A l 3Zé
Garip
9
*^ / ^
v oda garip kaldı
Melih Cevdet Andacın 87 yıllık yaşamı sona erdi. Eserleri Adam Yayınlarından yayımlanıyordu.
Veli’nin ölümünün ardından Oktay Rifati-M
elih Cevdet Anday, saraylı bir babanın oğluydu fakat oıta hal li bir ailede, tahmin edilen sı- kmtılan çekerek büyüdü. Baba sını ‘sevmiyor’, onunla hayat duyumu ve ideolojisi uyuşmuyordu. A nkaraTaş M ektep ten O rhan Veli ve O ktay Ri- fat'ın sınıf arkadaşıydı. Bir süre B elçika’da
sosyoloji okudu ancak eğitimi EL D ünya Sa-
v aşı’nın patlak vermesiyle kesintiye uğradı. O
da yurda dönüp bir memuriyet edindi.
“Ukde" adlı ilk şiiri 1936 yılında Varlık
D ergisi nde yayımlanan Anday, adını ilk ola
rak 194l’de, Orhan Veli’nin “G arip ” adlı kita bında yer alan şiirleriyle, bu akımın üç öncü şairinden biri olarak duyurdu. (Tam kadro: Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet An day) Garipler, iki savaş arasında yetişen ve dünyanın değişimine tanık olan bir şair deme tiydi. 1920 - 40 arasında Batı şiirinde yaşanan çağdaş ve devrimci şiir akımlarının etkisi, Türk şiirine onların bilgi birikimi ve kalemi sayesin de yansıdı. 1940 ve Garip, şiirde burjuva du yarlılığının ve aşırı duygusallık dar çemberinin yıkıldığı bir dönüm noktasıydı. Gelenekçiler tarafından* hiç de hoş karşılanmadılar. Ki bu hoşnutsuzluğu bugün bile sürdürenler var. Orhan Veli, durumu şöyle yorumluyor:
“Tari-A rıday, “Tari-A kşam , B ü y ü k G azete, T an in ve C u m h u riy et’te k ö şe y a z ıla r ı d a y a z d ı.
hin beğenerek andığı insanlar, daima dönüm noktalarında bulunanlardır. Onlar bir ananeyi yıkıp yeni bir anane kurarlar.”
le şiir yolunu ayıran Anday, iro n i sanatını ko nuşturduğu toplumcu şiir anlayışını bir süre devam ettirdi. 1956’da yayımlanan “Yanya-
na"n\n (“Toplu Şiirler l ”in içinde var) üslubu
kavgacı bulununca Türk Ceza K anunu’nun 142. maddesi uyarınca toplatıldı. Anday ve e- ser, yapılan kovuşturma sonucunda aklandı. Anday, R osenbergler in idam edilecekleri gece yazdığı “A n ı”v e “T ohu m ”gibi meşhur şiirlerini toplumcu ağırlıklı ürünler verdiği bu dönemde yazdı. Lirizm e karşı tavrı netti. Aşa ğılıyordu. Oysa derdi lirizmle değil yozlaştınl- mış sanatlaydı.
1962 sonunda yayımlanan “K olları B ağlı
O dysseus”, Anday şiirinin döndüğü en karak
teristik kavşak oldu. Yazar bundan böyle fel sefeye ağırlık vererek, anlamı yüzeyden deri ne çekerek yazıyordu. M itolojik öyküler an latan, çok daha kapalı bir tarzı vardı artık. Me-
m et Fuat, Melih Cevdet’in ‘halkın beğenisi’ni
ölçü olarak almayı kesinlikle doğnı bulmadı ğını söylüyor. Zira Anday, san at ve edebiyatın halkın bilincini yükseltmek, halkı eğitmek gi bi bir misyonu olması gerektiğine inanıyordu: “Geri bırakılmış halkın beğeni düzeyine ses lenmek halkçılık değil, yeteneksizliğin örtbas edilmesidir.”
M elih Cevdet Anday, yazdığı denemeler
le bağnazlığı besleyen kaynaklara karşı müca dele eden biriydi. Türkiye törelerini ve gele neksel ahlakı yıllar boyunca eleştirdi. Dil me selesine de takılmıştı. Ona göre Türk dili öz
leştirilerek kullanılmalıydı. Deneme kitapları
ve C um huriyetteki köşe yazılan, ‘Anday me- seleleri’nde gerçekten de etkili oldu. Bu yazı lar da “Sevişm enin G üdüklüğü ve Yüceliği ” (1990 - 94) adıyla kitaplaştırıldı.
İki romanı, “A ylaklar" (1965) ve “G izli E-
m ir”( 1970) de olumlu eleştiriler aldı. Tefrika
edilen iki roman, “M eryem G ib i”v e “Yağm ur
lu S o k a k ”ise 90’lı yıllarda kitap olarak yayım
landı. Melih Cevdet Anday’m yazdığı tiyatro o- yunları ise çorak bir ortama çim misali düştü.
A bsürdden etkilenmişti. Yazarın tüm oyunla
rı “Toplu O yunlar I - I I ” adıyla bir araya getiri lerek yayımlandı. Türkiye’de tiyatro metni de yince ilk akla gelen eser olan “M ikad o’nun
Ç öpleri nin (1967) de Anday’a ait olduğunu
söyleyelim yeter.
A dam Y ay ın ları, son olarak 2002 E-
kim’inde “B ir Sis Ç an ı G ecen in İç in d e ” a- dıyla Melih Cevdet Anday şiir derlemesi ya yımladı.
E
L L A
O
L Ç E R
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi