• Sonuç bulunamadı

ANKARA İLİ BEYPAZARI İLÇESİ GELENEKSEL HAMAM KÜLTÜRÜNDE KULLANILAN İŞLEMELİ ÜRÜNLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ANKARA İLİ BEYPAZARI İLÇESİ GELENEKSEL HAMAM KÜLTÜRÜNDE KULLANILAN İŞLEMELİ ÜRÜNLER"

Copied!
284
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

NAKIŞ EĞİTİMİ BİLİM DALI

ANKARA İLİ BEYPAZARI İLÇESİ GELENEKSEL HAMAM KÜLTÜRÜNDE KULLANILAN İŞLEMELİ ÜRÜNLER

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Neriman ÇAVUŞ

Danışmanı: Y. Doç.Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI

ANKARA Aralık, 2009

(2)

i

Neriman Çavuş’un “Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe

Kullanılan İşlemeli Ürünler ” başlıklı tezi 25/12/2009 tarihinde, jürimiz tarafından El Sanatları Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza Üye (Tez Danışmanı) : Y. Doç. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI ...

Üye : Prof. Fatma ÖZCAN ... Üye : Doç. Aysen SOYSALDI ...

Onay:

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

…./…../ 2010

Prof. Dr. Nezahat GÜÇLÜ Gazi Üniversitesi

(3)

ii

Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, El Sanatları Eğitimi Ana Bilim Dalı, Nakış Eğitimi Programında yüksek lisans tez çalışması olarak hazırladığım bu araştırmada; Ankara İli Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünler incelenmiştir.

İlçede daha önce bu konuda araştırmanın yapılmamış olması araştırmanın önemini arttırmaktadır ve bu alanda yapılacak araştırmalara katkı sağlayacağına inanılmaktadır.

Araştırma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; araştırma problemi, amacı ve önemi açıklanmıştır. Varsayımlar ve sınırlılıklar belirlenip araştırma ile ilgili tanımlara yer verilmiştir. İkinci bölümde Ankara ve Beypazarı ilçesinin tarihi gelişimi, ilçenin kültürel yapısı, kültür, hamam kültürü, Beypazarı yöresi hamam kültürü ve hamamda kullanılan malzemeler, sanat, el sanatları, işleme, işlemenin tarihçesi, Türklerde işlemenin tarihçesi, Beypazarı yöresi hamam kültüründe kullanılan ürünlerin işleme teknikleri ile ilgili araştırmalar yer almaktadır.

Araştırmanın üçüncü bölümünde araştırma yöntemine değinilmiştir. Dördüncü bölümde bulgular ve yorumlar ana başlığı altında yörenin geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerin çeşitleri, boyutları, gereçleri, teknikleri, renk, motif ve kompozisyon özellikleri ile bugünkü durumları belirtilmiştir. Beşinci bölümde ise araştırmadan elde edilen sonuçlar ve öneriler yer almıştır.

Çalışmalarımda bana yol gösteren ve destek veren tez danışmanım, Sayın Y. Doç. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI ’ya sonsuz teşekkür ederim.

Katkıda bulunan kaynak kişilere, maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen anneme, ablama ve kardeşime teşekkür ederim.

2009 Neriman ÇAVUŞ

(4)

iii

ANKARA İLİ BEYPAZARI İLÇESİ GELENEKSEL HAMAM KÜLTÜRÜNDE KULLANILAN İŞLEMELİ ÜRÜNLER

ÇAVUŞ, Neriman Nakış Eğitimi Bilim Dalı Yüksek Lisans

Tez Danışmanı: Y. Doç. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI Aralık–2009, 268 Sayfa

Bu çalışmada, Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünler incelenmiştir. Araştırmayla bu alanda yapılacak eğitim öğretim çalışmalarına katkıda bulunmak amaçlanmıştır.

Araştırma materyalini Ankara ili Beypazarı ilçesinde bulunan ve geleneksel hamam kültüründe kullanılan 58 adet işlemeli ürün oluşturmaktadır. Çalışma tarama modeline dayalı betimsel bir araştırmadır.

Araştırma kapsamında literatür taraması yapılarak; Beypazarı ilçesinin tarihi gelişimi, ilçenin kültürel yapısı, kültür, hamam kültürü, Beypazarı yöresi hamam kültürü ve hamamda kullanılan malzemeler, sanat, el sanatları, işleme, işlemenin tarihçesi ve Türklerde işlemenin tarihçesi incelenmiş Beypazarı yöresi hamam kültüründe kullanılan ürünler tespit edilmiş ve işleme teknikleri araştırılmıştır.

Hazırlanan bilgi formları doğrultusunda tespit edilen ürünlerin özellikleri incelenerek belirlenmiştir. İnceleme sonucu elde edilen verilere göre; Beypazarı hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerin çeşit, boyut, kullanılan gereç, teknik, renk, motif ve kompozisyon özellikleri ile bugünkü durumları tespit edilmiştir.

Araştırmanın sonuç bölümünde bilgi formlarının değerlendirilmesi yapılmıştır. İlgili bulgular doğrultusunda elde edilen sonuçlar ve sonuçlara bağlı olarak öneriler sunulmuştur.

(5)

iv

THE PRODUCTS WITH EMBROIDERY USED IN THE TRADITIONAL TURKISH BATH CULTURE IN BEYPAZARI DISTRICT OF ANKARA

ÇAVUŞ, Neriman

Embroidery Education Branch of Science Master Program

Thesis Advisors: Asst. Prof. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI December – 2009, 268 Page

İn this study, the products with embroidery used in the traditional Turkish bath in Beypazarı district of Ankara were examined. It was intended to contribute to the education and training in this field with this this research.

Research material has contained 58 products with embroidery used in the traditional Turkish bath in Beypazarı. This study is a descriptive model based on survey method.

The population of the study, The historical development of Beypazarı, culturel structure of disrict, the culture, Turkish bath culture, Turkish bath culture of Beypazarı and materials used in the Turkish bath, the art, handcraft, embroidery, the history of Turkish embroidery by bibliograpy research and the products used in Turkish bath culture of Beypazarı were determined.

The features of the products determined were identified by reviewing according to prepared data forms. Depending on the results obtained by the finding concerning the reviews; the type, the dimension, the tools used, the technique, the color, motif and the features of composition in Turkish bath culture of Beypazarı and situation of today were determined.

At the and of the research, the evalution of data forms were made. In addition, some recommendations were put forward depending on the results obtained upon the concerning findings .

(6)

vi

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI………....……..i

ÖNSÖZ………...ii ÖZET………...iii ABSTRACT………...……...….iv İÇİNDEKİLER………..………...….vi TABLOLAR LİSTESİ………...…………...ix FOTOĞRAFLAR LİSTESİ………..………...x ÇİZİMLER LİSTESİ………..………..…...xiii KISALTMALAR LİSTESİ………..………...xv 1. GİRİŞ………...………...1 1.1. Problem………....………...……...1 1.2. Amaç………....………...3 1.3. Önem………...……….…...…...…4 1.4. Varsayımlar………...5 1.5. Sınırlılıklar ………...………...5 1.6. Tanımlar………...……...5 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR…….…...…...…...7

2.1. Yöre İle İlgili Bilgiler………..………...7

2.1.1. Ankara’nın Tarihi Gelişimi, Coğrafi Konumu ve Sosyo Kültürel Yapısı...7

2.1.2. Beypazarı’nın Tarihi Gelişimi………....…8

2.1.3. Beypazarı’nın Coğrafi Konumu, Ekonomik Durumu ve Nüfusu……...9

2.1.4. Beypazarı’nın Kültürel Yapısı………..11

2.1.4.1. Giyim Kültürü...12

2.1.4.2. Evlenme ve Düğün Kültürü...14

2.2. Konu İle İlgili Bilgiler……….…...15

2.2.1. Kültür………....……...15

2.2.1.1. Hamam Kültürü………...16

2.2.1.1.1. Beypazarı Yöresi Hamam Kültürü………...19

2.2.1.1.2. Beypazarı Yöresi Hamam Kültüründe Kullanılan Malzemeler…...22

a. Hamam Bohçası………..….22

b. Başörtüsü………...22

(7)

vii

e. Kına Tası Bohçası……….…...23

f. Peşkir……….…...23 g. Hamam Havlusu………..23 h. Nalın………24 ı. Hamam Tası………...24 i. Peştamal (Futa)……….25 j. Killik (Kildan)………..25 k. Kil………26 l. Kına………..26 2.2.2. Sanat ………....26 2.2.3. El Sanatları………...27 2.2.4. İşleme ………..29 2.2.4.1. İşlemenin Tarihçesi……….30

2.2.4.1.1. Türklerde İşlemenin Tarihçesi………..32

a. Hunlarda İşleme Sanatı………33

b. Göktürklerde İşleme Sanatı………..37

c. Uygurlarda İşleme Sanatı……….38

ç. Anadolu Selçuklularında İşleme Sanatı………38

d. Beylikler Döneminde İşleme Sanatı……….39

e. Osmanlılar Döneminde İşleme Sanatı………..39

g. Cumhuriyet Döneminde İşleme Sanatı……….42

2.2.5. Beypazarı Yöresi Hamam Kültüründe Kullanılan Ürünlerin İşleme Teknikleri……….….44

2.2.5.1. Türk İşi ve Hesap İşi ……….…44

2.2.5.2. Tel Kırma ………..46

2.2.5.3. Tel Sarma………...46

2.2.5.4. Dival İşi (Maraş İşi)………...47

2.3. İlgili Araştırmalar……….…..48

3. YÖNTEM………...50

3.1. Araştırmanın Modeli………..…50

(8)

viii

4. BULGULAR VE YORUM………... 52

4.1. Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin Çeşitleri………... 52

4.2. Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin Boyutları………...….. 53

