• Sonuç bulunamadı

Başlık: HZ. ÖMER VE TİCARET MALLARI VERGİSİ VEYA UŞÜRYazar(lar):FAYDA, MustafaCilt: 25 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000657 Yayın Tarihi: 1982 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: HZ. ÖMER VE TİCARET MALLARI VERGİSİ VEYA UŞÜRYazar(lar):FAYDA, MustafaCilt: 25 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000657 Yayın Tarihi: 1982 PDF"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HZ.OMER VE TİcARET MALLARı VERGİSİVEYA UŞÜR

/

Doç.Dr.Mustafa FAYDA

i

Hz.Peygamber'den sonra; bilhassa Hz.O~er'in hilafeti esnasında

(13-2~ /634-644)

gerçekleştirilen tetihler sonucu, İslam Devleti'nin gelir kaynaklarında büyii.k artışlar olmuştur.

Kitabu'l-Emval

müellifi Ebu Ubeyd el-Kasım b. SeUaml, Aııah'ln yalnızca Peygamber ,Efendimiz'e tahsis ettiği maııarını, onun vefatıyla sona erdiğini ve daha sonra Bey~ tülmal'e gelen maııarın, Fey, Humus ve, Zekat (Sadaka) olmak üzre üç kısma ayrıldığını belirtmektedir3•

O,

bunlardan Fey'i, yapılan sulh

an-i

laşmasına göre zimmilerden toplanan maııar diye tarif etmekte ve bun-lan şöylece sıralamaktadır: '

1- Cizye

2- Savaşla elde edilen toprağın haracı (Task) 3- Sulhle elde edilen toprağın haracı

4- Zimmilerİn ticaret 'mallarından "Aşir"in aldığı vergi

5-

Harp ehlinin, ,ticaret için İslam memleketlerine getirdikleri mal-lardan alınan vergi4•

1 224/839 yılında vefat eden müellifin bu eseri iki defa basılmıştır. Biz, Halil Muhammed

Herôs tarafından tahkik edilıniş olan baskıyı kullanıyoruz; Kabire 1968.

2 Ebu Ubeyd'in yalnızca I1z.Peygamber'e ait 'olarak gösterdiği maııar şunlardır:

a) Allab'ın. Rasıilüne müşriklerin mallarından verdikleri şeylerdir. Bunlar için

müslü-manlar savaşmamışlardır. Fedek arazisi ile Beni Nadir Yahudileriııin malı an gibi. b) Safiyy:

Hz.Peyg~mber'in, 1İ1üslümanlann elde ettiği ganimetierden taksim yapılmadan önce beğenip

aldıklandır. c) Humusu'I-Hıımus yani ganimetin beşt~birinin beştebiri. Hz.Peygamber'e ait bu

hisse, Kur'an-, Kerim'in Enfiil41. ayetinde belirtilmiştir. Hz.Peygamber'e ait bu mallar

hakkın-daki çeşitii hadisler için bkz. Ebu Ubeyd, 13-23.

3 Ebu Ubeyd, 23. Beytülmôl'e ait bu üç çeşit malın kısa tarifierini yapan müeIlif daha "onra eserini bu üç ana konuya göre tasnif edip kaleme almıştır.

(2)

170 MUSTAFA FAYDA

Ebu Ubefd'iıı b!l tarifine göre Feys, lıılam Devleti'nin, sulh za-manlarında, k~ndi topraklarında yaşayan ve müslüman olmayan (zim-mller veya ehl-i zimme) kimselerden aldığı cizye, harac ve onların tica-ret malları ve rgisiyle, İSlam Devleti toprakları dışında yaşayan gayr-i müslimlerin (harhi, elıl-i harp veya müste(mİn) İslam memleketlerıne 'getirdikleri ticaret mallarından alınan vergilerden ibarettir. Bu

makale-mizde biz, cizye ve har~c dışındaki fey gelirlerinin, yani zimmi ve harbi-lel'in ticaret mallarından alınan vergilerın üzerinde duraeağız6.

Ticaret mallarından alınan vergileri incelemeye başlarken bir hu-susa dikkati çı~kmek istiyoruz. Şöyle ki, bu vergiler, gerek kaynaklarda gerek çağdaş araştırmalarda, müslümanların ticaret mallarından alınan ve zekat kabııI edilen vergi ile birlikte incelenmektedir. Bilindiği üzre zekatın sarf yerleriyle fey'in sarf yerleri birbirinden tamamen ayrıdır. Bu noktanın göz önünde bUllilldurulmasl şartıyla, biz de konuyu, harbı, zimmi ve müsLümandan alınan ticaret malları vergisi şeklinde beraberce ortaya koymaya çalışacağız7.

İslamiyet'ten önce, Arapyarımadası'ndaki panayırlara getirilen ti-caret mallarından, ondabir vergi alınıyordu.M:ekke şehrini yeniden tan-zim eden Kmay, Mekke halkı dışındakiler, Mekke'y~ geldiği zaman, kendilerinden ondabir vergi alırdıs. Cahiliye Çağında, Arap kabile ve devlet başkanlarıyla Ru~ ve İranhlar da, tacirleI'ın ticaret malların-dan, kendi bdgcIerine geldiklerinde, ondabir veya başka miktarlarda' bir vergi alı) orlardl9•

5 Fey'in mulıtelif tarif ve yorumlan için bkz. Mustafa Fayda, Hz.Ömer Zamanında Gayr-,

Müslimler, 115 vd. doçentlik tezi, Ank. 1979.

6- Cizye ve Harae için bkz. M.Fayda, aynı tez, 47 vd., 137 vd.

7- Beytülm 1I'c gelen mallardan müslümaıılnnn verdiği zekiltın sarf yerleri, Kur'an-ı

Kerim'de (Tevbe, 60) tesbit edilmiştir. Savaş sırasında elde edilen ganimetin sarf yerleri de, yine

Kur'an-ı Kerim'de (Enfal, 41), beştedördü savaşanlara, beştebiri (humus) ise Allah ve Rastllüne,

zilkurba. yetimlcr, miskinler ve yolculara verileceği şeklinde tasrih edilmiştir. }'ey mallnnmn

dağıtımı hususunda çok büyük gelişme ve teşkilatlanmaya Hz.Ömer zamamnda1başlanmış ve

meşhur Divan Te,;kiliıtı, Haşr suresinin 7-10. ayetlerine göre kunılınuştur. Bu konudaki

tamamladığıınız bi r araştırmayı yakında yayımlayacağınuzı belirtmekle yetinelim.

8 İbn Sa'd, et-l'abakôtu'I-Kubrô, i. 70, Beyrut baskısı. \

9 Arapyanıııadası'ndaki panayırlann isimleri ve kimlerin ondabir vergi aldıkları hakkında

bkz. İbn Hablb .• .'-Muhabber, 263-7, E. Lichtenstater'iıı tahkiki, Haydarabad 1942: müellif,

meşhur lJkaz pamyınııda uşur yani ondabir vergi alımnadığını tasrih eder (s. 267): Said

el-Efgani, Esvôku'l-A -abfi'/-Cahiliyye ve'ı-ls/ôm, 217-226, Dımeşk 1960; yazar burada ılıap

pana-yırlannın muhtelif kaynaklara göre isimlerini çıkarnuş ve ondabir vergi alan kabile veya s\illile

i.imlerini vermiştir: ay nca bkz. M.Hamidullah, ls/ôm Peygamberi, II. 202 vd., M.S.Mutlu-S.

Tuğ ter., İst. 1966-fı9: S. Tuğ, lslôm Vergi Hukukunun Ortaya Çıkışı, 10,62, Ankara 1965:

ya-zar burada, Vkiız'c,a vergi -alındığını yazmaktadır: ancak bu husus doğru değildir. İbn Hablb,

(3)

HZ. ÖMER VE TİcARET MALLARı ... 171

\ "

Hz.Peygamber zamanında durum ne idi? Bu soruya açıklık getir-mek için önce, Hz.Peygamber'in, başta Medine çarşısı olmak üzre ,İs-lamiyet'i kabul eden veya....hlam hakimiyetine girip de kendi dinlerinde kalan bölgelerdeki panayıdardan, ticaret malları vergisi alıp almadığını tesbit etmek lazımdır.

Hz.Peygamber, Medine'de çarşı yerini belirleyince şöyle demiştir: ,"İşte bu, sizin çarşımzdır. Burada, sizin içinharae yokturlO" Burada "harac" kelimesi, "ticari emtiadan alınan vergiyill" ifade etmek için, kuııanılmıştır.

Medine çarşısından vergi alınmadığına dair bu haberlerden sonra, şimdi de, Hz.Peygamber'in muhtelif. kabilelerle yaptığı anlaşmalarda yer alan "ondabire. tabi olmayacaklardır" şeklindeki şart üzerinde dur-mak istiyoruz. Bu vergi ilc ilgili şartın ele alındığı anlaşmaların büyük bir kısmı, müslüman olan kabilelerle ilgilidir. MetiIilerd(~yer alan

ibarele-Bizans ve Sasani İmparatorluklanrıdaki lıu vergi ve miktarları hakkında bilgi için bkz.

Z. er-Reyyis, el-Haracfi'd-Devleıi'l-lslamiyye, 52-4, Kahire 1957; S. Tuğ, 5, 6,

ıo;

A. el.A1i en.

Naim, Nizamıı'd-Dara,ib fi'I-1Slıim, 58-61,83, Kahire 1974; A. Fattal; Le Sıalııl Legal des

Non-mıısulmans erı Pays d'/slam, 157, Beyrut 1958; ayrıca bkz. Ebu !-Ibeyd, 707.

10 el-Belazuri, Futı1hu'I-Buldan, 15 (T.I. 24), S. el-Muneccid tabkiki, Kabire 1956, (türkçe

ter. Z.K.Ugan, 1-I1.1st. 1955-6); türkçe tercüme de Z. Ugan, metindeki "harac" kelimesini "hac" diye çevirmiştir. Bu uygun bir anlayış olup pazar yerlerinden alınan vergi anlanundadil'. Bac için bkz. F. Köprülü, IIi/c mad. 1.A,. 187-190. ", . ,Sizin çarşınıza harac konulınayaeaktır" hadisi

için de bkz. ıbn Mace, Sıınen, hadi. no. 2333; S. Tuğ (s. 62), Ukaz panayınndan vergi alındığını

ileri sürdükten .onra aynen şöyle demektedir: "İslam idaresi altındaki Medine pazarında,da aynı şey deva~ etmekteydi. Yani buraya muhtelif yerlerden, getirilen e~tia üzerinden öşr denen bir vergi alınırdı. Bu pazar idarecileri ise Peygambeı: tarafından bizzat tayin edilmiş bulunmaktaydı."

Medine çarşısından vergi alınmadığına dair yukarıdaki iki hadisi görmüş bulunuyoruz. Bun.

ların açık ifadesi karşısında, S.T\lğ'un ileri sürdüğü görüşü doğrulayacak mahiyette başka bir

habere sahip bulunmamaktaylZ. Nitekim S. Tuğ'un aynı yerdeki dipnotlarında gösterdiği

kay-naklarda da bu Iıusus vergi alınmadığı şeklindedir. Esasen hu vergiyi ilk defa Hz. Ümer'in

koy-duğunu biraz sonra göreceğiz. Diğer taraftan Hz. Peygamber'in Mekke fethinden .onra, Said b.

Said'i, oranın çarşısında görevlendirme.ini, vergi alındığı şekliı.ıde bir yoruma tabi tutmaya

imkan olmasa gerekir; bkz. İbn Sa'd, II. 145; ayrıca S. Tuğ tarafından gösterilen el.Keu£ini'nin eserinde de Medine çarşısından vergi alınmayacağı açık lıir şekilde, İbn Mace'nin yukarıdaki ha-disi nakledilmek suretiyle gö.lerilmiştir; bkz. eı-Teraıib, II. 163. Esasen değerli araştıne~, Medine

çarşısından vergi alındığını mantık! bir şekilde şöylece ortaya koymaya çalışmaktadır: "Biz

Medine pazarına yabancıların getirdiği emtiadan

ı/ıo

nisbetinde (öşr) vergisi almdıb'lnı birçok

'kabileler.le akdedilen mualıedelerde vazedilen şartların mefhumu muhalifinden

çıkarabilmekte-yiz. , ." (s. 62-3) Aşağıda üzerinde durulacak olan bu anlaşmalarda ve bazı mektuplarında

Hz. Peygamber, ondabir verginin alınmayacağını tasrih etmişti!. Ancak bu mektuplann hiç

birisinde, ondabir vergi alınacağı belirtilınemiştir. Bu bakımdan, bazı anlaşmalarda yer

alan bu şartın mefbumu muhalifinde'u, Medine çarşısından vergi alındığının ileri .ürülme.i

mümkün olmasa gerekir.

(4)

.172 MUSTAFA FAYDA

rin hepsinde "ondabir alınmayacak" manası vardır. Bunların bir kısmı,

"0J~'i

"(onlardan ondah'ir alınmayacaktır) şeklinde; bazısı"

p'i

'

(ondabir yoktur) veya " iJ~ ':J " (onlardan onda bir alınmasın) ifadeleriyle tasrih edilmi~tirtı. Ebu Uneyd, H/.Peygamber'in çeşitli böl~ gelerdeki kimsdere yazdığı bu mektuplardan, bu verginin alınmasının bir Cahiliye addi olduğunu ve Allah'ın, Hz.Pey{;amber ve İslamiyet ile bunu iptal eYlf:diğini ifade etmektedirl3• .

Kaynaklarmnzda yer alan bu ifade, yalnızca müslüman olan kim-scl~rden kaldırılmış bir \'ergi şeklinde kalmamıştır. Hz.Peygamher'in, Necranlı Hıri3tiyanlarla yaptığı anlaşmada da, "onlardan ondabir alın-mayacaktır" şartının yel' almCisı suretiyle, :t.immilerden de bu verginin alınmadığını görmekteyi;: 10\.

Hz. Peygamber Lamanında, ticaret mallarından "ondabir" vergi alınmayacağı şeklindeki hu şartın, bütün anlaşma ve mektuplarda yer almadığını bura,da helirtmek gerekir. Ancak bu hususun tasrih edildiği bütün v~sikaldda, yalnızca "ondabir" vergialınmayacağı ifade edilmiştir.

Hz.Peygamber zam2ıunda, ticaret mallarından vergi, alınmadığına dair haberler, yalnızca yukarıdakilerden ibaret değildir. Bu yönde bazı hadisler de bu]unmaktadnr. Bu hadisleri ele almadan önce, Hz.Peygam-ber zama.nında ticaret mallarından vergi alındığını ifade eden haberler üzerinde durrm.k istiyoruz. Bu devirde, gayr-i müslimlerden bu vergi-nin, " ... Hz.Omer'in nezaretinde ... " alındığı ileri sürü.lmüştürIS• Bu-nunla ilgili bir hadis şöyledir: "Enes b. Malik, Hz.Ömer tarafından bu yergiyi toplamak için görevlendirilmek istendiğinde şöyle dcr: Ey Mü-minlerin emiri! İşlerjn ansından Meks'e yani' bac al~aya mı beni tayin ediyorsun? Onun bu şekilçle konuşması üzerine Hz.Ömer: Ben sana, Rasulullah'ın bana verdiği bir vazifeyi veriyorum, karş~lığını vermiştir16."

