Haşan Âli Yücelin
son eseri
Bir taraftan Mevlanâ ve bir ta raftan Goethe ile meşgul olacak ve onları memlekete tanıtmak ve sev dirmek istiyecek kadar şarkın ve garbın edebiyatında, sanatında, ilim ve felsefesinde bilgisi ve alâkası o- lan Haşan Âli, bir kaç yıl evvel bir sene müddetle kalmış olduğu Fran-
sadaki Maarif teşkilâtı hakkında
yaptığı tetkikleri (Fransada Kültür İşleri) isimli ve 255 büyük sahifelik metinli bir ciltte toplamış bulunu - yor. Şimdi de genç bir adam ve pek genç bir meb’us olan Haşan Âlinin âdetâ bir delikanlı iken bulunduğu Pariste şair gönlünü ve hassas ve
muhasine âşık gözlerini Fransız
Maarifinin iptidaî, tâlî, meslekî ve âlî tahsillerine ait bin bir tafsilât ve er- kamı içinde bu derecede dikkatle, usulle ve belli ki zevkle dolaştırmış olmasını cidden takdir etmelidir. Ne fis basılmış birçok resimlerle beraber gayet güzel ve iyi tertip edilmiş gra fikleri ihtiva eden kitabın sonunda, mevzuu daha fazla tamik etmek is- tiyenler için de zengin bir bibliyog rafya verilmektedir. Fakat, bilmem niçin (Dönen Ses) sahibi şair oldu
ğunu kat’iyyen unutarak (Teknik
Öğretim) ile (Güzel Sanatlar ve
Müzik Öğretimi) fasıllarına ayni nis- bette alâka göstermiş ve sanayi ne fise ve musiki tedrisatına, gayri ih tiyarî, daha fazla yer ayırmamış?.
Bir ilim ve tetkik eserinde plâmna sadakatini takdir etmekle beraber, bu kısmın hududunu daha genişlet- seydi eser kaybetmez fakat kazanır dı demekten de kendimi alamıya- cağım.
Meselâ, devlet merkezinde bir ti yatro mektebinin kurulmasına ça - lışıldığı şu sıralarda, Fransada hü kümetin başta opera ile komedi - Fransez bulunmak üzere bazı tiyat rolarla olan münasebetlerini ve bun ları himaye ve mürakabe şekilleri ni gösteren izahat bulunsa, büyük opera binasına bağlı balet mektebi hakkında malûmat verilse, hele bir akademi kurulması mutlaka tahak kuk ettirilmek istenen bir ülkü ha linde karşımızda dururken başta 40 azalı akademi Fransez olmak üzere
•'inşadaki akademilerin vaziyet ve hususiyetleri teşrih edilse, alâkadar makamlar da münevver kariler de çok istifade ederlerdi. Ve sanıyorum
ki, memleketimizde, iptidaî ve tâli tedrisat sahalarından ziyade işte bu sahalardaki malûmatımız azdır ve güzel sanatlara inkişaf vermek hu şunda büyük bir gayret sarfedilmek istenirken bu malûmatı arttırmağa matuf emeklerin hizmet ve kıymeti çok büyük olur. Eserin ikinci tabın da değerli müellif bu kısmı daha ge nişletirse minnetimiz daha büyüye - cek, tebriklerimiz daha hararetlene- cektir.
Haşan Âlinin bir diğer nokta üze rinde bir kaç söz söylemesini ister dik. Bu nokta ise Fransada ilk tedri satın 3 ncü Cumhuriyetin hemen ilk devirlerinde çok daha evvel de Temmuz Krallığı zamanında kat’iy- yen mecburî olduğu ilân edilmesine rağmen okuyup yazma bilmiyenle- rin, ya hiç öğrenmemiş yahut ta az öğrenip unutmuş olanların orada ha tırı sayılır bir nisbette bulunduğu keyfiyetidir. Fransızlar böylelerini
hizmeti askeriyelerini ifa ettikleri
sırada okutmak yoluna baş vuru - yorlar ve bu keyfiyet aktüel bir ma hiyeti haiz olup hattâ geçen sene Le Temps gazetesinden bir seri tetkik yazısmı mucip olmuştu.
Fakat, bazı noktaları unutmuş ve ya kısaca geçmiş denebilse de, ese rin büyük hizmetler görmeğe nam zet bir kitap olduğunda şüphe yok tur ve kendi maarifimiz hakkında da, diyebiliriz ki bu kadar etraflı bir kitaba henüz malik bulunmuyoruz. Kültür sahasında çalışanlara, Ma - arif meselelerde meşgul veya alâka dar kimselere tavsiyesi icap eden, sade fiatı maalesef biraz yüksek konmuş olan bu eserinden dolayı Haşan Âli Yücele teşekkür ederken, kitabı bu kadar güzel bir şekilde bastırdığı için de Vekâletin neşriyat teşkilâtım tebrik etmeliyiz.