• Sonuç bulunamadı

Bir mesleğin gelişimi: Genel tababet - uzmanlık - aile hekimliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir mesleğin gelişimi: Genel tababet - uzmanlık - aile hekimliği"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1) Modern E¤itim Fen Okullar›, Aile Hekimli¤i Uzman›, ‹stanbul

2) Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi Aile Hekimli¤i Anabilim Dal›, Aile Hekimli¤i Uzman›, Doç. Dr., Adana 95

T›p Tarihi

H

ekimlik tarihini hekimin niteli¤i ve ele ald›¤› ko-nu aç›s›ndan üçe ay›rabiliriz: 19. yüzy›l ve önce-sindeki kendili¤inden genel tababet dönemi; geç 19. yüzy›l ve 20. yüzy›l›n bafl›ndaki uzmanl›k dönemi ve 20. Yüzy›l›n ikinci yar›s›ndaki yeni genel pratisyenlik/aile hekimli¤i dönemi. Bu yaz›da Birleflik Krall›k ve Amerika Birleflik Devletleri ile ülkemizde 19. yüzy›l ve öncesinde-ki genel tababet uygulamas›n›, uzmanl›k dallar›n›n gelifli-mini ve aile hekimli¤inin ortaya ç›k›fl›n› ele alaca¤›z.

Genel Tababet Dönemi

Büyük Britanya ve ABD

Hekimlik prati¤i ancak 19. yüzy›lda profesyonellerin eline geçti. Daha önce, toplumun ihtiyaçlar›n› sadece

kü-çük bir bölümü hekim olan çeflitli flifac›lar taraf›ndan kar-fl›lan›yordu. Avrupa’da, 17 ve 18. yüzy›lda hekimler az sa-y›daki üniversitelerden birinde e¤itim görmüfl, bilgili, küçük ve seçkin bir grubu oluflturuyorlard›. fiehirlerde zengin ve etkili kiflilere hizmet veriyorlar, cerrahi giri-flimde bulunmuyor ve ilaç haz›rlam›yorlard›. Bu hekim-ler ile fakirhekim-lerin ve köylühekim-lerin t›bbi ihtiyaçlar›n› karfl›la-yan zanaatkâr ve gezgin sat›c›lar aras›nda mesleki ya da toplumsal bir iliflki yoktu. Cerrahlar, usta-ç›rak iliflkisi içinde yetiflen zanaatkârlar, eczac›lar ise bafllang›çta ilaç haz›rlayan ve satan, fakat zamanla talebe uyarak yavafl ya-vafl t›p pratisyeni olan insanlard›.1

‹ngiltere’de 19. yüzy›lda, maddi imkân› olanlar için, sa¤l›k hizmeti alman›n bafll›ca yolu, bir pratisyene ücret

Bir mesle¤in geliflimi:

Genel tababet - uzmanl›k - aile hekimli¤i

Türk Aile Hek Derg 2008; 12(2): 95-103 T›p Tarihi | History of Medicine doi:10.2399/tahd.08.095

Development of a profession: general practice - specialization - family practice

Halûk Ça¤layaner1, Esra Saatçi2

Özet

Hekimlik tarihini hekimin niteli¤i ve çal›flma alan› aç›s›ndan üçe ay›rabiliriz: 19. yüzy›l ve öncesindeki kendili¤inden genel tababet dönemi; geç 19. yüzy›l ve 20. yüzy›l›n ilk yar›s›ndaki uzmanl›k dö-nemi ve 20. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndaki yeni genel pratisyenlik/aile hekimli¤i dönemi. Bu yaz› Birleflik Krall›k’ta, Amerika Birleflik Dev-letleri’nde de ve ülkemizde 19. yüzy›l ve öncesindeki genel taba-bet uygulamas›n›, uzmanl›k dallar›n›n geliflimini ve aile hekimli¤i-nin ortaya ç›k›fl›n› karfl›laflt›ran bir denemedir.

Anahtar sözcükler:Genel tababet, uzmanl›k, aile hekimli¤i,

Bir-leflik Krall›k, ABD, Türkiye .

Summary

The history of medicine can be divided in three periods for qualifi-cation and working field of physicians: spontaneous general prac-tice period (before and during the XIX. century), specialization peri-od (late XIX. and the early XX. centuries) and new general prac-tice/family medicine period (late XX. century). This article rewievs the implementation of general practice before and during the XIX. century, the development of the medical specialization and the emerge of general practice in United Kingdom, United States of America and Turkey.

Key words: General practice, specialization, family medicine,

United Kingdom, USA, Turkey. www.turkailehekderg.org

(2)

T›p Tarihi

mukabilinde baflvurmakt›. Kâr amac› gütmeyen yard›m-laflma kurulufllar›n›n, dayan›flma dernekleri’nin ve sendi-kalar›n giriflimi ile yavafl yavafl, nitelikli iflçilere genel pra-tisyenlik (GP) hizmeti sa¤layan bir çeflit sigorta düzeni oluflmaya bafllad›.

Özellikle özel muayenelerden yeterli gelirin sa¤lana-mad›¤› yoksul semtlerde artan say›da GP bu düzenin parças› olmaya bafllad›. ‹flleyifle kat›lan her GP, sigorta kurumunun listesine dâhil etti¤i her kifli bafl›na y›ll›k be-lirli bir ücret al›yordu. GP’lere mütevaz› ama güvenilir bir kazanç temin eden dayan›flma dernekleri ve sendika-lar sa¤l›k hizmetinin (ev ziyaretleri gibi) standartsendika-lar›n› belirlemelerine elveren ve çal›flan sigortal›lar›n giderleri-ni denetim alt›nda tutmak için GP’in kligiderleri-nik özgürlü¤ünü k›s›tlayan sa¤lam bir konum elde ettiler. Bu güçlü halk kontrolü sonucunda, ironik bir flekilde, tabip liderleri, dayan›flma derneklerinin denetimi yerine devlet müdaha-lesini tercih etmeye bafllad›lar: Bu geliflme 1948’de Ulu-sal Sa¤l›k Hizmetleri’nin (National Health Services) ku-rulufluyla sonuçland›.2

Kuzey Amerika’n›n ilk göçmenleri aras›ndaki az say›-daki hekim toplumun ihtiyac›n› karfl›layam›yordu ve do-lay›s›yla, yeni k›tada kurulan ilk kolonilerin sa¤l›k hizme-tini aralar›nda her çeflit iyilefltiricinin yer ald›¤› pratis-yenler üstlenmiflti. 1760’da Philadelphia T›p Okulu’nun kurulufluna kadar kolonilerde t›p okulu yoktu; dolay›s›y-la hekim olmak isteyen herkesin Avrupa’da e¤itim alma-s› gerekiyordu. E¤itimli hekimlerin say›alma-s› uzun süre ye-tersiz kald›; örne¤in 18. yüzy›l Virginia’s›nda her dokuz pratisyenden sadece biri e¤itimliydi.1

Avrupa’dan e¤itim al›p dönen doktorlar uzun bir süre cerrahi giriflim yapmaktan ve ilaç temin etmekten kaç›na-rak farkl›l›klar›n› korumaya çal›flt›lar. Edinburgh’ta e¤i-tim gören Amerikal› ö¤renciler “Virginia Club”› olufltur-dular, Kulübün amaçlar›ndan biri “her üyenin mesle¤inin flerefini bir eczac› ya da bir cerrah›n ticareti ile kar›flt›rma-mas›” idi. Ne var ki bu tür hizmetlerin yo¤un biçimde ta-lep edilmesi ve yeni kolonilerdeki yaflam›n eski toplumsal engelleri k›sa sürede parçalamas› sonucunda bu yönelim k›sa sürede yok oldu.1

19. yüzy›l bafl›nda Büyük Britanya’da cerrah ve ecza-c›lar›n iflleri giderek daha t›bbi bir nitelik kazand›, statü-leri giderek yükseldi. Afl› uygulamas›n› bafllatan Edward

Jenner (1749-1823) bat› ‹ngiltere’de çal›flan bir köy cer-rah› idi. Bu yüzy›lda cerrahi ö¤retiminde ilerlemeler ol-du, cerrahlar ç›rakl›k ve hastane ö¤retimi dönemlerini ta-mamlad›ktan sonra Kraliyet Cerrahlar Okulu üyeli¤i (membership of Royal College of Surgeons; MRCS) s›-nav›na girdiler. 1815 Eczac›lar yasas› ‹ngiltere’de eczac›-lara t›bbi tavsiyelerde bulunma ve ilaç verme yetkisi tan›-d›. Yasa, eczac›lar›n befl y›ll›k bir ç›rakl›k e¤itimi ile ana-tomi, fizyoloji, hekimlik prati¤i ve ilaçlar konusundaki dersleri almalar›n› zorunlu hâl’e getirdi. Yasa, yeterlilik s›nav›n›; Eczac›l›k Derne¤i Lisans›n› (Licentiate of the Society of Apothicaires; LSA) da zorunlu k›ld›. K›sa sü-rede pratisyenlerin her iki niteli¤i de (LSA ve MRCS) ta-fl›malar› benimsendi, ebelik s›nav› da eklendi¤inde, dip-loma sahibi hekimlik, cerrahi ve ebelik pratisyeni olarak ni-telendirildi. Genel pratisyen terimini ilk kez Lancet dergi-si, 19. yüzy›l bafl›nda kulland›. Böylece ABD’de 18. yüz-y›lda do¤an genel pratisyenlik, 19. yüzyüz-y›lda ‹ngiltere’de adland›r›ld›. Toplumsal ihtiyaçlar› yan›tlayan yavafl bir süreç içinde cerrah ve eczac›lar hekimlerle birleflerek modern t›p mesle¤ini oluflturdular. Avrupa ve Kuzey Amerika’da 19. yüzy›l genel pratisyenin ça¤› idi: Her iki k›tada da meslek üyelerinden ço¤u genel pratisyendi, t›p fakültelerinde de hekimlerin fonksiyonlar› aras›nda çok az farkl›laflma vard›.1

T›p mesle¤i, ABD’de 19. yüzy›l›n bafllang›c›nda yer-leflik bir nitelik kazand›; gittikçe artan say›da erkek (ka-d›nlar bütün t›p okullar›ndan uzaklaflt›r›l›yorlard›) biçim-sel (formel) e¤itim al›yor, tam zamanl› olarak çal›fl›yor, derneklerde örgütleniyor ve yasal lisans sahibi oluyordu. Stetoskop, mikroskop, klinik termometre ve sfigmoma-nometresi olmayan dönemin Amerikan hekimi tan› için befl duyusuna güveniyordu. Bütün t›bb› uzmanl›k alan› olarak görüyordu. Koruyucu hekimlik ad›na bildi¤i tek uygulama çiçek afl›s› idi. Tedavi büyük ölçüde kan alma, flifle çekme, ve kalomel uygulamas›na dayan›yordu. Cer-rahi, kollar, bacaklar ve beden yüzeyi ile s›n›rl›yd›. Sa¤-lam bir temele dayanmayan çeflitli t›p “sistemleri” yüzy›-l›n ortas›na kadar ünlerini korudular.3

Bilimsel t›p ise emekleme döneminde idi. 18. yüzy›l›n sonuna do¤ru, ‹ngiltere’de, aralar›nda John Hunter’›n cerrahi deneyleri, William Withering’in yüksükotu’nu kalp yetersizli¤inde kullanmas› ve Edward Jenner’in çiçek

(3)

afl›s›n›n etkinli¤ini kan›tlamas› gibi az say›da planlanm›fl klinik deneme yap›ld›. Fakat ancak 19. yüzy›l›n ortalar›n-da Fransa ve Almanya’ortalar›n-da fizyolojik araflt›rmalar, bakteri-yoloji, deneysel patoloji ve klinik teknikler geliflti ve ABD t›bb›na bilimsel yöntemlerin girifli için esin kayna¤› oldu.3 1847’de Amerikan Tabipler Birli¤i (American Medi-cal Association) kuruldu, 1879’da Surgeon General Kü-tüphanesi ilk tomurcuklar›n› veren bilimsel t›p literatü-rüne eflsiz bir rehberlik hizmeti sa¤layan Index Medi-cus’u yay›nlamaya bafllad›.3

Osmanl› ‹mparatorlu¤u

Osmanl›larda 1827 önceki sa¤l›k örgütlenmesinde, kimi flehirlerde darüflflifa, bimarhâne ve cüzzamhâneler, merkezde ise hekimbafl›l›k kurumu bulunuyordu. fiehir-lerdeki sa¤l›k kurulufllar› vakfiyeleri do¤rultusunda halka ücretsiz hizmet verir, tayinler hekimbafl› taraf›ndan yap›-l›rd›.4Modernleflme ça¤›na kadar Osmanl› ‹mparatorlu-¤undaki e¤itim, sa¤l›k ve di¤er toplumsal hizmetleri va-k›flar yerine getiriyordu. 16. yüzy›lda, Osmanl› ‹mpara-torlu¤unun toplam gelirinin %10-14’ünün toplumsal hizmetlere harcand›¤› hesaplanm›flt›r.5

Vak›flar›n yan›s›ra, büyük flehirlerde, maddi durumu iyi olanlara, ücret karfl›l›¤› hizmet sunan hekim, cerrah ve kehhaller (göz hekimleri) de bulunur, hekim muayeneha-nesine “t›bbi dükkân” ad› verilirdi. Bu dükkânlarda t›bbi elyazmalar›, çeflitli ilaç terkipleri yapmaya yarayan mad-deler ve aletlerin bulundu¤u tahmin edilmektedir. “Dük-kân” açmak isteyen hekim, hekimbafl›ya baflvurur, heki-min yetkili olup olmad›¤›n› tetkik eden hekimbafl› baflvu-ruyu cevapland›r›rd›. Hekim vefat eder ya da yer de¤iflti-rirse di¤er bir hekim ayn› yer ya da semtte dükkan açabi-lirdi.6

Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde Süleymaniye Külliyesi’nde yer alan medrese-i t›bbiyenin varl›¤› iyi belgelenmifltir.7Yine de, herhâlde, hekimlerin büyük bölümü ortaça¤a özgü loncalarda usta-ç›rak iliflki-si içinde yetifliyordu. Bayat’›n gösterdi¤i gibi hekimbafl›-lar›n belgelenebildi¤i 1504-1849 y›llar› aras›nda görev yapan pek çok hekimbafl› da, bu usta-ç›rak iliflkisi içinde yetiflmiflti.8

17. ve 18. yüzy›llarda Bat›’daki t›p okullar› geliflimini sürdürdü. Avrupa, bir yandan da Yeni Dünya’dan elde

edilen de¤erli madenler ve dünya ticareti ile zenginlefli-yor, öte yandan k›tan›n kuzeybat›s›nda bu birikim endüs-tri devriminin nüvesini haz›rl›yordu.9

Osmanl› ‹mparatorlu¤u ise dünya ticaret yollar›n›n d›fl›nda kald›¤› gibi askeri genifllemesinin de s›n›r›na var-m›flt›.9Bu dönemin sa¤l›k uygulamalar› yeterince araflt›-r›lmam›fl olmakla birlikte kentlerin geriledi¤i, köylerin önemli ölçüde nüfus yitirdi¤i ya da yer de¤ifltirdi¤i “bü-yük kaçgun” s›ras›nda Anadolu’da sa¤l›k alan›nda Os-manl›’n›n klasik dönemindeki iflleyiflin de geriledi¤i dü-flünülebilir. Bu s›rada di¤erleri gibi, sa¤l›k ihtiyaçlar› da yerel olanaklarla karfl›lanm›fl olmal›d›r.

