t t - *¡0 310
4
Topkapı ile Ahırkapı arasındadır Fetih'den sonra açılmıştır. Evvelce burada Bizans devrine ait bir kepi nin olması muhtemeldir.
Bu kapıdan ilk bahseden Gyllius ol muştur.
Türk devrinde yapılan kapı bugün halâ durmaktadır.
MÁRMARA DENİZ
SURLARININ KAPILARI
AHIR KAPISI :
İSTANBUL SUR KAPILARI
Sanat Tarihçisi: İNCİ GÜLSEVİLKapı adını, saray ahırlarının bitişi ğinde bulunmasından almıştır. Bizans devrinde kullanılan bir iske leye açılan bu kapının eski adı meçhul kalmıştır.
Millingen'e göre, İmparator III.
Mikhael'in (842 - 867) sarayına
ait ahırlar bu civarda idi. Kapı ahır ların hizmetine tahsis edilmişse, bugünkü adı eskisinin tercümesidir.
Altı basık, üzeri yuvarlak kemerli olan bu kapı bugün iyi bir durum dadır. Herhalde tamir geçirmiş ol
masından dolayıdır. Üzerindeki
mermer kitâbe III. Ahmet'in dama dı Sadrazam Nevşehirli Damat İb rahim Paşa'nın 1722 senesinde sur ları tamiri hakkındadır.
Kapının üstünde iki ateş mazgal: mevcuttur.
Denize bakan tarafta kapının tahta kanadı yana yatmış olarak durmak tadır.
İstanbul Arkeoloji Müzesinde mev cut bulunan suluboya rülodan 19. y.y.'a ait durumu hakkında fikir e- dinebiliyoruz.
Bugün kapının sağ ve solunda sa hil çay evleri bulunmaktadır.
(devamı 34. sayfada) TOPKAPI :
Hagia (Aya) Barbara veya Kraliyet Kapısı. Bu Kapı Sarayburnunun bi raz güneyinde bulunuyordu. Evvelâ civarında bulunan «Aya Barbara» kilisesi sebebiyle «Aya Barbara» Kapısı ismi verildi. Sonraları Impa- latorların zafer dönüşü şehre bu ka
pıdan girmelerinden «İmparator
Kapısı» veya «Kraliyet Kapısı» adı nı aldı. Yine aynı devirde, şehrin doğusunda olmasından dolayı «Do ğu Kapısı» ismini aldı. Fetih'den sonra bu mıntıkaya çok sayıda top yerleştirilmiş olduğundan «Topka- pı» ismini almıştır. Diğer bir adı da «Adalar Kapısıdır».
Topkapının iki yanında mermerden iki burcu vardı. Bronz kapısı İm parator Nikophoros Phokos tara fından Tarsus'tan getirilmişti. Ka pının iki tarafındaki burçlar üzerin de İmparator Theophilos'un şehri ihyâ ettiğine dair iki kitâbe, kapı nın önünde de akropol iskelesi var dı. Topkapının yanında Sultan İb rahim (1640-1648) devrinde mer mer bir köşk bulunuyordu. 1703 se nesinde burada yazlık bir saray ya pılmıştır.
Kapı yanındaki iki mermer kule II. Sultan Mahmut tarafından burada yaptırılmak istenen yeni binalara yer bırakmak için 1816'da yıktırıl,p yerine mermer bir köşk yaptırıldı Bu köşk 1863 yangınında yandı.
DEMİR KAPI :
Marmara deniz surlarının üzerindeki Topkapı, geri plânda Topkapı sarayı...
Marmara deniz surlarının üzerindeki İncili Köşk. Köşkün denize açılan kap.sı.
10
Yüzlerce yıl insanların ilgisini çeker durur, kız mı erkek mi doğacak so rusu. Bu konuda herkes kendi bil gisi oranınca bir şeyler söyler ve tanıtlamaya çalışır tezini. Yalnız ço ğu kez sonuç, totoda 13'ü bulmak tan öteye geçemez.
Bu nedenle yıkılan yuvalar, intihar olayları dikkatimizi çeker, bazen de güleriz, çünkü oğlan çocuğu olacak diye 10 kıza, kız çocuğu olacak di ye de 10 oğlana sahip olanlar ço ğunluktadır.
Ama yine de ümit etmek, oranla ma yürütmek ve beklemek sonun da hayal kırıklığı olsa dahi, insan ları bir kaç zaman için oyalayıp ta t lı düşünceler denizine itiverir. Biz sütunlarımızda sizlere gelecek ten haber verip, doğacak çocuğu nuzun kız, ya dâ erkek olacağına
dair oranlama yürütmekten çok
uzağız tabii. Yalnız amacımız, bu konuda yapılmış folklorik araştır maları sizlere aktarmak ve konu nun günümüzdeki gerçeklilik dere cesini belirlemektir.
CİNSİYET TAYİNİ
insanlığın sürekliliğini sağlayan aile ve ailenin iyi ya da kötü gün da yanağı olan çocuk, bildiğimiz gibi bazı nedenler dışında istenildiğin de elde edilebilecek şey değildir.
Birbirlerini ne derece tanıdıkları
belirsiz bir kadın ile erkeğin birleş melerinden doğacak çocuk, şüphe siz ki, her ikisinden de ortak yön ler taşıyacaktır. Şimdilik ısmarlama çocuk yapılamıyacağına göre, dün yaya gelen canlının elden geldiğin ce iyi yetiştirilmesine çalışılmalı dır.
Gerçi modern tıp, günümüzde bu
ısmarlama çocuk sorununa tüm
zorluklarına karşın eğilmiş eğilme sine ya, gelen haberlere göre pek kesin bir sonuca varamamışlar he nüz.
Doğmadan önce cinsiyet tayini çok eskilere dayanmakta ve çeşitli ku ramlara bağlanmaktadır.
İBNİ SİNA, HİPOKRAT VE
Bu konuda en eski yazılı belge
Mısır'da II. Ramses zamanından
kalmış bir papirüstür. Mısırlı’lar; hamile sandıkları kadının İdrarını arpa dolu torbaya döker. Arpanın her iki yönde aynı boyda büyüme sini de kadın gerçekten hamiledir diye nitelerlerdi. Cinsiyet tayininde ise, yine bir torba arpa ve bir tor ba buğdaya hamile kadının idrarını dökerler, şayet arpa yeşermizse ço cuğu erkek, buğday yeşermişse ço cuğu kız olacak derlerdi.
Aslında doğacak çocuğun cinsiyeti X, kromozomlarının dağılış şekline ve metabolizmaya bağlıdır. Ancak: besin, ısı, vitamin, hormon, mev sim ve yaşında cinsiyet üzerinde etken olduğu bir gerçektir.
Bu işle uğraşanlardan Dr. Donces- dökerler, şayet arpa yeşermişse ço cuk dünyaya getirilmesinde etken rol oynadığını tanıtlamıştır. Sonra azot çokluğunun da kız çocuk do ğumunu yakından etkilediği belirtil miştir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi