• Sonuç bulunamadı

Tuva destanlarının söz varlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tuva destanlarının söz varlığı"

Copied!
1052
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

TUVA DESTANLARININ SÖZ VARLIĞI

DOKTORA TEZİ

Emin Erdem ÖZBEK

(2)
(3)

T.C.

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

TUVA DESTANLARININ SÖZ VARLIĞI

DOKTORA TEZİ

Emin Erdem ÖZBEK

Tez Danışmanı Prof. Dr. Hülya SAVRAN

(4)
(5)

Bu çalışma Balıkesir Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından BAP 2013/15 kodlu proje ile desteklenmiştir. Teşekkür ederiz.

(6)

iv ÖN SÖZ

Tuvalar, Güney Sibirya bölgesinde, Rusya Federasyonu'na bağlı Tuva Cumhuriyeti'nde yaşamakta olan Türk topluluklarındandır. Bunun dışında, Moğolistan, Çin ve Rusya Federasyonu içerisindeki kendine komşu diğer Türk cumhuriyetlerinde yaşayan Tuvalar da bulunmaktadır. Tuva Türkçesi, literatürde coğrafi adlandırmalara göre Güney Sibirya yahut Kuzey-Doğu Türk lehçeleri grubunda gösterilir. Fonetik özelliklerine göre ise ilk hecede /d/ sesini korumasına bağlı olarak genellikle /d/ ya da 'adak' grubunda değerlendirilir. Söz varlığı ve fonetik bakımından arkaik özellikler barındıran Tuva Türkçesi, Moğolcadan da önemli etkiler taşır. Yüzyıllarca iç içe yaşamış olan iki toplum arasındaki ilişkiler, tabiatıyla dile de yansımıştır. Yazı diline geçişleri 1930'lara dayanan Tuva Türklerinin zengin bir sözlü geleneği vardır. Bu gelenek, yakın bir zamana kadar da varlığını canlı bir şekilde sürdürmüştür. Tuva sözlü geleneği içerisinde destanların önemli bir yeri vardır. Destan anlatımı ve etrafında oluşan gelenek, önemli toplumsal fonksiyonları yerine getiren bir araç olmuştur.

Bu çalışmada Tuva destanlarının söz varlığı üzerine bir inceleme yapılmış, dolayısıyla Tuva Türkçesinin söz varlığı özelliklerine dair de tespitlerde bulunulmuştur. Söz varlığı incelemesi, temelde iki kısımdan oluşmaktadır. Bunlar; tematik söz varlığı incelemesi ve alıntı sözlerdir. Tematik çözümleme, dil-düşünce-kültür ilişkisine dair somut veriler üzerinden tespitlerde bulunmaya imkân tanıdığından işlevsel bir yöntem olarak düşünülmüştür. Alıntı sözler bölümünde ise, alıntılar ayrıntılı bir şekilde ortaya konmaya çalışılmıştır. Burada sözler yapılarına göre ve kaynak biçimleriyle gösterilerek bölümün işlevsel hâle getirilmesine gayret edilmiştir. Tematik söz varlığı incelemesi ve alıntı sözler bölümlerindeki sonuçlar ilişkilendirilerek veriler anlamlandırılmaya çalışılmıştır.

Çalışmanın giriş bölümünde, amaç ve yöntem hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Yöntem kısmında, önce "söz, "söz varlığı" gibi terimlerle ilgili teorik bilgi verilmiş, ardından özellikle son yıllarda gittikçe artmakta olan söz varlığı çalışmalarının bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu bölümde tematik söz varlığı

(7)

v

incelemeleri üzerinde daha ayrıntılı olarak durulmuştur. Tematik inceleme için, daha önceki çalışmalardan da yararlanılarak ayrıntılı bir tasnif oluşturulmuştur.

İkinci bölümde, Tuva Türkleri ve Tuva Türkçesi hakkında genel bilgiler verilmiştir. Bu bölümde Tuva destanları üzerinde ayrıca durularak, tezde yer alan metinlere dair bilgi ve metinlerin özetlerine yer verilmiştir. Üçüncü bölüm, söz varlığı incelemesinin yapıldığı bölümdür. Dördüncü ve beşinci bölümlerde incelenen metinlere ve metinlere ait gramatikal dizin-sözlüğe yer verilmiştir. Dizin-sözlükte sözler aldıkları çekim ekleri ve bağlamlarına göre anlamları ile verilmiştir. Ayrıca birleşik sözler, deyimler ve çeşitli kalıp sözler de gösterilmiştir.

Çalışma boyunca yardım ve desteklerini gördüğüm pek çok kişi oldu. Tez çalışmaları boyunca gösterdikleri ilgi ve kaynaklar konusundaki yardımları ile Prof. Dr. Birsel Oruç ASLAN ve Yrd. Doç. Dr. Hüseyin DURGUT'a, ayrıca kaynaklar konusunda yardımlarını gördüğüm Prof. Dr. Mehmet AÇA'ya; Tuva seyahatim öncesinde ve süresince adıma gerekli organizasyonları sağlayan, kaynaklar konusunda yardımcı olan ve oradaki günlerimi verimli geçirmemi sağlayan Doç. Dr. Margarita B. KUNGAA'ya; çalışmalarımda yardımcı olan Dr. Oyumaa SAAYA ile Tuva'da geçirdiğim sürede yakın ilgilerini gördüğüm Prof. Dr. Valentina SUZUKEY ve Lyubov HERTEK'e; Türkiye'de ve Tuva'da her zaman yardımlarını gördüğüm Aygulya CHULDUM-OOL KARA'ya, Tuva'daki günlerimde bana eşlik ederek günlerimi güzel geçirmemi sağlayan Tuvalı arkadaşım Sayana TSOİ'ye ve adını anamadığım diğer Tuvalı arkadaşlara; Tuva ziyareti öncesi ve sonrasında tecrübelerinden yararlandığım, ayrıca kaynaklar konusunda samimi ilgisini gördüğüm Arş. Gör. Dr. Vildan KOÇOĞLU GÜNDOĞDU'ya; ve çalışmanın titizlikle yürütülmesini sağlayan, her konuda desteklerinden ve tecrübelerinden yararlandığım danışmanım Prof. Dr. Hülya SAVRAN'a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, öğrenimim boyunca ufkumu açan, kendilerinden ilham aldığım başta bölüm başkanımız Prof. Dr. Ali DUYMAZ olmak üzere bütün Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğretim üyeleri ile Necatibey Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi bölümü öğretim üyelerine teşekkürü bir borç bilirim.

(8)

vi ÖZET

TUVA DESTANLARININ SÖZ VARLIĞI

ÖZBEK, Emin Erdem

Doktora, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Hülya SAVRAN

2016, 1034 sayfa

Tuvalar, Güney Sibirya bölgesinde Rusya Federasyonu’na bağlı Tuva Cumhuriyeti’nde yaşamakta olan Türk topluluklarından biridir. Bu çalışmada Tuva destanlarının söz varlığı üzerine bir inceleme yapılmıştır.

Çalışmanın giriş bölümünde incelemede izlenen yöntem ayrıntılı olarak açıklanmıştır. İkinci bölümde Tuva Türkleri ve Tuva Türkçesi hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümde Tuva destanları üzerinde ayrıca durulmuş, tezde yer alan destanların özetleri verilmiştir. Üçüncü bölümde, tematik yöntem ve alıntı sözler bağlamında söz varlığı incelemesi yapılmıştır. Dördüncü ve beşinci bölümlerde, metinler ile metinlere ait gramtikal dizin-sözlük yer almaktadır. Altıncı bölümde incelemenin sonuçları sıralanmış, son bölümde tezde yararlanılan kaynakların listesi verilmiştir.

Bu çalışma ile Tuva destanları ve Tuva Türkçesinin söz varlığı özellikleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Tuva Türklerinin zengin bir sözlü geleneği vardır ve bu gelenek içerisinde destanlar önemli bir yer tutar. Bu tez kapsamında, Tuva destancılığını en iyi şekilde örneklediği düşünülen altı destan metni üzerinden hareket edilmiştir. Metinlerdeki söz varlığı ilkin tematik olarak incelenmiştir. Böylece Tuva destanları ve Tuva Türkçesinin kavram alanlarına göre söz varlığı özellikleri ortaya konmuştur. Bu yöntemin ayrıca, dil-düşünce-kültür ilişkisine dair verimli sonuçlar sağlayacağı düşüncesinden hareket edilmiştir. Tematik inceleme için, daha önceki çalışmalardan da yararlanılarak kapsamlı bir tasnif geliştirilmiştir.

(9)

vii

Söz varlığı incelemesinin ikinci bölümü alıntı sözler bakımından incelemedir. Tuva Türkçesinde tarihî ve coğrafi özelliklere paralel olarak Moğolca alıntı oranı yüksektir. Bu bölümde, alıntı sözler yapı özelliklerine göre ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Tezde tematik inceleme ile alıntı sözler bölümündeki sonuçlar karşılaştırılarak bulguların anlamlandırılması sağlanmıştır. Genel olarak; evren, zaman, tabiat ve yaşama dair sözlerin yer aldığı bölümde alıntı oranı daha düşük, toplum yaşamıyla ilgili sözlerin yer aldığı bölümde alıntı oranı daha yüksektir.

Sonuç bölümünde elde edilen veriler yorumlanmış, ayrıca tüm sözlerin sıklık sıralı listesi verilmiştir.

Anahtar kelimeler: Tuva Türkçesi, Tuva destanları, söz varlığı, leksikoloji, tematik söz varlığı, alıntı sözler.

(10)

viii ABSTRACT

VOCABULARY ANALYSİS OF TUVAN EPİCS

ÖZBEK, Emin Erdem

Phd Thesis, Department of Turkish Language and Literature Tez Danışmanı: Prof. Dr. Hülya SAVRAN

2016, 1034 pages

Tuvans, who live in southern Siberia, in the Tuva Republic of the Russian Federation, is one of the Turkic peoples. In this study, the vocabulary of the Tuvan epics is analysed.

The method used in the research is described in detail in the introduction part of the study. Information about Tuvan people and Tuvan language is given in the second part of the study. Additionally, the Tuvan epics are emphasized and the summaries of the epics in the study are given in this section. In the third section, the vocabulary analyse is done in terms of thematic method and loan words. In the fourth and fifth sections, there are texts and grammatical index-dictionary belonging to texts. The results of the study are ranked in the sixth section and the list of references are given in the last section.

The aim of this study is to reveal the vocabulary features of the Tuvan epics and Tuvan Turkish. Tuvan people has got a rich oral tradition and epics has an important role among this tradition. The starting point of this thesis is the six epic texts which is considered as the best examples of Tuvan epic literature. The vocabulary in the texts is examined thematically at first. Thus, the vocabulary features has been revealed according to conceptual fields of Tuvan epics and Tuvan language. Besides, it has been moved through the idea that this method would support useful results in terms of the language-idea-culture relation. An extensive

(11)

ix

and new classification has been improved for the thematic review by using the previous studies as well.

In the second part of the vocabulary research, an examination is made in terms of loan words. The Mongolian citation rate is high in Tuvan language in parallel with historical and geographical features. In this section, the loan words has been showed in detail according to its structural features. The findings of the thesis have been made sense of by comparing the results in thematic review and loan words sections. The findings generally shows that the citation rate of the section, which includes words about universe, time, nature and life, is lower and the citation rate of the section, which includes words about society’s life, is higher.

In the result section, the findings of the research are commented and also the word frequency list is presented.

Key words: Tuvan language, Tuvan epics, vocabulary, lexicology, thematic vocabulary, loan words.

(12)

x İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ ... iii ÖZET ... v ABSTRACT ... vii İÇİNDEKİLER ... ix

KISALTMALAR ve İŞARETLER ... xiii

1. GİRİŞ ... 1

1.1. Amaç ... 1

1.2. Yöntem ... 3

2. TUVALAR ve TUVA TÜRKÇESİ ... 29

2.1. Tuvalar ... 29

2.2. Tuva Cumhuriyeti ... 32

2.3. Tuva Türkçesi ... 36

2.4. Tuva Edebiyatı ... 42

2.4.1. Çağdaş Tuva edebiyatı ve gelişimi ... 42

2.4.2. Tuva sözlü edebiyatı ve Tuva destanları ... 44

2.5. Destan metinleri bağlamında incelemenin kapsam ve sınırlılıkları, destanların özetleri ... 48

3. SÖZ VARLIĞI İNCELEMESİ ... 69

3.1. Tematik Söz Varlığı İncelemesi ... 69

3.1.1. İsim Soylu Sözler ... 69

3.1.1.1. Evren, Zaman, Tabiat ve Yaşamla İlgili Sözler ... 71

3.1.1.1.1. Evren, gökyüzü ... 71

3.1.1.1.2. Zaman ... 77

2.1.1.1.2.1. Gün, ay, yılla ilgili sözler ... 77

2.1.1.1.2.2. Zamana bağlı diğer kavramlar ... 77

3.1.1.1.3. Yeryüzü, yeryüzü şekilleri ... 78

3.1.1.1.4. Sular, su kaynakları ... 80

3.1.1.1.5. Bitkiler, bitki örtüsü ve bitkilerle ilgili unsurlar ... 80

3.1.1.1.6. Madenler, mineraller ... 82

3.1.1.1.7. Doğa olayları, çeşitli oluşlar ve bunlara bağlı unsurlar ... 82

3.1.1.1.8. Yer-yön bildiren sözler ... 83

3.1.1.1.8.1. Coğrafi yönler ... 83

(13)

xi

3.1.1.1.9. Hayvanlar ... 86

3.1.1.1.10. Yaşam ve canlılarla ilgili sözler ... 88

3.1.1.1.10.1. Yaşam-ölüm, yaşamın çağları, canlılarla ilgili genel kavramlar ... 88

3.1.1.1.10.2. Beden yapısı ve sağlık ... 89

3.1.1.1.10.2.1. Beden, beden yapısı ... 89

3.1.1.1.10.2.2. Sağlık-hastalık-sakatlık ... 92

3.1.1.1.10.3. Duygu, düşünce, irade, hareket ... 93

3.1.1.1.10.4. Duyular, duyularla ilgili kavramlar ... 96

3.1.1.1.11. Varlıkların/oluşların çeşitli özelliklerini gösteren sözler ... 96

3.1.1.1.11.1. Renkler ... 96

3.1.1.1.11.2. Biçim, dış görünüş, fiziksel özellik bildiren sözler ... 97

3.1.1.1.11.3. Tarz-durum bildiren sözler ... 99

3.1.1.1.11.4. Miktar, ölçü, derece bildiren sözler ... 100

3.1.1.1.12. Yansıma sözler ... 103

3.1.1.2. Toplum Yaşamıyla İlgili Sözler... 104

3.1.1.2.1. Aile-akrabalık ilişkileri ... 109

3.1.1.2.2. Siyaset-yönetim ... 110

3.1.1.2.2.1. Devlet, vatan, yurt ve yerleşim birimleriyle ilgili kavramlar ... 110

3.1.1.2.2.2. Yöneticiler, bürokrasi ... 110

3.1.1.2.2.3. Yönetimle ilgili yerler ... 111

3.1.1.2.2.4. Halk, toplumsal-siyasal gruplar ... 111

3.1.1.2.2.5. Yönetimle ilgili kavramlar ... 111

3.1.1.2.3. Toplum İlişkileri ... 111

3.1.1.2.3.1. Sporlar, oyunlar, yarışlar ... 111

3.1.1.2.3.2. Değerler, değer yargıları ve bunlara bağlı unsurlar ... 112

3.1.1.2.3.3. Toplumsal ilişkilere dayalı diğer unsurlar ... 115

3.1.1.2.4. Askerlik, savaş, atıcılıkla ilgili sözler ... 116

3.1.1.2.5. Meslek-uğraş, iş-hizmet ... 116

3.1.1.2.6. Mesken ve meskenle ilgili unsurlar ... 117

3.1.1.2.7. Eşya, Araç-Gereç ... 117

3.1.1.2.7.1. At ve atçılıkla ilgili unsurlar ... 117

3.1.1.2.7.2. Askerlik, avcılıkla ilgili unsurlar ... 118

3.1.1.2.7.3. Diğer gündelik unsurlar ... 119

3.1.1.2.8. Ulaşım-yolculuk ... 122

3.1.1.2.9. Ticaret, mal-mülk ve sahiplikle ilgili sözler ... 122

(14)

xii

3.1.1.2.10.1. Yiyecekler ve yemekle ilgili sözler ... 123

3.1.1.2.10.2. İçecekler ve içeceklerle ilgili sözler ... 123

3.1.1.2.11. Sağlık ... 124

3.1.1.2.12. Giyim, süs, takı ... 124

3.1.1.2.13. Sanat ... 125

3.1.1.2.14. Dil, iletişim ve yazıyla ilgili sözler ... 125

3.1.1.2.15. Din ve inanış ... 125

3.1.1.3. Diğer sözler ... 127

3.1.1.3.1. "var, yok (bar, çok)" sözleri ... 127

3.1.1.3.2. Çeşitli diğer sözler ... 127

3.1.1.4. Zamirler ... 128 3.1.1.4.1. Kişi Zamirleri ... 128 3.1.1.4.2. İşaret Zamirleri ... 129 3.1.1.4.3. Dönüşlülük Zamirleri ... 131 3.1.1.4.4. Belirsizlik Zamirleri ... 132 3.1.1.4.5. Soru Zamirleri ... 134 3.1.1.4.6. Aitlik Zamirleri ... 135 3.1.1.5. Sayılar ... 137 3.1.1.6. Ünlemler ... 140 3.1.1.7. Özel isimler ... 142

3.1.1.7.1. Kişi isimleri ve diğer kahramanlar/varlıklar ... 142

3.1.1.7.2. Yer isimleri ... 146

3.1.1.7.3. Hayvan isimleri ... 147

3.1.1.7.4. Millet/kavim isimleri ... 148

3.1.1.7.5. İlah isimleri ... 148

3.1.2. Fiil Soylu Sözler ... 149

3.1.2.1. Genel oluş, kılış, hareket ve durum fiilleri ... 155

3.1.2.1.1. Oluş bildiren fiiller ... 155

3.1.2.1.2. Kılış bildiren fiiller ... 159

3.1.2.1.3. Hareket bildiren fiiller ... 171

3.1.2.1.4. Durum bildiren fiiller ... 175

3.1.2.2. Duygu, düşünceyle ilgili fiiller ... 177

3.1.2.2.1. Duygu, ruhsal durumla ilgili fiiller ... 177

3.1.2.2.2. Düşünce, zihinle ilgili fiiller ... 179

3.1.2.3. Duyularla ilgili fiiller ... 180

3.1.2.4. Konuşma, iletişimle ilgili fiiller ... 181

(15)

xiii

3.1.2.6. Bedensel oluş ve hareketleri ifade eden fiiller ... 184

3.1.2.7. Yarış, savaş ve fiziksel mücadele anlam alanıyla ilgili fiiller .... 185

3.1.2.8. Ses bildiren fiiller ve diğer taklit fiilleri ... 186

3.1.2.8.1. Ses bildiren fiiller ... 186

3.1.2.8.2. Diğer taklit fiilleri ... 189

3.1.2.9. Zamir kökenli fiiller ... 190

3.1.3. Yardımcı Sözler ... 191

3.1.3.1. Edatlar ... 191

3.1.3.1. Bağlaçlar ... 195

3.2. Alıntı sözler ... 198

3.2.1. Moğolca alıntılar ... 198

3.2.2. Diğer dillerden alıntılar ... 232

3.2.2.1. Arapça alıntılar ...232

3.2.2.2. Çince alıntılar ... 232

3.2.2.3. Farsça alıntılar ... 233

3.2.2.4. Rusça alıntılar ... 233

3.2.2.5. Samoyed dillerinden alıntılar ... 234

3.2.2.6. Sanskritçe alıntılar ... 234

4. METİNLER ... 235

5. DİZİN-SÖZLÜK ... 459

6. SONUÇ ... 982

(16)

xiv

KISALTMALAR ve İŞARETLER

Eser kısaltmaları:

A : Tuva Türkçesinde Moğolcadan Alınan Unsurların Ses Bilgisi Açısından Durumu (Arıkoğlu, 2012)

ATLD : Amgı Tıva Literaturlug Dıl (Sat ve Salzınmaa,1980) ATS : Altayca-Türkçe Sözlük (Gürsoy-Naskali vd., 1999)

DLT : Dîvânu Lügâti't-Türk

ED : An Etymological Dictionary of the Pre-Thirteenth Century Turkish (Clauson, 1972)

EST I, II, VI : Etimologiçeskiy Slovar' Tyurkskih Yazıkov (Sevortyan 1974, 1978; Levitskaya 2003)

ESTY I, II, III, IV : Etimologiçeskiy Slovar Tuvinskogo Yazıka I, II, III, IV (Tatarintsev 2000; 2002; 2004; 2008)

ETG : Eski Türkçenin Grameri (Gabain, 2007)

EUTS : Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü (Caferoğlu, 2011) EW : Versuch Eines Etymologischen Wörterbuchs Der

Türksprachen (Räsänen, 1969)

GTY : Grammatika Tuvinskogo Yazıka (İshakov-Palmbah, 1961)

KS : Kırgız sözlüğü (Yudahin, 2011)

L : Moğolca-Türkçe Sözlük (Lessing, 2003).

MET : Mongolic Elements in Tuvan (Khabtagaeva, 2009)

MBZ : Mongolo-Buryatskiye Zaimstvovaniya v Sibirskih Tyurkskih Yazıkah (Rassadin, 1980)

T : Mongolskoe yazıkovoe vliyanie na Tuvinskuyu leksiku (Tatarintsev, 1976)

TRS : Tuvinskko-Russkiy Slovar (Tenişev, 1968)

TS : Tolkovıy Slovar Tuvinskogo Yazıka (Monguş 2003; 2011) TW : Tuvacanın Sözvarlığı/Tuwinischer Wortschatz (Ölmez, 2007)

Diğer kısaltma ve işaretler: Alt. : Altay Türkçesi Ar. : Arapça

(17)

xv bağ. : bağlaç bk. : Bakınız Bury. : Buryatça C : Cilt çev. : Çeviren Çin. : Çince e. : edat

E.Uyg.: Eski Uygurca ET : Eski Türkçe Far. : Farsça

Hak. : Hakas Türkçesi hzl: : Hazırlayan is. : isim Kırg. : Kırgız Türkçesi krş. : Karşılaştırınız Mo. : Moğolca Rus. : Rusça S : Sayı s. : Sayfa sf. : sıfat Skr. : Sanskritçe Tib. : Tibetçe

Tuv. : Tuva Türkçesi ünl. : ünlem

vb. : ve benzerleri vd. : ve diğerleri Yak. : Yakut Türkçesi zf. : zarf

zm. : zamir

>, < : Gelişme yönü

: Bakınız (Alıntılar bölümü ve dizin içi göndermelerde) + : İsimlere eklenme

- : Fiillere eklenme Ø : Sıfır ek

(18)

1. GİRİŞ

1.1. Amaç

Güney Sibirya bölgesinde yaşamakta olan Tuvalar, gerek dil özellikleri gerekse zengin sözlü gelenekleri ile son yıllarda üzerinde daha çok durulan Türk topluluklarından biridir. Tuva Türkleri üzerine yapılan çalışmalar, diğer Türk boylarında olduğu gibi Sovyetler Rusya'sı boyunca sınırlı kalmış, son yıllarda artmaya başlamıştır.

Tuva sözlü geleneği içinde destanlar önemli bir yer tutar. Bu gelenek, günümüzde zayıflasa da yakın zamana kadar varlığını önemli ölçüde sürdürmüştür. Tuva’da destan metinlerinin derlenip yayımlanmasına büyük önem verilmiştir. Tuva arşivlerinde çok sayıda destan, varyantlarıyla birlikte kayıt altındadır. Derleme faaliyetlerinin yoğun olduğu dönemlerde, destan anlatıcıları (toolçu) ve diğer türlerden kaynak kişilerin yer aldığı özel toplantılar da düzenlenmiş, bu toplantılarda ortaya konan ürünler kaydedilip zaman içerisinde yayımlanmıştır.

Hazırladığımız bu tez ile, Tuva destanlarının söz varlığını ayrıntılı bir şekilde ortaya koymayı hedefledik. Tuva destanlarından hareketle Tuva Türkçesinin söz varlığı özelliklerine dair tespitlerde bulunduk.

Destanlar; toplumların kültürleri, yaşayış biçimleri, düşünüş ve inanç sistemleri hakkında önemli bilgiler sunarlar. Bu yönüyle değerli kültür mirasları olan destanlar üzerinde yapılacak incelemeler büyük önem taşır. Bu eserlerin dil bilim bakımından da incelenmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu özellikte kapsamlı bir çalışma daha önce yapılmamıştır.

Tuvaların zengin bir destancılık geleneğine sahip olması, bizi Tuva destanları üzerinde çalışmaya yönelten sebeplerdendir. Tuvaların toplumsal hayatında destan anlatımının önemli bir yeri olmuştur. Destanlar, hayatın her alanında karşımıza çıkar. Destancılar da halktan her zaman büyük saygı görmüşlerdir. Diğer Güney Sibirya

(19)

2

topluluklarında olduğu gibi, Tuvalarda da destan anlatımına kutsal bir özellik atfedilmiştir. Cenaze törenlerinde, bayramlarda, günlük çalışmaların sonunda, avda, doğumda; kısaca hayatın her alanında destan anlatımı yer almış ve destanlar, toplum hayatının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bünyesinde bu tür önemli özellikleri taşıyan bu eserler üzerine yapılacak bir dil incelemesinin önemli sonuçlar ortaya koyacağı düşüncesinden hareket ettik.

İncelememize Tuva destanlarını konu edinmemizin bir diğer sebebi, Tuva Türkçesinin üzerinde şimdiye kadar çok fazla durulmamış olmasıdır. Böylelikle Tuva Türkçesi üzerine yapılacak çalışmalara katkıda bulunmayı amaçladık.

Diğer bir amaç, Tuva Türkçesinin söz varlığında, destanların söz varlığının yerini tespit etmektir. Köklü bir sözlü gelenekten gelen toplumların yazı dillerinin oluşumunda bu sözlü gelenek ürünlerinin yeri, araştırılmaya değer bir konudur diye düşünmekteyiz. Tuva Türkçesi sözlüklerine bakıldığında ağızlara ait malzemenin de geniş bir yer tuttuğu görülür. Sözlüklerde halk edebiyatı örneklerinden alınma pek çok madde bulunmaktadır. Bunun yanında bu metinlerde geçen, ancak yazı dilinde kullanılmayan kelimeler de ayrı bir boyutu oluşturmaktadır. Yaptığımız incelemeye ayrıntılı bir dizin-sözlük de ekleyerek bu söz varlığını geniş bir biçimde ortaya koymak istedik.

Söz varlığı, o dili konuşan toplumun dünyaya bakışının ve kültürünün yansımasıdır. Bu nedenle söz varlığı üzerine yapılacak araştırmalar önem taşır. Diğer yandan, malzemesi dil olan eserlerin üslubu üzerine söz söyleyebilmek için birtakım ölçütlere, bilimsel dayanaklara ihtiyaç vardır. Söz varlığı çalışmaları sonucu ortaya çıkarılacak olan sözcük sıklıkları, sözcük türleri, sözcüklerin birbirleriyle ilişkileri ve kullanım şekilleri, anlam özellikleri gibi hususlar, üslubu belirleyen unsurlardır. Kendine has bir dünyası, anlatım biçimi ve kompozisyon özellikleri olan destanlar üzerinde yapılacak olan bu tür çalışmalar, destanların üslubuyla ilgili özellikleri ortaya koyacaktır.

