• Sonuç bulunamadı

Derimod Kültür Merkezi'nde retrospektif sergisi açılan Özdemir Altan:özgün, ama uluslararası olmalıyız

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Derimod Kültür Merkezi'nde retrospektif sergisi açılan Özdemir Altan:özgün, ama uluslararası olmalıyız"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

25 KASIM 1989

KULT IJ R-S AN AT

Casus anılan, saray entrikalan

■ ANKARA (AA) — Ünlü İngiliz Sotheby’s firmasının

ekim ayında Londra’da düzenlediği müzayedede, Kültür Bakanlığı tarafından satın alınan kitaplar arasında ilginç yapıtlar da bulunuyor. Çoğu 16 ve 17. yüzyıla ait kitaplarda, casus öyküleri, H azreti M uham m ed’in resimleri, kapitülasyonların nasıl elde edildiği gibi konular da yer alıyor. 1691 tarihli “ P aris’te 45 Yıl Yaşayan Türk C asusu’nun M ektupları” adlı 8 ciltlik eserin 7. cildini Giovanni Paolo'nun yazdığı, bir cildini de W illiam Bradshow’un çalıntı olarak hazırladığı öne sürülüyor. Eser, Papaz kılığındaki Türk gizli servis görevlisinin şeyhülislama yazdığı m ektupları içeriyor. Bu arada Serlin’in 1664 yılında yazdığı, bazı kaynaklardan derleme olarak da yararlandığı “C hronica Turkica” adlı kitabın, Hazreti M uham m ed’in hayatını anlatan birinci kısmında, peygamberin yüzünü de tasvir eden 10 adet resim bulunuyor. 1677 basım tarihli Chassepol imzalı kitapta, Köprülü Mehmet ve A hm et Paşaların da aralarında bulunduğu çeşitli Osm anlı sadrazam ve sultanlarının gözdeleriyle olan ilişkileri, çeşitli saray entrikaları anlatılıyor.

‘Mine’ Moskova sinem alarında

■ MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği’nin başkenti

M oskova’da A tıf Yılmaz’ın ‘Mine’ adlı filmi dört sinem ada birden gösterime girdi. Sovyet başkentinin en büyük sinemaları arasında yer alan Baltika, Pervomayski, Pobeda ve Ekran salonlarında gösterilmeye başlanan filmin en az bir hafta süreyle MoskovalI sinemaseverlerce izlenmesi bekleniyor. Yetkililer, başrollerini Türkan Şoray ile Cihan Ü nal’ın paylaştığı, senaryosu Necati C um alı’nın bir öyküsünden uyarlanm ış olan filmin M oskova’da gösterime girmiş olm asını, filmin ticari başarısının bir sonucu olduğunu belirttiler. ‘Mine’ filminin

Moskova’daki gösteriminin, Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki resmi kültürel ilişkilerin tüm üyle dışında gerçekleştiği kaydedildi.

Nokta Tiyatrosu

■ Kültür Servisi — A bdullah Şahin N okta Tiyatrosu

bugün saat 21.00’de “ D andini Vatandaş D andini” adlı oyun, ile perdelerini açıyor. Tiyatronun Kadıköy Bahariye Caddesi Akyıldız Pasajı’ndaki salonunda sergilenecek olan oyunu M uzaffer lzgii yazdı, A bdullah Şahin sahneye koydu. Başrollerini Leman Çıdam lı, İlhan Daner, Arzu Atalay, O rtans Kıvanç ve A bdullah Şahin’in paylaştığı oyun çarşamba saat 15.30 ve 21.00 perşembe 21.00, cum a 21,00, cum artesi 15.30 ve 21.00, pazar günleri ise 15.30 ve 18.00’de sergilenecek.

“Bybassos” saydam gösterisi_

■ Kültür Servisi — Ortaköy/Atölye Çizgi, am atör

sanatçılara yönelik etkinliklerini yeni açılan Kafe/Galeri mekânında sürdürüyor. Etkinlikler kapsamında bugün açılacak olan ilk sergi, deri üzerine m itolojik Anadolu ve Osmanlı tiplemeleri çalışan Ali Yaldır’a ait “ Deri Mask” lar Sergisi. İFSAK’lı Faruk A kbaş, Semra Okumuş, Sergül Özdemir, Hüseyin Varış, Yaşar Yetiş ve Zeynep Z ay ıfın , bu yıl 4!sü düzenlenen “ Foto-Tatil” izlenimlerinin sergilendiği “ Bybassos” saydam gösterisi de bugün ve yarın saat 19.00’da izlenebilecek. Atölye Çizgi’nin yıl boyunca sürecek etkinlikleri çerçevesinde 16-30 aralık tarihleri arasında Aydan Çelen’in sergisi yer alıyor. Sergide sanatçının pastel resim ve batikte kendine özgü simetri ve asimetri arayışları izlenebilir.

50 yıllık afişler

■ Kültür Servisi —

BabIâli’nin eski

m atbaacılarından biri olan Şeref Tören, 50 yıldır bastığı M afişleri Emlak Bankası

| S anat Galerisi’nde sergiliyor. Afiş basm aya başladığı günden bu yana 1000’i aşkın afişin yer aldığı bir arşiv oluşturan Şeref Tören, “ Bendeki afişlerin her biri bir tarihtir. A macım bu tarihi afişlere Kültür Bakanlığı’nın sahip çıkmasıdır. Aksi takdirde benim ölüm üm den sonra bu afişler kese kâğıdı olacak” diyor. Şimdiye kadar 300’den fazla tiyatronun afişlerini basan Tören’in, Emlak Bankası Sanat G alerisi’ndeki sergisi 8 aralık tarihine kadar açık kalacak.

Tarifi ve Toplum gezileri_____

■ Kültür Servisi — Tarih ve Toplum Dergisi’nin kültür

gezileri kapsam ında 26 kasımda Kumkapı ve çevresi gezilecek. 2 aralıkta ise Kariye Müzesi ve Fatih’te Bizans Yapıları adlı gezi gerçekleştirilecek. 9 aralıkta Samatya ve çevresini konu alan gezi kapsam ında çeşitli m anastırlar ve Yedikule Zindanları ziyaret edilecek. A rdından 17 aralıkta “ Beyoğlu-Adım Adım G alata” ve 24 aralıkta da “ Beyoğlu-Adım Adım Pera” adlı geziler

gerçekleştirilecek. Gezilerden 2 aralık tarihli Kariye Müzesi ve F atih’te Bizans yapılarını Doç. Dr. Mehmet İ. Tunay, diğer gezilerde ise yapıları Doç. Dr. M urat Belge anlatacak. Gezilere katılm ak isteyenler Fest Turizm’den bilgi alabilirler. (Lam artin Cad. Türegün Apt. 28/1 Taksim).

Nantes’ta bir Türk Filmi_____

■ PARİS (Cumhuriyet) — Fransa’da Nantes kentinde 24

kasım - 5 aralık tarihleri arasında on birinci kez etkinlik gösterecek olan Üç Kıta Şenliği’nin (Festival des 3 C ontinents) yarışmalı bölüm ünde sunulacak olan on bir film arasında genç Türk yönetm en Rena Erdem ’in ilk yapıtı “Ay” da yer alıyor. İstanbul’da, Boğaz kıyısındaki eski bir yalıda yaşayan iki kadının öyküsünü özgün bir şiirsel dille anlatan, siyah beyaz çekilmiş bu filmin son teknik işlemleri Fransa’da gerçekleştirilmiş. Şenliği artık gelenekselleşen P anoram a bölüm ünde ise bu yıl Karayip ülkeleri sinem alarından örnekler sunulacak. Ağırlık noktasını yedi filmld Küba sinemasının oluşturduğu bu toplu gösteride ayrıca KolombiyalI, Venezüelalı ve Porto Rikolu yönetmenlerin yapıtları da sunulacak.

Ganiev’den keman resitali___

■ ANKARA (UBA) — Azerbaycan Sovyet Sosyalist

Cum huriyeti H alk Sanatçısı Prof. Sarvar Ganiev, 29 kasım günü A nkara’daki Sovyet Büyükelçiliği’nde bir keman resitali Verecek. Bach, Çaykovski, Paganini, Kara Karaev gibi bestecilerin yapıtlarını seslendirecek olan Ganiev’e piyanoda Tamilla Ganieva eşlik edecek. 1937 yılında Bakû’de dünyaya gelen Ganiev, Moskova Çaykovski Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olduktan sonra doktorasını yaptı. 1963 yılında profesör olan Ganiev halen Azerbaycan Devlet Konservatuvarı’nda kem an bölüm ü başkanlığı yapıyor. Ganiev daha önce de İngiltere, tskoçya, İtalya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Batı Almanya ve Polonya’da çeşitli konserler verdi.

