• Sonuç bulunamadı

Mevleviliğin Türk musikisine tesiri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mevleviliğin Türk musikisine tesiri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

21 ARALIK 1954'

X I m

-¿i

1

-

^

/

M İ L

I Geçen yaz Isia

(

a p o l l o

ıFIRTINAD

¡İngiliz donanması sirki IV

(SAM İ ÖNEMLİ)

İhtifalde bulunan, Mevlânâ ahfaduıdan Ulunay bir vakitler huzurda mutribda kudiimzenlik ettiğini hatırlayor.

«Ey âşıklar, e y âşıklar! ben toprağı gevher yaparım

Ey mutribler, e y mutribler! definizi altınla doldururum.»

M e v l e v i l i ğ i n Türk

m u s i k i s i n e t e s i r i

Konya’da yapılan ihtifalin programında her konuşmadan sonra okunacak âyinler ve eser­ ler «Mevlevi musikisi« kaydı ile gösteriliyordu. M evlevîlik âda­ bının tâyini ile bir musiki icat edilmemiştir. Esasen mevcut olan musikiye tevfikan âyin namı ve­ rilen besteler yapılmıştır.

Mevlânâ, insana senbol olarak (Nay) ı,ele almıştır. (M esnevî)- nin iptidasını teşkil eden 18 bey­ tin nayın evsafını zikr ile başla­ ması ve (Ebced) hesabiyle (N,Y) harflerinin mecmuu olan 60 ra­ kamının, yine (Ebced) hesabiy­ le (Adem Havva) yı terkip eden harflerin 60 olması itibariyle ay­ nı yekûnu teşkil eylemesi tesa­ düf demlemeyecek kadar garip görünür.

(A yin) muhtelif makamları câmi olmak üzere bestelenen eserlerdir. Güfteleri Mevlânâ’nm (D îvân-ı-K ebîr) deki gazelleri ile Mesnevî’den alman beyitlerdir. Mevlevîlerin bu bestelerin mâ­ nevi zevki ile Sema’ etmelerine (mukabele) denilir.

R E F İ’ C EV A D U L U N A Y

l l l l l l l l l i l l l l l l l l l l l l l l i l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l

bestekârın (1095) te vefat eyledi­ ğini anlıyoruz.

Mevlevîlik, Türk musikisini ihyâ eylemiştir. Bizde bütün bes­ tekârların ekseriyeti Mevlevîdir- ler. Nâyî Osman Dede, Şeyda Hâfız, Musahib Ahmet Efendi, Abdurrahim Efendi, Hamamîza- de İsmail Dede, Itrî Mustafa E - fendi, Nakşî Dede, Şeyh Abdül- bâki, Sultan Üçüncü Selim, Hü­ seyin Dede, Hâşim Bey, Hacı Fa­ ik Bey, İsmet Ağa, Zekâi Dede, Sadık Efendi, Şeyh Hüseyin Fah- reddin Efendi, Zekâizade Ahmet Efendi, Bolâhenk Nuri Bey, Ra­ uf Yektâ Bey, Kâzım B ey... İlh. Hepsi Mevlevîdir.

Bu itibarla programda musiki­ mize (Mevlevi musikisi) diye bir tahsis konulması Konya tertip heyetinin hazırladığı programın hatalı taraflarından birini daha teşkil eder.

Ü Geçen mayıs aymda Istanbul-

M da temsiller vermiş olan Apollo

= sirkinin son defa, Malta adasın- ş daki macerası, Avrupa gazetele- {! rini bir hayli meşgul etti. 130 Ü hayvanı ve 135 artisti bulunan = bu büyük sirk, memleketimiz- Ü den ayrıldıktan sonra Suriyede E de temsiller vermiş ve oradan H Malta adasına geçmişti. Adada­ ki ki temsiller muvaffakiyetle de­ li vam ederken bir gün büyük bir E fırtına koptu. Apollo’nun dört = direkli büyük çadırı paramparça Ü oldu. Yedek başka çadır olma- Ü dığı için sirk faaliyetini tatile | mecbur kaldı. Kıymetli hayvan- = la n açlığa mahkûm etmemek için Ü sirkin terbiyeli atlarından bazı- | larını keserek, arslanlara ve kap- §j lanlara yedirmek gerekti. Fakat = bu durum böyle devam edemez- jE di. Muhakkak adadan ayrılmak E lâzımdı. Sirk artistleri ellerinde E avuçlarmda kalan bütün parayı j§ bir araya getirdiler. Bu paranın, = sirkin adadan taşınmasına yet- §| meyeceği anlaşıldı. Para ancak Ü sirkin bir kaç gün daha geçin- = meşine yetti. 5 = Nihayet sirk sahibi EmU \Va-| E eker, Malta Valisine müracaata E ederek yardım ricasmda bulun-= || du. Vali d e ' İngüterenin Akdeniz| = donanması komutam Amiral Lord| Ü Mountbatten’e başvurdu. Lordun § H verdiği emir üzerine Ingiliz d o - § 5 nanmasma mensup çıkarma g e- E = müerinden «L 4001», sirki Malta- e

Ü dan Sicilya’ya taşımak vazifesini i E aldı. Böylece sirkin arabaları, = = filleri ve kaplanlariyle irili ufak- E H İr artistleri Maltadan Sicilyaya | E meccanen taşındılar. Sirkin S i- | = cilyadan sonra Almanyaya dön - § = mek için teşebbüslere girdiği ve e

j= nihayet memleketi olan Ham- i E burg’a doğru yola çıktığı haber |

= veriliyor. =

^llllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllİ

Mevlevî dergâhları, ayrı ayrı birer Edebiyat Fakültesi ve K on - servatuvar idi.

(Â yin) lerde bestekârları bilin­ mediği için (Beste-i-K adîm ) di­ ye gösterilen Pençgâh, Hüseynî, Dügâh makamındaki âyinlerden evvel bu makamları yine mevcut idi. Mevlevî âyinleri, dergâhlar­ dan başka yerlerde okunması ca­ iz olmayan eserler değildir. Bu besteler, Şark klâsik musikisinin bilhassa Türkiyede tekâmülünün son haddine varmasını temin ey ­ lemiştir.

Sahipleri meçhul olan âyinler­ den sonra ilk defa olarak Dör­ düncü Murad devri ricalinden K öçek Mustafa Dede Beyâtî âyi­ nini bestelemiştir. Bu âyin Mus­ tafa Dedenin şaheseridir. Edirne­ li şair Rüştünün:

Bestelenen âyinler, Konya post- nişîni Çelebi Efendinin tasvibine arzedildikten sonra dergâhlarda okunurdu. Tanınmış bestekârlar­ dan Hâşim B ey Sûzinâk maka­ mından bir âyin bestelemiş, fa­ kat güfte, D îvân -ı-K ebîr veya Mesnevî’den intihap edilmediği için dergâhlarda okunması K on­ ya Çelebiliği tarafından menedil- mişti. Hâşim B ey eski güfteyi ip­ tal ederek eserine arzuya muva­ fık yeni bir güfte seçmeğe m ec­ bur olmuştur. Güfte intihabına o kadar ehemmiyet verilirdi ki, Zekâi Dedeye bir âyin bestele­ mesi söylendiği zaman kabul et­ miş, fakat hangi makamdan bes- teliyeceği sualine: — Bunu ancak emrederi Hazret-i-Pîr M âye-i-şevk-i-dilim , ârâm-ı cân-ı-mûnisim Terk idüb dâr-ı-fenâyı eyledi azm -i-beka (R ü şdi)-i-biçâre didi fevtinin

tarihini Bülbül-i-gülzâr-ı-cennet ola

K öçek Mustafa D iye yazdığı tarihten büyük

Cevabını vermiş ve tefe’ü l et­ mek üzere D îvân-ı-K ebîr açıldığı zaman şu mısra çıkmış:

Ey çenk! Perdehay sipâhânem

arzûst

(Ey saz! Arzum Isfahan

mekamıdır) Zekâi Dede bu beyitlerle meş­ hur Isfahan âyinini pek kısa bir zamanda bestelemiştir.

ııııııııııiiiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııımııııııııııımıuıımıu^ ____________________________________________

H (SAM İ ÖNEMLİ) E

E Pek çok (Na’t) 1ar vardır. Fakat bunların en çok okunanı (Itri) nin meşhur (Na’t) ıdır. | 5 «Ya Habîb-ul-lah! R esûl-i-H âlik-i-yektâ tüyi | Ber güzîn-i-zül Celâli pâk-i-bi hemtâ tüyi» f

fiıuımııumıııımıınıuııııiiiıııııınıııiiiııııııııııııııııııuııııııııııııııııiiiıııııiiiıııııııımııiüiııııııiiiııııııınmımıııııu

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ateşe dayanıklı olanlar payreks camdan yapılmışlardır. En sık kullanılanlar 15x1,5 cm boyutunda olanlardır. Isıtma veya kaynatma deneylerinde tüp hiçbir zaman ¼’den

Sonuç olarak, 2002 yılında aracı kurumun müşteri işlemlerinden aldığı her 100 TL’lik komisyonun 71 TL’si kurum bünyesinde kalır- ken, 2003 yılında bu rakam 59

Where, PAYOUT (Y) = Dividend per share I Stock Price at end of the year, LEVERAGE = Debt I Total Assets, TAX = Tax I Net profit, SIZE I = Log of Total Assets, MARKET TO BOOK VALUE

Bir çok iş- lenmeğe müsait taş cinsleri mevcut olan b u yurt kö- şesinde ne için çimento ve iskelet binalar inşa edil- mesi icap etsin.. Döşemeler gayet tabiî ola-

Ayrıca rüzgar sonucu bir çok toz parçacığının atmosfere taşınması güneşten gelen ısınların geriye yansımasına bu da dünyanın olması gerektiğinden çok daha soğuk

Ders Notlarına Ulaşmak İçin Pdf

[r]

Antrenin sağ tarafındaki kapıdan (13M 2 ) hol ( i l ) oturma odası (14) dolap ve İmi dahilinden yukarı çıkacak bir merdiven merdivenin ilk sahanlığın- d a n bir geçit ile