İncelemede altı destan metni üzerinden hareket edilmiştir. Tuva destanlarını örnekleyeceğini düşündüğümüz metinleri titizlikle seçmeye çalıştık. Bu metinler hakkında ikinci bölümdeki "Tuva destanları" bölümünde ayrıntılı bilgi verilmektedir. Söz varlığı incelemesini tematik yöntem ve alıntı sözler bağlamında yaparak bunları birbiriyle ilişkilendirmeye çalıştık. Tematik inceleme ile, sözlerin kavram

(20)

3

alanlarına göre sınıflandırılması yapılmış, böylece gerek toplumun düşünüş ve yaşayış biçimi gerekse bu anlatıların üslubu bakımından tespitlerde bulunulmuştur. Alıntı sözler bölümü ile de Tuva Türkçesindeki alıntıların durumu, destanlardan hareketle ortaya konmuştur. Tüm bu tespitler de sayısal verilere dayandırılmıştır.

1.2. Yöntem

Bu çalışmada söz varlığı incelemesi, genel olarak iki bölüm hâlinde yapılmıştır. Bu bölümler; "tematik söz varlığı incelemesi" ve "alıntı sözler"dir. Buna ek olarak, gramatikal dizin-sözlük ile de tezdeki metinlerin söz varlığı ayrıntılı bir şekilde ortaya konmuştur. Her bir bölümde ve genel olarak sonuç bölümündeki veriler, bu dizin-sözlük üzerinden yapılan istatistiki analizlere dayanmaktadır.

Bu bölümde öncelikle "söz varlığı" terimi ve kapsamı ile bu alandaki çalışmalardan bahsedilmiş, ardından tezdeki "tematik söz varlığı incelemesi"nin yöntemini açıklayan "söz varlığı incelemelerinde tematik yöntem" hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Daha sonra, tezin diğer bölümleri olan alıntılar ve dizin-sözlükle ilgili açıklamalar yapılmıştır.

“Söz varlığı” incelemeleri, dil biliminin sözcük bilimi (leksikoloji) dalı içerisinde yer alır ve dil biliminin özellikle anlam bilgisi gibi diğer alanlarıyla da ilişki içindedir. Sözcük bilimi, “bir dilin kelime varlığını şekil bilgisi, cümle bilgisi, anlam bilgisi açısından ele alarak türetmede görev alan birimlerini, birleşik kelimelerini, kalıplaşmış şekillerini, deyimlerini, atasözlerini, alıntı kelime vb. öğelerini inceleyen, bunların köken yapılarını araştıran, şekil ve anlam bilimi açısından geçirdikleri değişme ve gelişmeleri belirleyen bil bilimi dalı” (Korkmaz 2007: 144) olarak tanımlanır.

Söz varlığı incelemelerinde kullanılan “söz” terimi, doğrudan “sözcük” terimini karşılamaz. "Türkçe Sözlük"te ‘sözcük’ün karşılığı ‘kelime’ olarak verilir ve ‘kelime’ şu şekilde tanımlanır: “Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük.” (TDK 2011: 1381). Z. Korkmaz'ın "Gramer Terimleri Sözlüğü"nde ise “sözcük/kelime” şu şekilde tanımlanır: “Bir veya birden çok heceli ses öbeklerinden oluşan, aynı dili konuşan kişiler arasında zihinde tek başına kullanıldığında somut veya soyut bir kavrama karşılık olan yahut da somut ve soyut kavramlar arasında geçici ilişkiler

(21)

4

kurmaya yarayan dil birimi.” (Korkmaz 2007: 144). M. Ergin ve T. N. Gencan'ın da anlamlı ya da görevli olma özelliğine vurgu yaptığı görülür: "Kelime, manası veya gramer vazifesi bulunan ve tek başına kullanılan ses veya sesler topluluğudur (Ergin 2002: 95)."; "Anlamı olan ya da tümce kuruluşuna yarayan anlatım aracına sözcük denir (Gencan 2001: 78)." T. Banguoğlu da sözcüğü, "Bir veya birkaç heceden meydana gelmiş, her dile göre ayrı anlam birlikleridir." diyerek tanımlar (Banguoğlu 2007: 144).

Yukarıdaki tanımlarda sözcüğün ses veya seslerden oluşması ve bir anlam ifade etmesinin ortak ve temel bir nokta olduğu görülür. Bunun yanında tanımların bir bölümünde edat, bağlaç gibi unsurlar, anlamı olmayan görevli birimler vurgusu yapılarak özel olarak belirtilir.

"Söz” terimi “Türkçe Sözlük”te şöyle tanımlanır: “Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil.” (TDK 2011: 2153). Korkmaz'da ise “Bir maksadı anlatmak üzere söylenen kelime veya kelimelerden oluşan dizi; toplumsal bir kurum olan dilin kişi tarafından özel olarak kullanılması.” (Korkmaz 2007: 198) şeklinde ifade edilir. Görüldüğü gibi, “söz” tek bir sözcük olabileceği gibi birden fazla sözcükten de meydana gelebilir ve bir düşünceyi, maksadı dile getirir. TDK “Türkçe Sözlük”te, “kelime”nin karşılıklarından biri olarak verilen “söz”ün, dildeki genel kullanımı yansıttığı düşünülebilir. Ancak, söz varlığı incelemeleri bakımından ikisinin eş anlamlı olmadığını vurgulamak gerekir. “Söz varlığı” terimi de bir dil bilimi terimi olarak daha özel bir anlamı ifade eder. Bu terim Türkçe Sözlük’te şu şekilde tanımlanır: “Bir dildeki sözlerin bütünü, söz hazinesi, söz dağarcığı, sözcük hazinesi, kelime hazinesi, kelime kadrosu, vokabüler.” (TDK 2011: 2158). Korkmaz'da ise “söz varlığı/kelime hazinesi”; “Bir dilin bütün kelimeleri; bir kişinin veya bir topluluğun söz dağarcığında yer alan kelimeler toplamı.” şeklinde tanımlanır (Korkmaz 2007: 144). Öncelikle, yukarıda belirtmiş olduğumuz, “söz” ile “sözcük”ün birbirinin tam karşılığı olmadığı ifadesinden hareketle, “söz varlığı” terimi ile ifade edilenin de doğrudan bir “kelime kadrosu/sözcük hazinesi/kelime hazinesi/kelime dağarcığı” gibi kavramlar olmadığını söylemek gerekir. Bu terimler çeşitli çalışmalarda birbirlerinin yerine kullanılabilmektedir. Banguoğlu, “kelime dağarcığı”nı şu şekilde açıklar: “Her dilde anadilden gelen bir temel kelime varlığı bulunur. Daha yeni zamanlarda üretim ve birleşim yolları ile yapılmış veya yabancı dillerden gelmiş kelimelerle birlikte bu

(22)

5

varlık dilin kelime dağarcığını meydana getirir. Deyimler, atasözleri vb. de dilin varlıklarındandır” (Banguoğlu 2007: 141). Günümüz söz varlığı incelemelerinde, bu terimin, sözcüklerle birlikte deyim, atasözü vb. kalıplaşmış ifadeleri de kapsayacak şekilde kullanıldığı ve bu kullanımın gittikçe yaygınlaştığı görülmektedir.

Sözcük bilimi, başlangıçta tek tek sözcükleri konu edinmiş, bu doğrultuda ilerlemiştir. Daha sonraları “yapısalcılık” akımının da etkisiyle dili oluşturan öğelerin birbirleri arasındaki ilişkiler ön plana çıkmıştır (Aksan 2009 I. C: 31; III. C: 14-16). Bu bakış açısıyla, sözcük biliminin alanı olan “söz varlığı”nın kapsamı genişlemiştir. Bu konuda Aksan, “Bir dilin söz varlığı denince, yalnızca, o dilin sözcüklerini değil, deyimlerin, kalıplaşmış sözlerin, atasözlerinin, terimlerin ve çeşitli anlatım kalıplarının oluşturduğu bütünü anlıyoruz.” (Aksan 2006: 8) demektedir.

Söz varlığı incelemelerinde “söz” denilen kavramın içine nelerin dâhil edildiği, “sözcük” tanımının nasıl yapıldığı gibi noktalar büyük önem taşır. Bu kabuller neticesinde elde edilen verilerin değerlendirilmesi değişebilecek ve başka çalışmalarla yapılacak karşılaştırmalar da bundan doğrudan etkilenecektir. Bu bağlamda üzerinde durulması gereken ilk nokta, söz varlığı kavramı ile kelime hazinesi, kelime dağarcığı vb. kavramlarla neyin ifade edilmek istendiğinin açık olarak belirtilmesidir. Kelime hazinesi, bir metinde yer alan kelimeleri temsil eder. Söz varlığı ise kelime hazinesini kapsar ve bunun yanında diğer söz varlığı unsurlarına dair hazineyi de içerir (Baş 2011: 53).