Hıdırellez bayramı

■ KIRKLARELİ (Cum huriyet) — Kültür Bakanlığı,

halkın yüzyıllardan beri 6 mayısta kutladığı geleneksel hıdırellez eğlencelerini “ Hıdırellez Bahar ve Kültür Bayramı”ııa dönüştürdü. Bakanlık, valilere gönderdiği bir yazıda illerde hızırellezin bahar ve kültür bayramı kutlam a komiteleri oluşturulm asını ve program lar hazırlanm asını istedi. Bakanlık ayrıca illerde, “ Türkiye’de Hıdırellez (HıZır-îlyas) Geleneğinin Derlenmesi” proje çalışmasını da başlattı. Bu proje ile zengin kültür değerlerinin oluştuğu hıdırellez geleneğinin ülke genelinde derlenmesi, araştırılm ası, elde edilen verilerin

arşivlenmesi amaçlanıyor.

Derimod Kültür Merkezînde retrospektif sergisi açılan Özdemir A itan:

• •

Özgün, am a uluslararası olmalıyız

Özdemir Altın’ın

100’den fazla yapıtı,

dönemlerine göre

Derimod Kültür

Merkezi’nde

sergileniyor.

Sanatçının bütün

evrelerini kapsayan

bir de kitap

yayımlandı.

TÜLİN ONAT

Ressam Özdemir Altan’m ret­ rospektif sergisi, Derimod Kültür Merkezi’nde. Sanatçının 100’ü aş­ kın yapıtı, dönemlerine ayrılmış olarak sergileniyor. Derimod Kül­ tür Merkezi, Özdemir Altan’ın bü­ tün dönemlerini kapsamlı olarak içeren bir de kitap hazırladı.

— Sayın Özdemir Altan, Türk sanatının dünya sanatı ile birleşip özdeşleşmesi gerekli veya olası mı? Yüzyıllardır en üst düzeyde duru­ munu koruyan Batı sanatı sadece bir kültürel yapılanma ürünü müydü? Bu konuların Türkiye’de­ ki algılanma biçimini nasıl değer­ lendiriyorsunuz?

ALTAN — Umarım ki, şu gün­

lerde AT ile ilişkilerde geleneksel Türk alınganlığının kolaycılığı, Türk sanatını içine kapatma eği­ limlerinin kaynağı hakkında ay­ dınlatıcı bir örnek vermektedir, özgürlük kavramı ve milliyetçilik anlayışımızdaki yerinden oynatı- lamaz katılığımız sanatta da izle­ rini belli ediyor. Bir ülke veya ki­ şinin geliştirdiği düşüncenin sa­ natsal bir olguya dönüşmesini de­ netleyen güç, bugün veya gelecekte bütün dünya tarafından onaylana­ bilecek nitelikte olabilmesidir. Yüzyılımızda yaratmanın temelin­ deki inisiyatif maddesinin sınırsız­ lığı, yine de bir noktada olabilir­ lik veya olamazlık engel ve koşu­ luna takılmaktadır. O halde sanat zaten genel olana bağımlı bir ey­ lemdir. Bunun dışındaki sanata

“bölgesel sanat” denir. Örneğin,

alaturka müzik veya halkın büyük aşkı düzeyine çıkmış kişilerin

ALIŞKANLIKLARDA DEVRİM — Özdemir Altan (solda), alışkanlıklarda, kurumlaşmış davranış­ larda, din ve tarih anlayışında yapılacak devrimlerle bambaşka bir toplum yaratılması gerektiğini savu­ nuyor. Sanatçı sergisinin açılışında Hüsamettin ve Oya Koçan’la birlikte.

uluslararası bir şanslarının olma­ yışı gibi. Anlaşılan, biz öncelikle

“Batı şemsiyesi altına sığınma”

suçlamasını bir yana bırakarak, Doğulu ve Batılı insanlığın saygı duyacağı bir sanat yapabilirsek iyi ederiz.

Kültür kavramının içine top­ lumsal ve ekonomik gelişmişlik, siyasal ilişkiler ve kurumların iş­ leyiş biçimleri girdiğine göre, sa­ nat bir yapılanma sorunudur. Bu da, Türkiye’nin sanatsal kapasite­ sinin, gelişmişliği düzeyinde ola­ bileceği gerçeğini ortaya koymak­ tadır. Sanat eleştirisi ve tartışma­ larının ana hedefinin geçmişten ilintisini kesmiş bir “ilericilik” ol­ ması gerektiği sonucu kendiliğin­ den çıkmaktadır böylece. Türkiye bağımsız ekonomisini komplek­ ssiz bir uygulamayla dengeler, sö­ mürülme ve peşkeş çekilme kay­ gılarına çözüm getirebilecek düze­ ye erişirse, doğal olarak sanatın­ da da Doğu-Batı gibi coğrafi yön

ayrımlarıyla sınırlanmaya gerek kalmayan sağlam bir zemine çıka­ bilecektir. Sorun “özgün, ama

uluslararası” olmadır. “Dünya umurumda değil”, devekuşunun

kuma başını soktuğunda söyledi­ ği en anlamlı sözdür. Buradan ha­ reket ederek bütün bilim adamları ve sanatçılarımızın yurtiçindeki ünlerinin yeterli çekiciliği yerine, dünyada var olabilmeyi hedefle­ meleri gerektiğine inanıyorum. Plastik sanatların etki ve işlev,bi­ çimleri edebiyattan farklıdır.

“Ulusal karakter”, “insancıl içe­ rik”, “Batı taklidi” (Bu sonuncu­

su Arap taklidi alışkanlığının anı­ larıyla ilintilidir) vs. gibi önyargı­ lar sanatı öldürür. Plastik sanat­ lar en fazla müzik ve dans ile ben­ zeşir. Roman veya tiyatronun uy­ gulama gereçleri boya veya üç bo­ yutlu elemanlar değil, bir adet daktilo makinesidir.

— Genel olarak Türkiye’de kül­ türel değişim ve ilerleme sizce ne­

ye bağlıdır?

ALTAN — Aynen trafik kaza­ larındaki azalabilme etmenlerin­ de olduğu gibi. Yani Türklerin de­ ğişmesine. Bambaşka bir toplum yaratılmalıdır. Bilmem anlatabili­ yor muyum?

— Yani nasıl olacak bu?

ALTAN — Gelenek, alışkanlık­ lar, kurumlaşmış davranış biçim­ leri; hatta din, tarih, milliyetçilik anlayışında yapılacak devrimler­ le. En aydın olanımızın içinde bi­ le bilinçaltı ulusalcılığı yatıyor. En üst düzeydeki yazarlarımız, örne­ ğin plastik sanatlarla ilgili görüş­ lerini, eğilimlerini yansıtırken gı­ cıklayın içeriğin tadını duymak is­ terler. Kanım ca, günüm üzde Amerika’nın, sanat alanında da fenopıenleşmesinde en önemli et­ men, tarih ve geçmişi olmamasın­ dan kaynaklanan girişim rahatlı­ ğıdır. Zaten birikimin fazlası sa­ hibini hantallaştırıyor.

— Batı sanatı, tarihçilerin sınıf­

landırmaları dışında irdelenebilir mi sizce?

ALTAN — Eğer ilk dönüşüm, iki boyuttan üçüncü boyut düşün­ ceye, bakış açısı kısıtlanmamış çok boyutlu görüş açısına geçiş olan Rönesans ise, İkincisi de klasik ta­ nımıyla ümanizmi de aşarak evren ve doğayı gerçek yapısıyla hareke­ te getiren, çevrenin koşullu yoru­ mu yerine, yaşamın ışığını öneren yüzyılımızın sanatıdır.

Öyle sanıyorum ki, 16. yüzyıl ortalarında saflığım yitirmeye baş­ layan sanat, 20. yüzyılın sonuna doğru insanın ilk kez gerçekten özgür olmaya başlamasıyla yeni­ den ilk ve çocuksu yapısına dön­ mektedir. Sanatın günümüzde bu anlamda tazelik, ışık ve çok yön­ lülük kazanmasında, gelişen kül­ türel ve ekonomik ortamın bir parçası olan özgürlüğün önemli payı olması gereklidir.

— Günümüzde, üzerinde çok sözler söylenen İstanbul Bienali için ne düşünüyorsunuz?

