• Sonuç bulunamadı

Galatasaray Lisesi'nin 505. yılı kutlanıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Galatasaray Lisesi'nin 505. yılı kutlanıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÜŞÜNENLERİN

ÜŞÜNCELERİ

Kuruluş ve kullanma dönemi neden

Haziran dan, Aralık ayına alındı?

Galatasaray Lisesi’nin

505. yılı kutlanıyor

Rakım ZİYAOĞLU

1906'da doğdu. i Ü Hukuk Fakültesi’ni bitir­ di. 1933 yılında Galatasaray ve Akademi der­ gilerine yazı yazarak gazeteciliğe başladı. Birçok gazetede çalışarak yazarlığını sürdür­ dü. İstanbul il ve Belediyesi Basın Yayın Tu­ rizm Müdürlüğü yaptı. İstanbul’la ilg ili çok sayıda yayını var.

Türk irfan ordusuna beş asırdan beri

hizmet veren Galatasaray Lisesi nin

bundan sonra da görevine şevk ve

heyecanla devam edeceğine inanıyoruz

K

URULUŞ tarihi 2 Aralık 1481 olan Galatasaray Lise­ si’nin 505. kutlama şöleni, bu yıl ders günlerine rastladığı için 7 Aralık 1986 Pazar gü­ nü okul binasında yapılacak­ tır.

Galatasaray Lisesi, Türk irfan ve kültür tarihinin en eski ve köklü eğitim kurulları­ nın başında gelir. Konu derinüğüıe incelendik­ çe, lisenin tarihi kaderiyle Atatürk arasındaki çok ilginç rastlantı ve ilişkilere şaşmamak ve sevinmemek mümkün değildir. Okulun kuru­ luşu 1481 yılına rasthyor. 2. Bayezit dönemi­ ne... Mevsimlerden kıştır... Ölümsüz Ata’nın Galatasaray’ı ilk ziyaret ettiği gün de bir kış günü... 2 Aralık 1930... Bu nedenledir ki, Ga­ latasaraylIlar dünyası, 1481’i kuruluşlannın başlangıç yılı, 2 Aralık tarihini de, başlangıç günü olarak benimsiyorlar...

Ne mutluluktur ki, bu benimseme karan da, Galatasaray’ın kuruluşunun 500. yılının, ulu önderin doğumunun 100. yıh olan 1981 yılında birbirine rastlaması üzerine alınıyor. Bu suretle 500. yıldö-

nünümünün kutlanma­ sı ilk defa 1981 Hazi­ ran ayından, 2 Aralık ayma getirilmiş bulu­ nuyor.

505 yıllık uzun ve onurlu ömrü esnasında fetihten sonra İstan­ bul’da 2’nci, fakat Edirne’den önce ve sonra 4’üncü sırada,

saray mektebi olan Galatasarayı Enderun-u Hümayun’unun tıbbiye, adliye olarak da al­ dığı çeşitli unvanlar arasında "Galatasarayı” ki, doğrusu budur, adı unvandan ayrı olma­ mıştır. İmparatorluk döneminde olsun, yaban­ cı literatürde olsun “ Galatasaray-i Mekteb-i Sultanisi” ve “Lycee İmperial Ottoman de Ga- latasarai” dir. Cumhuriyet döneminde ise Ga­ latasaray Lisesi’dir.

OKUMAK SUÇ SAYILDI

Galatasaray’da çocukları olanları rahatsız etmek, dolayısıyla karşıtlarım zayıflatmak için, okulu suçlamak isteyenler olmuştur. Öylesine ki, 1. Dünya Savaşı sürerken okulda Fransız­ ca diliyle öğretim yapılması, Fransız dilinin kullanılması, işgal yıllannda Mekteb-i Sulta- ni’de okumak suç gibi ortaya atılmıştır.

Aradan geçen yıllar esnasında büyük si­ yasal, sosyal değişimler, yenilikler sürerken da­ ha fazla duygusallık ve talihsizliklerden ola­ cak, her zaman her yerde olduğu gibi art dü­ şünceli, bağnaz tutumlu kimselerde lisede sözde milli duygulann zayıfladığını, öğretimin yal­ nız Türk diliyle yapılmasını istemişlerdir. 1925-28 yıllan arasında ders program ve sa­

atlerinin kısmen değişmesini de sağlamışlar­ dır. Fırsat elverdikçe bütçelere, yabancı öğ­ retmen ödeneklerine kısıntılar konmuş, kad­ ro ve ödenekler geciktirilmiştir.

