• Sonuç bulunamadı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İLE ERCİYES ÜNİVERSİTESİ'NDE GÖREV YAPAN ÖĞRETİM ÜYELERİNİN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI VE YAŞAM TARZI PROFİLLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İLE ERCİYES ÜNİVERSİTESİ'NDE GÖREV YAPAN ÖĞRETİM ÜYELERİNİN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI VE YAŞAM TARZI PROFİLLERİ"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İLE ERCİYES ÜNİVERSİTESİ’NDE

GÖREV YAPAN ÖĞRETİM ÜYELERİNİN TÜKETİM

ALIŞKANLIKLARI VE YAŞAM TARZI PROFİLLERİ

Dr.A.Burak KAHRAMAN

*

ÖZET

Bu çalışmanın amacı, Hacettepe Üniversitesi’nde ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ile yaşam tarzları profillerini incelemektir. Bu çerçevede örneklemin genel özellikleri (cinsiyet, yaş, doğum yeri), yaşam tarzı (aile, barınma, beslenme, giyim, mobilya, kitle iletişim, boş zamanlar, ulaşım, tatil) ve tüketim alışkanlıkları (gelir, tüketici davranışları, reklam, moda, kredi kartı) konularını içeren anket formları Hacettepe Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerine uygulanmıştır. Elde edilen veriler betimleyici yöntemle analiz edilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Öğretim Üyesi, Tüketim Kültürü, Tüketim Alışkanlığı, Tüketici Davranışları, Yaşam Tarzı

ABSTRACT

The aim of this study is to investigate the life styles and consumption habits of academic staffs of Hacettepe University and Erciyes University. In this framework, survey questionnaires including the topics of general properties (gender, age, place of birth), life style (family, sheltering, food, clothing, furniture, mass communication, spare time, transportation, holiday) and consumption (income, consumer behavior, advertisement, fashion, credit card) have been applied to the academic personnel of Hacettepe University and Erciyes University. The results were evaluated by conducting the descriptive testing of the survey data.

Keywords: Academic Personnel, Consumption of Culture, Consumption Habits, Consumer Manners, Life Style

*

(2)

1. Giriş

Yaşam tarzı, insanların modern dünyadaki günlük yaşamlarında neyi, niçin yaptıklarını ve yaptıkları şeylerin ne anlama geldiğini anlamada yardımcı olan bir kavramdır. Yaşam tarzı kişiden kişiye değişmekle birlikte, belirli kültürel ortak özelliklere sahip sosyal gruplarda benzer yaşam tarzları oluştuğu görülebilmektedir (Chaney 1999: 14). Yaşam tarzının belirlenmesinde toplumsal yapının kurallarının yanı sıra tüketim kültürünün rolü de önemlidir. İnsanların tüketebilecekleri ürünlerden fazlasının üretilmesi, bu ürünlerin satılma ve tüketilme kaygısını da beraberinde getirmiştir. Küreselleşme sayesinde yapılan aşırı üretim sonucu ürünlerin tüketilebilmesi adına ortaya yeni bir kültürel olgu olarak tanımlayabileceğimiz tüketim kültürü çıkmıştır (Konyar 2000: 19).

Öğretim üyelerinin içinde bulundukları tüketim kültüründen etkilenmesi ve yaşam tarzlarını bu doğrultuda şekillendirmesi doğaldır. Bu nedenle öğretim üyelerinin tüketim bağlamı içerisinde yaşam tarzı profillerinin ve tüketim alışkanlıklarının incelenmesi, hem yaşam tarzı kavramına farklı bir bakış açısı getirecek hem de bundan sonraki çalışmalara rehberlik edecektir.

Bu araştırmada Hacettepe Üniversitesi’nde ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin genel özellikleri, yaşam tarzı profilleri ve tüketim alışkanlıkları incelenmiştir. Örneklemin yaşam tarzı profilleri ile ilgili olarak aile (medeni durum, nikah türü, çocuk sayısı, vb), barınma (konut türü, büyüklüğü, vb.), beslenme (geleneksel gıdalar, vb.), giyim ve mobilya, kitle iletişim araçlarını kullanma, boş zamanları değerlendirme şekli (spor, müzik, vb.), ulaşım, tatil ile ilgili sorular sorulmuştur. Tüketim alışkanlıkları ile ilgili olarak ise örnekleme ekonomik durum (gelir, harcama payları, vb.), tüketici davranışları, reklam, moda, kredi kartı ile ilgili sorular sorulmuştur.

2. Kavramsal Çerçeve 2.1. Yaşam Tarzı

Chaney (1999: 36), yaşam tarzını toplumsal yapıyı oluşturan grupların birbirinden ayrılmasını sağladığı için toplumsal bir harita olarak değerlendirmektedir. Genel

(3)

sorusuyla tanımlanır. Yaşam tarzı, bireyin bir tüketim toplumu içinde parasını ve zamanını nasıl harcadığını işaret eder. Bocock (1997: 27), içinde bulunduğumuz sistemin bir tarza sahip olma bilincini yani hem belli bir gruba has belirleyici özellikleri, hem de bireysel seçimleri yansıtabilecek bir alan içinde tüketme gereksinimini arttırdığını belirtmektedir. Bauman (1998: 223)’a göre, bireyler belli bir yaşam tarzı seçerek seçtikleri yaşam tarzının tüm zorunlu teçhizatını satın alarak ve o tarza özgü olan eşyalarını sergileyerek seçtikleri grubun üyesi olmaktadırlar. Yaşam tarzlarını geleneksel toplumlardaki kabilelere benzeten Bauman (1998: 224), yalnızca elbise değiştirme, dairesini döşeme ve boş zamanlarını farklı yerlerde geçirme yoluyla kişinin bir kabileden diğerine özgürce dolaşabileceğini de belirtmektedir. Dikeçligil (1980: 95)’e göre yaşam tarzı, aile, barınma, beslenme, giyim, eğitim, sağlık, eğlence, ulaşım, haberleşme vb. olmak üzere bütün görünümleri kapsayan ve bu görünümlerin maddi, normatif, davranışsal ve bilişsel boyutlarını ifade eden sosyal statü göstergelerinden biridir. Bu çalışmada yaşam tarzı aile, barınma, beslenme, giyim ve mobilya, kitle iletişim araçlarını kullanma, boş zaman, ulaşım ve tatil başlıkları altında incelenmiştir. 2.2. Tüketim Kültürü ve Tüketici Davranışları

İktisat bilimi açısından tüketim, tüketici ihtiyaçlarını karşılayan malların ve hizmetlerin kullanılması olarak tarif edilmektedir (Cochrone and Bell 1959: 4). Tüketim kavramının daha iyi anlaşılabilmesi için tüketim kültürünü oluşturan kültürel değerler ve sembollerin oynadığı rol de göz önünde bulundurulmalıdır. Featherstone (2005: 145-187), tüketim kültürü kavramının günümüz toplumunun anlaşılması açısından merkezi bir yeri olduğunu belirtmektedir. Bu kültürel sistemde mallar tek başına anlama sahip değildir. Baudrillard (1997: 62)’ın da belirttiği gibi, tüketim kültürü içerisinde mallar, kültürel değerlerle ve sembollerle değer kazanmakta ya da değer kaybetmektedir. Bu değişimler kültürü yakından etkilemektedir. Bireyler mensup oldukları kültüre göre davranış kalıpları geliştirmektedirler. Böylelikle tüketim kültürü tüketici davranışlarını da biçimlendirmektedir.

Tüketici davranışı, bireyin mal ve hizmetleri nereden, nasıl, ne zaman ve kiminle alacağıdır. Tüketici davranışları, bireysel ihtiyaç ve motivasyonlarla birlikte tüketicinin içinde bulunduğu kültürden, sosyal statüsünden, sosyal rollerinden, sosyal gruplardan, sosyal tabakalardan kısacası sosyal çevresinden etkilenir.

(4)

Cinsiyet, yaş, ekoloji (köy ve şehir çevresi) aile üyelerinin meslekleri tüketim davranışlarında önemli belirleyicilerdir (Kocacık 1999: 31). Bourdieu (1984: 101), tüketim davranışını sosyal belirleyenler ile ele alır. Tüketim davranışlarını, onu etkileyen sınıfsal koşulları, sosyal koşulları ve alanlarını şöyle formüle etmiştir; Alışkanlık + Sermaye + Alan = Davranış. Alışkanlık, aileden alınan zihinsel yapılar, sosyal yapının içselleşmesi ve genişletilmesidir. Sermaye, bireyin aileden miras aldığı ve elde ettiği gelir düzeyidir. Alan, sosyal yapının estetik, ekonomik ve politik alanlarıdır. Davranış, tüketici davranışlarını kapsamaktadır. Tüketici davranışının bir karar alma işlemi sonucu ortaya çıktığı görüşünde tüketici, kişisel olarak ele alınmaktadır. Tüketici bu karara varmasında hem pazarlama bileşenleri (siyaset, reklam, ambalaj, dağıtım, fiyat), hem de sosyo-kültürel faktörler ile tüketicinin ihtiyaçları, eğilimleri, kişilik ve kültürel özellikleri etkili olmaktadır (Karabulut 1985, akt. Çiçek 2000: 7). Tüketim kültürü içerisinde bulunan bir toplum üretimden ziyade, medya, reklam ve moda gibi araçların teşviki ile bireylerin tüketime alıştırıldığı, eşyaların sembolik değerinin öne çıktığı ve bu değerlerinde hızla tüketildiği toplum tipidir (Güzel 2001: 39). Tüketim kültürünün etkisiyle eşyaların aşınma yerine, gözden düşerek ve moda dışı kalarak yok olmaları ile kalıcılık ve süreklilik yerine, eğretilik ve geçicilik değerlerinin yüceltilmesi ön plana çıkmaktadır (Bilgin 1993, akt. Çiçek 2000: 75). Tüketim kültüründe görülen unsurlar arasında reklam, moda ve kredi kartları vardır.

2.2.1. Reklam, Moda ve Kredi Kartı

Hızla gelişen pazar ekonomisine bağlı olarak sürekli büyüyen reklam endüstrisi, kamusal dolaşıma sunduğu iletiler aracılığıyla inceden ve kapsamlı bir şekilde gündelik yaşamı kuşatmaktadır (Acar 2002: 12). Reklam genellikle pazarlamanın bir alt bileşeni olarak tanımlanmaktadır. Pazarlama çalışmalarının önemli bir parçası olarak görülen reklam üreticiden tüketiciye doğru yol alan bir iletişim biçimidir. Malların ve hizmetlerin elde edilebilirliğiyle ve nitelikleriyle ilgili bilgilerin geniş bir kamuya bildirilmesi süreci ve araçlarıdır. Kitlesel medya aracılığıyla yayılan ticari kültürün oluşmasında ve yayılmasında reklam sektörü de büyük katkılarda bulunmuştur.

(5)

olan modanın tüketimi daha da hızlandırdığını açıklamaya çalışır. Modanın yapay bir demodelik kavramı aracılığıyla yönlendirilmesinden dolayı insanların eskiden gereksinimlerini satın alırken daha sonra kalite ve beğeni satın almaya kalite ve beğeni satın alırken şimdi nasıl lüks peşinde koşmaya başladıklarını belirtir (Chaney 1999: 26). Simmel (1904, akt. Zorlu 2002: 45)’e göre moda ve estetikleşme, modernitenin önemli bir öğesidir. Moda taklit yoluyla bireylere davranış modeli sunar ve taklit yoluyla sosyal bütünleşmeye hizmet eder. Moda ilk önce üst toplumsal katmanlarda yayılır ve onları hızla etkiler. Alt toplumsal katmanlar bir süre sonra üst toplumsal katmanların stillerini taklit ederler. Belirli zaman sonra üst katmanlar bu stilleri terk ederler ve yeni stiller benimserler. Çünkü daha önceki stiller alt tabaka tarafından benimsenmiştir. Bu şekilde bir hareket moda kavramını devamlı olarak canlı tutar. Modanın dolayısıyla tüketim kültürünün canlı tutulabilmesi için de kredi kartları tüketicilerin hizmetine sunulmuştur.

Kredi kartı, sahibine belirlenmiş bir limite kadar mal ve hizmet alabilmesi veya nakit çekebilmesini olanaklı kılan bir çeşit banka kartıdır. Kredi kartlarının kısa dönemde eğer doğru kullanılırlarsa bazı avantajları olmaktadır. Kredi kartları kullanıcıların gereksinim duydukları mal ve hizmetleri gelecekte elde edecekleri veya umdukları gelirleri beklemeksizin bu günden karşılama olanağı sağlamaktadır (Yetim 1991: 61-117). Nakit para kullanmadan kredi kartı ile yapılan harcamalar tüketim kültürünün daha da yayılmasına imkan vermektedir. Bireyler ihtiyaçlarını ertelemeden kredi kartlarıyla bankaya kolay bir şekilde borçlanarak tüketim yapabilmektedirler.

3. Metod ve Teknikler

Bu çalışma, kullanılan kuramsal çerçeve ve araştırma problemlerine uygun olarak uygulamalı sosyolojik esaslarda yürütülmüştür. Bu çalışma, Hacettepe Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin yaşam tarzı profillerini ve tüketim alışkanlıklarını inceleyen betimleyici bir çalışmadır.

3.1. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini Hacettepe Üniversitesi (Ankara) ve Erciyes Üniversitesi’nde (Kayseri) görev yapan öğretim üyeleri oluşturmaktadır. Araştırma evrenini saptamak için Yüksek Öğretim Kurumu’nun ilgili sayfasından her iki üniversitede

(6)

görev yapan öğretim üyelerinin sayıları alınmıştır. Erciyes Üniversitesi’nde toplam evren büyüklüğü 193, Hacettepe Üniversitesi’nde 340’dır. Örneklem seçiminde tesadüfi\rastlantısal örnekleme tekniği kullanılmıştır. Örneklem büyüklüğü, evren büyüklüğü üzerinden %95 güven düzeyinde hesaplanmıştır. Buna göre Erciyes Üniversitesinde toplam 128 kişi, Hacettepe Üniversitesinde ise 180 kişi geçerli örneklem sayısını oluşturmaktadır. Bu araştırmada Hacettepe Üniversitesi’nde 205, Erciyes Üniversitesi’nde 145 anket uygulanmıştır.

3.2. Veri Toplama Teknikleri

Öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ile yaşam tarzları profillerini ele alan bu çalışmada, kavramsal ve kuramsal çerçevenin oluşturulmasında var olan yazılı literatüre başvurulmuş; uygulama aşamasında ise nicel verilerin toplanması için öğretim üyelerine anket uygulanmıştır. Araştırmanın birincil temel bilgileri anket tekniği ile elde edilmiş ve betimsel olarak incelenmiştir.

3.3. Veri Analizi Teknikleri

Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi’nde 205, Erciyes Üniversitesi’nde 145 olmak üzere toplam 350 anket uygulanmıştır. Veri analizi kısmında, kapalı uçlu soruların cevapları değiştirilmeden, açık uçlu soruların cevapları anlamlı kavramlar haline getirilerek, sosyal ve fen bilimlerinde ortak kullanılan SPSS programı ile değerlendirilmiştir. Elde edilen ham veriler SPSS programına girilerek frekans (f) ve yüzde (%) tablolar ve iki üniversiteye ilişkin tablolar, durum saptamasına yönelik betimsel verilerin analizinde tek yönlü tablolar şeklinde oluşturulmuştur. 4. Bulguların Tartışılması ve Sonuçlar

4.1. Örneklemin Genel Özellikleri 4.1.1. Üniversitelere göre dağılım

Örneklemin genel özelliği başlığı altında öğretim üyelerinin üniversitelere göre dağılımları, cinsiyet, yaş, doğum yeri ve akademik unvanları gibi betimsel bulgular verilmiştir. Örneklem gurubunun %58.6’sı Hacettepe Üniversitesi’nde, %41.4’ü Erciyes Üniversitesi’nde görev yapmaktadır.

(7)

4.1.2. Cinsiyet

Hacettepe Üniversitesi’nden seçilen örneklemin %49.3’ünü erkekler, %50.7’sini kadınlar oluşturmaktadır. Erciyes Üniversitesi’nden seçilen örneklemin %79.3’ünü erkekler, %20.7’sini kadınlar oluşturmaktadır. Özellikle Hacettepe Üniversitesi’nde kadın akademisyenlerin fazla olması Kıta Avrupa’sı ve ABD’deki üniversiteler göz önüne alındığında (Mischau 2001, akt. Özdemir: 2006: 76) akademik kariyerde kadın ve erkeğin birbirine eşitlendiğini de göstermektedir.

4.1.3. Yaş

Üniversitelere göre yaş gruplarına baktığımızda Hacettepe Üniversitesi’nden seçilen örneklemin en fazla yer aldığı yaş grubunu %23.9 oranıyla 40-44 yaş grubu oluşturmaktadır. Bunu sırasıyla 45-49 (%22.4), 35-39 (%15.1), 55-59 (%12.7), 50-54 (%9.8), 60-64 (%9.3) ve 30-34 (%6.8) yaş grubu en son sırada yer almaktadır. Erciyes Üniversitesi’nden seçilen örneklemin en fazla yer aldığı yaş grubu 40-44’tür (%24.8). Bunu sırasıyla 35-39 (%23.4), 45-49 (%22.1), 30-34 (%14.5), 50-54 (%6.9), 55-59 (%4.8) ve 60-64 (%1.4) yaş grupları izlemektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin yaş ortalamaları Erciyes Üniversitesi’ne göre daha yüksektir.

4.1.4. Doğum Yeri

Hacettepe Üniversitesi örnekleminin %46.8’i büyük şehir, %22.4’ü şehir, %15.1’i kasaba, %15.1’i köy, %0.5’i ise yurt dışı doğumludur. Erciyes Üniversitesi örnekleminin %32.4’ü büyük şehir, %15.9’u şehir, %13.8’i kasaba, %36.6’sı köy, %0.5’i ise yurt dışı doğumludur. Hacettepe Üniversitesi örnekleminde büyük şehir doğumlular (%46.8) Erciyes Üniversitesi örneklemine göre daha fazladır. Erciyes Üniversitesi örnekleminde köy doğumluların oranı (%36.6) ise Hacettepe Üniversitesi örnekleminden daha fazladır.

4.1.5. Akademik Unvan

Hacettepe Üniversitesi’nde görüşülen öğretim üyelerinin, %37.6’sı profesör, %30.7’si doçent, %31.7’si yardımcı doçenttir. Erciyes Üniversitesi’nde görüşülen öğretim üyelerinin %29.7’si profesör, %31’i doçent, %39.3’ü yardımcı doçenttir.

(8)

4.2. Yaşam Tarzı 4.2.1. Aile

Aile bir yaşam tarzı olan kültürün ve ona ilişkin değerlerin yaratılması ve sürdürülmesi için çok önemli bir konuma sahiptir. Aile toplumsal hayatın devamlılığıyla ilgili cinsel ilişkilerin düzenlenmesi, çocukların doğum ve bakımı, karşılıklı sevgi ve güven gibi ekonomik ve sosyal nitelikli temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir araya gelmiş kişilerden oluşan en küçük toplumsal birimdir (Fichter 1996: 58).

Bu başlık altında her iki üniversitede de görev yapan öğretim üyelerinin evlilik ve aile yapısı ile bunların gösterdiği benzerlikler ve farklılıklara ilişkin betimsel veriler ele alınacaktır. Örneklem grubunun medeni durumu, nikah sözleşmelerinin türü, eşiyle akrabalık durumu, hane nüfusu, çocuk sayısı ve çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak görme durumları incelenmiştir.

4.2.1.1. Medeni Durum

Levi Strauss (1949, akt. Timur 1972: 76)’a göre evlilik, gruplar arası dayanışmayı ve ilişkileri pekiştiren bir değişim sistemidir. Böylece bir değişim olarak evlilik, aslında ticaret, dostluk ve bunun gibi diğer ilişkilerin de bulunduğu gruplar arasında görülür.

Hacettepe Üniversitesi’nde görüşülenlerin %73.7’si evli, %17.1’i bekar, %8.3’ü boşanmış ve %1’inin eşi vefat etmiştir. Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin %62.4’ü 18-33 yaş aralığında evlenmişken, %11.2’si 34 yaşın üzerinde evlenmiştir. Erciyes Üniversitesi’nde görüşülenlerin %89.7’si evli, %6.9’u bekar, %2’sinin eşi vefat etmiş, %1.4’ü boşanmıştır. Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin %86.9’u 18-33 yaş aralığında evlenmişken, %2.8’i 34 yaşın üzerinde evlenmiştir. Evlilik düzen ve istikrarın bir işareti olarak kabul edilirse bu durumun öğretim üyeleri tarafından büyük oranda gerçekleştirildiği söylenebilir (Özdemir 2006: 80). Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin evlilik yaşı Erciyes Üniversitesi’nde görev yapanlara göre daha yüksektir.

(9)

4.2.1.2. Nikah Sözleşmesinin Türü

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %47.3’ü nikah sözleşmelerinin türünü sadece resmi nikah, %26.3’ü hem resmi hem dini nikah olarak belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %17.2’si ise sadece resmi nikah, %72.4’ü nikah sözleşmelerinin türünü hem resmi hem dini nikah olarak belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi örnekleminin büyük bir kısmı resmi ve dini nikahı bir arada yaptırırken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu oran daha düşüktür. Yasa (1969, akt. Arıkan 2004: 224), resmi nikahın bir yasa buyruğu olduğu için yerine getirilmeye çalışıldığını, dini nikahın ise dinin gereği olduğu için yerine getirildiğini belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi örnekleminin büyük bir kısmı resmi ve dini nikahı bir arada yaptırmışken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu oranın oldukça düşük olması Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin daha geleneksel bir yapıya sahip olduğunun bir göstergesidir.

4.2.1.3. Eşiyle Akrabalık Durumu

Eş seçiminin, tamamen serbest olduğu ve kişilerin kendi eğilimlerine bırakıldığı toplumlarda insanların çok azının akrabalarıyla evleneceklerini varsayabiliriz. Timur (1972: 77)’un araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de evli çiftlerin yaklaşık olarak üçte birinin birbirleriyle akraba oldukları görülmektedir. Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %72.2’si eşiyle akrabalığının olmadığını, %1.5’i ise eşiyle akrabalığı olduğunu belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %26.3’ü şu anda evli olmadıklarını (bekar, eşleri ölmüş, boşanmış) belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %80’i eşiyle akrabalığının olmadığını, %9.7’si ise eşiyle akrabalığı olduğunu belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %10.3’ü şu anda evli olmadıklarını (bekar, eşleri ölmüş, boşanmış) belirtmişlerdir.

4.2.1.4. Hane Nüfusu

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %39’unun hane nüfusu üç kişi, %31.7’si dört kişi, %13.7’si iki kişi, %13.2’si bir kişi, %2.4’ü beş kişidir. Altı kişi ve daha fazla nüfus olan hane bulunmamaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %49’unun hane nüfusu dört kişi, %21.4’ü üç kişi, %15.9’u beş kişi, %5.5’i iki kişi, %4.8’i bir kişi, %3.4’ü altı kişi ve üstüdür. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinde hane nüfusu üç kişiden oluşanların sayısı en fazladır. Erciyes

(10)

Üniversitesi öğretim üyelerinde ise hane nüfusu dört kişiden oluşanların sayısı en yüksektir. Örneklemin geneli dört kişilik bir haneden oluşmaktadır. Bu da anne baba ve çocukların oluşturduğu çekirdek aile modeline uymaktadır (Kıray 1998: 117, akt. Arıkan 2004: 226).

4.2.1.5. Çocuk Sayısı

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %72.7’sinin çocuğu vardır. %10.2’sinin çocuğu yoktur, %17.1’i ise bekardır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %87.6’sı çocuk sahibidir. %5.5’inin ise çocuğu yoktur, %6.9’u bekardır. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %38.5’inin bir çocuğu, %33.2’sinin iki çocuğu, %1’inin üç çocuğu vardır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %20’sinin bir çocuğu, %48.3’ünün iki çocuğu, %16.6’sı üç, %2.8’inin dört çocuğu vardır. Sonuçlara bakıldığında Hacettepe Üniversite’sinde bir çocuk sahibi olma oranı en fazla iken, Erciyes Üniversitesi’nde iki çocuk sahibi olma oranının daha fazla olduğu görülmektedir. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin evlenme yaşlarındaki farklılık çocuk sahipliği noktasında da farklılıklara yol açmıştır. Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin daha geç evlenmiş olması çocuk sayısının daha düşük olmasına neden olmuştur. Kavuncu (1998:92) da evlilik yaşı yükseldikçe, doğurganlığın azaldığını belirtmiştir.

4.2.1.6. Çocuklarını Yaşlılık Güvencesi Olarak Görme

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %62’si çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak görmemekte, %10.7’si çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak kabul etmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin ise %50.3’ü çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak görmemekte, %37.2’si çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak kabul etmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak görme oranları Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerine oranla daha fazladır. Burada karşılıklı bağımlılık söz konusudur. Bağımlılık önce çocuğun anne babaya bağımlılığı, yaşlılıkta da anne babanın yetişkin evlatlarına bağımlılığı biçiminde kendisini göstermektedir. Bu durumun olduğu ev ortamı çocuğun ailesel ve komünal değerlerle sosyalleşmesini sağlamaktadır (Kağıtçıbaşı 1999: 143).

(11)

4.2.2. Barınma

Barınma, beslenme ve giyinme gibi en temel ihtiyaçlardandır. Bir insanın yatıp, iş zamanı dışında kaldığı veya tüzel kişiliği olan bir kuruluşun bulunduğu ev, apartman olarak tarif edilen konut, esas olarak barınma ihtiyacını karşılayan ve bir takım bölümlerden oluşan mekândır (Ergül 1999: 19). Barınma başlığı altında her iki üniversitede de görev yapan öğretim üyelerinin oturdukları konutun türü, oturdukları evin büyüklüğü ve oturdukları evin mülkiyetine yönelik veriler analiz edilmiştir.

4.2.2.1. Oturulan Konutun Türü

Dünya sağlık örgütü tarafından konut; kişinin ve ailenin sosyal refahı fiziksel ve ruhsal sağlığı için arzu edilen veya gerek duyulan tüm zorunlu hizmetleri, olanakları, araç ve gereçleri içeren insanların barınmak için kullandıkları fiziksel yapı olarak tanımlanmaktadır (Akarsu 1999: 1). Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %81’i apartman dairesinde, %8.3’ü dubleks evde, %7.8’i tripleks evde, %2.9’u tek katlı müstakil evde oturmaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %93.1’i apartman dairesinde, %4.1’i dubleks evde, %2.1’i tek katlı müstakil evde, %0.7’si tripleks evde oturmaktadır.

4.2.2.2. Oturulan Evin Büyüklüğü

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %59.5’i 100-150 m2 arası evde, %17.6’sı 150-200m2 arası evde, %16.6’sı 100m2’den az bir evde, %6.3’ü 200 m2’den büyük bir evde oturmaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %51.7’si 100-150 m2 arası evde, %34.5’i 150-200m2 arası evde, %6.9’u 100m2’den az ve %6.9’u 200 m2’den büyük bir evde oturmaktadır.

4.2.2.3. Oturulan Evin Mülkiyeti

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin, %16.1’i kirada, %3.9’u lojmanda oturduklarını belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %35.6’sı oturduğu evin tapusunun kendisine, %16.1’i eşine, %11.2’si eşi ve kendisine, %10.2’si kendi anne ve babasına, %5.4’ü akrabalarına, %1.5’i eşinin anne ve babasına ait olduğunu belirtmişlerdir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %24.8’i lojmanda, %22.1’i kirada oturduklarını belirtmişlerdir. %24.1’i oturduğu evin tapusunun kendisine, %13.1’i

(12)

eşine, %6.9’u eşi ve kendisine, %6.9’u kendi anne ve babasına, %1.4’ü akrabalarına, %0.7’si eşinin anne ve babasına ait olduğunu söylemişlerdir.

4.2.3. Beslenme

Beslenme, büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besinlerin kullanılmasıdır. Tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için beslenme vazgeçilmez bir olgudur. Ancak kişilerin yiyeceklerle olan ilişkileri yalnız biyolojik dürtülerle ve yalnız açlık duygusuna direkt tepkiler şeklinde açıklanamaz. İnsanların besin seçim ve tüketim kalıpları fizyolojik olmak yanında sosyal ve psikolojik arzuların doyumuna; gelenek, görenek alışkanlıklarına, eğitimlerine ve ekonomik olanaklarına da bağımlıdır (Hertog 1973, akt. Özdemir 1999: 1). Bu başlık altında her iki üniversitede de görev yapan öğretim üyelerinin yufka, tarhana, reçel gibi geleneksel yiyecekleri temin etme şekli ve evlerinde çoğunlukla tükettikleri yiyeceklerin verileri analiz edilmiştir.

4.2.3.1. Geleneksel Yiyecekleri Temin Etme

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %79’u geleneksel yiyecekleri satın almakta, %12.7’si memleketinden getirtmekte, %8.3’ü ise kendisi yapmaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %49’u geleneksel yiyecekleri satın almakta, %25.5’i memleketinden getirtmekte, %25.5’i ise kendisi yapmaktadır.

4.2.3.2. Çoğunlukla Tüketilen Gıdalar

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %56.6’sı evde çoğunlukla taze sebze ve meyve, %26.8’i kuru bakliyat, %8.3’ü dondurulmuş hazır yiyecekler, %3.9’u sucuk, pastırma, kavurma, %2.4’ü kırmızı et, %1.5’i salam, sosis ve jambon, %0.5’i beyaz et tüketmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %38.6’sı evde çoğunlukla taze sebze ve meyve, %35.9’u kuru bakliyat, %15.2’si dondurulmuş hazır yiyecekler, %6.2’si kırmızı et, %4.1’i sucuk, pastırma, kavurma tüketmektedir.

4.2.4. Giyim ve Mobilya

(13)

(Bayart 1999: 190). Bu başlık altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin giyim ve mobilya tercihlerini yaparken dikkat ettikleri unsurlara yönelik veriler analiz edilmiştir.

4.2.4.1. Giyim Tercihi

Giysiler geçmişte ve günümüzde karakterin bir göstergesi sayılamaktadır ve yabancı bir kişinin karakterini üzerindeki giysilerden çıkarabilmek mümkündür (Sennett 2002: 239). Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %69.3’ü giyiminde ihtiyaçlarını karşılamasına, %14.6’sı statüsüne uymasına, %7.3’ü zevkine uygun olmasına, %6.8’i modaya uygunluğuna, %1.5’i dayanıklı olmasına, %0.5’i ucuz olmasına dikkat etmektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden giyiminde geleneklerin rol oynadığını belirten öğretim üyesi bulunmamaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %65.5’i giyiminde ihtiyaçlarını karşılamasına, %14.5’i statüsüne uymasına, %6.2’si modaya uygunluğuna, %4.8’i geleneklere uygunluğuna, %3.4’ü dayanıklı olmasına, %3.4’ü zevkine uygun olmasına, %2.1’i ucuz olmasına dikkat etmektedir. Her iki üniversite de görev yapan öğretim üyeleri giyimlerinin en fazla dikkat ettikleri şeyin ihtiyaçlarını karşılaması olduğu görülmektedir.

4.2.4.2. Mobilya Tercihi

Miller (1987: 124)’in de işaret etti gibi özellikle yaşam tarzını belirleyen imgelerin eşyalara ve maddi nesnelere bağlandığı günümüz dünyasında eşyalar artık her zamankinden daha güçlü biçimde kimlik meselesinin kurgulandığı ve sağlamlaştırıldığı odak noktaları haline gelmiş bulunmaktadır. Bu nedenle tüketicinin bir eşyayı ve onun taşıdığı anlamı kullanış şekli tüketim alışkanlıklarının toplumsal dinamiklerinin araştırılmasında ve tüketici kimliklerinin ve toplumsal ilişkilerinin incelenmesinde çok önemli bir yere sahiptir.

Mobilyada dikkat edilen özellik sorusuna Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %71.2’si ihtiyaçlarını karşılamasına, %9.8’i dayanıklı olmasına, %6.8’i statüsüne uygunluğuna, %6.8’i zevkine uygunluğuna, %2.9’u modaya uygunluğuna, %1.5’i markalı olmasına, %1’i geleneklere uygunluğuna cevabını vermiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %68.3’ü ihtiyaçlarını karşılamasına, %16.6’sı dayanıklı olmasına, %4.1’i geleneklere uygunluğuna,

(14)

%3.4’ü modaya, %3.4’ü statüsüne uygun olmasına, %3.4’ü zevkine uygun olmasına dikkat etmektedir.

4.2.5. Kitle İletişim Araçlarını Kullanma

Kitle iletişimi, profesyonel iletişimcilerin geniş heterojen ve farklılaşmış izleyicileri çeşitli yollardan etkilemek için amaçlanan anlamları yaratmak üzere ileti oluşturmak, iletileri yaygın hızlı ve sürekli bir biçimde dağıtmak üzere mekanik kitle iletişim araçlarını kullanmayı içermektedir. Kitle iletişiminde kullanılan araçlara kitle iletişim araçları adı verilir. Kitle iletişim araçları denildiğinde, toplumdan topluma değişebilen yoğunluk ve düzlemde kullanılan gazete, dergi, kitap, gibi, basılı yayınlar, radyo ve televizyon gibi elektromanyetik olarak çalışan araçlar ile sinema plak ses ve görüntü bantları ses ve görüntü disketleri ve bir boyutuyla bilgisayar anlaşılmaktadır (Defleur and Dennis 1981, akt. Gürdal 2003: 1).

Bu başlık altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin düzenli gazete almaları, tercih ettikleri gazete, gazetede öncelikli olarak okudukları konular, düzenli televizyon izleme, tercih ettiği televizyon kanalı, televizyonda tercih ettiği program ve televizyonun yaşam tarzına etki ettiği konulara ait veriler analiz edilmiştir.

4.2.5.1. Düzenli Gazete Alma

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %66.3’ü, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %59.3’ü düzenli olarak gazete aldıklarını belirtmişlerdir.

4.2.5.2. Tercih Edilen Gazete

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %39.5’i Cumhuriyet Gazetesini, %37.1’i Hürriyet Gazetesini, %11.7’si Milliyet Gazetesini, %3.4’ü Radikal Gazetesini, %2.4’ü Sabah Gazetesini, %1’i Vatan Gazetesini, %0.5’i Posta, %0.5’i Birgün Gazetelerini tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %31’i Milliyet Gazetesini, %15.9’u Hürriyet Gazetesini, %9.7’si Sabah Gazetesini, %6.2’si Zaman Gazetesini, %4.8’i Cumhuriyet Gazetesini, %4.8’i

(15)

Üniversitesi öğretim üyelerinin %3.9’u, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %20.7’si siyasi nedenleri sebep göstererek tercih ettikleri gazete ile ilgili soruya cevap vermemiştir. Hacettepe Üniversitesi’nde Cumhuriyet gazetesini tercih edenlerin oranı (%39.5) Erciyes Üniversitesi’ne (%4.8) göre oldukça yüksektir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinde Zaman, Yeniçağ ve Yeni Şafak gazetelerini tercih edenler bulunurken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu gazeteleri tercih eden öğretim üyesi bulunmaması göze çarpmaktadır. Bu durum her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin farklı ideolojik eğilimlerinin olduğunu düşündürmektedir.

4.2.5.3. Gazetede Öncelikli Okunan Konu

Öğretim üyelerine gazetede öncelikli olarak okudukları konu sorulduğunda, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %94.6’sı haberleri, %4.4’ü köşe yazılarını, %0.5’i ekonomi haberlerini, %0.5’i gazetenin eklerini okudukları belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %92.4’ü haberleri, %7.6’sı köşe yazılarını okuduklarını belirtmişlerdir. Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin gazete okurken tercih ettikleri konularda benzerlik söz konusudur.

4.2.5.4. Düzenli Televizyon İzleme

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %53.2’si, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %44.8’i düzenli olarak televizyon izlediklerini belirtmişlerdir.

