CEYHAN İSTASYONU NDA GÖZLERİ YAŞARTAN BİR OLAY Atatürk, 1 9 3 ^ yılında Başbakan Celal Bayar'la her zaman beraberinde olan milletvekilleri ile Sabiha Gökçende birlikte Anadolu'da bir seyahata çıktı. Dönüşünde Çukurova'ya uğradı. Adana'ya gelirken treni Ceyhan istasyonunda kısa bir müddet durmuştu, istasyon binasında miitevazi bir çay sofrası hazırladılar. Kendisine yapılan teklifi neşe ile karşıladı:
- Olur bir çayınızı içerim. Dedi.
istasyonda toplanan halk onu doyasıya seyretti. Hareket etmek üzere vagonuna binerken halkın arasından bir kişi:
- Paşam, Paşam diye yüksek sesle bağırdı. Atatürk o tarafa doğru baktı. Bu yaşlı, gözleri görmeyen, beli iki büklüm olmuş bir vatandaştı. Bunun Atatürk'e yaklaşmasına görevliler engellemek istediler. Atatürk onları engelledi. Bu yaşlı adamı Atatürk'ün yanma götürdüler. Gözleri görmeyen bu ihtiyar titrek ellerini Paşa'nın omuzlarına uzattı. Kollarını ve dizlerini yokladı. Hıçkırarak ağlamaya başladı. Atatürk, buna:
- Baba, bir isteğin mi var? diye sordu. Aldığı karşılık şu oldu.
- Senden bir dileğim var. Bunu yerine getirirsen ahrete belki bakar kör olarak gitmem.
Atatürk tekrar sordu: - Dileğini söyle bana.
- Görmekten mahrumum. Yüzünü öpmek istiyorum.
Bu sözleri işitenler gözyaşlarını tutamadılar. Atatürk, bu özürlü ihtiyarın ak saçlarını okşadı, başına elini koydu, hafifçe eğildi ve yanağını yaklaştırarak:
- Buyur, öp. Dedi.
Atatürk'ün yüzünü öpen bu ihtiyara Atatürk: - Burdan da öp, diyerek öteki yanağını çevirdi.
İhtiyar, sopasına dayanarak kalabalığı yarıp çıkmak isterken çevredekiler büyük Ata'nm gözlerinden bir kaç damla düştüğünü gördüler.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi