• Sonuç bulunamadı

19. yüzyıl dedikoducusuyla Boğaz turu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "19. yüzyıl dedikoducusuyla Boğaz turu"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İS

T

A

N

B

U

L

C

A

IS

^

A

N

B

U

L

E

N

C

O

U

N

T

E

R

with a 19th century gossipmonger

Çok yönlü kişiliğiyle birçok alanda adı anılan

Murat B elge’yle B oğ a z’da yol alırken, sarayları, yalıları,

sakinleriyle uzun bir “Boğaziçi M asalı” dinledik.

We were regaled with a long Bosphorus fairy tale as we

toured the strait with Murat Beige, a versatile figure and a

household name in many areas of culture.

R IZ A K IR A Ç @ İZ Z E T K E R İB A R

E

debiyat eleştirileri, kuramsal yazıları, gezi kitapları ve üniversitelerde yıllardır devam eden Ingiliz Edebiyatı hocalığının yanı sıra Murat Belge, yaklaşık yirmi beş yıldır köşe bucak İstanbul rehberliği yapıyor.

Uzun yıllar Boğaziçi'nin o nadide yalılarında yaşayan, bu bölgenin hayat kültürüyle donanan Murat Belge’yle Boğaz turu yapmak, aynı anda mitolojiden Osmanlı tarihine,

Cumhuriyet’in ilk yıllarına yapılan bir gezi anlamına geliyor.

Bir buçuk saatlik molayı saymazsak, yaklaşık dört saatlik tur boyunca Belge; sarayları, camileri, yalıları, koruları, padişahları, sultanları, elçileri, valileri, esnafı, kabadayısı, sıradan insanlarıyla gerçek bir Boğaziçi masalı anlatıyor.

BOĞAZ’DA YÜZERKEN DİKKAT!

Boğaziçi’ne dair efsaneler, bu bölgenin coğrafi konumunun tarih boyunca ne denli önemli olduğuna işarettir. Boğaz’ın adlarından biri de ’Bosphoros’. Anlamı ise ‘İnek Geçidi’... Murat Belge’nin Boğaziçi’ne dair anlattığı mitolojik efsanelerin sayfalarımıza sığmayacağını söylememe gerek yok sanırım...

B

esides his literary criticism,

theoretical writings, guidebooks and years of teaching English literature in the universities, Murat Beige has been leading tours through every quarter of Istanbul for almost 25 years. His is the first name that pops into mind when the history of the Bosphorus is mentioned. A Bosphorus tour with Murat Beige, who has spent years living in its unsurpassed waterside mansions soaking up its way of life and culture, means a journey through mythology and Ottoman history right up to the early years of the Turkish Republic.

On the tour, which lasts four hours not counting an hour and a half break, Beige tells an authentic Bosphorus tale through the history of its mosques, palaces, waterfront mansions and groves, not to mention its sultans and padishahs, its envoys, governors, shopkeepers, lowlifes, and just plain ordinary folk.

SWIMMERS IN THE BOSPHORUS BEWARE!

The many legends surrounding the Bosphorus are an indication of how important this geographical region has

(2)

Boğaziçi’nde kulaç atabilmek için yüzmeyi Boğaz’da öğrenmiş olmak gerektiğini söyleyen Belge, “Boğaz suları hırçın değildir, fakat Boğaz’daki akıntıların yönünü bilmek gerekir. Karadeniz’den Marmara'ya bir üst akıntı vardır; bu akıntı burunlara çarparak yön değiştirir. Aynı zamanda, Marmara’dan Karadeniz'e doğru bir alt akıntı vardır. Bu akıntıların yönünü bilmeyen biri, kolaylıkla akıntıya kapılarak uzun bir Boğaz turu yapmak zorunda kalabilir!” diyor.