4.3. Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin Gereçleri……….……..…... 57

4.4. Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin Teknik Özellikleri………..…..………....61

4.5. Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin Renk Özellikleri………...….…...……..…65

4.6. Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin Motif Özellikleri……….………...……... 68

4.7. Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin Kompozisyon Özellikleri……….70

4.8. Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin Bugünkü Durumları……….….73

5. SONUÇ VE ÖNERİLER………...75 5.1. Sonuç………...75 5.2. Öneriler………....…..79 KAYNAKÇA………..81 EKLER EK.1. BİLGİ FORMLARI………..…..85

EK.2. BİLGİ FORMU ÖRNEĞİ……….…... 259

(9)

ix

Sayfa Tablo 1. Ankara ili Beypazarı ilçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan Ürün

Çeşitlerinin Dağılımı………..……52 Tablo 2.a Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

İşlemeli Havlu Boyutlarının Dağılımı...53 Tablo 2.b Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

İşlemeli Başörtüsü Boyutlarının Dağılımı...54 Tablo 2.c Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

İşlemeli Peşkir Boyutlarının Dağılımı...55 Tablo 2.ç Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Kına Tası Bohçası Boyutlarının Dağılımı...55 Tablo 2.d Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

İşlemeli Çevre Boyutlarının Dağılımı...56 Tablo 2.e Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Çevre Hırka Boyutlarının Dağılımı...56 Tablo 2.f Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

İşlemeli Bohça Boyutlarının Dağılımı...57 Tablo 2.g Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

İşlemeli Mendil Boyutlarının Dağılımı...57 Tablo 3.a Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin Zemininde Kullanılan Gereçlerin Dağılımı...58 Tablo 3.b Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan İşlemeli Ürünlerin İşlemelerinde Kullanılan Gereçlerin Dağılımı...59 Tablo 3.c Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

İşlemeli Ürünlerin Kenar Süslemesinde Kullanılan Gereçlerin Dağılımı...60 Tablo 4.a Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

İşlemeli Ürünlerin İşlemelerinde Kullanılan Teknik Özelliklerinin Dağılımı....62 Tablo 4.b Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

İşlemeli Ürünlerin Kenar Süslemelerinde Kullanılan Teknik Özelliklerinin Dağılımı...64

(10)

x

Tablo 6. Ankara ili Beypazarı ilçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan Ürünlerin Motif Özelliklerinin Dağılımı……….…..….69 Tablo 7. Ankara ili Beypazarı ilçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

Ürünlerin Kompozisyon Özelliklerinin Dağılımı………..…72 Tablo 8. Ankara ili Beypazarı ilçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan

(11)

x

Sayfa

Fotoğraf No: 1- Beypazarı Haritası………. 10

Fotoğraf No: 2- Gömme Dolap Şeklindeki Banyolar……….…… 22

Fotoğraf No: 3- Hamam Havlusunun Kullanımı……….…... 23

Fotoğraf No: 4- Ahşap Nalın……….… 24

Fotoğraf No: 5- Altın İşlemeli Nalın……….…. 25

Fotoğraf No: 6- Hamam Tası………...…..25

Fotoğraf No: 7- İpek Peştamal (Futa)’ın Kullanımı………...25

Fotoğraf No: 8- Bakır Kildan………....…..26

Fotoğraf No: 9- Gümüş Kildan………...26

Fotoğraf No: 10- Kaplanın Bir Sığına Saldırma Sahnesi………....…34

Fotoğraf No: 11- Kartal Grifon ‘un Sığın ile Mücadelesi………...34

Fotoğraf No: 12- Hayvan Mücadele Sahnesi İşlenmiş Bir Örtü………...…..35

Fotoğraf No: 13- Hun Döneminden Kalan Bir Örtü………...36

Fotoğraf No: 14- Kartal Grifon’un Bir Dağ Keçisine Saldırışı……….…..36

Fotoğraf No: 15- Baş havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)……….85

Fotoğraf No: 16- Baş havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)…….…88

Fotoğraf No: 17- Omuz havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)….…91 Fotoğraf No: 18- Vücut havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)….…94 Fotoğraf No: 19- Baş havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)…….…97

Fotoğraf No: 20- Baş havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)…...…100

Fotoğraf No: 21- Baş havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)…...103

Fotoğraf No: 22- Baş havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)……...106

Fotoğraf No: 23- Omuz havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)…...109

Fotoğraf No: 24- Vücut havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)…...112

Fotoğraf No: 25- Baş havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)……...115

Fotoğraf No: 26- Vücut havlusunun genel görünümü (a), detay görünümü (b)…...118

Fotoğraf No: 27- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..121

Fotoğraf No: 28- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)…….….124

Fotoğraf No: 29- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..127

(12)

xi

Fotoğraf No: 33- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..139

Fotoğraf No: 34- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..142

Fotoğraf No: 35- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..145

Fotoğraf No: 36- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..148

Fotoğraf No: 37- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..151

Fotoğraf No: 38- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..154

Fotoğraf No: 39- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..157

Fotoğraf No: 40- Başörtüsünün genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..160

Fotoğraf No: 41- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………...163

Fotoğraf No: 42- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………...166

Fotoğraf No: 43- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………...169

Fotoğraf No: 44- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………...172

Fotoğraf No: 45- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b), detay görünümü (c)………...175

Fotoğraf No: 46- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………...178

Fotoğraf No: 47- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………...181

Fotoğraf No: 48- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………...184

Fotoğraf No: 49- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b) ………..187

Fotoğraf No: 50- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………...190

Fotoğraf No: 51- Peşkirin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………...193

Fotoğraf No: 52- Kına tası bohçasının genel görünümü (a), detay görünümü (b)…196 Fotoğraf No: 53- Çevrenin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..199

Fotoğraf No: 54- Çevrenin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..202

Fotoğraf No: 55- Çevrenin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..205

Fotoğraf No: 56- Çevrenin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..208

Fotoğraf No: 57- Çevrenin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..211

Fotoğraf No: 58- Çevrenin genel görünümü (a), detay görünümü (b)……….…….214

Fotoğraf No: 59- Çevrenin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….….217

Fotoğraf No: 60- Çevrenin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….….220

Fotoğraf No: 61- Çevrenin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….….223

Fotoğraf No: 62- Çevre hırkanın genel görünümü (a), detay görünümü (b)………226 Fotoğraf No: 63- Çevre hırkanın genel görünümü (a), detay görünümü (b)

(13)

xii

Fotoğraf No: 65- Bohçanın genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….…235 Fotoğraf No: 66- Bohçanın genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….…238 Fotoğraf No: 67- Bohçanın genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….…241 Fotoğraf No: 68- Bohçanın genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….…244 Fotoğraf No: 69- Mendilin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….….247 Fotoğraf No: 70- Mendilin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….….250 Fotoğraf No: 71- Mendilin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………..253 Fotoğraf No: 72- Mendilin genel görünümü (a), detay görünümü (b)………….….256

(14)

xiii

Sayfa

1 No’ lu Baş Havlusunun Çizimi ...………..…..81

2 No’ lu Baş Havlusunun Çizimi..………..….90

3 No ‘lu Omuz Havlusunun Çizimi...………..…….93

4 No ‘lu Vücut Havlusunun Çizimi..………..…….96

5 No ‘ lu Baş Havlusunun Çizimi.………..…….99

6 No ‘lu Baş Havlusunun Çizimi ....………..…102

7 No ‘lu Baş Havlusunun Çizim………....105

8 No ‘lu Baş Havlusunun Çizimi...……….…108

9 No ‘lu Omuz Havlusunun Çizimi..……….…111

10 No ‘ lu vücut Havlusunun Çizimi..……….…..114

11 No ‘lu Baş Havlusunun Çizimi...……….…..117

12 No ‘ lu Vücut Havlusunun Çizimi……….…...120

13 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi………..…..123 14 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi...……….…..126 15 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi.……….…..129 16 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi.………...132 17 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi.……….……..135 18 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi.……….…..138 19 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi...……….…..141 20 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi……….…...144 21 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi.……….…..147 22 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi….………...150 23 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi.………...153 24 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi………....156 25 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi………....159 26 No ‘ lu Başörtüsünün Çizimi..………...162 27 No ‘ lu Peşkirin Çizimi……….…165 28 No ‘ lu Peşkirin Çizimi………...168 29 No ‘ lu Peşkirin Çizimi……….…171 30 No ‘ lu Peşkirin Çizimi……….…174

(15)

xiv 33 No ‘ lu Peşkirin Çizimi...……….….183 34 No ‘ lu Peşkirin Çizimi………...……….….186 35 No ‘ lu Peşkirin Çizim....……….….189 36 No ‘ lu Peşkirin Çizimi...……….….192 37 No ‘ lu Peşkirin Çizimi...……….….195

38 No ‘lu Kına Tası Bohçasının Çizimi..……….….198

39 No ‘ lu Çevrenin Çizimi...……….….201 40 No ‘ lu Çevrenin Çizimi.……….….204 41 No ‘ lu Çevrenin Çizimi.……….….207 42 No ‘ lu Çevrenin Çizimi.……….….210 43 No ‘ lu Çevrenin Çizimi ………...213 44 No ‘ lu Çevrenin Çizimi ……….…….216 45 No ‘ lu Çevrenin Çizimi..……….….219 46 No ‘ lu Çevrenin Çizimi ………..222 47 No ‘ lu Çevrenin Çizimi.………..225

48 No ‘lu Çevre Hırkanın Çizimi...………...228

49 No ‘lu Çevre Hırkanın Çizimi....………..231

50 No ‘lu Çevre Hırkanın Çizimi....………..234

51 No ‘lu Bohçanın Çizimi ...………...237

52 No ‘lu Bohçanın Çizimi...………240

53 No ‘lu Bohçanın Çizimi ..………243

54 No ‘lu Bohçanın Çizimi...………246

55 No ‘lu Mendilin Çizimi .………....249

56 No ‘lu Mendilin Çizimi ...………..252

57 No ‘lu Mendilin Çizimi ...………..255

(16)

xv A.Ş. Anonim Şirketi

A.Ü. Ankara Üniversitesi b.l.d. Belediye

b.y.y. Basım Yeri Yok c. Cilt cm Santimetre Çev. Çeviren Doç. Doçent Dr. Doktor G.Ü. Gazi Üniversitesi

G.Ü. M.E. F. Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi km. Kilometre

m. Metre M.E. Milli Eğitim

MEB. Milli Eğitim Bakanlığı M.Ö. Milattan Önce

M.S. Milattan Sonra s. Sayfa

S. Sayı

TBMM. Türkiye Büyük Millet Meclisi TC. Türkiye Cumhuriyeti tr. Türk TTK. Türk Tarih Kurumu vb. Ve Benzeri vs. Vesaire Y. Yardımcı

Y.L.T. Yüksek Lisans Tezi yy. Yüzyıl

(17)

1.GİRİŞ

Bu bölümde, araştırmanın problemi, amacı, önemi, varsayımları, sınırlılıklar ve tanımlar yer almaktadır.

1.1 Problem

Türk hamamı bir nevi güzellik enstitüsü sayılabilir. Çünkü eski çağın Türk kadını saçının boyasını, cildinin bakımını, gözünün rastığını hep hamamda yapmaktaydı. Ayrıca hamam, Türk sosyal yapısında çok geniş bir yer almaktadır. Türk hamam kültürü, gelenekleri, ilginç özellikleri ve bugüne aktarılan renkleriyle bir bütündür.

Hamam dilden edebiyata ve gündelik hayata kadar Osmanlı kültüründe ağırlıklı bir yer tutar. Kadınlar ve erkekler yıkanmak için hamama gider. Kadınların sosyalliği açısından önemlidir. Perşembe akşamları hamama gitmek, bayramlardan önce arife gecesi hamamların sabaha kadar açık olması gibi gelenekler vardır. Loğusa hamamı, gelin hamamı, damat hamamı, kırk hamamı gibi adetler geleneksel Türk kültüründe yer alan önemli ritüellerdir (Yılmazkaya,2002,s.9).

Beypazarı’nda da tarihi hamamlar mevcuttur, Selçukluların güzel eserlerinden olan hamamlar bulunmaktadır (Şener,1997,s.29).

Temizliğin yanı sıra doğum, evlilik, sünnet gibi birçok sosyal olaya sahne olması açısından önemli bir zenginliğe sahip Türk hamamları, köklü bir kültürü yansıtır. Anadolu’nun bazı yörelerinde hamamlar, sosyal yaşantıdaki bu işlevlerini hala sürdürmektedir (Önder,2007,s.15).

Evlenmeye namzet genç kızlar önce hamamda yıkanırken, oğlanın ailesi tarafından görülüp beğenilir, sonra ailelerin rızası alınarak evlenme olayı başlardı. Halen devam eden gelin hamamı ise geleneklerimizin bir başka türüdür. Düğünden önce her genç kızın ve oğlanın hamamda yıkanması şarttır. Bu bir seremoni ile yapılır, eğlenceler düzenlenir, şarkılar maniler söylenir, gençler evliliğe hazırlanır. Ayrıca Türk

(18)

folklorunda da hamam kültürüne yer verilmektedir. Pek çok türküde, atasözünde, manide, şiirde hamam ve geleneğinden söz edilmektedir.

İlçede geleneksel hamam kültürüne büyük önem verildiği ve çeşitli işlemeli ürünlerin de hamam kültüründe yer aldığı bilinmektedir. Günümüzde ise bu kültür diğer geleneklerimiz gibi yok olmaya yüz tutmuştur.

Günümüze ulaşan ve duygu, düşünce, becerilerimizi sergilediğimiz en önemli unsurlardan biri de el sanatlarıdır. Toplumun kendi kültür özelliklerini yaşam biçimlerini Anadolu insanımız ne güzel motiflere yansıtmıştır. Buda el sanatlarımızın zenginleşmesine yol açmıştır. El sanatları toplumun ekonomik düzeyini, inançlarını, örf ve adetlerini, yaşadığı coğrafyayı, iklimi, teknoloji düzeyini belirtmesi açısından önemlidir.

Araştırma Ankara’nın Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerin tespiti için yapılmıştır.

Bu araştırmada Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerden, havlu, başörtüsü, peşkir, kına tası bohçası, çevre, çevre hırka, bohça ve mendilin ne amaçla kullanıldığı, nasıl ve nerede kullanıldığı, işlemeli ürünlerin; çeşit, boyut, kullanılan gereç, teknik, renk, motif ve kompozisyon özellikleri ile bugünkü durumları araştırılmıştır.

Yapılan inceleme sonucunda Beypazarı ilçesinin hemen hemen bütün yönlerinin araştırıldığı hamam kültürüne ve kullanılan işlemeli ürünlere ait bir çalışma yapılmadığı görülmüş, bu eksikliğin giderilmesi için hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerin araştırılmasına karar verilmiştir.

Bu araştırma; Ankara’nın Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünleri tespit etmek, incelemek, kayıt altına almak üzere planlanmış ve yürütülmüştür.

(19)

1.2. Amaç

Araştırmanın temel amacı, Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünleri saptamaktır.

Araştırmanın amacı; Ankara ili Beypazarı ilçesi hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerin; çeşit, boyut, ürünlerde kullanılan gereç, teknik, renk, motif ve kompozisyon özellikleri ile bugünkü durumlarını tespit etmek, araştırmak ve incelemektir.

Ayrıca bu çalışma ile nakış alanına katkı sağlanması planlanmıştır.

Bu amaç çerçevesinde araştırma kapsamında şu alt amaçlara cevap aranmıştır.

1. Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültürünün özellikleri nelerdir?

2. Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemelerin yeri ve önemi nedir?

3. Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürün çeşitleri nelerdir?

4. Ankara İli Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründeki işlemeli ürünlerin boyutları nelerdir?

5. Ankara İli Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe işlemeli ürünlerde kullanılan gereçler nelerdir?

6. Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerin teknikleri nelerdir?

7. Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe işlemeli ürünlerin renk özellikleri nelerdir?

(20)

8. Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe işlemeli ürünlerin motif özellikleri nelerdir?

9. Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe işlemeli ürünlerin kompozisyon özellikleri nelerdir?

10. Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe işlemeli ürünlerin bugünkü durumları nasıldır?

1.3. Önem

Ankara ili Beypazarı ilçesi konumu, kültürü ve işlemeleri yönünden önemli bir yere sahiptir. İlçede yapılan işlemeler tarihi açıdan üretildiği döneme ışık tutmakta ve o dönem işlemeciliği hakkında bilgi vermektedir.

Bu araştırmada önemli olan Beypazarı ilçesi hamam kültüründe kullanılan ürünleri ve ürünleri süsleyen işlemeleri tanıtmaktır. Ayrıca geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerin hala ilçede korunup korunmadığını araştırarak, gelecek kuşaklara aktarılmasının sağlanması büyük önem taşımaktadır.

İlçede geleneksel hamam kültürünün günümüzde de uygulanıp uygulanmadığını araştırmak, unutulmuş geleneksel kültür değerlerimizi tekrar hatırlatmak bakımından önemlidir.

Bu araştırma ilçede bulunan ve geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ve unutulmaya yüz tutmuş bazı örnekleri değerlendirmek bakımından da önemli bulunmaktadır.

Ayrıca yörede böyle bir araştırmanın daha önce yapılmamış olmasından dolayı daha sonra yapılacak çalışmalara kaynak olma özelliği nedeni ile de büyük önem arz etmektedir.

(21)

1.4. Varsayımlar

1. Araştırma için kullanılan yöntem güvenilirdir.

2. Ankara ili Beypazarı ilçesi geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerin özelliklerinin belirlenmesi için hazırlanan bilgi formu yeterlidir.

3. Bu araştırmada başvurulan kaynaklar doğru ve güvenilirdir.

4. Örneklem evreni temsil edecek niteliktedir.

5. Araştırma kapsamına alınan bireylerden elde edilen bilgiler geçerli ve güvenilirdir.

1.5. Sınırlılıklar

Araştırma Ankara’da bulunan kütüphanelerden elde edilen Türkçe kaynaklar ve yöre halkından elde edilen bilgilerle sınırlıdır.

Araştırmanın kapsamı Ankara ili Beypazarı ilçe merkezinde bulunabilen geçmişten günümüze ulaşan geleneksel hamam kültüründe kullanılan işlemeli ürünlerle sınırlıdır.

Araştırma tez süresi ile sınırlıdır.

1.6.Tanımlar

Bindal: Kadife kumaş üzerine altın sırma işlenmiş ürüne denilmektedir.

Buz: Yörede ipekli, simli peştamala verilen isimdir.

(22)

Grifon: Yeryüzü ve gökyüzünün en güçlü hayvanlarının birleşimiyle oluşan dayanılmaz bir güce sahip yaratık. Kartal başlı aslan (Sözlük,1998,s.855).

Hadde: Madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç (Sözlük,1998,s.923).