12 M. Hamiduilah, M'ecmwllu'I-Vesailr, LOS, 138,237, 135, 198,245, Beyrnt 1969.

13 Ebu Ubeycl. 707. İtalya" ;nüsteşrık Caetani, Hz.Peygamber'in mektuplannda yeralan

"ondabir yoktur" veya "onlarda" ondabir alınmayacaktır" şeklindeki ibareleri yanlış anlaınış

ve " ... demek bir "lıman, öyle müslüman kabileler vardı ki öşür vermiyorlardı. Bu, sonraki

iddialara yani İslamiyet'in beş şart-ı esasisinden biri ükli.t olduğu esası vaz' edildiği zamanki

nokta-i nazara açıkt.m açığa mui;ay!~dir ..• " (tslam Tarihi, VI. 159-160, Hüseyin Cahid ter.

ıst. 1925) şekliı¥lc: haksız isnatlarda bulunmuştur. Burada söz konusu olan ondabir verginin,

ziraat mahsullerinden müslümaıılann vermekle mükellef olduğu öşü~ yani ondabir miktanndaki zekatla bir ilgisi yoktur. Bu ondal:ir, ticaret mallanndan alınan vergidir ve zekatla ilgisi, yalnızca

miktannın aynı olr~asından ileri gelmektedir. .

14 -Hanllduliab, Vesaik, 141; Ebu Ubeyd, 273; bu ,on eserdeki ibare, "onlardan ondabir

alınmasın" şeklinde.lir;

iS S. Tull, 63. ,

16 Muhammed b. el-Hasan eş-Şeybanl, e•• Siyeru'I-Kebir, II. 320, M.M. Ayıntabi ter. İst.

(5)

-HZ. ÖMER VE TİcARET MALLARı 173

\

"UşI''' yani "ondabir" vergi ile "meks"in ilgisini biraz sonra görece-ğiz. Burada üzerinde durulması gereken husus, Hz.Ömer'in, ticaret mal-ları vergisini toplamak içiiı, bizzat Hz.Peygamber tarafından görevlen-dirildiği ve ticaret malları vergisinin,' Hz.Peygamber zamanında alın-dığıdır. Bu haberi, es.Serahsİ'nin eserinden alan Salih Tuğ, Hz.Peygam-bel' zamanında bu verginin yalnızca gayr-ı müslimlerden Hz.Ömer'in nezaretinde alındığını ve

Im

vergiyle ilgili tafsilatlı hükümlerin, bilhas-sa müslüman olanlardan da zekat nisbetine göre bu verginin alınmasına Hz.Ömer'in hilafeti zamanında karar verildiğini belirtmekte ve bu hu-suslailgili alarak şu yorumu yapmaktadır: " ... acaba Halife Ömer kendi zamamnda bu tatbikatta bulunurken Peygamberden bu hususta sadır ~lan bir söz mü biliyordu ? Yoksa onun .bir tatbikatına mı şahit olmuştu? Araştırmalanmız' arasında bunu büsbütün aydınlatacak bir şeye rastlayamamış olmakla beraber, kendisinin bu mevzuda Peygam-ber tarafından bizzat vazifelendirildiği nazan itibare alınacak olursa, kendi zamanındaki tatbikatında seHihiyetli olduğu düşünülebilir ... "17 eş.Şeybani ve es-Serahsİ'nin naklettikleri ibareden böyle' bir sonuç. çıkarmak oldukça zordur. Çünkü Hz.Peygamber zamanında bu verginin alındığını gösteren başka bir hadise rastlamadığı~ız gibi, Hz.Ömer'iiı böyle bir görevi yaptığını da başka kaynaklardan tesbit cde.m~4.ik.Diğer taraftan hu verginin, Hz.Peygamber zamanında, yalnızca gayr-ı müs-!imlerden alındığına dair S. Tuğ'un ileri sürdüğügörüşe de, sözü edilen metinde bir işaret bulunmamaktadırıs. ESf>scn birçok kaynak ve araş-tırmadıe, islam'da ticaret malları vergisinin ilk defa Hz.Ömer'in hilafeti zamanında ele alındığına işaret edilmekte olduğunu biraz sonra göreceğiz.

Ticaret mallarından alınan verginin tarifini ve muhtevasını ele almadan önce, Hz.Peygamber zamanında böyle bir. verginin alınıp

alın-madığını belirle'IDeye çalışıyoruz. Bu hususta, üzerinde durulması gere-ken bazı hadisler vardır. Şöyleki: Hz.Peygamber: "Meks alan kimse cennete girmeyecektir" veya "Meks alan kimse. cehennemdedir" buyurmuştur19• Bir başka hadiste ise Hz.Peygamber: "Kim ondabir alan kimseye (sahilıu uşur) rastlarsa boynunuvur?un" veya "Eğer ondabir alan kimseye (aşil') rastlarsanız, onu öldürünüz" buyurmaktadırl°.

17 S. Tuğ, 63.

18 Neeran Hıristiyanlanndan bu verginin alınmayaeağlna dair bir şartı yukanda görmüş

bulunuyoruz. .

19 Ebu Ubeyd, 703-4.

20 Ebu Ubeyd, 705; Ahmed b. Hanbel, iV. 234; bir başka hadiste, "uştim sizin üzerinizden

kaldıran Allah'a hamdediniZ" buyurulmaktadır; İbn Manzur, Li;anı,'I-Arab, Uşr mad.; aynea

karşılaştınnız: Yusuf el-Kıırdfıvi, F,khu'z-Zekaı, 1089-1092, Beyrut 1973.

(6)

174 MUSTAFA FAYDA

Ticaret malları vergisiyle ilgili olan bu hadislerle yukarıdaki diğer haberlerde, "meks" ve "'aşir" kelimelerinin geçtiğini ve her ikisinin de, kötü işler yapını, olduklarından dolayı öldüriümelerinin istendiğini gör-mekteyiz.

"Meks" vergisi ve "aşir"in kötülükleriiıin ifade edildiği bu hadisleri eserine alan Ebu Ubeyd, bu işin bütün Arap ve Acem İneliklennce yapı-Jan bir Cahiliye adeti olduğunu belirtmekte ve onların, kendi memleket-lerine gelen ticirlerin mallarının "ondabİr"ini aldıklarını; ayrıca Hz. PeygaInber'in., yazdığı mektuplarda da bu Cahiliye adetini kaldlf(~ığıDl; bunun yeri.ıı.e- de Allah'ın zekatı farz kıldığını belirtmektedir2!.

Ticaret malları vergisinin, Hz.Peygamber zamamnda,ne ıimmi-lerden ve ne de harbiıimmi-lerden aI!Dmadığını bu şekilde tesbit ettikten sonra, ,imdi, Hz.Ömer zamanındaki gelişmelere geçmek istiyoruz. Ancak, daha önce, yukarl(J.aki hadislerde geçen "meks" ve "aşir" tabirleri üzerinde durmamızg.e:rekiyor.

"Meks" kelimesi, vergi manasındadır ki "makis"in, bir başka ifa-deyle "aşir" veya "aşşar"ın hudut ve pazar yerlerinde, tacirlerİn m alla-nndan aldılJarı vergidir. Meks kelimesi lügatta, bir kimsenin satlık ma-lına hiyanet ve haksızlık etmek yani değerinden aşağıya almak, eksilt-mek manasııı.a geldiği gibi CaIıiliye devrinde, bir kimsenin sattıği mal-dan alınan muayyen bir vergiye meks (bac) ismi verilmiştir22•

"Aşir" kelimesi ise "ondabir alan" kimseye denilir; bu kelime, "on-dabir aldı" manasına gelen"

r "

fiilinden ismi faildir. Ayrıca "aşşar" şekli de ayııı manada kullanılmaktadır. Bu kelimenin "uşr" veya "uşur" ( J.J~) ı;eklindeki mastan ise "ondabir almak" anlamına gelmekte-dir. Diğer taraftan "uştir" kelimesinin, "uşr"un çoğulu olarak, yalmzca ticaret malla.rından alınan vergi için kullamldığını görmekteyiz. Bilhas-sa çağdaş bazı araştırıcılar, müslümanların toprak mahsüllerinin zekatı karşılığı öıkmekle mükellef oldukları öşür ile, üzerinde durduğumuz ticaret mallarından alınan verginin biribirine karıştırılmaması için, aynı kelimenin ,;;oğulu olan "uşur"u, bu vergiye mahsus özel bir terim şeklin-de kabul ı~tmişlerdir. ~itekim bu vergi, kaynaklarda da, "uşr" veya "uşiir" ba:i1ığı altında, yalnızca ticaret mallarından alınan vergiye ait bir isim olaJ'ak kullanılmıştır. Bu verginin "harbiler"den ondabir,

"zim-21 Ebu lJbeyd; 707, aynca 703.

22 Mek', için bkz. el-Harezml, Mefatihu'l-Ulum, 40, Kahire 1342; el-Firftdbiidi, Kamu.,

meks mad., M. Asım Efendi ter.; İbnu'I-Esir, en-Nihiiye, LV. 109-110, Kahire 1322; Ebu Ubeyd,

(7)

HZ. ÖMER VE TİcARET MALLARI. .. 175

miler"den yirmidebir ve "miislümanlar"dan da zekat miktarının aym yani kırktabir nisbetinde alınması hep "uşr" terimiyle, "uşr", "msfu'l-uşr" ve "rub'u'l-"msfu'l-uşr" şeklinde ifade edildiğini, bundan dolayı da bu ver-giyi toplayan "aşir" veya "aşşar;'; ismine de "ondabider" manasına gelen "uşur" denildiğini görmekteyiz23.

İslam'da Uşur vergisini ilk defa vaz' eden Hz.Öme:ı:'dir4• Bu vergi, Hz.Peygamber ve Hz.Ebu Bekir zamanlarında mevcut değildi. Esasen bu ilk devirlerde, böyle bir verginin ortaya çıkışına da şartlar müsait değildi. Hz.Ömer'in hilafeti sırasında gerçekleştirilen fetihler sonunda, İslam Devleti'nin hakimiyet sahası çok genişlemiş; ayrıca bu topraklar-da yaşayan pekçok kimse, zımmi statüsüne kavuşmuştur. Diğer taraftan İslam topraklarına katılmamış olan komşu bölgelerde yaşayan kimseler de, müslüman topraklarına ticaret için mallanm getirmeye, İslam top-rakl~ndan da ollIarın memleketlerine ticaret malları götüriilmeye baş-lanmıştır. :€sasen bu bölgeler, çok eski çağlardan' beri, biribirleriyle ik-tisadi v.e ticarı münasebetlerini devam ettirmekteydiler.

Kaynaklarda, Hz.Ömer'in bu vergiyi ne zaman koyduğuna dair bir tarihe rast:layamadık. Ancak, bu konudaki rivayetleri incelediğimiz za-man, bu hususun, İslam memleketleri dışındaki' tacirlerin müracaatı üzerine gündeme geldiği anlaşılmaktadır.

Ebu Yusuf, Amr b. Şuayb'dan şu hadiseyi nakletmektedir: Deniz ötesinde bir ülke olan Menbic halkı -harbidirler- Hz.Ömer'e bir mektup yazarak şu talepte bulundular: "Ticaret yapmak üzre ülkene. girmemize izin ver; bizden ondabir vergi aL." Hz.Ömer bu meseleyi, Hz. Peygamber'-in Ashabıyla istişare ettİ; onlar, müsaade edilmesi görüşünde olduklannı belirttiler. Bu itibarla onlar, ehl-i harpten, kendilerinden ilk defa ondabir vergi alınanlardan, oldular2s•

23 Uşr ve Uşıir için bkz. el-Harezm!, 39; el-F!rıizabiidi, Uşr mad; İbn Manzur, Uşr mad.;

İbnu'I.Esir, en-Nihtiye, IU.1I0; Ebu Ubeyd, 703-6; S. Tuğ, 55.

. "Uşfır"u ticaret vergisi için özel bi~ terim olarak kullananlar için bkz. Ebu Yusuf,

el-Ha-rae, II. 161 (T. 217); Ebu Yusuf'un eserinin metnini, yenineşrediIen şerhinden kullanmakta, ay.

nca türkçe tereümeyi de göstermekteyiz: er.Rahhi, F,khu'I.Mul{;'k, A.Ü. el.Kubeys! tahkiki,

I-II. Bağdad 1973-5, türkçe ter. Ali Özek, İst. 1970; Z. er-Reyyis, 123; Subhi es-Salih,

en.Nuzu-mu'l-isltimiyye, 368, Beyrnt 1968; M. Baltacı, jlife"hceu Ömer b. el.Hallab ji'ı-Teşri'I.Jsltimi, 374,

Kahire 1970; İ.F. Ahmed Ali, el-Mevtiridu'I.JI1aliyye ji'I.Jsliim, 207, Kahire 1972; Abdullıalik

cn.Ncvvavi, en-Nizumu'l-Mtiliji'l-isltim, 1I5, Kahire 1971; A. el-Ali en-Nairn, 279-283; Bede- ,.

vi Abdullatif, el-Mizu"iy)'eıü'I.Ulti ji'l-Jsıam, 23, Kahire 1960;' Ali Abdurrasfıl,

cl.Mebadiu'l-iktisadiyy" ji'ı-islam, 260, Kahire 1968.

24 Ebu Yusuf, II. 171-2 (T.220); Ebu Ubeyd, 712-3; Abdurrezzı1k, el-M;"'a"rıaj. VI,

97; İbn Kayyım, Ahkamu Ehli'z-Zimme, 149, Subhi es-Saıih tahkiki, Dımeşk 1961; A. el-Ali

en.Na!m, 284 vd.

(8)

176 MUSTAFA FAYDA

Basra vali~ii Ebu Musa el-Eş'ari, Hz.Ömer'e "Buradaki bazı müslü-man tflCirler, diişmüslü-man ülkesine ticaret için gidiyorlar; dÜşmanlar da ken-dilerinden ondabir.;'ergi alıyorlar" şeklinde bir mektup yazmıştır. Bunun ü,zerine Hz.Ömer, valisine şu şekilde cevap vermiştir: "Sen de, onların müslüman taridcrden aldıkları kadar, onların tacirlerinden vergi al! Zimmilerden de niı;fu'l-uşr (yirmidebir), müslümanlardan ise kırk dir-hemden bir dirhem aL. ikiyüz dirhemden.az olan mallardan bir şeyal.

ma ... 26" .

