• Sonuç bulunamadı

Balıkçı'sız Bodrum

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Balıkçı'sız Bodrum"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

a lık ç ı’sız Bodrum

Bir başkalaşım, bir değişim sürecindeyiz. Her nedense bu

karmaşadan yararlananlar buna gelişim diyorlar; gelişiyoruz

diyorlar. Bakalım nerelere kadar sürüp gidecek?

_______

“Cevat Şakir Kabaağaç’ı bilir misiniz?” “Bil­ mem, caddesi var ama kendisini tanımam.” Bod­

rum ’un kentsoylusu azalıyor, yaşayanların geç­ mişle ilgisi siliniyor. Merak bu ya, mezarına gider­ ken G üm bet’in hemen girişinde sorarsanız “Ha-

likarnas Balıkçısı nerede yatıyor?” “Buranın ya- banasıyun, kıyıda sörfçüler var, belki bilirler; Sa­ hilde balık kalmadığından balıkçı da kalmadı, ol­ saydı belki tanırlardı” cevabını alırsınız

çoğunlukla.

Sürgüne gönderildiği cennet Bodrum’u, Ba- lıkçı’nın kitaplarından tanıdık önce. Sonra,

Cumhuriyet’in sayfalarında taram a kalemiy­

le yaptığı desenleriyle bezediği yazılarıyla... Balıkçı sağ olmalıydı şimdi; iri gövdesine uy­ gun gür sesiyle “merhaba” deseydi tanıdı­ ğa tanım adığına. Sorabilseydik Bodrum ’u B odrum yapana; günüm üz o rtam ında Hali- kam as Balıkçısı olm ak ister miydi? Eleştiri­ lerini ya da söyeyecekierini bilmek için falcı-kâhin olmaya gerek yok. Kültürlüsü- küitürsüzü görüyordur herhalde Ne var ki gör­ düğü halde görmezlikten gelenler, görmeyenler çoğunlukta. Kentin eski sakinleri, yaşlıları, dü­ şünürleri ne düşünüyorlar, ne diyorlar merak ko­ nusu doğrusu.

Bir başkalaşım, bir değişim sürecindeyiz. Her nedense bu karm aşadan yararlananlar buna ge­ lişim diyorlar; gelişiyoruz diyorlar. Bakalım ne­ relere k adar sürüp gidecek?

Limanda, kıyı doldurulmuş; boydan boya ya­ yalara açılmış; yeni palmiyeler dikilmişti. Sonra

kahveler falan derken; sürekli pazarcıların işga­ line uğramıştı. Satıcılar dışarlıklıydı; kentin es­ nafı değildi. İşportacılar da yoğunlaşınca, birkaç kez ele alınıp düzenlendi. Yeni işlerlik verilirken biracılar, dönerciler çoğunluğu ele geçirdi. Şim­ dilerde arabesk müzikle lahmacunu beraberinde bulabiliyorsunuz. Bütün bunlar gelip geçene hiz­ met veriyor diye artık sabitleşti. Eh ne de olsa be­ lediyeye gelir sağlıyor, çoğunluk da istiyorsa et­ raf curcunaymış ne beis!..

Bodrum ’un çevresi de çok farklı değil, oralar da nasibini alm akta bu değişim sürecinden. Köy­ lerin yakınlarında dağa taşa bakıyorsunuz “mü­

badil Rumlardan” kalm a setler, istinat duvarla­

rı, tepelere doğru yükselen bağ-bahçelerin sınır du varlan, tan m için eskiden nelerin yapıldığının delilleri. G ünüm üzde buralar yeni yapılaşm ala­ ra açılmış. Bu deyiş aslında yanlış, sıkış tepiş bi­

na yığınları demek daha doğru. İnşaatların taşı­ ma suyu ile sürdürüldüğünü görüyor, bir kez da­ ha şaşıyorsunuz. Dağlar tepeler, zeytinlikler,man- daMn bahçeleri, kayalar, yamaçlar her yer serbest. Nereye kadar, nerede hudutlanacak, nerede du­ racak? Eskiden tarım ve bağ-bahçe için el emeği ile yapılan setlemeler, sitelere, kooperatiflere, yeni vidalara yer açmak üzere yok ediliyor. Yeni yapı­ lar, besin gereksinimine ait yerlere yerleşirken ya­ kın çevrelerden gelen yiyecek içecek trafiği aksa­ tıyor. Açılan yollar yetmiyor. Ölümcül kazalar ço­

ğalıyor. Bu kısır döngü, kuşkusuz, sadece Bod­

rum ’un sorunu değil.

Kıyılardaki binalara koşut, kum sallarda kırk milletten insan sere serpe denize giriyor. Kimi tan- galı, kimi üstsüz. Bunlara bakıp yıllar önce Ba- hkçı’nın, denize çıplak giren Erkek Ayşe’sini anımsıyorsunuz, hatta arıyorsunuz. Eskiyi ara­ ma, eskiye özlem değil; m oda, nostalji de değil. Yozlaşmaya parm ak basm ak, yol-yöntem araş­ tı rmak-irdelemek. Çoğalmanın sonucu yabancı­ laşma içindeyiz; bilmedik, tanımadık yerlerdeyiz sanki. Büyük kentlerden kaçanların gerekçeleri, yakın gelecekte burada da gerçekleşirse hiç şaş­ mamalı. Bu yıl kalabalığı az. Esnaf eski tatlı kâr­ ları hayal ederken sokaklarda rahat yürümenin tadına varıyorsunuz.

Bunları düşünerek Bahkçı’nın mezarına doğru yokuşu çıkıyorsunuz. Tepeye vardığınızda, hatır­ ladığınız manzarayla karşılaşıp rahat soluklana­ cağınızı düşlüyorsunuz bir an... Heyhat, işte eleş­ tirdiğiniz bir ortam: Beyaz badanah yeni evla, ev­ ler arasında bakımsız bir alan. Beyaz badanah taş yığınları altındaki mezarı bu muydu? “Hey Ko­

ca Balıkçı, nerelerdesin?” ALPASLAN KOYUNLU Y. Müh. Mimar

Referanslar

Benzer Belgeler

Uzun bir aradan sonra doğduğu topraklarda olduğu için mutlu olduğunu söy- leyen Göztepe Kulübü Başkanı Mehmet Sepil, Muğlaspor Başkanı Erol

Dünya Savaşı’nda pek çok cephede siper savaşı yaşanmış olmasına karşın bunların hiç birinin Batı cephe- si kadar uzun siperlere ve neredeyse dört yıl süren

Görüşmelerin sürdüğünü belirten Falco, "Nükleer teknolojinin ortaya konması için pek çok ortağa ihtiyaç var.. Bütün kaynakları pek çok açıdan ortaya

[r]

Gazi Dermatoloji Günleri bir kereye mahsus olmak ve yenilenmemek ü zere 27-28 May›s 2004 tarihlerinde (50. y›lda belki?) Gazi Üni- versitesi salonlar›nda daha çok Ankara

Böylelikle elde edilen netice yer sarsıntısına uğrayan binaların yıkılışı es- nasında cereyan eden mihaniki hâdiselerin aynını göstermektedir.. «Bu hususta profesör

(7) Yine Topkapı Sarayı müzesi arşivinde bulunan plân- lar arasında bir tanesi Üsküdarda Mihrimah Sultan (Kanunî Süleyman'ın kızı) camiine ait olduğu kanaatiyle Mimar Ke-

Daha sonraki aylarda tepkilerin artması sonucun- da; tepkileri azaltmak istediğinden olsa gerek, yeni yapılacak olan binanın proje- sinde yer almadığı halde, caddeden