ALTAN — Türkiye’de yapılabi­ lecek her şeyi yaptığım için benim artık buradan beklediğim bir şey de yok. Bundan sonraki eylemle­ rim yurtdışında olacaktır. Ve bu alaturka bienalle de ilgilenmiyo­ rum, ama yine de görüşümü be­ lirteyim. Genellikle olumlu bir gi­ rişim. Ülkenin getirdiği zorluklar ve deneyimsizlik nedeniyle epey­ ce kusurları var, aynı zamanda ba­ şarılı yönleri de. Ancak şu ünlü,

“bizim gibi düşünmeyenlere duy­ duğumuz düşmanlık” hissi her şe­

yi karmakarışık ediyor. Yurtdışın- dan getirilen yabancı sanatçılarla herhangi bir alıp veremeyeceği ol­ mayan seçici kurul üyeleri iyice ta­ rafsız kalabilmekte iken, sıra Türkiye’nin katılımına gelince öf­ ke veya sempati seçimde tek birim haline geliyor. Görevli arkadaşlar bu kez de aşın zorlanmış isimler yaratmak için çok yorulmuş olma­ lılar. Tek çare olarak da bütün res­ samlarımızı bienale soktular. Beş ülkenin girdiği yüz metre yarışına 60 atletle katılmak gibi bir şey. Ta­ bii, bu Türk usulü karmaşada ipi kimin göğüslediği anlaşılamadı.

José Cela

,

13yıldır alamadığı ödülü bu y ıl da alamadı

Cervantes Ödülü Roa Bastos’ım

Nobel sahibi José Cela’nın 13 yıldır alamadığı ödül,

Paraguay asıllı yazar ve düşünür Augusto Roa

Bastos’a verildi.RoaBastos,sürgünde 36.yılını tamamladı

inanlarının arasında en çok “İn­

sanın Oğlu” ve “Ben, En Büyük”

adlı romanlarıyla tanınmakta. Söz konusu yapıtlar yayımlanır yayım­ lanmaz İspanyol klasikleri arası­ na giren Roa Bastos, 72 yaşında ve Garcia Marquez gibi Latin Amerikalı yazarların temsil ettiği

“Büyülü Gerçekçilik” akımının en

usta uygulayıcılarından sayılıyor. Roa Bastos, az ve öz oluşunun dı­ şında, kitaplarının içeriği çok yo­ ğun bir yazar.

Yaklaşık yüz bin dolarlık bir para armağanını da içeren Cer­ vantes Edebiyat Ödülü, 1976

yı-MİNE G. SAULNIER

MADRİD — İspanyol dilini

konuşan uluslar arasında en bü­ yük ve seçkin ödül sayılan

“ Cervantes” ödülü, bu yıl sür­

gündeki 36. yılını tamamlayan ya­ zar ve düşünür Augusto Roa Bas­

tos’a verildi. Paraguay asıllı olan

Roa Bastos, altı yıldan beri İspan­ yol yurttaşlığına hak kazanmış bulunuyor. Fransa Toulouse Üni- versitesi’nde edebiyat profesörlü­ ğü de yapan, az fakat çok üst dü­ zeyde yapıtlara imzasını atan Roa Bastos, onu geçmeyen şiir ve

ro-Avrupa Sinema

Ödülleri

‘Sis’ genç

sinema

dalında

yanşıyor

VECDİ SAYAR

PARİS — Bu gece açıklanacak

olan 2. Avrupa Sinema Ödülleri, Parislilere tam bir sinema bayra­ mı yaşatıyor. Champs-Elysées si­ nemalarını Avrupa filmleri kap­ lamış durumda. Bu gece Paris’li- ler yılın sinemacısı seçilen Fede­

rico Fellini’nin filmlerini ücretsiz

olarak izleyebilecekler. Avrupa Sinema Ödülleri, başkanlığını

Ingmar Bergman'm yaptığı, Av­ rupa Sinemacılar Birliği’nin bir

düzenlemesi. Avrupa Oscarları olarak da anılan bu ödüllerin esas adı Félix.

Bu yıl A vrupa’nın kültür başkenti olması nedeniyle Paris’te dağıtılan ödüllere 27 ülkeden adaylar katılıyor. Her ülkenin kendi ulusal jürisinin belirlediği adaylar, bir jüri tarafından değer­ lendirildikten sonra, son tura ka­ lan yedişer yapıt çeşitli kategori­ lerdeki Avrupa Ödülleri için aday seçiliyor. Türkiye’den Onat Kut­

lar, Türkân Şoray, Orhan Altsoy, Ömer Kavur ve Atıf Yılmaz’ın

oluşturduğu seçici kurul En İyi

Film dalında “Uçurtmayı Vurma­ sınlar” !, Genç Film dalında da

“ Sis” i aday göstermişti. Uçurt­ mayı Vurmasmlar’m kopyası jü ­ riye zamanında iletilemediği için bu film değerlendirme dışı kaldı, ama Sis, 27 ülke arasından ilk 7’ye girmeyi başardı.

Bugün açıklanacak kararlan ise aralarında Liv l'llman, Istvan

Szabo, Dusan Makveyev ve Fer­ nando Ray’in de bulunduğu yedi

kişilik bir jüri değerlendirecek. Geçen yıl Ingmar Bergman ve

Marcello Mastroianni’ye verilen Avrupa Sinemacılar Birliği Onur

Ödülü’nün bu yılki sahibi ise Fe­ derico Fellini. Fellini’ye ödülü bu gece Champs-Elysées tiyatrosun­ da yapılacak olan törende verile­ cek. Bu yıl iki özel ödül daha var; bunlardan biri ünlü Fransız ya­ pımcı Anatole Dauman, diğeri ise bu yıl yitirdiğimiz HollandalI bel- geselci Joris Ivens.

lında İspanya devleti tarafından kuruldu. Adayların bir ya da bir­ kaç yapıtı değil, tüm yazın yaşa­ mı ölçü alınıp değerlendiriliyor. 1989 Nobel Edebiyat Ödülü sahi­ bi İspanyol yazar Camilo José Ce­ la, Cervantes’e ilk konulduğu günden beri, yani 13 yıldır aday gösterilmekte ve .seçilememekte.

Bu yıl. İspanya Kültür Bakanı

Jorge Semprun’un başkanlığında

toplanan Cervantes Seçici Kuru­ lu, Bakanın deyişiyle, "Nobel’in

izinde. gitmek zorunda olmadıktan” için ödülü yine Ce-

la’ya vermedi. Ödülün Camilo Jose Cela’ya verilmesi için yapı­ lan baskılardan yakınan Bakan,

“ Cervantes’in Cela’ya verilmeme­ si haksızlıktır demek, ödülün bu­

güne değin verildiği ve verileceği yazarlara haksızlık etmektir” de­

di. Ödülü bugüne değin almış ya­ zın adamları arasında Jorge Luis

Borges ve OctavioPaz gibi adlar

bulunmakta.

Camilo José Cela’yı, Ispanyol yazın dünyasının üst kesimi ve sosyalist hükümet asla sevemedi. Jorge Semprun’dan önceki Kül­ tür Bakanı Javier Solana, “ Ben

bu hükümette var oldukça Cela, Cervantes’i alamaz” tümcesiyle

ünlenmişti. Bu yıl ödülü Roa Bas- tos’un aldığı belli olduktan son­ ra düşüncesi sorulan Camilo Jo­ sé Cela ise konuyla ilgili olarak,

“ Siz kral olmuş birine ‘dükalık is­ ter miydiniz’ diye soruyorsunuz”

dedi.

JORGE LUlS BORGES — Cer­ vantes Ödülü’nü alanlar arasında Jorge Luis Borges de var. Cumhuriyet

CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ

YIL SONU KİTAP ŞÖLENİ

15 K asım -31 A ralık

KitapKulübü

31 Aralık 1989’a kadar kitap alacak bütün üyelerimize değerli kitap armağanları veriyoruz. 100

seçkin yayınevinin 5000 kitabı içinden istediğinizi alabilirsiniz. Seçiminizi yeni Genel Katalog’dan ve

son ÇerçeveTerden yapacaksınız. En az 25.000TL.Tık kitap alan tüm üyeler, her zamanki C.K.K.

indirimlerine ek olarak dünya ve Türk edebiyatından seçeceğimiz yılbaşı armağan paketlerine hak

kazanacak.

□ 25.000-50.000 TL.Tık siparişlerde 17.000 TL.Tık kitap

□ 51.000-100.000 TL.Tık siparişlerde 31.000 TL.Tık kitap

□ 100.000 TL’dan büyük siparişlerde 49.000 TL.Tık kitap

Üyelerimiz bu şölenden postayla, Merkez Sergi Salonumuzda ve temsilciliklerimizde

yararlanabilirler. Yurtdışı üyelerimiz ancak 100.000.— TL. ’nın üzerinde siparişlerde

yararlanabileceklerdir.

! - □ C.K.K.’n ın ...N o’lu aktif üyesiyim. Sipariş listem ve karşılığı o la n ...

TL .’nin postaçeki fotokopisi ektedir. Kitaplarımı ve armağanlarımı gönderin.

2- L_ C.K.K.’n ın ... No’lu üyesiydim. Üyelik yenileme bedeli olan 10.000 T L .’nin / 30

DM .’nin posta çeki / banka makbuzu fotokopisi ektedir. Yeni geçerli kimlik kartımı, Genel

Katalog’u, Çerçeve’yi gönderin. Sipariş vereceğim.

3-

D C.K.K. ’ya üye olmak istiyorum. Üyelik giriş ödentisi olan 15.000 TL. / 40 DM .’nin posta çeki /

banka makbuzu fotokopisi ektedir. Kimlik kartımı, Genel Katalog’u, aylık Çerçeve’yi gönderin.

Sipariş vereceğim.

4-

H Aşağıda adı, soyadı, adresi yazılı yakınımı C.K.K.’ya üye yapmak istiyorum. 15.000 T L .’nın

posta çeki / banka makbuzu fotokopisi ektedir. Kimlik kartını, Genel Katalog’u, aylık

Çerçeve’yi gönderin. (Hesap bu kişinin adına açılacaktır.)

İNDİRİM ORANLARI TL. 25-50 bin TL. 50-100 hin TL. 100 binden yukarı İstanbul Sergi %25 °7o25 %25 Yurtiçi (PTT* ile) <%15 %20 °7o25

Yurtdışı — — — Temsilcilikler %15 %15 <%15 Cumhurıyel I Türkocağı Cad. 39-41 ' Cağaloğlu, 34334 İstanbul “ Tel: 512 05 05 (20 hat)

L5

KıtapKulubu

CUMHURİYET KİTAP

KULÜBÜ GİRİŞ FORMU

BANKA HESAP ve PTT ÇEK NO.LARI

Banka hesabımız: T.İş Bankası Türbe Şb. Hesap No: 36898/lst. PTT Çek Numaramız: 148784

Frankfurt Hesabımız: T.İş Bankası, Kaiser S ır.3, D-6000 F rankfurt/M ain- 1, KonıoNum m er: 21005010, Biz: 50230600 Türkocağı Cad. No: 39-41,34334 Cağaloğlu-lstanbul

Tel: 51205 05/516

A D İ SO Y A D I: A D R E Sİ: ...

T E L E F O N U : ... M E S LE Ğ İ: ...

Sol: Bu formdaki bilgileri içeren yazınız- başvuru yerme geçecektir.

.

r

CUMHUR! YE T/5

Ali Sevimli

sergisi______

■ K ültür Servisi — Ali Sevimli’nin resim sergisi Ö ğretm enler G ünü kapsam ında dün açıldı. U nkapanı Tekel Genel M üdürlüğü Sanat G alerisi’nde yer alan sergi 14 aralık tarihine kad ar sürecek. 1947’de Ö dem iş’te doğân Ali Sevimli, 1973 yılında Gazi Eğitim

E nstitüsü Resim Bölüm ü’nü bitirdi. Yurdun çeşitli yörelerinde resim

öğretm enliği yapan sanatçı, halen Ödemiş Lisesi Resim öğretm enliği görevini sürdürüyor. Resimlerinde insanı konu alan ve insanın iç dünyasına yönelen sanatçı, son olarak İzmir Esbank’ta bir kişisel sergi açtı.

Tiyatro

yarışması_____

■ Kültür Servisi — Üsküdar İmar ve Kültür Derneği, Üsküdar ilçesindeki tüm ilkokulları kapsayan bir tiyatro yarışması düzenliyor. Derneğin tiyatro kolu tarafından ilkokul öğrencilerinin sosyal ve kültürel uğraşılarını geliştirmek, yeteneklerini dışa vurmasını sağlamak, onları sanatsal yönde eğitmek amacıyla düzenlenen yarışma için okullardan yapılacak son başvuru tarihi 23 aralık olarak belirlendi.

‘Tiyatro

Devran’

■ Kültür Servisi — “Tiyatro Devran” adında yeni bir tiyatro topluluğu kuruldu. Sanatın birinci amacının eğlenmek ve eğlendirmek olduğunu savunan grup, ilk çalışması olan Murray Schisgal’in

“Daktilolar” isimli oyununu 28 kasım tarihinden itibaren Kenter Tiyatrosu’nda sergileyecek. Oyun her salı saat 19.00’da izlenebilir.

Dostlar

Tiyatrosu

■ KOCAELİ (AA) — Dostlar Tiyatrosu, “Merhaba” adlı oyunla İzmitli sanatseverlerin karşısına çıkacak. Genco Erkal’ın yönettiği oyun, 28 kasım salı günü saat 18.30’da ve 21.00’de Sabancı Kültür Sitesi’nde sahnelenecek.

‘Balarlarda

yaşayan’_____

■ İSTANBUL (AA ) — Bakır eşyanın özgün örneklerinden oluşan “Bakırlarda Yaşayan Gelenek” sergisi bugün Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’nde açılıyor. Estetik kaygıların ötesinde

Anadolu’da kullanılan her türlü bakır ve bakır alaşımlı pirinç, tunç kabın yanı sıra, yüz parçalık küçük bakır eşyalardan oluşan özel koleksiyonun da yer alacağı sergi, bir ay süreyle açık kalacak.

Tuşalp ve

Anadol

■ BURSA (Cumhuriyet Bürosu) — Yazar, gazetemiz çalışanlarından Erbil Tuşalp ve yazar, SHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol Bursa’da bugün kitaplarını imzalayacaklar. Burç Pasajı’ndaki Ekin Kitabevi’nde düzenlenen imza gününde, Tuşalp, “Ben Tarihim, Bay Başkan” isimli kitabını ilk kez imzayalayacak.

B

ugün

■ Söyleşi Salâh Birsel, Cavidan Tümerkan, Sabahattin Kömürcüoğlu saat 14.00’te Üsküdar Şemsipaşa Halk

Kitaplığı’nda okurlarıyla sohbet edecek ve kitaplarını imzalayacaklar.

■ İmza Muzaffer

Buyrukçu ile Osman Şahin saat 15.30-19.00 Bostancı Hatay Restoran’da, Nazlı Ilıcak saat 13.00-16.00 Ataköy-Galleria’da, Kerim Korcan ve ö n er Yağcı ise Kadıköy Kültür

Kitabevi’nde saat 14.00-18.00 arasında okurlarıyla sohbet ediyor ve kitaplarını imzalıyorlar.

■ Konser ESBANK’ın katkıları ile Kültür Bakanlığı himayesinde saat 19.00’da Atatürk Kültür Merkezi’de Esin Afşar bir konser verecek.

■ ‘Ruh sağlığı ve sanat’ Psikiyatrisi Suna Thnaltan ve Dr. Erdoğan Tanaltan’m ’“Ruh Sağlığı ve Sanat”

başlıklı konuşması saat 15.30’da Kadıköy Gençlik Kitabevi’nde. Yöneten Thnju Cılızoğlu

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

In the present study, the measurements were all higher in males; these differences were statistically significant only for the distance to alve- olar crest (USG measurement) and

Sonuç olarak, çözünme-difüzyon modeli, bir membran içerisindeki basıncın tekdüze olduğunu ve membranın bir tarafından diğer tarafına olan kimyasal potansiyel

  本研究以間接血壓測定法( cuff method )監測,發現川芎抗痙主成分 butylideneph thalide (Bdph)30 mg/kg 腹腔注射預投與清醒老鼠 30 分鐘,結果其作用類似 4-aminopyri

In AS after reduction annealing one can observe the absorption bands at 350 nm conditioned by Ce3+ ions, decrease of the 240-260 nm absorption bands related to Ce4+ ions,

In this descriptive study based on literature review, a research is conducted for the students who study in high schools that have high GPA, medium GPA and low GPA,

Doğup büyüdüğü evin önünden arabayla geçen Madam Marika’ya “A da çok değişmiş m i” diye soruyo­ rum.. “ Bu yaşadığım sokaklar dara­ cık

Üstelik garsonlar kadehe, önce rakı, sonra su, sonra buz koymayı artık öğrenmeye başladılar.... ■ ¡p û