• Sonuç bulunamadı

Her ülkede söylenen bir türkü gibi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Her ülkede söylenen bir türkü gibi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

15 OCAK 1994 CUMARTESİ CUMHURİYET 2

-

____________________________ KÜLTÜR

'Her iükede söylenen bir türkügibi’

şairdir, ama kişiliği, serüvenleri ve fikirleri bizi il- zorluğu,kolaylığı veimkâmüzerindedüşünmele- gilendirmez”, yani bunlar yanlıştır, batıldır di- rini isterim, ille de mit sözünü kullanacaklarsa

yenler, onun şairliğini kabul ediyorlardı, ama (bence hiç gerekli değildir), “mit” haline gelmiş bir mit haline gelmiş olan yaranı kabul etmiyor- kişileri şöyle bir göz önüne getirmelerini de iste- lardı; yıllar sonra mit haline gelmiş yanım kabul rim. Mit var miteik var... Nâzım da mit Nesimi ettiler ama, şairliğini kabul etmediler. Bu iki id- de,amaHâmiddemitNâzımda...Mitkelimesinin dianın, temel bakımından aynı olduğu ve iddia- içinde, şişirilmiş ve sahte kıymetlerin yanı sıra lardan herbirini teşkil eden çifte yargılarda eserlerini kanlarıyla yazanlar ve hayatlarım (Nâzımşairdir,mitdeğildir/Nâzımmittir,şairde- eserleri kadar coşkunluk, düşündürme ve

duy-SELAHATTtN HtLAV

Nâzım’ı zindanlarda çürütenler, şiirlerini, gü­ zel elyazılanyla notdefterlerine geçirirlerdi. Kendi rütbelerinden kapıkulları arasında (yani yabancının, yani halkın bulunmadığı yerde), coşkunluğa kapıldıkları zaman ezbere okumak­ tan da geri kalmazlardı. Sormaya kalkışsanız, Nâzım’ı niçin beğendiklerini de kendilerince mantıki bir temele oturtup açıklarlardı: “Büyük

şairdir, sanatçıdır, ama kişiliği ve şahsi fikirleri bizi ilgilendirmez, derlerdi... Biz onun sadece şair yanını sever ve beğeniriz.” Aradan yıllar geçti;

Doğu faşizminin yıllar boyunca hem kendisini hem şiirlerini sürgün ettiği “söz sultanı” eser­ leriyle geri geldi. Türk şiirinin gerçek sahibi dön­ müştü; istense de istenmese de tartışmanın mer­ keziydi artık. Çeşitli sosyal olayların sonucu ola­ rak resmi yasaklamalardan sıyrılmıştı ama, daha gizli ve geniş bir engellemeyle karşı karşı­ yaydı: “Nâzım bir mittir (efsanedir); sanat alanı­

ndaki başarısını kişisel serüvenine borçludur, yazdığı şiire değil” denildi bu sefer de... “Büyük

ğildir) sadece yüklemlerin (mahmullerin) yer de­ ğiştirmiş olduğu gözden kaçtı... M it olmayı ve şair olmayı birbirinden ayırmanın mümkün ol­ duğunu sanan köhne bir düşünce yatıyordu bu iddialann altında. Şüphesiz ki, Nâzım aynı za­

manda bir mittir. Ama yirminci yüzyılın bağrı­

ndan çıkan iki üç mitten biri.. “Mit” sözünü ko­ layca kullanmaya kalkışanların; önce “mit” kavramı, daha sonra. Nâzım gibi mit olmanın

gulandırma kaynağı haline getirmiş olanlar da var. Nietzsche’yi. Rimbaud’yu, Mayakovski’yi, Artaud’yu düşünelim. Kâzip şöhretler ilgilendir­ mez bizi; onların hakkından zaman gelir. Ama yukarıda adlarını andığımız kimseler ve onların benzerleri, yani, hayatlarıyla eserlerini sınırsız bir çilenin, fcragat'ın, cesaretin ve acının içinde eriterek yepyeni gerçekleri keşfeden ve herkes- (en önce sezdikleri bu gerçekleri insanoğlunun

bilincine sanat aracılığı ile armağan edenler bizi ilgilendirir. Çağımızın en belirgin manevi yanının, insan varlığının kaybolmuş birliğini; başka bir deyişle, insan varlığının tümlüğünü araştırmak olduğunu unutmayalım. Büyük yıkılma ve yenidendoğuş çağlarının eşiğinde, o çağlardan herbirinin özel şartlarıyla belirlenmiş ve şekillendirilmiş olarak daima ortaya çıkan bir özlem ve yöneliştir bu. Büyük sanatçılar, bu arayışı önce kendi varlıklarında sınayıp dile ge­ tirdikleri için ister istemez mitleşirler. Büyük sa­ natçı olmanın güçlüğü, bu anlamda mit olmanın güçlüğü ile bir ve aynı şeydir. Yoksa edebi­ yatımızda Nâzım gibi yüzlerce mitimiz olması ge­ rekirdi. Ama söyledim: Mit var miteik var., karıştırmayalım. Diyelim ki. Nâzım bizim “mit” ihtiyacımızı karşılıyor; bundan ötürü onun sa­ nat değerini değil de mit yanını görüyoruz. Di­ yelim ki biz “nıit”e muhtaç bir ulusuz. Peki Sov­ yet halkları, peki Çin halkları, peki Güney Ame­ rika halkları, peki Kübalılar, peki VietnamlIlar da mı mite muhtaç? Onlar da mı Nâzım’ın mit ta­ rafını önemseyip, sanat değeri konusunda al­ danıyorlar?

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştır- macıların kullandığı modelle- me, 100 milyardan fazla yıldız içeren büyük gökadaların sahip oldukları maddelerin yaklaşık yarısını gökadalar arası madde

Ama otobüsler bekledik duraklarda deyince birdenbire şiir oluverir.» İnsanın İnsana kulluğu yok edilmelidir, bu çağ rı bizdendir sözü şiir değildir.. Buna

Kriptokok infeksiyonu akci¤erlerde lokal olarak bafllar ve fark edilmeyip tedavi edilmez ise AIDS olgular›n›n ço¤unda infeksiyon burada s›n›rl› kalmay›p ortalama 4.5

WHO 2006 yılında Kuzey Avrupa ülkelerinde 85.000 Lyme vakasının tanımlandığını, ve kuzey yarımküredeki en sık zoonoz olduğunu

 Temiz tabakların masaya servis edilmesi sağdan, sağ elle ve saat yönünde yapılır..  Sıcak yemek varsa sıcak tabak, soğuk yemek varsa soğutulmuş veya

Forrás: SZILI, Katalin, Magyar utca 1, Budapest, ELTE Magyar mint idegen nyelv módszertani műhely,

Taze süt önemsiz miktarda laktik asit içerir. Laktik asit laktozdan bakte- riel metabolizma sonucu oluşur.. Yoğurt hazırlanması sırasında, laktik asit konsantrasyonu

2016 yılı Kasım ayı içerisinde aletsel büyüklükleri M=1.0 – 5.1 arasında değişen toplam 940 adet deprem meydana gelmiştir.. KASIM AYI TÜRKİYE ve YAKIN ÇEVRESİNDE