Osmanl›’da Bat› t›bb›n› uygulama yönündeki ilk ku-rumsal çaba III. Selim zaman›ndad›r: Paris sefareti s›ra-s›nda gördüklerinden etkilenen Bahriye Naz›r› Moral› Seyit Ali Efendi, padiflah› ikna ederek Kas›mpafla Tersa-nesi yan›nda bir hastane, bitifli¤inde de bir t›p okulu açt›. Okulun 1807’de kabul edilen tüzü¤ü ö¤rencilerin ‹stan-bul’daki eczac› dükkânlar›nda çal›fl›p ‹talyanca ö¤renme-lerini, t›p ve cerrahi ö¤retiminin ‹talyanca olmas›n› ve ö¤re-tim sonunda 4 y›l mecburi hizmet yap›lmas›n› öngörüyordu. III. Selim’in bir baflka giriflimi de müfredat›nda kadavra disseksiyonunun yer ald›¤› bir t›p okulu kurmak oldu: Gerici bir ayaklanmadan çekinen Sultan bunun için bir ara çözüm gelifltirdi; okulu ‹stanbul’daki Rum tebaaya aç-t›rmak. Kuruçeflme Rum T›bhanesi, Dimitri Moruzi’nin müdürlü¤ünde 1805’te aç›ld›. Ne var ki, 29 May›s 1807’de, III. Selim, Kabakç› Mustafa ayaklanmas› ile taht-tan indirilince iki okul da, Türk t›p tarihinin gerçeklefl-memifl projeleri aras›nda yerlerini ald›lar.10,11

Bu dönemde nüfusu Müslüman bir eyaletin, K›r›m’›n kayb› herkesi sarst›; Mahmut Raif, fianizade Ataullah Efendi, Hoca ‹shak gibi entellektüeller dönemin lingua franca’s› (uluslararas› dili) Frans›zca’y› ö¤renerek Bat›n›n h›zl› geliflimini yakalama ve gerilemeyi durdurma aray›-fl›na girdiler.12

Öte yandan –kadavra üzerinde çal›flma gi-bi netameli gi-bir özelli¤i içermeyen– askeri mühendislik okullar› da bu dönemde aç›ld›.

Bugünkü T›p Fakültesi gelene¤inin temelinde yer alan kurum Sultan II. Mahmut’un 14 Mart 1827’de13

aç-t›¤› T›p Okuludur. Bu tarihi yerli yerine koyabilmek için 1) 1826’da Vakay› Hayriye13

ile Yeniçeri Ordusunun or-tadan kald›r›ld›¤›n› hat›rlamak gerekir; Okul, bu sayede,

(4)

T›p Tarihi

Kas›mpafla ve Kuruçeflme okullar›n›n ak›betine u¤ramak-tan kurtulmufltur. 2) Okul, Mehmet Ali Pafla’n›n M›s›r T›p Okulu’nun aç›l›fl›n›n üzerinden bir ay bile geçmeden aç›lm›flt›r.13

Bu da, iki ülke aras›ndaki rekabete iflaret eder. 3) Nihayet, 1828’de Osmanl›’n›n yenilgisiyle so-nuçlanan Osmanl› – Rus Savafl› olmufltur ki, bu ve di¤er politik sorunlar 1827’de aç›lan T›bbiye’nin gere¤ince ge-liflmesini geciktirmifltir. 1839’da, Tanzimat Ferman› ile eflzamanl› olarak, t›bhane ve cerrahhane, Galatasaray’da, Mekteb-i T›bbiye-i Adliye-i fiahane ad› alt›nda birleflti-rildi. 1841’de kadavra üzerinde anatomi derslerine bafl-land›.14 Bu okulda, hekimlerin yan› s›ra eczac›, cerrah, afl›c› ve ebe de yetifltiriliyordu.15

1860 – 1870’lere kadar, Osmanl› t›p e¤itimi iki büyük engelle karfl› karfl›ya kald›: ‹mparatorluktaki ilk ve ortaö¤-retimin uygunsuzlu¤u ve Türkçe t›p kitaplar›n›n yoklu¤u. T›p e¤itimi Frans›zca olarak bafllat›larak Türkçe t›p kitap-lar›n›n yoklu¤una geçici bir çözüm bulundu. Önceki e¤i-tim aflamalar›nda edinilemeyen bilgi ve beceriler ise T›b-hanede veriliyordu, bu arada t›p e¤itimi 10 y›la kadar uza-m›flt›.16 Bütün çabalara ra¤men bu ilk dönemde T›bbiye ra¤bet görmemifl, aç›l›fl tarihi olan 1827’den 1866 y›l›na kadar geçen 40 senelik süre içinde sadece 300 hekim me-zun edebilmifltir.17

O günlerden kalan bir belge, e¤itimsiz hekimlerin “çekirgeler gibi yay›ld›¤›n›” yazmaktad›r.16

1840’ta T›bbiye yönetimi padiflah›n emriyle Meclis-i Umur-u T›bbiye-i Mülkiye’yi (Sivil T›p ‹flleri Meclisi) oluflturdu. Bu meclis, varolan hekim, eczac›, cerrah, afl›c› ve ebeleri saptamaya çal›flt›. 1843’te ilk bilimsel ebelik (fennî kibâle) kursu düzenlendi. Hekimlerin, meclise baflvurarak diplomalar›n› tescil ettirmeleri istendi. Mec-lis, “halk›n mizac›na uygun hekimlik bilgisine sahip oldukla-r› belli olan” diplomas›z kiflilere de “bir had dahilinde ve bunlara talimat ve tenbihat icras›yla” ruhsat verdi.14

1861’de “Memalik-i Mahsure-i fiahane’de Tababeti Belediye ‹cras›na dair” nizamnamesi, Mekteb-i T›bbiye ya da yabanc› bir t›p mektebinden diplomas› olmayan›n hekimlik yapmas›n›, icazetnamesi (izin k⤛d›) olmayan›n hekim ünvan› kullanmas›n› yasaklad›. Daha önce hekim-lik yapanlara, icazetnamelerini T›bbiye’ye kaydettirme zorunlulu¤u getirildi. Kaydedilenlerin listesi gazetede yay›nland› ve eczanelere gönderildi. Bulundu¤u yerde eczane olmayan doktor ve cerrah hastas›na ilaç

verebile-cekti. Eczanesi olan yerlerde ise bu yasaklanm›flt›.14 Yine 1860’da ç›kar›lan bir ferman ve 1861 belediye nizamna-mesi ile yeni hekim ve eczac› loncalar› kurulmas› yasak-land›; varolan loncalar da 1913’te la¤vedildi.6

20. yüzy›l öncesindeki hekim, cerrah, göz hekimi gibi mesleki ay›r›mlar› bugünkü uzmanl›klarla eflde¤er tut-mak mümkün de¤ildir. 1840 “Yüksek T›p Meclisi” ka-rarlar› ve 1861 Nizamnamesi sonras›nda icazetnameleri onaylanan hekimlerin bir bölümü medrese mezunu, bir bölümü ise alayl› (pratikten yetiflme) olmal›d›r. Öte yan-dan her türlü kayd›n d›fl›nda halk hekimli¤i icra eden k›-r›k-ç›k›kç›, s›n›kç› v.d. sa¤alt›c›lar›n faaliyetleri bu tarih-ten sonra da, günümüze kadar süregelmifltir. Bu konu-nun incelenmesi günümüz Türkiye’sinde alternatif t›b-b›n tarihi kökleri hakk›nda bilgi verebilir.

Halk›n hekim ihtiyac›n› karfl›lamaya yönelik ilk ku-rum 1866’da aç›ld›: Mekteb-i T›bbiye-i Mülkiye (Sivil T›p Mektebi). 1857’de, Askeri T›p Mektebinde aç›lan “mümtaz (seçkin) s›n›f”tan yetiflen ö¤renciler, t›p dilinin Türkçeye çevrilmesi için çal›flmalar›n› sürdürürler: Bu çal›flmalar sonucunda, 1867’de Sivil T›p Mektebinde, 1870’te de Askeri T›p Mektebi’nde Türkçe ö¤retime ge-çildi.16

Öte yandan 1838 ortaö¤retim, 1847, 1863 ve 1869 ilkö¤retim reformlar›yla ilk ve ortaö¤retim günün gerek-lerine uygun hale getirilmeye çal›fl›ld›.18

1871’de bütün ülkede genel kapsaml› birinci basamak sa¤l›k örgütünün kurulmas›n› öngören ilk sa¤l›k mevzuat› yürürlü¤e kon-du: “‹dare-i Umumiye-i T›bbiye-i Mülkiye (Sivil Sa¤l›k Hizmetleri Genel Yönetimi) Tüzü¤ü. Tüzük, illerde

s›h-hiye müfettifllikleri, ilçelerde memleket tabiplikleri

ku-rulmas›n› öngörüyordu.14,19

T›p Uzmanl›klar›n›n Geliflimi

Büyük Britanya ve ABD

Anatominin gizlerini 16 yüzy›lda Vesalius, kan dola-fl›m›n› 17. yüzy›lda Harvey, solunumu ise 18. yüzy›lda Lavoisier aç›klam›flt›. Ne var ki ayn› dönemde hiç bir ge-çerlili¤i olmayan “t›p teorileri” o kadar yayg›n bir kabûl görüyordu ki t›p uygulamas›nda hemen hiç bir gerçek ilerleme sa¤lanamad›. 1850’lerde bir doktorun iyilefltir-me kapasitesi antik dönemdeki iyilefltir-meslektafl›ndan farkl› de-¤ildi; ayn› tedavi iktidars›zl›¤› sürüyordu.20

(5)

T›p Tarihi

‹nsanl›k tarihi boyunca süren bilgi birikimi 19. yüzy›-l›n ortalar›ndan bafllayarak büyük bir s›çrama gösterdi: Sanayi, ulafl›m ve haberleflmedeki at›l›mlar, gelifltirilen mikroskopla bulafl›c› hastal›klar› ufak canl›lar›n olufltur-du¤unun kan›tlanmas›, anestezinin hayvan deneylerine ve uzun operasyonlara olanak sa¤lamas›, büyük araflt›r›c› ve ö¤retici hekimlerin yetiflmesi 1850’den bafllayarak t›b-b›n büyük ilerlemeler göstermesini sa¤lad›.21

O s›rada Kuzey Amerika’daki t›p e¤itimi bilimsel te-mellere sahip de¤ildi, e¤itimin kalitesi genellikle çok dü-flüktü. 1889’da Johns Hopkins T›p Fakültesinin kurul-mas› Kuzey Amerika’da t›bb›n geliflmesinde bir dönüm noktas› oldu. Kurucular t›p e¤itimini sa¤lam, bilimsel bir temele oturtmak istiyorlard›. Bütünüyle uzmanlardan oluflan fakülte, laboratuvara önem veren Alman t›p eko-lünü esas ald›. 1910 – 1930 Flexner reformlar› yeni döne-mi belirledi: Uzmanl›k dönedöne-mi.1

Katlanarak artan bilgi birikimi kaç›n›lmaz olarak uz-manlaflmay› do¤urmufltu; uzmanlaflma bilgi birikimini h›zland›rd›. Yirminci yüzy›l›n ilk çeyre¤inde her birinin tan›mlanm›fl ö¤retim programlar› ve yeterlilik s›navlar› olan bafll›ca t›p uzmanl›¤› dallar› ortaya ç›kt›. Teknolojik ilerleme h›zl›yd›, araflt›rma yat›r›mlar› verimli sonuçlar veriyordu. T›p e¤itimi laboratuvar bilimlerine ve t›p tek-nolojisine giderek daha fazla yöneliyordu. Uzmanl›¤›n sayg›nl›¤›n›n artmas›, de¤er kazanan teknik ve araflt›rma becerilerinin kiflisel bak›m›n yerini almas›, bir kariyer olarak genel pratisyenli¤in gözden düflmesine neden ol-du.22

1923’te modern t›p, sa¤l›k hizmeti sunumunu çok fazla say›da parçaya ay›rm›fl, sarkaç uzmanlaflma yönünde uç noktaya ulaflm›flt›. Peabody’nin kapsaml› ve kiflisel hizmet verebilecek genel tababete dönülmesi önerisi ne toplumdan ne de t›p dünyas›ndan ilgi gördü.22

1930’dan bafllayarak genel pratisyenlerin say› ve oran› azald›. Sü-reç, II. Dünya Savafl›ndan sonra t›p fakültelerinde fiilen genel pratisyen yetiflmemesi ve ana uzmanl›k dallar›n›n yandallara ayr›lmas›yla h›zland›.

Mesle¤in parçalanmas› ve teknolojinin ön plana al›n-mas›n›n önemli etkilerinden biri hasta-hekim iliflkisinin bozulmas› oldu. Bak›m ve hekimli¤in kiflisel yönünün ih-mâli mesleki hata davalar›n›n artmas› ve teknolojinin bü-yüsünü yitirmesiyle sonuçland›.1

Uzmanlaflma ça¤›n›n zirveye ulaflmas› ile özel ö¤retim ve niteliklerinin bulunmamas› ile tan›mlanan genel pratis-yenden, mesle¤in farkl›laflmam›fl kütlesinden ayr›, iyi fark-l›laflm›fl bir rolü ve tan›mlanm›fl becerileri olan yeni tür bir genel pratisyen ihtiyac› belirdi. ABD’de yeni genel taba-bet uzman› ihtiyac› iki can al›c› raporla ortaya kondu: The Graduate Education of Physicians; (Millis 1966), Meeting The Challenge of Family Practice; (Willard 1966). Ayn› dönemde Kanada, Bileflik Krall›k, Hollanda, Avustralya ve di¤er endüstrileflmifl ülkelerde benzer de¤ifliklikler mey-dana geldi.1

Genel pratisyenlikteki çöküfle tepki olarak 1950’ler ve 1960’larda bir çok ülkede genel pratisyenlik okullar› ve akademileri kuruldu. ‹lk hizmetiçi e¤itim programlar› bafllat›ld›, müfredat›n tan›mlanmas›nda ve s›navlar›n ta-sarlanmas›nda ilerlemeler kaydedildi. Bu konudaki öncü-lerden biri de eski Yugoslavya’dan Dr. Andrija Stamper idi. Yine bu dönemde ‹ngiltere, Kanada, Hollanda, ve ABD’de ilk akademik kürsüler kuruldu ve aile hekimli¤i mezuniyet öncesi müfredatta yer ald›. 1972’de Dünya Genel Tababet/Aile Hekimli¤i Ulusal Okul ve Akademi-leri Örgütü (World Organisation of National Colleges and Academies of General Practice/Family Medicine; WONCA) kuruldu.1

Osmanl› ‹mparatorlu¤u – Türkiye Cumhuriyeti

Türkiye’de 14 Mart 1827’de T›p Fakültesinin ilk ku-ruluflundan 1933’de Çapa’ya tafl›nmas›na kadar 10 kez23 (yaklafl›k her 11 y›lda bir) yer de¤ifltirmifl, bir kez de bü-yük bir yang›n geçirmifl olmas› t›p e¤itimi ve uzmanl›k dallar›n›n geliflimi konusundaki bilgimizi k›s›tlar.

1906’da, Cemiyet-i T›bbiye-i fiahane’nin 50. Y›l› Fa-aliyet Raporu’nda yaln›zca 5 t›p dal› (iç hastal›klar›, flirür-ji, jinekoloji ve obstetrik, oftalmoloji ve dermatoloji) sa-y›l›r.23

1928: 15 uzmanl›k dal› resmen tan›nd›.

1947: 22 uzmanl›k dal› resmen tan›nd›. Bu dallardan biri de “genel sa¤l›k uzmanl›¤›” idi.

1955: 37 uzmanl›k dal› resmen tan›nd›. Genel sa¤l›k uzmanl›¤› tüzükten ç›kar›ld›.

1961: 45 uzmanl›k dal› resmen tan›nd›. 1962: 60 uzmanl›k dal› resmen tan›nd›.

1983: Uzmanl›k dallar› 42’ye indirildi. Bu dallardan biri de “aile hekimli¤i” idi.24

(6)

T›p Tarihi

Birinci basamak sa¤l›k örgütlenmesi 1913’ten itiba-ren illerde sa¤l›k müdürlü¤ü, ilçelerde hükümet

tabip-li¤i ile sürdürüldü. 1924’te taflra yerleflimlerinde Muaye-ne ve Tedavi Evi ad› alt›nda sa¤l›k hizmet birimleri

ku-rulmas›na karar verildi. 5 – 10 yatakl› olan bu hizmet bi-rimlerinden biri Etimesgut ‹çtima-î H›fz›s›hha Nümûne Dispanseri ad›yla sa¤l›k hizmetinde yeni bir anlay›fl› ser-gilemek üzere aç›lm›fl; di¤erlerinden farkl› olarak merkez ve çevre köylerine koruyucu ve sa¤alt›c› sa¤l›k hizmetle-rini bir arada sunmak için planlanm›flt›.19

Ankara’n›n Etimesgut bölgesi özel bir çiftlik iken sa-hibi taraf›ndan 1925’te Atatürk’e arma¤an edilmiflti. Ata-türk 1928’de Bulgaristan’dan gelen bir göçmen grubunu buraya yerlefltirdi. Etimesgut böylelikle Ankara’ya ba¤l› 19 köye sahip bir bucak merkezi oldu. Burada 1929’da yap›m›na bafllanan dispanser 1930’da hizmete girdi. Bu s›rada, Refik Saydam incelemelerde bulunmak üzere ABD’ne gitmiflti. Saydam, izlenimleri do¤rultusunda, Etimesgut ‹çtima-î H›fz›s›hha Nümûne Dispanseri böl-gesindeki köylerin koruyucu ve tedavi edici hizmetlerini birlefltirerek yeni bir sa¤l›k hizmeti modeli sunmay› he-defledi. Dispanserin bulafl›c› hastal›k olgular›n› Ankara Nümûne Hastanesi’ne sevketmesi öngörülüyordu.19

1946-1947’da Dr. Behçet Uz’un bakanl›¤›nda hizmet birimlerinin nüfus esas›na göre kurulmas› gündeme gel-di: Her 40 köy (yaklafl›k 20.000 kifli) için bir sa¤l›k

mer-kezi kurulacakt›. Sa¤l›k merkezlerinde çal›flt›r›lmak

üze-re iki sene süüze-reyle dahiliye, cerrahi, kad›n do¤um ve ço-cuk dallar›nda rotasyon ile genel sa¤l›k uzmanlar› ye-tifltirilmesi öngörüldü. Bu giriflim, 1955’te genel sa¤l›k uzmanl›¤›n›n uzmanl›k tüzü¤ünden ç›kar›lmas› ve söz konusu hekimlere bulunduklar› dalda uzmanl›k olana¤› verilmesiyle sonuçsuz kald›.19,25

Türkiye’de birinci basamak sa¤l›k hizmetleri ile ilgili belki de en önemli giriflim 5 fiubat 1961’de yürürlü¤e gi-ren 224 say›l› Sa¤l›k Hizmetlerinin Sosyallefltirilmesi ya-sas› oldu. Yasa, 27 May›s 1960’da yönetime el koyan Mil-lî Birlik Komitesi’nin son görev gününde, küçük fakat önemli bir eksikle, finansmanla ilgili maddesi olmaks›z›n yasalaflt›.26 T›p tarihçisi Erdem’in saptad›¤›na göre (1995), Dr. Fiflek flu finansman kaynaklar›n› öngörüyor-du:

“a. Sa¤l›k hizmetlerinin sosyallefltirildi¤i bölgede yafla-yan ve 12 yafl›n› geçmifl olanlardan y›lda nüfus bafl›na al›nacak olan 24 lira sa¤l›k sigortas› primi,

b. Tuzdan,

c. PTT hizmetlerinden al›nacak sa¤l›k vergileri, d. Sa¤l›k hizmetlerinin sosyallefltirildi¤i bölgelerde ‹flçi

Sigortalar› Kurumu ve di¤er kurumlarca sa¤l›k sigor-tas› primi, aidat gibi muhtelif namlarla toplanan para-lar,

e. Özel idare gelirinin %5’i,

f. Umumi muvazeneden ayr›lan tahsisat,

g. Sosyallefltirilmifl sa¤l›k hizmetleri teflkilat› taraf›ndan toplanacak ücretler,

h. Radyo al›c›lar›ndan toplanacak sa¤l›k vergileridir. Burada bir tür ‘Zorunlu Sa¤l›k Sigortas›’ ile karfl› kar-fl›yay›z. 32. madde kabûl edilseydi, o güne kadar gelen sa¤l›k finansman sistemini de¤ifltirecek, günümüze ka-darki ülke sa¤l›k hizmet ve politikalar›n› bambaflka bir yöne çekecek ve Sosyallefltirmeye günümüzdekinden çok farkl› anlamlar yükleyecekti.”26

Yasa, k›rsal bölgelerde her 5.000 – 10.000 kifliye, kentlerde ise 50.000 kifliye bir sa¤l›k oca¤› aç›lmas›n›, sa¤l›k ocaklar›na ba¤l› olarak köylerde 2.000, kentlerde 2.500 kifli için bir ebenin hizmet verece¤i bir sa¤l›k evi aç›lmas›n› öngörüyordu.27

Kan›m›zca, yasan›n kentlerde uygulanmas›n› zorlaflt›-ran unsurlardan biri de, çok genifl bir görev tan›m›na sa-hip olmas› idi. Öncelikle k›rsal bölgeleri hedefleyen yasa aç›s›ndan bu, o günlerde ikincil derecede bir sorun ola-rak görülmüfl olmal›d›r. Bu görev tan›m›n› kapsayan 154 say›l› “Sa¤l›k Hizmetlerinin Sosyallefltirildi¤i Bölgelerde Hizmetin Yürütülmesi Hakk›ndaki Yönerge” ile bu yö-nergenin maddelerini bire bir yineleyen “Vilayet S›hhat Müdür ve Hükümet Tabipleri ile Belediye Sa¤l›k ‹flleri Müdür ve Belediye Tabiplerine Ait Vazife Talimatnâme-si” bu dergide tam metin olarak yay›nlanm›flt›r.28,29 Bu Talimatnâme,1958’de, taflra teflkilat›na tebli¤ edilirken, dönemin Sa¤l›k ve Sosyal Yard›m Bakan› Dr. Lütfi K›r-dar’›n yazd›¤› üstyaz›dan, o tarihe kadar birinci basamak sa¤l›k hizmetlerinin bir görev tan›m›na sahip olmad›¤› anlafl›lmaktad›r: “Vekâletimiz teflkilât›n›n kurulmas›ndan itibaren geçen müddet zarf›nda (…) sa¤l›k idaresi

