Sabahattin
• •
Pili Üzerine
Oktav AKBAL
S
abahattin Ali'nin Konya'daki öğretmenlik yıllarından arkadaşı Sıraç Aydmtaşbaş'tan bir mektup aldım. 1930 - 32 yıllarında Sabahattin Ali. Aydın ve Kon ya da Almanca öğretmenliği yapmıştır. Son yıllarda Sa bahattin Ali konusunda birçok değerli araştırma yayın landı. Konya'da yaşayan emekli öğretmen Aydıntaşbaş'ın mektubu Sabahattin Ali’yi sevenlere, yapıtını ve yaşa mını inceleyenlere yeni bilgiler getiriyor. Bu yüzden mek tubunu okurlarımı sunmak istiyorum:★
«Sabahattin Ali güler yüzlü, tombul ve pembe ya naklı bir öğertmendl. Herkes tarafından sevilirdi. Öğren cilerinden sevmeyen yoktu. Asıl görevinin dışında yoicu hanlarına gider, halkın, daha doğrusu köylünün arasın da vakit geçirir, kıvanç duyardı. Gündüzün bir de gece si vardı. Öbür Anadolu İllerinde olduğu gibi Konya'da da gece hayatı yok denilecek kadar sönüktü, eğlence yeri olarak bir belediye sineması vardı. Yabancı bekârların vakit geçirmeleri zordu.
Bekârlık devam ediyordu, ister İstemez gece ar kadaşları bulacaktı. Kendi boyunda, kafa dengi gibi gö rünen bir İlköğretim müfettişiyle dost oldu. Bir aydın, bir meslekdaşın ne sakıncası olabilirdi! Gittikçe dostlar! arttı. Gazeteci Cemal, öğretmen Eyüp Hamdi vb. Saba hattin’in etrafını aldılar, canciğer oldular. Anadolu gaze tesi İle Terbiye Postası dergisinin yazı kadrosunu oluş turdular. Bütün yük Sabahattin Ali'nin üstündeydi. Bu yaran, S. Ali'nin emeğini, parasını, daha doğrusu maa şını sömürmeye başladılar «Kuyucaklı Yusuf» romanı devamlı olarak gazetede tefrika ediliyor, İmzasız yazıla rıyla gazete ve dergi dolduruluyordu. Akşamları havp bo zuksa kapalı yerde, güzelse Meram’dâ Sabahattin Ali’ nin kesesinden yiyip içiyorlardı. Bu yüzden köylülerin de yimiyle «eli açıklığın» daha aşağısına indiği için maaşı ayın yarısına varmadan tÜKenırdi,
Yukarıda sözü geçen birinci dostu, İlköğretim Mü fettişi (Maraşlı bir kişiydi) bu kişilerin başında geliyordu. Bu müfettişle aramızda gecen bir olay bunu kesinlikle gösteriyor. Biz İlkokul öğretmenleri Tasarruf Sandığı adıyla bir yardımlaşma sandığı kurmuştuk. Sandıktan altmış Hra alınır taksitle ödenirdi. Tüzüğümüzde ortaklık yalnız ilkokul öğretmenlerim amaçlıyordu. Tali okullorın öğretmenleri maaşlarını Mâliyeden, bizler ise Özel İda- re'den alıyorduk. Bizler, yanı İlkokul öğretmenleri 2 . 3 oy maaş alamıyorduk Öteki okul öğretmenleri ise er geç de olsa her av maaşlarını alıyorlardı. Bu müfettiş bir gün okuluma geldi, amirane bir tavırla «Sabahattin Ati beyi sandığa kaydedin, para verin» dedi. Ben de «Tüzü ğe aykırıdır, ama siz kaydolabilirsiniz, para da alabilirsi niz» dedim, amacını bildiğim İçin «Siz girin, para alın, S. Ali beye siz verin» dedim. Diretti, baskı yapmak iste di. işin içyüzünü bildiğim için acık konuşmak gerekti. Okulum, müfettiş Kemal Edip beyin bölgeslndeydi. «Bir salâhiyetle gelmişsen görevini yap, değilse kapı acık, buyrun» dedim. Aramız acildi. Çok zararım gördüm.
S Ali gündelik yazılarından ve romanı İçin para is tedi. Vermediler. Çıkarları çatıştığı İçin araları açıldı. S. Ali'nin giderini yüklendiği sofralarda ona fıkralar anlat tıran, şiirler okutturan, sabahlara kadar alkış tutan sah te dostlarının çıkarları ters düşünce aleyhinde tanıklık yaptılar, komünistlik sucuyla iki yıla mahkûm ettirdiler. Sofrasında yiyip İçtikleri S Ali'den kaçar oldular, yü züne bakmadılar. Adım anmadılar, öğrencisi, sonra da öğretmen olan teyzezadem İsmail ite benden başka ha pishanede ziyaret eden bile olmadı. Müfettiş arkadaşı mağrur, görünüşte S. Ali'ye isnat edilen suçların sahibi gibi görünen bir adamdı. S. Ali İçin kamuoyunda böyle şeyler söylenmiyordu. Bu müfettiş. Köy Enstitülerinde çalıştı, sanınm sonra bir enstitünün müdürlüğünden atıl dı. Haşan Ali - K. Öner davasında tanıklık yoptı. Enstitü ler hakkında okla gelmez şeyler söyledi, iftiralarda bu lundu. Koltuğunun altına Kur’an'ı sıkıştırarak bir İlimi zin köylerinde dolaşarak dini İstismar ederek milletve kili d8 oldu. Bir yere M. Eğitim ataşesi olarak gönderil diğini de anımsıyorum. Şimdi sağ mıdır, bilmem.»
★
Emekli öğretmen Aydıntaşbaş’ın belge değerini to« şıyan mektubunu — kimi yerleri çıkartıp kısaltarak— okurlarıma sunmakta yarar gördüm. Yazın tarihimiz açı sından ilginç bir tanıklık olduğu İçin..,
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi