• Sonuç bulunamadı

Hey koca Hasan Ali Yücel...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hey koca Hasan Ali Yücel..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

2

/ V #

Hey Koca Haşan Ali Yüce

TURAN ALTUNTAŞ

Eğitimci-Emekli Öğretmen

B

ugün ölümünün 37. yılında (26 Şubat 1961) içten say­ gıyla anacağımız Haşan Ali Yücel, aydınlanmanın ön­ cüsü, hümanizmayı kültür yaşamımıza katan büyük bir

düşün adamı. Dünya Klasiklerini dilimize kazandıran A tatürk’ün açtığı çağdaşlaş­

ma yolunun izleyicisi uygar bir gönül ada­ mıydı. Bir ulusun yazgısının değişmesin­ de rol oynayan Köy Enstitüleri’nin kurul­ masına öncülük eden örnek bir eğitimci­ dir. Haşan Âli Yücel, dünya eğitim tarihi­ ne benzeri az gelmiş Milli Eğitim Bakan­ larındandır. 1938-1946 yıllan arasında Mil­ li Eğitim Bakanlığı yapan Yücel, bu görev­ de 7 yıl 7 ay 7 gün kaldı. Ben Düziçi Köy Enstitüsü’nü öğretmen okuluna dönüştük­ ten sonra bitirdim. Haşan Âli’yi görerek ko­ nuşarak tanımayı ne kadar isterdim. Aklı­ ma geldiği gibi gönlümce yazacağım bu bü­ yük Bakanımızı.

Haşan Âli Yücel görkemli fiziği, gür kaşları ile güzel adamdı. Sakin ve insancıl bir görünümü vardı, işlerinde iyimser ve di­ rengendi. Duygulu, sanatçı bir düşün ada­

mıydı. Şair Can Yücel’m de babasıdır. Can Yücel, babası için bir şiirinde bakın ne di­ yor:

“Bilmezdi ki oturduğu semti/ Geldi mi gidici, hep hep acele işi/Çağın en güzel göz­ lü maarif müfettişi/ Atlastan bakardım ne­ relere gitti/ Öyle öyle ezber ettim gurbeti/ Açıldı nefesim, fikrim, canevim/ Hayatta ben en çok babamı sev dim.”

Haşan Âli Yücel ve Köy Enstitüleri: Nisan 1940 tarihinden kurulan Köy Ens­ titüleri M.E. Bakanı Haşan Âli Y ücel’le

İsmail Hakkı Tonguç'un eseridir. Köy Ens­

titüleri bozkırın bağrına dikilen eğitim anıt­ larıdır. Bu okullardan yetişenler, eğitimin efsane kahramanlarıdır. Köye ve köylüye buradan öğretmen sağlandı. İş eğitiminin en özgünü bu okullarda uygulandı. 6 yıl­ da 17 bin köy öğretmeni yetiştirildi.Yıl 1998, yani bugün, iki bine iki var. Anası, babası köyde oturan piyano, keman, man­ dolin çalan köylü kızı var mı? Yok. Ama bundan elli yıl önce, Haşan Âli Yücel’in Köy Enstitülerindeki köylü kızlan man­ dolin, kem an, piyano çalıyordu. Yine

1997’de köylü kızlan, oğlanları “mızraklı

_____________________ CUMHURİYET

*

9

Ş

- 7 7 . '

U U

,f

O

OLAYLAR VE GÖRÜŞLER

• • •

ilmuhal” okuyorlar. Bundan elli yıl önce,

1945-1946’da, biz köylü çocuklan, Haşan Âli Yücel’in dilimize çevirttiği Dünya Kla­ siklerinden Voltaire’i, Shakespeare’i. Mo-

liere’i, Cervantes’i okuyorduk.

Köy Enstitüsü’nden yetişen yazarlardan

Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Bekir Semerci, Pakize Türkoğlu, Adnan Binyazar, Ali Yüce, Şevket Yücel ve benzerleri hepsi

Yücel’in çocuktandır.

“Köy Enstitülü çocuklar ne yapmış? Ha­ ram yememiş, yalan söylememiş, çağdaş bir ulusun devrimlerine sonuna kadar sa­ hip çıkmış, yobaz olmamış, yobaza prim vermemiş, aydını ve aydınlığı görmüş, bi­ limi özgür düşünceyi bir pabuca peşkeş çekmemiş, sevmiş., severken de toprak kokusundan iğrenip sosyete kokusunu öne çıkarmamış.” ABC dergisi.

Haşan Âli Yücel - Kenan Öner davası: İstanbul Milletvekili Mareşal Fevzi Çak­

mak, Köy Enstitülerini kastederek, “Ko­ münistleri koruyan bakanlar var” demiş.

D e m o k ra t P a r t i’n in a v u k a tı K enan Önerde ABC dergisi (Yeni Sabah gazete­ sinde) “Komünistleri koruyan M.E. Ba­

kanı Haşan Âli Yücel’dir” diye yazmıştır.

Yücel dava etm iş. Dava 2 yıl sürm üş. Yücel mahkeme kapılarında yalnız bıra­ kılm ış. Kenan Ö n er’e Nihal Atsız, Al­

parslan Türkeş, Osman Yüksel Serden-

geçti’ler tanıklık etmişler; yüksekokullar­ dan sağcı öğrenciler getirerek, Y ücel’i protesto ettirmişlefdir. Haşan Âli Yücel davayı kazanm ış ama, partisine de gü- cenmiştir. Haşan Âli Y ücel’in yapıtları: Türk Edebiyatı Numuneleri, M antık ve Metodoloji, Goethe Bir Dehanın Roma­ nı, Türk Edebiyatına Toplu Bakış, Dö­ nen Ses (Şiirler), Pazartesi Konuşmaları, Sizin İçin (Şiir), İçten Dıştan, Türkiye’de O rtaöğretim, Davam, Hürriyete Doğru, İyi İnsan İyi Vatandaş, Kıbrıs Mektupla­ rı, İngiltere M ektupları, H ürriyet Gene Hürriyet, Dinle Benden (şiir), Allah Bir. Öbür Hizmetleri: 1939 yılımda 1. Eğitim Şurası’m toplayarak ilk “Eğitim Planı”nı hazırlatmıştır. Ankara Fen ve Tıp fakül­ telerini, İzmir Yüksek İktisat ve Ticaret O kulu’yla, Balıkesir- Edim e öğretmen O kulu’nu açmıştır. Üniversiteler yasası­ nın çıkm asını sağlam ış, üniversiteleri ö zerk liğ e kavuşturm uştur. T iyatro ve operanın kurulm asına yardımcı olm uş­ tur. Teknik okulların yaygınlaşm asında ve modernleşmesinde katkıları olmuştur. 1958’de UNESCO Genel Kurul üyeliği­ ne seçilmiştir. İslam, İnönü, Sanat ansik­

lopedileri, Güzel Sanatlar, Tercüme, Köy Enstitüleri, dergileri.. Yücel’in bakanlığı döneminde yayımlanmıştır. Tercüme bü­ rosu kurdurarak, Dünya Klasiklerini dili­ mize kazandırmıştır. Fransız 171, Yunan 62, İngiliz 56, Alman klasiklerinden 53 olmak üzere., toplam 496 klasik dilimize çevrilmiştir. Haşan Âli Yücel döneminde eğitim durumu:

1938’de Milli Eğitim B akanlığı’na ata­ nan H. Â. Yücel, 1946’ya değin eğitimi nereden nereye yükseltmiştir, onu göre­ lim. 6700 olan ilkokulu 13655’e, 13502 olan öğretm eni 19658’e, 264591 olan öğrenci sayısını 1.359.234’e yükseltmiş­ tir. Ö ğ re n c i s a y ıs ın d a a r tış y ü z d e 400’dür. 19 Nisan 1954 tarihinde Cum­ huriyet gazetesinde Haşan Âli Y ücel’in yayımlanmış yazısından kısa bir alıntı:

“Bir Bayram Günüydü, 19 Nisan 1954.” “Köy öğretmeni yetiştirmede bazı güç­ lükler vardı. Bu güçlükleri giderecek çare­ ler şunlardı: 1) Köye öğretmen yetiştirecek okullar, köy hayatını devam ettirmeli 2) Bu müesseselere köyde ilköğretimini tamam­ lamış olan çocuklan alıp, gene köyüne öğ­ retmen olarak vermeli. 3) Köye gidecek öğ­ retmen, yalnız okuma-yazma öğreten bir in­ san olmakla kalmamalı. Köy hayatının ge­ rektirdiği işlerde öncü olarak, köylüleri bil­ gi ve beceriyle donatmalı...”

Referanslar

Benzer Belgeler

Elektronun elektrik yükünün karesinin, ›fl›k h›z›yla Planck sabitinin çarp›m›na bölünmesiyle elde edilen ince yap› sabiti, son bir kurama göre ancak ›fl›k

Fakat o tarihlerde de kayık bütün bu vasıtalar İçinde halk tara­ fından kâh ucuzluğu, kâh her an j emre hazır oluşu bakımından ve yük­ s e k sınıf

lej’de ve Almanya’nuı Magdeburg şehrinde yüksek tahsilini ise An­ kara Hukuk Fakültesinde yap­ mıştır. 17 Nisan 1927 de Dışişleri Bakanlığına intisap

Çiçekleri neredeyse tamamen kapalı sikonyum’lar içerisinde hap- sedilen dişi incir ağaçlarının tozlaşmasına ilek arıcığı (Blastophaga psenes) denilen ve

(Lac Léman) m etrafını geceleri nura gark eden yine bu beyaz kömür dür. Honoré diyor ki « bir kaç manetle mü­ zeyyen bir mermer levhanın arkasına 10,000 ve

Araflt›rmac›lar, daha önce bir morötesi (dalgaboylar›nda parlayan) halka ve optik (görünür) ›fl›kta parlayan s›cak noktalarla ayn› yerde bir X-›fl›n›

Neyzen çok içki içerdi, ben ağzıma koymam; Neyzen sigarayı yutardı, ben tadını bilmiyorum, ama ikimizin bir müştereği var: İkimiz de dilimizi tutamıyoruz. O

[r]