• Sonuç bulunamadı

İkiler:7:İki nezaket-iki kabalık

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İkiler:7:İki nezaket-iki kabalık"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İKİLER

: 7

İki Nezaket - İki Kabalık

... Y azan : Midhat Cemal KUNT A Y —

İki nezaket riya İle menfaatin ne­ zaketidir.

İki kabalık doğrulukla terbiyesizli­ ğin kabalığıdır.

Riyanın nezaketini, Ernest Kenan, tebdil gezen suçlu gllıl yakaladı, ve şu terkipte hapsetti: Papaz nezaketi.

Bu, öldilrmek İstediği adamı, ayak sesi rahatsız etmesin diye, yavaş yü­ rüyen rühâninin nezaketidir; karmca- nın şehadetlne yas tutan, tabii sesle kızan, kavlssiz kollarla boğazlıyan, dümdüz yüzle öldürenin nezaketi.

Zulmün edebiyatı olan riyanın neza­ ketini en çok din adamları, ve en mu­ vaffakiyetle engizisyon papazları kul­ landılar: Onlar, insanı ateşte yaknıı- yordular, hâşâ! Onlar, günahı ateşle temizliyorlar, ve insanı ahirete temiz gönderiyordular. Riya inceliğinin şah eserini Osıtıanlı Türklerinin tarihinde de bir din adamı vardı: Bir şeyhülislam bir padişaha, insanları uykuda öldür­

menin katil olmadığını Isbat ediyor­ du:

— TJykuda öldürteceğiniz adaıuı öl­ dürmüş sayılmazsınız. Uyku muvakkat ölümdür, ölüm müebbed uykudur. Ve uykuda öldürttüğünüz adam, katle­ dilmiş olmaz, muvakkat ölümden mü­ ebbed uykuya intikal etmiş sayılır.

Bu, riyanın bir nevi tasavvuluydıı. Fakat riyanın nezaketi, riyanın ta­ savvufundan da kuvvetlidir. Namık Kemali, Tanzimat veziri Erzuruıııa sürmek İstediği zaman ona şu haberi gönderiyordu:

— Kendisini Erzuruma vali mua­ vini yaptım.

Ve İkinci Abdülhamld, gene onu

sürmek isterken, «sürgün» lügatinden nezaketi rahatsız oluyor*

— Kemal Beyin filân adada otur­ masını rica ederim, diyordu.

Menfaatin nezaketi eski zamanda­ ki memur nezaketiydi. Bu, seclyyeniu nezaketi değil, kamusun nezaketidir: Kelime nezaketi.

Odacıya karşı bile mübalâğayı», na­ zik olan bir Bâbıâli memuruna, biri; — Bu kadarı da fazla; diyordu, bir odacıya ne diye bu kadar hürmet edi­ yorsun ?

Memur cevap veriyordu:

— Bilinmez, günün birinde sadrâ­ zam olur, diye!

İmparatorluk zamanındaki memu­ run karşısında herke», vicahen «zâtı senlyyeniz» dİ. Fakat, giyabon, bu «zâtı seniyye» nln kendisi «cahil» dİ, karısı «alü fte» ydi, oğlu da «bilmem ne» ydi.

Doğruluğun kabalığı «kör kadı» nınkidir. Bu kabalık İngiliz kumaşı­ nın kabalığı gibi insanı iliklerine ka- tdar ısıtır. Babalarımızın devrinde bu sıcak kabalığın mülmı-ek örnekleri vardı: Onlar sert sesle ve kelimesiz denecek kadar kısa lâ f'a vâdederierdi, ve bıı vâid hemen «vak’a » olurdu: Bu vâid «aksiyon - söz» dü. Yalanın yumuşak vâdlııl, ipek vâdinL, uzun cümleli vâdini babalarımızın çoğu bil­ mediler.

Terbiyesizliğin kalınlığı tiirkçeye bir argo kamusu kazandıran kabalık­ tır. Bu kamusun irili, ufaklı müellif­ lerine lıer an rastlıyoruz, gündüz tramvayda, gece sinemada.

Midhat Cemal KUNT AY.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği

Referanslar

Benzer Belgeler

Kural olarak genç yaşlıya, memur amire, yeni gelen orada bulunanlara önce selam verir.. Ayrıca yürüyen durana ,arabada bulunan yürüyene selam

Dolayısıyla çalışmada kent konseylerinin geleceğine yönelik projeksiyon çizilebilmesi amacıyla Türkiye Kent Konseyi Birliği yönetim kurulu üyelerinin kent

Küme, gökyüzünde geniş (yaklaşık 4 dolu- nay çapında) bir alan kapladığı için teleskopla bakıldığında yalnızca bir bölümü görülür.. Geniş alanı gösteren küçük

Cüce Eliptik Gökada Takımyıldız: Andromeda Uzaklık: 2,2 milyon ışık yılı Parlaklık: 8,1 kadir.. M32, Andromeda’nın çok yakınında bulunan küçük ama

rebilmek için gözlem koKullarnn iyi olmas, uf- kun açk olmas gerekiyor. Venüs, Mars ve Mer- kür'e göre çok daha parlak olduI undan, bu iki gezegen

Merkür, Venüs, Mars ve Sa- türn’ün ay boyunca süren bu danslarını izlemek için her gün çok kısa bir zaman aralığı var.. Çünkü bu gezegenler alacakaranlık daha bit-

Ufkun açık olduğu bir yer- den, Güneş battıktan hemen sonra batı-kuzeybatı ufku üzerinde çok kısa bir süre için görülebilir.. Ay, 3 Temmuz’da yeniay, 10 Temmuz’da

Tolstoy dünya Ölçüsile büyüktü; onu kimsenin tamamlamasına ihtiyaç yoktu; o, asrına yeterdi. Öyleyken, ölmedeu, memleketinde yerli bir cihan müellifi buldu,