Başka bir makalede, hazırlık ' lanna girişilmesi kararlaşmış o- : lan millî kütüphane hakkmdaki düşüncelerimizden bahsettikten sonra, memleketteki bütün kütüp hane ihtiyacını başkentte kurula cak bu umumî kütüphanenin tabiî karşılamayacağını, bu sebeple de diğer şehir ve kasabalarımızdaki kütüphanelerin durumunu da ay rı bir dâva olarak ele alacağımı zı söylemiştik. Yani, bu birinci makalede, henüz mevcut oîmıyan bir tesisin haiz bulunması icabe- den hal ve vaziyeti üzerinde ko nuştuk. Bu makalede de memle ketimizde esasen mevcut kütüp hanelerin ıslâh ve . tanziminden, bazı yerlerde de benzerlerinin ku rulmalarından bahsedeceğiz..
Ankci’ada Maarifin sahip bu lunduğu - hattâ Cumhuriyet dev rine eski zamanlardan intikal et miş - mütevazi umumî kütüpha ne, büyük devlet kütüphanesinin muazzam bünyesinde kaybolup gidecektir. Büyük M illet Meclisi kütüphanesi veya - emsali içinde hakikaten övünülecek bir tesis o- lan - Yüksek Ziı aat Enstitüsü kü tüphanesi gibi hususî kütüphane ler ise mevzuumuzun dışında ka lır. Şu halde, devlet merkezinde umumî kütüphane mevzuunu tü ketmiş olarak, İstanbul dahil, vi lâyetlerdeki umumi kütüphaneler bahsine geçelim. Memleketteki u- mumî kütüphane sayısı ve bun lardaki kitap adedi nedir? Bu hu susta rakam üzerine konuşmağa imkân elde edemeden sade şunu söyliyelim ki, meselâ İstanbul Ü- niversitesi kütüphanesi gibi - yi ne umumî kütüphane çerçevesine biraz aykırı olan bir iki kütüp hane hariç - gerek îstanbulda ve gerek diğer yerlerdeki umumî kü tüphanelerin ezici ekseriyeti, med rese bozması binalarda ve (tecdi di vuzu’ ) zımnında pabuç ve ço raplarını çıkarıp takunya giymiş, başlan takkeli ihtiyar hafızı kü- tüpler elindedir. Bu kütüphanele rin bazısındaki eski eserlerin sul
tan Hamidin son zamanlarında ba silmiş bir fihristi varsa da yeni harflerin kabulünden sonra mer kezden vakit vakit yollanmış yeni kitaplara ait fihristleri hazırla mağa bazı hafızı kütüplerin (elle ri değmemiştir), eli değenlerin hazırladıkları fihristleri okumak ise ayrı bir dâvadır. Binalar ka ranlık, lâzım gelen evsaftan mah rum ve kitaplar çok kere çürüme ğe mahkûmdur. Hal böyle oldu ğuna göre de umumî kütüphane dâvası üzerinde mevcut kütüpha neleri bahse karıştırmadan konuş m ak daha münasip olacaktır.
Bu kütüphaneler için dört nisbet ve derece tasavvur edilebi lir:
1 — Ankaraüaki devlet kü tüphanesi yanında ayni zenginlik derecesine erişmiş bulunmasına çalışılacak olan İstanbul devlet kütüphanesi. (A y n i zenginlik de recesine erişmiş bulunmasına ça lışılacak olan) deyişim şundandır ki, bazı yazmaların, bazı eski mü him eserlerin ve bazı gazete ve mecmua koleyksiyonlannın an cak birer nüshası bulunabilir ve bu takdirde bu tek nüsha devletin birinci büyük kütüphanesi devlet merkezinde kurulması icabettiği- ne göre Ankaradaki kütüphanede olur. Yoksa, bu zaruret müstes na, îstanbuldaki devlet kütüpha nesi Ankaradakinin evsafını haiz olmağa çalışacak, yani bütün yaz maları, eski harflerle basılmış bü tün kitap ve diğer neşriyatı, yeni harflerle çıkan tekmil neşriyatı, memleketimizle alâkalı tekmil garp neşriyatım ve bütün mühim garp eserlerini muhtevi olmağı he def tutacaktır.
2 — Nüfusları yüz bini aş mış veya yüz bine yaklaşmış, gü nün birinde belki Üniversiteye sa hip olacak, fakat bir iki liseye ve yüksek tahsil görmüş memur, su bay ve muallim zümresine şimdi den malik şehirlerimizdeki umu mî kütüphaneler.
3 — Nüfusları 70 binden aşa ğı ve 20 binden yukarı şehir ve kasabalarımızdaki umumî kütüp haneler.
