlayarak böylece somut bir ör­ nekle noktalamıştır.

1. Ankara'da Gazi Eğitim ve İs­ tanbul üniversitesi'ndeki öğretim üyelikleri sırasında yüzünün gülmez- liği nedeniyle kendisinden çekini­ len bir insan olduğunu duyduğum bu değerli varlığın yüzünü ciddileş­ tiren çizgilerin gerisinde ne dere­ ce yumuşak bir kalbe sahip olduğu­ nu ve nasıl mütevazi bir kişiliği bu­ lunduğunu yakından biliyorum

Sevgi, saygı, kadirbilirlik, vefakâr­ lık, yardımseverlik ve fedakârlık kişi­ liğini süsleyen takılan olarak manevi varlığında panltılı akisleriyle daima yaşayacaktır.

Şeref Akdik in atölyesinde geçir­ diğimiz unutulmaz saatler nedeniyle bizi adeta bir rüya ikliminde yaşat­ mış olan Akdiklerin evlerine her fır­ sat bulup gittiğimizde Sara İlanımı bulamadığımız zamanlar kendisinin pek çok rahatsızlıkları bulunmasına rağmen çoğu kere hasta dostlarının yardımına gitmiş olduğu için evde bulunmadığını öğrenirdik.

Bütün yetenekleriyle özellik ve iıi hizmetlerini anlatmak isteyecekler için uzun bir tetkik konusu olacak

(2)

bu aziz insanın anısına saygı' görevi­ mizi manevi portresindeki birkaç çiz­ giyi ortaya koymakla yerine getirmiş oluyoruz.

II) Sara Akdik'in Türk resim sana­ tına hizmetleri.

Ressam Şeref Akdik'in ölümün­ den sonra yayınladığım bir yazıda eşinin sanatına katkısı bakımından Sara Hanımla ilgili şöyle bir bölüm bulunmaktadır: (Şeref Akdik'in sa­ nat yaşantısında ikinci etken Türklü­ ğün sosyal ve bilim dünyasında en ileri çzigide bulunan bir kadını, eşi sayın Prof. Sara Akdik olmuştur. İl­ mi kariyeri yanında sanatla da çok yakın ilişkisi bulunan bu değerli ha­ yat arkadaşı Şeref Akdik'e eserleri­ ni kritik etmede en yetkili bir destek olabildiği kadar müşterek yaşantıları süresince ressamın sanatında başarısı­ nı aksatabilecek bütün günlük etki ve dalgalanmalarda kendi varlığını siper ederek her zaman sanatçı eşi için bir koruyucu melek olmuştur. Önün ölümünden sonra da eserlerini hiçbir suretle paraya çevirmeyi düşünme­ mesi ve onlan karşılık beklemeden müzelere kazandırmak için gösterdiği ideblist çabalarla ressam için hazırla­ nan kitap ve tablolarının baskılarının gelirlerini Eğitim Vakfı Şeref Akdik bursu yararına bırakması, bunların bütün giderlerine çeşitli fedakârlık­ larla ve severek şahsen katlanması gi­ bi davranışları Şeref Akdik in yaşa­ dığı günlerde hayat düzeni ve moral ortamı bakımından kendisine ne çap­ ta destek olabilmiş bir eşi bulundu­ ğunu göstermektedir.)

Şeref Akdik'in ölümünden sonra, O aziz insan, sahneden çekilmiş res­ samı bütün canlılığı ile yaşatmayı ha­ yatının son ve tek ideali haline getir­ mişti. Bu, on yılı aşan zaman içinde Sara Akdik'in girişimleri sanat tarihi­ mizin çok ilginç ve kişiliğine özel bir sahifesi olarak kalacaktır.

Onun bu asil ve enerjik davranış­ larına duyduğum saygı ve ressama karşı derin sevgim nedeniyle Şeref Akdik için TV'de bir anma progra­ mı yapüması konusunda çeşitli za­ manlarda yaptığım başvurulardan Şubat/1982’de gönderdiğim dilekçe etkisini göstererek Şeref Akdik'in ölümünün 10'uncu yılı anma progra­

mı için TV'nin İstanbul'daki teşkila­ tı görevlendirildi.

20 Haziran 1982 günü yayınlana­ cak bu programın hazırlanması için yardımımı isteyen kameraman ve TV ekibiyle birlikte o günlerde bir ban kanın sanat galerisinde açtığım Şeref Akdik'in suluboyalarının bulunduğu sergi dahil diğer eserlerinin bulun­ duğu çeşitli yerlerde ve Şeref Akdik hakkında konuşacakların evlerinde gerekli çekimler yapıldı.

Bizim evde yapılan çekim sıra­ sındaki konuşmamda Şeref Akdik olayının köküne inerek onun ressam­ lığı meslek seçme nedeniyle sanat yaşamının en belirgin noktalarını ser­ gilemeye çalışmış ve özellikle Şeref Akdik'in sanat hayatına on yıl daha katarak onu 1982 yılına kadar sanat hareketleri içinde bütün canlılığıyla yaşatan Sara Akdik'in eşine olduğu kadar sanat ortamımıza yaptığı bütün hizmeti bir vicdan borcu olarak belirt­ mek üzere konuşmamın Sara Hanım­ la ilgili kısmında da özetle şunları di­ le getirmiştim: (57 yıllık sanat haya­ tında pek çok eser verdiği için karma sergilere katılan, öğrencileriyle bera­ ber zaman, zaman sergi açmaktan zevk duyan ve kişisel sergiler açarak da devamlı şekilde sanat ortamında adından bahsedilen Şeref Akdik in ölümünden sonra da yurdumuzdaki sanat hareketleri içinde onu özle­ yenleri sevindirecek şekilde adının görülmesini vefalı eşi sayın Prof. Dr. Sara Akdik'in eşinin anısını tazeli­ ğiyle yaşatma idealine borçluyuz. Sayın Sara Akdik eşinin ölümünden sonra Ankar ve İstanbul'da ressamın beş sergisini açmış bulunuyor. Bu su­ retle her iki yıla bir sergi düşüyor ki bu pek çok ressamımızın hayatında ulaşamadığı bir mutluluktur.

Bu sergilerden ilki Şeref Akdik'­ in hayatının çeşitli dönemlerine ait bir çok değerli eserlerinin bulundu­ ğu ve sanatçının hayatında açtığı bütün sergilerden daha kapsamlı ola­ rak retrospektif düzende Ankara Dev­ let Güzel Sanatlar Galerisi'nde açıl­ mış sergisiydi. Bu sergi o yılın daima anılarda yaşayacak bir sanat olayı olduğu kadar ressamın sanat düzeyi ve başarı çizgisinin unutulmaz bir simgesi halinde kalacaktır. Bu sergi­

den iki yıl sonra aynı galeride Sayın Sara Akdik, Şeref Akdik'in hayatın­ da hiç sergilemediği, görenleri hay­ ran bırakan, suluboyalarıyla akademi sıralarından itibaren yapılmış her bi­ ri ayn bir sanat eseri olan ve belge değerleri bulunan desenlerini sergile­ di. Bundan sonraki yıllarda da İs­ tanbul'da bir bankanın sanat galeri­ sinde iki sene arayla yağlı boya 45 parça tablosu, sonra da suluboya ve desenlerinin sergilenmesinden başka diğer bir bankada da Şeref Akdik'in büyük bir özenle yaptığı Atatürk İn­ kılâbına ait düzenlemelerin fotoğraf­ larının sergilenmesi Sara Akdik'in eşi­ ne karşı vefa borcunu ödemesi yanın­ da Türk sanatına hizmet yönünden bulunduğu çizgiyi kanıtlamaktadır. Sara Akdik e uzun yıllardır alışılagel­ miş bir geleneği değiştirmesi bakı­ mından da teşekkür borçlu olduğu­ muz inancındayım

Bizde genellikle bir ressamın ölü­ münü takibeden günlerde başsuğlığı- na gelenlerden çok sanatçıdan arta kalan eserleri almak isteyenlerin bir birleriyle yarış edercesine sanatçıla­ rın eşlerinin zayıf anından yarar­ lanmaya çalışmaları bilinen gerçek­ lerdendir. Şeref Akdik'in ölümünden sonaa Sara Akdik'in ender kişide görülebilecek örnek davranışı karşı­ sında bu girişimlerin boşa gittiğini görüyoruz.

Bu idealist eş bununla da kalını­ yor. Ankara'da açtığı retrospektif sergiden sonra burada teşhir edilen çok değerli tabloların büyük kısmı­ nı İzmir Resim ve Heykel Müzesin­ de Şeref Akdik adını taşıyacak bir salonda daimi teşhirde bulunması kaydıyla karşılıksız olarak devlete armağan ediyor. Türkiye'de bir sa­ natçı eşi tarafından ilk defa yapıl­ mış bu çapta bir bağışın dairi onun değerli adının sanat tarihimize altın harflerle yazılması için yeterli olaca­ ğı kanısındayız.

Sara Akdik'in eşinin arkasından geçirdiği yıllar içinde ileri yaşın­ da çektiği pek çok hastalığa rağ­ men Şeref Akdik için verdiği hizmet­ leri bunlarla da kalmamıştır.

O Türkiye'de hiçbir sanatçının ar­ kasından yapılmamış çapta (Şeref Akdik Hayatı, Sanatı ve Eserleri)

(3)

başlıklı bir kitap yayınlayarak ressa­ mın çok geniş kitlelere ve gelecek ku­ şakların sanat severlerine bütün de­ ğerleriyle tanıtılmasında eşine karşı hayatındaki en büyük hizmetini yap­ mış bulunmaktadır. Sara Akdik'in ykın çevresi tarafından bilindiği şekilde kendisinin ne denli zorluk­ lar ve maddi fedakârlıklara katlana­ rak meydana getirdiği içeriği bakı­ mından çok geniş kapsamlı bu eser Şeref Akdik'in sanat hayatını, mey­ dana getirdiği içeriğ ¡bakımından çok geniş kapsamlı bu eser Şeref Ak­ dik'in sanat hayatını, meydana getir­ diği eserleri, katıldğı sergileri ve başa­ rılanın en geniş bir değerlendirme ile ortaya koyarken ressamın çevresinde 1915 - 1972 yıllan arasında cereyan etmiş sanat hareketlerine de ışık tu t­ ması bakımından sanat tarihçileri için bir kaynak kitap olma önemini koruyacaktır. Büyük maddi fedakâr­ lıklarla meydana getirilen bu kitabın bir gelir düşüncesiyle değil de Eğitim Vakfı Şeref Akdik Bursu yararına bastırılmış olması amacın asaletinin ayrı bir kanıtıkolmaktadır. O yıllarda

birkaç sene sürdürülen bu burs gere­ ğince Güzel Sanatlar Akademisi, Tat­ biki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu ve Gazi Eğitim Enstitüsü resim bölümün­ den başarılı ikişer gence belli ölçüde ödül verilerek Sara Akdik tarafın­ dan Şeref Akdik'in anısına ve resim sanatımıza ayrı bir hizmette daha bu­ lunulmuş, fakat ne yazık ki bu örnek girişim maddi olanaksızlıklar nede­ niyle uzun ömürlü olamamıştır...) Şeref Akdik'in ölümünün lü'uncu yı­ lı nedeniyle şahsi girişimimle TV'de yayınlanmasını sağladığım program içinde yaptığım ve bir kısmını yuka­ rıda belirttiğim konuşmamın yayın dışı bırakılmış olmasını Sara Akdik'i bu yönleriyle tanıtmaktan mahrum kalan halkımız için bir talihsizlik sa­ yıyorum.

Bunlardan başka Sara Akdik'in uzun süren bir emek ve özenle hazır­ ladığı, eşinin hayatının adeta bir panoramasını gözler önüne serecek pek çok siyah beyaz ve renkli fotoğ­ raflarını kapsayan, büyük boydaki al­ bümler de sözü edilmeye değer bir zenginliktedir. l'UT TV since yayın­

lanan Şeref Akdik'i anma programı için de yararlanılan bu albümlerde Şeref Akdik için olduğu kadar onun yaşadığı sanat dönemlerine, sergilere, sanat çevrelerine ve arkadaşlarına ait pek çok anı bulunması bakımından bunları düzenleyen ve şimdi toprak olan ellerin aziz sahibini daima min­ netle anmamız icabeltiği kanısında­ yım. Bu albümler ve Atatürk İnkılâ­ bına ait büyük düzenlemelerin fotoğ­ raflarının gelecekte sanat tarihçilerin­ ce kullanılmak üzere bir müze arşivin­ de saklanması için Sara Akdik varis­ lerince ilgili makamlara hibe edil­ melerinin yerinde bir davranış olaca­ ğı görüşündeyim.

Not:

Sara Akdik'in Şeref Akdik'e ait İstanbul Defterdarhğı'ııda bulunan harap olmuş bir tablosunun bürokra­ tik engelleri yenerek ve masrafını şahsen ödeyerek onartılması ve ben­ zerleri gibi dalıa bir çok hizmetinden yazıyı fazla uzatmamak için bahsedi İçmemiştir.

İş Bankası, bankacı­

lık hizmetleriyle ol­

duğu kadar, kültür ve

sanat etkinlikleriyle de

“güven” simgesidir.

Sanatımızın ve sa­

natçımızın tanınma­

sında, ulusal kültürü­

müzün çağdaş boyut­

lara ulaşmasındaki

etkinlikleriyle...

TÜRKİYE $ BANKASI

"Paranızın, istikbalinizin emniyeti.” 42

Referanslar

Benzer Belgeler

Konservatuvarın birinci orkestra konseri 21 şubat salı günü akşamı saat 21 de Fransız tiyatrosunda veri­ lecektir.. Orkestrayı Seyfettin Asal idare e- decek ve

Kemal bizde ilk roman yazan edibimizdir. Bugün onun yazdığı romanları üslub itıbarile ağır, teknik ıtıbarile zayıf, sanat ıtibarıle nok­ san görebiliriz..

In terms of chemical properties; mois- ture, ash, mineral, total phenolic contents increased with the increasing amount of honey powder but there were not significant

“Türk resminde saray, resim­ lerle Osmanlı Sarayı, sarayda ki­ tap ve güzel sanatlar, sarayları­ mızdan tablolar, Yıldız Sarayı ile ilgili çalışmalar,

İlmi ve içtimai faaliyetlerde bulunmak, gayesi­ ne hizmet verecek müesseseler kurmak, Türk tefekkür ve sana­ tını incelemek gibi amaçları olan vakfın yeni

Bir sprint boyunca, proje üyeleri ürün parçaları içinden görev seçer ve seçilen görevleri yerine ge- tirmek için alt işler tanımlar.. Bu alt işler “task” olarak

Bunu sultana anlatınca sultan pek ziyade memnun olmuş ve teklifi sevinerek kabul etmiş, hattâ yapılması için istical göstermişti.. Bu tarz için, îstanbulda

olarak üzerinde çalışmakta oldu­ ğu «Tarih Notları» «Dam Ağası» «Topal İhanet» adlı eserlerini ta­ mamlamış, üzerlerinde düzeltme­ ler yapmaktaydı.