Hamam Leğeni: Tencereyi andıran altı geniş üstü biraz darca bakırdan, dışı nakışlı nesnedir. Hamam leğeni hamamda üstüne oturmaya ve gerektiği zaman dışarıdan soğuk su getirmeye yarar.

Kirkit: Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmak için kullanılan demirden veya ağaçtan yapılmış dişli araç (Sözlük,1998,s.1329).

Kurgan: İlk çağda mezar üzerine toprak yığılarak yapılan küçük tepe, tepe biçiminde mezar, höyük (Sözlük,1998,s.1410).

Natır: Hamamda hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın, hamamda en yüksek ökçeli nalını giyen hizmetçi (Sözlük,1998,s. 1634).

Sevai: İpek olarak dokunmuş bir tür kumaş (Devellioğlu,1999,s.945).

Sığın: Alageyik (Sözlük,1998,s. 961).

Sim: İplik üzerine ince telin sarılması ile elde edilen metal ipliktir. Altın ya da gümüş renkte olanları vardır (Özcan, 1994,s.291).

Sırma: Haddeden geçirilerek iplik gibi ince bir hale getirilmiş altın ya da gümüş teldir (Özcan, 1994,s.291).

Tülbent: Pamuktan, ince ve seyrek dokunmuş hafif ve yumuşak bez. Bu bezden yapılmış başörtüsü (Sözlük,1998,s.2263).

(23)

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Yöre İle İlgili Bilgiler

2.1.1.Ankara’nın Tarihi Gelişimi, Coğrafi Konumu ve Sosyo Kültürel Yapısı

Ankara’nın Tarihi Gelişimi; Ankara ili Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti ve ikinci büyük ilidir.

Yapılan kazılarda yazıdan önceki çağlarda Ankara İli ve çevresinde birçok kavimin yaşadığı tespit edilmiştir (Mızrak, 1981, s.55).

Ankara ili ve çevresinde Türklerden önce yaşayan ulusların isimleri şunlardır: Etiler (Hititler), Frigyalılar, Lidyalılar, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar (Mızrak, 1981, s.56).

Ankara 1071 Malazgirt savaşı ile Türkleşmeye başlamıştır. Ankara şehri, 1073 yılında Bizanslılardan alınmış ve Selçuklu Türklerinin egemenliğine girmiştir. Bu egemenlik 1356 yılına kadar sürmüştür. Bu süre içinde Ankara şehri ve çevresi onarılmış, birçok cami, medrese ve köprü yapılmıştır. Ankara 1356 yılında Osmanlı Devletine bağlanmıştır. Kente Engüriye adı verilmiştir. Avrupalılar ise Angora olarak adlandırmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu dönemi Ankara için barış ve huzur dönemi olmuştur (Mızrak,1981,s.57).

Anadolu’da önemli kervan yolları üzerinde bulunan Ankara olumlu yönde gelişmiştir. Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra dağılıp parçalandığında Ankara’nın nüfusu 20.000 kadardır.

Atatürk 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya gelmiş ve seğmen denilen zeybekler tarafından karşılanmıştır. 23 Nisan 1920’de Ankara’da T.B.M.M ilk toplantısını yaparak Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli atılmış, 13 Ekim 1923’te Ankara, yeni Türk devletinin başkenti olmuştur. 29 Ekim 1923’te yeni Türk devleti Cumhuriyetle yönetilmeye başlanmıştır. Bu süreçten sonra Ankara, çağdaş büyük kentlerden biri olma yoluna girmiştir (Mızrak, 1981, s.59).

(24)

Ankara coğrafi konum olarak İç Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Sakarya bölümünde Sakarya ırmağının bir kolu olan Ankara çayı ile bu akarsuyu oluşturan Çubuk çayı, Hatip çayı ve İncesu boylarındadır. Ankara ilinin etrafı dağlarla çevrilidir. İç Anadolu platosunun bir parçası da Ankara platosudur. Ankara ili topraklarından Kızılırmak ve Sakarya nehirleri geçmektedir. Ankara’da kara iklimi egemendir, bozkır bitki örtüsü kuzey kesimlerinde ise ormanlar yer almaktadır (Mızrak, 1981, s.34).

Ankara’nın ekonomik durumuna bakıldığında tarım, sanayi ve ticaret merkezi olduğu görülür. İlçe, bucak ve köylerde yaşayanlar genellikle tarımla uğraşıp, çiftçilikle geçinmektedir. İlde hayvancılıkla geçimini sağlayanlar genellikle keçi ve koyun yetiştirmektedir. Önemli geçim kaynaklarından birisi de arıcılıktır. Ankara balı her tarafta meşhurdur (Mızrak, 1981, s.42). Ankara İç Anadolu bölgesinin ve Türkiye’nin en büyük ticaret merkezlerinden biridir.

Ankara’nın sosyo kültürel yapısı içinde mutfak kültürü de önemli bir yer almaktadır. Ankaralılar mutfağa eskiden aşhane demişlerdir. Ankara’nın ünlü yemekleri Ankara tava, kapama ve orman kebabıdır. Gözleme ve bazlama en meşhur ekmekleridir.

Ankara’nın eski evlerinin iki ve üç katlı olduğu görülür. Bu tür evlere halen rastlamak mümkündür.

2.1.2. Beypazarı’nın Tarihi Gelişimi

Beypazarı eski bir yerleşim yeridir. Tarih boyunca ilçe ve çevresinde, sıra ile Hitit, Frig, Galat, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlılar egemen olmuştur. Roma döneminde, İstanbul’u Ankara ve Bağdat’a bağlayan önemli tarihi geçit yolları üzerinde bulunmaktaydı (Şener, 1997,s.13).

Beypazarı ilçesine ilk ismi Luwi’ler “Lagania” olarak vermişlerdir. Bu isim “Kaya Doruğu Ülkesi” anlamına gelmekte olup, Beypazarı’nın kurulduğu yerin

(25)

konumunu oldukça güzel bir şekilde anlatmaktadır. M.S 6. yüzyıla kadar söylenen isim bu tarihten sonra değişmiştir. M.S 491–518 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatoru Anastasios o zamanlar Piskoposluk merkezi olan Lagania’yı ziyaret etmiş ve bu ziyaretin anısına burası Anastasiapolis olarak anılmaya başlanmıştır. Beypazarı’nı Rumlardan alarak Osmanlı topraklarına katan Kütahya Beylerinden Germiyanoğlu Yakup Şah’ın Veziri Dinar Hezar olmuştur. Beypazarı’nın adı fethedenin hatırasını yaşatmak amacıyla “Beyhezarı“ olarak değiştirilmiştir. Sonradan buraya yerleşen Bey, panayır şeklinde çok meşhur olan büyük pazarlar kurmuştur. Bu pazarlar Bey’in “Hezar” olan adının unutulmasına sebep olmuş ve “Beypazarı” şeklini almıştır (Torun,2004,s.16).

Beypazarı’na yerleşen ilk Türklerin ise Maraş ve Adana yöresinden gelen Ramazanoğulları, Eşrefoğulları ve Dulkadiroğulları olduğu rivayet edilmektedir (Şener, 1997,s.13).

2.1.3.Beypazarı’nın Coğrafi Konumu, Ekonomik Durumu ve Nüfusu

Beypazarı İç Anadolu Bölgesinde yer alan Ankara iline bağlı büyük ilçelerden biridir (Şener, 1997,s.1).

İlçe dâhilinde görülen başlıca akarsuları Kirmir, İlhan, Aladağ, Süveri ve İnözü çaylarıdır. Beypazarı ilçesi orman bakımından diğer komşu ilçelere nazaran zengin olmakla beraber, geri kalan kısmı bozkır bitkileri ile örtülüdür (Şener, 1997,s.4).

Jeoloji bakımından Beypazarı ilçesi engebeli, değişik bir manzara gösteriyorsa da genel olarak arazinin görünüşüne göre üçüncü zamanın yapılış karakterini muhafaza etmektedir (Şener, 1997,s.6).

Denizden uzak ve etrafı dağlarla çevrili oluşu nedeniyle karasal ve yarı kuraktır (Şener, 1997,s.7).

(26)

Beypazarı ilçesinde ekonomi, tarım, ticaret, hayvancılık, sanayi ve el sanatlarına dayanmaktadır (Şener, 1997,s.55).

Sebzecilikte ilk sırayı havuç almaktadır. Sebzecilik geçim kaynağı olarak ilçe halkının vazgeçilmez bir işi haline gelmiştir (Şener, 1997,s.56).

Bölgenin dağlık oluşu ve buralarda geniş meralar olması ilçeyi önemli bir hayvancılık merkezi haline getirmiştir. Bilhassa tavukçuluk, arıcılık, Ankara keçisi ve koyun-sığırcılık önemli olarak artmıştır. İlçe kaliteli tiftik veren Ankara Keçisi ile ün yapmıştır (Şener, 1997,s.58).

Kültür merkezi olan Beypazarı aynı zamanda bir sanat merkezidir. Şehir içinde altın ve gümüş kuyumculuğu yanında, bakırcılık, ayakkabıcılık ve terzilik çok ileri durumdadır (Şener, 1997,s.60).

Ankara İli Beypazarı ilçesinin yüzölçümü 1.868.45 km², yüksekliği 675 m’ dir. Merkez dışında 3 belde ve 65 köyü vardır. Merkezi Ankara’nın 99 km. kuzeybatısındaki Beypazarı’nın 1997 nüfus sayımına göre nüfusu 46.900 dür (Şener, 1997,s.1).

(27)

2.1.4.Beypazarı’nın Kültürel Yapısı

Beypazarı’ndaki ahşap evler yaşama uyum sağlayan bir mimariye sahiptir. Ev kapılarının hemen üzerindeki çıkmanın altında, kapının iki yanında kare delikler vardır. Eskiden kapı çalınınca buradan bakılır, gelen kadınsa kadın, erkekse erkek kapıyı açarmış. Beypazarılıların hoş bir yaşam felsefesi vardır; dünyada hala yapılacak bir şeylerinin kaldığını vurgulamak için evlerinin üst katlarını tamamlamadan bırakmışlardır. Beypazarı evleri plan olarak yerel özellikler taşımakta ve geleneksel Türk mimari yapısını yansıtmaktadır. Evler genellikle üç katlıdır.

Dini ve kültürel sebeplerden dolayı yerleşim birimleri cami, medrese ve çeşme merkezli olarak kurulmuştur (Şener, 1997,s.24–25).

İlçenin Ankara tarafından girişinde ve İnözü deresinin üzerinde bulunan taş kemerli ve tek gözlü köprü Hacılar köprüsüdür.

Selçuklu ve Osmanlılardan kalma eserleri, Türk mimarisinin tipik örneği olan ahşap evleri, giyim-kuşam, gelenek, görenek, dil, yemek çeşitleri, telkari sanatı ve ünlü havucuyla Beypazarı, görülmeye değer eski bir Anadolu ilçesidir.

Beypazarı el sanatları bakımından çok zengindir ancak bu el sanatları yok olmak üzeredir. Örneğin; semercilik, sim- sırma işlemeciliği, yorgancılık, saraçlar vb. gibi… Tarihi gümüş işlemeciliğinde mutfak eşyaları, demircilik el işlerinde çapa, tırpan, kürek, soba vb. gibi eşyalar yapılmaktadır. Ayrıca bez ve kilim dokumacılığı yapılmaktadır.

Kilim, tersi ve yüzü aynı görüntüde olan atkı yüzlü bir dokumadır. Motiflere göre renkli atkı ipleri çözgülerin bir altından, bir üstünden geçerek motifin sınırları içinde gidip döndükten sonra kirkit ile dövülerek çözgüler görülmeyecek şekilde sıkıştırılarak dokunurlar (Soysaldı,1998).

(28)

Beypazarı ilçesinde günümüze kadar geleneksel olarak devam etmiş olan ipekli el dokumacılığı, yörede sadece bürgü amacıyla dokunmuş ve günümüzde de bu amaçla dokunmaktadır (Ortaç,1994,s.325).

Beypazarı’nda kadınlar duygu ve düşüncelerini Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi kumaşlar üzerine dökmüşler, her birine ayrı bir mana ve görünüm vermişlerdir. İşlemelerde çeşit, motif ve renk zenginliği görülmektedir (Onuk ve Köklü,1996,s.180).

Eski Beypazarı işlemelerini; iki grupta toplamak mümkündür. Evde kadınlar tarafından yapılanlar ve çarşıda erkekler tarafından yapılanlar. Salta ve yeleklerin dışındaki işlemelerin evlerde kadınlar tarafından yapıldığı, motiflerin ise eski örneklerden alınıp aslına uygun bir şekilde çizildiği ve işlendiği anlaşılmaktadır (Çoşkun,1969,s.377).

Eskiden diğer mesleklerin yanında önemli bir yer tutan sırmacılık bugün yok olmaya başlamıştır.

Beypazarı’nda özellikle telkari gümüş işlemeciliği, ödüllü şöhrete sahiptir. Gümüşçülükte özellikle takı ve süs eşyası olarak kullanılan telkaride motifler, tabiatın Türk-İslam düşüncesi ile yorumlanışını ve Türk zevkini yansıtmaktadır (Beypazarı,1995. s.32 ).

Beypazarı halkı gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu gelenek ve göreneklerini büyük bir titizlikle yaşatır. Örneğin Mayıs ayında Aşure yapılır, Ramazan ayına bir ay kala Fıslak denilen bir çeşit tatlı yapılarak mahalle halkına dağıtılır (Beypazarı, 1995, s. 32 ).

2.1.4.1.Giyim Kültürü

Halkbilimi açısından Beypazarı çevreleri bölgesel özellik taşır ve teknik, renk, konu, kompozisyon özellikleri ile hemen göze çarpmaktadır (Onuk ve Köklü,1996, s.182).

(29)

El işlemeli Türk işi çevrelerde, genellikle bitkisel bezemenin tercih edildiği, bunu nesneli, geometrik, kökü belli olmayan motifler, figürlü ve yazılı bezemenin izlediği görülmüştür ( Onuk ve Köklü,1996,s.182).

Çevrelerin kompozisyonlarında motiflerin büyük çoğunluğu merkeze doğru yönlendirilmiş ve bağlantılı tekrarlamalarla oluşturulan düzenlemeler tercih edilmiştir (Onuk ve Köklü,1996,s.183).

Yöresel Beypazarı kadın giyimi; sokak kıyafeti, iş kıyafeti, günlük kıyafet, yabanlık kıyafeti, düğün kıyafeti, hamam kıyafeti olarak ayrılır. Hırka veya ceket yerine gümüş sırma işlemeli salta denilen elbise ve bunun altına da bluz yerine delme denilen içlik giymektedirler.

Kadınlar hariçte manto ile gezdikleri halde düğünlerde kadife veya atlas üzerine gümüş sırma işlemeli elbise giyerler. Başlarına da gümüş sırma veya tel sarmadan işlemeli çevreler örterken, bellerine altın kemer takarlar (Şener, 1997,s.110).

Beypazarı’nda kadın kıyafetleri orijinaldir. Kadınlar günlük kıyafetlerinde bol paçalı şalvar biçiminde “DON” giyerler. Başlarına da “BÜRGÜ” denilen basmadan yapılmış büyük başörtü örterler.

Bürgü kasabalarda ve bilhassa köylerde kadınların sokağa çıkarken dini örtünme amacıyla başlarının üzerine atarak büründükleri bir tür çarşaftır (Ortaç,1994,s.325).

İşlemeler arasında önemli bir yeri olan çevreler ise, başörtüsü olarak kullanılmasının yanında, efe ve genç delikanlılar tarafından kuşaklarının üstüne doğru sarkıtılarak da kullanılmaktadır (Çoşkun,1969,s.377).

Kadınların giydiği giysilerin biçim ve miktarını etkileyen dört faktör üzerinde durulmaktadır. Bunlar; hava şartlarına karşı korunma, iffetlik standartlarını karşılama, güzel görünme ve statüyü göstermektedir. Beypazarılı kadın için – kumaş rengi, deseni ve oyası ile denge oluşturması önemlidir (Beypazarı, 1995, s. 37 ).

(30)

2.1.4.2.Evlenme ve Düğün Kültürü

Beypazarı’nda nişanlanma; erkek nişanlanacağı kıza kudreti nispetinde takacağı altın, beşibirlik, altın yüzük gönderir. Buna karşı kız evi tepsi de baklava ile firenk gömleği, mendil, kravat, çorap ve altın yüzük gönderir (Şener, 1997,s.111).

Düğüne Pazartesi günü oğlan evinde başlanır. Ogün kız evine bindallı elbise, altın kuşak, inci, beşi birlik, salta, gümüş işlemeli peştamal, gümüş nalın gibi mali kudreti nispetinde çeyiz gönderilir. Salı günü ise, kız evinin düğün günüdür. Ogün gelin getirilir. Takıları görmeye gelen akrabalar aynı zamanda yemeye kalırlar. Salı günü akşamı gelinin başına ve eline arkadaşları tarafından kına yakılır. Pazartesi, Salı günü düğüne genelde gençlerin katıldığı görülür. Çarşamba günü kına hamamı olur. Kına hamamında gençler eğlence yaparlar. Gelinin görümcesinden yoksa eltisinin genç kızından ya da eltisinden olan sağdıç bindallı giyip ipek bürgü, altın ve inci takarak geline eşlik eder. Hamamda oğlunu evlendirecek kadınlar o gün kız beğenirler. Hamamdan önce kız evi, sonra oğlan evi çıkar. O günün akşamı oğlan evinde kına gecesi olur. Perşembe gününe güvey başı denir. Güvey sabaha karşı hamama gider. Perşembe günü gelin alma kız çıkarma olur, gelini almak için oğlan evi kız evine gider. Kız evinden götürülen baklava oğlanın odasına konur. Kız tarafı kızın evinde toplanır, oğlan tarafı gelini almaya gelir. Yemekler yenildikten sonra dualarla ve oyunlarla kız götürülür. Akşam oğlan tarafında yemekler yenip eğlenceler düzenlenir. Cuma günü duvak olur. Cuma günü düğün işleri ile ilgilenen ebe kapıyı çalar ve bahşiş ister. Cuma sabahı gelin takılarını takar, hazırlanıp el öpmeye gider. El öpmeye gittiğinde kaynata ellerine altın koyar. Cumartesi günü gelin anne ve babasının eline öpmeğe gider. Börek yapılır. Buna börek gecesi denir. Börek gecesinde hediyeler takılır. Oğlan tarafının da geldiği tanışma gecesine genelde yaşlılar katılır. Gelinin evinde çalgılar çalınır ve damattan bahşiş alınır.

Zekiye YÜZBAŞIOĞLU’ nun anlattığına göre; Saltanata meraklı olan Beypazarı halkının gelenek ve görenekleri Osmanlıları takip etmekteymiş. Düğünler yedi gün yedi gece sürmekteymiş. Kına hamamında gümüş naniller giyilir, sırma işlemeli havlular örtülürmüş. Festivaller düzenlenir, simitler dağıtılırmış. Perşembe günü gelin alma, Cuma günü duvak olurmuş. Cumartesi börek gecesi yapılırmış. Evlenen çiftlere gelin daveti olurmuş. Altın kuşak, bindallı ve çevre en fakirin bile

(31)

evinde bulunurmuş. İnsanların hayal güçleri çeyiz üzerine çalışır, masal dünyası yaşarlarmış.

Nevin KIVANÇ’ ın anlattığına göre; Sözlenme olacağı zaman söz bohçası gönderilirmiş. Söz bohçasının içinde Türk işi, Çin iğnesi, Maraş işi ile işlenmiş havlular, peşkirler bulunurmuş. Nişanda; sırma işlemeli bohça içine damat peşkiri, sırmalı havlu, gömlek, çamaşır konulurmuş.

2.2. Konu İle İlgili Bilgiler

2.2.1. Kültür

Kültür için; bir topluluğun yaşama tarzı, inançları, örf ve adetleri, zevkleri, atalarından gelen maddi-manevi değerler yekûnu ve insan tarafından yapılmış ve yaratılmış her şey demek mümkündür (Kafesoğlu,1997,s.15).

Kültür: İnsanın çevresinde oluşturduğu veya kurduğu her şeydir. Belirli bir topluluğa ait sosyal davranış ve teknik kuruluşlar kültürü meydana getirmektedir. İnsanların yeteneği ile yeryüzünün doğal kaynakları eşit olmadığından her zaman bir halk diğerinden farklı bir kültüre sahip olmuştur. Kültür, yaşantı ve inançlar kalıtımla değil öğrenmeyle kuşaktan kuşağa veya etkileşim yolu ile komşu kültürler arasında geçiş yapar.

Kültür çok yönlü bir olgudur. Tümü ile kucaklayabilmek için ona çok geniş açıdan bakmak gerekir. O, alet ve tüketim maddelerini, içtimai grupları tanzim eden organik nizamları, fikir ve sanatları, inanç ve adetleri içine alan bir küldür (Oğuz,1976,s.20).

Kültür, doğa tarafından meydana getirilmiş olanlardan farklı olarak insan eliyle ortaya çıkmış şeylerin tümüdür (Oğuz,1976,s.35).

(32)

Kültürel faaliyetlerin ürünleri, karakterlerine göre, şu veya bu insan grubunu, sınıf, millet veya beşeriyetin tümü için bir değeri haizdir. Bir kültürel değerin afakî kıstası, cemiyet için terakki eden bir karaktere sahip olmasındadır (Oğuz,1976,s.26).

2.2.1.1. Hamam Kültürü

Türk kültürü ve medeniyetinin özünü vakıf kültürü temsil etmektedir. Vakıfların sembolleri elbette ki ecdadımızın bize bıraktıkları külliyelerimizdir. Külliyeler inşa edilirken genelde öncelikle hamamlar inşa edilmiştir (Önge,1995,s.3).

Hamam için yıkanılacak yer, yunak, ısı dam ve para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer denilmektedir. Özel bir düzenle ısıtılan sıcak ve soğuk suyu bulunan, yıkanma amacıyla kullanılan bir yapıdır (Yılmazkaya,2002,s.10).

Eski Uygur yazılarında, temizlik ve yıkanma ile ilgili çeşitli sözler söylenmiştir. Bu sözlerin olması İslamiyet’ten önce de temizliğe önem verildiğini göstermektedir (Ögel,1991,s.103).

Anadolu’da İslam uygarlığına ait ilk hamam binasının Türkiye- Ermenistan sınırındaki eski Ermeni kenti Ani’de bulunan iki Selçuklu hamamı olduğu düşünülmektedir (Yılmazkaya,2002,s.14).

Bir kamu yapısı olarak hamam İslam uygarlıklarında önem kazanmış ve en iyi örnekleri Anadolu Selçukluları, daha sonra da Osmanlılarca ortaya konmuştur. Türklerde hamama verilen önem ve Avrupalıların Doğu’da gördükleri bu yapılara duydukları hayranlık, “Türk hamamı” teriminin Avrupa dillerine girmesine yol açmıştır (Ana Britannica Ansiklopedisi,1994,s.366).

Türkler İslamiyet’i kabul etmeleri ve temizliğe ait hükümleri uygulamaları neticesinde, İstanbul'un fethinden sonra burada ve Osmanlı Devleti'nin dört bir yanında binlerce hamam yapmışlardır (Yılmazkaya,2002,s.16).

(33)

Türk kültürü ve medeniyetinde dininde etkisi ile temizlik yani hamam kültürü hep ön plana çıkmıştır. Bugün halen Türk mimarisinde hamamın özel bir önemi ve yeri vardır. Geleneksel kültürümüzün en önemli unsurlarından birisi de hamam kültürüdür. Çok eski çağlardan beri yıkanmayı ve temizliği çok seven Türkler Anadolu’nun her şehrinde, her kasabasında halkın günlük yaşamında önemli yer tutan hamamlar inşa etmişlerdir.

Hamamlarda mekân düzeni temelde; soyunulup giyinilen soyunmalık, helâ, tıraşlık bölümlerini kapsayan aralık, vücudun soğuktan sıcağa alışmasını sağlayan ılıklık ve sıcaklıktan oluşan bölümler üzerine kurulmuştur. Bununla birlikte tesisat kısmının, su deposunun, odunluğun bulunduğu dikdörtgen şeklindeki kapalı bölüme külhan denilmektedir. Keçe yapımı için gerekli olan sıcak suyun bulunduğu bölüme ise keçelik ismi verilmektedir. Peştamal ve havluların kurutulduğu yere ise tandır denilmektedir. Ayrıca aydınlatma ve mimari özelliğini gösteren süsleme de hamamın özelliklerindendir (Önder,2007,s.16).

Türk hamamı bir nevi güzellik enstitüsü sayılabilir. Çünkü eski çağın Türk kadını saçının boyasını, cildinin bakımını, gözünün rastığını hep hamamda yapmaktaydı. Ayrıca hamam, Türk sosyal yapısında çok geniş bir yer almaktadır. Türk hamam kültürü, gelenekleri, ilginç özellikleri ve bugüne aktarılan renkleriyle bir bütündür.

Hamam günlük yaşamda olduğu kadar kültürümüzde de önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle özel olarak kullanılan bir takım eşyalar yapılmıştır. Örneğin hamam havlusu, bohça, başörtüsü, çevre, mendil, çevre hırka, kına tası bohçası, peşkir, nalın, peştemal, hamam tası, killik (kıldan), kese, kil, kına, sabun, rastık, ayna, hamam kesesi, tarak.

Bunlardan başka hamamda giyinip soyunurken altına sermek üzere bir halı seccade ile hamam minderi ve hamam yaygısı alır ayrıca hamam leğenini de içine koyduktan sonra hepsini birden eşeğe yüklettirip hamama yollatır. Kendisi de arkadan ipek bürgüsünü örterek hamama gider.

(34)

Hamamda eşyası ve yeri daha evvel natırlar tarafından hazırlanmış olduğundan yerine gidip soyunur. Bezden futasını sarınır. Üzerine de ipekli buz peştamalı tutar. Ayağına gümüş ve sedef nalınını giyer. Eline gümüş tasını alır. Gümüş tas içinde gümüş muhafazalı tarağı, gümüş kil kutusu, sabunu, lifi ve işlemeli kesesi vardır.

İki natır koluna girerek ve tası da eline alarak yeni gelini hamama sokarlar. Kurnanın başında yeni gelin üstündeki ipekli buz peştamalı ile iç çamaşırlarını çıkarır. Natırla dışarıya yollar. Üstünde sadece bezden futası kalır. Yıkanıp bittikten sonra hamamdan çıkarken gümüş yaldızlı veya işlemeli hamam takımlarına sarınır. Bunlar vücut havlusu, omuz havlusu ve baş havlusu olmak üzere üç parçadan oluşmuştur. Ayağına gümüş nalınlarını giyer. İki natır kolunda hamamdan çıkar. Silinirken bu havlular çıkarılıp iyi cinsten keten havlulara kurulanır. Gümüş yaldızlı havlular pek yıkanmaya elverişli olmadığından onlar ancak süs olarak kullanılır.

Temizliğin yanı sıra doğum, evlilik, sünnet gibi birçok sosyal olaya sahne olması açısından önemli bir zenginliğe sahip Türk hamamları, köklü bir kültürü yansıtır. Anadolu’nun bazı yörelerinde hamamlar, sosyal yaşantıdaki bu işlevlerini hala sürdürmektedir (Önder,2007,s.15).

Hamam dilden edebiyata ve gündelik hayata kadar Osmanlı kültüründe ağırlıklı bir yer tutar. Kadınlar ve erkekler yıkanmak için hamama gider. Kadınların sosyalliği açısından önemlidir. Perşembe akşamları hamama gitmek, bayramlardan önce arife gecesi hamamların sabaha kadar açık olması gibi gelenekler vardır. Loğusa hamamı, gelin hamamı, damat hamamı, kırk hamamı gibi adetler geleneksel Türk kültüründe yer alan önemli ritüellerdir (Yılmazkaya,2002,s.9).

Ayrıca hamamlar; kadın hamamı, erkek hamamı, kız bulma (beğenme) hamamı, gelin hamamı, nişan hamamı, buhur hamamı, kına hamamı mahalle hamamı, sünnet hamamı, tulumbacıların yangın dönüşü hamamları, ramazan hamamı (Şebbik), arkadaş hamamı, yas hamamı diye ayrılmaktadır (Türkyılmaz,2001,s.53).

Loğusa hamamı: Lohusalı hanımı kırkıncı günü hamama sokmak usulden ve sağlık kurallarındandır. Doğumun otuz dokuzuncu günü akşamı ebe gelir. Ertesi sabah

(35)

şerbetler, yemekler hazırlanır, halk davet edilir. Ebe tarafından hanım ve bebek hamamda yıkanır (Bey,1995,s.23).

Buhur hamamı: Düğünden takriben 20–25 gün sonra oğlan evi isterse yapılan masraflı bir hamamdır. İki ailenin davetlilerinin hoşça vakit geçirdikleri, yemekler yiyerek eğlendikleri hamamdır. Hamam masrafını ve bahşişleri oğlan evi karşılar (Torun,2004,s.402).

Şebbik (Ramazan) hamamı: Ramazan ayının yaklaşması ile evlerde yapılan temizlikten sonra kendi temizlikleri, eğlenmeleri ve dinlenmeleri için gittikleri hamamdır (Torun,2004,s.402).

Evlenmeye namzet genç kızlar önce hamamda yıkanırken, oğlanın ailesi tarafından görülüp beğenilir, sonra ailelerin rızası alınarak evlenme olayı başlardı. Halen devam eden gelin hamamı ise geleneklerimizin bir başka türüdür. Düğünden önce her genç kızın ve oğlanın hamamda yıkanması şarttır. Bu bir seremoni ile yapılır, eğlenceler düzenlenir, şarkılar maniler söylenir, gençler evliliğe hazırlanır. Ayrıca Türk folklorunda da hamam kültürüne yer verilmektedir. Pek çok türküde, atasözünde, manide, şiirde hamam ve geleneğinden söz edilmektedir.

2.2.1.1.1. Beypazarı Yöresi Hamam Kültürü

Beypazarı’nda da tarihi hamamlar mevcuttur, Selçukluların güzel eserlerinden olan hamamlar bulunmaktadır (Şener,1997,s.29).

Kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla üç hamam inşa edilmiştir. Bu hamamlardan iki tanesi günümüzde mevcutken diğeri yıkılmış ve yeri de tespit edilememiştir. Günümüze ulaşabilen en eski tarihli hamam, 16.yy. ilk yarısına ait Rüstem Paşa Hamamıdır. Kentteki bir diğer hamam olan Paşa Hamamı ise 17.yy özelliklerini gösterir. Bu yapılardan; Rüstem Paşa Hamamı çifte hamam, Paşa Hamamı ise tek hamam olarak inşa edilmiştir (Bozkurt,2004,s.245).

(36)

Rüstempaşa Hamamı; Selçuklu Sultan’ı Keykubat’ın Veziri Rüstem Paşa tarafından Alaaddin Camisinin yanına yaptırılmış güzel bir eserdir. Birkaç defa onarım görmüştür. Halen hamam olarak kullanılmaktadır.

Beypazarı Rüstem Paşa Hamamı’nda, erkekler kısmı ile kadınlar kısmının planları birbirinden tamamen farklıdır. Bu durum, hamamın iki bölümünün, birbirinden farklı tarihlerde inşa edilmiş olmasıyla açıklanabilir. Genel yapım tekniği dikkate alındığında, batıdaki erkekler bölümünün daha önce inşa edildiği düşünülmektedir (Bozkurt,2004,s.245).

Eski Hamam (Beyoğlu Hamamı); Beytepe mahallesinde bulunan, bundan 200– 300 yıl önce bir cirit meydanı olarak kullanılan hamamın olduğu yerde Arap isminde marifetli ve iyi cirit oynayan bir kimsenin atının ayağı toprağa gömülüyor. Kazıldığı zaman hamamın kubbe ve pencerelerine rastlanıyor. Halen kullanılan hamamın kimler tarafından yapıldığı belli değildir. Kadınlar ve erkekler olmak üzere iki kısımdan oluşur. Kadınlar kısmı bugün kullanılmamaktadır ( Torun,2004,s.215).

Halil Paşa Hamamı; Sadrazam Çandarlı Halil Paşa’nın İznik’teki imaretine vakıf olarak 2.Murat devrinde bir hamam yaptırdığı Paşa’nın vakfiyesinden anlaşılmaktadır. Bu hamam şimdi yoktur. Hakkında bilgilerde oldukça sınırlıdır ( Torun,2004,s.215).

Yörede hamam ile ilgili manilerde yer almaktadır. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür.

Evlerinin sofası Ayağında nalinler Altın tasta kınası Gözlerinde sürme var Hiç yüzüme bakmıyor Yârime pek yakışmış Ciğerinden tutulası Bursa işi peştamal

Yeni gelin veya zengin genç hanımların hamam kıyafetleri dikkate değerdir. Beypazarı’nda yerli halkın o geleneksel evlerde yaşadığı dönemde, ayda bir kez bir hafta arası (salı) günü komşulara haber verilip mahallece hamama gidilirmiş. Hamam sefaları için bir gün önceden hazırlık yapılırmış. Hamama gidileceğini haber

(37)

veren kadın aynı zamanda bu hazırlıkları da taksim edermiş. Komşulara “sen, kizman (çemen) kar, pastırmada yatır; sen, mumbar, meyve koy; simitler, çörekler benden” diyerek hamam sefasına kimlerin neler getireceğini söylermiş. Yine hamama gitmeden önce yapılacak olan hazırlıklardan biri de akşamdan hanımların “baş kilini” saçlarına sürmeleri ve bağlamalarıymış. Mihallıççık’tan gelen baş kilinin saçı yumuşattığı, hücreleri tazelediği anlaşılmaktadır (Demir,2003,s.55).

Beypazarı’nda Gelin hamamı salı günü hamam bohçasının kız tarafına götürülmesiyle başlar. Hamam bohçası üç ayrı bohçadan oluşur. Birine havlu ve hamam malzemeleri, birine giyilmek üzere götürülen temiz giysiler, diğerine ise kirli çamaşırlar konulur. Gelin bohça içine konulan sırma havluyu omzuna ve başına örter. Başına tel kırma işli hamam beyazını takan gelin aynı şekilde giyinip koluna giren sağdıçlar ellerinde mum ile birlikte havuz çevresinde üç kere döner. Kayınvalide ve görümce tarafından gelinin başından para atılır. Dönerken dömbek çalınarak ilahiler söylenir. Ebe, gelini ilahilerle yıkadıktan sonra hamamdan çıkarırlar. Hamamda meyve, simit, kuru yenir ve gazozlar içilir.

Gelin hamamında söylenen manilere örnek olarak aşağıdaki mani verilebilir.

Gelin kızlar oynayın

Birbirinizi yıkayın

Yârim çıksın oynasın Çifte altın takayım

Sabahtan akşama kadar hamamlarda kalan, kadınlar eğlenir, yemek yer, elleri, yüzleri buruş buruş olana kadar yıkanır.

İlçede geleneksel hamam kültürüne büyük önem verildiği ve çeşitli işlemeli ürünlerin de hamam kültüründe yer aldığı bilinmektedir. Günümüzde ise bu kültür diğer geleneklerimiz gibi yok olmaya yüz tutmuştur.

(38)

Evde yıkanma ise hala gusülhane de denilen binanın dış yüzüne rastlayan duvarda yer alan gömme dolaplar içinde olur (Fotoğraf 2). Dolaplar duvara yakın olur çünkü buradan kullanılmış su kolaylıkla dışarı atılır. Dolap için de yıkanma için gerekli malzemeler vardır.

Fotoğraf No: 2 Gömme dolap şeklindeki banyolar

2.2.1.1.2. Beypazarı Yöresi Hamam Kültüründe Kullanılan Malzemeler

a. Hamam Bohçası: Eşya sarmaya yarayan dört köşe kumaştır. İç içe iki bohçadan ibarettir. Dıştaki bohça bindaldan, içteki bohça ise ipekli sevaiden’dir. Sevai bohça hamamda sırtından çıkarılacak çamaşırları koymak içindir. Bindal bohça içinde ise suya tutunmak için bezden futası (peştalı), ipekli buz peştamalı, gümüş tas ve tarağı ile lif ve kesesi bulunur.(Fotoğraf No: 65, 66, 67, 68)

b. Başörtüsü: Dini törenlerde ve hamamda kullanılan örtü, altın gümüş tel işlemeli ince kumaş, omuzlara dökülecek şekilde başa örtülür.(Fotoğraf No: 27, 28, 31, 38, 40)

Yörede hamam beyazı olarak adlandırılan başörtüsünün yarısı işlenmişse yarım baş olarak adlandırılmıştır. Başörtüsüne motif serpme şeklinde yerleştirilmişse dindin denilmiştir. Başörtüsü motif yoğunluğundan dolayı da esran olarak adlandırılır.

(39)

c. Çevre: Mermerşahi veya tire kumaştan yapılan bir başörtüsüdür. Türk işi, hesap işi, tel kırma, sim sırma uygulanmaktadır. Hamamda hamam beyazının üstüne örtülmektedir. (Fotoğraf No: 53, 54, 56)

ç. Mendil: Burun ve ter silmeye yarayan dört köşe bez (Fenercioğlu,1973,s.29–30).(Fotoğraf No: 69, 70, 71)

d. Çevre Hırka: Önceden başörtüsü olarak kullanılan eskiyen çevrelerin işli kısımları, salta şeklinde tülbent üzerine dikilir. Astarlanır. Astarlama işlemi tamamen bitirilmeden evvel tülbent ve astar arasına pamuk yerleştirilir ve üzerinden kapitone çekilerek hırka oluşturulur. Bu hırka hamama gelirken veya çıkışta, genellikle soğuk havalarda giyilmektedir.(Fotoğraf No:62, 63, 64)

e. Kına Tası Bohçası: Kare şekilde kına tasını sarmak için kullanılan işlemeli örtü. Bir ucunda bulunan düğmeye diğer üç ucundaki ilikler sırası ile iliklenerek kapatılır.(Fotoğraf No: 52)

f. Peşkir: Genel olarak ketenden yapılmış iki ucu işlemeli süs eşyası. Ağız ve el silmek için kullanılır. Hamam da kullanmak üzere bohça içine konularak götürülür (Fotoğraf No: 48, 49, 50).

g. Hamam Havlusu: Hamama giderken hamam bohçasının içine üç parçadan oluşan; vücut, omuz ve baş havluları konulur. Havlular genellikle sırma işlenmiş olur. Kurulama işinde kullanılan tüylü veya tüysüz bezdir. Yıkanma sonunda ıslak vücut kurulanır ve havlular sarınılarak hamamdan çıkılır.(Fotoğraf No: 3, 21, 25,)

(40)

h. Nalın: Bir diğer adı da takunya olan nalın Arapça bir sözcüktür. İki nal, iki çift ayakkabı anlamına gelen “Naleyn” sözcüğünden türemiştir. Özellikle kadın hamamlarında kullanılır. “Şimşir, abanoz, gürgen, ceviz gibi sert ve dayanıklı ağaçlardan yapılır. Tek parçadan oyularak yapılan gövde kısmının üstü mercan kakmalı, sedef, gümüş kaplamalı ya da gümüş tel işlemelerle süslenenleri vardır (Türkyılmaz,2001,s.53).(Fotoğraf No: 4, 5)

Fotoğraf No:4 Ahşap Nalın Fotoğraf No:5 Altın İşlemeli Nalın

Fotoğraf 4’deki ahşap nalının ayak basılan yeri oyularak süslenmiş, üst bölüme deri çakılmış ve deri üzerine sırmalı kordon geçirilerek yapılmıştır.

Fotoğraf 5’deki altın işlemeli telkari nalın 48 yıl önce damadın babası tarafından geline kına hamamında giymesi için alınmıştır. Çarşı içindeki eski telkari ustalarına yaptırılmıştır. Nalının üstü ayak basılan yeri ve topukları telkari olarak işlenmiş ve muhtelif taşlarla süslenmiştir. Kabartma çivilerle tahta yapıya tutturulmuştur.

ı. Hamam Tası: Kurnadan su almak ve üste dökülerek yıkanmaya mahsus ağzı geniş, kâse şeklindeki tastır. Ayrıca içinde kına da karılmaktadır. Hamam tasları gümüş, altın, bakır ve pirinçten yapılmaktadır (Türkyılmaz,2001,s.53) (Fotoğraf No: 6).

(41)

Fotoğraf No:6 Hamam Tası

i. Peştamal (Futa); Bazı kaynaklarda Farsçadan geldiği “Püşt-mal” telaffuz edildiği ve anlamının da arka örten şey, silinecek, hamamda belden aşağı kuşanılan veya iş yaparken elbiselerin kirlenmesini önlemek için bele bağlanan dokuma olarak geçmektedir (Türkyılmaz,2001,s.53) (Fotoğraf No: 7 ).

Fotoğraf No:7 İpek Peştamal (Futa)’ın Kullanımı

j. Killik (Kildan); Bu isimle adlandırılan ancak içine kilden başka kına, sabun, lif, taş konulan ve hamama götürülen bir araçtır. Gümüş, bakır, pirinç ve altından yapılanları vardır (Fotoğraf No: 8, 9).

(42)

Fotoğraf No:8 Bakır Kildan Fotoğraf No:9 Gümüş Kildan

k. Kil; Islandığı zaman kolayca biçimlendirilen yumuşak, yağlı toprak saça ve yüze sürülüp bağlanırmış. Baş kilinin saçı yumuşattığı, hücreleri tazelediği anlaşılmaktadır.

l. Kına; Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz. Kına su ile karıştırılıp bulamaç kıvamına getirilerek boyanacak yere sürülür.

2.2.2. Sanat

Halkın geniş kesimini sanatı “güzel olan, hoşa giden şey” olarak tanımlamaktadır. Günlük, basit ve sıradan şeylerin üstünde olması, sanatın ayırıcı özelliklerindendir (Öztürk,1998,s.83).

Sanat, insanın nesnelere estetik form vermesi ve sanatçı ile nesne arasındaki estetik ilişkidir. Sanat yapıtı kendine özgü mantığı olan ve çeşitli düzeylerde organize olmuş motiflerin içyapısal özelliklerine sahip bir üründür. Sanat bir iletişimdir; çekiciliği, hatasızlığı oranında ilettiği mesajın sorumluluğunu da taşır. Sanat insanı çevreleyen tüm ilişkiler karmaşasının doğal, kaçınılmaz bir sonucudur.

İnsanın duygu, düşünce ve becerilerinin toplumsal ve tabiat olaylarından etkilenerek bir güzelliği ortaya koyması ile sanat oluşur. Bir duygunun bir tasarının

(43)

veya güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bir kaç anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık. İnsanın yetenekleri yalnızca, fayda sağlamaya yönelik amaçlar için değil, kişisel bunalımlarını yatıştırmak, heyecanlarını doyurmak ve ruhsal özlemlerine uygun yaşayabilme isteği ile kullanması ve değerlendirmesi anlamına gelir.

Sanatçı doğadan aldığı etkilere kendi duygu ve düşüncelerini de katarak yeni bir eser ortaya koyar. Bu eserin gerçekleşmesinde çevre, toplumsal olaylar, duygu ve düşünceler, doğadaki izlenimler etkili olur.

Sanatta üç basamak vardır: Birinci basamak, maddi özelliklerin algılanması renkler, sesler, hareketler ve birçok karışık ve tanımlanamayan fiziki dış tepkiler; ikinci basamak, bu gibi algıların hoşa giden biçimler ve kalıplara dökülmesi, estetik kaygının bu iki işlem ile bittiği söylenebilir. Fakat üçüncü bir basamakta olabilir, o da algıların düzenlenmesinin daha önceden var olan bir duygu veya heyecan durumuna uydurulmasıdır (Read, y.y, s. 21–22).

2.2.3. El Sanatları

Uygarlıklar İnsanoğlu’nun var olduğu tarihten beri, el sanatları ile iç içe yaşamışlardır ve yaşamaktadırlar. Genel anlamda düşünülürse insan, el sanatlarından ve onun ürünlerinden yararlanarak; yiyecek, barınma, avlanma, giyecek, süslenme, eğlence gibi ihtiyaçlarını karşılamışlardır (Köklü,2002, s.1).

Günümüze ulaşan duygu, düşünce, becerilerimizi sergilediğimiz en önemli unsurlardan biri de el sanatlarıdır. Toplumun kendi kültür özelliklerini yaşam biçimlerini Anadolu insanımız ne güzel motiflere yansıtmıştır. Bu da el sanatlarımızın zenginleşmesine yol açmıştır. El sanatları toplumun ekonomik düzeyini, inançlarını, örf ve adetlerini, yaşadığı coğrafyayı, iklimi, teknoloji düzeyini belirtmesi açısından önemlidir.

Güzel sanatlar düzeyinde eserler verilen el sanatları, zanaatçının, ustanın, sanatçının; günlük ve tören eşyaları yapmak, bu eşyaları süslemenin yanı sıra bazı

Şekil

Tablo 1.  Ankara  İli Beypazarı  İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe  Kullanılan İşlemeli Ürün Çeşitlerinin Dağılımı
Tablo 2.b Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan  İşlemeli Başörtüsü Boyutlarının Dağılımı
Tablo 2.c  Ankara  İli Beypazarı  İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan  İşlemeli Peşkir Boyutlarının Dağılımı
Tablo 2.d Ankara İli Beypazarı İlçesi Geleneksel Hamam Kültüründe Kullanılan  İşlemeli Çevre Boyutlarının Dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

1.Vücut sopa şeklinde uzamış, bacakları ince uzun ve kanatsız formlardır.. Örn:

Gelin; ablası, yengesi, teyzesi, halası gibi çok yakınları ve bir kaç arkadaşı ile birlikte oğlan evinin yakınları, kına gecesinden bir veya iki gün önce hamama

Büyük bir ticari canlılığın bulunduğu, herkesin bir iş yerine sahip olmak istediği bu bölge- de zemin, çok kıymetlidir.. Ayrıca her iş sahibinin özlemi, zemine en

Aminoasit analizi, Peptit haritalama, MS, Edman bozunma analizi Mikrobiyal sınır testleri, Sterilite testi, Mikrobiyolojik testler. Modifiye edilmiş CFR 21 metodu f ,

Burada kültür, turizm için sadece yöresel yemek ve turistik hediyelik eşyadan oluşan turistik ürün olmamıştır ancak Kaş-Kekova ÖÇKB’nde geçimlik üretim ve

Çevre işlemeleri düz dokuma parçalar üzerine yapılmış, çoğunlukla altın ve gümüş rengi metal iplikler, yassı tel ve ipek iplik ile Türk işi pesent çeşitleri, hesap işi,

Türk resim sanatında ise hamam ve harem konusu gizli olması gereken bir konu olarak nitelendiğinden Türk ressamlarına yakın zamana kadar minyatürlerin

Studies shown that, trona- bearing zones (lower and uper trona horizons) are composed of mainly of 85 % well crystallized natural soda minerals such as trona, pirssonite, nahcolite