Kurudayıoğlu ve Karadağ (2005), sözcük üzerine yapılan tanımları ve bu konudaki bakış açılarını ayrıntılı bir biçimde değerlendirmişlerdir. Temel olarak şekilsel, anlamsal ve bu ikisini bir arada değerlendiren yaklaşımlar bulunmaktadır. Şekilsel bakış açısı "sözcük, iki ucuna birer boşluk verilerek yazılan dil birimidir" (Uzun 2004: 47) şeklinde özetlenebilecek yazıma dayalı görüştür. Burada ayrı yazılan birleşik sözcükler bir sorun oluşturmaktadır. Birleşik sözcüklerin ayrı ya da birleşik yazılmaları, çeşitli kurallarla belirlenir. Bu durumda birleşik yazılanlar bir “sözcük” olarak kabul edilirken, ayrı yazılanları birbirinden ayırmak gerekecektir. Bu bakış açısındaki en büyük sorunlardan biri, Türkçe gibi eklemeli bir dilin yapısı dolayısıyla, çekim eki almış her sözcüğü ayrı bir kelime olarak değerlendirmek gerekliliğidir. Ayrıca, eş sesli sözcükleri de aynı gösterge olarak değerlendirmek gerekecektir. Sözcüğe anlamsal bakış açısında ise eş anlamlılık ve çok anlamlılık

(23)

6

durumları sınırları çizmekte güçlük yaratacaktır. Bunun yanı sıra, birden çok sözcükten oluşup kalıplaşan deyimler de üzerinde durulması gereken bir başka konudur. Anlamsal bakış açısına göre edatlar ve bağlaçlar da incelemelerde devre dışı bırakılabilmektedir. Bu görüşler ışığında Kurudayıoğlu ve Karadağ, söz varlığı incelemelerinde “sözcük”ün nasıl kabul edilmesi gerektiğine dair şu öneriyi getirirler:

“Çekim unsurları çıkarıldığında, anlam ile biçimin kesiştiği ilk nokta. Kesişme bazen kelime kökünde, bazen kelime gövdesinde bazen de birleşik kelime tabanında gerçekleşebilmektedir. Bu açıdan kelime, anlamı veya görevi bulunan, çekim ekleri ile işlenmeye hazır tabandır. Taban, kök ya da gövde olabileceği gibi birleşik yapılar şeklinde de karşımıza çıkabilir. Taban kavramı kelimenin biçim ve anlam yapısını da birlikte ortaya koymaktadır. Sonuç olarak kelime, zihinde belli bir kavramı karşılayan veya kavramlar arasındaki ilişkiyi sağlayan ve bağlam içerisinde kullanılmaya hazır –çekimlenmemiş- birimlerdir.” (Kurudayıoğlu-Karadağ: 2005: 295-305).

Bu yaklaşım ile, birleşik sözcükler ve deyimler gibi kalıp yapılar "sözcük" tanımının içine dâhil edilmiş; bu yapılar üzerindeki çekim ekleri atıldıktan sonra geriye kalan "taban" söz varlığı incelemesinin ana malzemesi olarak belirlenmiştir. Buradaki tanımın "kelime hazinesi çalışmaları" bakımından yapıldığı unutulmamalıdır. Bir diğer deyişle, bu ifade, "söz varlığı" kapsamındaki "söz"ün tanımıdır.

Baş (2011) da “Söz Varlığı Çalışmalarında Kullanılacak Ölçütler” başlıklı çalışmasında, “sözcük” tanımı ile ilgili yukarıdaki hususlara değindikten sonra, “söz varlığı öğeleri”nin incelemelerde ne şekilde ele alınması gerektiğine dair önerilerde bulunur: “Terimler, yabancı sözcükler ve kalıp sözler her söz varlığı araştırmasında belirlenmek durumunda değildir. Çalışmanın amaçları doğrultusunda değerlendirilmeye alınabilirler. Kelimeler, deyimler, atasözleri ve ikilemeler ise söz varlığı araştırmalarında değerlendirilmeye alınmak durumundadır. Çünkü bunlar konuşma ya da yazının temel unsurlarıdır” (Baş 2011: 52). Bu değerlendirmede ise, deyimlere ek olarak, atasözü ve ikilemeleri oluşturan sözcüklerin de birbirinden ayrılmadan söz varlığı incelemelerinde birlikte ele alınması gerektiği ileri sürülmüştür. Deyimleri oluşturan kelimeleri teker teker açıkladığımızda deyimin

(24)

7

ifade ettiği anlamla bağlantı kurulamayacağı söylendikten sonra farklı yapılardaki ikilemeler için de şu öneriler getirilmiştir:

“Zarf fiil eki olan –A ile oluşturulan tekrar gruplarından kalıplaşanları dışındakiler ikileme olarak kabul edilmemelidir. Çünkü Türkçedeki her fiil –A ekini alıp tekrar grubu oluşturabilir. Ala ala, vere vere, tuta tuta, kopara kopara, sata sata, silke silke, koşa koşa vb. Bu tür örnekleri kelime olarak değerlendirip fiil kökleri ile listelemek gerekir. Al-, ver-, tut-, kopar-, sat-, silk-, koş- vb.

“m” ünsüzü ile yapılan ikilemeler sözlükte bulunmaz. Çünkü “m” ünsüzünün dışında her harfle başlayan kelime ikileme yapılabilir. Ateş mateş, balık

malık, cam mam vb. Bu tür sözleri ikileme olarak kabul etmek ve listelere dâhil

etmek gerekir. Çünkü ikilemeyi oluşturan birinci unsur anlamlı ikinci unsur anlamsızdır. Mesela, silgi milgi ikilemesinde, silgiyi ayrı bir kelime kabul edersek,

milgiyi de kabul etmeliyiz. Peki, milgi ne anlama gelmektedir? Anlamsızdır. Bu

sebeple bu tür örnekleri birlikte alınıp ikileme olarak değerlendirilmelidir.” (Baş 2011:54).

Baş'ın "söz varlığı çalışmalarında kullanılacak ölçütler”e dair getirdiği bu açıklamalar da, terimin kapsamının belirlenmesi bakımından önemlidir. Yapılan değerlendirmeler göstermektedir ki, terimin kapsamı belirlenirken şekilsel ve anlamsal çeşitli ölçütleri bir arada göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Hazırlamış olduğumuz tezde "söz" ve "söz varlığı" terimlerinin kapsamı bağlamında şu kabullerden hareket ettik:

- Sözcüklerdeki çekim ekleri atılarak, birleşik sözcükler de dâhil olmak üzere, çekime hazır taban, "söz" için esas kabul edildi. Deyimler, dizinde madde sonlarında ayrıca gösterilmekle birlikte, tematik inceleme bölümünde madde başları üzerinden değerlendirmede bulunduğumuz için dikkate alınmadı.

- İkilemelerde, ikilemenin özelliğine göre bir yaklaşım sergilendi. Burada öncelikle Tuva Türkçesinde ikili kelime kullanımlarının çok yaygın olduğunu belirtmek gerekir. Bu yapıları, Türkiye Türkçesinde genellikle bir tekrar unsuru olarak değerlendirilen "ikileme"lerden farklı ele almak gerekmektedir. Çünkü bu sözler Tuva Türkçesi sözlüklerinde birer madde başı söz olarak yer almaktadır, diğer bir deyişle sözlükselleşmişlerdir. Türk dilinin özellikle Eski Uygurca döneminde yoğun olarak karşılaştığımız bu kullanım, Tuva Türkçesinde yaygın bir kullanım

(25)

8

alanına sahiptir. Bu sözler incelememizde de madde başı sözler olarak alınmıştır. Bunun dışında sözlük birimi olmayan, birer tekrar grubu olarak değerlendirebileceğimiz ve yukarıda değinilen türdeki ikilemeler söz tabanlarına indirgenerek standartlaştırıldı. Dizinin işlevsel olması amacıyla bunlar, dizinde ilgili maddelerin içinde ayrıca da gösterildi.

- Birleşik sözlerin ayrı ya da birleşik yazılıyor olmasına bakılmaksızın, birleşiği oluşturan sözler birlikte bir birim olarak alındı. Tuva Türkçesinde bu tür sözler ve ikili sözler/ikilemeler, aralarına "kısa çizgi" (-) konularak gösterilmektedir. İncelememizde biz de Tuva imlasına göre hareket ettik.

- Özel isimler ve sayıları oluşturan sözler, birbirinden ayrılmadan bir bütün olarak değerlendirmeye alındı.

“Söz varlığı” terimi, dil incelemesi bakımından geniş bir kapsama sahiptir. Burada doğrudan söz varlığı incelemesini konu edinen, söz varlığı analizine dayalı çalışmalardan bahsedilmiştir. Diğer bir deyişle, söz varlığı incelemesini asli bir yöntem olarak kullanan incelemeler söz konusu edilmiştir.

Söz varlığı çalışmaları farklı yöntem ve esaslara dayanmaktadır. Tezimizde genel olarak tematik esasa dayalı bir söz varlığı incelemesi yaptığımız için, bu bölümde diğer türlerdeki çalışmalara değinildikten sonra, tematik yöntem üzerinde daha ayrıntılı durulacaktır. "Söz varlığı" başlığı altında yapılan çalışmalara, "Türkiye'de 'Söz Varlığı' Çalışmaları ve Bunlar Üzerine Genel Bir Değerlendirme" (Özbek 2015) adlı incelemede bibliyografik mahiyette ayrıntılı olarak yer verilmiştir. İncelediğimiz söz varlığı çalışmalarında; genel söz dökümü, karşılaştırmalı yöntem, tematik inceleme, şekil bilgisi ya da anlam bilgisi yönünden inceleme en çok başvurulan yöntemlerdir. Bu yöntemlerden birkaçını bir arada bulunduran çalışmalar da mevcuttur.