BALYAN AİLESİ'NİN ESERLERİ

Boğaziçi’nde ilk yerleşim, 18. yüzyılda başlar. Ancak Boğaziçi boyunca paralel sıralanan tepeler ulaşımı hep zorlaştırmıştır. 19. yüzyılda Dolmabahçe Sarayı inşaatının ve buharlı gemilerin sef.ere başlaması, Boğaz’ın ücra köşelerine

kadar yerleşimi kolaylaştırır. Nitekim, Padişah Sarayı’nın inşaatıyla birlikte, kış aylarını Beyoğlu’ndaki konutlarında geçiren elçilik temsilcileri ve İstanbul’un nüfuzlu İsimleri, Boğaziçi boyunca birer İkişer yalı yaptırmaya başlar. Boğaz boyunca sıralanmış sarayları, camileri, yalıları, köşkleri gezerken, beş kuşak boyunca mimarlık yapan ve saray mimarı olarak da ün salan Balyan ailesinin bir eserini görmemek mümkün değil. 1853’te tamamlanan Dolmabahçe Sarayı, Garabet ve Nikoğos Balyan tarafından yapılmıştır. Dolmabahçe Camii, Garabet Balyan’ın; Dolmabahçe Saat Kulesi, Sarkls Balyan’ın; Ortaköy Camii, Nikoğos Balyan’ın eseridir.

Beylerbeyi Sarayı’nı ise ilk olarak Krikor Balyan ahşap malzemeden yapar. 1851 yılında çıkan bir yangında sarayın yanması üzerine,

been over the centuries. Its very name ‘Bosphorus' means ‘Ox Ford’. Needless to say, not all the

Bosphorus myths and legends Beige recounts can be squeezed into the pages of a brief article such as this. To swim in the Bosphorus, warns Beige, you need to have learned how to negotiate its waters.

“The Bosphorus is not treacherous, but you need to know the direction of the currents. There is a surface current from the Black Sea to the Sea of Marmara, which changes course when it hits the points. A person unfamiliar with those currents could easily be swept away and have to swim a lot farther than he bargained for!’’

WORKS BY THE BALYAN FAMILY OF ARCHITECTS

Settlement on the Bosphorus first got

underway in the 18th century. But the hills that run parallel with the shore have always made access difficult. The construction of the Dolmabahge Palace and the introduction of

steamship travel in the 19th century facilitated settlement even in the waterway's most remote recesses.

Eventually, with the construction of the Imperial Palace, embassy

representatives and prominent Istanbul figures, who spent the summer months in houses on the Bosphorus, began having seaside mansions built for themselves on its shores. As we tour the palaces, mosques, mansions and pavilions that line the waterway, it is impossible not to notice the works of the Balyan family, five or six generations of architects who earned fame as

builders of palaces. The first >

19. yüzyılda Dolmabahçe Sarayı'nın (üstte en solda) yapılmasıyla birlikte Boğaz’ın kıyıları birer ikişer yalılarla, küçük saraylarla ve camilerle süslenmeye başlandı. Yusuf Ziya Paşa Yalısı (üstte ortada); Küçüksu Kasrı (üstte sağda); Çırağan Sarayı (sağda). Murat Belge (altta).

Waterfront mansions, small palaces and mosques began to adorn the shore of the Bosphorus with the construction of Dolmabahçe Palace (above left) In the 19th century. Yusuf Ziya Pasha Yalı (above center); Küçüksu Pavilion (above right); Çırağan Palace (right).

Murat Beige (below).

(3)

- trmffllÛ

IMforr,

AT*.

II

• AT*

II

4

l

II

f ,

II

I

I

I

■ 1

yine Balyan ailesinden, Sarkis Balyan, bugünkü Beylerbeyi Sarayı'nı İnşa eder. Çırağan Sarayı’nın planını ise Nlkoğos Balyan çizmiş, ancak uygulamasını Sarkis ve Agop Balyan yapmıştır.

Bu yapılar, dönemin eklektik mimarlığının bütün

özelliklerini barındırır; yapılarda bir yandan Barok mimarlığın izlerine

rastlanırken, bir yandan da klasik ve arabesk mimarinin çizgileri izlenir.

BOĞAZ’IN NAKIŞLARI

‘Yalı’ sözcüğü, Türkçe’de deniz kenarına yapılmış ahşap konutlar için kullanılır. Yalı, Yunanca’da ‘kıyı’ anlamını taşır. Boğaziçi'nde bir kısım yalı iklimin rutubetine, denizin nemine ve yangınlara yenik düşse de önemli bir kısmı, aslına uygun restorasyonlarla bugüne dek varlığını korumuştur.

