^Milliyet
2 - l o o ' I İ L E R G Ü N ÜNazım Hikmet'ten Piraye'ye...
4*£
Böyle bir mektup için
üç sene yatılır billahi*!
S
evgili!Bütün bir uykusuz geçen geceden sonra sana bu mektubu sabah sabahyazıyorum. Oğlumla beraber çıkarıp gönderdiğiniz resim uyutmadı beni. Niçin uyutmadı? Neden uyutmadı? Bu “niçin”e, “neden”e cevap vermek için baştan başa bir şiir kitabı yazmak lazım. O kitap günün birinde yazılacaktır. Şimdi muhakkak olan bir şey varsa bütün bir gece
uyumadığımdır. “Bana aşk mektubu gönder” diyorsun. Şimdiye kadar gönderdiklerimin çoğu neydi zaten. Sen benim gözlerimin içine bakarak bir kere olsun, “Seni seviyorum” dememişsindir. Ben, her yerde, her zaman, yıldızlı bir denizin üstünde, çam ağaçlı bir balkonda olsun, karanlık,
daha sanatkarım. yalnız senin gözlerinin ışıltısını
gördüğüm ılık bir odada, bir hapishanenin görüşme yerinde olsun, mektupla olsun,
mektupsuz olsun, nesirle olsun, şiirle olsun, içimden her gelişte sana, “ Seni seviyorum” demişimdir.
“Ben aşk mektubu
yazmasını beceremedim. Sen yaz da bana model olsun" diyorsun. Senin aşk mektubun harikuladeydi. Buranın ölçüsüyle, böyle bir mektup için üç sene yatılır billahi... Zati sen benden daha iyi şairsin, sen benden çok daha derinsin, yavrum. Ben belki
Benden emin olman beni öyle bahtiyar, öyle mağrur kıldı ki... Bir binbir gece şehrinin altın kakmalı kapılarından muzaffer girmiş bir eski zaman kahramanı gibi hissediyorum
kendimi... Nazım
NAZIM HİKM ET yaşamı boyunca bir çok kez aşık oldu. Nazım'in en güzel aşk şiirlerini yazdığı, en uzun süre evli kaldığı kadın ise Piraye'ydi. Nazım ile f
Piraye genç kadın eşinden henüz boşandığı sırada tanıştılar. Sanat eleştirmeni Vedat Örfi ile 16 yaşındayken evlenen Piraye'nin iki çocuğu vardı. Bunlardan biri eleştirmen M em et Fuat Bengü’ydü. Nazım, Piraye'yi çok sevdi. Ancak evlilik yaşamlarının
13 yılında büyük şair cezaevindeydi. Nazım daha sonra Münevver'e aşık oldu ve 1951 yılında Nazım ile Piraye'nin evliliği sona erdi. Nazım 'ın 1933'ten
1950'ye kadar on yedi yıl boyunca kendisine yazdığı
mektupları, Piraye bir tahta bavulda sakladı. Nazım Hikmet, Adam Yayınları"Piraye'ye Mektuplar 1-2",
KARIMA
MEKTUP
11-KASIM-1933 Bursa Hapishanesi Bir tanem! Son mektubunda: "Başım sızlıyor yüreğim sersem!" diyorsun. "Seni asarlarsa seni kaybedersem "; diyorsun; "yaşayamam!" Yaşarsın karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı
en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı.
Ölüm
bir ipte sallanan bir ölü. Bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm. Fakat
emin ol kİ sevgili; zavallı bir çingenenin kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eti geçirecekse eğer ipi boğazıma, mavi gözlerimde korkuyu görm ek için boşuna bakacaklar Nazıma! Ben,
alaca karanlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarı kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...
Karım benim! İyi yürekli altın renkli, gözleri baldan tatlı arım benim: ne diye yazdım sana istendiğini idamımın, daha dava ilk adımında ve bir şalgam gibi koparmıyorlar kellesini adamın.
Haydi bunlara boş ver. Bunlar uzak bir ihtimal. Paran varsa eğ er bana fanila bir don al, tuttu bacağımın siyatik ağrısı.
Ve unutma ki daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı
'•JlA O Ste
C /«6-
19
i s
)
UU J o i r * ^ S^C\ <s^
© J/ 9 ? z
V ^
' yjf>
<s>&, ' 7 f
. > /^s v ' ^ / ^ *=./«< ^ . / . // /
/Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleğ Taha Toros Arşivi