Türkiye'de yapılan söz varlığı çalışmalarının büyük çoğunluğunda Doğan Aksan’ın “Türkçenin Söz Varlığı” adlı eseri referans gösterilmekte ve buradaki sistem esas alınmaktadır. Bu alanda önemli çalışmaları bulunan Aksan, eserinde söz varlığının içerdiği öğeleri şu şekilde belirlemiştir: Temel sözvarlığı, atasözleri, deyimler, ikilemeler, ilişki sözleri (kalıp sözler), kalıplaşmış sözler, terimler, yabancı ve çeviri öğeler (Aksan 2006: 26). Temel söz varlığı, dildeki eskiden beri yerleşmiş

(26)

9

çekirdek sözcük hazinesini, yabancı ve çeviri öğeler ise dile dışarıdan giren unsurları ifade eder. Dildeki kalıplaşmış yapıdaki unsurlar da "söz varlığı öğeleri" içerisinde değerlendirilmiştir. "Söz varlığı öğeleri" temelinde yapılan çalışmalara şu örnekler verilebilir:

Yüksek Lisans Tezleri:

GÜL, Zülküf. (2008). Fakir Baykurt’un Yılanların Öcü Romanındaki Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas.

TÜRKBEN, Tuncay. (2012). Ömer Seyfettin'in Hikâyelerinde Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bozok Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yozgat.

Doktora Tezleri:

MANGIR AKSU, Mediha. (2009). Osman Cemal Kaygılı’nın Eserlerindeki Sözvarlığı. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun.

OKUYAN, Hülya Yazıcı. (2006). Türkçenin Söz varlığı Açısından Fakir Baykurt’un Romanları. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Yukarıda sıralanan tezlerde, Doğan Aksan’ın eseri esas alınmakla birlikte, yazarın üslubuna göre çalışmaya birtakım konu başlıklarının eklendiği belirtilmiştir. Bu araştırmalarda, yazarların üslubu üzerinde tespitlerde bulunmak, Türkçenin söz varlığını ortaya çıkarma çalışmalarına katkıda bulunmak genel amaçlar olarak belirtilmiştir.

Eski Anadolu Türkçesine ait bir metin üzerine yapılan aşağıdaki doktora tezinde de yukarıda değinilen söz varlığı öğelerine yer verilmiş, ayrıca eserin konusuna bağlı olarak bunlara “Dinî Terminoloji” bölümü eklenmiştir. Eserin diğer bölümlerinde ise anlam bilgisi bakımından inceleme yapılmıştır:

ESATOĞLU, Ahsen. (2011). Ahkâm-ı 'Akâ'id'in Söz Varlığı. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

(27)

10

Baş (2006) tarafından hazırlanan "1985-2005 Yılları Arasında Çocuk Edebiyatı Sahasında Yazılmış Tahkiyeli Metinlerin Söz Varlığı Üzerine Bir Araştırma" adlı doktora tezinde de "söz varlığı öğeleri" esas alınmıştır. Tezde, 1985-2005 yılları arasında çocuk edebiyatı sahasında yerli yazarlar tarafından yazılmış roman, hikâye, masal, destan ve efsane türündeki eserlerin söz varlığı tespit edilerek, elde edilen veriler ilköğretim öğrencilerinin kelime hazineleri ile karşılaştırılmıştır:

Türk dilinin tarihî ve çağdaş lehçeleri arasında karşılaştırmalı söz varlığı incelemeleri de yapılmıştır. Bunlarda art zamanlı bir yöntem izlenmiş; dönemler arasındaki farklılıklar, çalışmanın kapsamına göre ses bilgisi, şekil bilgisi, anlam bilgisi yönlerinden ortaya konmuştur. Bu tür çalışmalara şu örnekler verilebilir:

Yüksek Lisans Tezleri:

HARMANDA, Sümeyra. (2008). Günümüz Türkmen Türkçesinin Kelime Hazinesi ile Eski Türkçenin Kelime Hazinesinin Karşılaştırılması. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

SUBAŞI, Özüm. (2012). Codex Cumanicus ile Kırgız Türkçesinin söz varlığı bakımından karşılaştırılması. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Niğde.

TANYERİ, Yavuz. (2012). Türkmen Türkçesi ile Divanü Lûgat-it Türk'ün Söz Varlığı Açısından Karşılaştırılması. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Elazığ.

Doktora Tezleri:

ATMACA, Emine. (2011). Eski Oğuz Türkçesinden Türkiye Türkçesine Söz Varlığındaki Değişmeler ve Anlam Olayları. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.

TOPAL, Erol. (2012). Karahanlı Türkçesi Kur'an tercümesi ile Yeni Uygur Türkçesi Kur'an Tercümesinde Dinî Söz Varlığı: Karşılaştırmalı İnceleme. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış, Ankara.

“Söz varlığı” başlıklı çalışmaların bazıları da incelenen malzemenin sözlerinin genel bir dökümü şeklindedir. Aşağıdaki tezlerde metinlerin sözlük ve

(28)

11

dizinleri oluşturulmuş, ayrıca bunların bir kısmında sıklık dizini, ekler dizini gibi eklere yer verilmiştir:

KARATAŞ, Mustafa. (2005). Fuzûli'nin Türkçe Divanı'nın Söz Varlığı. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İzmir.

GÜLSÜN, Arife. (2006). Ayaz İshaki'nin İki Hikâyesinde Söz Varlığı: “İke Yöz Yıldan Son İnkıraz” ve “Zindan”. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

ÖZMEN, Özlem. (2006). Alimcan İbrahim'in Kazak Kızı Romanında Söz Varlığı (Giriş-Metin-Dizin). Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

ONARAN, Zeynep. (2011). Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Romanlarının Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.

ÖZÇOBAN, Şule. (2011). Tölögön Kasımbekov'un Cetilgen Kurak Adlı Eserinin Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Eserin Söz Varlığı Üzerinde İncelemeler. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fatih Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Aşağıdaki tezlerde de metinlerin gramatikal dizinleri oluşturulmak suretiyle söz varlığına yer verilmiş, ayrıca kelime grupları incelemesi de yapılmıştır:

UYSAL, Aylin. (2007). Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Edebiyat Üzerine Makaleler”inde Kelime Grupları ve Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.

DURMAZ, Canan. (2008). Yunus Emre Divanı’nda ve Risaletü’n-Nushiyye’de Kelime Grupları ve Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.

YILBIR, Şule. (2010). Zâtî Divân’ındaki Kelime Grupları ve Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.

“Söz varlığı” araştırmalarındaki yöntemlerden biri de şekil bilgisi bakımından incelemedir. Bu sisteme göre yapılmış tezlere şu örnekler verilebilir:

(29)

12 Yüksek Lisans Tezleri:

PARLAK KALKAN, Gülşah. (2009). Yavuz Bülent Bakiler’in “Seninle” Adlı Şiir Kitabının Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gaziantep.

KOT, Yasemin. (2009). Ahmet Rasim’in “Şehir Mektupları” ve “Romanya Mektupları”nda Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Manisa.

GÖGEBAKAN, Ceren. (2010). Yavuz Bülent Bakiler'in Duvak Adlı Şiir Kitabının Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gaziantep.

Doktora Tezleri:

UZUN SANCI, Demet. (2010). Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” Adlı Eserinin Sözvarlığı ve Eserin Sözcükbilim Açısından İncelenmesi. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum.

Buraya kadar olan kısımda “söz varlığı”nı bir bütün olarak ya da “söz varlığı öğeleri”ni çeşitli bakımlardan ele alan tezlere yer verildi. Son yıllarda bu konudaki çalışmalar giderek artmaktadır. Türk dilinin “söz”leri ve deyim, atasözü, ikilemeler gibi söz varlığı unsurları üzerine burada sayılamayacak kadar makale, kitap türünden çalışma mevcuttur. Bu eserlerden yararlanılmış olanlar kaynakçada belirtilmiştir. Genel söz varlığı incelemeleri ise, kapsamının genişliği dolayısıyla daha çok tez ya da kitap türünden eserlere konu olmaktadır. “Söz varlığı” analizinden hareketle çeşitli tespitlerde bulunan makaleler de bulunmaktadır. Bu kısımda son olarak bu tür kitap ve makale türünden çalışmalara değinildikten sonra tematik incelemeler hakkında bilgi verildi.

M. ÖNER, çağdaş Türk lehçelerinin söz varlığı üzerinde çeşitli incelemelerde bulunmuştur. Karşılaştırmalı olarak yapılan bu incelemelerle önemli sonuçlar ortaya konmuştur. Örnek olarak, Dede Korkut Kitabı’ndaki fiillerin Türkiye Türkçesi, Özbekçe ve Tatarca ile karşılaştırılması sonucunda bunlar arasında %85 ortaklık olduğu; Kıpçak sahasının önemli eserlerinden olan Sarayî’nin “Gülistan Tercümesi”ndeki fiillerin bugünkü Kıpçak lehçelerinden Tatarca, Başkurtça ve

(30)

13

Karaçay-Balkarca ile karşılaştırılmasıyla, tamamen farklı hiçbir fiilin bulunmadığı, fiillerin %75’inin ise aynılığa yakın bir biçimde üç lehçede yaşadığı tespit edilmiştir. Öner’in söz varlığı konulu incelemeleri şunlardır:

ÖNER, Mustafa. (24-29 Eylül 2000). Karay Türkçesinde Eski Unsurlar. IV. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri, Ankara 2007, 1291-1296.

ÖNER, Mustafa. (22-27 Haziran 2003). Sibirya Tatarcası Üzerine Notlar. Uluslararası Sürekli Altayistik Konferansı Bildirileri, Ankara 2007, 339-345.

ÖNER, Mustafa. (7-8 Aralık 2006). Başkurtça Söz Varlığı Üzerine Notlar. Cengiz Han ve Oğullarının İcraatlarının Türk Dünyasındaki Akisleri, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul.