(7)

hak-k›nda ehemmiyetli esaslar meydana gelmifl bulunmakta-d›r. Mahalli (…) sa¤l›k makamlar›n›n bu esaslara uymak ve onlar› tatbik etmek suretiyle vazifelerini âhenkli ve ve-rimli olarak baflaracaklar› aflikârd›r.”30

224 say›l› Yasan›n uygulanmas› oldukça iyi belgelen-mifltir: “Türkiye’de 1.3.1962 tarihinde bafllayan uygula-ma iki kademelidir. ‹lk sene bina ve uygula-malzeme sa¤lauygula-ma, ikinci sene de personel atama ve faaliyet y›l›d›r.” 224 sa-y›l› kanunun uygulanmas›na ilk olarak 1.3.1962’den iti-baren Mufl ilinden bafllanm›flt›r. 1.3.1964’ten itiiti-baren ise Bitlis, Van, Hakkari, Kars, A¤r› illeri ile Ankara’n›n Eti-mesgut bölgesinde bu uygulama bafllam›flt›r, onlar› 1.3.1965’ten sonra Erzincan, Erzurum, Diyarbak›r, Siirt, Urfa, Mardin kovalam›flt›r,…”31

Yasan›n mimar› Nusret Fiflek 1965 y›l› sonunda müs-teflarl›k görevinden ayr›lmak zorunda kal›r.32

Fiflek, 1985’te kaleme ald›¤› kitab›nda yasan›n uygulanmas›n› matematik bir berrakl›kla analiz etmifltir: “1963-1965 y›llar› aras›nda baflar› ile uygulanan sosyallefltirme 1966 y›l›ndan bafllayarak baflar›s›z bir uygulama flekline dönüfl-müfltür. Baflar›s›zl›¤›n 6 temel nedeni flunlard›r:

• Baz› sa¤l›k bakanlar› ve bunlara ba¤›ml› olarak yüksek kademe yöneticileri kanunun uygulanmas› gere¤ine inanmam›fllar ve personelin güvenini sarsm›fllard›r. • Sa¤l›k ocaklar› ve hastaneler aras› iflbirli¤i

kurulma-m›flt›r.

• Hastane ve sa¤l›k ocaklar›na yeter say›da hekim atan-mam›flt›r.

• Hekim ve di¤er sa¤l›k personeli fakülte ve okullarda hizmetin gerektirdi¤i gibi yetifltirilmemifltir.

• ‹l düzeyinde sa¤l›k yönetimi yetersizdir. Sa¤l›k ocak-lar›n› denetleyecek grup baflkanl›klar› kurulmam›flt›r. Yerel örgütler, ço¤unlukla flefi olmayan bir orkestra ya da komutan› olmayan bir orduya benzemektedir. • Hizmet için verilmesi kanun gere¤i olan ödenekler

hiçbir zaman yeter düzeyde verilmemifltir. Araç gereç ve ilaç s›k›nt›s› daima büyük sorun olmufltur.”33 Yak›n sa¤l›k tarihimizdeki bu önemli giriflim 1960’larda nüfusumuzun %70’inin yaflad›¤› k›rsal alanla-r› hedefliyor ve uzmanl›k e¤itimi olmayan t›p fakültesi mezunlar›n›n istihdam›n› öngörüyordu.

224 say›l› yasan›n ifllevsel birimi olan sa¤l›k oca¤› ge-çen sürede ülke çap›nda yay›lm›fl olmakla birlikte

ocak-larda verilen hizmetin nitelik ve niceli¤i büyük farkl›l›k-lar göstermektedir. Günümüzde nüfusun da¤›l›m› nere-deyse tersine dönmüfl, nüfusun %60’› kentsel bölgelere adeta y›¤›lm›flt›r. Sa¤l›k ocaklar› kentlerde yeterince yay-g›n olmad›¤› gibi, bir bölümünü burada saptamaya çal›fl-t›¤›m›z çeflitli nedenlerle, birinci basamak sa¤l›k hizmet-lerinin hastanelerden talep edilmesi çok yayg›nd›r: ‹stan-bul’un referans sa¤l›k kurumlar›ndan Haydarpafla Nu-mune Hastanesi’ne 1994 y›l›ndaki baflvurular›n sadece %1.6’s› yatarak tedavi görmüfl, di¤erleri ayaktan tedavi edilmiflti.34

2003’te Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi polikliniklerine baflvuran hastalar›n %36’s›n›n ilk baflvu-ru noktas› olarak üniversite hastanesini tercih ettikleri saptanm›flt›.35 fiahin ve arkadafllar›n›n Edirne’deki çal›fl-mas›na göre, halk›n %35.7’si için SSK Hastanesi, %27.8 için devlet hastanesi, %10.2’si için üniversite hastanesi, %8.0’i için özel muayenehane, %5.7’si için sa¤l›k oca¤›, %5.4’ü için iflyeri hekimi ilk baflvuru noktas› idi.36

Bir baflka çal›flmada, Van Devlet Hastanesi ‹ç Hastal›klar› Poliklini¤i’ne baflvuran hastalar›n %90.6’s›n›n ikinci ba-sama¤a do¤rudan baflvurduklar› saptanm›flt›r.37

Türk t›p literatüründe, aile hekimli¤inin tan›m›n› ve-ren ve görevlerini anlatan, aile hekimli¤inin neden ge-rekli oldu¤unu aç›klayan, saptayabildi¤imiz ilk yaz› Veli-cangil ve Çakmakl›’ya (1973) aittir ve bu dergide tam metin olarak verilmifltir (1997).38,39

224 say›l› yasay› haz›rlayan Nusret Fiflek, 1985’te –ai-le hekimli¤inin tababet uzmanl›k tüzü¤ünde yer almas›n-dan 2 y›l sonra– “Halk Sa¤l›¤›na Girifl” kitab›nda sa¤l›k oca¤›nda çal›flacak aile hekiminin birinci basamak sa¤l›k hizmetlerindeki yerini flöyle aç›klamaktad›r “Kifliye yö-nelik koruyucu hekimlik hizmetleri ile ayakta ve evde te-davi hizmetleri bir arada (integre olarak) yürütülmelidir. (…) ‹ntegre örgütlenme modelinin en basiti ça¤dafl aile hekimli¤idir. Ça¤dafl aile hekimi, ailedeki çocuklar›n pe-riyodik muayenelerini ve afl›lar›n› yapar. Annelere çocuk bak›m›n› ö¤retir. Yafll›lar›n –varsa gebelerin periyodik muayenelerini yapar ve gereken önerilerde bulunur. Aile bireylerine sa¤l›k, ev hijyeni ve kiflisel hijyen konular›nda e¤itim yapar. Evde hastalanan varsa onlar› tedavi eder veya gerekiyorsa bir uzmana veya hastaneye gönderir. Bu biçim örgütlenmenin az geliflmifl ülkeler için daha ger-çekçi bir modeli sa¤l›k hizmetlerinin sosyallefltirilmesin-de öngörülen sa¤l›k ocaklar›ndaki ekip hizmetidir.”33

(8)