Söz, Murat Belge’de: “Yalılar İki ana yapıdan oluşurdu.

‘Selamlık’ bölümü, misafirlerin ağırlandığı, günlük hayatın yoğun bir biçimde geçirildiği bir bölümdü ve yalının en geniş alanını kaplardı. Evin bir bölümü İse kadınlar ve evin erkekleri içindi. Bu kısma harem denirdi; şimdilerde dendiği gibi ‘haremlik’ değil. Bazı yalılarda selamlıkla, harem parasızlık yüzünden iç İçe yapılırdı; bazılarında ayrı İnşa edilirdi. Yalıların altında bir kayıkhane bulunurdu.”

Yalıların mimarisini dönemin beğenileri belirliyordu. Rokoko, barok ve art nouveau tarzında,

çoğunlukla ahşap yapılardı bunlar ve genellikle aşıboyalı, beyaz ya da yeşil renkliydi.

Boğaziçi’ndeki yalılar sahiplerinin adlarıyla anılırdı; örneğin Rumelihisarı’ndakl Oduncubaşıları Yalısı, Oduncubaşı ailesinin adıyla anılırdı. Vaniköy'dekl Recai Efendi’nin yalısı kendi adıyla anılırken, ölümünden sonra

of these buildings,

Dolmabahge Palace, which was completed in 1853, and the Dolmabahge Mosque and Clock Tower and Ortakoy Mosque are all by Nikogos Balyan. Originally built out o f wood by Krikor Balyan, Beylerbeyi Palace on the Anatolian shore was destroyed by fire in 1851 and the present palace built by Sarkis Balyan, again from the same family. Similarly, Nikogos Balyan drew up the plans for the Qiragan Palace, which were then implemented by Sarkis and Agop Balyan.

THE ‘YALI’ WAY OF LIFE

The word 'yali', which means 'shore' in Greek, is used in Turkish to denote the wooden mansions built on the waterfront. Although some o f the Bosphorus yalis have succumbed to the humid climate and the sea’s damp or to fire, a significant number have also survived right up to the present in

İstanbul’un en eski OsmanlI evi olarak bilinen, 1699 tarihli Amcazade Yalısı’dan geriye sadece divanhanesi kalmış (altta). Kont Ostrorog Yalısı (solda).

The reception hall is all that remains of the Amcazade Yalı, the oldest Ottoman house In Istanbul, built in 1699 (below). The Yali of Count Ostrorog (left).

restorations faithful to their original style.

Yalis consist of two main sections. The 'selamlık' or men's quarters, where guests are received and most everyday activities take place, is the larger of the two. The ‘haremlik’ or women's quarters is the preserve of the women of the family. In some yalis the two sections are adjacent while in others they are separate buildings. Another area that was constructed below the yah was the 'kayıkhane' or boathouse. Contemporary tastes determined the design of the yalis, most of which were built in Rococo, Baroque or Art Nouveau style and painted green or white.

Bosphorus yalis were known by their owners' names; for example, the yah of the Oduncubaşı family at Rumelihisar, and the yah of Recai Efendi at Vaniköy, renamed after his death the t>

(4)

oğlunun adıyla, Recaizade Ekrem Yalısı olarak anılmaya başlandı. Ve bu yalıların mutlaka kendine özgü bir hikâyesi vardı.

HER YALI BİR HİKÂYE

Murat Belge’nln anlattığı ilginç hikâyelerden biri, Recaizade Ekrem Bey’ln yalısıyla İlgili olanı: “Istinye koyunun kuzey ucunda, çakarın yanındaki kahverengi yalıda kısa bir süre

Recaizade Ekrem Bey oturmuştu. Vaniköy’de babası Recai Efendi’nln yalısında büyüyen Ekrem Bey yeni yalısından çok memnundu; ancak kalma süresinin kısalığının İlginç bir hikâyesi var. Sultan

Abdülhamld’in adamları, Ekrem Bey’in karşı kıyıda, Çubuklu Kasrı’ndakl Hıdiv ailesiyle geceleri ışıkla haberleştiğine dair jurnal yazarlar. Kuşkucu Abdülhamld kendi

kesesinden Cihangir’de bir konak satın alarak

Recalzade’ye armağan eder ve yalısını terk etmeye zorlar.’’

Küçüksu İle Kandilli Burnu arasındaki yalıların görünüşü

kadar hikâyeleri de ilginçtir. Özellikle de Kıbrıslı Yalısı’nınki... “Kıbrıslı Yalısı'nı Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa yaptırmıştı. Paşa önce bir Ingiliz kadınla, ondan çocuğu olmayınca da Atiye Hanım’la evlenmiş ve böylece altı çocuğa

kavuşmuştu. Bu ikinci kuşak Kıbrıslılardan Tevfik Bey, ünlü BabIâli baskınında hayatını kaybetti. Kardeşi Şevket edebiyat

meraklısıydı. Yahya Kemal’in arkadaşı olduğu için şair de sık sık onun yalısında kalır; Abud Yalısı’nda yaşayan güzel Belkıs Hanım’ı hayranlıkla seyrederdi. Kıbrıslı Yalısı Paris’teki ‘edebiyat salon’ları gibi aydınlarla dolup taşardı. Bütün bu edebiyatçıların yanı sıra, Kıbrıslı Yalısı’nın tuhaf sakinleri de vardı. Şair takımından Fazıl Ahmed’in kardeşi Mahmud Bey bir rahatsızlık geçirir,

bacağından kocaman bir ur alınır. Vücudunun böyle kocaman bir nesne ürettiğini gören Mahmud kendisinin çocuk doğurma yeteneğine sahip olduğuna, dolayısıyla kadın olduğuna karar verir.

Anadoluhisarı’ndaki 18. yüzyıldan kalma Hekimbaşı Yalısı, OsmanlI mimarisinin o çok sevimli asimetrisini sergiler (üstte). Beylerbeyi Sarayı, Sultan Abdülaziz tarafından 1865’te Sarkis Balyan’a yaptırıldı (altta).

The Hekimbaşı Yalı at Anadoluhisarı exhibits the charming asymmetry of Ottoman architecture (above). Beylerbeyi Palace, commissioned by Sultan Abdülaziz to architect Sarkis Balyan in 1865 (below).

‘Recaizade (son of Recai) Ekrem Yalı’ for his son, Ekrem. Of course, a unique story is associated with each of these names.

EACH YALI A STORY

One of the most interesting stories told by Murat Beige is about the yah of Recaizade Ekrem Bey:

“Recaizade Ekrem Bey lived briefly in a brown yah next to the little lighthouse at the northern tip of Istinye bay. Ekrem Bey, who grew up in his father Recai Efendi’s yah at Vaniköy, was very pleased with his new yah but was unable to reside there for long. Abdülhamid’s ubiquitous spies compiled a report which alleged that Ekrem Bey was transmitting light signals by night to the family of the Egyptian Viceroy, who lived in Çubuklu Pavilion on the opposite shore. Buying a mansion at Cihangir out of his own pocket, the morbidly suspicious sultan made a gift of it to Recaizade Ekrem, who was thus forced to vacate his own yah." The stories of the yalis between Küçüksu (also known as the Sweet Waters of Asia) and Kandilli Point are as interesting as their facades, especially that of the Kıbrıslı Yah. Once again in Murat Beige's words: “The Kıbrıslı Yah was built by Mehmed Emin Pasha of Cyprus. Tevfik Bey, who hailed from the second generation of the family, was killed in the infamous raid on t>

(5)

|.: fer- - _

I I : « i :

İHfllIJf'

Adını ‘Mahmude’ olarak değiştirir, kadın elbiseleri giyip dolaşmaya başlar. Kıbrıslı Yalısı’nda uzun süreler kalır.”

Huber Yalısı, Krupp fabrikalarının temsilciliğini yapan Herr Huber’in adını taşır (üstte). Göksu’daki Kıbrıslı

Murat Belge, ‘‘Boğaz turu boyunca yapılara ve insanlara ilişkin hikâyeleri anlatırken, yapıların önünden ister İstemez hızlı geçiyoruz. Hikâyeler anekdotlar biçiminde anlatılıyor. Bu yüzden tamamını anlatamadığım hikâyeler, Boğaz’a dair en güzel hikâyelerdir” diyor.

