SELÇUKLULAR'DA EM~R-~~ DAD MÜESSESES~~
Prof. Dr. ERDO~AN MERÇ~L Büyük Selçuldular'da:
Emir-i dâd, Arapça "Emir" ve Farsça "Dâd" yani adalet kelimelerinden olu~mu~~ bir terkiptir. Ayr~ca "Dâdbeg" ~eklinde Farsça-Türkçe bir terkip ola-rak da görülmektedir'. Belki de terkip olmas~~ nedeniyle lügatlerde pek aç~k-lanmas~na rastlanm~yor. Steingass2 bu terkibi Emir maddesinde, Emir-i Dâd-chief justice: ba~~ hâkim olarak aç~klamaktad~r. ~slam Ansildopedisi3'nde de bu konu gere~i kadar incelenmemi~, Avrupa'daki ikinci bask~slyla, Türkçe ne~rinde "Selçuldular dev~inde, hususiyle Anadolu Selçuklular~nda, adliye naz~r~" ~eklinde bir aç~klama ile geçi~tirilmi~tir.
Acaba ara~ur~c~lar bu konuda neler söylemi~lerdir? Rahmetli hocam Ord. Prof. ~.H. Uzunçar~1114, Büyük Selçuklu te~kilat~n~~ aç~klarken emir-i da-d~n adliye vekili vazifesi gördü~ünü, ayr~ca ~er'i i~lerden ba~ka davalara ba-kan Divan-~~ Mezalim'in reisi oldu~unu zikrediyor. Ancak Uzunçar~~l~~ bu aç~klamalar~~ s~ras~nda emir-i dâd ile emir-i bar veya barbegi kar~~urmaktad~r. Onun
Rahât üs-Sudür'a
dayanarak verdi~i bilgiler emir-i bar ile ilgilidir.Sultan Melik~âh devrini inceleyen Rahmetli hocam Prof. Dr. ~. Kafeso~lus, Büyük Selçuklular'daki emir-i dâd müessesesi ile ilgili olarak, "Asayi~e, devlet ve siyasete ait cürümleri Emir-i Dâd ve bunun memleketteki memurlar~~ hallederdi. Melik~ah zaman~nda Emir-i Dâd, Habe~i b. Altuntak idi" ~eklinde bir aç~klama yap~yor. Ayr~ca ta~ra te~kilat~~ hakk~nda bilgi verir-ken de, "Adli i~lere kad~~ ile emir-i dad'~n memurlar~~ bakar" demektedir.
1 Bk. Ata Melik Cuveyni, Ta 'rih-i Cihan Gu~â, n~r. Mirzü Muhammed Kazylni, London 1916, II, s. 2.; E. Merçil, Kirmân Selçuklular~, Ankara 19892, s. 190-191.
2 Persian-English Dictionary, s. 102. Ayr~ca Bosworth da emir4 d'ad~~ "Chief justiciar" olarak aç~kl~yor, bk. "The Political and Dynastic History of the Iranian World (A.D. 1000-1217), The Cambridge History of Iran, V, Cambridge 1968, s. 107.
3 Bk. Türkçe n~r. IV. cilt, s. 261.
4 Bk. Osmanl~~ Devleti Te~kilât~na Medhal, Ankara 1970, s. 44.
Ancak Prof. Kafeso~lu bu aç~klamalar~~ s~ras~nda emir-i dâd göreviyle ilgili herhangi bir kaynak vermemektedir.
Rahmetli hocam Prof. Dr. M.A. Köymen de Horst'un kitab~yla 9 ilgili ola-rak yazd~~~~ makalede7, "Kirman Selçuklular~'ndan Tu~rul-~ah (1156-1167) zaman~nda mevcudiyetinden bahsetti~i Dâd-beglik müessesesinin Büyük Selçuldular'da da bulundu~undan ~üphe etmemek lâz~md~r. Buna mukabil, Dâd-beg'in Divan-~~ Mezalim'in daimi ba~kan~~ oldu~u hususunda Dr. Horst'un ileri sürdü~ü ihtimal üzerinde durmak gerekir" diyerek, emir-i d'~n Divan-~~ Mezalim'in ba~kan~~ oldu~u hususunda tereddüdünü ortaya koymaktad~r. Prof. Dr. Köymen yine ba~ka bir eserinde8 Büyük Selçuklu Devleti askeri te~kilât~n~~ aç~klarken, "Türk ordusu mensuplar~~ aras~ndaki ih-tilâflar, Ordu kad~'lar~n~n ve dad-beylerin ba~kanl~k etti~i mahkemelerde görülüyordu" demekle yetinmektedir. Görüldü~ü gibi ara~t~r~c~lar Büyük Selçuldular'da emir-i dâd'~n genellikle adalet i~lerine bakt~~~n~~ aç~klamakta, fakat bu hususta herhangi bir kaynak vermemektedirler.
Öte yandan Selçuklu devlet adamlar~ndan Atabey Müntecibeddin Bedi,
Kitab Atebet el-Ketebe ba~l~kl~~ mün~eat mecmuas~nda Divan-~~ Mezalim ile
ilgili iki belge vermektedir9. Bu eseri yorumlayan A.K. Lambton'a göre10, Selçuklu hâkimiyeti alt~ndaki ~ehirlerin hepsinde olmasa bile, baz~~ illerde Divan-~~ Mezalim vard~. Birinci belgede "Gürgan valili~i için düzenlenmi~~ bir atama kararnâmesinde Mes'ud b. Muhammed'e, Divan-~~ Mezalim Ba~kan~'na (Sahib Divan-~~ Mezalim) görevlerinde dikkatli olmas~~ için yönerge (emir) vermesi buyurulmaktad~r. Atâbet el-Ketebe'deki ikinci belgede Divan-~~ Mezalim ad~~ geçmemektedir. Bu vesikada, "Belh valisi ve ~ahnesi Ebu'l-Feth b. Ebi Bekr b. Kumac ad~na düzenlenen fermanda söz konusu ki~iye, ~er'i i~-leri kad~n~n mahkemesine, vergi toplamay~~ (? resmiyyat) genel i~lemlere ve divana ili~kin i~leri divan-~~ riyasete havale etmesi buyurulur".
6 Die Staatver Waltung der Grosselgugen und Horazmsahs (1308-1251). Eine
Untersuchung nach Urkundenformularen der Zeit, W~esbaden 1964.
7 Bk. "Selçuklu Devri Türk Tarihi Ara~t~rmalar~~ II", Tarih Ara~t~rmalar~~ Dergisi, Cilt Il, say~: 2-3, Ankara 1964, s. 312-313.
8 M.A. Köymen, Büyük Selçuklu Imparatorlu~u Tarihi, III, Alp Arslan ve Zaman~, Ankara 1992, s. 236.
9 N~r. Muhammed Kazvini ve Abbüs iltbâl, Tahran h~. 1329, s. 20 ve 79.
I° "Atebetü'l-Ketebeye Göre Sancar imparatorlu~unun Yönetimi", çvr. N. Kaymaz,
SELCUKLULARDA EM~R-I DAD MÜESSESESI 329 Sonuç olarak Atebet el-Ketebe'deld birinci vesikada Mezalim Ba~kan~~ olarak Sahib Divan-~~ Mezalim geçmekte, ikinci belgede bu görev Divan-~~ Riyasete havale edilmektedir. Görüldü~ü üzere her iki vesikada da emir-i dâd~n ad~~ bulunmamaktad~r.
Öte yandan kaynaklarda tespit edebildi~imiz kadar~yla", Büyük Selçuklular'da emir-i dâd olarak ilk kez Habe~i b. Altuntak'~n ismi geçmek-tedir. Habe~i b. Altuntak'~n ad~n~n geçti~i 493/1099-1100 y~l~nda ikinci bir
dâd. tespit edebiliyoruz. Sultan Berkyaruk ile Muhammed Tapar 4 Receb 493/15 May~s 1100 tarihinde Sefidrud'da kar~~~ kar~~ya geldiler". Bu sava~ta ölenler aras~nda Emfr-i Dâd Özbek de zikredilmektedir". Bundan ba~ka Sencer melik iken Büyük Selçuklu Devletinde bir emir-i dâd~n daha ismine rastlamaktapz. Ebû Bekr b. Mes'ûd isimli bu ~ahs~~ Nizâmi 'Aruzi'nin Çahar Makalesinde tespit edebiliyoruz". Nizâmi 'Aruzrnin rivayeti do~ru ise, Sencer h. 505/m. 1111-1112 tarihinde Mâverâünnehr'e (Karahanl~~ ) Muhammed Han ile harbe giderken De~t-i Hûzân'da konaldam~~~ ve Emir-i Dâd EVI Bekr b. Mes'ûd da onu Pencdih'cle" a~~rlam~~t~. Ayr~ca Sultan Sencer devrinde isyan eden O~uz beylerinden Tuti'nin babas~~ ~shak da dâd
beg unvan~~ ta~~makta idi16. ~shak bey acaba bu unvan~~ nas~l alm~~t~? Bu ko-nuda da elimizde bir bilgi yoktur. Ancak ~shak, dâd beg unvan~~ ta~~d~~ma göre, daha önce Selçuklular'~n hizmetinde mi bulunmu~tu?
Bütün bu tespidere ra~men emir-i dâd~n Büyük Selçuklular'daki görevi hakk~nda herhangi bir ip ucu elde edilememektedir'''.
Sadruddin el-Huseyni, Ahbâr ()d-Devlet is-Selçukiyye, n~r. Muhammed ~ kbal, Lahor 1933. s. 87/Trk. trc. Necati Lugal, Ankara 1943, s. 61; Ibn el-Esir, el-Kâmil fi't-Tarih (n~r. Thornberg), Beyrut 1966, X, s. 266-267, 296-297, Trk. trc. ~slâm Tarihi, El-Kâmil
Terciimesi, ~stanbul 1987, X, s. 223, 242-246; Cuveyni Il, s. 2 ve III, s. 194-195. Kad~~ Ahmed
Gaffari, Tarih-i Cihan Ani (n~r. Hasan Nurâki), Tahran h~.1342, s. 120.
12 Bk. A. etzaychn, Sultan Muhammed Tapar Devri Selçuklu Tarihi (498-511/1105-1118), Ankara 1990, s. 18-19.
13 Anonim, Mucmel ü't-Telirih yel-K~sas (n~r. Melik u~-~uarâ Bahâr), Tahran h~. 1318, s. 409.
HN~r. Muhammed Kazvini, Tahran h~. 1346, s. 96-97.
Merv civannda birbirine çok yak~n be~~ köy, bk. Steingass, ayn~~ eser, s. 256.
111 Bk. Ibn el-Esir, XI, s. 82/Trk. trc. XI. s. 81. Kr~. F. Sümer, Oguzlar [Türkmenler)
Tarihleri, Boy Te~kilât~, Destanlan, Ankara 1972,2s. 114.
12 Edib Ahmed b. Mahmüd Yukneki'nin eseri Atebetdi-Hakay~k (n~r. Re~id Rahmeti Arat, Ankara 1992,2 s. 5, 7-8) ~~ ithaf etti~i Muhammed Dâd ispehsalk beyin ispehsalâr unvan~~ aradan kald~nIchgl zaman ortaya dâd bey ç~k~yor. Acaba bu durum Karahanhlar'da da emir-i dad~n mevcudiyetini mi ortaya koyuyor?. Veya emir-i dâdm Karahanhlaidaki kar~~l~~~~ "dâd sipehsalk
Kirman Selçuklulan'nda:
Kirman Selçuklulan'nda da bu müessesenin varl~~~n~~ görüyoruz. Kaynaklarda zaman zaman zikri geçmesine ra~men dadbeg'in görevini aç~klay~c~~ örnek ve bilgilerden yoksunuz18.
Türkiye Selçuklulan'nda:
Türkiye Selçuklulan'nda da emir-i dâd müessesesi vard~r. Uzunçar~~l~l°, Anadolu Selçuklulan te~kilât~m aç~klarken emir-i dâd~n görevini, "adliye ve-kili daha do~rusu ~stintak (Sorgulama) dairesi ~efi ve tevkifhane müdürü" olarak aç~kl~yor. Ayr~ca, "Emir-i Dâd'~n Divân heyetine dahil olmad~~~n~" ifade ederek, "Emir-i Dâd'~n yani Adliye Vekilinin derecesi Osmanl~lardaki çavu~ba~~ya benzedi~inden bunun divâna girmedi~i muhakkakt~r" ~eklinde ilâvede bulunuyor. Q. Cahen2° ise, "Sultan'~n emrinde adaletin ba~~~ olan bir Emir Dâd" vard~~ ve o Mezâlim ad~~ verilen bask~~ yap~lmas~, eziyet edilmesi gibi durumlarla ilgilenmekte idi" demektedir. O. Turan" da Mezâlim Divan~'ndan bahsederken, emir-i dâd~~ örfi davalara bakan "Adliye naz~r~" olarak tarif etmektedir. Ayd~n Taneri'ye göre22 de "Emir Dâd ~er'i kanunlar d~~~nda örfi davalara bakan mahkemenin ba~kan~~ olup, sultan~n emirleriyle emirleri tevkif etmek ile görevlidir". Bu tarifiere bakt~~~m~zda genel olarak emir-i dâd~n adliye vekili görevini yüklendi~i, Divan-~~ Mezâlim'in ba~kan~~ ol-du~u anla~~lmakta, ikinci derecede sorgulama ve tutuklama görevini yürüt-mektedir.
Müslüman ve Türk devletlerinde oldu~u gibi, her türlü ~ikayetleri ve halk üzerindeki bask~lar~~ dinleyen ve bunlar hakk~nda karar veren Mezâlim Divan~~ ba~kan~~ "sultan" idi. Sultan I. G~yâseddin Keyhusrev ve Sultan I. Alâeddin Keykubad, Divan-~~ Mezâlim'e oturarak halk~n ~ikayetlerini dinle- bey" mi idi? Belki de daha sonra Selçuklu devrinde sipehsalâr dü~mü~~ ve ortaya dâd bey ç~km~~-t~r. Acaba ~emseddin Tebrizi'nin dedesinin ismi olarak gözüken "Melikdâd" da emir-i dâd~n de~i~ik bir ~ekli mi (bk. T. Yaz~c~, Tebrizi mad ~A.)? ~ayet öyle ise onun dedesi de Selçuklular'~n son zamanlannda bu görevi sürdürmil~~ olabilir.
18 Bk. Merçil, ayn~~ eser, s. 190-191. 19 Bk. Medhal, s. 94 ve 98.
20 Bk. Pre-Ottoman Tut-key, Lc>ndon 1968, s. 228/Trk. trc. Osmanhlardan önce
Anadoluda Türkler, ~stanbul 1984,2 s. 226.
21 Bk. Selçuklular zamm~nda Türkiye, ~stanbul 1971, s. 291. Prof. Turan, ba~ka yerlerde emir-i dâd~~ parantez içinde (Adliye Naz~n) olarak zikrediyor, söz geli~i s. 461 ve 466.
22 Bk. "Müsâmeretill-Ahbâr'~n Türkiye Selçuldulan Devlet Te~kilâu Bak~m~ndan De~eri"
SELÇUKLULAWDA EMIR-~~ DAD MÜESSESES~~ 331 mi~lerdi. Nitekim ~bn Bibi'ye göre"; Sultan Alâeddin Keykubad'~n saltanat~-n~n ortas~na kadar Anadolu Selçuklu sultanlar~~ (Padi~ahan-~~ Rüm) saltanat~-n~n âdeti pazartesi ve per~embe günleri oruç tutmak idi. Onlar bizzat kendileri dâd-gâh (Mezâlim Divan~) da haz~r bulunurlar ve mazlumlara adalet da~~t~rlard~. ~er'i i~leri kad~ya havale ederler, muameleye, divana ve örfe ait i~leri de di-van eshab~na b~ralurlard~. Asla kuvvetli ile zay~f, soylu ile basit kimse aras~nda fark gözetmezlerdi. Ancak Sultan Alâeddin Keykubad'~n Yass~çimen Sava~~'n~~ kazanmas~~ (1230) ve Eyyubiler'den Melik Kâmil'i Elbistan hududundaki Akçe Derbendi'nde ma~lûp etmesinden sonra, i~lerin ço~almas~yla Mezâlim'e oturma gelene~i ihmal edildi. Sultanlar bu görevi devlet ümara-s~na ve saltanat erkan~na havale ettiler. _
aL 4:AÇ) c.4.51,1? tt~i.7)1 ,:j4 4:,)l c.)~~
~emseddin Isfahani, II. ~zzeddin Keykavus'u tahta ç~ kard~ ktan sonra (1246), Selçuklu Devleti'nde ön plana ç~km~~~ ve divan üyeleriyle bu görevi yerine getirmi~ti. Vezir sabah divan i~lerini bitirdikten sonra, e~er o gün sultan~n gezinti günü ise, ata binilerek gezintiye ç~k~l~rd~. Gezintiden dönüldükten sonra Sultan sofras~~ (Han-~~ sultani) kurulurdu. Sultan istirahat yerine geçince, son derece görkemli bir divan kurulurdu (yani Divan-~~ Mezâlim). Burada görevliler soldan sa~a do~ru derecelerine göre sofada yer-lerini al~rlard~. Vezir sofan~n ortas~nda yaln~z olarak tahuna otururdu. Öteki emirler ise huzurda uzakça bir yerde dizlerinin üstünde otururlard~ . Re~ideddin Emir-i Dâd ve Haureddin Emir-i Dad alt~ n k~l~çla kemer ku~an-m~~, sofan~n kenannda duruyorlard~; yani divana dahil de~ildiler". Ayr~ca iki tane emir-i dâd vard~r. Bundan sonra vezir ve öteki görevliler Divan-~~ Mezalim'de (Divan-~~ Tazallum) adalet isteyenlerin ~ikayetlerini dinleyerek kararlar veriyorlard~.
23 Bk. El-Evmirü`l-AIX-iyye Fil-Umuril-AWiyye (T~pk~~ bas~m), Ankara 1956, s. 93-94/N.
Lugal-A. Erzi nesri, Ankara 1957, I, s. 135-136; Te~ rih-i Abi Selçuk, Histoire Des Seidjoucides D'Asie Mineure, Dâpres Texte Turc, nsr. M. th. Houtsma, Leide 1902, s. 79-80. Ancak
O. Turan(Türkiye, s. 291) bu görevin adliye nâz~rma (emir-i dâd) havale edildi~ini zikrediyor. Ay~n mlf., Türkiye Selçuklular~~ Hakk~nda Resmi Vesikalar, Ankara 1958, s. 132. ~bn-i 1303111in
metninde görüldü~ü üzere burada emir-i dâd~n zikri geçmiyor. Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 571-572.
Öte yandan bu olayda ~bn BibVnin
Mul~tasarinda
emir-i dâd atlanm~~~ ve ortaya "Emir-i ~em~ir" gibi bir terkip gkm~~t~r25. Uzunçar~~l~26 da bunuemir-i ~em~ir ~eklinde okuyarak ortaya mevcut olmayan bir memuriyet ç~ karm~~ t~r. Hatta bu emir-i ~em~ir yeni ç~kan ders kitaplanna dahi i~lenmi~tir".Bütün bu aç~klamalardan sonra kaynaldarda tespit edebildi~imiz olay-larla, ara~t~nalar taraf~ndan Mezâlim Divan~~ ba~kan~~ ve adliye vekili olarak gösterilen emir-i dadm hangi görevi yapt~~~ n~~ anlamaya çal~~al~m. Bu ko-nuda tespit edebildi~imiz ilk olay Rükneddin II. Süleyman~âh devrinde (1197-1204) geçmi~tir. Sultan Süleyman~ah'~n gönlünde yer tutmu~~ olan (Ayaz) ismindeki gulâm~~ bir gün ayda susam~~~ bir halde iken, ihtiyar bir ka-d~n~n elindeki yo~urt kasesini kaparak yemi~ti. Ya~l~~ kad~n gulam~n arkas~n-dan ko~arak onu ~ehre kadar takip etti. Daha sonra saraya girerek yetim ço-cuklann~n ekmek paras~n~~ tedarik etmek için satmaya götürdü~ü yo~urdu yiyen ve paras~n~~ vermeden kaçan gulâmdan ~ikayetçi oldu. Süleyman~âh kad~ndan durumu ö~rendi~i zaman hadimlerini emir-i dad~n yan~na gönde-rerek o mazlum kad~n~n durumunu ara~t~rmas~n~~ emretti. Emir-i dâd du-rumu soru~turarak olay~~ ba~tan sona ara~t~rd~. O s~rada gulâm ortaya ç~ kt~ . Ya~l~~ kad~n, "~~te hasm~m budur" dedi. Neticede ya~l~~ kad~n hakl~~ ç~km~~~ ve gulam idam edilmi~ti. Sultan Süleyman~âh da, yo~-urdun tazmini bize aittir, diyerek kad~na bin dirhem ihsan edilmesini buyurmu~~
Anonim Farsça
Selçuk-nân~eye
göre; Sultan I. ~zzeddin Keykavus tahta oturdu~u zaman (1211), bütün emirler kendisine itaat ettiler. Melik Alâeddin Keykubad bu s~rada S~vas'ta bulunuyordu. Sultan, Emir-i Dâd K~vameddin'i oraya gönderdi. O Alaeddin Keykubad'~~ tutuklad~~ ve S~vas ya-k~n~ndaki Hayuk (? Hafik) kalesinde hapsetti. Yine ayn~~ esere göre ~zzeddin Keykavus öldü~ünde, Emir-i Dad K~vameddin, Alâeddin Keykubad '~~ S~vas'ta tahta oturttu. K~vameddin ona çok büyük hizmetlerde bulundu. Sultan bu25 Bk. Muhtasar Selçuk-name, n~r. M.H. Houtsma, Leiden 1902, s. 263 »,5" J11.4. J j>.1
26 Bk. Medhal, s. 88. Uzunçar~~l~~ ayr~ca emir-i ~em~ir denilen zabitin divan
~ n muhaf~z~~ ola-rak d~~anda vazife gördü~ünü belirtiyor.
27 Bk. Tarih 1, Koordinatör: K.Y. Kopraman, Komisyon B
~k. B. Yediy~ld~z, Ankara 1993, s. 178.
28 Bibi (N. Lugal-A. Erzi ne~ri), s. 93-95./Trk. trc. Anadolu Selçuki Derled Tarihi, Trk. çvr. M.N. Gencosman, Ankara 1941, s. 35-36.
29 Bk. Anadolu Selçuklular~~ Devleti Tarihi, III, n
~r. F.N. Uzluk, Ankara 1952, s. 43-45/Trk trc. s. 28-29. Ayr~ca ayn~~ eser için bk. Muhammed Cevad Me~kür, Al~ bâr-~~ Selacikay-~~ Rdm, Tahran h~. 1350, s. 347-348.
SELÇUKLULAR'DA DA]) MÜESSESESI 333 hizmetine kar~~l~ k onu tekrar emir-i dâd yapt~. Burada olaylar bilinenlere, söz geli~i Alâeddin Keykubad'~n Malatya yak~n~ nda bulunan Min~ar kale-sinde hapsedilmesine uymuyorsa das°, bizim için emir-i dâdm hangi görevi yapt~~~ n~~ tespit aç~s~ndan önemlidir.
Daha sonra Türkiye Selçuklu Devletinde I. Alâeddin Keykubad dev-rinde (1220-1237) baz~~ emir ve. beylerin sultanlar~~ tahta ç~kartmakta rol oy-namalar~~ sebebiyle kuvvet ve kudretlerinin artm~~~ oldu~u görülüyor. Hatta bunlardan baz~lar~n~n zenginliklerinin ve harcamalar~n~n Sultan'dan fazla oldu~u rivayet ediliyor. Bunlar aras~nda Seyfeddin Ay-Aba, Zeyneddin Ba~ara, Mubarizeddin Behram~âh ve Bahaeddin Kutlugca da dikkati çekiyor-lard~. Sultan Alâeddin Keykubad bu emirlerin durumundan özel meclislerde ~ikayetçi oluyor, bu suretle iki taraf aras~ nda yap~ lan dedikodular ortal~~~ n kar~~mas~na sebep oluyordu. Nihayet emirler bu i~de bir ad~m daha atarak Kayseri 'de hile ile Sultan'~~ tahttan uzakla~t~ rmak ve yerine karde~i Celâleddin Keyferidun'u geçirmek istediler. Durumu ö~renen Sultan Alâeddin Keykubad kar~~~ bir plan haz~rlad~~ ve k~~~~ geçirmek üzere gitti~i (1223) Antalya'dan Kayseri'ye döndükten sonra bunu uygulad~. Yirmidört ki~i oldu~u rivayet edilen bu emirlerin kimi öldürüldü, kimi de zindana at~ld~~ ve mallar~~ müsadere edilerek hazineye al~nd~. ~lk etapta Seyfeddin Ay-Aba, Mubarizeddin Behram~ah ve Bahaeddin Kutlugca gibi emirler tutuk-land~lar. Bu s~rada Sultan'~n gullinlar~~ ve emir-i dâd tutuklanan ümeran~n sofada oturmakta olan gulâmlarm~~ yakalayarak zindanhâneye götürdüler.