4.2.5.5. Televizyonda Tercih Edilen Kanal

Öğretim üyelerine izledikleri televizyon kanalları sorulduğunda, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %41’i ATV’yi, %16.6’sı CNN Türk’ü, %11.2’si NTV’yi, %9.3’ü Kanal D’yi, %9.3’ü Kanal Türk’ü, %4.4’ü CNBC-e’yi, %2.9’u TRT 1’i, %1’i Cine 5’i, %1’i Kanal 7’yi, %1’i National Geographic kanalını, %0.5’i Star TV’yi izlediklerini belirtmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %2’si tercih edilen gazete sorusunda olduğu gibi izlenilen televizyon kanalı sorusuna da siyasi nedenleri sebep göstererek cevap vermemiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %17.9’u ATV’yi, %17.9’u TRT 1’i, %15.9’u NTV’yi, %6.9’u CNN Türk’ü, %6.2’si Kanal Türk’ü, %4.1’i Kanal D’yi, %3.4’ü Kanal 7’yi, %2.1’i Samanyolu’nu, %1.4’ü CNBC-e’yi, %1.4’ü Haber Türk’ü,

(16)

%1.4’ü BBC’yi, %0.7’si Show TV’yi, %0.7’si Ulusal Kanal’ı, %0.7’si National Geographic kanalını izlediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %19.3’ü tercih edilen gazete sorusunda olduğu gibi izlenilen televizyon kanalı sorusuna da siyasi nedenleri sebep göstererek cevap vermemiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin bir devlet kanalı olan TRT’yi tercih etme oranı (%17.9), Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine (%2.9) göre oldukça yüksektir. Bu durum Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin daha geleneksel bir yapıda olduğunu göstermektedir.

4.2.5.6. Tercih Edilen Televizyon Programı

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %47.8’i televizyonda en çok açık oturum, %42.4’ü haberleri, %7.3’ü film, %1.5’i belgesel, %0.5’i spor, %0.5’i dizileri tercih etmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %58.6’sı televizyonda en çok açık oturum, %33.1’i haberler, %5.5’i film, %1.4’ü belgesel, %0.7’si magazin, %0.7’si dizileri tercih etmektedir.

4.2.6. Boş Zamanlar

Boş zaman faaliyeti kişinin mesleksel ve toplumsal ödevlerini yerine getirdikten sonra özgür iradesiyle girişebileceği dinlenme, eğlenme, bilgi veya becerilerini geliştirme, toplum yaşamına gönüllü olarak katılma gibi bir dizi uğraşlarını gerçekleştirdiği zamanlardır (Tezcan 1977: 4). Boş zamanlar başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin boş zamanlarını nasıl geçirdikleri, yaptıkları sporlar ve dinledikleri müzik türü analiz edilmiştir.

4.2.6.1. Boş Zamanları Değerlendirme Şekli

Öğretim üyelerine boş zamanlarını değerlendirme şekilleriyle ilgili çok seçenekli soru sorulduğunda, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %92.2’si boş zamanlarını alışveriş yaparak, %86.3’ü eş, dost, akraba ziyareti yaparak, %84.9’u seyahate çıkarak, %78’i internete girerek, %78’i sinemaya giderek, %75.1’i müzik dinleyerek, %62.4’ü tiyatroya giderek, %59’u pikniğe giderek, %51.7’si opera, bale, konser gibi etkinliklere giderek, %42.4’ü spor merkezine giderek, %18’i cafe, bar gibi yerlere giderek, %10.7’si futbol maçına giderek değerlendirdiklerini

(17)

%82.1’i internete girerek, %81.4’ü seyahate çıkarak, %62.4’ü sinemaya giderek, %60.7’si müzik dinleyerek, %51’i tiyatroya giderek, %16.6’sı opera, bale, konser gibi etkinliklere giderek, %35.2’si spor merkezine giderek, %25.5’i futbol maçına giderek, %11’i cafe, bar gibi yerlere giderek değerlendirdiklerini belirtmişlerdir. Hem Hacettepe hem de Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu boş zamanlarını alışveriş yaparak geçirdiklerini belirtmişlerdir. Alışveriş yapmanın bir boş zaman aktivitesi olarak görülmesi ne kadar yoğun bir tüketim kültürü içerisinde olduğumuzun bir göstergesidir.

4.2.6.2. Yapılan Sporlar

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine yaptığı sporlar sorulduğunda %26.3’ü yüzme, %25.4’ü fitness, %13.2’si futbol, %6.8’i tenis, %2.9’u basketbol, %2.4’ü masa tenisi, %1’i voleybol, %1’i yoga, %2’si dağcılık, %0.5’i uzak doğu savunma sporları, %0.5’i aletli dalış, %0.5’i güreş, %0.5’i kayak, %0.5’i doğa yürüyüşü, %0.5’i pilates ile ilgilendiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %16.1’i hiçbir spor dalı ile ilgilenmediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %33.8’i futbol, %23.4’ü yüzme, %12.4’ü fitness, %6.2’si tenis, %2.8’i basketbol, %2.8’i masa tenisi, %2.1’i voleybol, %2.1’i uzak doğu savunma sporları, %0.7’si yoga ile ilgilendiklerini belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %13.8’i hiçbir spor dalı ile ilgilenmemektedir. Hacettepe Üniversitesi’nde fitness yapan öğretim üyelerinin oranı, Erciyes Üniversitesi’ne göre daha fazladır. Erciyes Üniversitesinde ise futbol oynayan öğretim üyelerinin oranı, Hacettepe Üniversitesi’ne göre daha fazladır. Diğer spor türlerinde üniversiteye göre çok önemli farklılıklar yoktur.

4.2.6.3. Dinlenilen Müzik

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %25.9’u Türk halk müziğini, %23.9’u Türk sanat müziğini, %18.5’i klasik batı müziğini, %11.2’si pop müziği, %5.4’ü rock/metal müziği, %1.5’i jazz müziği, %1’i tasavvuf müziği, %0.5’i new age tarzı müziği tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %12.2’si müzik dinleme konusunda herhangi bir tercihlerinin olmadığını, her tür müziği dinlediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %51’i Türk halk müziğini, %31.7’si Türk sanat müziğini, %4.1’i klasik batı müziğini, %3.4’ü pop müziği, %2.1’i tasavvuf müziği, %1.4’ü rock/metal müziği, %0.7’si new age tarzı müziği tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim

(18)

üyelerinin %5.5’i müzik dinleme konusunda herhangi bir tercihlerinin olmadığını, her tür müziği dinlediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin yarısı (%51) Türk halk müziğini dinlerken, bu oran Hacettepe Üniversitesi’nde daha düşüktür (%25.9). Benzer bir fark Türk sanat müziğini tercih edenlerde de söz konusudur. Bunun yanı sıra klasik batı müziği, pop müzik, rock/metal müzik tercihinde Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin oranı daha Erciyes Üniversitesi’ne göre fazladır.

4.2.7. Ulaşım

Bu başlık altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin arabaya sahip olma durumlarına ait veriler analiz edilmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %87.3’ünün, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %91’inin arabası bulunmaktadır. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %70.7’sinin evinde bir adet araba, %15.1’inin iki adet araba, %1.5’inin üç adet araba bulunmaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %82.1’inin evinde bir adet araba, %9’unun iki adet araba bulunmaktadır. Erciyes Üniversitesi’nde evinde 3 araba olan öğretim üyesi bulunmamaktadır.

4.2.8. Tatil

Debor (1967: 92, akt. Nafizoğlu 2002: 17)’a göre, meta dolaşımının yan ürünü olan ve tüketim olarak kabul edilen insan dolaşımı yani turizm aslında boş zamanlardan başka bir şey değildir. Değişik yerlere yapılan ziyaretlerin iktisadi açıdan düzenlenişi bu yerlerin birbirine denk olduklarına dair bir güvenceyi kendi içinde taşımaktadır. Yolculuktan zamanı geri almış olan modernleşme aynı zamanda turizmin gerçekliğini de almıştır.

Tatil başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin tatillerini geçiriş şekilleri, tatil masraflarını finanse etme biçimleri ve dini bayramlarını geçiriş şekillerine ait verilerin betimsel analizleri verilmiştir.

4.2.8.1. Tatillerini Geçiriş Şekli

(19)

geçiriş şekillerinde her iki üniversite arasında önemli bir farklılık söz konusudur. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu tatilde sahil bölgelerine giderken, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinde bu oran daha düşüktür. Tatillerini yurtdışında geçiren öğretim üyeleri de Hacettepe Üniversitesi’nde Erciyes Üniversitesi’ne göre daha fazladır. Erciyes Üniversitesi’nde tatillerini akraba ziyareti yaparak geçiren öğretim üyelerini oranı, Hacettepe Üniversitesi’nden daha yüksektir.

4.2.8.2. Tatil Masraflarını Finanse Etme Biçimleri

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %32.2’si tatil masraflarını peşin, %24.4’ü kredi kartı ile peşin, %15.1’i kredi kartı ile taksit, %7.8’i tüketici kredisiyle finanse ettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %33.1 tatil masraflarını peşin, %20’si kredi kartı ile peşin, %10.3’ü kredi kartı ile taksit, %2.1’i tüketici kredisiyle finanse etmektedirler.

4.2.8.3. Dini Bayramlarını Geçiriş Şekli

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.8’i dini bayramlarını yaşadıkları şehirdeki eş, dost ve akraba ziyareti yaparak, %24.4’ü tatile çıkarak, %20’si kendisinin veya eşinin memleketine giderek, %8.8’i çalışarak geçirmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %58.6’sı dini bayramlarını yaşadığı şehirdeki eş, dost ve akraba ziyareti yaparak, %35.2’si kendinin veya eşinin memleketine giderek, %4.1’i tatile çıkarak, %2.1’i çalışarak geçirmektedir. Her iki üniversitede dini bayramlarını geçiriş şekillerindeki en önemli farklılık tatile çıkmada görülmektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin yaklaşık dörtte biri dini bayramlarda tatile çıktıklarını belirtirken, Erciyes Üniversitesi’nde bu oran oldukça düşüktür.

