• Sonuç bulunamadı

Cezanın Öğrenci Davranışları Üzerindeki Etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cezanın Öğrenci Davranışları Üzerindeki Etkisi"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cezanın Öğrenci Davranışları Üzerindeki Etkisi

Dr. Münire ERDEN (*)

Eğitim kurumlan olan okulların temel amacı, öğrencilerde isten­ dik davranış değişikliği meydana getirmektir. Davranış değişikliği, yeni davranışların kazandırılması, var olan davranışların geliştirilme­ si ya da istenmedik davranışların azaltılması yoluyla sağlanbilir. Ö ğ­ rencilerde davranış değişikliği meydana getirmek için davranışın tü­ rüne göre farklı yöntem ve teknikler kullanılır. Öğrencilerin göster­ dikleri istenmedik davranışların azaltılması ya da ortadan kaldırılma­ sı için ise çoğunlukla öğrencinin cezalandırılması yolu seçilir.

Ceza, bir davranışın yapılmasından sonra ve ona bağlı olarak bir itici uyarıcının verilmesi ya da hoşa gidecek bir uyarıcının ortam­ dan çekilmesi olayıdır. Cezalandırma amacıyla kullanılan itici uyarı­ cı, bireyi fiziksel ya da duygusal olarak olumsuz yönde etkiler. Bi­ reyi cezalandırmak amacıyla dayak, onur kırıcı söz, kaş çatma gibi çeşitli şiddetlerdeki itici uyarıcılardan ve sevgiyi esirgeme, teneffüse çıkmayı yasaklama, arkadaşlarından ayırma gibi hoşa gidici uyarıcı­ ların ortamdan çıkartılmasından yararlanılabilir.

Ceza, davranışı kısa zamanda durdurduğu ve uygulanması ko­ lay olduğu için öğretmenler tarafından sıkça kullanılmaktadır. Ancak günümüz psikolog ve eğitimcileri, cezanın öğrenci üzerinde birçok olumsuz yan etkilere neden olduğu görüşünde birleşmektedirler. Ce­ za, çoğunlukla istenmeyen davranışın geçici bir zaman için bastırıl­ masına neden olmaktadır. Cezanın yarattığı tehdit edici ortam de­ ğiştiği zaman davranış yeniden, hatta vazı durumlarda daha şiddet­ li olarak ortaya çıkmaktadır. Davranışın bir daha ortaya çıkmaması için tehdit edici ortamın sürekli korunması gerekir ki bu da her za­ man mümkün değildir. Sınıfta öğretmen olduğu zaman sessiz duran öğrencilerin, başlarında öğretmen bulunmadığı durumlarda gürültülü

(•) Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi

(2)

davrandıkları ya da sınıfta arkadaşıyla konuşma alışkanlığı olan bir öğrencinin bu davranışından ötürü birçok kez cezalandırıldığı halde konuşma alışkanlığını sürdürdüğü sıkça gözlenmektedir.

Ceza, istenmedik davranışların bastırılmasında etkili bir yöntem­ ken, istenmedik davranışların istendik yönde değiştirilmesinde etkili olamamaktadır. Oysa eğitimin amacı bireyde kalıcı izli istendik dav­ ranış değişikliği meydana getirmektir. Ceza, bu amaca ulaşmada öğ­ retmene yardımcı olmadığı gibi, bireyde birçok olumsuz özelliğin ge­ lişmesine de neden olabilir. Cezalandırılan kişi korku, nefret, kaç­ ma gibi kuvvetli duygusal tepkiler oluşturur ve bu tepkileri cezayı veren kişi ya da cezanın verildiği ortamla birleştirerek, öğretmene, derse, okula karşı olumsuz duygular geliştirir. Kuşkusuz bu duygu­ lar. öğrencinin başarısını olumsuz yönde etkiler.

Cezanın diğer bir sakıncası, ceza veren kişinin öğrenci için kö­ tü bir model oluşturmasıdır. Öğrenci, kendini cezalandıran öğretme­ ni taklit ederek kızdığı zaman aynı davranışı gösterir. Diğer bir an­ latımla saldırgan olmasını öğrenir.

Tüm bu olumsuz yönlerine karşın bazı durumlarda öğretmen ce­ za tekniğini kullanmak zorundadır. Özellikle öğrenci, kendisine ya da başkalarına zarar verecek biçimde davrandığı zaman ceza kaçı­ nılmazdır. Ancak ceza verilirken kullanılacak itici uyarıcının dikkatli seçilmesi gerekir. Fiziksel ve öğrencinin kişiliğini zedeleyici ceza­ nın yarardan çok zarar vereceği unutulmamalıdır. Bu nedenle ceza­ landırmada en iyi yaklaşım, yapılan davranışın kınanması ya da is­ tenmedik davranış yerine istendik davranış ortaya çıkıncaya kadar ortamdaki hoşagidici uyarıcının çekilmesidir. Örneğin sınıfta yanın­ daki arkadaşıyla konuşup, dersin işlenişini olumsuz yönde etkileyen bir öğrenciye «Konuşmakla arkadaşlarına haksızlık ediyor, onların dersi dinlemelerini engelliyorsun» denilebilir ya da yerinden kaldırı­ lıp öğretmenin daha kolay denetleyebileceği bir yere oturtulabilir.

Öğrencinin gösterdiği istenmedik davranış, olumlu yönde değiş­ tirilmek istendiğinde ve davranışın öğrenciye ya da arkadaşlarına zarar verecek derecede önemli olmadığı durumlarda, öğrencinin ce­ zalandırılması yerine davranışın görmemezlikten gelinmesi tercih edilmelidir. Davranışı önemseme, özellikle dikkat çekme amacıyla gösterilen davranışların sönmesinde oldukça etkilidir. Öğrencide is­ tenmedik davranış yerine istendik davranış geliştirilmesi isteniyorsa, İstenmedik davranışlar görmemezlikten gelinirken öğrencinin davra­ nışları gözlenmeli ve davranış durduğu ya da istendik davranış gös­ terdiği zaman öğrenciye hoşagidici bir uyarıcı verilmelidir. Böylece

(3)

öğrenci kendisine pekiştireç sağlamayan davranış yerine, pekiştirec sağlayıcı istendik davranışı göstermeye başlar.

K A Y N A K L A R

Hund E. David ve Edmund V. Sullivan, Betvvcen Psychology and Education. U.S A.: Holt, Rinehart and Wlnston. Inc. 1974.

Herman M. Therese, Creatlng Leaming Environments Boston: Allyn and Pacon. Inc. 1977.

Reynolds I. G. Edimsel (Operant) Şartlanmaya Giriş. Çev. iffet Dinç. Anka­ ra: Hacettepe Üniversitesi Yayınları. A-22, 1977.

Woolfolk Anita E Educatlonal Psychology for Teachers. New York: Prentl- ce-Hull, Inc-, 1980.

«İnsaf ve acıma dilenmek gibi bir ilke yoktur. Türk ulusu, Tür­ kiye'nin gelecekteki çocukları, bunu bir an bile hatırlarından çıkar­ mamalıdırlar».

ATATÜRK, Ekim 1927

Referanslar

Benzer Belgeler

Kontrol grubuna ait testis kesitlerinde, seminifer tübüller, tübüllerin epitelini oluĢturan spermatogenik seriye ait olan hücreler ve Sertoli hücreleri, interstisyel

Bu çalışmada Seyyid Şeref Halîl’in Rûhu’l-edeb isimli Arapça-Türkçe manzum sözlüğünün genel özellikleri hakkında bilgi verilmiş; eserin nüshası,

Choleraesuis 在靜置培養液中可以表現 stdA 線毛基因,進 而有 StdA 蛋白質的產生,而震盪培養液及固態培養基均無法觀察到 stdA 線毛 基因表現或是

Bireysel ve örgütsel kültür davranış ve performansı

Eğitimsel bakış açısına göre, dikkat ve planlama sorunları ile sınıfta başarılı olmak için gerekli temel beceriler ile yürütücü işlevlerdeki sorunlar giderek popüler

• Dikkat eksikliği, dürtüsellik, planlama gücükleri ve hiperaktivitede için bir sınıf modeli.. •

Etkili bir şekilde müdahale edebilmek için öğretmenler DEHB’li çocukların gözünden dünyayı görmelidirler, sorunları ortaya çıkaran nedenleri anlamaya

Bugüne kadar yapılan çalışmalarda araştırmacılar, mizofoninin diğer ruhsal bozukluklardan farklı bir klinik görünümü- ne sahip olduğunu ve ayrı tanı