. Bu iki haberden anlaşıldığına göre Hz.Ömer, harbilere karşı m.üteka-biliyet '(mukab dc-i bilmisil) usUlüne göre hareket edilmesini, müslüman - tacirlerden vıırgi alanlardan aynı şekilde ve aynı miktarda vergi

alın-masını kararIa~nrm.ıştır27. Ehu Musa el-Eş'ari'ye gönderilen cevapta is~, miktarları farklı da o1.,a, vergi hududunun genişletildiğini, zimmiler-den ve miishim.anlardan da alınmasının kararlaştırıldığını görmekteyiz. KaynakLnda, uşur ile ilgili rivayetler, oldukça karışık ve biribirine zıt hü.kümler ihtiva etmektedir. Yukarıda Ebu Musa cl~Eş'ari'nin mek-tubuna verill'Jl cevapta, harbiler yanında zimmi vc müslümanların da uşu:r verecekleı'inin bildirilmesine karşılık, Yahya b. Adem'in aşağıdaki rivayetinde, hı:- son iki 'zümreden uşur alınmayacağı ifade edilmektedir: ".... müslümııu, malının zekatını, zimmi, yapılan anlaşmadaki eizyesini ödedikçe, onlara uşLlr vergisi yoktur. Uşur, yalnızca bizim topraklarımız. da ticaret ya:[>JTIakiçin izin almış olan harbileredir28." i

Ebu' Ubcyd'in eserinde yer alan bi~. diğer rivayctte is~, uşUr vergi-. sinin, müslüman ve zimmilerden alınmayacağı, buna karşılık 'bu verginin yalnızca Beni Tağlih kabilesine mensup kimsdere ait olduğu ifade edil-mektedir29•

Yine Yahya b. Adem'in eserinde, Uşur vergisinin, Beni Tağlib ve diğer zimmil,nden, ticaret mallarının yirmidebiri nisbetinde alınacağı rivayet edilı~)e:~tcdir3(1.

___________ i

26 Ebu Yu,,,':'"II.175-6 (T.22l); Yahya b.-Adem, el-Harac, 173 (638-9 nu), ~.M. Şakir

tahkiki, Kahire 1,,4'1; Ab,Jurrezzfık,VI.98; bu son kaynakta, Hz.Ömer'in, Habeşlilerin müslü'

manlardan ne

ka':""

vere;i aldıklannı öğrenmesi üzerine ayın karara vardığı rivayet edilmiştir;

aynea 'bkz .. Ebu Uheyd, 97.

27 lI1ütekat,iliyet hakkındaki değerlendirmeler için bkz. II1.Hamidullah, Islam'da Devlel

ıdaresi, 117;lsla:n Fıkhı ve Roma Hukuku, 18; IsMm Hukukunun Kaynaklarına Da;r,\ı~/am

Tel. Ens. Der. i. 6:;; yineayın yazarın, Helli'I.Kanunu;'r.Rumi le'sirun a/a'17Fıkhı'l.ı.lami,

39, Beyrot 1973; A.R. Turnagil, Islamiyeı ve Mil/eı/er Hukuku, 123-4,İst. 1972.

28 Yahya lı. A.dem, 48,173 (121, 640 nu); Ebu Ubeyd, 706; Abdurrezzôk, VI. 98-9; İbn

Kayyım, Ahkıim. ]5,2. .

.29 Yahya lı. J,dem, 65 (202-3 nu); Ebu Ubeyd, 7U(,;tbn Kayyım, 151-2; aynea bb. İbn

Sa'd, VI. 130.

30 Yahya b. Adem, 65,6B (200, 213-4 nu); bir başka rivayettc, Hz. Ömer'inBeni Tağlib

(9)

HZ. ÖMER VE TİcARET MALLARı ... 177

Hz.Ömer zamanında Medine çarşısına gelen Nabatilerin, uşur ver-gisi ödediklerini görüyoruz. İslam toprakları hududu dışından gelen bu tacirlerden, Medine'ye daha fazla zeytinyağı ve buğday g~tirmeJerini sağlamak için, bu iki maldan yirmidebir, diğer baklagillerden ise ondabir uşur vergisi alınmıştır3l•

Irak ve Şam taraflarında, uşur vergisini toplamak üz re -Hz.Ömer tarafından vazifelendirilen Ziyad b. Hudayr yoluyla bize kadar 'ulaşan pekçok haher bulunmaktadır. Bu haberlerden birinde Ziyad şöyle de-' mektedir: "Ömer'İn uşur toplamak için gönderdiği ilk kimse ben idim .. O bana, hiç kimseyi teftiş etmememi emretti. Ben de, gösterilen mallar-dan, sahibi müslüman ise kırk dirhemden bir, 7immi ise yirmidebir, harbi ise ondabir. vergi aldım.32"

