8
CU M ARTESİ, 11 O ca k 2 0 0 3+
CUMARTESİ CBrmâi
İ T
-Bir edebiyat lezzetçisi:
BEYOGLU'nun tarihini kimler yazmıştır kimler. Ama ben en öznel olanım size tavsiye edeceğim. Salâh Bey
Tarihi'ni.
Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu'yu
okumadan Beyoğlu üzerine tek satır kaleme alanlar, Salâh Bey'i es geçenler, hayretimi mucip olmuştur, cehaletin böylesine şaşakalmışımdır. Ne buyurmuş denemenin büyük ustası Salâh Birsel:
"Bu kitaba, bir
edebiyat tarihi gözüyle bakılsa yeridir.
Çünkü bu kitapta, elden geldiğince, yazarların sanat anlayışlarından, edebiyat dergilerinden ve şiir
akımlarından da açılmıştır."
İnsansız, edebiyatçısız,
ressamsız, oyuncusuz bir Beyoğlu nedir ki?
Tünel-Taksim arası git-gel, aval aval bakılan bir insan meşheri.
Oysa Salâh Bey, her
metrekareye düşen insan sayısını, eğlenerek, demlenerek öyle bir anlatıyor ki, değme edebiyat tarihlerinin asık suratı bile güler.
Deneme türü size neyi çağrıştırır? Herşeyi, biraz
dağınıklığı, biraz uçsuz bucaksız bir geziyi, en gizli bilgileri, en çarpıcı tanıklıkları....
Birsel'in denemeleri bu tamma giriyor mu? Okuyun karar verin, hele bir onunla kahvehaneleri gezin. Kahvengiz adım verdiği kitaptaki mekânları, mekânları yaratanları, Türk edebiyatının doruklarım, onların iğneli dostluklarını, zalim düşmanlıklarım
istiklâl Caddesi'nde dolaşırken, zaman zaman bugünkü binaların yerine kitaptakileri koyup, sanal bir hayal dünyasında yaşayın.
On dokuzuncu yüzyılın kozmopolit Beyoğlu'sundan bugüne geldiğinizde, neden böyle oldu, sorusunu sorarsınız.
Sormazsanız Salâh Bey hakkını helâl etmez.
Zengin tüccarlardan hafiye oğullarına, üniversite hocalarından şairlere kadar geniş bir topluluğun kahvelere dağılımını Ah Beyoğlu
Vah Beyoğlu'dan harita üzerinde takip edin.
Öyle kitaplar vardır ki, hem yazarın birinci elden tanıklığının
d h i z l a n @ h u r r i y e t . c o m . t r
okuyun.
S a l â h
Sal âh
B i r s e l
B i r s e l
Ah Beyoğlu . Kahveler Vah Beyoğlu Kitabı
# #
* " “>
S İ L Y A Y I N C I L I K , ' i t f H M t j SEL V A Y İ N C İ L İ K : D É N | H I ' j
h Beyoğlu V ah Beyoğlu, Salâh Bey Tarihi 2 , Salâh Birsel, Sel Yayıncılık.
eşsiz tadını çıkarırsınız, hem de
Salâh Bey gibi çaktırmadan, uzun
okumaların sonudaki tarihi bilgiyi de birlikte yutarsınız.
Hissetmeden, hazımsızlık çekmeden.
TATLI TATLI O K U N A C A K BİR DERS KİTABI
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
nerede, kimlerle otururdu?
Haldun Taner niçin Markiz'e
gelirdi?
Sait Faik neye kızardı? Orhon
Murat Anbumu kendi şnrini
okuyanlara nasıl davranırdı? Bir kuşağın yaşama biçimim anlamadan onların yazdıldanm nasıl kuşatırsınız?
Rakmm yaranda tereyağı ve havyar yenirken, şimdiki meze listeleri karşılaştırılmalı. Bunlar bile değişim konusundaki ipuçlarını yeterince bize verebilir.
Hamme Kahvesi'nin mezeleri arasmda kaz yumurtası, füme kılıç, dil söğüş de bulunurmuş. Küçük ekmekler üzerine konulmuş havyarları yazmaya gerek yok herhalde.
Bu kahve üzerine Erzurumlu
Küçük Emrah'ın destanından
birkaç mısra her şeyi tasvir ediyor:
"Meşhurdur efendim Kahve-i Flam
Fransızca gerek orada kelam Alafrangalık boncur, bonsuvar
Salâh
Merhaba der isen alınmaz selam"
Şimdi yerinde yeller esen, bu satırların yazarının da bildiği, oturduğu Nisuaz Pastanesi için yazar, Nisuaz Edebiyat Fakültesi der:
"Cumartesileri Nisuaz'm arka dilimi tam bir edebiyat
fakültesine dönüşür. O gün oraya edebiyatçılardan başka
profesörler de dolar. Bunların tümü de kahve kurtaran aslanlardır."
Yahya Kemal, Rıza Nur için
şöyle bir saptamada bulunmuş:
"Rıza Nur benimle dost olduğu sürece Türkiye'de ancak iki halis Türk vardı. Benimle darılınca tek bir Türk kaldı."
Salâh Bey'in denemelerinin asıl
büyük işlevi, hepimiz için bir sözcük hâzinesi olmasıdır.
Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu bir
çok kişi için tatlı tatlı okunacak bir ders kitabıdır.
Ardından da Kahveler Kitabı'm hatmederseniz, artık Beyoğlu’ya çıkmaya, gezip tozmaya vize aldınız demektir.
Birsel
Tepebaşı
Bahçesi
"Yakup Kadri, Refik Halit, Abdülhak Şinasi kışın Lebon'da iseler, yazm da Tepebaşı Bahçesinin bayağı ve aşağılık havası ile ciğerlerini
eğlendirmeye çalışırlar. O vakitler Abdülhak Şinasi Rumelihisarı'nda aşı boyalı tahtadan bir yalıda oturur. Yakup Kadri ile Refik Halit ise Kadıköy yakasındadır. Üç ahbap çavuş vapuru kaçırıp da - bu vapur isteyerek kaçırılır - evlerine dönemedikleri vakit ailelerine tel çekerler. Ama sonradan hangi otelde kalacakları, nerde yemek yiyecekleri üzerinde bir türlü anlaşamazlar."
Güçlük, Abdülhak
Şinasi'den gelir. Çünkü o öteden beri öyle olur olmaz otellerde yatmaz, herhangi bir lokantada yemek yemez."
DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ
Pan Knut Ham sun Timaş
Ölüme Bakan G özler Ruth Rendeli Doğan
Kille iletişim ve Kültür N u rça y Türkoğlu Naos
Gittikçe G eç Olm adan Antonio Tabucchi Can
Semaver Sait F a ik A b a sıy a n ık YKY