ÖNER, Mustafa. (25-30 Eylül 2007a). K. K. Yudahin Sözlüğüne Göre Kırgızcanın Söz Varlığı. II. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayında Sunuldu, Ankara.

ÖNER, Mustafa. (2007b). Ortak Türkçe Söz Varlığı Denemesi (Dede Korkut Fiilleri Üzerine). Tunca Kortantamer İçin. Ege Üniversitesi Yayınları: 6., 447-464.

ÖNER, Mustafa. (9 Ekim 2008). Bugünkü Kıpçak Türkçesi Ortak Söz Varlığı Denemesi-Seyfi Sarayi’nin Fiilleri Üzerine. Kazan Törki Lingvistika Mektebi: Traditsiyeler hem Perspektivalar Uluslarası Konferansında Sunuldu, Kazan.

Türk lehçelerinin söz varlığı ile ilgili art zamanlı ya da eş zamanlı yöntemlere göre yapılan diğer incelemelere şu örnekler verilebilir:

KARAHAN, Akartürk. (2009). İlk Türk Lehçeleri Sözlüğü: Dīvānu Luġāti’t-Türk’te Lehçelerin Söz Varlığına Bir Bakış. Turkish Studies. Vol.: 4/4, 650-691.

KARACA, Oktay Selim. (2011). Çağdaş Türk Lehçelerinin Söz Varlığındaki Ortaklığa Karşılaştırmalı Bir Bakış. Turkish Studies. Vol.: 6/1, 1379-1390.

CİN, A., Tokay, Y. (2012). Bengü Taşların Söz Varlığı ile Türkiye Türkçesi Ağızlarının Söz Varlığının Karşılaştırılması. Turkish Studies. Vol.: 7/1, 653-703.

ÖZŞAHİN, Murat. (2013). Kıpçak Söz Varlığında Mevsimler. Turkish Studies. Vol.: 8/4, 1187-1196.

Aşağıdaki çalışmalarda da söz varlığı analizlerinden hareketle üslupla ilgili değerlendirmeler yapılmıştır:

(31)

14

ÖNER, Mustafa. (1998). Muhtar Evezov’un Jetim Hikayesinde Dil (Söz Dökümü Üzerinde Yorumlar). Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi. 9, 27-90.

DURGUT, Hüseyin. (2005). Romanyalı Türk Sair Mehmet Niyazi’nin Sagış Adlı Şiir Kitabının Söz Varlığı Üzerine Yorumlar. Karadeniz Araştırmaları Dergisi. 6, 108-119.

ERGÜZEL, M., KİRİK, E. (2012). Sait Faik Abasıyanık’ın Hikâyelerinin Söz Varlığı Üzerine. Turkish Studies. Vol.: 7/4, 51-68.

Aşağıdaki çalışmalarda da masal ve destanlar üzerinden söz varlığına dair çeşitli tespitlerde bulunulmuştur:

BAŞ, Bayram. (2012). Türk Masallarının Söz Varlığı Üzerine Bir Değerlendirme. Milli Folklor. S: 93, 125-134.

ASLAN, Birsel Oruç. (2006). Tepegöz ve Köroğlu Destanlarının Gagauz Varyantlarında Görülen Slav ve Rumence Kökenli Kelimeler. İlmî Araştırmalar, S: 21, 37-44.

Söz varlığı araştırmalarında tematik yöntem:

Tematik sözlük, kavram sözlükleri, ad bilimsel sözlükler, sistematik sözlükler gibi farklı şekillerde adlandırılan ve esas olarak sözlerin konu alanlarına göre sınıflandırılmasına dayanan bu tür sözlükler, “dilin söz varlığının konu veya kavram alanlarına göre bölümlere ve alt bölümlere göre sıralanıp düzenlenerek bir konu etrafında toplanmasıyla oluşturulan sözlükler” (Kocapınar 2010: 304) şeklinde tanımlanabilir. Aksan (2009), “Abece sırasının temel alınıp alınmamış olmasına göre” sözlükler kısmında “kavram (ya da kavram alanı) sözlükleri” adıyla yer verdiği bu sözlüklerin hazırlanış amacını; “bir dilin iç yapısının, anlatım yollarının, inceliklerinin belirlenmesi, gerçeği yansıtmadaki ayrıcalıklarının ortaya konması” şeklinde ifade eder. Ayrıca, “dil-düşünce ilişkisinin araştırılmasında, kimi dilbilim konularının aydınlatılmasında yararlı olur; ya da dil akrabalıklarının, geniş anlamdaki adbilim sorunlarının araştırılması ve aydınlatılmasında yardımcı olur” diyerek bu sözlüklerin önemini belirtir (Aksan 2009: III, 77).

(32)

15

Tematik nitelikteki sözlüklere Türk dilinin eski dönemlerinden beri rastlanır. Oğuz sahasından, Arapça-Farsça tematik bir sözlüğün satır arası tercümesi olan “Bahşayiş Lügati” (Turan 2001) bu tarzdaki en eski sözlüklerdendir. Kıpçak sahasından “Kitâb-ı Mecmû-ı Tercümân-ı Türkî ve Acemî ve Mugalî”, “Ed-Dürretü’l-Mudiyye fi’l-Lügati’t-Türkiyye” ve “Bulgatü’l-Müştak fî Lûgati’t-Türk ve’l-Kıfçak” ile Çağatay sahasından “Fazlullah Han Lugati” gibi eserler, isimler kısımları birtakım kavramlara ayrılarak düzenlenmiştir (Ercilasun 2007: 385-390; 424).

Çağdaş zamanlara geldiğimizde de dünyada tematik sözlüklerin pek çok örneği görülür. Aksan (2009), bu konuda önemli bir örnek olarak F. Dornseiff tarafından hazırlanmış “Kavram Gruplarına Göre Alman Sözvarlığı” (Der deutsche Wortschatz nach Sachgruppen, Berlin, 1959) adlı eseri gösterir. Bu çalışmada bütün Alman söz varlığı 20 genel bölüme ve bunlar da alt bölümlere ayrılmıştır.

Son zamanlarda, yabancı dil öğretimi, ana dili öğretimi gibi konularda bu tür sözlüklere özellikle ihtiyaç duyulmaktadır.

Türkiye’de Cin (1971) tarafından hazırlanan “Kavramlar Dizini” ve Tunç (1995) tarafından hazırlanan “Derleme Sözlüğü ve Kavramlar Dizini” adlı eserler de kavramlara göre hazırlanan sözlüklere örnek olarak gösterilir (Aksan 2009:78; Kocapınar 2010:309).

Tematik sözlüklere başka bir örnek, Suleymanova tarafından hazırlanan “Bulgarca-Türkçe Tematik Sözlük”tür. 1980 yılında Sofya’da yayımlanan eser, yaklaşık 25.000 kelimelik bir söz varlığı içermekte ve sonunda kısaltmalar, coğrafya adları ve genel Bulgarca gramer bulunmaktadır (Acaroğlu 1982: 122-123).

Türkiye dışında yapılan tematik söz varlığı çalışmalarından biri de Musayev tarafından hazırlanan “Leksika Tyurkskih Yazıkov v sravnite’lnom osvetsenii (zapadnokı pçakskaya gruppa) (Moskva, 1975) adlı çalışmadır. Burada Türkçe sözler hayvan adları, hayvan organ adları, bitki adları, bitki bölümleri adları, akrabalık adları, gün adları, niteleme adları ve fiiller başlıklarında sınıflandırılmıştır (User 2009: 21)

Tenişev’in başredaktörlüğünde hazırlanan “Sravnitel’no-istoriçeskaya grammatika tyurkskih yazıkov-Leksika (Moskva 1977)”, Türkçe sözlerin kavramlara

(33)

16

ayrılarak tarihi-karşılaştırmalı metotla incelendiği bir çalışmadır. Atmosfer olaylarıyla ilgili sözler, gök cisimleri, zaman kavramını taşıyan sözler, coğrafya birimlerinin adları, bitki adları ve bunlarla ilgili sözler, meyve adları, hayvan adları, organları, insan organları, akrabalık adları, ticaret ve ekonomiyle ilgili sözler, maddi kültür öğeleri vb. çalışmada ayrıntılı olarak ele alınır (User 2009: 21).

Türkiye’de son yıllarda bu esasa dayanan çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.

A. B. Ercilasun, Köktürk yazıtlarının söz varlığı hakkında sağlam bir fikir edinebilmek amacıyla bu metinlerdeki söz varlığını tematik olarak sınıflandırmıştır. Bu sınıflandırmadaki konu başlıkları şöyledir: İnsanın temel hareket ve oluşlarını gösteren fiiller; İnsanın duygu, düşünce ve isteklerini gösteren fiiller; varlıkların oluş ve hareketlerini gösteren fiiller; zaman kavramıyla ilgili kelimeler; tabiatla ilgili kelimeler; hayvanlarla ilgili kelimeler; renkler; akrabalıkla ilgili kelimeler; sayılar; zamirler; insan ömrü, karakteri ve nitelikleriyle ilgili kelimeler; ev, giyim ve yaşamayla ilgili kelimeler; savaş, askerlik ve devlet yönetimiyle ilgili kelimeler; unvanlar; yazı ve sanatla ilgili kelimeler; manevî hayat ve ölümle ilgili kelimeler; sıfatlar; zarflar; bağlaçlar; edatlar (Ercilasun 2007: 188-193).

Tematik ya da kavram alanına dayalı incelemeler, tek bir kavram alanından hareketle de yapılabilmektedir. Bu tür incelemelere şu örnekler verilebilir:

Yüksek Lisans Tezleri:

TURANGİL, Ahmet Hamdi. (2007). Kazak Türkçesinde "Deve" İle İlgili Söz Varlığı ve Metinler. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul.

GEN, Sıla. (2009). Harezm Türkçesinden Kazakçaya Hayvanlarla İlgili Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, , Adana.

DURMUŞ, Hava. (2011). Kazak Türkçesinde At İle İlgili Söz Varlığı ve Metinler. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul.

OLİEVA, Alfira. (2012). Ahıska Kültürü ve Temel Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

(34)

17

PEKACAR, Bekir Yavuz. (2012). Divânü Lügati't-Türk'teki Kültür Kelimeleri İle Saha Türkçesinin Kelime Hazinesinin Karşılaştırılması. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

YÜNCÜ, Didem. (2013). Buddhist Çevre Eski Uygur Türkçesi Metinlerinde Asli Söz Varlığı İncelemesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

ŞİRİN, İzzet. (2014). Uygur Sivil Dokümanlarının Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.

Doktora Tezleri:

EGRO, Genciana Abazi. (2001). XX. Yüzyılda Türkiye Türkçesinde 'Çağdaşlaşma' Ve 'Kadın' Kavramlarıyla İlgili Söz Varlığında Görülen Değişmeler. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

MOLDALİEVA, Nurgül. (2010). Kırgız Türkçesinin Sağlıkla İlgili Söz Varlığı, Yayımlanmamış Doktora Tezi Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

OROZOBAEV, Mayrambek. (2010). Kırgızcadaki İslam Dışı Geleneksel İnanç ve İnanışlarla İlgili Söz Varlığı. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Aşağıdaki doktora tezinde de belirli bir alandaki söz varlığından hareket edilerek dönemin kültür hayatı üzerinde tespitlerde bulunulur:

ŞEN, Serkan. (2007). Orhon, Uygur ve Karahanlı Metinlerindeki Meslekler Bağlamında Eski Türk Kültürü. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun.

Hazırladığımız tez tematik söz varlığı açısından bütüncül bir yaklaşım taşımaktadır. Bu türde yapılmış çalışmalar şunlardır:

M. Öner, M. Y. Kaya ve M. Özşahin (2005) tarafından hazırlanan “Lehçe-i Tatarî’nin Söz Varlığı Üzerine Bir İnceleme” adlı çalışma, bu alanda yapılmış olan

(35)

18

yüksek lisans ve doktora tezlerinde de model alınmış bir incelemedir. Bu makalede, XIX. yüzyıl Tatar toplumunun önemli isimlerinden Kayyum Nasırî’nin “Lehçe-i Tatarî” adlı sözlüğü tematik olarak incelenmiştir. Bu incelemedeki konu başlıkları şöyledir: evren, zaman; dünya, gökyüzü, hava olayları; madenler, mineraller; bitkiler; hayvanlar; insan vücudu; doğum, hayat, hayatın çağları, ölüm; hastalıklar; hekim, eczacı, cerrah; besinler; giyimler, süs, takı; ev; mobilya, kap kacak; şehir; evlilik, aile, akraba; ticaret, iş, para, maliye işleri; meslekler; tarım, bahçecilik; inşaat; dil bilgisi, yazma sanatı, edebiyat; bilimler; güzel sanatlar, toplum ilişkileri, oyunlar, sporlar; yolculuk; toplum, hükümet; yasama, hukuk; ordu, savaş; dinler, inançlar; soyut terimler; vücudun duyuları, beş duyu; düşünce, irade, hareket, duygu; değerler, eksiklikler, erdemler, kusurlar.

Bu alandaki dikkate değer çalışmalardan biri, H. Ş. User (2009) tarafından hazırlanan ve kapsamlı bir tematik söz varlığı incelemesi olan “Köktürk ve Ötüken Uygur Kağanlığı Yazıtları (Söz Varlığı İncelemesi)” adlı eserdir. Bu çalışmada, II. Köktürk Kağanlığı ve Ötüken Uygur Kağanlığı dönemlerine ait yazıtların söz varlığını bir araya getirmek amaçlanmış, yöntem olarak da tematik sınıflandırma kullanılmıştır. Bu metinlerdeki askeri-siyasal üslubu ortaya koymak, eski Türk çağı insanının gündelik ve özel yaşamı, duyguları, inanışları, akıl yürütmeleri vb. alanlardaki zengin söz varlığını göstermek çalışmanın amaçları arasında sayılmıştır (User 2009: 20). Kendi içlerinde alt başlıklara ayrılmış olmakla beraber, bu incelemedeki ana başlıklar şöyledir: özel ad bilgisi ve dil bilgisi öğeleri, konularına göre adlar, konularına göre fiiller. Birinci bölümde özel isimlerle sıfat, zarf, zamir, edat ve bağlaç gibi görevli sözlere yer verilmiştir. İkinci bölüm zaman; gökyüzü, hava olayları; bitkiler; hayvanlar; insan bedeni; coğrafya; gündelik yaşam öğeleri; birey, toplum, halk, devlet, siyaset, savaş; sayı adları; kavramlar; varlıkların olma ve bulunmaları; olasılık üst başlıklarının yer aldığı isimlerin tematik incelemesini içermektedir. Fiillerin incelendiği üçüncü bölümde öncelikle "temel kılış, oluş, durum fiilleri" verildikten sonra, isimlerde olduğu gibi konu alanlarına göre "fiziksel gereksinim; insan ve bedeni; duygu, zihin; devlet; politika, diplomasi; savaş vb." başlıklar altında inceleme yapılmıştır.

(36)

19 Yüksek Lisans Tezleri:

ÇAKMAK, Cihan. (2010). Türkmen Türkçesi Konu Çözümlemeli Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

DEMİRHAN, Ahmet. (2011). Karakalpak Türkçesi Konu Çözümlemeli Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

YURDAKUL, Ebru. (2011). Karaçay-Malkar Türkçesi Konu Çözümlemeli Söz Varlığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

Doktora Tezleri:

ÖZŞAHİN, Murat. (2011). Başkurt Türkçesi Söz Varlığı. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

Bu tezlerde, yukarıda da değinilen Öner, Kaya ve Özşahin (2005) tarafından hazırlanan makaledeki tasnif esas alınmıştır.

Özşahin tarafından hazırlanan doktora tezinde, Lehçe-i Tatarî'nin Söz Varlığı Üzerine Bir İnceleme” adlı çalışmadaki kategorilerin genişletilerek, Tenişev’in başredaktörlüğünde yayımlanan Sravnitel’no-istoriçeskaya grammatika tyurkskih yazıkov-Leksika adlı eserdeki tematik kategorilerin kimisinin de ilave edilmesiyle yeni bir tematik tasnif meydana getirildiği ifade edilmiştir (Özşahin 2011: 2). Tez, "Başkurt Söz Varlığı Çözümlemesi" ve " Başkurt Söz Bilgisi" olmak üzere temelde iki bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde tematik söz varlığı çözümlemesi yapılmıştır. İkinci bölümde ise sözcük türleri ile eş sesliler, eş anlamlılar, zıt anlamlılar ve yansımalar esasında inceleme yapılmış, ayrıca "alıntılar" başlığı altında başka dillerden alınan sözlere yer verilmiştir.

Tematik söz varlığı incelemelerindeki konu başlıklarının belirlenmesinde farklı yaklaşımlar sergilenebilmektedir. Yeni çalışmalar yapıldıkça bu alanda mesafe kat edilecektir. H. Ş. User, hazırladığı çalışmada özellikle fiillerin sınıflandırmasında sıkıntılar yaşadığını, bu çalışmadaki fiil tasnifinin bütünüyle kendilerince yapıldığını belirtmiştir (User 2009: 11-12). H. K. Mutlu da sözlükçülük tekniği açısından tematik sözlükleri değerlendirdiği makalesinde bu konuya değinir ve konu

Referanslar

Benzer Belgeler

Türk dilinin bugünki söz varlığını ortaya koymak ,Türkçede kullanılan kelimeleri tespit etmek için çeşitli araştırmalar yapılmaktadır.Türk dilinin bugününü tam

Birinci bölümde Yahya Kemal’in beş şiir kitabında yer alan, daha doğrusu kelime grupları oluşturan ad tamlamaları, sıfat tamlamaları, Arapça-Farsça

KY=Yüzen cisimlerin ağırlığı, taşan sıvının ağırlığından küçüktür (2).. Kuvvet ve Hareket ünitesindeki kavram yanılgılarının çalışma yaprakları ile

Diğer yandan öğrencilerin bağlayıcı kullanımlarına ilişkin doğrudan ya da dolaylı olarak bir sonuç ortaya koyan çalışmaların, öğrencilerin yazılı

Eski Türkçenin Grameri (çev.: Mehmet Akalın). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, Ankara: Türk

In this case node AB is chosen because it has the smallest cost so Node AB will be placed in the open list and node AC will be placed in the closed list.. The count of nodes

İnceleme bölümünde Nedim Divanı’nın gazeller bölümünde tespit edilen 13.547 sözcük alfabetik olarak sıralanarak bu sözcüklerin türleri, kökenleri,

Öğretmenlerin mezun oldukları okullara, bulundukları okuldaki görev süresine ve branşlarına göre, erkek ilköğretim okulu müdürlerinin, okul iklimi