j.< 4.<1j1 j.1 C.A.45U. :51.) C)1.51
.1,Szif ~ kinci etapta sultan ertesi ün huzura kavu~tu~u için Me~hed ovas~ na ç~-karak top ve cevgan oynad~. Bu s~ rada emirler aras~ nda bulunan Kemâleddin Kâmyâr, Zahireddin Mansûr Puser-i Kâfiy-i Tercüman ve ~emseddin Veled-i Mâh-~~ Horasan'~ n gizlice birbirleriyle konu~tuklar~ n~~
gö-rerek henüz olay~n sona ermedi~ini anlad~. Emir-i dâd'a emir vegö-rerek her üçünü meydandan ç~kartt~, onlar~n da her~eyini ya~malatt~~ ve Anadolu'ya sürgün etti31.
Yine Sultan Alâeddin Keykubad, Eyyubi-Artuklu ittifalt~na kar~~~ askerle-rine Harput'a do~ru harekete geçmelerini emretti. Selçuklu askerleri
311 Bk. Turan, Türkiye, s. 301.
31 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 268 ve 271; Muhtasar, s. 114 ve 116; Tevarih-i 1-i Selçuk,
s. 278. Siyasi olaylar için Uzunçars~l~, s. 98; Turan, Türkiye, s. 340-341; E. Merçil,
Harpt~t ovas~na geldiklerinde, Eyyt~bi askerleri ve Harput Artuklu emin i de oraya ilerlemekte idiler. Bu s~ rada Selçuklu ordusunun önde gelen emirleri Mubarizeddin Çavl~, Behram~ah Candar, ~emseddin Altunaba, Has Gulam-~~ Sultan (t
"II)
ve Puser-i Sirkeci (? J-...)-4) 32 ile Bedreddin Yakut Emir-i Dâd askerleri sa~~ ve sol kol, merkez, öncü ve artç~~ olarak düzene sokup kar~~~ koymaya ba~lad~lar. Neticede Selçuklu ordusu Eyyubileri bozguna u~ratarak Harput'u ele geçirdi (1234)33.Sultan II.G~yaseddin Keyhusrev öldükten sonra (1246), geride kalan üç o~lundan II. ~zzeddin Keykavus tahta geçirilmi~ti. Yeni sultan ve karde~leri küçük ya~ta olduklar~ndan yönetim devlet adamlar~n~n özellikle Vezir ~emseddin Isfahanrnin elinde kalm~~t~. Daha sonra bu devlet adamlar~~ ara-s~ndaki siyasi ihtiras ve rekabetler düzenin bozulmas~na sebep oldu. Devlet adamlar~~ aras~ndaki bu mücadeleye kat~lanlardan biri de Emir-i Dâd Nusret idi. Ancak sonunda onu Mo~olistan'a gitmekte olan $ehzade Rükneddin K~l~ç Arslana kat~lmas~~ için Sivas'a gönderdiler. Emir-i Dâd Nusret, Sivas'ta yakalanarak Hafik kalesinde hapsedildi34.
Öte yandan vezir ~emseddin Isfahani devrinde uç taraflar~nda Türk Ahmed ad~nda biri ba~~ kald~rm~~~ ve kendisinin Sultan Alâeddin'in o~lu ol-du~unu iddia etmi~ti. Vezir ~emseddin bu âsi üzerine bir ordu gönderdi. ~ki taraf kuvvetleri birbirleriyle kar~~la~t~~~~ zaman; Selçuklu ordusu kumandan-lar~~ âsinin kuvvetli oldu~unu gördüler. Bir tak~m sebeplerle sava~may~~ say-saklayarak yard~m istemek üzere vezirin yan~na acele bir ulak gönderdiler. Vezir kendi ~ahsi muhaf~zlann~~ Emir-i Dâd Hat~reddin Zekeriya Sücasi ku-mandasmda yard~ma gönderdi.
Bu olay s~ras~nda Mo~olistan'a gitmi~~ olan Rükneddin K~l~ç Arslan sul-tan unvaruyla geri dönüyor. Mo~ol Hani Güyük'ün yarl~~lyla II. ~zzeddin Keykavus'u sultanl~ktan, ~emseddin Isfahanryi de vezirlikten azlediyordu. Bundan sonra geli~en olaylar sonucu ~emseddin Isfahani öldürülmek üzere saltanat saray~na ça~r~ld~, buraya gelip sofaya vard~~~nda Emir-i Dâd Seyfeddin Kay-aba onu sol taraftaki bir odaya soktu. Sab~k Vezir o gece Konya kalesinde Ambarc~'n~n evine götürüldü. Yolda emir-i dâda sordu:
" Turan (Türkiye, s. 381), Has Gulâm-~~ Suldin ve Puser-i Sirkeci'yi adam~~t~r.
Bk. ibn-i Bibi. T~pk~~ bas~m, s. 440; Muhtasar, s. 194. Siyasi olaylar için bk. Turan, ayn~~
eser, s. 380-381.
34 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 550-564; Muhtasar. s. 252-258. K~~. Turan, ayn~~ eser, s.
SELGUKLULARDA EM~R-~~ DAD MÜESSESESI 335 "Nereye gidiyoruz?". Emir-i dâd cevap verdi: "Di~erlerini gönderdi~in yere...". ~emseddin Isfahani dört gün sonra da öldürüldü (1249)35.
