• Sonuç bulunamadı

Selçuklularda Emîr-i Dâd Müessesesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Selçuklularda Emîr-i Dâd Müessesesi"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUKLULAR'DA EM~R-~~ DAD MÜESSESES~~

Prof. Dr. ERDO~AN MERÇ~L Büyük Selçuldular'da:

Emir-i dâd, Arapça "Emir" ve Farsça "Dâd" yani adalet kelimelerinden olu~mu~~ bir terkiptir. Ayr~ca "Dâdbeg" ~eklinde Farsça-Türkçe bir terkip ola-rak da görülmektedir'. Belki de terkip olmas~~ nedeniyle lügatlerde pek aç~k-lanmas~na rastlanm~yor. Steingass2 bu terkibi Emir maddesinde, Emir-i Dâd-chief justice: ba~~ hâkim olarak aç~klamaktad~r. ~slam Ansildopedisi3'nde de bu konu gere~i kadar incelenmemi~, Avrupa'daki ikinci bask~slyla, Türkçe ne~rinde "Selçuldular dev~inde, hususiyle Anadolu Selçuklular~nda, adliye naz~r~" ~eklinde bir aç~klama ile geçi~tirilmi~tir.

Acaba ara~ur~c~lar bu konuda neler söylemi~lerdir? Rahmetli hocam Ord. Prof. ~.H. Uzunçar~1114, Büyük Selçuklu te~kilat~n~~ aç~klarken emir-i da-d~n adliye vekili vazifesi gördü~ünü, ayr~ca ~er'i i~lerden ba~ka davalara ba-kan Divan-~~ Mezalim'in reisi oldu~unu zikrediyor. Ancak Uzunçar~~l~~ bu aç~klamalar~~ s~ras~nda emir-i dâd ile emir-i bar veya barbegi kar~~urmaktad~r. Onun

Rahât üs-Sudür'a

dayanarak verdi~i bilgiler emir-i bar ile ilgilidir.

Sultan Melik~âh devrini inceleyen Rahmetli hocam Prof. Dr. ~. Kafeso~lus, Büyük Selçuklular'daki emir-i dâd müessesesi ile ilgili olarak, "Asayi~e, devlet ve siyasete ait cürümleri Emir-i Dâd ve bunun memleketteki memurlar~~ hallederdi. Melik~ah zaman~nda Emir-i Dâd, Habe~i b. Altuntak idi" ~eklinde bir aç~klama yap~yor. Ayr~ca ta~ra te~kilat~~ hakk~nda bilgi verir-ken de, "Adli i~lere kad~~ ile emir-i dad'~n memurlar~~ bakar" demektedir.

1 Bk. Ata Melik Cuveyni, Ta 'rih-i Cihan Gu~â, n~r. Mirzü Muhammed Kazylni, London 1916, II, s. 2.; E. Merçil, Kirmân Selçuklular~, Ankara 19892, s. 190-191.

2 Persian-English Dictionary, s. 102. Ayr~ca Bosworth da emir4 d'ad~~ "Chief justiciar" olarak aç~kl~yor, bk. "The Political and Dynastic History of the Iranian World (A.D. 1000-1217), The Cambridge History of Iran, V, Cambridge 1968, s. 107.

3 Bk. Türkçe n~r. IV. cilt, s. 261.

4 Bk. Osmanl~~ Devleti Te~kilât~na Medhal, Ankara 1970, s. 44.

(2)

Ancak Prof. Kafeso~lu bu aç~klamalar~~ s~ras~nda emir-i dâd göreviyle ilgili herhangi bir kaynak vermemektedir.

Rahmetli hocam Prof. Dr. M.A. Köymen de Horst'un kitab~yla 9 ilgili ola-rak yazd~~~~ makalede7, "Kirman Selçuklular~'ndan Tu~rul-~ah (1156-1167) zaman~nda mevcudiyetinden bahsetti~i Dâd-beglik müessesesinin Büyük Selçuldular'da da bulundu~undan ~üphe etmemek lâz~md~r. Buna mukabil, Dâd-beg'in Divan-~~ Mezalim'in daimi ba~kan~~ oldu~u hususunda Dr. Horst'un ileri sürdü~ü ihtimal üzerinde durmak gerekir" diyerek, emir-i d'~n Divan-~~ Mezalim'in ba~kan~~ oldu~u hususunda tereddüdünü ortaya koymaktad~r. Prof. Dr. Köymen yine ba~ka bir eserinde8 Büyük Selçuklu Devleti askeri te~kilât~n~~ aç~klarken, "Türk ordusu mensuplar~~ aras~ndaki ih-tilâflar, Ordu kad~'lar~n~n ve dad-beylerin ba~kanl~k etti~i mahkemelerde görülüyordu" demekle yetinmektedir. Görüldü~ü gibi ara~t~r~c~lar Büyük Selçuldular'da emir-i dâd'~n genellikle adalet i~lerine bakt~~~n~~ aç~klamakta, fakat bu hususta herhangi bir kaynak vermemektedirler.

Öte yandan Selçuklu devlet adamlar~ndan Atabey Müntecibeddin Bedi,

Kitab Atebet el-Ketebe ba~l~kl~~ mün~eat mecmuas~nda Divan-~~ Mezalim ile

ilgili iki belge vermektedir9. Bu eseri yorumlayan A.K. Lambton'a göre10, Selçuklu hâkimiyeti alt~ndaki ~ehirlerin hepsinde olmasa bile, baz~~ illerde Divan-~~ Mezalim vard~. Birinci belgede "Gürgan valili~i için düzenlenmi~~ bir atama kararnâmesinde Mes'ud b. Muhammed'e, Divan-~~ Mezalim Ba~kan~'na (Sahib Divan-~~ Mezalim) görevlerinde dikkatli olmas~~ için yönerge (emir) vermesi buyurulmaktad~r. Atâbet el-Ketebe'deki ikinci belgede Divan-~~ Mezalim ad~~ geçmemektedir. Bu vesikada, "Belh valisi ve ~ahnesi Ebu'l-Feth b. Ebi Bekr b. Kumac ad~na düzenlenen fermanda söz konusu ki~iye, ~er'i i~-leri kad~n~n mahkemesine, vergi toplamay~~ (? resmiyyat) genel i~lemlere ve divana ili~kin i~leri divan-~~ riyasete havale etmesi buyurulur".

6 Die Staatver Waltung der Grosselgugen und Horazmsahs (1308-1251). Eine

Untersuchung nach Urkundenformularen der Zeit, W~esbaden 1964.

7 Bk. "Selçuklu Devri Türk Tarihi Ara~t~rmalar~~ II", Tarih Ara~t~rmalar~~ Dergisi, Cilt Il, say~: 2-3, Ankara 1964, s. 312-313.

8 M.A. Köymen, Büyük Selçuklu Imparatorlu~u Tarihi, III, Alp Arslan ve Zaman~, Ankara 1992, s. 236.

9 N~r. Muhammed Kazvini ve Abbüs iltbâl, Tahran h~. 1329, s. 20 ve 79.

I° "Atebetü'l-Ketebeye Göre Sancar imparatorlu~unun Yönetimi", çvr. N. Kaymaz,

(3)

SELCUKLULARDA EM~R-I DAD MÜESSESESI 329 Sonuç olarak Atebet el-Ketebe'deld birinci vesikada Mezalim Ba~kan~~ olarak Sahib Divan-~~ Mezalim geçmekte, ikinci belgede bu görev Divan-~~ Riyasete havale edilmektedir. Görüldü~ü üzere her iki vesikada da emir-i dâd~n ad~~ bulunmamaktad~r.

Öte yandan kaynaklarda tespit edebildi~imiz kadar~yla", Büyük Selçuklular'da emir-i dâd olarak ilk kez Habe~i b. Altuntak'~n ismi geçmek-tedir. Habe~i b. Altuntak'~n ad~n~n geçti~i 493/1099-1100 y~l~nda ikinci bir

dâd. tespit edebiliyoruz. Sultan Berkyaruk ile Muhammed Tapar 4 Receb 493/15 May~s 1100 tarihinde Sefidrud'da kar~~~ kar~~ya geldiler". Bu sava~ta ölenler aras~nda Emfr-i Dâd Özbek de zikredilmektedir". Bundan ba~ka Sencer melik iken Büyük Selçuklu Devletinde bir emir-i dâd~n daha ismine rastlamaktapz. Ebû Bekr b. Mes'ûd isimli bu ~ahs~~ Nizâmi 'Aruzi'nin Çahar Makalesinde tespit edebiliyoruz". Nizâmi 'Aruzrnin rivayeti do~ru ise, Sencer h. 505/m. 1111-1112 tarihinde Mâverâünnehr'e (Karahanl~~ ) Muhammed Han ile harbe giderken De~t-i Hûzân'da konaldam~~~ ve Emir-i Dâd EVI Bekr b. Mes'ûd da onu Pencdih'cle" a~~rlam~~t~. Ayr~ca Sultan Sencer devrinde isyan eden O~uz beylerinden Tuti'nin babas~~ ~shak da dâd

beg unvan~~ ta~~makta idi16. ~shak bey acaba bu unvan~~ nas~l alm~~t~? Bu ko-nuda da elimizde bir bilgi yoktur. Ancak ~shak, dâd beg unvan~~ ta~~d~~ma göre, daha önce Selçuklular'~n hizmetinde mi bulunmu~tu?

Bütün bu tespidere ra~men emir-i dâd~n Büyük Selçuklular'daki görevi hakk~nda herhangi bir ip ucu elde edilememektedir'''.

Sadruddin el-Huseyni, Ahbâr ()d-Devlet is-Selçukiyye, n~r. Muhammed ~ kbal, Lahor 1933. s. 87/Trk. trc. Necati Lugal, Ankara 1943, s. 61; Ibn el-Esir, el-Kâmil fi't-Tarih (n~r. Thornberg), Beyrut 1966, X, s. 266-267, 296-297, Trk. trc. ~slâm Tarihi, El-Kâmil

Terciimesi, ~stanbul 1987, X, s. 223, 242-246; Cuveyni Il, s. 2 ve III, s. 194-195. Kad~~ Ahmed

Gaffari, Tarih-i Cihan Ani (n~r. Hasan Nurâki), Tahran h~.1342, s. 120.

12 Bk. A. etzaychn, Sultan Muhammed Tapar Devri Selçuklu Tarihi (498-511/1105-1118), Ankara 1990, s. 18-19.

13 Anonim, Mucmel ü't-Telirih yel-K~sas (n~r. Melik u~-~uarâ Bahâr), Tahran h~. 1318, s. 409.

HN~r. Muhammed Kazvini, Tahran h~. 1346, s. 96-97.

Merv civannda birbirine çok yak~n be~~ köy, bk. Steingass, ayn~~ eser, s. 256.

111 Bk. Ibn el-Esir, XI, s. 82/Trk. trc. XI. s. 81. Kr~. F. Sümer, Oguzlar [Türkmenler)

Tarihleri, Boy Te~kilât~, Destanlan, Ankara 1972,2s. 114.

12 Edib Ahmed b. Mahmüd Yukneki'nin eseri Atebetdi-Hakay~k (n~r. Re~id Rahmeti Arat, Ankara 1992,2 s. 5, 7-8) ~~ ithaf etti~i Muhammed Dâd ispehsalk beyin ispehsalâr unvan~~ aradan kald~nIchgl zaman ortaya dâd bey ç~k~yor. Acaba bu durum Karahanhlar'da da emir-i dad~n mevcudiyetini mi ortaya koyuyor?. Veya emir-i dâdm Karahanhlaidaki kar~~l~~~~ "dâd sipehsalk

(4)

Kirman Selçuklulan'nda:

Kirman Selçuklulan'nda da bu müessesenin varl~~~n~~ görüyoruz. Kaynaklarda zaman zaman zikri geçmesine ra~men dadbeg'in görevini aç~klay~c~~ örnek ve bilgilerden yoksunuz18.

Türkiye Selçuklulan'nda:

Türkiye Selçuklulan'nda da emir-i dâd müessesesi vard~r. Uzunçar~~l~l°, Anadolu Selçuklulan te~kilât~m aç~klarken emir-i dâd~n görevini, "adliye ve-kili daha do~rusu ~stintak (Sorgulama) dairesi ~efi ve tevkifhane müdürü" olarak aç~kl~yor. Ayr~ca, "Emir-i Dâd'~n Divân heyetine dahil olmad~~~n~" ifade ederek, "Emir-i Dâd'~n yani Adliye Vekilinin derecesi Osmanl~lardaki çavu~ba~~ya benzedi~inden bunun divâna girmedi~i muhakkakt~r" ~eklinde ilâvede bulunuyor. Q. Cahen2° ise, "Sultan'~n emrinde adaletin ba~~~ olan bir Emir Dâd" vard~~ ve o Mezâlim ad~~ verilen bask~~ yap~lmas~, eziyet edilmesi gibi durumlarla ilgilenmekte idi" demektedir. O. Turan" da Mezâlim Divan~'ndan bahsederken, emir-i dâd~~ örfi davalara bakan "Adliye naz~r~" olarak tarif etmektedir. Ayd~n Taneri'ye göre22 de "Emir Dâd ~er'i kanunlar d~~~nda örfi davalara bakan mahkemenin ba~kan~~ olup, sultan~n emirleriyle emirleri tevkif etmek ile görevlidir". Bu tarifiere bakt~~~m~zda genel olarak emir-i dâd~n adliye vekili görevini yüklendi~i, Divan-~~ Mezâlim'in ba~kan~~ ol-du~u anla~~lmakta, ikinci derecede sorgulama ve tutuklama görevini yürüt-mektedir.

Müslüman ve Türk devletlerinde oldu~u gibi, her türlü ~ikayetleri ve halk üzerindeki bask~lar~~ dinleyen ve bunlar hakk~nda karar veren Mezâlim Divan~~ ba~kan~~ "sultan" idi. Sultan I. G~yâseddin Keyhusrev ve Sultan I. Alâeddin Keykubad, Divan-~~ Mezâlim'e oturarak halk~n ~ikayetlerini dinle- bey" mi idi? Belki de daha sonra Selçuklu devrinde sipehsalâr dü~mü~~ ve ortaya dâd bey ç~km~~-t~r. Acaba ~emseddin Tebrizi'nin dedesinin ismi olarak gözüken "Melikdâd" da emir-i dâd~n de~i~ik bir ~ekli mi (bk. T. Yaz~c~, Tebrizi mad ~A.)? ~ayet öyle ise onun dedesi de Selçuklular'~n son zamanlannda bu görevi sürdürmil~~ olabilir.

18 Bk. Merçil, ayn~~ eser, s. 190-191. 19 Bk. Medhal, s. 94 ve 98.

20 Bk. Pre-Ottoman Tut-key, Lc>ndon 1968, s. 228/Trk. trc. Osmanhlardan önce

Anadoluda Türkler, ~stanbul 1984,2 s. 226.

21 Bk. Selçuklular zamm~nda Türkiye, ~stanbul 1971, s. 291. Prof. Turan, ba~ka yerlerde emir-i dâd~~ parantez içinde (Adliye Naz~n) olarak zikrediyor, söz geli~i s. 461 ve 466.

22 Bk. "Müsâmeretill-Ahbâr'~n Türkiye Selçuldulan Devlet Te~kilâu Bak~m~ndan De~eri"

(5)

SELÇUKLULAWDA EMIR-~~ DAD MÜESSESES~~ 331 mi~lerdi. Nitekim ~bn Bibi'ye göre"; Sultan Alâeddin Keykubad'~n saltanat~-n~n ortas~na kadar Anadolu Selçuklu sultanlar~~ (Padi~ahan-~~ Rüm) saltanat~-n~n âdeti pazartesi ve per~embe günleri oruç tutmak idi. Onlar bizzat kendileri dâd-gâh (Mezâlim Divan~) da haz~r bulunurlar ve mazlumlara adalet da~~t~rlard~. ~er'i i~leri kad~ya havale ederler, muameleye, divana ve örfe ait i~leri de di-van eshab~na b~ralurlard~. Asla kuvvetli ile zay~f, soylu ile basit kimse aras~nda fark gözetmezlerdi. Ancak Sultan Alâeddin Keykubad'~n Yass~çimen Sava~~'n~~ kazanmas~~ (1230) ve Eyyubiler'den Melik Kâmil'i Elbistan hududundaki Akçe Derbendi'nde ma~lûp etmesinden sonra, i~lerin ço~almas~yla Mezâlim'e oturma gelene~i ihmal edildi. Sultanlar bu görevi devlet ümara-s~na ve saltanat erkan~na havale ettiler. _

aL 4:AÇ) c.4.51,1? tt~i.7)1 ,:j4 4:,)l c.)~~

~emseddin Isfahani, II. ~zzeddin Keykavus'u tahta ç~ kard~ ktan sonra (1246), Selçuklu Devleti'nde ön plana ç~km~~~ ve divan üyeleriyle bu görevi yerine getirmi~ti. Vezir sabah divan i~lerini bitirdikten sonra, e~er o gün sultan~n gezinti günü ise, ata binilerek gezintiye ç~k~l~rd~. Gezintiden dönüldükten sonra Sultan sofras~~ (Han-~~ sultani) kurulurdu. Sultan istirahat yerine geçince, son derece görkemli bir divan kurulurdu (yani Divan-~~ Mezâlim). Burada görevliler soldan sa~a do~ru derecelerine göre sofada yer-lerini al~rlard~. Vezir sofan~n ortas~nda yaln~z olarak tahuna otururdu. Öteki emirler ise huzurda uzakça bir yerde dizlerinin üstünde otururlard~ . Re~ideddin Emir-i Dâd ve Haureddin Emir-i Dad alt~ n k~l~çla kemer ku~an-m~~, sofan~n kenannda duruyorlard~; yani divana dahil de~ildiler". Ayr~ca iki tane emir-i dâd vard~r. Bundan sonra vezir ve öteki görevliler Divan-~~ Mezalim'de (Divan-~~ Tazallum) adalet isteyenlerin ~ikayetlerini dinleyerek kararlar veriyorlard~.

23 Bk. El-Evmirü`l-AIX-iyye Fil-Umuril-AWiyye (T~pk~~ bas~m), Ankara 1956, s. 93-94/N.

Lugal-A. Erzi nesri, Ankara 1957, I, s. 135-136; Te~ rih-i Abi Selçuk, Histoire Des Seidjoucides D'Asie Mineure, Dâpres Texte Turc, nsr. M. th. Houtsma, Leide 1902, s. 79-80. Ancak

O. Turan(Türkiye, s. 291) bu görevin adliye nâz~rma (emir-i dâd) havale edildi~ini zikrediyor. Ay~n mlf., Türkiye Selçuklular~~ Hakk~nda Resmi Vesikalar, Ankara 1958, s. 132. ~bn-i 1303111in

metninde görüldü~ü üzere burada emir-i dâd~n zikri geçmiyor. Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 571-572.

(6)

Öte yandan bu olayda ~bn BibVnin

Mul~tasarinda

emir-i dâd atlanm~~~ ve ortaya "Emir-i ~em~ir" gibi bir terkip gkm~~t~r25. Uzunçar~~l~26 da bunuemir-i ~em~ir ~eklinde okuyarak ortaya mevcut olmayan bir memuriyet ç~ karm~~ t~r. Hatta bu emir-i ~em~ir yeni ç~kan ders kitaplanna dahi i~lenmi~tir".

Bütün bu aç~klamalardan sonra kaynaldarda tespit edebildi~imiz olay-larla, ara~t~nalar taraf~ndan Mezâlim Divan~~ ba~kan~~ ve adliye vekili olarak gösterilen emir-i dadm hangi görevi yapt~~~ n~~ anlamaya çal~~al~m. Bu ko-nuda tespit edebildi~imiz ilk olay Rükneddin II. Süleyman~âh devrinde (1197-1204) geçmi~tir. Sultan Süleyman~ah'~n gönlünde yer tutmu~~ olan (Ayaz) ismindeki gulâm~~ bir gün ayda susam~~~ bir halde iken, ihtiyar bir ka-d~n~n elindeki yo~urt kasesini kaparak yemi~ti. Ya~l~~ kad~n gulam~n arkas~n-dan ko~arak onu ~ehre kadar takip etti. Daha sonra saraya girerek yetim ço-cuklann~n ekmek paras~n~~ tedarik etmek için satmaya götürdü~ü yo~urdu yiyen ve paras~n~~ vermeden kaçan gulâmdan ~ikayetçi oldu. Süleyman~âh kad~ndan durumu ö~rendi~i zaman hadimlerini emir-i dad~n yan~na gönde-rerek o mazlum kad~n~n durumunu ara~t~rmas~n~~ emretti. Emir-i dâd du-rumu soru~turarak olay~~ ba~tan sona ara~t~rd~. O s~rada gulâm ortaya ç~ kt~ . Ya~l~~ kad~n, "~~te hasm~m budur" dedi. Neticede ya~l~~ kad~n hakl~~ ç~km~~~ ve gulam idam edilmi~ti. Sultan Süleyman~âh da, yo~-urdun tazmini bize aittir, diyerek kad~na bin dirhem ihsan edilmesini buyurmu~~

Anonim Farsça

Selçuk-nân~eye

göre; Sultan I. ~zzeddin Keykavus tahta oturdu~u zaman (1211), bütün emirler kendisine itaat ettiler. Melik Alâeddin Keykubad bu s~rada S~vas'ta bulunuyordu. Sultan, Emir-i Dâd K~vameddin'i oraya gönderdi. O Alaeddin Keykubad'~~ tutuklad~~ ve S~vas ya-k~n~ndaki Hayuk (? Hafik) kalesinde hapsetti. Yine ayn~~ esere göre ~zzeddin Keykavus öldü~ünde, Emir-i Dad K~vameddin, Alâeddin Keykubad '~~ S~vas'ta tahta oturttu. K~vameddin ona çok büyük hizmetlerde bulundu. Sultan bu

25 Bk. Muhtasar Selçuk-name, n~r. M.H. Houtsma, Leiden 1902, s. 263 »,5" J11.4. J j>.1

26 Bk. Medhal, s. 88. Uzunçar~~l~~ ayr~ca emir-i ~em~ir denilen zabitin divan

~ n muhaf~z~~ ola-rak d~~anda vazife gördü~ünü belirtiyor.

27 Bk. Tarih 1, Koordinatör: K.Y. Kopraman, Komisyon B

~k. B. Yediy~ld~z, Ankara 1993, s. 178.

28 Bibi (N. Lugal-A. Erzi ne~ri), s. 93-95./Trk. trc. Anadolu Selçuki Derled Tarihi, Trk. çvr. M.N. Gencosman, Ankara 1941, s. 35-36.

29 Bk. Anadolu Selçuklular~~ Devleti Tarihi, III, n

~r. F.N. Uzluk, Ankara 1952, s. 43-45/Trk trc. s. 28-29. Ayr~ca ayn~~ eser için bk. Muhammed Cevad Me~kür, Al~ bâr-~~ Selacikay-~~ Rdm, Tahran h~. 1350, s. 347-348.

(7)

SELÇUKLULAR'DA DA]) MÜESSESESI 333 hizmetine kar~~l~ k onu tekrar emir-i dâd yapt~. Burada olaylar bilinenlere, söz geli~i Alâeddin Keykubad'~n Malatya yak~n~ nda bulunan Min~ar kale-sinde hapsedilmesine uymuyorsa das°, bizim için emir-i dâdm hangi görevi yapt~~~ n~~ tespit aç~s~ndan önemlidir.

Daha sonra Türkiye Selçuklu Devletinde I. Alâeddin Keykubad dev-rinde (1220-1237) baz~~ emir ve. beylerin sultanlar~~ tahta ç~kartmakta rol oy-namalar~~ sebebiyle kuvvet ve kudretlerinin artm~~~ oldu~u görülüyor. Hatta bunlardan baz~lar~n~n zenginliklerinin ve harcamalar~n~n Sultan'dan fazla oldu~u rivayet ediliyor. Bunlar aras~nda Seyfeddin Ay-Aba, Zeyneddin Ba~ara, Mubarizeddin Behram~âh ve Bahaeddin Kutlugca da dikkati çekiyor-lard~. Sultan Alâeddin Keykubad bu emirlerin durumundan özel meclislerde ~ikayetçi oluyor, bu suretle iki taraf aras~ nda yap~ lan dedikodular ortal~~~ n kar~~mas~na sebep oluyordu. Nihayet emirler bu i~de bir ad~m daha atarak Kayseri 'de hile ile Sultan'~~ tahttan uzakla~t~ rmak ve yerine karde~i Celâleddin Keyferidun'u geçirmek istediler. Durumu ö~renen Sultan Alâeddin Keykubad kar~~~ bir plan haz~rlad~~ ve k~~~~ geçirmek üzere gitti~i (1223) Antalya'dan Kayseri'ye döndükten sonra bunu uygulad~. Yirmidört ki~i oldu~u rivayet edilen bu emirlerin kimi öldürüldü, kimi de zindana at~ld~~ ve mallar~~ müsadere edilerek hazineye al~nd~. ~lk etapta Seyfeddin Ay-Aba, Mubarizeddin Behram~ah ve Bahaeddin Kutlugca gibi emirler tutuk-land~lar. Bu s~rada Sultan'~n gullinlar~~ ve emir-i dâd tutuklanan ümeran~n sofada oturmakta olan gulâmlarm~~ yakalayarak zindanhâneye götürdüler.

j.< 4.<1j1 j.1 C.A.45U. :51.) C)1.51

.1,Szif ~ kinci etapta sultan ertesi ün huzura kavu~tu~u için Me~hed ovas~ na ç~-karak top ve cevgan oynad~. Bu s~ rada emirler aras~ nda bulunan Kemâleddin Kâmyâr, Zahireddin Mansûr Puser-i Kâfiy-i Tercüman ve ~emseddin Veled-i Mâh-~~ Horasan'~ n gizlice birbirleriyle konu~tuklar~ n~~

gö-rerek henüz olay~n sona ermedi~ini anlad~. Emir-i dâd'a emir vegö-rerek her üçünü meydandan ç~kartt~, onlar~n da her~eyini ya~malatt~~ ve Anadolu'ya sürgün etti31.

Yine Sultan Alâeddin Keykubad, Eyyubi-Artuklu ittifalt~na kar~~~ askerle-rine Harput'a do~ru harekete geçmelerini emretti. Selçuklu askerleri

311 Bk. Turan, Türkiye, s. 301.

31 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 268 ve 271; Muhtasar, s. 114 ve 116; Tevarih-i 1-i Selçuk,

s. 278. Siyasi olaylar için Uzunçars~l~, s. 98; Turan, Türkiye, s. 340-341; E. Merçil,

(8)

Harpt~t ovas~na geldiklerinde, Eyyt~bi askerleri ve Harput Artuklu emin i de oraya ilerlemekte idiler. Bu s~ rada Selçuklu ordusunun önde gelen emirleri Mubarizeddin Çavl~, Behram~ah Candar, ~emseddin Altunaba, Has Gulam-~~ Sultan (t

"II)

ve Puser-i Sirkeci (? J-...)-4) 32 ile Bedreddin Yakut Emir-i Dâd askerleri sa~~ ve sol kol, merkez, öncü ve artç~~ olarak düzene sokup kar~~~ koymaya ba~lad~lar. Neticede Selçuklu ordusu Eyyubileri bozguna u~ratarak Harput'u ele geçirdi (1234)33.

Sultan II.G~yaseddin Keyhusrev öldükten sonra (1246), geride kalan üç o~lundan II. ~zzeddin Keykavus tahta geçirilmi~ti. Yeni sultan ve karde~leri küçük ya~ta olduklar~ndan yönetim devlet adamlar~n~n özellikle Vezir ~emseddin Isfahanrnin elinde kalm~~t~. Daha sonra bu devlet adamlar~~ ara-s~ndaki siyasi ihtiras ve rekabetler düzenin bozulmas~na sebep oldu. Devlet adamlar~~ aras~ndaki bu mücadeleye kat~lanlardan biri de Emir-i Dâd Nusret idi. Ancak sonunda onu Mo~olistan'a gitmekte olan $ehzade Rükneddin K~l~ç Arslana kat~lmas~~ için Sivas'a gönderdiler. Emir-i Dâd Nusret, Sivas'ta yakalanarak Hafik kalesinde hapsedildi34.

Öte yandan vezir ~emseddin Isfahani devrinde uç taraflar~nda Türk Ahmed ad~nda biri ba~~ kald~rm~~~ ve kendisinin Sultan Alâeddin'in o~lu ol-du~unu iddia etmi~ti. Vezir ~emseddin bu âsi üzerine bir ordu gönderdi. ~ki taraf kuvvetleri birbirleriyle kar~~la~t~~~~ zaman; Selçuklu ordusu kumandan-lar~~ âsinin kuvvetli oldu~unu gördüler. Bir tak~m sebeplerle sava~may~~ say-saklayarak yard~m istemek üzere vezirin yan~na acele bir ulak gönderdiler. Vezir kendi ~ahsi muhaf~zlann~~ Emir-i Dâd Hat~reddin Zekeriya Sücasi ku-mandasmda yard~ma gönderdi.

Bu olay s~ras~nda Mo~olistan'a gitmi~~ olan Rükneddin K~l~ç Arslan sul-tan unvaruyla geri dönüyor. Mo~ol Hani Güyük'ün yarl~~lyla II. ~zzeddin Keykavus'u sultanl~ktan, ~emseddin Isfahanryi de vezirlikten azlediyordu. Bundan sonra geli~en olaylar sonucu ~emseddin Isfahani öldürülmek üzere saltanat saray~na ça~r~ld~, buraya gelip sofaya vard~~~nda Emir-i Dâd Seyfeddin Kay-aba onu sol taraftaki bir odaya soktu. Sab~k Vezir o gece Konya kalesinde Ambarc~'n~n evine götürüldü. Yolda emir-i dâda sordu:

" Turan (Türkiye, s. 381), Has Gulâm-~~ Suldin ve Puser-i Sirkeci'yi adam~~t~r.

Bk. ibn-i Bibi. T~pk~~ bas~m, s. 440; Muhtasar, s. 194. Siyasi olaylar için bk. Turan, ayn~~

eser, s. 380-381.

34 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 550-564; Muhtasar. s. 252-258. K~~. Turan, ayn~~ eser, s.

(9)

SELGUKLULARDA EM~R-~~ DAD MÜESSESESI 335 "Nereye gidiyoruz?". Emir-i dâd cevap verdi: "Di~erlerini gönderdi~in yere...". ~emseddin Isfahani dört gün sonra da öldürüldü (1249)35.

~emseddin Isfahanienin ölümünden sonra Mo~ollar'dan Batu Han'~ n buyru~uyla durumu incelemek için Anadolu'ya gelen Mo~ol elçileriyle bera-ber ~emseddin Mahmud Tu~rai ba~kanl~~~nda bir heyet de bu elçilerle Mo~ol Harn'n~n huzuruna gitti. Bu heyet içinde Emir-i Dâd Hat~reddin Zekeriye Sücasi de vard~. Selçuklu devlet adamlar~~ götürdükleri hediyeler ile Mo~ol Harn'ndan yeni görevler elde ederek Konya'ya döndüler. Bu s~ rada Emir-i Dâd Hatireddin'e Çorumlu emirli~i ve serle~kerli~i verildi. Ayr~ca ~emseddin Mahmud Tu~rai vezir, ~ticaeddin niyabet (naib), Necibeddin Duleycani reisülbahr ve istifa, Re~ideddin EVI bekr Cuveyni emir-i âr~ziy-i cuyü~-~~ memâlik tayin edildiler36. Bu olay ba~ta Celâleddin Karatay olmak üzere baz~~ devlet adamlar~ n~~ rahats~z etmi~ti. ~ki grup devlet adamlar~~ ara-s~ndaki mücadele s~ras~nda Vezir Mahmud Tu~rai'nin rakip devlet adamlar~~ aleyhinde Baycu Noyan'a yazd~~~~ bir mektup ele geçirildi. Bu h~yanet giri~imi üzerine Celâleddin Karatay harekete geçti ve emir-i dâda i~aret etti. Emir-i dâd onu saltanat saray~nda bir odada tutuklad~, üç-dört gün sonra oradan Antalya taraf~na gönderildi ve hapse at~ld~~ (1253) 37.

Sultan II. ~zzeddin Keykavus devrinde Baycu ve öteki Noyanlar, Mo~ollarla yap~lan antla~ma d~~~nda Türkiye Selçuklu Devletinden paralar istiyorlard~. Selçuklu devlet adamlar~~ bu s~rada "Hâkim-i vakt-i Memleket" olan Sahib Fahrüddevle ve'ddin Ebu'l-Hayrat Ali'yi say~s~z hediyeler ile Mo~ol büyük hani Mengü (1251-1260)'ye yolladlar. Fahreddin Ali o s~ rada "Hakem-i Divan-~~ 'Adl" ve "Mans~b-~~ Emir-i Dâd" idi. Ona yol masraflar~~ için yüzbin direm-i sultani verdiler. Batu Han ona iltifat etmi~, Baycu Noyan ve öteki Mo~ol beylerinin bu tür davran~~lar~n~~ önlemek için bir fe~-man (Soyurgatm~~) vermi~ti38 .

33 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 583-586; Muhtasar, s. 264-265/Trk. trc. s. 239-240.;

Anonim Selçuk-nâme, s. 51. K~~. Turan, ayn~~ eser, s. 464-466.

36 Turan (ayn~~ eser, s. 470).bu olay s~ras~nda Emir-i dâd Hat~reddidi adam~~t~r.

37 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 596-600; Muhtasar, s. 271-273. Kr~. Uzunçar~~l~, s. 98; Turan, ayn~~ eser, s. 470-471.

38 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 616-617.; Muhtasar, s. 283-284/Trk. trc. M.N. Gencosman, s. 254-255. K~~. Turan, Türkiye, s. 475-476; Kaymaz, ayn~~ eser, s. 52, 61.

(10)

Alcsarayi'ye göre39; Sahib Fahreddin Ali, emir-i dâd oldu~u bu s~rada iki kez elçilikle Mo~ollar'~n yan~na gitmi~ti. O birinci seferinde Güyük Han (1246-1249), ikincisinde ise Mengü Han (1251-1260) nezdinde elçilik yap-m~~t~.

Öte yandan 1254'te Mara~~ ve civar~nda ya~ayan Agaçeriler yollar~~ kes-meye, kervanlar~~ soymaya ve yolcular~~ öldürmeye ba~lad~lar. Sahip Kad~~ ~zzeddin ile Beylerbeyi Yavta~, Selçuklu emir ve askerleri ile Agaçeri Türkleri'nin isyamn~~ yat~~t~rmak maksad~yla Kayseri'ye geldiler. Emir-i dâd Fahreddin Ali bu muazzam alay~n istikbaline memur edilmi~ti'''.

Daha sonraki devrede, ~lhanl~~ Devleti kurucusu Hulagu Ba~dat'~~ ele ge-çirdikten sonra, Sultan II. ~zzeddin Keykavus onun ziyaretine gitti

(657/1259). Bu s~rada Selçuklu sultan', Fahreddin Ali'yi emir-i dâdl~k göre-vinden "Niyabet-i Saltanat" makam~na tayin etmi~ti".

Türkiye Selçuklular~. tahuna III. G~yaseddin Keyhusrev ç~kar~ld~~~~ za-man, onun nedimli~ine getirilenler aras~ nda Emir-i Dâd Emineddin Isfahani de bulunmakta idi (664/1265-1266)42.

Türkiye Selçuklular~'mn çökü~~ dev~inde devletin kaderine hakim olan-lardan biri de Pervane Muineddin Süleyman idi. O kendisine rakip olarak gördü~ü Sahib Fahreddin Ali'yi tasfiye için bir plan tertiplemi~~ ve bunu uy- gulam~~t~. Nitekim o Sahib Fahreddin saltanat saray~~ odalar~n~n birinde tutuklatuktan sonra bu s~rada emir-i dâd olan Emineddin Duleycani'nin evine göndermi~ti. Sahib Fahreddin Ali daha sonra Karahisar-~~ Osmancuk kalesinde hapsedi1di43 (1271).

Hatiro~lu ~erefeddin'in Anadolu'yu Mo~ollar'dan kurtarmak için ba~-latt~~~~ isyanda (1276), Selçuklu ümeras~ndan ona kar~~~ sava~anlar aras~nda Emir-i Dâd Emineddin [Isfahani] de bulunmakta idi. Aksarayi", bu ümera-

39 Bk. Mü saremetü7-alibâr, s. 41/Trk. trc. Selçuk' Devletleri Tarihi, çvr. M.N. Gencosman, Ankara 1944, s. 136. Ancak Sekuknâme (s. 56/Trk. trc. 36) onun Mengü ve Batu Han ~n yan~ na elçi olarak gitti~ini zikrediyor.

49 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 618; Muhtasar, s. 284/Trk. 1TC. S. 255-256. Olaylar için bk. Turan, ayn~~ eser, s. 477.

41 Bk. Aksarayi, s. 60-61/Trk. trcs. 151. Kr~. Uzunçar~~h, 98; Kaymaz, s. 75-76. 42 Bk. Ay~n eser, s. 88/Trk. t~c. s. 172.

43 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 655; Muhtasar, s. 307/Trk trc. s. 276. Kr~. Uzunçar~~b, 98; Turan, Türkiye, s. 533.

(11)

SELÇUKLULAR'DA EMIR-~~ DAD MÜESSESESI 337

n~ n "sahib-i kalem" olduklar~ ndan yani asker kökenli olmad~klar~ ndan hiçbir varl~ k gösteremediklerini zikrediyor.

M-emlük Sultan~~ Baybars Anadolu'yu Mo~ollardan kurtarmak için hare-kete geçmi~~ ve Elbistan ovas~nda bir Mo~ol ordusunu ma~lup etmi~ti (1277). Bu sava~~ s~ras~ nda Selçuklu devlet adamlar~ndan bir k~sm~~ Memlûklu ordu-suna kat~ld~lar. Bunlar aras~nda Emir-i Dâd Seyfeddin Çal~~~ da bulunmak-tayd~45

Sultan III. G~yaseddin Keyhusrev'in ölümünden sonra (1284), annesi Sultan~ n iki çocu~unu tahta oturtmak istedi. Bu Hâtun, Argun Han ~ n ya-n~ ndan Kayseri'de bulunan Sultan II. Mes'üd'un huzuruna geldi~i s~ rada bu iki çocu~u da getirmi~lerdi. Daha sonra bunlar Konya'ya geldiklerinde yan-lar~ nda Hâce Nas~ reddin Müstevfi ile Emir-i Dâd Nizameddin de vard~. Burada yap~ lan bir merasim ile iki çocuk tahta oturtuldu (17 Ramazan 683/ 27 Kas~ m 1284) 46. Hâtun durumunu sa~lamla~t~ rmak için ayr~ca Karamano~lu Güneri bey ve E~refo~lu Süleyman Bey'den47 yard~m istemi~~ ve onlara unvanlar vermi~ti. Bundan sonra Sultan II. Mes'ud'un adamlar~yla, bu çocuklar~n taraftarlar~~ aras~nda anla~mazl~k ç~kt~. Fakat Karamano~ullar~~ ve E~refo~rullarf n~n yard~ma gelmesiyle G~yaseddin Keyhusrev'in annesi du-ruma hâkim olmu~~ ve iki çocu~u, ikinci kez, Konya'da Selçuklu tahuna oturtmu~lard~~ (8 Rebi I 684/14 May~s 1285) 48. Çok geçmeden Sultan Mes'ûd'un taraftarlar~~ Has Balaban ile Konya'ya gelerek duruma hakim ol-dular (23 Cumada II. 684/26 A~ustos 1285). Bu olaydan sonra Hâtun, Argun Han ~n huzuruna gitti49. Burada yap~lan muhakeme (yargu)de iki ço-cu~un düzmece ~ehzade oldu~una ve öldürülmelerine karar verildi. Hâtun'a da Seferi hisar (~imdiki Sivrihisar) ikta edilmi~ti. Bu s~rada çocuklardan biri Argun Han'~n yan~nda idi ve burada öldürüldü.

Bk. Turan, Türkiye, s. 545-546; Kaymaz, s. 167.

48 Tarih daha sonra ilave edilmi~~ görünüyor, bk. Anonim Selçuk-nâme, uzluk n~r. s. 66. Ces-ad Me~kür ne~rinde (s. 358) bu tarih yoktur.

47 Anonim Selçuk-nâme metninde (s. 66) Esrefo~lu Süleyman olarak geçiyor. Turan (ayn~~ eser, s. 589) ise Halil Bey olarak zikrediyor.

48 Turan (ayn~~ eser, s. 589) bu tarihi 15 May~s, Anonim Selçuk-nâme tercümesinde (s. 45) Uzluk 16 May~s olarak veriyorlar.

49 Turan (Bk. ayn~~ eser, s. 589), Sultan II. Mes'~ld'un talep üzerine Gy~aseddin Keyhusrev'in annesini ve iki çocu~u Nizamedffin Emir-i Dâd ile 6 Eylül 1285/4 Receb 684 tari-hinde Argun Han'a gönderdi~ini zikrediyor. Ancak bundan sonraki olaylarda Anonim

Selçuknâme'yi yanl~~~ de~erlendiriyor.

(12)

Sultan Mes'~ld, Han'~n bu fermanlann~~ Dâd Nizameddin ile Konya'ya gönderdi (4 Receb 684/5 Eylül 1285). Çocuklardan biri Konya'da Sultan Mes'ûd'un annesinin yan~nda idi. Emir-i dacia bu çocu~u e~e~e bindi-rerek ~ehirde dola~unlmas~~ buyuruldu (684 y~l~~ ~aban ay~n ba~~/2 Ekim 1285). Bu emir yerine getirilerek çocuk ~ehirde gezdirildi ve tekrar Sultan Mes'ûd'un annesine teslim edildi. Daha sonra Sivas'ta bulunan Sultan Mes'ud'dan gelen bir ferman üzerine emir-4 dâd o çocu~u Sultan'~n anne-sinden akl~~ ve Konya kalesi kap~s~ndaki burc üzerine götürerek orada aso (Iyd-~~ ~evval/30 Kas~m 1285). Üç gün sonra cesedini oradan indirdi, kafas~n~~ keserek bütün Türkler aras~nda dola~urd~m.

Bundan sonra Sultan Mes'üd beraberinde beylerbeyi, nâib , pervane ve müstevfi gibi devlet büyükleri oldu~u halde Argun Han'~n yan~na giderek bir süre orada kald~lar. Bu s~rada Konya'da bulunan Fahreddin Mü~rif ve dâd ~ehirde hadsiz hesaps~z zulüm yapt~lar. Bu olaylar üzerine muh-temelen ~ikayetler olmu~, Mo~ol Han~'ndan pe~~ pe~e elçiler gelmi~~ ve ad~~ geçen her iki devlet adam~ndan ifade edilemeyecek derecede mal istemi~-lerdi. Ancak Fahreddin Mü~rif, E~refo~lu (Süleyman)'nun, emir-i dâd da Karamano~lu'nun yan~na kaçt~lar. Buna mukabil onlar~n evleri ya~maland~~

(7 Muharrem 685/6 Mart 1286)51.

Daha sonra Mo~ollar ile Selçuklu ordusunun beraberce harekete geç-mesi üzerine isyan etmi~~ olan Karamano~ullan ve E~refo~ullar~~ Konya'da Sultan II. Mes'ud'un elini öperek kaat arzetmek istediler. Bu durumda Selçuklu devlet adamlar~~ görü~~ bak~m~ndan ikiye ayr~ld~lar. Bunlardan bir k~sm~~ sultan~n ~ehir d~~~na ç~kmamas~n~, bir k~sm~~ da ç~kmas~n~n uygun ola-ca~~n~~ ileri sürdüler. Ancak Sultan Mesud burada cesaretle davaranarak ~e-hir d~~~nda bir çad~r kurulmas~n~~ emretti. Ayr~ca tedbir almay~~ da ihmal et-medi. Emir-i dâd, öteki emirlerle birlikte elbiselerinin ahnda silahlar~n~~ gi~-leyerek çad~rda yer ald~lar. Sultan korkusuzca çad~ra gelerek tal~tma oturdu. Karaman ve E~refo~ullan da Sultan'~n huzuruna gelerek kaat arzettiler ve sonra ülkelerine döndüler.

Sultan II. Mes'~ld bu olaydan sonra ~ehre dönmü~~ ve Mo~ollar'~n yan~na gitmek istemi~ti. Bu s~rada sebebi anla~~lamayan bir olay vukû buldu. Sultan

Anonim Selçuk-Mime, s. 66-68/trk. trc. s. 45-46. Me~kiir n~r. s. 358-359.

51 Ayn~~ eser, s. 68./trk. trc. s. 46. Me~kûr n~r. s. 358. Rr~. Turan, ayn~~ eser, s. 589. Çeviride

(13)

SELÇUKLULAR'DA DAD MÜESSESESI 339

harekete geçti~inde, emir-i dâd Konya'da kalm~~t~. II. Mes'ûd, Aksaray'a ula~-t~~~nda, Sahib Ata FahreddIn'in hâdimi ~zzeddin Has Balaban'a gizlice bir mektup yazarak emir-i dâd'~n yakalanma= emretti. Has Balaban ald~~~~ bu emir üzerine Çar~amba günü52, emir-dâd~~ yakalayarak kafas~n~~ kesti ve kale kap~s~na asa".

Yukarda verdi~imiz çe~itli örneklerde görüldü~ü üzere endr-i dâd~n Mezalim Divan~~ ba~kan~, yani iddia edildi~i gibi adliye vekili oldu~u husu-sunda bir bilgi yoktur. Ancak gerek ~bn Bibi'nin54, gerekse el-Hoyrnin55 mün~eat mecmualar~ndaki bilgiler bizi tereddüte dü~ürmekte, bu da bizim emlr-i dâd~n görevi hakk~nda kesin hüküm vermemizi engellemektedir.

Bütün bunlara ra~men örneklerini verdi~imiz olaylara bakarsak; emIr-i dâd devaml~~ bir memuriyettir, bir suç duyurusu yap~ld~~~nda durumu ara~-urmakta, suçlular~~ veya gözden dü~en emIrleri tutuklamakta, sultan taraf~n-dan verilen emirleri (ölüm cezas~~ dahil) uygulamaya koymakta idi. Ayr~ca

dâd görevi yapan ki~iler Mo~ol hanlarma gönderilen elçi heyetleri içinde de yer almakta idiler56. Bunun yan~s~ra emir-i dâdlar devlet erkân~n~~ istikbal ediyorlar ve sultanlar~n nedimleri aras~nda yer alabiliyorlad~. Hoyrnin57 emIr-i dâda nas~l hitap edilece~ini belirtirken kulland~~~; "Sipehbed-i Mu'azzam, Melik el-ümerâ Ekâbir, Melik elsümerâ ve'l-E'az~m" gibi unvanlardan bu göreve tayin edilen ki~ilerin genellikle asker kökenli olduklar~~ anla~~l~yor. Nitekim örneklerde görülece~i üzere emir-i dâdlar sava~lara da kaulm~~lard~r.

- Türkiye Selçukluladnda tespit edilebilen emir-i dâdlar-

5.1111aa dâd

Rükneddin II. Süleyman~âh

52 Bu olaydan birkaç gün sonra 29 Cumada II. 687/31 Temmuz 1288 Cumartesi günü Germiyan Türkleri Konya'ya geldiler (Anonim Selçuk-nâme, s. 72). Bu bak~mdan emir-i tad~n ölümü muhtemelen 26 Cumada 11./28 Temmuz 1288'de vuku bulmu~tur.

" Bk. Anonim Selçuk-nâme, s. 71-72/trk. trc. s. 48-49; Me~kûr n~r. s. 360-361. Kr~. Turan, ayn~~ eser, s. 590.

54 Ibn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 617'de "Hakem-i Divân-~~ 'Adi' olarak geçmektedir.

55 el-Hoyi, Emir-i Dâd için "Malik-i Divan el-'Adl" demektedir, bk. Gunyetu'l-kâtib ve Munyetu't-fllib, Ftusümu'r-Red'il ve Nucr~mul-FaiWil, n~r. A.S. Erzi, Ankara 1963, s. 8 ve 7.

56 Bk. Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 596-597; Aksarayi, s. 41. Kr~. Turan, ayn~~ eser, s. 470, 476.

(14)

~zzeddin Keykavus Kivameddin Alâeddin Keykubâd

Bedreddin Yakut ~zzeddin Keykavus Nusret

Re~ideddin

Haureddin Zekeriyâ Sücasi (Sicasi) Seyfeddin Kay-aba

Sahib Ata Fahreddin Ali

Glyâseddin Keyhusrev Emineddin Isfahani (Duleycani ?) Seyfeddin Çal~~~

Referanslar

Benzer Belgeler

In this article, recommender system methods for learning analytics in education data mining are used to propose a novel approach for predicting student performance, common regression

Devlet Başka­ nı Evren dün ilk olarak Ha­ hambaşı David Aseo Başkanlı­ ğındaki Türk Musevileri Ce­ maati Heyetini Çankaya Köş­ künde kabul etti.. Evren

Kemal Fikret Arık’m bir münasebetle çekmiş olduğu telgrafa cevap olarak üstadın iletmiş olduğu mesajın, Türkçe tercümesini aşağıya alıyoruz:.. Bu

İlmi anlayış ve objektiflikten uzak olan bu tür tartışmaların bir sonuca varması mümkün değildi. Tartışmalar eskiyi beğerıip savunanlarla onu tenkit edenler arasında daha

Simdi bunlann daha ustunde, bunlann, hatta okumug yazmig gibi olan bi- rine geliyoruz, Envefi bu gair.. Bu Envefi

Mensur ve manzum karışık bir dibace/önsöz şairin oğlu tarafından eklenmiştir (Divan, s. Bu önsözde babasının şiirlerini yayınlamak düşüncesinden dönemin

gama ve kedere bürünmüş gibidir. Hazan mevsimi tabiatı perişan eder, sararmış yapraklanyla san, hastalıklı yüzü hatırlatır. Sarı renkli ve kurumuş hazan

2 Sıralama taranan divanların ait olduğu yüzyıllar dikkate alınarak yapılmıştır.. giderek azaldığı gözlenmektedir. Bu durumda, divan şiirinin kelime kadrosundaki değişimin,