Birinci basamak sa¤l›k hizmetleri ve birinci basamak uzmanl›¤› konusundaki geliflmeler pek fazla gecikmeden ülkemize gelmifltir. Ancak Bat›dan farkl› olarak hem bi-rinci basamak hizmet sunumu, hem de genel tababet uz-manl›¤› konular›nda kurumlaflma çal›flmalar› yetersiz kal-m›flt›r. Hatemi’ye göre (1998) Türkler tarihlerinde bir-çok sa¤l›k kurumu oluflturmakla birlikte bunlar› gere¤in-ce sürdürememifllerdir.40

Birinci basamak sa¤l›k hizmet-leri söz konusu oldu¤unda bu saptama daha da önem ka-zanmaktad›r: Sorun, bir ölçüde akademik nitelikte ol-makla birlikte, hâlen doldurulamayan bu büyük bofllukta 17. yüzy›l Anadolu’sundaki “büyük kaçgun”un rolü ne-dir? Toplum olarak örgütlenme zaaf›m›z; kentleflmemi-zin özellikleri, bir türlü üstesinden gelemedi¤imiz e¤itim sorunu ve di¤erleri birinci basamak sa¤l›k örgütlenmesi-ni nas›l etkilemektedir? Yukar›da belirtti¤imiz gibi ülke bütününde birinci basamak sa¤l›k örgütünün kurulmas›-n› öngören ilk yasa 1871 tarihini tafl›maktad›r.14,19

Bu alandaki aç›k, 1871’den bu yana kapat›lamam›flt›r: Cum-huriyet Türkiye’sinin büyük bir sa¤l›k at›l›m› yapt›¤› Re-fik Saydam dönemi de bu aç›dan bir istisna oluflturma-maktad›r: Zira, ülkenin nüfus varl›¤›n› tehdit eden bula-fl›c› hastal›klarla mücadele eden Saydam’›n önceli¤i bi-rinci basamak sa¤l›k örgütü kurmak de¤ildi. Bu nedenle bulafl›c› hastal›klara karfl› h›zl› sonuç getirecek dikey ör-gütlenmelere yönelmiflti.

Yak›n sa¤l›k tarihimizi inceleyen Ayd›n (1994) kitab›-n›n giriflinde flu saptamay› yapmaktad›r: “Sa¤l›k hizmet-lerinin yürütülmesi için ülkemizde son 50-60 y›ld›r sis-temli, kimli¤i belirli, bilinçle ortaya konmufl bir hizmet organizasyonu ya da modelinden söz etmek çok güçtür. Bugüne kadar yap›lanlar› hizmet için “alt yap›y›” gelifltir-mek yolunda at›lm›fl ad›mlar olarak de¤erlendirebiliriz. Bu nedenle Türkiye’deki duruma iliflkin olarak “Türki-ye’deki sa¤l›k modelleri ya da organizasyonu tarihi” gibi bir isim kullanman›n yanl›fl olaca¤›n› düflünerek kitab›-m›zla ilgili Bakanl›¤›n taflradaki teflkilatlanmas› anlam›na gelen “Türkiye’deki Sa¤l›k Teflkilatlanmas› Tarihi” ad›-n› verdik.”19

Dar bir ilgi alan›n› kapsayan, “kal›n duvarl›” hastane-lerde sürdürülen dal uzmanl›klar›n›n aksine birinci basa-mak hekimli¤i toplum içinde toplumla birlikte sürdürü-len bir etkinliktir. Yo¤un bir örgütsürdürü-lenmeyi gerektirdi¤i

gibi toplumdaki genel örgütlenme eksikli¤inden de de-rinden etkilenir. Konuyu k›saca ele alan bu derlemeden de anlafl›laca¤› gibi, ülkemizde, birinci basamak sa¤l›k hizmetleri konusunda kökleri derine giden bir yetersizlik söz konusudur. Bu konuda bize yol gösterici olabilecek, iki kaynak vard›r: 1) Halk›m›z›n sistem bofllu¤u içinde gelifltirdi¤i sa¤l›k hizmeti alma al›flkanl›klar›. 2) Ülkemiz-de 1871’Ülkemiz-den bu yana birinci basamak sa¤l›k hizmetleri konusunda oluflan birikim. Konu, hekim ve hekim olma-yan uzmanlar›n kat›laca¤› mültidisipliner bir yaklafl›mla ele al›nmal› ve ülkemizin ihtiyaçlar›na cevap verecek yol saptanmal›d›r: Bize özgü bir birinci basamak sa¤l›k hiz-meti modelinin oluflturulmas›nda ekonomi, sosyoloji, psikoloji ve sosyal hizmet uzmanl›¤› gibi dallar›n önemli katk›lar› olabilir.

Kaynaklar

1. McWhinney IR. A Textbook of Family Medicine. 2. bask›. New York, Oxford University Press, 1977; 4-5.

2. Mays N. Origins and developments of national health service. Sociology as Applied to Medicine’da. Ed. Scambler G. Londra, WB Saunders, 1999; 186.

3. Speert H. Obstetrics and Gynecology in America: a history. Chicago, American College of Obstetricians and Gynecologists, 1980; 37-8. 4. Eren N. Ça¤lar Boyunca Toplum, Sa¤l›k ve ‹nsan. Ankara, Somgür

Ya-y›nlar›, 1996; 247.

5. Karpat KH. Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Toplumsal Ba¤›ml›l›k, Yeniden Yap›lanma ve Modernizasyon. ‹stanbul, ‹mge Yay›nlar›. 2002; 27. 6. Dramur R. Osmanl› imparatorlu¤unda hekim ve eczac› gedi¤i, 1. Türk

T›p Tarihi Kongresi’ne Sunulan Bildiriler; ‹stanbul 17-19 fiubat 1988, Ankara, TTK Yay›nlar›, 1992; (149-55): 149-51.

7. Kâhya E, Erdemir ED. Bilimin Ifl›¤›nda Osmanl›dan Cumhuriyete T›p ve Sa¤l›k Kurumlar›. Ankara, Türkiye Diyanet Vakf› Yay›nlar›, 2000; 152-4. 8. Bayat AH. Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Hekimbafl›l›k Kurumu ve

Hekim-bafl›lar. Ankara, Atatürk Kültür Merkezi Yay›n›. 1999; 21-175. 9. Pamuk fi. Osmanl›–Türkiye ‹ktisadî Tarihi. (1500–1914). ‹stanbul,

Ger-çek Yay›nevi, 1999; 114-37.

10. Ad›var AA. Osmanl› Türklerinde ‹lim. 4. Bask›, ‹stanbul, Remzi Kitabevi, 1982; 212-3.

11. Dirican R. Türkiye’de Sa¤l›k Hizmetlerinin Örgütlenmesi, Halk Sa¤l›¤› (Toplum Hekimli¤i)’nde. Ed. Dirican R, Bilgel N. Bursa, Uluda¤ Üniver-sitesi Bas›mevi, 1993; 537-8.

12. Hatemi H, Ifl›l Y. Bir Bilim Dili Mücadelesi ve Tanzimat. ‹stanbul, ‹flaret Yay›nlar›, 1989; 7.

13. Lewis B. Modern Türkiye’nin Do¤uflu. 6. bask› Ankara, TTK Yay›n›, 1998; 85-7.

14. Erimo¤lu C. Anatomi. Ed. Dünya’da ve Türkiye’de 1850’den Sonra T›p Dallar›ndaki ‹lerlemelerin Tarihi’nde. Ed. Unat EK. Istanbul, ‹Ü Cerrah-pafla T›p Fakültesi Yay›nlar› 4, 1988; 27.

(9)

15. Erginöz H. Halk Sa¤l›¤› II: Türkiye’de sa¤l›k idaresi. Dünya’da ve Türki-ye’de 1850’den Sonra T›p Dallar›ndaki ‹lerlemelerin Tarihi. ‹stanbul, ‹Ü Cerrahpafla T›p Fakültesi Yay›nlar› 4, 1988; 174-96.

16. Unat EK, Samast› M. Mekteb-i T›bbiye-i Mülkiye (Sivil T›p Mektebi). 1867-1909. ‹stanbul, ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Ya-y›nlar›, 1980; 1-4.

17. Ekdal M. Bir Temel Sa¤l›k Kuruluflumuzun Varl›¤›nda Türk T›b Tarihi T›bhâne’den Nümûneye. ‹stanbul, Zafer Matbaas›, 1982;23.

18. Koçer HA. Türkiye’de Modern E¤itimin Geliflimi (1773–1909). 2. bask›. Ankara, Milli E¤itim Bakanl›¤› Yay›nlar›, 1990; 9.

19. Ayd›n E. Türkiye’de Sa¤l›k Teflkilatlanmas› Tarihi. Ankara. Naturel Ya-y›nevi, 1994; 5, 13, 20-1, vi.

20. Atabek EM, Görkey fi. Bafllang›c›ndan Rönesansa Kadar T›p Tarihi. ‹s-tanbul, ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Yay›nlar›, 1998;1. 21. Unat EK. Girifl. Dünya’da ve Türkiye’de 1850 Y›l›ndan Sonra T›p Dalla-r›ndaki ‹lerlemelerin Tarihi’nde. Ed. Unat EK. Istanbul, ‹stanbul Üniver-sitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Yay›nlar› 4, 1988; 1-4.

22. Rakel RE. The family physician. Textbook of Family Practice’de. Ed. Ra-kel RE. Philadelphia, WB Saunders, 1990; 3.

23. Erel M. 120 Y›ll›k T›bbiyemizin Tarihine Bir Bak›fl. ‹stanbul, ‹stanbul Üniversitesi T›p Tarihi Enstitüsü, 1947; 6.

24. Unat EK. Türkiye’de t›p dallar›n›n yerleflmesine toplu bir bak›fl. Dün-ya’da ve Türkiye’de 1850’den Sonra T›p Dallar›ndaki ‹lerlemelerin Tari-hi’nde. Ed. Unat EK. ‹stanbul, ‹Ü Cerrahpafla T›p Fakültesi Yay›nlar› 4, 1988; 8-13.

25. Köselio¤lu L. Kaf Da¤›n›n Ard›nda. ‹stanbul, ‹letiflim Yay›nlar›, 2000; 479-80.

26. Ayd›n E. Sosyalizasyon kanununun teknik hatalar› ve 32. madde olay›.

Toplum ve Hekim 1995; 10: 62.

27. Eren N. Sa¤l›k hizmetlerinin organizasyonu Sa¤l›k Oca¤› Yönetimi’nde. Ed. Eren N, Oztek Z. Ankara, Hacettepe Üniversitesi, Toplum Hekimli-¤i Enstitüsü, 1982; 12.

28. Sa¤l›k hizmetlerinin sosyallefltirildi¤i bölgelerde hizmetin yürütülmesi hakk›ndaki yönerge (154 say›l› yönerge). Aile Hek Derg 1997; 1: 117-25. 29. Vilayet s›hhat müdür ve hükümet tabipleri ile belediye sa¤l›k iflleri müdür

ve belediye tabiplerine ait vazife talimatnamesi. Aile Hek Derg 1997; 1: 109-16.

30 N. Demirel, I. Yi¤it, F. Gözenmar, L. Tuncay. Sa¤l›k Mevzuat›m›z. ‹stan-bul, Filiz Yay›nevi, 1963; 613.

31. fiehsuvaro¤lu BN. T›bbi Deontoloji Dersleri. ‹stanbul, Diyarbak›r Üni-versitesi, ‹stanbul Üniversitesi T›p Fakültesi T›p Tarihi ve Deontoloji Kürsüsü Yay›nlar›, 1975; 219.

32. Dirican MR. Bir Doktorun An›lar›. 3. bask› ‹zmit, Kocaeli Üniversitesi Yay›nlar›, 2004; 160.

33. Fiflek N. Halk Sa¤l›¤›na Girifl. Ankara, Hacettepe Üniversitesi Toplum Hekimli¤i Enstitüsü Yay›n›, 1985; 115-6.

34. Ça¤layaner H, Uysal A, Dinç D, Gönenç I, Duman S, Bilgen fi. Bir dev-let hastanesinin hizmetlerinin ayaktan tedavi görenler taraf›ndan de¤er-lendirilmesi. Aile Hek Derg 1999; 3: 63.

35. Tuna, GE, Akp›nar E, Saatçi E. Bir üniversite hastanesine baflvurular› et-kileyen faktörler. Türk Aile Hek Derg 2006; 10: 103-7.

36. fiahin EM, fiahin ÖT. Point of entry to health care system: a community based study in Edirne, Turkey. Turk J Med Sci 2004; 34: 109-14. 37. fiahin HA. Ders notlar›. 100.Y›l Üniversitesi T›p Fakültesi Aile

Hekimli-¤i Anabilim Dal›, 2003. http://www.vanaile.com/modules/articles/index. php?cat_id=2 adresinden 14/01/2006 tarihinde eriflilmifltir).

38. Velicangil S, Çakmakl› K. Aile hekiminin aile ve çevre sa¤l›¤› konusunda-ki görevleri. Sa¤l›k Evde Bafllar’da. ‹stanbul, Halk Sa¤l›¤› Komitesi Yay›n-lar›, 1973; 262-4.

39. Ça¤layaner H. Türkiye’de Aile hekimli¤inin tarihi konusunda bir not.

Ai-le Hek Derg 1997; 1: 59-61.

40. Hatemi H. Darülfünundan Darüflflifaya. ‹stanbul, Dergah Yay›nlar›, 1988; 29.

T›p Tarihi

Gelifl tarihi: 28.02.2008 Kabul tarihi: 14.05.2008

Çıkar çakıflması:

Çıkar çakıflması bildirilmemifltir.

‹letiflim adresi:

Dr. Halûk Ça¤layaner MEF Okullar›

Ulus Mah. Dereboyu Cad Ortaköy 34340 ‹stanbul Tel: (0212) 287 69 00 / 1244 e-posta: caglayanerh@mef.k12.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Temiz su haznemin dolu olup olmadığını kontrol edin ve daha sonra yeniden başlatmak için CLEAN (TEMİZLE) düğmesine basın. Scooba’nın temiz su haznesi

(25) Bez afiş uygulamaları hakkında aşağıdaki kurallar çerçevesinde uygulama yapılabilir. a) Bez afiş uygulamaları; işyerlerinin, sadece faaliyette bulunduğu bina

Hükmü kapsamında proje müellifinin ve yüklenici şirketin fikri ve sınai eser hakkı korunmakta olduğundan ve muvafakat olmadan projenin gerçekleşmesi de

Uluslararası TURAZ Adli Bilimler, Adli Tıp ve Patoloji Kongresinde "Evalution ps-13 MKEK Yapımı 9x19 mm Parabellum Fişekleri Kullanarak Yapılan Atışlardan

Latin Amerika'nın yeşil hedefleri göz önüne alındığında, dünyada büyük ölçekli yenilenebilir enerji finansmanından yararlanmak için daha iyi konumlanmış çok

Bahadır Kaleağası AB Komisyonu üyeleri ve yöneticileri, Avrupa Parlamenterleri, AB ülkeleri bakanları ve bürokratları, Avrupa Yatırım Bankası yetkilileri, AB nezdinde

TÜSİAD Yönetim Kurulu tarafından Mart ayında gerçekleştirilen Brüksel ziyareti çerçevesinde TÜSİAD Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan heyet

11 BAŞAK EYLÜL ALTER İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yetersiz ÖSYM Puanı. 12 SELİN GÜNEŞ İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yetersiz