~emseddin Isfahanienin ölümünden sonra Mo~ollar'dan Batu Han'~ n buyru~uyla durumu incelemek için Anadolu'ya gelen Mo~ol elçileriyle bera-ber ~emseddin Mahmud Tu~rai ba~kanl~~~nda bir heyet de bu elçilerle Mo~ol Harn'n~n huzuruna gitti. Bu heyet içinde Emir-i Dâd Hat~reddin Zekeriye Sücasi de vard~. Selçuklu devlet adamlar~~ götürdükleri hediyeler ile Mo~ol Harn'ndan yeni görevler elde ederek Konya'ya döndüler. Bu s~ rada Emir-i Dâd Hatireddin'e Çorumlu emirli~i ve serle~kerli~i verildi. Ayr~ca ~emseddin Mahmud Tu~rai vezir, ~ticaeddin niyabet (naib), Necibeddin Duleycani reisülbahr ve istifa, Re~ideddin EVI bekr Cuveyni emir-i âr~ziy-i cuyü~-~~ memâlik tayin edildiler36. Bu olay ba~ta Celâleddin Karatay olmak üzere baz~~ devlet adamlar~ n~~ rahats~z etmi~ti. ~ki grup devlet adamlar~~ ara-s~ndaki mücadele s~ras~nda Vezir Mahmud Tu~rai'nin rakip devlet adamlar~~ aleyhinde Baycu Noyan'a yazd~~~~ bir mektup ele geçirildi. Bu h~yanet giri~imi üzerine Celâleddin Karatay harekete geçti ve emir-i dâda i~aret etti. Emir-i dâd onu saltanat saray~nda bir odada tutuklad~, üç-dört gün sonra oradan Antalya taraf~na gönderildi ve hapse at~ld~~ (1253) 37.
Sultan II. ~zzeddin Keykavus devrinde Baycu ve öteki Noyanlar, Mo~ollarla yap~lan antla~ma d~~~nda Türkiye Selçuklu Devletinden paralar istiyorlard~. Selçuklu devlet adamlar~~ bu s~rada "Hâkim-i vakt-i Memleket" olan Sahib Fahrüddevle ve'ddin Ebu'l-Hayrat Ali'yi say~s~z hediyeler ile Mo~ol büyük hani Mengü (1251-1260)'ye yolladlar. Fahreddin Ali o s~ rada "Hakem-i Divan-~~ 'Adl" ve "Mans~b-~~ Emir-i Dâd" idi. Ona yol masraflar~~ için yüzbin direm-i sultani verdiler. Batu Han ona iltifat etmi~, Baycu Noyan ve öteki Mo~ol beylerinin bu tür davran~~lar~n~~ önlemek için bir fe~-man (Soyurgatm~~) vermi~ti38 .
33 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 583-586; Muhtasar, s. 264-265/Trk. trc. s. 239-240.;
Anonim Selçuk-nâme, s. 51. K~~. Turan, ayn~~ eser, s. 464-466.
36 Turan (ayn~~ eser, s. 470).bu olay s~ras~nda Emir-i dâd Hat~reddidi adam~~t~r.
37 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 596-600; Muhtasar, s. 271-273. Kr~. Uzunçar~~l~, s. 98; Turan, ayn~~ eser, s. 470-471.
38 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 616-617.; Muhtasar, s. 283-284/Trk. trc. M.N. Gencosman, s. 254-255. K~~. Turan, Türkiye, s. 475-476; Kaymaz, ayn~~ eser, s. 52, 61.
Alcsarayi'ye göre39; Sahib Fahreddin Ali, emir-i dâd oldu~u bu s~rada iki kez elçilikle Mo~ollar'~n yan~na gitmi~ti. O birinci seferinde Güyük Han (1246-1249), ikincisinde ise Mengü Han (1251-1260) nezdinde elçilik yap-m~~t~.
Öte yandan 1254'te Mara~~ ve civar~nda ya~ayan Agaçeriler yollar~~ kes-meye, kervanlar~~ soymaya ve yolcular~~ öldürmeye ba~lad~lar. Sahip Kad~~ ~zzeddin ile Beylerbeyi Yavta~, Selçuklu emir ve askerleri ile Agaçeri Türkleri'nin isyamn~~ yat~~t~rmak maksad~yla Kayseri'ye geldiler. Emir-i dâd Fahreddin Ali bu muazzam alay~n istikbaline memur edilmi~ti'''.
Daha sonraki devrede, ~lhanl~~ Devleti kurucusu Hulagu Ba~dat'~~ ele ge-çirdikten sonra, Sultan II. ~zzeddin Keykavus onun ziyaretine gitti
(657/1259). Bu s~rada Selçuklu sultan', Fahreddin Ali'yi emir-i dâdl~k göre-vinden "Niyabet-i Saltanat" makam~na tayin etmi~ti".
Türkiye Selçuklular~. tahuna III. G~yaseddin Keyhusrev ç~kar~ld~~~~ za-man, onun nedimli~ine getirilenler aras~ nda Emir-i Dâd Emineddin Isfahani de bulunmakta idi (664/1265-1266)42.
Türkiye Selçuklular~'mn çökü~~ dev~inde devletin kaderine hakim olan-lardan biri de Pervane Muineddin Süleyman idi. O kendisine rakip olarak gördü~ü Sahib Fahreddin Ali'yi tasfiye için bir plan tertiplemi~~ ve bunu uy- gulam~~t~. Nitekim o Sahib Fahreddin saltanat saray~~ odalar~n~n birinde tutuklatuktan sonra bu s~rada emir-i dâd olan Emineddin Duleycani'nin evine göndermi~ti. Sahib Fahreddin Ali daha sonra Karahisar-~~ Osmancuk kalesinde hapsedi1di43 (1271).
Hatiro~lu ~erefeddin'in Anadolu'yu Mo~ollar'dan kurtarmak için ba~-latt~~~~ isyanda (1276), Selçuklu ümeras~ndan ona kar~~~ sava~anlar aras~nda Emir-i Dâd Emineddin [Isfahani] de bulunmakta idi. Aksarayi", bu ümera-
39 Bk. Mü saremetü7-alibâr, s. 41/Trk. trc. Selçuk' Devletleri Tarihi, çvr. M.N. Gencosman, Ankara 1944, s. 136. Ancak Sekuknâme (s. 56/Trk. trc. 36) onun Mengü ve Batu Han ~n yan~ na elçi olarak gitti~ini zikrediyor.