Galatasaray yönetimi, bu zor durumları sa­ bır ve olgunlukla karşılamıştır. 1925-30 arası derdini ve durumunu anlatacak çareleri araş­ tırmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra uzun bir süre Ata’nın İstanbul’u ziyaret etmemesi de, lise için büyük bir talihsizlik olmuştur.

Nihayet 2 Aralık 1930’da gerçekleşmiş ve o ziyaretle çileli günler bitmiş, lise dertlerin­ den kurtulmuştur ve bu yıl olaya ulaşabilmiş­ tir.

Ben, 2 Aralık 1930 gününü pek yafandan yaşadım. 1930 ziyaretini öğrenci olarak yaşa­ yanlardan bugün hayatta kalanlar çoktur. Ama öğretim ve yönetim kadrosunda olarak, Ata’yı müdür odasında dinleyen, 20-30 kadar kişiden, şükür, geriye kalmış, tek görevli de benim! Yani o günün hocalarının ve odada onu dinlemiş yöneticilerin sonuncusu!..

OTEL YAPILMAK İSTENDİ

Okul, 1930’lardan sonra, hele 1940-50’li yıllarda da, ne hikmet ve kısmet ise, yine tam bir rahat yüzü görme­ miştir. 1955’te otel ya­ pılmak istenmiştir. Da­ ha sonra okul sessiz se­ dasız yine eski kaderi­ ne bırakılmıştır. Onur­ lu tarihiyle kocaman, emektar yapısıyla, artık bu dev hızla 500 yıl önce kurulduğu aym yerde, etekleri üzerine çö­ küyordu.

İşte bu durum 1981 ’de İnan Kıraç, Sela- haddin Bayezid, Cihad Baban, Erdoğan Ka- rakoyunlu, Methi Toker gibi GalatasaraylIla­ rın girişimleriyle Galatasaray Eğitim Vakfı’ mn kurulmasına ve bu kurulun bilinçli, sabırlı çabalarıyla Sayın Kenan Evren’in 24 Mayıs 1982’de okulun acı akıbetiyle ilgilendirilmesi­ ne kadar sürmüştür.

Vakıf, Galatasaray’a değil, yurtta kültü­ rümüze yarayacak birçok hizmetlerin gerçek­ leştirilmesini sürdürmektedir.

SONUÇ

505 yıllık Galatasaray’ın, Atatürk ve Ke­ nan Evren gibi iki büyük kurtarıcısı ve bunla­ rın direktifleri yolunda çalışan güvenli, bece­ rdi ve özverili erlerinden oluşan Vakıf Kurulu ve kurulları

vardır.-Türk irfan ordusuna hizmet veren 505 yıl­ lık Galatasaray Lisesi’nin bundan sonraki yıl­ larda da görevine aynı şevk ve heyecanla de­ vam edeceğine inanıyoruz.

7 T

-Okul, 1930'lardan

sonra hele

1940-5011 yıllarda

da rahat yüzü

görememiş, 1955 te

ise otel yapılmak

istenmiştir

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Masum kanı akıtmak için sizler, için için kay­ narken, biz o engin, o ge­ niş, o uysal hoşgörümüz­ le aldırmıyorduk bile si­ ze.... Daha yazımızın

Bir zamanlar padişah ve saray erkanına hizmet veren Çadır Köşkü, şimdi herkese açık.. Sessizliğe ve yeşile hasret İstanbullu için mükemmel bir

Sava~~ tecrübesinin incelenmesi ve Rus Genel Kurmay ~~ Askeri Tarihçileri komisyonunun çal~~malar~~ üzerinde duran yazara göre, 1877-78 Rus - Türk sava ~~~ tarihçilerin

Ağaç polenleri ilkbahar başlangıcında, çayır polenleri yaz başlangıcında, ya- bani ot polenleri ise yaz ortasından kışa kadar özellikle sabah saatlerinde

Kiralite özelliğine sahip molekülleri ayırma yolunda daha kat edecek yolumuz var, ama çalışmamızın tarım, gıda ve ilaç endüstrileri için çok şey vaat

Atatürk öldüğü zaman şimdi mil­ letvekili olan ablam Tezer Taş- kıran’a bir mektup yazan babam ki, iki seneden beri yüzünü gör­ müyordu ve onun menkubu

sohbetlerinin, hayırlı işlerin vazgeçilmezidir kahve, özel tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramı, falı ile bir kimliği vardır Türk kahvesinin.... Ve bu

Bundan sonra milli hükümet borçla rı hakkmdaki 2 haziran 1929 tarihli ve 1513 numaralı kanuna bir madde tezyi- line dair olan bütçe encümeni mazbata­ sı