4.3. Tüketim

Tüketim maddelerinin kullanımı toplumun kültürü ile yakından ilgilidir (Erkal 2000: 144). Kültürel etkenler tüketim kalıplarımızı; giyim tarzımızdan, tükettiğimiz gıda tipine, satın aldığımız ev tipinden, hoşlandığımız seyahat türüne kadar bizi etkiler (Baloğlu 2000: 144).

(20)

4.3.1. Örneklemin Ekonomik Durumu

Örneklemin ekonomik durumu başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin aylık gelirleri, aylık harcamalarında ayırdıkları en büyük pay, tasarruf yapma durumu, sahip olunan eşyalar, ekonomik durumlarının bilimsel çalışmalarını etkileme durumu, kendilerini ait hissettikleri sosyal sınıfa ait verilerin betimsel analizleri verilmiştir.

4.3.1.1. Aylık Gelir

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %29.8’i 2.001-3.000 TL arası, %24.9’u 3.001-4.000 TL arası, %14.6’sı 1.000-2000 TL arası, %12.2’si 4.001-5.000 TL arası, %8.3’ü 5.001-6.000 TL arası, %5.4’ü 7.001 TL ve üzeri, %4.9’u 6.001-7.000 TL arası aylık gelir elde etmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %42.1’i 2.001-3.000 TL arası, %22.8’i 1.000-2000 TL arası, %21.4’ü 3.001-4.000 TL arası, %7.6’sı 4.001-5.000 TL arası, %3.4’ü 5.001-6.000 TL arası, %2.1’i 6.001-7.000 TL arası, %0.7’si 7.001 TL ve üzeri aylık gelir elde etmektedir.

4.3.1.2. Aylık Harcamalarda Ayrılan En Büyük Pay

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %47.3’ü aylık harcamalarında en büyük payı gıdaya, %13.7’si çocukların eğitimine, %11.7’si ulaşıma, %10.2’si konut kredi borcuna, %7.3’ü kiraya, %3.9’u haberleşmeye, %2.4’ü otomobil borcuna, %2’si mesleki gelişime, %1’i giyime, %0.5’i seyahate ayırdıklarını belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %35.2’si aylık harcamalarında en büyük payı gıdaya, %18.6’sı konut kredisi borcuna, %18.6’sı kiraya, %13.1’i çocukların eğitimine, %8.3’ü otomobil borcuna, %2.8’i ulaşıma, %1.4’ü haberleşmeye, %0.7’si giyime, %0.7’si mobilyaya, %0.7’si kozmetik ürünlere ayırdıklarını belirtmişlerdir. Gelir arttıkça genel olarak harcamalar artmakla beraber harcamaların yapısı da değişmektedir. Gıda maddelerine yapılan harcamaların gelir içindeki oranı azalmaktadır (Keynes 1951: 43, akt. Baloğlu 2000: 140). Bu çalışmada öğretim üyelerinin en fazla gıda harcamalarına pay ayırmaları gelirlerinin oldukça düşük olduğunu göstermektedir.

(21)

diğer yandan genel ekonomiyi, mal üretimini, gelir dağılımını ve tüketilen malları etkilemektedir. Gelirin kullanılması harcamalar için olduğu kadar tasarruf ve yatırım ile borçlar için kullanımını da kapsar. Dolayısıyla gelirin kullanımının bugün ve gelecek için planlanarak tüketim ve tasarruf arasında başarılı bir denge kurulması yaşama düzeyinin yükseltilmesi için elzemdir (Gross 1954, akt. Terzioğlu ve Aydıner 2007:91).

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %44.4’ü tasarruflarını vadeli veya vadesiz Türk Lirası, %9.8’i hazine bonosu veya repo, %5.4’ü vadeli veya vadesiz döviz hesabı, %5.4’ü gayri menkul, %2.4’ü hisse senedi, %0.5’i yaşlılık sigortası şeklinde değerlendirmektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %32.2’si hiç tasarruf yapamadıklarını belirtmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %31.7’si tasarruflarını vadeli veya vadesiz Türk Lirası, %15.2’si vadeli veya vadesiz döviz hesabı, %15.2’si gayri menkul, %2.1’i hisse senedi, %1.4’ü hazine bonosu, repo, %1.4’ü altın, %0.7’si dayanıklı tüketim malları şeklinde değerlendirdiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %32.4’ü hiç tasarruf yapamadıklarını belirtmiştir. Ailelerin yatırım tercihlerinde etkili olabilecek başlıca faktörler; yatırımın nakite kolay çevrilebilir olması, ana paranın ve kazancın güvende olması, kazancın oranı, vergi durumu ve yasal olmasıdır. Ailelerin başlıca yatırım araçları olarak altın, gayrimenkul, banka mevduat hesabı, hisse senedi, tahvil vb. sayılabilir (Wolf 1989, akt. Terzioğlu ve Aydıner 2007:93). Fakat bu çoğalma gelirdeki artış derecesinde olmaz. Yüksek gelir gruplarında gelir seviyesinin yükselmesi halinde böyle bir durum görülürken, düşük gelir gruplarında özellikle zorunlu tüketim gelirin tamamını kapladığı için gelirdeki herhangi bir artış hemen tüketime yönelmektedir (Keynes 1951; akt. Baloğlu 2000:140). Öğretim üyelerinin büyük bir bölümü de tasarruf yapamadıklarını ve aldıkları ücreti sadece temel tüketim maddelerine harcadıklarını belirtmişlerdir.

4.3.1.4. Sahip Olunan Eşyalar

Öğretim üyelerine evlerinde sahip oldukları eşyalarla ilgili çok seçenekli soru sorulmuştur. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %82.9’u evlerinde bilgisayar, %81.5’i internet, %77.6’sı çalışma odası, %73.7’si diz üstü bilgisayar, %22.9’u koşu bandı veya bisiklet, %20.5’i çamaşır kurutma makinesi, %16.1’i şömine, %15.1’i ev sinema sistemi, %14.1’i klima, %12.7’si uzaktan kumandalı

(22)

garaj, %12.2’si çöp öğütme cihazı, %9.8’i play station oyun konsolu, %8.8’i hobi odası bulunduğunu belirtmiştir.

Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %83.4’ü evlerinde bilgisayar, %60.7’si çalışma odası, %56.6’sı internet, %46.2’si diz üstü bilgisayar, %12.4’ü koşu bandı veya bisiklet, %9.7’si çamaşır kurutma makinesi, %5.5’i klima, %4.8’i ev sinema sistemi, %3.4’ü şömine, %2.8’i uzaktan kumandalı garaj, %2.1’i play station oyun konsolu, %0.7’si çöp öğütme cihazı, %0.7’si hobi odası bulunduğunu belirtmiştir.

4.3.1.5. Ekonomik Durumlarının Bilimsel Çalışmalarını Etkileme Durumu

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %70.3’ü, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %80.6 ‘sı ekonomik durumlarının bilimsel çalışmalarını aksattığını belirtmişlerdir.

4.3.1.6. Kendilerini Ait Hissettikleri Sosyal Sınıf

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %54.6’sı yaşam tarzına göre kendisini orta düzeyde, %36.6’sı orta düzeyin üstünde, %3.4’ü orta düzeyin altında, %3.4’ü ortalamanın çok üstünde, %2’si ortalamanın çok altında hissettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %53.1’i yaşam tarzına göre kendisini orta düzeyde, %36.6’sı orta düzeyin üstünde, %9.7’si orta düzeyin altında, %0.7’si ortalamanın çok üstünde hissettiklerini belirtmişlerdir.

4.3.2. Tüketici Davranışları

Genel olarak kültür yaşam tarzını etkileyeceğine göre tüketimi de etkileyeceği açıktır. Tylor’a göre düzeyi ne olursa olsun insan yaşamına ilişkin her şey kültüreldir. İnsanlar ait oldukları toplumun kültürünün çok az bir parçasını taşısalar dahi faaliyetlerinde bu kültürün izleri görülür. Kültür bu bakımdan tüketici davranışlarını ve bu davranışların toplum içinde yerleşmesi ve sürdürülmesinde önemli rol oynamaktadır. Tüketim ile kültür arasında çift taraflı bir ilişki söz konusudur (Baloğlu 2000: 143). Tüketim kültüründen etkilenen tüketicilerin satın alma davranışları ve tüketme alışkanlıkları toplumun yaşam tarzını oluşturmaktadır (Bilgin 1993, akt. Çiçek 2000: 16).

(23)

alışveriş merkezlerini tercih etme nedeni, internet üzerinden alışveriş yapma durumları, evleriyle ilgili değişiklik yapmak istediklerinde bilgi aldıkları yerlere ait verilerin betimsel analizleri verilmiştir.

4.3.2.1. Alışveriş Yaparken En Çok Etkilenilen Pazarlama Tekniği

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %40.5’i alışveriş yaparken eşyaların sergilenmesi, %33.2’si satış ortamı, %14.1’i toplumsal kullanım yoğunluğu, %4.4’ü kampanyalar, %2’si moda gösterilerinden etkilendiklerini belirtmişlerdir. %5.9’u ise alışveriş yaparken hiçbir pazarlama tekniğinden etkilenmediğini belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %37.2’si alışveriş yaparken eşyaların sergilenmesi, %35.9’u satış ortamı, %19.3’ü toplumsal kullanım yoğunluğu, %4.8’i kampanyalar, %0.7’si moda gösterilerinden etkilendiklerini, %2.1’i hiçbir pazarlama tekniğinden etkilenmediğini belirtmiştir. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesinde görev yapan öğretim üyeleri arasında alışveriş yaparken etkilendikleri pazarlama teknikleri bakımından önemli farklar olmadığı görülmektedir.

4.3.2.2. Büyük Alışveriş Merkezlerini Tercih Etme Nedenleri

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %76.1’i büyük alışveriş merkezlerini her türlü tüketim malı olduğu için, %7.8’i özgürce görme, seçme imkanı olduğu için, %4.9’u fiyatları standart olduğu için, %2.9’u daha rahat ve daha geniş bir ortamda alışveriş yapmak için, %0.5’i statüsüne uygun olduğu için, %0.5’i dolaşarak stres attıkları için tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %7.3’ü büyük alışveriş merkezlerini tercih etmediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %69.7’si büyük alışveriş merkezlerini her türlü tüketim malı olduğu için, %11’i özgürce seçme imkanı olduğu için, %10.3’ü fiyatları standart olduğu için, %6.2’si daha rahat ve geniş bir ortamda alışveriş yapmak için, %0.7’si dolaşarak stres attığı için tercih etmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %2.1’i büyük alışveriş merkezlerini tercih etmediklerini belirtmişlerdir. Hem Hacettepe hem de Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu alışverişlerinde büyük alışveriş merkezlerini tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Bauman (1998, akt. Odabaşı 1999:133) da toplumda bir yer edinme ve anlamlı denilebilecek bir yaşam için alışveriş merkezine günlük ziyaretlerin gerekli olduğunu söylemektedir. Ayrıca, tüketim sürecinin bireyin

(24)

sadece fiziksel ihtiyaçlarını değil, içinde yaşanılan sosyal, kültürel ve sembolik dünyadaki ihtiyaçlarını da tatmin edebildiğini belirtmektedir.

4.3.2.3. İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %28.3’ü, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %42.1’i interneti alışveriş amaçlı kullandıklarını belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %12.2’si internetten elektronik eşyalar, %12.2’si kitap, %2’si kozmetik ürünler, %1.5’i gıda maddeleri, %0.5’i bilet almaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %22.1’i internetten kitap, %17.9’u elektronik eşyalar, %0.7’si kozmetik ürünler, %0.7’si gıda maddeleri, %0.7’si bilet aldıklarını belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine göre internetten daha fazla alışveriş yapmaktadırlar ve interneti daha çok kitap ve elektronik eşya almada kullanmaktadırlar. Burada Ankara’da kitap ve elektronik eşya gibi ürünlerde çeşitliliğin daha fazla olması ve bu ürünlere daha rahat ulaşılabilmesinin etkili olduğu düşünülmektedir.

4.3.2.4. Evle İlgili Değişiklik Yapılmak İstendiğinde Bilgi Alınılan Yer

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %51.2’si evle ilgili değişiklik yapmak istediğinde dergi, televizyon ve internetten faydalandığını, %4.4’ü reklamlardan faydalandığını, %3.9’u alacağı eşyaları daha önce alıp kullananlardan bilgi aldığını, %2’si komşuların yaşam tarzlarından örnek aldığını, %1.5’i alışveriş yerlerini gezerek bilgi aldığını belirtmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %37.1’i evle ilgili herhangi bir değişiklik yapmak istediğinde hiçbir yerden bilgi almadığını, değişiklikleri kendi başına yaptığını belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.9’u evle ilgili değişiklik yapmak istediğinde dergi, televizyon ve internetten faydalandığını, %6.2’si komşuların hayat tarzlarından örnek aldığını, %4.8’i reklamlardan faydalandığını, %0.7’si alacağı eşyaları daha önce alıp kullananlardan bilgi aldığını, %0.7’si alışveriş yerlerini gezerek bilgi aldığını belirtmiştir. Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu evle ilgili değişiklik yapacaklarında dergi, televizyon ve internetten faydalandıklarını belirtmişlerdir. Dağtaş (2005) da tüketimin, dergilerde ve gazete

(25)

4.3.3. Reklam

Ritzer (2000: 57), medya ve reklamları tüketimi kolaylaştıran en önemli araçlar olarak görmektedir. Yeni tüketim araçları, aslında tüketimin neredeyse tüm özellikleri geleneksel medyanın yaşam suyu olan internette merkezi bir yer oluşturmaya başlayan reklamlar olmasa işlevini yerine getiremeyeceğini söylemektedir.

Reklam başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin reklamları izleyerek hangi ürünleri tercih ettikleri ile ilgili betimsel verilerin analizi verilmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %15.1’i televizyonda reklamları izleyerek temizlik maddesi, %12.2’si beyaz eşya, %4.4’ü elektrikli ev aletleri, %4.4’ü gıda maddeleri, %2.9’u kozmetik ürünler, %1.5’i otomobil, %0.5’i ev aldığını belirtmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %50.7’si reklamları izlemediğini, %8.3’ü ise televizyonda reklamları izlediğini ancak reklamlardan etkilenerek herhangi bir ürün almadığını belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %18.6’sı televizyonda reklamları izleyerek beyaz eşya, %13.1’i temizlik maddesi, %4.1’i elektrikli ev eşyaları, %2.8’i giyim eşyası, %2.8’i gıda maddeleri, %0.7’si otomobil, %0.7’si ev eşyası aldığını belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %50.3’ü reklamları izlemediğini, %6.9’u ise televizyonda reklamları izlediğini ancak reklamlardan etkilenerek herhangi bir ürün almadığını belirtmiştir. Bocock’un da belirttiği gibi tüketim arzularının reklamlar aracılığıyla dürtülenmesi, oluşturulması ve anlatıma kavuşturulması sonucu kendisine sunulan malları fark eden grupların sayısı giderek arttıkça kimlik ve yaşam hedefini tüketim aracılığıyla oluşturan kişilerin sayısı da artmaktadır (Bocock 1997: 115).

4.3.4. Moda

Moda başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin modaya uyma durumları hakkındaki betimsel veriler analiz edilmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %84.9’u modaya uymadığını sadece yakışanı tercih ettiğini, %9.8’i modaya uyduğunu, çünkü yeniliği temsil ettiğini, %3.4’ü modaya uyduğunu ancak sadece yakışanı tercih ettiğini, %1.5’i gelirinin yeterli olması durumunda modaya uyacağını, %0.5’i herkes modaya uyduğu için uyduğunu belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %91.7’si modaya uymadığını sadece yakışanı tercih ettiğini, %3.4’ü modaya uyduğunu, çünkü yeniliği temsil

(26)

ettiğini, %2.8’i gelirinin yeterli olması durumunda modaya uyacağını, %2.1’i herkes modaya uyduğu için uyduğunu belirtmiştir. Hem Hacettepe hem de Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu giyim konusunda modaya uymadıklarını sadece yakışanı tercih ettiklerini belirtmişlerdir.

4.3.5. Kredi Kartı

Bu başlığın altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin alışverişte kullandıkları ödeme şekilleri, kredi kartı kullanma nedenleri ve kredi kartı ile yaptığı harcamalara ait betimsel verilerin analizi incelenmiştir.

4.3.5.1. Alışverişte Kullanılan Ödeme Şekli

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %83.9’u alışveriş yaparken genellikle kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir. Alışverişlerinde genellikle nakit para kullanırım diyenlerin oranı %16.1’dir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %85.5’i alışveriş yaparken genellikle kredi kartı kullandıklarını, %14.5’i alışverişlerinde genellikle nakit para kullandıklarını belirtmişlerdir. Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu alışveriş yaparken genellikle kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir. Dryden ve Gordon (1997) çalışmalarında kredi kartı kullanmanın, daha ağır bedel ödemek pahasına anlık memnuniyet sunarak rahat etmek ve hayal kırıklığını önlemek gibi kısa vadeli haz almayı arttırdığını belirtmişlerdir.

4.3.5.2. Kredi Kartı Kullanma Nedeni

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.8’i nakit para ödemeksizin alışveriş yapmak için, %26.8’i para taşımamak için, %7.8’i ödemelerde kolaylık sağladığı için, %2’si bankanın teklifi nedeniyle, %0.5’i kurumun sağladığı özel hizmetlerden faydalanmak için alışverişlerinde kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %56.6’sı nakit para ödemeksizin alışveriş yapmak için, %20’si para taşımamak için, %8.3’ü ödemelerde kolaylık sağladığı için, %0.7’si bankanın teklifi nedeniyle alışverişlerinde kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir.

(27)

4.3.5.3. Kredi Kartı İle Yapılan Harcamalar

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.8’i kredi kartı ile daha çok akaryakıt, %13.7’si giysi, %2’si gıda, %1’i küçük ev eşyalarını aldıklarını belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %57.9’u kredi kartı ile daha çok akaryakıt, %8.3’ü giysi, %0.7’si gıda harcamalarını yaptıklarını belirtmişlerdir. 5. Sonuç

Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ve yaşam tarzı profilleri betimleyici bir şekilde ele alınmıştır. Aile bir yaşam tarzı olan kültürün ve ona ilişkin değerlerin yaratılması ve sürdürülmesi için çok önemli bir konuma sahiptir. Aile toplumsal hayatın devamlılığıyla ilgili cinsel ilişkilerin düzenlenmesi, çocukların doğum ve bakımı, karşılıklı sevgi ve güven gibi ekonomik ve sosyal nitelikli temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir araya gelmiş kişilerden oluşan en küçük toplumsal birimdir (Fichter 1996: 58). Bu çalışmada Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun evli olduğu belirlenmiştir. Erciyes Üniversitesi örnekleminin büyük bir kısmı resmi ve dini nikahı bir arada yaptırmışken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu oran oldukça düşük bulunmuştur. Her iki üniversitede de eşiyle akraba olma durumu oldukça düşüktür. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun çocuk sahibi olduğu belirlenmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin sahip oldukları çocuk sayısı Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine göre daha fazladır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak görme oranının, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine göre daha olduğu belirlenmiştir. Burada karşılıklı bağımlılık söz konusudur. Bağımlılık önce çocuğun anne babaya bağımlılığı, yaşlılıkta da anne babanın yetişkin evlatlarına bağımlılığı biçiminde kendisini göstermektedir. Kağıtçıbaşı çalışmasında da bu durumun olduğu ev ortamı çocuğun ailesel ve komünal değerlerle sosyalleşmesini sağladığını belirtmiştir (Kağıtçıbaşı 1999:143).

Barınma, beslenme ve giyinme gibi en temel ihtiyaçlardandır. Bir insanın yatıp, iş zamanı dışında kaldığı veya tüzel kişiliği olan bir kuruluşun bulunduğu ev, apartman olarak tarif edilen konut, esas olarak barınma ihtiyacını karşılayan ve bir takım bölümlerden oluşan mekândır. (Ergül 1999:19). Her iki üniversitede de

(28)

oturulan evin türü, mülkiyeti ve büyüklüğü açısından fark bulunmamıştır. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri 100-150 m2’lik apartman dairesinde oturduklarını, mülkiyetlerinin kendilerine ait olduğunu belirtmişlerdir. İnsanların besin seçim ve tüketim kalıpları fizyolojik olmak yanında sosyal ve psikolojik arzuların doyumuna; gelenek, görenek alışkanlıklarına, eğitimlerine ve ekonomik olanaklarına da bağımlıdır (Hertog 1973, akt. Özdemir 1999:1). Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinde geleneksel yiyecekleri memleketten getiren ve kendisi yapanların oranının, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerine göre daha düşük oluğu belirlenmiştir. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim üyeleri çoğunlukla evde taze sebze ve meyve yediklerini belirtmişlerdir.

Benliğin kimliğin ve bireyselliğin dış dünyada anlatılması en çok kılık kıyafet aracılığı ile yapılmaktadır. Böyle olunca giyim önemli bir toplumsal statü göstergesi, kendini ifade etmenin ve vücudu sergilemenin temel bir aracı olarak belirmektedir. Giysi ayrılmaz bir şekilde özneleşme ilkesi bir yaşam tarzıdır (Bayart 1999:190). Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim üyeleri giysi alırken modayı takip etme yerine, alacakları kıyafetin ihtiyaçlarını karşılama durumunu göze önünde bulunduklarını belirtmişleridir. Öğretim üyelerinin mobilya tercihlerinde de aynı durum söz konusu olduğu belirlenmiştir.

Kitle iletişim araçları denildiğinde, toplumdan topluma değişebilen yoğunluk ve düzlemde kullanılan gazete, dergi, kitap, gibi, basılı yayınlar, radyo ve televizyon gibi elektromanyetik olarak çalışan araçlar ile sinema plak ses ve görüntü bantları ses ve görüntü disketleri ve bir boyutuyla bilgisayar anlaşılmaktadır (Defleur and Dennis 1981, akt. Gürdal 2003:1). Her iki üniversite öğretim üyeleri de düzenli olarak gazete aldıklarını ve gazetede öncelikle haber konularını okuduklarını belirtmişlerdir. Her iki üniversite öğretim üyeleri de düzenli olarak televizyon izlediklerini ve öncelikle açık oturum izlediklerini belirtmişlerdir.

Boş zaman faaliyeti kişinin mesleksel ve toplumsal ödevlerini yerine getirdikten sonra özgür iradesiyle girişebileceği dinlenme, eğlenme, bilgi veya becerilerini geliştirme, toplum yaşamına gönüllü olarak katılma gibi bir dizi uğraşlarını gerçekleştirdiği zamanlardır (Tezcan 1977:4). Her iki üniversite öğretim üyeleri de

(29)

Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinde arabaya sahip olma oranı oldukça yüksekken, birden fazla araba sahibi olanlar Hacettepe Üniversitesi’nde daha fazladır.

Debor’a göre, meta dolaşımının yan ürünü olan ve tüketim olarak kabul edilen insan dolaşımı yani turizm aslında boş zamanlardan başka bir şey değildir. Değişik yerlere yapılan ziyaretlerin iktisadi açıdan düzenlenişi bu yerlerin birbirine denk olduklarına dair bir güvenceyi kendi içinde taşımaktadır. Yolculuktan zamanı geri almış olan modernleşme aynı zamanda turizmin gerçekliğini de almıştır (Debord 1967:92, akt. Nafizoğlu 2002:17). Her iki üniversitede de tatillerinde sahil bölgelerine giden öğretim üyelerinin oranının diğerlerine göre daha fazla olduğu belirlenmiştir. Her iki üniversite öğretim üyeleri de dini bayramlarını bulundukları şehirde eş dost akraba ziyareti ile geçirdiklerini belirmişlerdir.

Tüketim maddelerinin kullanımı toplumun kültürü ile yakından ilgilidir (Erkal 2000:144). Tüketim eskisi gibi temel ihtiyaç giderme eylemi olmanın yanı sıra bir eğlence ve dinlence tarzı haline gelmiştir. Aynı zamanda tüketim, sosyal sınıfların kendilerini bir ifade etme biçimi olarak da ele alınmaktadır. Dolayısıyla modern toplumlardaki tüketim konusunda geleneksel toplumlarda gerçekleşen daha çok mal ve hizmetlerin tüketiminden farklı olarak değerlerin de bir anlamda tüketimi söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda tüketim bireylerin yaşam tarzını biçimlendirmektedir. Hem Hacettepe Üniversitesi hem de Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri, aylık harcamalarında en büyük payı gıdaya ayırdıklarını belirtmişlerdir. Her iki üniversite öğretim üyeleri de tasarruflarını vadeli-vadesiz Türk Lirası olarak değerlendirdiklerini belirtmişleridir. Her iki üniversite öğretim üyelerinin yaklaşık yarısı yaşam tarzlarına göre kendilerini orta düzeyde hissettiklerini belirtmişlerdir. Tüketim kültüründen etkilenen tüketicilerin satın alma davranışları ve tüketme alışkanlıkları toplumun yaşam tarzını oluşturmaktadır (Bilgin 1993, akt. Çiçek 2000:16). Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri alışveriş yaparken daha çok eşyaların sergilenmesinden etkilendiklerin belirtmişlerdir. Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyeleri her türlü tüketim malı olması nedeniyle büyük alışveriş merkezlerini tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin yaklaşık yarısı evleriyle ilgili değişiklik yapmak istediklerinde dergi, televizyon ve internetten faydalandıklarını belirtmişlerdir. Her iki üniversite öğretim üyeleri televizyon reklamlarından

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğrenme Güçlüğü Bilgi Düzey Ölçeğinden Aldıkları Toplam Puanlarının Ders Planlarım Öğrenme Güçlüğüne Sahip Öğrenciler İçin Yeterlidir Değişkenine

Fitoplazma hastalıklarının esas olarak floemde beslenen ve özellikle Deltocephaline altfamilyasına bağlı cicadellidler tarafından taşındığının bilinmesi nedeni

Bu doğrultuda, Sivas Atıksu Arıtma Tesisinden elde edilen arıtma çamurunun farklı dozlarda (%0, %1, %2, %3, %4, %5 ve kimyasal gübreleme) kullanılmasının domates

Tarımsal sulamanın artmasına paralel olarak, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ve Şanlıurfa ilinde ekim alanı giderek artan mısır tarlalarında sorun olan yabancı otlar

Tüzel (2009) tarafından araştırma görevlileri üzerine yapılan araştırmada psikolojik yıldırmaya maruz kalma oranının bizim çalışmamızda olduğu gibi ( X =1,75) puan ile

Ni-Ti altlıkların kullanıldığı N grubu numunelerde bir diğer dubleks kaplama olan HA-Ag kaplamalarda da sadece HA kaplanmış numunelere göre daha yüksek

TKY‟nin uygulanması sonucu elde edilen faydalara katılım derecesi ile kalite kontrol arasındaki ilişkiyi araştıran ki-kare analizi sonuçları Çizelge

In the light of all of the evidence, in crisis period where there is a decrease in risk appetite, financial investors perceive service sector stocks more