• Sonuç bulunamadı

Yazınsal dedikodu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yazınsal dedikodu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

- İ T - 5 f r ü l \ S >

3 HAZİRAN 1998 ÇARŞAMBA

D E F N E G Ö L G E S İ

TURGAY FİŞEKÇİ________

Yazınsal

Dedikodu

Bugün 3 Haziran.

Ülkemizin yetiştirdiği en yaygın uluslararası üne sa­ hip şairimiz Nâzım Hikmet’in ölümünün otuz beşin­ ci yılı.

Çoğu büyük sanatçı gibi, Nâzım da yaşamı ve ya­ pıtlarıyla bir söylence kişiliğine bürünmüştür.

Kulluk düzeninden yeni çıkmış bir toplumda daha 1920’lerde yargıçlar karşısında “Evet, ben komünis­

tim ” deyişiyle, daha o yıllarda plağa okuduğu şiirle­ riyle evlere dek giren gür sesiyle, hayatının ve yapıt­ larının uzun yasaklı yıllarıyla şiir sevenler için olduğu kadar yurt sevgisiyle dolu insanlar için de bir söylen­ ce- kişilik olmuştur Nâzım.

Ünlü yazarımız Aziz Nesin de hayatı boyunca, Nâ­ zım Hikmet kişiliğini irdeleyen bir yaşamöyküsü yaz­ mayı tasarlamış. Bunun için dosyalar dolusu bilgi- belge biriktirmiş.

Bu biriktirdiklerinin önemli bir bölümünü 1976 yı­ lında ‘Vatan’ gazetesinde yayımlamıştı.

O zamanlar büyük gürültü kopararak uzun tartış­ malara yol açan bu yazılar, şimdi tartışmalarla birlik­ te ve Aziz Nesin Arşivi’nden seçilmiş fotoğraflarla ki­ tap olarak yayımlandı: Türkiye Şarkısı Nâzım (Adam Yayınları, 351 s.)

Aziz Nesin, böyle bir çalışmaya girmekteki amacı­ nı kitapta sık sık yineliyor:

“Her şeyden önce yaşamının ayrıntılarını bütünüy­ le, bütün özellikleriyle, en ince ayrıntılarına dek bil­ mek gerekiyor. Bu işe önce sevgiyle yanaşılmak el­ bet. Ama sevgi ve hayranlık örtüsü gerçeği kapama­ mak. Nâzı m ’a saygım sonsuz olduğu için, onun ya­ şamını elimden geldiğince bütün gerçekliğiyle yaz­ mak istiyorum. ”

“Sanatçıların yaşamlarının gizli yanları niçin yazılır, niçin açıklanır? Hatta kimi sanatçılar bunu kendileri yazıp açıklamışlardır, anılannda, günlüklerinde. Ni­ çin? Çünkü anlaşılmak istiyorlardır. Bu ayrıntılı ger­ çekler bilinmedikçe, sanatçının yapıtları gereğince anlaşılamaz, doğru yorumlanamaz da ondan...” (s. 9) Bir sanatçıyı ve yapıtlarını anlamak amacıyla yola çıkan yazarın ele aldığı konuların kimilerine bakalım:

“Moskova’ya geldikten b ir süre sonra dişlerini te­ davi ettirmiş. Dişlerini beyaz metalle kaplamışlar. O zamanlar Sovyetler B irliği’nde beyaz diş kaplaması yapılmıyordu.

“Vera’yla evleneceği sırada, Nâzım tüm dişlerini çek­

tirip takma diş kullanmaya başlamış. ” (s. 26)

“Yıkanmaktan, sudan hoşlanmıyordu.” (s. 151)

“Rusçası iyi değildi. Tanıyanlar, Rusçayı kafasını gözünü yararak konuştuğunu söylüyorlar. ” (s. 153)

“Bu durumlardan başka, ‘ama durup dururken de yalan söyledim’ diyor. (...) Benim yorumuma göre

Nâzım’ın ‘durup dururken’ dediği durumlar gizlice

övünmek istediği durumlardır. ” (s. 38)

Kitap böylesi bilgilerle dolu.

Sormak gerek: Şu yukanda alıntıladığım bilgiler, ya­ zarın yukarıda alıntıladığım amacını anımsarsak aca­ ba Nâzım’ın hangi şiirini anlamamızı kolaylaştıracak? Böylesi kimsenin işine yaramayacak; hangisi doğ­ ru, hangisi yanlış bilgileri yayımlamanın ne anlamı var? Belki yüce bir amaçla yola çıkılmış, ama anlaşı­ lan yazar o amacın altında ezilmiş. Nâzını böylesi kuşkuHj bilgilerle yara alacak bir yazar değil elbet. Moskova'da üniversite öğrenimi görmüş, Savaş ve Ba- rış’ın iki cildini dilimize çevirmiş bir insana 'Rusçası

iyi d e ğ ild i’ demek, değil yaşamöyküsü yazarı olmak, dünyadan habersiz olmak değil midir?

Kitabı baştan sona okuduğumuzda ortaya şöyle bir görünüm çıkıyor: Nâzımla uzak-yakın ilişkisi olan çe ­ şitli insanlarla konuşulmuş. Bunlar yazıya geçirilmiş, sonra da bir değerlendirme yapılmadan tümü yayım­ lanmış.

Kitapta bu yazının sınırları içine sığamayacak öyle­ sine çeşitli olaylar anlatılıyor ki, yazınsal dedikodu dü­ zeyini aşmayan bu anlatımlar meraklı okurların ilgisi­ ni çekebilir.

Neyse ki bu yazıların yayımlandığı sıralarda göste­ rilen tepkiler de kitapta ‘Yankılar’ bölümünde yayım­ lanarak hiç değilse kimi iddiaların yersizliği ortaya konmuş. Aslında verilen her bilgi, irdelenmeye girişli­ se doğrulara ulaşabilmek için bu hacimde bir kitap daha yazmak gerekir.

Nâzım’ı yeterince tanımayan, neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda yeterli bilgi birikimi bulun­ mayan okurlara bu kitaptaki bilgilere dikkatle yaklaş­ malarını öneririm.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Adres Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE e-posta:

A) I ve II B)Yalnız II C) II ve III D) II ve IV 14-)2n = 40 kromozomlu hücre, bir mitoz geçirdiğinde oluşacak hücrelerin sayısı ve bu hücrelerin her birinde

A) Trafik kurallarına uymak hem kendi hayatımızı hem de başkalarının hayatını korumaktır. B) Trafik kurallarına uymak sadece sürücülerin sorumluluğudur. C)

Katılımcı okul yöneticilerinin okullarda dedikodu ve dedikodu yöne- timine ilişkin görüşleri; dedikodunun anlamı, dedikodu konuları, dediko- dunun sonuçları ve

Yapısal dilbilim ile bildirişim kuramı çerçevesinde geliştirilen genel çeviri kuramlarının, kullanmalık türden metinlerin çevirisine ayrıntılı açıklamalar,

Bu yıl 20’incisi gerçekleştirilen Dünya Kuş Gözlem Günü, Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi İstanbul’da da Beşiktaş Belediyesi ve Doğa Derne- ği ortaklığı

Ülkemizde bilgi okuryazarlı ı düzeyinin dü üklü ü Her tür ve her düzeyden e itim kurumunda bilgi okuryazarlı ı e itiminin desteklenmesinin gere i Okul ve halk

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler serisinin üçüncü kitabı olan Yeryüzünün Sırları’nda, Karadeniz’in oluşumu, İkin- ci Bayezid’e Amerika’nın teklif