• Sonuç bulunamadı

Elit kürekçilerle sedanterlerin antropometrik ölçümlerinin karşılaştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Elit kürekçilerle sedanterlerin antropometrik ölçümlerinin karşılaştırılması"

Copied!
87
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ELİT KÜREKÇİLERLE SEDANTERLERİN

ANTROPOMETRİK ÖLÇÜMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Erkan ÇETİNKAYA

YÜKSEK LİSANS

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANABİLİM DALI

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Hamdi PEPE

(2)

 

S.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne

Erkan ÇETİNKAYA tarafından savunulan bu çalışma, jürimiz tarafından Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak oy birliği ile kabul edilmiştir.

Jüri Başkanı: Yrd.Doç. Dr. Ş. Serdar BALCI İmza

Selçuk Üniversitesi

Danışman: Yrd.Doç. Dr. Hamdi PEPE İmza

Selçuk Üniversitesi

Üye: Yrd.Doç. Dr. Oktay ÇAKMAKÇI İmza

Selçuk Üniversitesi

ONAY:

Bu tez, Selçuk Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim Yönetmenliği’nin ilgili maddeleri uyarınca yukarıdaki jüri üyeleri tarafından uygun görülmüş ve Enstitü Yönetim Kurulu ……… tarih ve ……… sayılı kararıyla kabul edilmiştir.

İmza

Prof. Dr. Orhan ÇETİN

(3)

 

ÖNSÖZ

Yüksek lisans tezimi hazırlarken desteğini ve fikirlerini benden esirgemeyen değerli danışmanım Yrd.Doç.Dr. Hamdi Pepe’ye, yine bu araştırmada ölçümlerin alınmasında ve yazılmasında bana yardımcı olan mesai arkadaşım Öğr.Gör. Gözde ERSÖZ’e teşekkürlerimi sunarım.

Bana yardım ve desteklerini esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Osman KAYA’ ya teşekkürlerimi sunarım.

Yüksek lisans tezimin yazım aşamasında katkılarından dolayı doktor Tufan NAYIR’a, Fen ve Teknoloji öğretmeni Hasan Said TORTOP’a teşekkürlerimi sunarım.

Ölçüm ve araştırmamıza katkılarından dolayı Milli Kürekçi Murat TÜRKER ile Galatasaray Spor Kulübü kürek takımındaki tüm sporcu arkadaşlarıma ve antrenörlerine teşekkürler.

Bugüne kadar sevgi ve desteklerini her an hissettiren canım annem ve babama, çok kıymetli ağabeyime sonsuz teşekkür ederim.

(4)

  İÇİNDEKİLER Sayfa ONAY SAYFASI i ÖNSÖZ ii İÇİNDEKİLER iii ÇİZELGELER DİZİNİ v ŞEKİLLER DİZİNİ vi RESİMLER DİZİNİ vii

SİMGELER ve KISALTMALAR viii

1.GİRİŞ 1

1.1.Dünya’da Kürek Sporunun Tarihi Gelişimi.………...1

1.2. Türkiye’de Kürek Sporu...………..5

1.3. Kürek sporu ve Teknolojik Gelişimi.……….8

1.4. Kürek Sporunun Tanımı..………...9

1.5.Kürek Sporu Uygulama..……….10

1.5.1. Yarışma küreği..………..…10

1.5.2. Rekreasyon (Sağlıklı yaşam) Küreği..………10

1.5.3. Salon Küreği..………..………10

1.6. Kürek Sporunda Kurallar..………..………11

1.7. Kürek Sporunda Yarışma..……….……….12

1.7.1. Sporcu Kıyafetleri ve Kürek Palaları………...13

1.7.2. Tekne ve Küreklerin Özellikleri………...13

1.7.3. Yarışma Kategorileri ve Tekne Sınıfları..……….…...14

1.7.3.1. Tekli ve Çifte Kürek Tekneleri..………...15

1.7.3.2. Yarışlar..……….………...15

1.8. Kürek Tekniği.……….…………17

1.9. Kürek Çekiş Hareketi..……….………..18

1.9.1. Suyu Yakalama..……….….19

1.9.2. Küreği Çekme..………20

1.9.3. Sudan Çıkarma..……….…..20

1.9.4. Geri Alma Zamanı..………..21

(5)

  1.11. Antropoloji Ve Antropometri..……….………22 1.12.Antropometrinin Tarihçesi..………22 1.13.Kinantropometri Ve Antropometri..………...24 1.14.Antropometrik Ölçümler..………..…….26 1.15.Antropometrik Ölçüm Bölgeleri..………..………...27 1.15.1.Yağ Ölçüm Bölgeleri..……….27

1.15.2. Vücut Çap Ölçümleri ve Ölçüm Bölgeleri..………...31

1.15.3.Çevre Ölçümleri ve Ölçüm Bölgeleri ………...……..…………....33

1.15.4.Uzunluk Ölçümleri ve Ölçüm Bölgeleri..………...……….39

1.16.Antropometrik Ölçümlerde Kullanılan Materyaller..………..43

1.17.Antropometrinin Kullanım Alanları………....43

1.18.Antropometri Ve Sporda Performans.………...………..44

2. GEREÇ ve YÖNTEM 48

2.1.Araştırmada Uygulanan Ölçüm Ve Testler.……….………48

2.2.Çevre Ölçümleri.………..…....49

2.3.Uzunluk Ölçümleri.………..50

2.4.Derialtı Yağ Ölçümleri.………51

2.5.Çap Ölçümleri.………..52 2.6. Vücut Ağırlığı ……….53 3.BULGULAR 55 4.TARTIŞMA 59 5.SONUÇ ve ÖNERİLER 66 6.ÖZET 69 7.SUMMARY 71 8.KAYNAKLAR 72 9.EKLER 77 10.ÖZGEÇMİŞ 78

(6)

 

ÇİZELGELER DİZİNİ

Sayfa Çizelge 1.1.Tekne sınıfları ve rumuzları ……….……..12 Çizelge 3.1. Deneklerin demografik bulgularının karşılaştırılması ……. 55

Çizelge 3.2. Elit kürekçilerin ve sedanterlerin yağ ölçüm bölgelerinin karşılaştırılması……….………..55

Çizelge 3.3. Elit kürekçilerin ve sedanterlerin çevre ölçüm bölgelerinin karşılaştırılması ……….56 Çizelge 3.4. Elit kürekçilerin ve sedanterlerin genişlik (çap) ölçüm

bölgelerinin karşılaştırılması ………57 Çizelge 3.5. Elit kürekçi ve sedanterlerin uzunluk ölçüm bölgelerinin karşılaştırılması ………... 58

(7)

 

ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa

Şekil 1.1. Kürek sporunda kullanılan ekipmanlar ……….13

Şekil 1.2. Standart 2000 m’lik yarış parkuru……..………14

Şekil 1.3. Tekli ve çifte kürekler ………...………15

Şekil1.4.Tekne sınıfları ………..……….. 16

Şekil 1.5. Kürek çekme işleminin diyagramı ………19

Şekil 1.6. Kürekçinin suyu yakalama pozisyonu ………..……… 19

Şekil 1.7. Kürekçinin küreği çekme sırasındaki pozisyonu ……….. 20

Şekil 1.8. Kürekçinin palayı sudan çıkarma sırasındaki alacağı pozisyon.20 Şekil 1.9. Kürekçinin geri alma zamanı sırasındaki pozisyon…………... 21

Şekil 1.10. Çevre ölçüm bölgeleri ……….. .35

Şekil 1.11.Uzunluk ölçüm bölgeleri …...……….. 41

(8)

 

RESİMLER DİZİNİ

Sayfa

Resim 1.1. Biseps yağ ölçüm bölgesi ……….. 28

Resim 1.2. Triseps yağ ölçüm bölgesi ………..28

Resim 1.3. Supscabula yağ ölçüm bölgesi ………29

Resim1.4. Pectoral yağ ölçüm bölgesi ……….…… 29

Resim 1.5. Karın yağ ölçüm bölgesi ……… 30

Resim 1.6. Suprailak yağ ölçüm bölgesi ……….. 30

(9)

  SİMGELER ve KISALTMALAR Gr: Gram Kg: Kilogram M.Ö: Milattan önce Y.y: Yüz Yıl VKİ: Vücut Kitle İndeksi    

BKO: Bel-Kalça Oranları FISA: Uluslararası Kürek Federasyonu sn: Saniye

       cm: Santimetre

(10)

1. GİRİŞ

1.1. Dünya’da Kürek Sporunun Tarihi Gelişimi

Kürek çekmenin halk hayatına girdiğine dair ilk kanıtlar eski Çin’de gözlenmiştir. Bu döneme ait şiirlerde suda oynanan oyunlar, kürek çekmeyi tasvir etmektedir. Diğer yandan Romalılar ve Eski Mısırlılar tarafından da kullanılmış olan kürek sporunun tarihçesi M.Ö 2 yy. a kadar inmekte olup Akdeniz ve Nil çevreleri küreğin kullanıldığı ilk bölgelerdir. Kürek sporuna ait ilk belgelere Asur ve Mısırlılardan günümüze kalan kabartmalarda üç kürekçili sandal figürleri-rastlanmaktadır. Kürekle dünyayı ilk kez dolaşanlar Vikingler olurken aynı şeyi Çinliler Ming Hanedanı döneminde tekrarlamışlardır. Çok eski çağlardan beri Çinlilerin nehirlerde ve göllerde kürek yarışları düzenledikleri bilinmektedir. İlk kürek yarışı yapan Çinliler’dir. Kürek çekme denizci bir ülke olan Yunanistan’da da önemli bir yer tutmuştur. Seyahat yazarı Pausanias’da göre Argolis bölgesindeki Hermion şehrinde ve Kıbrıs’ta kürek yarışlarının yapıldığı, Salamis’te kazanılan deniz savaşının hatırasını anmak için de Atina’nın semt ekipleri arasında kürek sürat yarışları ve Salamis adasının etrafını dönmek suretiyle de mukavemet yarışları yapıldığı bilinmektedir. Kabartmalar ve toprak vazolar üzerindeki fresklerde çeşitli kategorilerdeki kayıklarıyla yarışan kürekçileri varış anında gösteren çok canlı figürlere rastlanmaktadır. Yunanlıların üç sıra kürekli kadırgaları, Romalılarla Kartacalılar’ın galerilerinde tam anlamı ile kürekçi ekipleri vardı. Kürekle ilgili faaliyetlerin çoğunun savaş anıları veya eğlence ile ilgili olduğuna dair bilgiler bu belgelerden anlaşılmaktadır. Romalılar kürek çekmeyi Pün savaşları sırasında tanımışlardır. 3. yy. da Roma donanmasının Londra’yı işgal etmek için Thames nehri boyunca kürek çektiklerini bulunan belgeler kanıtlamaktadır. Romalı yazar Virgil, Aeneis adlı eserlerinde içinde kürek yarışlarının da bulunduğu bir bayramı anlatırken ilginç bilgiler vermiştir. Bu faaliyetler zamanla sportif yönden uzaklaşmış, eğlence ve seyir amaçlarına yöneltilmiştir (Alpman 2001, Mayglothling 1990, Redgrave 1992, Sani 1993). Milattan sonra 944 ile 975 yılları arasında yaşamış olan İngiltere kralı “Edgar The Peacefull” sıra dışı bir iş yaparak 973 yılında aralarında İskoçya kralı da bulunan, kendisine bağlılık yemini etmiş sekiz kişilik bir aristokrat ekibi oluşturmuş ve Edgar’ın dümenciliğini yaptığı bu krallar ekibi, Deen nehrinden Chester’daki Saith John Kilisesi’ne kadar kürek çekmişlerdir (Atabeyoğlu 1997).

(11)

İngiltere’ de nehirlerde suyolu ile taşımacılığın 300 yıl kadar önce, en az kara yolu kadar önemli olduğu dönemlerde özellikle yağmurlu günlerde yolların çok bozuk olmasından dolayı yük ve insan taşımacılığı nehirlerde sandallar tarafından yapılıyordu. 18 yy.’da İngiltere’nin nüfusu 6 milyondu ve 40.000 kişi hayatını bu yolla kazanıyordu. Londralılar Thames Nehri’nden aşağıya veya yukarıya doğru gitmek istediklerinde bu sandallara binerek gidecekleri yere ulaşırlardı. Taşımacılığın yapıldığı nehirler bazı yerlerde çok akıntılı, anaforlu ve dalgalı olduğu için sandalları gidecekleri yere ulaştırma bir ustalık, tecrübe ve kuvvet gerektiriyordu. Bu yüzden kayıklarda kürek çeken usta kürekçiler yanlarında mutlaka genç, kuvvetli kürekçileri alıp yetiştiriyorlar ve sonra da sandallarında işe alıyorlardı. Bu şartlar altında 18 yy. dan sonra İngiltere’ de kürek yarışlarının canlanışı ve modern anlamdaki izlerinin görülmesi ve düzenli olarak deniz yarışlarının yapılması kaçınılmazdı.Bir spor olarak kürekçilik, İngiltere’de kolejlerde eğitim programlarının bir parçası olarak kullanılmış, amatörleri de hobi ve yarışma amacıyla yaptığı görülmüştür. 1800’de Eton Koleji’nde üç uzun tekneyle kürek çekiliyordu ve 1811 yılında sekiz tek dümencili ekiplerinin katıldığı bir yarışma düzenlenmiştir. Bu yarışmada profesyonel kürekçiler ve kayıkçılar da çoğu kez amatörlere yardımcı olmuşlardır (Atabeyoğlu 1997, Doğan 2007, Pelvan 2003, Akıcı 1990).

Zamanın İrlanda asıllı ünlü komedyeni Thomas Dogett 1 Ağustos 1715’te Londra Köprüsüne astığı ilanında altı kişilik ekiplerle Londra Köprüsü’nden Chelsea ‘ya ödüllü bir yarışmanın düzenleneceği ve bunun her yıl tekrarlanacağı belirtmiştir. Günümüze kadar süregelen “Dogget ‘s Coat and Badge” adlı bu yarış geleneksel olarak her yıl düzenlenmektedir (Sani 1996). Bu bağlamda, günümüzde İngiltere kürek yarışmalarının en sık yapıldığı ülkelerin başında gelmiştir ve aynı zamanda bu ülkede kürek sporu en eski okul sporu olarak benimsenmektedir. Dünyanın en çok tanınan kürek yarışı olan Oxford ve Cambridge yarışları, ilk olarak 10 Haziran 1829 ‘da Thames Nehrin de, 6838 metre üzerinden yapılmış ve bu yarışı 20.000 sporsever izlemiştir ve bu yoğun ilgi karşısında 1832’de ilk resmi yarış organizasyonu düzenlenmiştir. Bu organizasyon Henley Kraliyet kürek yarışları adı altında devam etmekte olup, Henley şehrini kürekçiliğin merkezi haline getirmiştir (Akıcı 1990, Doğan 2007).

(12)

Kürek sporunun uluslararası bir nitelik kazanması 1836’ da İngiliz ve Alman kürekçiler arasında Hamburg’da yapılan bir yarışmayla birlikte gerçekleşmiştir. Henley yarışmalarından yıllar önce de dünyanın birçok yerinde zenginlerin, asilzadelerin parayla tuttukları profesyonel kürekçiler arasında yapılan yarışmalar düzenlenir ve yarışlar üzerinden müşterek bahisler oynanırdı (Akıcı 1990, Mayglothling 1990, Sani 1990).

19. yy.’da İngiltere’de hayli ilerleyen ve ilgi gören kürek sporuna daha sonra Fransa’da da ilgi duyulmaya başlandı. 1833’de Paris Kürek Kulübü kuruldu. 1834’te Paris’te Villette Kanalı’nda kürek yarışları düzenlendi. 1840’ta Le Havre Kayık Yarışları Derneği kuruldu. Bu tarihe kadar Fransa’da Seine Irmağı üstünde ve Manş Denizi limanlarında düzenlenen yarışlar sandallarla (filikalar) yapılıyordu. Daha sonra tekne yapımcıları 4 veya 6 kürekli dar ve uzun yeni tip tekneler yaptılar (Pelvan 2003). Yarışma teknelerinin ve küreklerinin teknolojisi esas olarak 1800 – 1860 yılları arasında geliştirilmiştir. Bu alandaki yenilikler dirsek, döner iskarmoz (ay), omurgasız tekne ve hareketli oturma yerini içeriyordu (Doğan 2007). Kürek sporuna gelen yeniliklerden olan kızaklı oturak sistemi ilk olarak1857 yılında ABD’de kullanıldı. Sistemin temel prensibi bacakları itmek sureti ile güç kazanılmasını sağlamaktı (Cosgrove 1999).

1864’de Rusya’da Leningrad’da yaşamakta olan İngiliz kolonisi tarafından “Arrow Boat Club” kuruldu. Yarışmalarda önceleri normal kayıklar kullanılırken sonradan gelişerek 1869’da yarış teknelerine raylar üzerinde gidip gelen oturacak yerler yapıldı (Akıcı 1990, Steinacker 1993).

1879’da kurulmuş bulunan Metropoliten Kürek Birliğinin 1882’de Amatör Kürek Birliği adını alıp yarışmalar için belli kural ve şartları yayınlaması ile İngiltere’de küreğin belli kurallar çerçevesinde yapılmasına başlanmıştır. Kürek sporunun bu kurallar çerçevesinde doğru olarak yapılması 19.yy.ın ikinci yarısına rastlamaktadır. Fakat Avrupa’ da yaygınlaşmaya başlayan kürek yarışmalarının kuralları çeşitli ülkelerde, çeşitli kulüplerde farklı şekillerde uygulanıyordu. Aynı kuralların her ülkede, şehirde, kulüpte uygulanması ve artık belli bir düzen kurulması gerekliydi. Bunu sağlamak üzere Belçika Kürek Federasyonu bir toplantı düzenledi ve çeşitli ülkelere davet gönderip delegelerini bu toplantıya göndermelerini istedi.

(13)

1890’da yapılan bu toplantı sonunda ortak kararlar alındı ve 21 Eylül 1890’da ilk Avrupa şampiyonası yapıldı. Yarışma mahalli Termuzen’in Cluysen Terdonck denilen yerinde 2840 metre üzerinden yapıldı ve yarışı Sport Natique de Bruges kulübünden Belçika adına yarışan Edovard Lescravwaet adlı kürekçi 12 dakika, 8 saniye ile birinci olarak kazandı (Atabeyoğlu 1997).

Brüksel’de Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve İsviçre’ nin katılımı ile 21 Temmuz 1891’de bir toplantı düzenlendi ve uluslar arası kürek federasyonu (FISA) kurulmasına karar verildi. Kurucu ülkeler olarak Belçika, Fransa, İtalya ve İsviçre’ini önderliğinde 1982’de FISA kuruldu (Atabeyoğlu 1997). FISA daha sonraki yıllarda gelişerek üye ülke sayısını arttırmıştır. Bugün 84 ülkenin birleştiği bir uluslar arası federasyon olarak işlevini sürdürmektedir (Akıcı 1990). 1900 yılından itibaren kürek sporu olimpik sporlar arasına katılmasına rağmen bu dönemde yapılan müsabakalarda birçok sorun yaşanmıştır. Tekne ve kürek donanımlarındaki farklılıklar ile ikili, dörtlü, altılı ve sekizli teknelerde yapılan yarışların belli bir standartta olmaması, önemli bir sorun oluşturmuştur (Atabeyoğlu 1997).

FISA erkekler arası kürek şampiyonalarını 1893 yılından itibaren düzenlemeye başlamıştır. Buna 1954’de bayanlar arası ve 1968’de de gençler arası yarışmaları eklenmiştir. Tekne ve küreklerdeki gelişmeler devam etmiştir ve 1958’de “Macon” kürek palası ortaya çıkarılmıştır. 1953’de sabit bir oturma yeri ve hareketli dirsekleri olan tek çifteler icat edilmiş, 1981–82 yıllarında kullanılmış, fakat daha sonra kullanılmaları FISA tarafından yasaklanmıştır. Son birkaç yıl içinde kürek palasının şekil ve ebadı, büyük palanın kullanılmaya başlanmasıyla birlikte yeniden tartışılmaya başlanmıştır (Steinacker 1993).

Amerika’da da kürek kulüpleri 1880’lerde kurulmaya başlanmıştır. Bu ülkenin en köklü üniversiteleri olan Harvard ile Yele arasındaki ilk kürek yarışları Charles Nehri’nde 1852’de yapılmıştır ve her yıl geleneksel olarak düzenlenmeye devam etmiştir (Redgrave 1992). ABD deki Harvard ve Yale Üniversiteleri arasında düzenlenen bu yarışlar kürek sporunun önemli bir kilometre taşı olmuştur (Atabeyoğlu 1997).

(14)

Modern olimpiyatların düzenleyicisi Pierre de Courbertin’in “sporların en güzeli” diye nitelendirdiği kürek sporu, aristokratların yaptığı spor dalı olarak anılır. 1900’deki Olimpiyat oyunlarının Paris’te yapılmasının ardından, olimpik bir spor haline gelmiş olan kürek sporunda bayan yarışları resmi olarak ilk kez Montreal Olimpiyat Oyunları’nda yapıldı. Erkeklerde ilk dünya şampiyonası 1962’de, Gençler Şampiyonası 1967’de, bayanlarda ilk Dünya Şampiyonası 1974’te düzenlendi. 14 Tekne sınıfından oluşan yeni Olimpiyat Kürek Programı ilk kez 1996 Atlanta Olimpiyat Oyunlarında uygulandı (Atabeyoğlu 1997).

1.2. Türkiye’de Kürek Sporu

Kürekçiliğin gelişimi de donanmanın gelişmesiyle paralel olarak ilerledi ve kürekçilik, Osmanlılar döneminde denizcilikle birlikte ele alındı. Kürek yarışmaları ilk kez 16.yy.da İstanbul Boğazında düzenlendi (Atabeyoğlu 1997). Boğaziçi ve Marmara suları, 500 yıl öncesine inen kürek yarışlarına parkur olmuştur. 1579 yılında İstanbul’da büyük bir kürek yarışı yapılması ile ilgili Topkapı Sarayı kütüphanesinde önemli bilgiler vardır. Sadrazam, vüzera ve ağa kayıkları arasındaki bu yarışa 25 kayık katılmıştır. Dönemin padişahı da Sarayburnu Kasrı’ndan izlediği bu yarışı Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın kayığı kazanmıştır. Padişah birinci gelen kürekçilere ödüller vermiştir. Osmanlı kayıkları genellikle ağır ve kürekleri uzundu, yarış için yapılan özel kayıklar yoktu. Bu kayıklar genellikle gezi için yapılırdı. Padişah ailesinden olanlar veya zengin kişiler bu kayıkları özel olarak yaptırırlar ve genellikle kuvvetli, iyi kürek çeken kimselere iş verirlerdi. Zira kayıkla dolaşırken ayrı kişilere ait iki kayık yan yana geldiklerinde gizli bir itimle yarış başlardı. Kayık sahipleri böyle durumlarda başarıyı onur konusu yaptıklarından aylıklı iyi kürekçiler işe alırlar ve zaman zaman bol bahşiş verirlerdi. İstanbul’da kürek yarışlarının kaynağı zenginlerin, saray adamlarının göreve gidiş dönüşlerinde kayık kullanmaları ile başlar. Saraylıların kürek yarışları genellikle akşam dönüşlerinde olurdu. Eminönü, Cibali, Yemiş iskelelerinden kalkan tekneler Ortaköy ya da Defterdar burnuna geldiklerinde hız keserek arkadan gelenleri beklerler. Daha sonra boğaz boyunca önceden belirlenen yere kadar yarışırlardı. İlgi gösteren kişiler Defterdarlık önünde toplanarak tahminlerde bulunuyorlardı (Akıcı 1990).

(15)

Türklerin modern anlamda ilk kürek yarışmalarına katılmaları 1889 yılına rastladı. Japonya’ya bir dostluk ziyaretine giden Ertuğrul gemisi personeli, bu seyahat sırasında uğradıkları Singapur’da düzenlenmekte olan kürek yarışına katılarak birincilik kazandılar.

19. yy. sonlarına doğru İstanbul’da Boğaziçi’nde kürek yarışları yapılmaya başlandı. Devrin padişahı Abdülaziz, pehlivanları arasından seçtiği güçlü, kuvvetli kimselerden kürek takımları kurdurdu. Bu yarışlar “piyade” denilen bugünkü “ tek çifte” benzeri teknelerle yapılır. Bu arada profesyonel kürekçiler de yetişmişti. Boğaziçi’nde zenginler saray adamları konaklarında, yalılarında kayıkçıları bu iş için yetiştirirler, onlara iddialı yarışlar yaptırırlardı. O zamanki yağlı kürekleri iri yarı kürekçiler çekerlerdi (Sani 1996).

Türkiye’de ilk resmi kürek yarışmaları ise 7 Eylül 1913’te Donanma-i Osmanî Muavenet-i Milliye Cemiyeti tarafında İstanbul’da, Moda Kulübünde düzenlendi (Cosgrove 1999). Bu yarışa Galatasaray, Yatching Kulübü’nden alınan borç bir tekneyle katılmıştır. Selim Halil, Mahir Safi, Otomobil Arif, Akif ve 33 İbrahim’den kurulu Galatasaray dört tek dümencili takımı birinci gelerek kupayı kazanmıştır (Sani 1996).

24 Ağustos 1917 Cuma günü kulüpler arası yarışlar Heybeliada’da yapılmış, bu yarışı Fenerbahçe kazanmıştır. Kürekte Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki tarihi çekişme 25 Ağustos 1922 tarihinde başlamış ve bu yarışı Fenerbahçe kazanmıştır. Fenerbahçe’nin kürek sporundaki üstünlüğü aralıksız 1926 yılına kadar sürmüştür (Akıcı 1990). 1914’te ise Fenerbahçeliler, Kurbağalı Dere yakınındaki kulüp binası önünde bir kayıkhane yaptılar. Kürek 1924’te Deniz Sporları Federasyonu’na bağlanarak faaliyetlerini uzun süre bu kuruluşun bünyesinde gerçekleştirdi. İlk dönemde kürekte söz sahibi olan Fenerbahçe, Altınordu, Haliç gibi kulüplere, daha sonra Moda, Galatasaray, Beykoz gibi kulüpler katıldı.1930’lu yıllarda Fenerbahçe kulübünden, üç kız kardeş Fitnat, Nezihe ve Melek Özdil hanımlar ilk bayan kürekçiler oldu (Atabeyoğlu 1997). Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yaz aylarında, Florya köşkünde istirahatta bulunduğu günlerde sandala binerken kürek çekmekten pek hoşlandığı, Moda Koyu’nda yapılan yelken ve kürek

(16)

yarışlarını “Acar” motorundan veya “Ertuğrul” yatından izlemekten de büyük haz duyduğu bilinmektedir.

1940’larda Tasvir-i Efkâr Gazetesi tarafından düzenlenmeye başlayan geleneksel Büyükdere Bebek kürek yarışları, bu spora ayrı bir renk kattı. Aynı yıllarda büyük ve kaba sandallardan ince teknelere geçildi (Atabeyoğlu 1997). Beden Terbiyesi Teşkilatı kurulduktan sonra da 1957’ de Türkiye Kürek Federasyonu meydana geldi. Kürekçilerimiz ilk yurtdışı yarışmalarını 1952 yılında Batı Almanya’ da Florchein’ de yaptılar. Yabancı teknelerle yarıştıkları halde 2 birincilik, 1 ikincilik aldılar. 1955’ te Barselona’ da 2. Akdeniz Oyunları’ na, 1956’ da Yugoslavya’ da Bled Gölü’ nde, 1957’ de Batı Almanya’nın Duisburg şehrinde, 1958’ de İsviçre’nin Luzern şehrinde, 1959’ da Fransa’da Macon’ da yapılan Avrupa şampiyonalarına katıldılarsa da derece alamadılar (Redgrave 1992).

1960’lı yıllarda kürek sporu Hereke ve Ankara gibi yeni bölgeler kazandı. Ankara’da ki Mogan Gölü kürek merkezine dönüştü. 1970’lerde durgunluk dönemine giren kürek sporu 1980 lerde yeniden canlanma görüldü. Bu dönemin en önemli başarısı 1984’ te Romanya’da yapılan Balkan Gençler Şampiyonasında gençler iki çiftede Yüksel Taşçı ve Cüneyt Üstünel’in Balkan birinciliğini elde etmeleridir.

1987- 1988 öğretim yılında ise ilk Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümünde kürek, bilimsel bir kimlik kazanarak bilim dalı kuruldu. 1990’lı yıllara gelindiğinde bu spora verilen önem biraz daha hız kazandı ve beraberinde birçok başarı getirdi.

1991 yılında Ali Rıza Bilal 17. Balkan Gençler Şampiyonasında birinci,1992 yılında İskoçya da yapılan Uluslararası Senior Damage Kürek yarışlarında tek çiftede dünya üçüncülüğü elde etti. 1992 de Balkan Kürek Şampiyonasın da bayan kürekçilerimiz Elif Lermi ve Hurinaz Tuksal ilk kez hafif kilo iki çiftede Balkan Şampiyonu oldular.

1993 Akdeniz Oyunları’nda Murat Türker tek çiftede bronz madalya kazandı. 1994 yılında kürekçilerimiz oldukça başarılı sonuçlar aldı.

(17)

1995 yılında Macaristan’da düzenlenen Valence Kupası’nda kürekçilerimiz iki altın, iki gümüş, 2 bronz madalya kazandılar. 1996 yılında Sapanca Gölünde yapılan Gençler ve Yıldızlar Balkan Şampiyonası’nda ise sporcularımız 1’i altın, 4’ü gümüş, 3’ü bronz; toplam 8 madalya birden kazandılar.

2001 yılında Haziran ayında Bulgaristan’ın Filibe kentinde düzenlenen Uluslar arası Kürek Yarışmalarında Türkiye 12 birincilik, 9 ikincilik ve 14 üçüncülük elde etti ve yarışmanın en başarılı ülkesi oldu. 8–9 Eylül 2001’de düzenlenen Balkan Kürek Şampiyonasında Romanya 11 altın 1 bronz madalya ile ilk sırada yer alırken, Türkiye 2 altın, 4 gümüş ve 7 bronz kazanarak 3.’lük elde etti (Atabeyoğlu 1997).

2002 yılında Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’deki Uluslararası Kürek Yarışmaları’nda Türkiye 6’şar birincilik ve ikincilik kazanarak önemli bir başarı kazandı. Türkiye 2003 yılında düzenlenen aynı yarışmada 2 altın ve 3 gümüş madalya kazandı (Cosgrove 1999).

2004 yılı Ağustos ayında düzenlenen 23 yaş altı Dünya Şampiyonası’nda Emre Vural, Ahmet Yumrukaya iki tek hafif kilo erkekler kategorisinde altın madalyanın sahibi olmuşlardır. 2004 yılında elde edilen dünya şampiyonluğundan sonra kürek sporuna biraz hareketlilik gelmiştir. Uluslararası yarışmalarda eskiye nazaran daha iyi neticeler elde edilmeye başlanmıştır ve kulüpler olimpik düzeyde yarışacak sporcular elde etmek için çalışmalarına hız vermişlerdir.

1.3. Kürek sporu ve Teknolojik Gelişimi

Belki de hiç bir spor dalı gelişimi süresince donanım konusunda kürek kadar büyük değişimler yaşamamıştır. İlk olarak 1845’de Oxford’lu mucit Clasper tekneden dışarı doğru suyun üzerinde kalacak şekilde hafif çelikten dirseklerin üstüne yerleştirilmiş bir parça dizayn etmiştir. Kendi ekseni etrafında belli bir açıyla dönen bu parçaya ‘ay’ ismi verildi, küreğin dayanak noktasını kaldıraç kolunu uzatan ve küreğin suyun içindeki kısmına verilen gücü arttıran ‘ay’ ve ‘dirsek’ kısa süre içinde İngiltere ve Amerika’ da ki tüm takımlarda kullanılmaya başlanmış, daha

(18)

sonra da dünyaya yayılmıştır. 1856’da Matt Taylor ilk omurgasız tekneyi inşa ederken, 1869’da kürek tarihinde en önemli buluş olarak nitelendirilen iki ray üzerinde hareket eden oturak sistemi Walter Brown tarafından imal edildi. Oturak adı verilen bu raylı sistemin etkisi oldukça çarpıcıydı. Bu buluştan önce kürekçi bacaklarını yalnızca, sırt ve kollarının çalışması sırasında yerinde daha sağlam durmak için kullanmaktaydı. Ray ve oturağın icadı sayesinde kürekçiler bacak kaslarının gücünü küreğe uygulama şansını kazanmışlardır. Oturaklı tekneler ilk defa 1872 yılında modern kürek yarışlarının merkezi olan İngiltere’deki Henley Royal Regatta’da kullanılmıştır. Bu sistem sayesinde yarışlardaki süreler yarım ila bir dakika kadar kısalmıştır (ODTÜ 2009).

1.4. Kürek Sporunun Tanımı

Kürek sporu, dengesiz bir tekne içinde geriye doğru bütün ana kas guruplarını kullanarak mümkün olduğunca hızlı gitmek şeklinde tanımlanabilir. Kürek güç, dayanıklılık, denge, teknik yeterlilik ve zihinsel disiplin gerektirir. Kürek sporu için uzun boylu yapıya sahip olmak avantajdır, uzun kollar ve bacaklar daha uzun kürek çekimi demektir. Elit olan kürekçilerden erkeklerin boy ortalaması 2m bayanların ise 1.80m civarındadır (Dağıstanlı 2008).

Kürek sporu dünyada performans ve hobi sporu olarak yapılmaktadır. Performans küreğinde bayan ve erkek kategorileri bulunmaktadır. Kürek sporu bir ekip sporudur. Beraberlik ve uyum basarı için önemlidir. Ayrıca teknik olarak beraberlik ve uyumun yanında, ekipteki sporcular arasında sosyal ve kişisel olarak uyum da çok önemlidir. Bununla birlikte tek çifte (1x) teknesinde bireysellik söz konusudur. Kürek, antrenmanlar ve yarışmalar sırasında yüksek düzeyde dayanıklılık ve güç isteyen bir spordur (Topsakal 2007). Kürek sporu yapı olarak bir ekip sporu olduğundan başarıya ulaşmanın en önemli koşulu, birlik, karşılıklı güven ve uyum içinde çaba harcamayı gerektirir. Bir ekibin başarıya ulaşabilmesi bir bireyin çabası ile değil, ekipteki her bireyin aynı amacı gütmesi ve aynı çabayı göstermesinin sonucudur. Kürek açık alanda ve malzeme ile yapılan bir spor olması dolayısıyla da performansın belirlenmesinde veya ölçülmesinde malzemenin uygunluğu, hava ve su direnci gibi sporcunun dışında oluşan durumlardan da etkilenmesi söz konusudur.

(19)

Günümüzde, kürek her yas ve her iki cinsiyet için uygun bir spor olmasına rağmen, eskiden erkek yöneticilerin kendilerini beğenmiş tavırları sebebiyle sadece çalışan varlıklı elit tabakadan olan erkeklere uygun bir spor olarak sayılmış, kadınların ve avam tabakanın katılımı kısıtlanmıştır (Topsakal 2007).

1.5. Kürek Sporu Uygulama Çeşitleri 1.5.1. Yarışma Küreği

Performans küreği de denilebileceği gibi yarışma küreği Dünya’da ve Türkiye’de en çok uygulanan çeşittir. Sporcular sene boyunca teknik ve kondisyon antrenmanları ile yarışlara hazırlanarak performanslarını geliştirir ve rakip sporcularla yarışırlar. Bu branşta kullanılan tekneler ve kürekler oldukça sağlam ve hafif malzemelerden üretilir.

1.5.2. Rekreasyon (Sağlıklı Yaşam) Küreği

Rekreasyon küreği boş zamanları değerlendirme, sağlıklı yaşam sporu ve eğlence amacı ile yapılır. Rekreasyon amacı ile yapılan kürek sporu için özel olarak üretilmiş tekneler bulunmaktadır. Bu teknelerin yapısı yarış teknelerine göre daha geniştir ve su üzerinde dengenin sağlaması daha kolaydır. Rekreasyon küreğinde kullanılan kürekler de yarışlarda kullanılanlardan farklıdır. Rekreasyon küreğinde amaç hız yapmak olmadığı için bu küreklerin palaları, diğerine göre daha ufak ve farklı yapıdadır. Bu yüzden daha az kuvvet uygulanarak eğlence amaçlı kürek çekmeye elverişlidir (Vikipedi 2009).

1.5.3. Salon Küreği

Çoğu salon küreği ergometre olarak adlandırılan (ergo olarak da bilinen) ve açık hava küreğinin simülasyonu olan bir aletle yapılır. Ergometre iyi bir antrenman aracıdır, bununla birlikte antrenörler sporcularının durumlarını test etmeleri için de kullanırlar. Ekip üyelerini seçerken bir fikir de veren bu aletler, aslında çoğu zaman gerçek tekne deneyimini yansıtamaz; çünkü teknede teknik ve denge ön plana çıkar. Ergo bunun dışında yarışmaların yapıldığı bir salon sporuna da dönüşmüştür. Yerel

(20)

ve ulusal yarışmaların yanı sıra her sene Boston, Massaehusetts'te yapılan bir Dünya Şampiyonası da vardır (Dağıstanlı 2008).

1.6. Kürek Sporunda Kurallar

Taktik açıdan maratonla benzerlikler gösteren bir spordur. 2000 metrelik bir yarışmayı kazanmak için ilk beş yüz metrede sprint atıp öne geçmek çok önemlidir.

Bir dayanıklılık ve güç sporu olan kürekte saniyede 10 metre hıza çıkılır. Ortadaki 1000 metrede dakikada 40 kez ve ilk ve son 500 m de 47 kez kürek çekilir.

Eleme turlarına bütün takımlar katılır. Finalde altı ekip mücadele eder. Finale çıkma süreci, yarışlara katılan tekne sayısına göre belirlenir. Modern 2000 metrelik parkurun kuralları 1912'de belirlenmişti. Ama bunca zamana rağmen bir iki noktanın tam olarak yerine oturtulamadığı görülmektedir.

Kürek sporunda kürekçiler gittikleri istikamete sırtlarını dönerek kürek çeker. Kanoda bu durum tam tersidir. Ayrıca kürekte kullanılan kürekler kayığa bağlı iken kanoda, bağlı olmayan kürekler kullanılır. Kürek sporu düz bir hatta ve dalgasız parkurlarda yapılır. Aslında kayıkların düz hatta gitmesi kurallara bağlı değildir. Kurallar, sadece bir kayığın diğerinin yolunu kesmeden ilerlemesini söyler. İki nokta arasındaki en kısa yol doğru olduğu için de kürekçiler düz bir hatta ilerlemeyi tercih eder. Tüm tekneler başlama yerlerine geçtikten sonra görevli "iki dakika" diye bağırır. O andan itibaren kurallar işlemeye başlar. Eğer hatalı çıkış yapan tekne olursa işaret verilerek hatalı çıkışı yapan ekip geri çağrılır. İki kez hatalı çıkış yapan ekip diskalifiye edilir. Kayıklar bitiş çizgisini geçtikçe sesli bir işaret verilir. Her bir yarışta 3 hakem görev yapar. İki kayık aynı anda çizgiye varırsa aynı sırada yer alırlar. Tüm parkurlar insan yapımı ve özel olarak hazırlanmıştır. Rüzgârdan korumalı ve dalgasız olmalarına özen gösterilmiştir. 2000 Sydney Olimpiyatlarında parkurun toplam uzunluğu 2300 m olmakla beraber yarış için 2000 m’si ayrılmıştır. Yarış parkurunda ise 9 kulvar yer almaktaydı. Ama bunların sadece altı tanesi yarış için kullanılmıştır. Her bir kulvar 13.5 metre genişliğinde ve parkur boyunca çeşitli renklerdeki şamandıralarla geriye kaç metre kaldığı yarışçılara bildirilmiştir (Vikipedi 2009).

(21)

1.7. Kürek Sporunda Yarışma

Kürek Sporu; Olimpiyat, Dünya Kupası ve Dünya Şampiyonalarında yarışma kategorileri ve tekne sınıflarında değişiklikler göstermektedir. Bazı tekne sınıfları ve kategoriler zaman içerisinde yarışmalardan çıkarılmıştır. FISA’nın resmi web sayfasında 2005 yılı itibariyle bildirdiği yarışma kategorileri ve tekne sınıfları aşağıda tablo halinde gösterilmiştir (Topsakal 2007).

Çizelge 1.1. Tekne sınıfları ve rumuzları.

Tekne ismi Rumuzu Dümenci Dümen

Tek Çifte 1x Yok Yok

İki Çifte 2x Yok Yok

Dört Çifte 4x Yok Var

İki Tek Dümencisiz 2- Yok Var

İki Tek Dümencili 2+ Var Var

Dört Tek Dümencisiz 4- Yok Var

Dört Tek Dümencili 4+ Var Var

Sekiz Tek (Dümencili) 8+ Var Var

Çift kürek sınıfı: 1x(tek çifte), 2x(iki çifte), 4x (dört çifte), 8x (sekiz

çifte-ülkemizde kullanılmamaktadır) .

Tek kürek sınıfı: 2-(iki tek), 2+(dümencili İki tek) (Türkiye de bu sınıfta

yarış düzenlenmemektedir), 4-(dört tek), 4+(dümencili dört tek) (Türkiye de bu sınıfta yarış düzenlenmemektedir), 8+ (sekiz tek dümencili-tüm sekiz teklerde dümenci bulunmaktadır) (Vikipedi 2009).

(22)

Kürek Modern bir kürek plâstik tutuşlu karbondur, sonunda düz bir bıçak veya kaşık bulunur.

Kürek kilidi Kürek kilidi her kürek atımında küreğin kurtulup gitmesini önler Dayanak Gövdeye bağlıdır ve kürek kilidini destekler. Kıyafet Kürekçiler vücudu sıkı saran tek parça bir kıyafet

giyerler ve genelde bu kıyafetler ülkelerinin veya takımlarının rengini taşır.

Kalın Kabuk Kürekte kullanılan teknelere kabuk denir ve genel olarak hafif karbon fiber ve plastikten yapılır. Bowside Sporcunun küreğinin sancak tarafında yer alan kısımı. Strokeside Sporcunun küreğinin iskele tarafında yer alan kısmı.

Şekil 1.1. Kürek sporunda kullanılan ekipmanlar (Dağıstanlı 2008).

1.7.1. Sporcu Kıyafetleri ve Kürek Palaları

14.07.2004 tarih ve 25522 sayılı Resmi Gazetesi’nde yayımlanan Kürek Federasyonu Yarışma Talimatnamesine göre; bir ekibin bütün sporcuları tek tip ve aynı renk kıyafet (forma ve şort veya tulum-tayt) giymek zorundadırlar. Bu hususa uymayan ekipler yarışlara kabul edilmez, Disiplin Kurulu’na sevk edilirler. Sporcular kendi kulüplerinin formasını giyerler. Ancak, karma ekipler isterlerse, kıyafet uygunluğunu sağlamak amacı ile ve tek tip olmak kaydıyla değişik bir forma seçebilirler. Dümenciler ekibin bir ferdi sayılsalar dahi normal ekip kıyafetinin üstüne yağmurluk giyebilirler. Kürekçiler ter bandı ve güneşten koruyucu şapka takabilirler. Ancak bu aksesuarları birden fazla sporcu kullanıyorsa yarış ciddiyetini bozmamak kaydı ile hepsi birbirinin aynı olmalıdır. Yarışmalara katılacak kulüpler kürek palalarının renk ve desenlerini bir değişiklik var ise, yarışma mevsiminden 30 gün önce Federasyona elden teslim etmek ve tescil ettirmekle yükümlüdürler. Bir kulübün bütün kürek palalarının tescilli renk ve desende olması gerekir. Ancak karma ekiplerde bu şart aranmaz.

1.7.2. Tekne ve Küreklerin Özellikleri

a- Tekne topunun büyüklüğü minimum 4 cm olmalıdır.

(23)

b- Teknelerin minimum ağırlıkları aşağıdaki gibi olmalıdır.

Tek Çifte (1x) : 14 kg, İki Çifte (2x) : 27 kg İki Çifte (2-) : 27 kg, Dört Çifte (4x) : 52kg Dört Tek (4-) : 50 kg, Sekiz Tek(8+) : 96 kg

c-Kürek Standartları minimum aşağıdaki incelikte olmalı.

Tek kürekler minimum 5 mm. İncelikte, çift kürekler minimum 3 mm. İncelikte olmalıdır (Kürek Federasyonu Yarışma Talimatnamesi 2004).

1.7.3. Yarışma Kategorileri ve Tekne Sınıfları

Kürekte, tek ve çift kürek tekneleri olmak üzere iki ana tekne sınıfı vardır. Aynı zamanda bu tekneler bir, iki, dört ve sekiz kişilik olmak üzere sporcu sayılarına göre de ayrılarak sınıflandırılmıştır (Topsakal 2007).

Kırmızı Bölgeler

Her kulvarın ilk ve son 100m’lik bölümü kırmızı dubalarla işaretlenir.

Bitiş Kulesi

İlk kata üç yarış hakemi oturur, onların altında resmi zaman tutucular ve yöneticiler yer alır.

Bitiş Çizgisi

Bitiş çizgisi, kulvarın bir tarafında yer alan ve altında siyah çizgi bulunan bir tahtayla belirtilir, bitiş kulesine kablo ile bağlıdır.

Kulvar Çizgileri

Küçük beyaz veya sarı dubalar 10m aralıklarla kulvarları birbirinden ayırır. Her 250m’de bir kırmızı dubalar bulunabilir.

Kulvar Numaraları

Her tekne kendi kulvarıyla aynı numarayı taşır. Gitmeye Hazır Yarış hakemleri her teknenin kıçını yarışın başlamasına hazır

olana kadar uygun pozisyona getirirler, bazı parkurlarda baş kısmı tutan ve start işareti ile beraber düşerek tekneleri bırakan özel mekanizmalar vardır.

Start Dubaları

Bunlar farklı sınıflarda ve farklı boyutlardaki teknelerin doğru ve düzgün sıralanmasını sağlar. Sıralayıcı Her teknenin baş kısmının start çizgisinde sıralanmasını sağlar, yarışın başlaması için son hazırlığı yapar. Parkur İşaretleri Her 250m’de kürekçilere ne kadar kaldığını gösteren işaretler bulunur. Kulvarlar Her kulvar 12.5-13.5m genişliğindedir. OLİMPİK YARIŞLAR

Olimpik yarışlar düz bir parkurda yapılır. Takımlar 6 kulvarda eleme ve repechage yarışları (2. Şans yarışları) ile finale kalmaya çalışırlar. Her yarı finalde yer alan ilk üç takım A finaline giderken, son 3 takım 7-12. ‘Liği belirleyecek olan B finaline gider.

Şekil 1.2. Standart 2000 m’lik yarış parkuru (Dağıstanlı 2008).

(24)

1.7.3.1. Tekli ve Çifte Kürek Tekneleri

Tekli ve çifte arasındaki fark kullanılan kürek sayısıdır. Tekneler birbirinin aynıdır, sadece değişen kürek sayısına göre düzenlemeler yapılmıştır.

TEK ÇİFTE

2 kişiden 8 kişiye kadar farklı Sporcuların 2 küreği vardır. Her ne Kombinasyonda yarışılır. Herkesin yazı kadar 8 çifte takımlar mevcutsa da

yazdığı bir eli olduğu gibi her kürekçinin de genelde çifte yarışları tek çifteden favori bir yeri vardır. 4 çifteye kadardır (Dağıstanlı 2008).

Şekil 1.3. Tekli ve çifte kürekler (Dağıstanlı 2008).

1.7.3.2. Yarışlar

Yarışları tarif etmek için bazı harfler kullanılır: L veya LT hafif kilo yarışlar.

J 19 yaş alt yarışlar. B 23 yaş altı yarışlar. M Erkekler

W Kadınlar.

1 Teknede olan sporcu sayısı; 1, 2, 4 veya 8. X Çifte.

(25)

+ veya - bir dümencinin mevcut olup olmadığını gösterir. Mesela; LM4X, hafif kilo erkekler 4 çifte; W8+ ise, kadınlar 8 tek dümencili anlamıma gelir. Ulusal bazda deneyim ve engel sınıfını belirten, veteran sporcular için yaş kategorisi olan sınıflandırmalar vardır ama uluslar arası yarışlarda kullanılmazlar (Dağıstanlı 2008).

Tek Çifte Tek sporculu bu tekne 8.2m uzunluğunda ve 14 kilo ağırlığındadır. İki Çifte 2 kürekçili bu tekne 10.4m uzunluğunda ve 27 kilo ağırlığındadır. İki Tek

2 çifte ile aynı boyutlarda tekne kullanılır. Dört Tek 4 tek dümencisiz olarak da geçen bu tekne 13.4m uzunluğunda ve 50 kilo ağırlığındadır. Dört Çifte Bu tekne 13.4m uzunluğunda ve 52 kilo ağırlığındadır. Dört Tek Dümencili 4 kürekçi ve dümenciden oluşan bu tekne 13.7m uzunluğunda 51 kilo ağırlığın-dadır.

Sekiz Tek Dümencili

8 kürekçi ve dümenciden oluşan bu tekne 19.9m uzunluğunda, kilo ağırlığındadır. Tekne Sınıfları

7 belli başlı tekne sınıfı, ekip sayısı, fısa sınıflandırmasına uygun boyutları ile burada gösterilmiştir. 8. Sınıf olan ikili tek dümencili nadir kullanılan bir sınıftır.

Dümenciler takımda hayati bir öneme sahiptir.

Sadece dümenle ilgilenmezler, aynı zamanda taktik ve moral verirler; su üzerinde bir coach gibi davranırlar ve diğerlerine çevrede ne olup bittiğini anlatırlar. Ekstra yük olmasın diğe dümenciler daha hafif kişilerden seçilir. Bu yüzden FISA erkeklerde minimum 55 kilo, kadınlarda ise 50 kilo dümenciye izin verir.

Şekil 1.4.Tekne sınıfları (Dağıstanlı 2008).

(26)

1.8. Kürek Tekniği

Spora yeni başlayanlara, kürek sporunun öğretilmesi yarış teknelerinden biraz daha ağır fakat daha sağlam olan eğitim teknelerinde başlanır. Bu tekneler donanım açısından diğer teknelerle aynı özellikleri taşır. Küreğe yeni başlayan sporculara öncelikle çift kürek çektirilmesi önemlidir; çünkü hareketli bir oturağa oturan sporcu kürek çekme sırasında teknenin dengesini sağlamak zorundadır. Balans diye adlandırılan denge hareketinde, küreklerin suya tam oturması teknenin ileriye doğru hareketi açısından çok önemlidir. Teknenin büyüklük veya küçüklüğüne göre değişen dirsek açıklıkları, dirseklere bağlı tablaların üzerindeki mil ve ona bağlı olarak ray, sporcunun dengeli kürek çekmesini zorlaştıran etkenlerdir. İyi bir antrenör elinde yetişen sporcu, yapacağı yoğun antrenmanlar sonrasında mükemmel bir tekniğe ulaşabilir. Elit düzeyde sporcuların yetiştirebilmesi ancak yeterli deneyime ve antrenman bilgisine sahip olan antrenörler aracılığıyla olacaktır. Özellikle spor hekimliğinin gelişmesine bağlı olarak organların işlevini arttıran antrenmanların etkinliği daha iyi anlaşılmıştır. Uygun programlar hazırlamak için gerekli bilimsel temellerin yerleşmesiyle yarışların yalnız kaba kuvvetle kazanıldığı devirler geride kalmıştır. Bu sebeple kürek sporu; ancak üstün fizik, kondisyon yanında kusursuz bir tekniğe sahip sporcuların uluslararası alanda başarı kazanabilecekleri bir spor olmuştur. Kürekte kondisyon geliştirme programları, kara ve su antrenmanlarını da içine alır. Kara antrenmanları ile ağırlık çalışmalarının genel prensipleri oldukça basittir ve kolay uygulanabilir. Sudaki kondisyon çalışmaları ise belirli temel prensiplere dayanır. Bu yüzden kondisyon antrenmanları daha çok belirli prensiplerin geliştirilmesine ve uygulanmasını sağlamaktan ibarettir. Ancak kürek tekniğinin öğretilmesi oldukça zor bir iştir. Önemli bir ayrıntı da antrenörün bilgilerini aktarırınken her bireye değişik yaklaşımlar göstermek zorunda olmasıdır. Herkesin fiziksel zihinsel ve psikolojik yapısı faklı olduğundan, başarılı olmak için öğrenme yeteneği yanında bu faktörlerde hesaba katılmalıdır. Ekipler oluşturulurken bütün bu noktalarla birlikte yaş, boy, fiziksel avantajlar ve bireylerin sosyal durumları göz önüne alınmalıdır. Daha önceki yıllarda sporculara hareketler parçalara bölünüp ayrı ayrı uygulanıp öğretilirken kürek gibi karmaşık hareketler dizisi içeren spor türelerinde bu görüş artık geçerliliğini yitirmiştir. Yeni araştırmalara göre hareketlere bütün olarak yaklaşmak ve önemli ayrıntıları bütünlük içinde geliştirmek daha başarılı sonuçlar vermektedir. Eğer hareket ilk anda bütün

(27)

olarak verildiğinde anlaşılamayacak kadar karmaşıksa genel prensiplere sadık kalmak koşuluğuyla kolaylaştırıcı önlemler alması şarttır. İlk olarak teknede denge sorununu ortadan kaldırmak öğrenmeyi kolaylaştırır. Oturak çalışmaları ve palayı çevirmeden kürek çekmeyi öğrenmek ilk yapılması gerekenler arasındadır. Ancak kürekçi mümkün olduğu kadar çabuk gerçek koşullara döndürülmelidir. Eğitim sırasında öğretilen her yenilik ve değişiklik sporcuda performans düşmesine neden olacağından sabırlı olmak gerekir. Kürek sporu genelde dayanaklık ve kuvvette devamlılık içeren bir spor türüdür. Yeni başlayan sporcularda hafif olan antrenmanlar öğrenmenin ilerlemesiyle birlikte artar ve yılda 5000-6000 km kürek çekmeye kadar gider. Kürekte hemen hemen tüm vücut kasları koordinasyon içinde çalışır. Kürek suya girerken geriye yönelmesini (gövde-bacak açsında büyüme) kalça ve pelvis kasları birlikte sağlar. Bu sırada kollar ve gövde bilinçli bir şekilde kilitlenir. Kürek suda sürülürken üst baldır kasları çalışarak bacağı iter. Ayak bileği de alt baldır kaslarının yardımım ile açılır. Hareket boyunca kalça kasları vücudu daha da geriye iter. Bacağın kuvvetinin küreğe azami oranda iletilmesi için kürek suya girdiği andan itibaren sırt kilitlenmeli kollarla sağlam bir bağlantı sağlanmalıdır. Hareket sırasında gövde ile bacaklar arasındaki uyum bozulursa küreğe itilen kuvvet de önemli ölçüde azalır. Kolların hareketin etkileyen kasların doğru kullanımı etkilidir. Bu kuvvetin açısı ve palanın sudan yüksekliği omuz kasları ile ayarlanır. Küreğin sonunda dirsekteki çekici kaslar topacı göğse doğru çekerken kolları yana ve omuzları geriye doğru açar. Son olarak ön kol itici kaslar, bilekleri hafifçe iter ve küreği hareketi yön değiştirir. Gövdenin öne doğru hareketi ileri itilen topacın yüksekliği ve karın kaslarının etkisi başlar. Bunun arkasında yer alan kas gurupları kasılır ve vücudu öne doğru çeker. İyi bir performans açısından solunum kaslarının etkisi de unutulmamalıdır. Bunlar; diyafram kaburgalar arası kaslar ve boyun kaslarıdır. Solunum egzersizleri bu kasları gevşekleştirerek kürekçinin en etkin ve verimli biçimde nefes almasını sağlar. Vücut performansı yanında günümüzde gelişen teknikler kürekte daha mükemmel dereceler elde edilmesine olanak vermektedir (Öğretici ve Karcılılar 2005).

1.9. Kürek Çekiş Hareketi

Her ne kadar üst vücudu ilgilendiren bir spor gibi dursa da esas güç sporcunun bacaklarından gelir. Kürekçiler gidilen yönün tersine oturarak suya

(28)

kürekleri daldırırlar ve bacaklarıyla küreği çekerler. Hem tekte hem de çiftede teknik tam olarak aynıdır ve 4 ana safhadan oluşur, Esas olan bu safhalar arasındaki geçişi olabildiğince pürüzsüz yapmaktır, İyi bir kürek rahat ve efor sarf edilmiyor görüntüsü verir, ama bunun ardında saf güç vardır, Gereken gücü tekneden pürüzsüz verebilmek, bir yandan dengeyi sağlayıp, bir yandan da diğer takım üyeleri İle doğru bir zamanlamaya sahip olmak büyük bir teknik kapasiteye ve saatlerce süren antrenmanlara dayanır (Dağıstanlı 2008).

Şekil 1.5. Kürek çekme işleminin diyagramı.

1.9.1. Suyu Yakalama

Kürekçi öne doğru eğilip dizleri kırar ve baldırları dik hale getirir. Kollar en uzak noktaya kadar gider, kürekçi kürekleri suyun içine dik olarak sokar ve bacakları ile kendini iter (Dağıstanlı 2008).

Pala Hazır Pala suya girmek için hazır konumdadır. Güçlü Duruş Beden öne doğru hafif eğilir ama omuzlar sıkılır. Tam Olarak Uzatılmış Kollar mümkün olan en uzak noktaya kadar uzatılır.

Şekil 1.6. Kürekçinin suyu yakalama pozisyonu (Dağıstanlı 2008).

(29)

1.9.2. Küreği Çekme

Bacaklar düzeldikçe oturak geriye doğru kayar, kürekçi elde ettiği momentumu kürekleri suyun içinde çekmek için kullanır. Bunu yaparken beden de biraz daha geriye doğru yaslanarak kürek boyunu maksimize eder (Dağıstanlı 2008).

Açma Bacakları iterken vücut açılır ve kollar küreği vücudun ilerisine doğru ittirir. Güç Sağlamak Bacaklar ana güç kaynağıdır.

Şekil 1.7. Kürekçinin küreği çekme sırasındaki pozisyonu (Dağıstanlı 2008).

1.9.3. Sudan Çıkarma

Bitiriş veya bırakma olarak da adlandırılır, kürekçi tutacakları aşağı bastırarak kürekleri sudan çıkarır. Bundan sonra kürekçi palaları “tüy”e veya başka bir deyişle, hava direncini en aza indirecek suya paralel duruma getirir (Dağıstanlı 2008).

Aşağı ve Uzağa

Sudan çıkarma

esnasında eller aşağı ve vücudun uzağına doğru hareketlenir.

Palanın Bırakılması

Pala sudan çıkar çıkmaz paralel

konuma gelir.

Şekil 1.8. Kürekçinin palayı sudan çıkarma sırasındaki alacağı pozisyon (Dağıstanlı 2008).

(30)

1.9.4. Geri Alma Zamanı

Kürekçi ilk olarak ellerini ileri doğru uzatarak küreği düzeltir, bu arada pala hala suya paraleldir. Daha sonra beden yakalama pozisyonu için öne doğru kıvrılır. Bu arada pala ilk konumuna dönerken, bacaklar gereken gücü vermek için ideal pozisyona geçer (Dağıstanlı 2008).

Öne Gelme

Tutacak öne doğru gelirken bir yandan da pala doğru pozisyona ittirilir.

Şekil 1.9. Kürekçinin geri alma zamanı sırasındaki pozisyonu (Dağıstanlı 2008).

1.10. Kürek Çekme Hareketine Katılan Kaslar

Kürek sporunda kol gövde ve bacak kaslarına maksimum seviyede ihtiyaç vardır ve aynı zamanda kürek, kuvvet ve dayanıklılık sporudur.

Kol Kasları: Biceps brachii, brachialis ve brachioradilis kaslrı ile kolun fleksiyonu

gerçekleştirilir. Pektoralis major, triceps brachiiş latissimus dorsi, teres major ve subscapularis kasları ise retroversiyon ve kolun aşağı indirilmesi işlevini üstlenir.

Gövde Kasları: Karın kaslarının tümü gövdenin öne fleksiyonunda kullanılır.

Gövdenin dorsi fleksiyonu ( kürek çekme evresi ) erector spinae kasının işlevidir.

Bacak Kasları: Kürek çekme evresi kalça ve diz ekstansiyonunun artışı ve üst ayak

bileği ekleminin planter fleksiyonu ile karakterizedir (Weineck ve ark 1998).

(31)

1.11. Antropoloji ve Antropometri

Antropoloji; insanı, türeyişini, biyolojik yapısını, bedensel özelliklerini,

kültürel yapısını, sosyal davranışlarını kendine konu edinen bir bilim dalıdır ve sağlık ile ilişkisi geçmişten bu güne devam etmektedir (Heggenhougen 1997). Antropolojinin birçok alt dalı bulunmaktadır bunlardan biriside fiziki antropoloji olup, insanın fiziksel yapısını inceler, ölçer ve değerlendirir. Yöntem olarak da antropometriyi kullanır.

Antropometri; özellikle fiziki antropolojide kullanılan ve insan vücudunun belirli özelliklerini inceleyerek standartlarının belirleyen yöntemdir. Kişinin ağırlığını, vücut ölçülerini gücünü hareket sınırlarını belirli noktalarını esas alarak ölçüp, kişilerin birbirleri ile karşılaştırılmasını sağlar (Şehla 2006).

Antropometri; antros (insan) ve metris (ölçü) sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşmuş bir terimdir. Genel anlamıyla insan bedeninin nesnel özelliklerini belirli ölçme yöntemleri ve ilkeleriyle, boyutlarına veya yapı özelliklerine göre sınıflandıran sistematize bir tekniktir (Özer 1993).

1.12. Antropometrinin Tarihçesi

İnsanlar arasındaki yapısal farklılıklar sürekli bir merak konusu olmuştur. Birçok ülkenin literatüründe ve tarihte, psikolojik özelliklerin yapısal özellikler ile olan ilişkilerinden söz edildiği görülmüştür. Hipocrates 2500 yıl önce beden yapısı ve davranış arasındaki ilişkiyi tanımlamak için davranış tiplerinden söz etmiştir (Özer 1993).

Antropometri ile ilgili amaca uygun ilk çalışma XIX. yy.’ın son yarısında Belçikalı bir matematikçi olan Adolphe Quetelet tarafından gerçekleştirilmiştir. Quetelet, antropolojik verilere ilk kez istatistiği uygulamıştır ve 1870 yılında yayınladığı “Anthropometric” isimli kitabı ile sadece bu bilim dalını kurmakla kalmamış, aynı zamanda “antropometri” sözcüğünün isim babası olmuştur ( Barut ve ark 2004).

(32)

Günümüzde de beden tipi ve boyutları konularında antropometri tek dayanak olarak benimsenmektedir (Özer 1993 ). Antropometri bedensel yapıda var olan farklılıkların sayısal olarak ifade edilmesidir (Cameron 1978).

Antropometri, tasarlanacak sisteme veya mekâna ilişkin, kullanıcının gereksinim duyduğu donanım ve aygıtların, yakın çevresinin tasarlanmasında etkin olan hareketli veya hareketsiz durumda vücut boyutlarının kapasitelerinin bilimsel ölçüm metodları kullanılarak saptanmasını amaçlar. Antropometrik araştırmalarda, kullanıcı grubun çeşitliliği dikkate almalı ve vücudun farklı uzuvları ölçüm kapsamı içinde olmalıdır (Kayısı 1986).

Antropometri, yalnızca bir ölçüm tekniği değildir, birçok bilim dalını da kapsamaktadır. Ayrıca bir bilim dalı olma yolunda hızla ilerlemektedir. Antropometri bazen bütün alanlardaki çalışmaları yansıtmada tek başına yetersiz kalmasından dolayı, çok yönlü çalışma alanlarının tümünü birden amaçlarına ve yöntemlerine uygun biçimde tanımlayabilen bir deyim olarak Kinantropometri benimsenmiştir (Özer 1993)

Geçmişte beden eğitimi ile spor ve rekreasyon çevrelerinde daha çok antropometri ve biometri kullanılmaktaydı (De Nayer 1956).

Fakat biometri ve antropometri karakteristik olarak insanının beden yapısı üzerinde kısmi çalışmaları içermekteydi. Weiner ve Lourie (1969) de insan biyolojisi çalışmalarında antropometri teknikleri kullanılarak bir dizi beden ölçümleri yapmışlardır. Biometri ve antropometri ise gerçekte çok daha büyük bir içeriğe sahiptirler. Artık beden eğitimim ve spor çevresinde biometri ve antropometri terimleri yerlerini kinantropometriye bırakmışlardır. Beden eğitimi alanında kinantropometri insanını beden yapısının ve sportif performansının sayısal ölçümü ve değerlendirilmesi konularının kapsayacak biçimde kullanılmaya başlanmıştır (Özer 1993).

Antropometrik yöntemler kullanılarak yapılan çalışmalarla geniş örneklemli araştırmalar düşük maliyetle gerçekleştirebilmekte ve bunun yanında farklı yapısal karakterler de (ekstremite uzunlukları ve oranları, kemik genişlikleri vs.)

(33)

belirlenebilmektedir. Kinantropometri: antropometri tekniğinden geliştirilmiş ve insanın vücut yapısı, boyutu, kompozisyonu ve hareket şeklini araştırmaktadır. Bu alandaki çalışmaların, ülkemizdeki sporcular üzerinde de gerçekleştirilmesi ve sporcuların bu parametreler açısından değerlendirilerek seçilmesi, yönlendirilmesi ve performanslarını artırıcı yollara başvurulması oldukça önemlidir (Özer ve ark 2003).

1.13.Kinantropometri ve Antropometri

Kinantropometrinin bilimsel bir disiplin olarak tanınması 1984 Olimpiyatları Bilimsel Kongresi’nde gerçekleşmiştir. Günümüzde beden eğitimi ve spor literatüründe biyometri ve antropometri terimleri, yerlerini kinantropometriye terk etmiştir. Beden eğitimi alanında kinantropometri, insanın beden yapısının ve sportif performansının sayısal ölçümü ve değerlendirilmesi konularını kapsayacak biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Büyüme ve gelişim, egzersiz, performans ve beslenme konularına açıklık getirmek amacıyla insan vücudunun boyutları, biçimsel oranı, olgunlaşması ve brüt fonksiyonları üzerindeki çalışmalar kinantropometrinin konuları arasında yer alırlar. Sporcuların büyüme ve gelişme düzeylerini, çeşitli dönemlerde uygulanan antrenman programlarının etkilerini objektif açıdan değerlendirmek ayrıca insanlar arasındaki farklılıkların araştırılmasını, laboratuar dışında ve en kısa sürede yapılabilmesi için kinantropometrinin ölçüm tekniklerinin geliştirtmesi benimsenmiştir (Özer 1993). Kinantropometrik çalışmaların temelinde sporcunun fiziksel özelliklerini tanımlamak ve bu noktadan yola çıkarak performansı artırmak, yetenek seçiminde doğruluk oranını yükseltmek, sporcu beslenmesini düzenlemek gibi pek çok kriter yatmaktadır. Bu hedeflerin sağlanmasıyla, gerek takım gerekse bireysel olarak sportif başarılarla adını ve ülkenin adını tarihe geçirmek sağlanmaktadır (Özer ve ark 2003).

Antropometri; vücut boyutlarının ölçülmesi ve oranları ile ilgilenir. Vücut oranı; vücut ağırlığının, vücut uzunluğuna oranı olarak ifade edilir. Vücut boyutları ve oranlarının değerlendirilmesi için vücudun çap, çevre, uzunluk ve deri altı yağ kalınlıklarının kullanılması gerekir. Vücudun genel ve bölgesel yapılarının değerlendirilmesinde; aynı zamanda çap çevre uzunluk ve deri altı yağ kalınlıkları (skinfold) kullanılmaktadır. Vücut Kitle İndeksi (VKİ) veya bel-kalça oranları (BKO) gibi antropometrik indeksler hastalık riski olan bireylerin belirlenmesini

(34)

sağlar. Skinfold ölçümleri dışında antropometrik ölçümler oldukça basit ucuz ve yüksek bir teknik beceri, çalışma gerektirmezler. Bu yüzden bu ölçümler geniş

kullanım alanlarına sahiptirler (Zorba 2005).

Beden bölümlerinin, uzunluk, genişlik ve çevre olarak birbirlerine oranları, sportif aktivitelerde mekanik yönden kimin daha avantajlı olduğu konusunda bilgi verir. Bunun için her spor dalı ile ilgili olarak bu oranların bilinmesi gerekmektedir (Çakıroğlu ve ark 2002).

Günümüzde beden tipi ve boyutları konularında antropometri tek dayanak olarak benimsenmektedir. Beden eğitimi ve sporda uzun süredir kullanılan antropometri tekniği somatometrik ölçüleri içerir. Ölçüm için belirlenmiş beden noktalarını seçilerek, özel pozisyonlar ve standart teknikleri kullanılır (Özer 1993). Vücut kompozisyonunun dış özellikleri dikkate alınarak yapılan ve fiziksel yapı özelliklerine dayalı olarak belirtilen bir sınıflama olan somototip, antropometrik ölçüm yardımıyla elde edilir (Duyul 2005).

Antrenmanların morfolojik yapıya olan etkilerinin saptanması ve sporcuların performans durumlarının izlenebilmesi için antropometrik ölçümlere ihtiyaç vardır (Duyul 2005).

Antropometrinin performans üzerindeki etkilerini yapılan araştırmalar göstermektedir (Çankaya 2002). Özellikle performans ve kuvvet oluşumu, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, kol, bacak uzunlukları, eklem hareketliliği, esneklik düzeyleri ile doğrudan ilişkilidir (Duyul 2005).

Antropometrik ölçümlerin değerlendirilmesinde, genelde beden yapısının ve kompozisyonunun belirlenmesi ile beden bölümlerinin birbirleriyle oranları beden ağırlığının belirlenmesi, spor branşı ve fizik yapı arasındaki uyumun değerlendirilmesi, spor dalının antropometrik yapıya etkisi açısından önemlidir (Özer 1993).

(35)

1.14. Antropometrik Ölçümler

Sporda sahsın belli bir branşa özelleşmesinde birtakım ilişkileri ortaya koymak önem taşımaktadır. Bu olsa olsa vücut tipinin uygun olarak metrik bir şekilde belirlenmesi ile mümkündür. Vücut tipinin değişik özellikleri ile kuvvet, sürat ve dayanıklılık gibi fiziksel kapasitelerin yakın ilişkisi olduğu gerçeği ortadadır. Bu gerekli fiziksel yeteneklerin üst düzeyde olduğu spor branşlarında daha da belirgindir (Tittec 1993).

İnsan biyotipolojisini belirlemek amacında olan antropometrik ölçümler gelişen zaman içerisinde belirli bir düzene sokulmak istenmiştir. Bu ölçüm sekli, ölçen kişi, alet olarak sıralanabilir. En önemlisi ölçümü yürüten kişinin konusunda deneyimli olmasıdır. Antropometrik ölçüm yöntemlerinden istenen yararın sağlanabilmesi için ölçümlerin belirli duyarlılıkta ve hatasız yapılması gereklidir (Şekeroğlu 2005).

Antropometrik ölçümler genellikle vücudun sağ tarafından yapılır. Ayakta alınan ölçümlerde; kişi ayakta dik dururken, baş dik, karşıya bakar durumda, topuklar bitişik, ağırlık her iki ayağa eşit olarak dağılmış biçimde ve kollar doğal biçimde aşağıya sarkık durumda anatomik pozisyondayken yapılır. Oturur durumdaki ölçümler kişi dik durumda oturur durumda baş dik durumda, üst kollar doğal biçimde sarkık, ön kol ve el yere paralel ve dizler bitişik, ayaklar diz doksan derece yapacak biçimde yere basarken yapılmaktadır. Derinlik ve genişlik ölçümleri vücudun değişik seviyelerinde yatay çaplardır. Derinlikler önden arkaya, genişlikler yandan yana ölçülür. Birçok derinlik ve genişlik ölçümleri kişi ayakta iken yapılır, bazıları oturur durumda ölçülmektedir. Derinlik ve genişlik ölçümleri de antropometri ile yapılmaktadır. Vücut çevreleri çelik metre ile gövdenin değişik seviyelerinden ölçülmektedir. Kol ve bacak ölçümleri şerit ekstremitenin uzun eksenine dikey durumdaki düzlemde tutularak ölçülmektedir. Yüzeysel ölçümler çelik metre ile şerit, vücudun yüzeyine temas ettirilerek ölçülür. Deri kıvrımı kalınlıkları özel olarak bu is için geliştirilmiş olan kıskaç biçimindeki araçlarla özel olarak tanımlanmış deri bölgelerinden yapılır. Deri kıvrım kalınlıkları kişilerin vücut yağ oranının belirlenmesinde kullanılmaktadır (Barut ve ark 2004).

(36)

Yapılan araştırmalar her topluluğun antropometrik ölçülerinin farklı olduğunu ortaya koymuştur. Ölçüler ulus, bölge, yas, vücut yapısı, beslenme, fiziksel faaliyet ve hatta ekonomik ve sosyal statüye göre değişiklik gösterir (Şekeroğlu 2005).

1.15. Antropometrik Ölçüm Bölgeleri

1.15.1. Yağ Ölçümleri ve Ölçüm Bölgeleri

Vücut yağ oranı hesaplamalarında toplam vücut yoğunluğunu tahmin etmede kullanılır. Deri altı yağı belirlemek için vücudun bazı özel noktalarında deriyi kavrayarak kalınlığının ölçülmesi yöntemidir (Zorba 2005). Deri kıvrım kalınlığı ölçümleri hareket açıları boyunca sabit basınç uygulayacak şekilde kalibrasyonu yapışmış özel kaliperle yapılır (Özer 1993). Daha önceden tespit edilmiş olan deri altı yağ kalınlıkları bölgeleri; karın bölgesi (abdominal), üst bacak, ön üst kol (biceps), arka üst kol (triceps), yan (suprailiak), sırt (supscapula), göğüs (chest), orta koltuk altı (mid-aksiller), diz (patella), baldır (calf) (Zorba 2005).

Yağ Dokusu Ölçümleri: Yağ dokusu ölçümlerinin amacı hedef ağırlığın

hesaplanmasıdır. Ölçümler, "skinfold" adı verilen özel kaliperlerle yapılmaktadır Ölçüm yapılacak noktaların iyi belirlenmesi ve doğru yapılması önemlidir, çünkü en ufak hata, önemli farklılıklara neden olmaktadır. Deri ve yağ dokusunun sıkıştırabilme derecesi yaşa, dokunun su miktarına ve kişilere göre farklılık göstermektedir. Genellikle doku suyu fazla olduğu zaman, deri ve yağ dokunun sıkışabilme derecesi de daha yüksek olmaktadır Doğru ölçüm yapılabilmesi için, önceden işaretlenen noktalarda deri karşılıklı gelecek şekilde tutulduğu zaman, arada kas dokusunun bulunmaması gerekir. Tutma işlemi, ölçüm yapılacak noktanın yaklaşık 1 cm uzağından, başparmak ile işaret parmağı arasında yapılmalıdır. Ölçüm tamamlanıncaya kadar parmaklar tutma işlemine aynı basınç ile devam etmelidir. Ölçüm, kaliper basıncı uygulandıktan 1-2 sn. sonra okunmalıdır. Skinfold, bu süreden daha uzun tutulursa, bir miktar sıvı, doku dışına çıkacağı için daha düşük değerler alınmasına neden olacaktır. Her bölgeden en az iki ölçüm yapılmalıdır. Arka arkaya yapılan ölçümler daha düşük değerlere neden olacağı için, ölçümler arasında bir sürenin geçmesi gerekir. Ölçümler, ayakta dik duruş pozisyonunda yapılmalıdır (Otman ve ark 1998).

(37)

Ön Üst Kol (Biceps): Deneğin kolu yanda ve avuç içi ön tarafa bakarken kolun ön

tarafından, yani üst kolun iç orta hattından ( biceps kası üzerinden) acromion ve olekronun prosesi arasındaki mesafenin orta noktasından alınarak dikey olarak kas üzerindeki deri katlaması tutularak ölçülür (Zorba 2005).

Resim 1.1. Biseps yağ ölçüm bölgesi.

Arka Üst Kol (Triceps): Üst kolun arka orta hattında (triceps kası üzerinden)

scpuladaki acromion ve bunların olekron çıkıntıları arasındaki mesafenin ortasından dikey olarak kas üzerindeki deri katlaması tutularak ölçülür (Zorba 2005).

Resim 1.2. Triseps yağ ölçüm bölgesi.

(38)

Sırt (Subscapula): Kol aşağıya sarkıtılmış ve vücut gevşemiş iken kürek

kemiğinin hemen altından (makro medialisin hattından) ve kemiğin kenarına paralel, kavramaya uygun vücuda diyagonal olarak deri katlaması tutularak ölçülür (Zorba 2005).

Resim 1.3. Supscabula yağ ölçüm bölgesi.

Göğüs (Chest): Bayan ve erkelerdeki vücut yapısına bağlı farklılıklar vardır. Buna

göre erkelerde ön koltuk alt çizgisini 1/3 ‘üne yakın koltuk altındaki başlangıç noktası ile göğüs memesi arasındaki orta noktasından alınan diyagonal göğüs kıvrımına paralel deri katlaması tutularak ölçülür (Zorba 2005).

Resim 1.4. Pectoral yağ ölçüm bölgesi.

(39)

Karın: Denek ayakta dik duruşta karın kasları gevşek olarak normal nefes alır

durumdadır. Denekten nefes verme sonunda nefes almayı durdurması istenebilir. Deneğin ağırlığı iki ayağına eşit olarak dağıtılmış olmalıdır. Ölçüm göbek çukurunun 3 cm yanından deri yatay katlanarak alınır. Hangi taraftan alınacağı karalaştırıldıktan sonra devamlı aynı taraftan ölçüm alınmalıdır (Özer 1993).

Resim 1.5. Karın yağ ölçüm bölgesi

Suprailak: Midaksiller eksende illak krestin üstünden 45 derece diagonal olarak

ölçülür. Denek ayakları bitişik dik duruşta kolları yanlara serbest sarkıtılmış durumdadır (Özer 1993).

Resim 1.6. Suprailak yağ ölçüm bölgesi.

(40)

Uyluk ( üst bacak): Uyluğun dikey doğrultusunda olacak şekilde deri katmanı

alınır ve vücudun ağırlığı sol bacak üzerine taşınır (Zorba 2005).

Resim 1.7. Uyluk yağ ölçüm bölgesi.

1.15.2. Vücut Çap Ölçümleri ve Ölçüm Bölgeleri

Antropometrik set ile Diametre denilen alet daha önceden ölçümü yapılacak bölgeler tespit edildikten sonra aletin ucu yumuşak dokuya mümkün olduğu kadar çok basınç uygulanacak şekilde yerleştirilerek yapılır. Alet kemikle daha çok temas ederse sonuç doğru ve güvenilir kabul edilir (Tamer 2000). Ölçümler, iliac, bi-trochanteric, el bileği, bi acromial, humerus bikondiler, femur bi-kondiler, ayak bileği, göğüs çapı, göğüs derinliği bölgelerinden yapılır (Öztürk ve ark 1997).

Genişlik Ölçümleri: Klinik amaçlarla olduğu kadar, vücut tipinin belirlenmesi için

de kullanılmaktadır. Çap ölçümlerinde, bölgeye uygun çeşitli büyüklükte kaliperler kullanılabilir (Otman ve ark 1998). Özelliklede gögüs derinliğinin ölçülmesinde kıvrık uçlu pergeller de kullanılmaktadır. Beden genişlikleri genelde belirli kemik noktaları arası uzaklık olarak ölçülür. Bu yüzden bu noktaların ince yapılılarda olduğu gibi şişman kişilerde de belirlenmesi önemlidir. Genişlik ölçümlerinde ellerin başparmağı ve işaret parmakları kaliperin kollarının ucunda uygulanacak noktaları incelikle arayarak ölçümü gerçekleştirir (Özer 1993). Ölçümler, belirli kemik çıkıntıları arasında yapılmaktadır. Ölçümler sırasında, kaliperin kolları gerektiği kadar

(41)

bastırılarak, o bölgedeki yumuşak doku sıkıştırılmalıdır. Her bölgede en az üç ölçüm yapılmalı, ancak aralarında bir süre olmalıdır (Otman ve ark 1998).

Biacromial Genişlik: Biacromial genişlik deneğin arkasından ölçülür. Bu

pozisyonda akromial uçlar daha kolay belirlenebilir. Denek ayakta topukları kapalı dik durumda, kolları yanlara uzatılmış baş ve göğüs dik durumdadır. Deneğin omuzlarının pozisyonu önemlidir. Denek omuzlarının yavaşça aşağıya ve öne hareket ettirirken maksimal genişlik not edilir. Parmak uçları ile tutulan kaliper kolları akromionun en lateral noktalarına uygulanarak maksimal genişlik alınır. Çoğu araştırıcı burada da kemiğin uçlarındaki yumuşak dokuya baskı uygulanması gerektiğini savunmaktadır (Özer 1993).

Göğüs Genişliği: Göğüs genişliğinin öçlümü kıvrık uçlu (çap pergeli) kaliper

gerektirir. Denek ayakta dik durur, kollarını hafifçe yana kaldırarak pergelin uçlarının kolayca uygulanmasına yardımcı olur. Ölçüm deneğin ön tarafından uygulanır. Kaliperin uçları 6.kaburga kemiği üzerine uygulanır. Koltuk altında 6. Kaburga kemiğine rastlayan noktadan yatay geçirilen geçirilen çizgi önde 4.costo-sternal ekleme uyar. Göğüs genişliği kaliper horizontal planda tutularak soluk verme sonunda 0,1 cm e kadar ölçülür (Özer 1993).

Göğüs Derinliği: Göğüs genişliğinde olduğu gibi kıvrık uçlu (çap pergeli) kaliper

kullanılır. Ölçü denek ayakta normal duruşta kollar yanlarda sarkıtılmış durumda alınır. Deneğin 4. costo-sternal eklemi iki elle bulunarak bir yatay çizgi ile belirtilir. Deneğin yanında durarak el parmak uçlarıyla tutuğu kalipe uçlarını önde belirlenen noktaya yerleştirilirken arkadaki ucu da spinal colum üzerinde aynı yatay planda yerleştirilir. Göğüs genişliği ve derinliği fiziksel performansta fonsiyonel kapasitenin ölçülmesi ve solunum fonksiyonlarının izlenmesiyle ilgili testlerde kullanılmaktadır. Ölçümde dikkat edilmesi gereken nokta kaliperin yatay tutulması ve uçlarının kaburga kemikleri yüzeyine uygulanmasıdır (Özer 1993).

Biiliak Genişlik: Bu ölçüme, pelvis genişliği de denilmektedir. Ayaklar hafif açık.

Kollar göğüs üzerinde çaprazlanmış pozisyonda posteriyordan ölçüm yapılır. Kaliperin kolları, krista iliakalar üzerine aşağı doğru 45 lik açı ile yerleştirilir. Kadınlarda bu

Şekil

Çizelge 1.1. Tekne sınıfları ve rumuzları.
Şekil 1.1. Kürek sporunda kullanılan ekipmanlar (Dağıstanlı 2008).
Şekil 1.2. Standart 2000 m’lik yarış parkuru (Dağıstanlı 2008).
Şekil 1.3. Tekli ve çifte kürekler (Dağıstanlı 2008).
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Birey boy uzunluğu alınan pozisyondayken şeritmetre mezosternal noktadan geçecek ve yere paralel olacak şekilde deriye tam temas sağlanarak ölçü alınır.. Ölçü normal nefes

International Maritime Organization (IMO) stated ballast water exchange methods and the acceptable amounts of living organisms in the ballast water, after the use of onboard

  Her  ikisi  de  kadınlara  oy  hakkını  destekleyen  örgütler  olsa  da  NAWSA  ve 

Sıkletler arasındaki çift ayak çömelik pozisyondaki sağa-sola hareket değerlerinin ortalamasının karşılaştırılması (MEC-ML)üç gruba ait Ki-Kare değeri: 3,195 (df

Tablo 2‟ye bakıldığında poomse yapan sporcular ile gyorugi yapan sporcuların, Esneklik ölçüm değerleri arasında yapılan karĢılaĢtırmada anlamlı bir

Tenisçiler, masa tenisçileri ve sedanterlerin sağ ve sol el aynı anda ses ve ışığa karşı reaksiyon zamanı değerleri arasında istatiksel olarak

Also, it was established that there was no significant change anyone of length measurements (p>0,05). As a result, it was revealed that swimming training programs applied termly

(2006), “Edirne İl Merkezi İlköğretim Okullarındaki 12–14 Yaş Grubu Aktif Olarak Spor Yapan ve Yapmayan (Beden Eğitimi Dersine Giren) Öğrencilerin Eurofit Test