Boğaz’ın Karadeniz'e açılan ucuna geldiğimizde, tatlı bir rüzgârla karşılaşıyoruz. Burası Yom Burnu (Müjde Burnu) olarak adlandırılıyor. Karadeniz’den gelen gemiciler bu burnu gördüklerinde güvenlikte olduklarını düşündükleri İçin bu adı vermiş bölgeye. Boğaziçi turunun sonunda aklımızda bir dolu İsim, belleğimizde onlarca yalı, saray ve irili ufaklı camilerle birlikte Boğaz’ın huzur veren atmosferi kalıyor.

‘‘Ben 19. yüzyıl

dedikoducusuyum. Boğaz’da yaşanan sansasyonları, skandalları, bu olayların geçtiği yapıları biliyorum. Ama 20. yüzyılı izlemedim, onlardan haberim yok” diyor Murat Belge; biraz da rehberliğinin eğlenceli taraflarını öne çıkartarak...

Yalısı, Boğaziçi’ndeki en geniş cepheli yalı (altta sağda).

The Huber Yalı, named for Herr Huber, representative of Germany’s Krupp factories (above). The Kıbrıslı Yalı at Göksu has the widest facade of all the Bosphorus mansions (below right).

80 SKYLIFE 10/2004

the Sublime Porte in January 1913. His brother Şevket, a literature buff, was a friend of Yahya Kemal, and the poet was a frequent guest at the yah, from which he gazed admiringly on the beautiful Belkıs Hamm who lived in the nearby Abud Yah. The Kıbrıslı Yah teemed with intellectuals like a Paris literary salon. But besides the literati, there were also some eccentrics living here. Among the poets, Fazıl Ahmed’s brother Mahmud Bey suffered from an indisposition which

necessitated the removal of an enormous tumor from his leg. Seeing that his body had produced such a sizable growth, Mahmud Bey concluded that he was capable of bearing a child and therefore that he was a woman. Changing his name to the feminine form, ‘Mahmude’, he began going about dressed in women's clothes. He stayed at the Kıbrıslı Yah for a long time."

A TRANQUIL ATMOSPHERE

"When telling the stories of people and buildings on a Bosphorus tour," says Murat

Beige, “inevitably we pass by the yalis very quickly and the stories are reduced to brief anecdotes. Even though they are never told in their entirety, these stories are nevertheless the most charming tales of the Bosphorus. ” Reaching the end of the strait where it joins the Black Sea, we encounter a pleasant breeze at the point known as Yom or Müjde Burnu (Good News Point), so named by sailors who probably thought they had reached safety upon arriving here from the Black Sea. Together with a raft of names and hundreds of yalis, palaces and mosques large and small, the Bosphorus's all-pervasive tranquility lingers on in our memory at the end of our tour.

“I'm a gossipmonger of the 19th century, ’’ confesses Belge. "I know all the scandals and sensational incidents that occurred on the Bosphorus and the buildings in which they took place. But I haven't followed the scandals of the

twentieth century and know nothing about them," he adds with a sly smile... □

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The following images are the output of image segmentation on the test data images using the Mask R-CNN framework..

Harp tehlikesini önlemek için, ye­ gâne çarenin, milletler arası tesanüt olduğunu ifade eden Tanrıöver, Avrupanm bugün külli bir istilâya uğramamış

Vega Convention Center Rixos Sungate,

[1] Dasgupta B, Mruthyunjaya TS. The Stewart Platform Manipulator: A Review, Mechanism and Machine Theory, Vol.. Design, Analysis and Fabrication of a Novel Three Degrees

азиатская роскошь... Ныне можно сказать: азиатская бедность, азиатское свинство и проч., но роскошь есть, конечно, принадлежность Европы. В Арзруме ни

Due to the necessities in wars, considering the practical needs, traditional Timar holder system of the empire was abandoned and rifle infantries began to be used in the

Roma’dan gelen Papanın §ahsi temsilcisi Augustîn Cardinal Bea/dün sabah Rum Ortodoks Parti rî ği Athenagoras'ı ziyaret etmiştir. C a r ­ dinal Bea,Partrik

藥 學 科 技 期末心得 B303097216 蔡牧承 靈魂之窗 台灣的近視比率是世界最高的,根據調查統計顯示:台灣的高三學生近視比