49 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 618; Muhtasar, s. 284/Trk. 1TC. S. 255-256. Olaylar için bk. Turan, ayn~~ eser, s. 477.
41 Bk. Aksarayi, s. 60-61/Trk. trcs. 151. Kr~. Uzunçar~~h, 98; Kaymaz, s. 75-76. 42 Bk. Ay~n eser, s. 88/Trk. t~c. s. 172.
43 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 655; Muhtasar, s. 307/Trk trc. s. 276. Kr~. Uzunçar~~b, 98; Turan, Türkiye, s. 533.
SELÇUKLULAR'DA EMIR-~~ DAD MÜESSESESI 337
n~ n "sahib-i kalem" olduklar~ ndan yani asker kökenli olmad~klar~ ndan hiçbir varl~ k gösteremediklerini zikrediyor.
M-emlük Sultan~~ Baybars Anadolu'yu Mo~ollardan kurtarmak için hare-kete geçmi~~ ve Elbistan ovas~nda bir Mo~ol ordusunu ma~lup etmi~ti (1277). Bu sava~~ s~ras~ nda Selçuklu devlet adamlar~ndan bir k~sm~~ Memlûklu ordu-suna kat~ld~lar. Bunlar aras~nda Emir-i Dâd Seyfeddin Çal~~~ da bulunmak-tayd~45
Sultan III. G~yaseddin Keyhusrev'in ölümünden sonra (1284), annesi Sultan~ n iki çocu~unu tahta oturtmak istedi. Bu Hâtun, Argun Han ~ n ya-n~ ndan Kayseri'de bulunan Sultan II. Mes'üd'un huzuruna geldi~i s~ rada bu iki çocu~u da getirmi~lerdi. Daha sonra bunlar Konya'ya geldiklerinde yan-lar~ nda Hâce Nas~ reddin Müstevfi ile Emir-i Dâd Nizameddin de vard~. Burada yap~ lan bir merasim ile iki çocuk tahta oturtuldu (17 Ramazan 683/ 27 Kas~ m 1284) 46. Hâtun durumunu sa~lamla~t~ rmak için ayr~ca Karamano~lu Güneri bey ve E~refo~lu Süleyman Bey'den47 yard~m istemi~~ ve onlara unvanlar vermi~ti. Bundan sonra Sultan II. Mes'ud'un adamlar~yla, bu çocuklar~n taraftarlar~~ aras~nda anla~mazl~k ç~kt~. Fakat Karamano~ullar~~ ve E~refo~rullarf n~n yard~ma gelmesiyle G~yaseddin Keyhusrev'in annesi du-ruma hâkim olmu~~ ve iki çocu~u, ikinci kez, Konya'da Selçuklu tahuna oturtmu~lard~~ (8 Rebi I 684/14 May~s 1285) 48. Çok geçmeden Sultan Mes'ûd'un taraftarlar~~ Has Balaban ile Konya'ya gelerek duruma hakim ol-dular (23 Cumada II. 684/26 A~ustos 1285). Bu olaydan sonra Hâtun, Argun Han ~n huzuruna gitti49. Burada yap~lan muhakeme (yargu)de iki ço-cu~un düzmece ~ehzade oldu~una ve öldürülmelerine karar verildi. Hâtun'a da Seferi hisar (~imdiki Sivrihisar) ikta edilmi~ti. Bu s~rada çocuklardan biri Argun Han'~n yan~nda idi ve burada öldürüldü.
Bk. Turan, Türkiye, s. 545-546; Kaymaz, s. 167.
48 Tarih daha sonra ilave edilmi~~ görünüyor, bk. Anonim Selçuk-nâme, uzluk n~r. s. 66. Ces-ad Me~kür ne~rinde (s. 358) bu tarih yoktur.
47 Anonim Selçuk-nâme metninde (s. 66) Esrefo~lu Süleyman olarak geçiyor. Turan (ayn~~ eser, s. 589) ise Halil Bey olarak zikrediyor.
48 Turan (ayn~~ eser, s. 589) bu tarihi 15 May~s, Anonim Selçuk-nâme tercümesinde (s. 45) Uzluk 16 May~s olarak veriyorlar.
49 Turan (Bk. ayn~~ eser, s. 589), Sultan II. Mes'~ld'un talep üzerine Gy~aseddin Keyhusrev'in annesini ve iki çocu~u Nizamedffin Emir-i Dâd ile 6 Eylül 1285/4 Receb 684 tari-hinde Argun Han'a gönderdi~ini zikrediyor. Ancak bundan sonraki olaylarda Anonim
Selçuknâme'yi yanl~~~ de~erlendiriyor.
Sultan Mes'~ld, Han'~n bu fermanlann~~ Dâd Nizameddin ile Konya'ya gönderdi (4 Receb 684/5 Eylül 1285). Çocuklardan biri Konya'da Sultan Mes'ûd'un annesinin yan~nda idi. Emir-i dacia bu çocu~u e~e~e bindi-rerek ~ehirde dola~unlmas~~ buyuruldu (684 y~l~~ ~aban ay~n ba~~/2 Ekim 1285). Bu emir yerine getirilerek çocuk ~ehirde gezdirildi ve tekrar Sultan Mes'ûd'un annesine teslim edildi. Daha sonra Sivas'ta bulunan Sultan Mes'ud'dan gelen bir ferman üzerine emir-4 dâd o çocu~u Sultan'~n anne-sinden akl~~ ve Konya kalesi kap~s~ndaki burc üzerine götürerek orada aso (Iyd-~~ ~evval/30 Kas~m 1285). Üç gün sonra cesedini oradan indirdi, kafas~n~~ keserek bütün Türkler aras~nda dola~urd~m.