Uşur vergisinin yılda bir defa alındığını gö~teren bir başka olay d•• yine Ziyad vasıtasıyla bize ulaşmaktadır: "Ziyad b. Hud<.yr, Fırat ih,e-rine ipten bir köprü yaptı. O ~ırada hıristiyan bir adam köprüden geçti. Ziyad ond~n vergi aldı. Adam gitti mallarını sattı, geri döndü, tekrar Ziyad'a uğradı. Ziyad, adamdan tekrar vergi almak iftedi. Adam, 'Sana her uğrayışımda benden vergi mi alacaksın?' dedi. Ziyfld 'evet' dedi. Bunun üzerine adam Hz. Ömeı'e gitti. Hz.Ömer'i Mekke'de buldu. O esnada halkla konuşma yapıyor ve şöyle diyordu: 'Allah Kflbe'yi kulları için bir mdce kıldı. Allah'ın Harem-İ Şerif'inde bir kimse diğerinden hak-sı:ı:olarak bir şeyalmasın. Harem-i Şerif'ten bir şey "hp evine' götürme-sin. İçinizden hiç kimsenin bu yasakladıklarımı yaptığım işitmcye-yiml' Bımları dinleyen hıristiyan Hz.Ömcr'e yaklaştı ve 'Ey Mümin-lerin Emiril Bcn hıristiyan bir kimscyim. Ziyad b. Hudayr'a uğradıni, benden vergi aldı. Sonra gittim, mallarımı sattım, ,geri döndüm, benden tekrar vorgi almak istedi' dedi. Hz.Ömer adama, 'onun buna hakkı yok. Senin üzerine vacip olan, malından senede bir defa vergi ödemen idi,' dedi. Sonr.a kürsüden indi, o adam hakkında Ziyad'a bir talimat yazdı. Adam birkaç gün Mekke'de kaldı. Tekrar Halife'ye gelerek: 'ben hıristi-yan bir ihtiyarım, Ziyad hakkında size şikayette bulunmuşt';'m" dedi. Hz.Ömer kendisine şöyle eev.ap verdi: 'Ben de hanif bir ihtiyarım. İşini

hallettim' dedi33". i

tiği de nakledilmiştir; Ebu Vbeyd, 711; Abdurrezzak, VI. 99; Beni Taglib kabilesinin özel duru. , mu için bkz. Ebu Vbeyd, 720 vd.; M. Fayda, ayı;ıı tez, 192 vd.

31 Ebu Vbeyd, 639, 711-2; Abdurrezzak, VI. 99-100; S. Tuğ, 64.

32 Ebu Yusuf, II. 173 (T. 220); Yahya b. Adem, 65-6 (204 nu); ıbn Sa'd, VI. 130;),:,h. durrezzak, VI. 95-6.

33 Ebu Yusuf, Il. 180-2 (T. 222); verginin yılda bir defa alınması gerektiği hakkında yine Ziyad ile ilgili bir başka hadise için de bkz. E.bu Yusuf, II. 177-9 (T. 221-2); Yahya b. Adem,

(10)

178 MUSTAFA FAYDA

Meşhur Sıltabi Enes b. Malik, Hz.Ömer tarafından uşılr vergısını toplamak için vazifelendirildiğini ve kendisine, Halif~ tarafından uşılr miktarlarını hclİrteıı bir talimat verildiğini bildirmektedir. Aynı Enes b. Malik, Abdullah b. ez-Zübeyr'in Basra valisi olduğu sırada, azadb kölesi Enes b. Sirin'i Basra yakınındaki Ubulle'ye, uşur vergisini topla-mak için vazifelendirmek ister. Aneak Enes b. Sirin bu vazifeyi kabul et-mek istemez. Bunma üzerine Enes b. Malik, kendisinebu vazifeyi niçin kabul etmek istemediğini sorunca, o şu sözlefle karşılık verir: "Uşılr, insanlara yapılan muamelenin en çirkinidir.'~ Bu cevap üzerine Enes b. Malik kendisine şunları söylemiştir: "Bunu yapma, böyle söyle-me! Uşur'u Ümer tanzim etti.! Müslümanlara kırktabir, zimmilere y~. midebir, harbilı~re de ondabir vergi koymuştur34".

Böylece Jb.Ömer'in hilMeti sırasında, İsla~ toprakların~ gelen har-biler ile 7imnü ve müslüman tacirlerin ticaret mallarından, ondabir, yirmidebir, kırktabir nisbetinde uşılr vergisi ahndığı görülmektedir.

(Devamı Var)

/

34 Ebu Yumf, LI. 174-5; 186-7 (T. 220, 223); Ebu Ubeyd, 710-1; Abdurrezzak, VI. 95;

Referanslar

Benzer Belgeler

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüşle HES ve barajlar protesto edilirken, DTK Ekoloji ve Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi Şehbal

Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada &#34;göl geliştirme&#34; adı verilen faaliyet,

edilmekle bu-konuda değerlendirilme yapmak iizere soruşnırma dosyası mükememize gelrniş olmakla; değişik iş esasına kayıt edildi.. Itiraz dilekçesi ve

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy&#34;ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Bir tarafta siyasal iktidar gücünü ve meşruiyetini tüm kolluk kuvvetleriyle simgelerken, diğer taraftan toplumun daha çok özgürleşme talebiyle kamusal alanda var olma

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar