• Sonuç bulunamadı

İlhan Başgöz'ün "Şairi Şairliğinden Utandıran" Türküsü Evrim Ölçer Özünel

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlhan Başgöz'ün "Şairi Şairliğinden Utandıran" Türküsü Evrim Ölçer Özünel"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Şairim Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası Ayak seslerinden tanırım Ne zaman bir köy türküsü duysam Şairliğimden utanırım Bedri Rahmi Eyüboğlu Değerli bilim insanlarından Prof. İlhan Başgöz’ün son yapıtı Türkü Pan Yayıncılık tarafından geçtiğimiz aylarda yayımlandı. Başgöz’ün Türkü isimli çalış-ması, halk kültürünün ana kaynakların-dan olan türküye odaklanıyor. Başgöz’e göre “gerçekle hayali birleştiren şiir” (15) olarak tanımlanabilecek türküler, Ana-dolu kültürüne ait birçok kodu da içinde barındırıyor. Türküleri bu bağlamda ele alan kitap, “türkü nakışları” çözümlemele-rinden oluşan tematik bir çalışma. Kitap ilk olarak, bugüne değin Türk folkloruna hizmet eden birçok ismin anıldığı “Folklo-ra Emek Harcayanla“Folklo-ra Saygı” adlı bölümle başlıyor. Başgöz’ün yarım asırlık tecrübe ve anılarıyla harmanlanan bu bölümde, Türkiye’deki derleme çalışmaları ve bu ça-lışmaların gerçekleştirildiği koşullar dile getiriliyor; “folklor gönüllüleri” saygıyla anılıyor.

Çalışmanın ilk bölümü, “Halk Türkü-sü: Gerçekle Hayali Birleştiren Şiir” başlı-ğını taşıyor. Burada öncelikle türkülerin çok boyutlu yapısına dikkat çekiliyor; ha-yatın her alanıyla ilgili toplumsal ve insani birikimleri yansıtan türkülerin, bir yandan bizleri duygu dünyasında gezdirirken, di-ğer yandan nasıl ayaklarımızı yere

bastır-dığı farklı örneklerle gösteriliyor. İnsanla-rın gündelik yaşamına dair pratiklerin ve inanışların türkülere yansıyışını toplumsal cinsiyet rolleri etrafında örnekleyen yazar, bunun için özellikle “pencere” metaforunu kullanıyor. Türkülerde genç sevgililerin pencere ile olan ilişkilerini “kişisel ve sos-yalin kesiştiği nokta” (19) olarak tanımlı-yor. Kültürün oluşmasında mekânların önemine vurgu yapan Başgöz, dile getirilen mekânların gündelik yaşamdaki tüm canlı-lığıyla türkülerde belirmesinin, divan şiiri ile halk şiiri arasındaki önemli ayrımlardan biri olduğunun da altını çiziyor. Başgöz’ün üzerinde ısrarla durduğu noktalardan biri de türkülerin günümüzdeki kültürel dönü-şümleri. Başgöz türkülerin icra ortamları-nın sözlü ortamdan elektronik ortama geçi-şini kültür endüstrisi kavramıyla birlikte değerlendiriyor. Ona göre kültürün büyük bir endüstriyel pazar olarak algılanması, “dinleyiciyi yukarıdan, tek taraflı, belli bir plana göre düzene sokuyor” (26) ve para kazanmayı ön planda tutan yeni kültür bi-rimleri yaratıyor. Yazar, türkü barları ya da türkünün elektronik ortama aktarılmış biçimlerinin pazarlanmasını bu bağlam-da ele alıyor. Yukarıbağlam-da belirtilen olguları farklı yörelerden derlenmiş türkülerden örneklerle birlikte değerlendiren Başgöz, sonuç olarak türkülerin her zaman sevil-diğini ve “türkü türünün insanla ve sosyal çevreyle, bu değişmeler yoluyla uyum sağ-ladığını” (32) ifade ediyor.

Türkülerin kaynakları ve türkü çe-şitlerinin değerlendirildiği çalışma, gur-bet türküleri, hapishane türküleri, asker * Gazi Üniv. Sosyal Bilimler Enst. Türk Halk Edebiyatı Bölümü Doktora Öğrencisi, evrimolcer@yahoo.com

http://www.millifolklor.com

88

88

http://www.millifolklor.com

İLHAN BAŞGÖZ’ÜN “ŞAİRİ ŞAİRLİĞİNDEN

UTANDIRAN” TÜRKÜ’SÜ

(2)

Millî Folklor, 2008, Y›l 20, Say› 80

http://www.millifolklor.com

89

türküleri, ninniler, ağıtlar, iş türküleri ve mâni gibi türlerin tematik incelemeleriyle devam ediyor. Çalışmanın “Gurbet Türkü-leri” adlı bölümünde Türk insanının gur-bet olgusuna yaklaşımı çeşitli türkülerden verilen örneklerle çözümleniyor. Yunus Emre’den Âşık Veysel’e uzanan gelenek içersinde gurbet kavramının geçirdiği dö-nüşümlere değinilen bölümde, kültürel değişimin aksaklık yaratan yönlerine de dikkat çekiliyor. Ardından türkülerdeki gurbet kavramı yaşanmış tarihi olaylar-la ilişkilendirilerek örneklendiriliyor. Bu yolla halk kültürü ürünlerinin resmi ta-rih dışında bize sunduğu zengin tata-rihsel gerçeklere de vurgu yapılıyor. Başgöz’ün çalışmasında ısrarla üzerinde durduğu bir diğer nokta da türkülerin Türk diliyle olan yakın ve arı ilişkisi. Başgöz’e göre türkü-lerde kullanılan arı ve zengin dil, gelecek kuşaklara doğru bir dil ve kültür birikimi aktarılmasını sağlayacak önemli unsurla-rından biridir. Halk kültürü ürünlerinin ritüelle ilişkisi çoğu araştırmacının dik-katini çekmiştir. Başgöz de çalışmasında türkülere eşlik eden halayların törensel ve arkaik önemlerini vurguluyor. Ona göre türkülerin vazgeçilmez yoldaşı halay ve oyunlar, bizi geçmişteki kut törensel biri-kimlerimizle buluşturan önemli unsurlar-dan biridir.

Çalışmada dile getirilen bir diğer tür-kü biçimi de hapishane türtür-küleri. “Hapis-hane Türküleri” adlı bölümde türkülerde dile getirilen acı, yalnızlık, hapis hayatı, isyan gibi konular gene her yöreden farklı örneklerle irdeleniyor. “Asker Türküleri” adlı sonraki bölümde ise Anadolu insanı-nın askerlikle olan ilişkisi çözümleniyor. Hem askere gidenin ağzından hem de onun ardından yakılan türküler “toplumsal cin-siyet rolleri” ve “toplumsal statü” kavram-larıyla ilişkilendirilerek örneklendiriliyor. Başgöz’ün ele aldığı bir diğer tür de ninniler. Çalışmanın “Ninniler” başlıklı bölümünde yazar, annelerin çocuklarıyla paylaştığı türküler olarak gördüğü nin-ni türünü sosyal boyutlarıyla ele alıyor.

Bugüne kadar ninnilerin yalnızca anne ile çocuk arasındaki sevgi ve şefkatin ifa-desi olarak değerlendirildiğini ifade eden yazara göre, bu durum eksik bir bakıştır. Sanılanın aksine ninniler annelerin isyan-larını, toplumsal rollerine başkaldırıisyan-larını, sıkıntılarını, bunalımlarını anne ve baba-nın çocuklarından beklentilerini dile getir-mektedirler.

Başgöz’ün çalışmasında ağıtlar da önemli yer tutmaktadır. “Ağıtlar” adlı bö-lümde ölüm ve benzeri felaketlerin ardın-dan yakılan türkü biçimi olarak bilinen bu tür hakkında çözümlemelere yer verilmiş. Ağıt türünün özellikleri hakkında verilen bilgilerin yanında bu türün kadın yaratı-cılığının bir ürünü olduğu vurgulanmış, ağıtların imece geleneği içersinde değer-lendirilebileceği örneklerle belirtilmiştir. Ağıtların abartı sanatıyla olan ilişkisi de vurgulananlar arasındadır. Başgöz’ün dü-ğün türküleri ile ağıtları karşılaştırdığı alt bölüm ise oldukça ilginç noktalara değin-mektedir. Mutlu bir olayın ağıta dönüşme süreci gene çarpıcı örneklerle verilmiştir. “Maniler” adlı bölümde ise “atma türkü”, “karşıberi” ve “kovalam” adlarıyla bilinen mani biçimlerinden örneklere yer verilmiş-tir.

Tüm bunların yanı sıra Başgöz çalış-masında sözlü kültür ürünlerinin masıyla ilgili olarak türkülerdeki kalıplaş-maları irdelemiştir. Sözlü formeller olarak da bilinen kalıp ifadelerin türkülerdeki izini süren Başgöz’e göre türkülerde yer alan “gezici dizeler” (129) hem icracı hem de dinleyici için türküyü akılda tutmaya yarayan en önemli kodlardan birini oluş-turmaktadır. Ayrıca çalışmada, türkülerin biçimsel özelliklerine ve işlevsel boyutları-na değinilmiştir. Çalışmanın sonunda ise, türkü örnekleri ve Ahmet İnam’ın “Hayata Türkü Olup Duran” adlı yazısı eklenmiştir. Elli yılı aşkın bir deneyimin ürünü olan bu kitap, Türk Halkbilimi araştırmacıları için bir başvuru kaynağı olma niteliği taşımak-tadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmada elde edilen sonuç literatürdeki sonuçlarla uyumlu olmakla birlikte bu çalışmalardan farklı olarak gelir vergisinin yatırımları belli bir eşik

Değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisinin test edilmesi için yapılan Granger nedensellik testi sonucunda da yabancı ziyaretçi sayısının ve turizm gelirlerinin

Okurun hoşça vakit geçirmesini sağlamak ve ona bir hisse vermek isteyen eser, “mümkünü ve büyüyü kolayca mubahın çerçevesine kabul” eder (Tanpınar, 1988: 26). Sonuç

8 farklı suç tanımının bağımlı değişken olarak kullanıldığı çalışmada, özellikle mala karşı işlenen suçlar ile işsizlik arasında anlamlı pozitif bir

Nitekim Arap dili ve belâğatı alanında yazılan ve İslam tarihi açısından önemli bir yere sahip olan, asırlarca Osmanlı medreseleri dahil birçok İslam

Görüleceği üzere Normal Maliyet Yönteminde üretim kapasitesinde atıl kalan kısım Satışların Maliyeti kaleminde gösterilmekte, bu durum TMS 2- Stoklar

Bir kısmı geometrik özellikler sergileyen arkaik üsluplu buluntulardan som altından yapılmış boğa başı ile bronz ve terrakotadan insan biçimli heykelciklerin yanı

This study was carried out to reveal whether the economies of Brasil, India, Indonesia, South Africa and Turkey, which were called the fragile five in the years