4 — Nüfusları 20 binden baş layıp belediye teşkilâtı vücude getirmek için gereken asgari kay da kadar giden kasabalarımızdaki umumî kütüphaneler.
Nüfusları en az 70 bini aş mış olan Ankara ve İstanbul ha
ricindeki şehirlerimizin hangileri oldujjsnu biliyoruz. Başta İzmir, Adana ve Bursa gelmek üzere bu şehirlerimizdeki umumî kütüpha neler Ankara ve İstanbuldaki dev let kütüphanelerine erişmeği ga ye bilirler. Yazma eserleri, eski harflerle basılmış eserleri, bizden bahseden garp eserlerini ve her dilden çıkmış ilimlere ve edebiya ta dair pek mühim garp kitapla rını kabil olduğu kadar çok nis- bette ihtiva etmeğe çalışırlar. Y e ni harflerle yapılmış ve yapılacak neşriyatın da - İzm ir umumî kü tüphanesi belki tamını diğerleri de - mühim bir nisbetini bulun durmağa gayret ederler.
I Nüfusları 70 binden aşağı ve 20 binden yukan olan şehir ve ka i sabalarımızdaki umumî kütüpha- i neler için yazma eser bir lükstür, j ve ancak devlet kütüphanelerinde ve üçüncü kategorideki kütüpha nelerde birer sureti mevcut yaz malardan elde diğer nüshalar kal mış olursa bu kalan yazmalar iş bu kütüphanelerde buluur. (3) üncü kategori kütüphanelerinin asıl hedefleri, memlekette yeni harflerle yapılan ve değer arze- den neşriyatı ihtiva ve bunların halkça okunmasını te: ı'n etmek tir. Eski harflerle basılmış eserle re veya bir garp dilinde veya dil lerinde yazılmış kitaplara sahipse bu keyfiyet kendisi için ve istifade ye gelecek bazı okuyucular için bir nimet olabilir. Fakat eski harf leri okuyan adam günden güne azaldığı gibi 25 bin nüfuslu kasa bada İngilizce veya İtalyanca ki tap okuyacak münevver pek na dir zuhur eden t ir nesne olduğu için, bu (3) üncü kategori kütüp hanesi (Nedim ) Divanının eski harflerle basılmış nüshasını mut laka tedarik etmek veya Sainte - Beuve’in (Pazartesi müsahabe- leri) nin tam takımını getirtmek için çırpınmak zaruretinde değil dir.
Nüfusları en çok 20 bini bu lan kasabalarımızdaki umumî kü tüphanelere gelince, bunlar için nüfus başına 5 kitap isabet etme si nisbetini bir düstur olarak ka bul edebiliriz. İkinci bir düstur da, bu küçük kasaba kütüphaneleri nin ancak yeni harfle basılmış ki tapları ihtiva etmesi ve bu kitap- ! ların daima (M illî E ğitim ) Bakan i lığı tarafından yollanmış eşerkr
olmaları keyfiyetidir
* * *
Bu mabet dahilinde memle kette kaç umumî kütüphane ku rulacak ve bu umumî kütüphane leri kimler idare edecek?
Bina meselesi ve eğer mev cutlardan faydchnmak kabil de ğilse - ki azîm ekseriyetle kabil ol masa gerektir - yenilerini v'ıicude getirmek işi bir plân, para ve za man meselesidir. En çok on yılda halledilebilse gerektir. Bu umumî kütüphaneleri kimlerin idare ede cekleri bahsi de şüphesiz ki, ayrı ve büyük bir dâva teşkil eder. (Tecdidi vuzu zımnmda) pabuç ve kunduralarım çıkarmış, yaslı hafızı kütüpler nesli yanında mo dem kütüphanecilik tahsili g ö r müş ve lisan bilir bir genç ekiba
ihtiyaç, kat’îdir. Alrnanyada kü tüphanecilik tahsil edip memleke te dönen ve büyük devlet kütüp hanesinin başına geçeceği haber verilen Adnan Ötüken arkadaşı- : mız, galiba iki yıldanberi, Anka- rada Dil ve Tarih - Coğrafya Fa kültesinde yüksek tahsil gören bir takım gençlere kütüphanecilik ders leri veriyordu. Bu kursları bitir miş olan gençlerin sayıları kaba rıksa şehir ve kasabalarımızın ıs lâh ediiecek veya yeniden açıla cak umumî kütüphanelerini idare edecek ellerimizde hiç değilse kıs men hazırlanmış demektir. Bir kıs mini yeniden yetiştirmek ve yeti şenler arasından bazılarını da bil gilerini arttırmak üzere Avrupa ve Amerikadaki en mühim kütüp hanelere staj görmeğe yollamak için de, elimizde zaman mevcut tur. Ancak fazla a değildir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi