• Sonuç bulunamadı

Bir meydana dair

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir meydana dair"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir meydana dair

Halûk Y. Şehsuvaroğlu

/ <’ '*

H ü r r i y e t M eydanı ismi verile n eski Beyazıt m eydanını ye nid en tanzim edilmes i için t o p l a n tı la r ya p ıl m a k t a d ır . Bey azıt m ey d an ı hak- ı m a k t a d ır . Bey azıt m eydanı hak- k ın d a k i fikirlerim izi m u h t e li f t a ­

rih le rd e , yin e b u s ü t u n la r d a be­ l i r t m i ş ti k (1).

Bey azıt m eydanı, İs tanbul şehri­ nin Biz anslIlar zam a nın danberi, m e y d a n o la r a k kalm ış en eski s e m tle rin d e n b ir id ir. Bu ta rih î m ey d an ı Belediyem iz acaba hangi esa s la ra göre tanzim e tm e y i düşün m e k te d ir ? B u m eydana , uzun a- sırlar, zaten hüv iy etin i vermiş, ek seri T ü r k m e y d a n l a rı n d a görül­ düğü gibi, b u r a s ı da b ir cami, med rese, han ( h a l e n yok) ve h a m a m ­ la sü sle nm iştir.

Biz m aalesef şehirlerim iz in ve sem elerimizin t a r ih l e r in i iyi bil­ meyiz. Istanbufi gibi b i r şehird e bü y ü k m e y d a n la ra ve sem tlere ait eski vesikala r, p lâ n l a r, re s im ler b i r a ray a getirilm iş değildir.

İs ta n b u l Belediyesi çok seneler ta rih çile rin b ilg ile rin e m ü r a c a a t etm eden çalışm ış ve b ir çok ta rih î anıtı, kendi g ö rü ş ü n e göre ortadan k a ld ı rı p yok e tm iş tir. Şehirlerim i zin en b ü y ü k taltihsizliği, sa n a t ta ­ r ih i bilgisinden yoksun, siyaset ve id a r e a d a m l a rı n ın k eyif le rin e gö­ re im a r edilmiş olm asıdır. Bu zih­ niy et, uzun z a m a n la r Bey azıt ha­ m a m ı gibi T ü r k m im arisinin m üs­ te s n a e s e r le ri n d e n b ir i için «Bu k ü m b e t insanın gönlü nü rahatsız ediyor» d em iştir.

Bizce B eyazıt m e y danın ıp tanzi­ m in d e ü z e ri n d e d u r u l a c a k en m ü­ h im no kta , b u m e y d a n ı n T ü r k h ü ­ v iy e t in i n m u h a i a z a edilebilmesi­ dir. Bu meydanım b i r köşesinde, ç ı n a r l a r altın d a b i r T ü r k kahvesi te ş e k k ü l etm iş tir- Bu ağaçlık lı din l e n m e yerine d a h a geniş ölçüde b i r y e r v e r m e k m ün as ip olu r. Biz g a r i p insani arızdır.

Y ıllarca, b i r çok m ü n e v v e r im iz de dahil o lm a k üzere, h em en h e r­ kes, Beyazıt h a m a m ın ı n yık ılm ası ü z e ri n d e ıs r a r e d i p d u r m u ş tu r , H a lb u k i, bu m e y d a n ın ü s tü n e Be­ yaz S a ra y diye, garip b i r binit ine şa olu nm uş, h a m a m ın y a n ın a bir t a k ı m çim ento y a p ı l a r d o ld u rm u ş ve b ü t ü n b u ç ir k in l ik l e r kimsenin gözünü ra h a tsız etm em şi, Beledi­ yem iz de b i r ta r ih î m e y d a n ı n üs­ t ü n e ve ta r ih i b i r b in a n ın yanına b u y a p ıl a rı n k u r u l m a s ı için m üsaa d e le r v e rm iş tir . Biz, b u yapıları, sanki b i r e r m i m a r î şaheserm iş gi­ bi, pervas ızca inşa edip d u ru r k e n , b u m eydanın h e m e n y a k ın ın d a k i güzel Sim keşhane binasın ı ve o- n u n yanındaki H aşan Paşa hanını y ık m a k t a hiç b i r m a h z u r görme-ı mişizdir.

X VII ncl ve X V II I inci asrin y a ­ digârı güzel yapıları y ı k t ır a n b i r Belediye, acaba şimdi nasıl bir m e y d a n tanzim etm e k g a y re t in d e ­ d ir ki, ele aldığı bu m n vdanda Be y azıt camiinin karşısında kendi m üsaadesi ile k u r u l m u ş b i r Beyaz S a r a y m e v c u t tu r .

Beyazıt, m eydanının çehresin de ilk b ü y ü k değişiklik, Bab-ı Seras­ k erin in inşası ile m e y d a n a gelmiş­ ti. O t a r ih t e B e k ir Paşa, b u g ü n k ü kanının p lâ n ı m y apm ış (2), y an ın ­ daki k a s ırla r la d ah a sonra, F u a t P aşa konağı da yapılınca, XIX uncu asır, bu m e y d a n a kendi mi- m a r t h üviy etin i iİâve etm iş tir.

A b d ü lh a m i t II. zam anın da, Is tan bul da b ü y ü k i m a r h a re k e t le r in e r a s t l a n m a m a k t a d ı r . Y aln ız Ab- diîîham lt, şe hrin b ü y ü k m e y d a n ­ ların ı, o devrin s a n a t anla yışı için­ de i m a r etm eyi d ü ş ü n m ü ş v e 1902 de Pariste ' bazı p r o e j le r h a z ır la t­ mıştı. Bu p ro j e le r d e n biri de Beyazıt m ey d an ın a aitti (3). s C u m h u ri y e t dev rinde, m ey d an a Şehrem in i H a y d a r Bey ta r a fı n d a n m e ş h u r havuz y a p tı rı lm ış t ır (4). Beyazıt meydanının , yenid en ta n ­ zimi m ü n as eb etiy le çeşitli fik ir l e r ileri s ü r ü lm e k te d ir . Bir yazarımız, geçenlerde, bir sabah gazetesinde, meydanın «H ürriyet Meydanı» is­ mini alm asından, Reşit Paşa nın, h ü r r iy e ti getire n ilk devle t ada­ mımız olm asından b a h se d e r e k bu m eydanda b u lu n a n Reşit Paşa t ü r ­ besi önüne, Paşanın b ir heykeli­ nin dikilm esini teklif ediy ordu. Es­ ki m im arim iz in yanına yeni an ıt­ lar, h e y k e lle r koym ak m im a r î ba­ kım ın dan p ek cesurane bir h a re ­ kettir. T ü rb e le r, ken di h a ş l a tm a b ir e r a n ıt tı r l a r . O n ia ', bizim m i ­ mar im iz de, bizim anlayışımızda h e y k e lle rin yerini t u t a r . Böyle b ir fikrin ta t b ik edilmiş şekli Ban- baros tü r b esi önünde g ö rü lm e k te d i ' Bu heykelin, h a k ik a t e n m u k ­ tedir b ir sa n a t k â r olan y a p ıc ı n , M im ar S in a n ’ın karş ısına gelmiş ve onun için eseri ifadesiz k alm ış­ tır. Bir çok m erasim lerd e garip sa h n e le r de görü lm ekte, Barba­ ros’un mez arına yapılacak tazim, h eykele g österilm ekte ve mezar, m erasim ciler ta r a fın d a n a r k a y a a- lın m ak tad ır.

Beyazıt m eydanına yeni b i r şe­ kil v e ri li rk e n yapılacak olan anıtla m eydanın ta rih î hüviy eti aras ında iyi b i r nispet k u r m a k h a k ik a t e n çok ince b ir san at me­ selesidir. Elli sene evvel, İkinci M eşrutiyet ilân edildiği vakit, Şişlide b i r tepenin adına «H ürri­ yeti Ebediye» demiş ve oraya da b ir an ıt yapm ıştık . F a k a t bu ge­ çen elli sene içinde T ü r k i y e ’ye H ü r r i y e t gelmedi. Çok tem enni ederiz ki, b u son hareket, m em le­ k ete uzun z a m a n lard ır, bekle ne n H ü r r i y e ti b ü t ü n ş a r t l a n ile getir­ miş olur.

Y u k a rıd a da iş a re t etiğimiz gibi B ey azıt m eyd an ın ın tanzi minde ilk esaslı mesele, m eydanın tarih î hüv iy etin in bozulm am asıd ır. Biz m e y d a n la rım ız d a , b ü y ü k ağaçlar altın da, su şırıltıla r ın ı din liy erek o tu rm asın ı sevmiş b ir milletiz. Bu m eydan için de esasen m evcut olan ağaçlı kahvenin ihyası ve belki, yenid en bazı h a v u z la r in ­ şası d ü şünülebilir. H e r h ald e Be­ lediyem izin T ü r k sanat ı ve T ü r k zevki ic aplarına göre, iyi hazır la ­ nan b i r propjeyi ta t b ik edeceğine in anıyoruz.

(1) C u m h u riy e t — îs ta n b u l d a y a ­ pılan elli senel ik im a r projele ri.

C u m h u ri y e t — 18 a ralık 1953 — K aybola n şehir.

C u m h u riy e t — 15 haziran 1958 — Beyazıt meydanı.

(2) C u m h u ri y e t gazetesi 15 h a ­ ziran 1958 «Beyazıt meydanı» baş­ lıklı m ak aley e bakınız.

(3) C u m h u riy e t Gazetesi «Istan-, b u ld a yapılan elli senelik im ar pro jeler i» başlık lı m akaleye bak ı­ nız.

(4) Bu havuz son im ar h a r e k e t­ lerin d e yık lmıstır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

üremesi görülür. Çoğalan bu hücreler göz kadehine doğru bir küme halinde çökmeye başlar.. Daha sonra, kümenin ektodermle olan bağlantısı da kaybolarak göz kadehi

Tuba auditiva ve cavum tympani birinci yutak kavsinin endoderminden bilateral olarak gelişen evaginasyonlarla meydana gelir.. Birinci yutak kavsi mezenşiminden ise çene

Şebeke borucuklarının geri kalan kısmı ise intra hepatik safra kanallarını, duodenum divertkülünden ayrılan ve borucuklar şebekesinin başlangıcı olan ilk kol da

Cloaca zarının rectum karşısındaki kısmı anüs zarı , sinus ürogenitalis karşısındaki kısmı ürogenital zar (membrana ürogenitalis) olarak isimlendirilir..

• Vena umbilicalis'in vena hepatica ile olan bu bağlantı koluna ductus venosus ismi verilir. • Vena omphalo - mesenterica'nın sinus venosus'a açıldığı yerin

yapar; bu sırada kalp taslağı kıvrılarak S şeklini alır. • Sonraki gelişmelerle, arteriyel ve venöz kutuplar da.. birbirlerine

Pronephros borucukları serbest uçları ile aynı hizada birbirlerine birleşerek hepsi için ortak olan pronephros kanalı adı verilen ilk böbrek kanalını meydana getirirler..

Kanatlılarda, memeli hayvanlarda ve insanda daimi böbrek görevini gören metanephros, oluşması. itibarıyla farklı iki kısımdan