Bundan sonra Sultan Mes'üd beraberinde beylerbeyi, nâib , pervane ve müstevfi gibi devlet büyükleri oldu~u halde Argun Han'~n yan~na giderek bir süre orada kald~lar. Bu s~rada Konya'da bulunan Fahreddin Mü~rif ve dâd ~ehirde hadsiz hesaps~z zulüm yapt~lar. Bu olaylar üzerine muh-temelen ~ikayetler olmu~, Mo~ol Han~'ndan pe~~ pe~e elçiler gelmi~~ ve ad~~ geçen her iki devlet adam~ndan ifade edilemeyecek derecede mal istemi~-lerdi. Ancak Fahreddin Mü~rif, E~refo~lu (Süleyman)'nun, emir-i dâd da Karamano~lu'nun yan~na kaçt~lar. Buna mukabil onlar~n evleri ya~maland~~
(7 Muharrem 685/6 Mart 1286)51.
Daha sonra Mo~ollar ile Selçuklu ordusunun beraberce harekete geç-mesi üzerine isyan etmi~~ olan Karamano~ullan ve E~refo~ullar~~ Konya'da Sultan II. Mes'ud'un elini öperek kaat arzetmek istediler. Bu durumda Selçuklu devlet adamlar~~ görü~~ bak~m~ndan ikiye ayr~ld~lar. Bunlardan bir k~sm~~ sultan~n ~ehir d~~~na ç~kmamas~n~, bir k~sm~~ da ç~kmas~n~n uygun ola-ca~~n~~ ileri sürdüler. Ancak Sultan Mesud burada cesaretle davaranarak ~e-hir d~~~nda bir çad~r kurulmas~n~~ emretti. Ayr~ca tedbir almay~~ da ihmal et-medi. Emir-i dâd, öteki emirlerle birlikte elbiselerinin ahnda silahlar~n~~ gi~-leyerek çad~rda yer ald~lar. Sultan korkusuzca çad~ra gelerek tal~tma oturdu. Karaman ve E~refo~ullan da Sultan'~n huzuruna gelerek kaat arzettiler ve sonra ülkelerine döndüler.
Sultan II. Mes'~ld bu olaydan sonra ~ehre dönmü~~ ve Mo~ollar'~n yan~na gitmek istemi~ti. Bu s~rada sebebi anla~~lamayan bir olay vukû buldu. Sultan
5° Anonim Selçuk-Mime, s. 66-68/trk. trc. s. 45-46. Me~kiir n~r. s. 358-359.
51 Ayn~~ eser, s. 68./trk. trc. s. 46. Me~kûr n~r. s. 358. Rr~. Turan, ayn~~ eser, s. 589. Çeviride
SELÇUKLULAR'DA DAD MÜESSESESI 339
harekete geçti~inde, emir-i dâd Konya'da kalm~~t~. II. Mes'ûd, Aksaray'a ula~-t~~~nda, Sahib Ata FahreddIn'in hâdimi ~zzeddin Has Balaban'a gizlice bir mektup yazarak emir-i dâd'~n yakalanma= emretti. Has Balaban ald~~~~ bu emir üzerine Çar~amba günü52, emir-dâd~~ yakalayarak kafas~n~~ kesti ve kale kap~s~na asa".
Yukarda verdi~imiz çe~itli örneklerde görüldü~ü üzere endr-i dâd~n Mezalim Divan~~ ba~kan~, yani iddia edildi~i gibi adliye vekili oldu~u husu-sunda bir bilgi yoktur. Ancak gerek ~bn Bibi'nin54, gerekse el-Hoyrnin55 mün~eat mecmualar~ndaki bilgiler bizi tereddüte dü~ürmekte, bu da bizim emlr-i dâd~n görevi hakk~nda kesin hüküm vermemizi engellemektedir.
Bütün bunlara ra~men örneklerini verdi~imiz olaylara bakarsak; emIr-i dâd devaml~~ bir memuriyettir, bir suç duyurusu yap~ld~~~nda durumu ara~-urmakta, suçlular~~ veya gözden dü~en emIrleri tutuklamakta, sultan taraf~n-dan verilen emirleri (ölüm cezas~~ dahil) uygulamaya koymakta idi. Ayr~ca
dâd görevi yapan ki~iler Mo~ol hanlarma gönderilen elçi heyetleri içinde de yer almakta idiler56. Bunun yan~s~ra emir-i dâdlar devlet erkân~n~~ istikbal ediyorlar ve sultanlar~n nedimleri aras~nda yer alabiliyorlad~. Hoyrnin57 emIr-i dâda nas~l hitap edilece~ini belirtirken kulland~~~; "Sipehbed-i Mu'azzam, Melik el-ümerâ Ekâbir, Melik elsümerâ ve'l-E'az~m" gibi unvanlardan bu göreve tayin edilen ki~ilerin genellikle asker kökenli olduklar~~ anla~~l~yor. Nitekim örneklerde görülece~i üzere emir-i dâdlar sava~lara da kaulm~~lard~r.
- Türkiye Selçukluladnda tespit edilebilen emir-i dâdlar-
5.1111aa dâd
Rükneddin II. Süleyman~âh
52 Bu olaydan birkaç gün sonra 29 Cumada II. 687/31 Temmuz 1288 Cumartesi günü Germiyan Türkleri Konya'ya geldiler (Anonim Selçuk-nâme, s. 72). Bu bak~mdan emir-i tad~n ölümü muhtemelen 26 Cumada 11./28 Temmuz 1288'de vuku bulmu~tur.
" Bk. Anonim Selçuk-nâme, s. 71-72/trk. trc. s. 48-49; Me~kûr n~r. s. 360-361. Kr~. Turan, ayn~~ eser, s. 590.
54 Ibn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 617'de "Hakem-i Divân-~~ 'Adi' olarak geçmektedir.
55 el-Hoyi, Emir-i Dâd için "Malik-i Divan el-'Adl" demektedir, bk. Gunyetu'l-kâtib ve Munyetu't-fllib, Ftusümu'r-Red'il ve Nucr~mul-FaiWil, n~r. A.S. Erzi, Ankara 1963, s. 8 ve 7.
56 Bk. Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 596-597; Aksarayi, s. 41. Kr~. Turan, ayn~~ eser, s. 470, 476.
~zzeddin Keykavus Kivameddin Alâeddin Keykubâd
Bedreddin Yakut ~zzeddin Keykavus Nusret
Re~ideddin
Haureddin Zekeriyâ Sücasi (Sicasi) Seyfeddin Kay-aba
Sahib Ata Fahreddin Ali
Glyâseddin Keyhusrev Emineddin Isfahani (Duleycani ?) Seyfeddin Çal~~~