• Sonuç bulunamadı

Kurtulanlar Orly cehennemini anlattı:İnsanlık için utanç verici bir saldırı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kurtulanlar Orly cehennemini anlattı:İnsanlık için utanç verici bir saldırı"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

uor okurumu*«

rtması

bir

-• -c T

Ermeni katillerin acımasız saldırısı, masum insanlar arasında hedef gözetmedi. Bagaj

ve pasaport işlemlerini tamamlamak için uğraşan yaşlı, genç, kadın, erkek 167 yolcu­

nun ortasına bırakılan bomba, Orly Havaalanı'nda bir ölüm kıskacı yarattı. Kanlı ey­ lemden kurtulabilenler,dûn sabaha karşı getirildikleri Yeşilköy Havaalanı'nda hâlâ ola­ yın heyecanı İçindeydiler. Geride bıraktığı saatlerin insanlık adına utanç verici görüntü­ lerini belleğinden atamayan Seher Koç, yitirdiğimiz yurttaşlarımız için gözyaşı

"ASALA"nın vahşi eylemi günahsız insanları yakaladı

döküyordu (solda). Savunmasız İnsanlara yönelen bombalı saldırı, çaresizlik ve korku içinde ağlayarak kaçmaya çalışan çocukları da yakaladı. Sekiz yaşındaki küçük Nurcan, bacağından aldığı yaraya İnanamaz gibi bakarken belki de suçunun ne olduğunu düşünüyordu (sağda)...

(YALÇIN ÇINAR— ERCÜMENT İŞLEYEN— AHMET RAVALI)

KURTULANLAR ORLY CEHENNEMİNİ ANLATTI:

"İnsanlık için utanç

Dehşet dolu dakikaların etkisinden kurtulamamışlardı

Orly Havaalanı'nda, THY gişelerinin bulunduğu salonu bir anda kan gölüne çeviren saldırı, suçsuz insanları vatanlarına kavuşma arzusu İle dolu oldukları bir anda yakaladı. Katillerin bıraktıkları bombadan kurtulabilenler, dün sabaha karşı Yeşilköy Havaalanı'nda yakınları İle kucaklaşıyorlardı. Yaşadıkları dehşet dolu dakikaların etkisi İle, çevrelerinde- kllere olayı tekrar tekrar anlatıyorlardı...

YIL: 34, SAYI: 12830

verici bir saldırı

SORUNU ÇÖ ZM ELİYİZ

G

E R E K Türk halkım, gerekse şiddete ve ci­nayete karşı olan dünya uluslarım huzursuz eden Ermeni terörizmini yok etmek için, artık kararlı adım lan atmalıyız.

Ermeni terörizmi ile mücadelede, bütün şartlar Türkiye’den yanadır.

Bütün terörist eylemler gibi, Ermeni terör hare­ ketleri de, bazı dayanaklar aramak zorundadır... Bu dayanaklar, “ para” , “ siyasal ortam” , “ ka­ muoyu desteği” ve “ bazı devletlerin sığınma hak­ l a vermesi” gibi maddeler içinde toplanabilir.

Bu yüzyılın başında Ermeni terörizmi Osmanlı topraklan içinde başlatılırken, ortam belki şiddete elverişliydi... Bütün imparatorluklar içinde baş- ^ d ı r a n millî gruplar, terörü, bağımsızlık hare­

ketlerinin birer aracı olarak sunmaktaydılar. N i­ tekim, Ermenilerin Taşnak Partisi 1892'de harekete geçerken, liderleri A vedis Nazarbek de, Rusya'daki terörist örgütlerin bir bağlantı adamı olarak devreye girmişti.

Osmanlı topraklarındaki ayaklanmış bütün gruplar gibi Ermeniler de, bağımsızlık isteğini seslendirmek şansına sahiptiler yüzyılın başında.

Fakat Ermeniler öylesine küçük bir a z ınlıktılar ki, Taşnaklann, Hınçaklann ve diğer Ermeni gruplarının giriştiği terörist eylemler, beklenenin tam tersine sonuç verdi. Her Ermeni terörist eylemi, halkın misillemesine kadar uzanan kanlı sonuçlara dayandı. Savaş sırasında düşmanla iş­ birliğine girişip, Türk topraklarında soykırım hareketleri içinde yer aldılar. B u, daha da ciddî misillemelere dayandı.

Kısacası, Ermeni milliyetçiliğine dayalı bir terörist ortam için en uygun dönem olan bu yüz­ yılın başında bile, Ermeni terörizminin şansı yoktu. Nitekim, teröristlerin çılgınlığının bedelini hem Türk, hem de Ermeni siviller hayatları ile ödedi.

Bugün ise, Ermeni terörizminin, 2 0 ’nci yüzyılın başlangıç dönemine oranla hiç mi hiç başan şansı yoktur.

öncelikle, Türk topraklarına dönük saçma sapan hayallerine destek olacak bir Ermeni varlığı yoktur bu topraklarda... Yani, Ermeni teröriz­ mi, daha başlangıcında bir "n&kıs teşebbüs” ol­ mak durumundadır.

Yüzyıl öncesine dayanan bir kan davasım g ü t­ mek ise, günümüzde ne evrensel mantığa, ne de siyasal ortama uygun düşer. Tarihin bilançosunu terör yolu ile çıkartmak, bütün ülkelerin kana bulanmasına kadar dayanabilir.

Bütün şartlar lehimize olduğuna göre, Ermeni terörizminin kökünü kolayca kurutabiliriz... Nihaî çözüme gidecek alternatif arayışlara deği­ neceğiz.

MEHMET BAR t AS

Evren: «Katliam zinciri tahammülü aşan boyutlara

ulaşmıştır. Türk milletinin sabrı tükenmez değildir»

• Orly baskınında yara­

lananları ziyaret eden

M itte r r a n d : " O la y

dehşet verici” dedi

• Fransız

Başbakanı

Mauroy , U iu s u ’ ya

gönderdiği mesajda,

“ Duyduğum

in fia li

iletmek isterim” dedi

• THY’nin “ Menderes”

uçağından

inen

75

yolcunun gözlerinde

hâlâ korku ve şaşkın­

lık okunuyordu

• Yolculardan Yusuf Er-

kit, "Kaçanlar, bağı­

ranlar, yerde kıvra­

nanlar birbirine karış­

mıştı. Ama polis olay­

dan 15 dakika kadar

sonra geldi” dedi

• Fransız basını olayı,

“ O r ly ’ de d e h ş e t” ,

“ Kör katliam” , “ Deh­

şe t” , “ A ffe d ile m e z ”

başlıklarıyla verdi

• Bombalı saldırıda ya­

ralanan bir Fransız’ın

daha ölmesiyle saldı­

rı kurbanlarının sayısı

altıya yükseldi

Orly Havaalanı’nda Erme­ ni katillerce gerçekleştirilen kanlı eylemden yara almadan kurtulan 75 yolcu, dün sa­ baha karşı T H Y ’nin “ Mende­ res” uçağı ile Yeşilköy H ava­ alanına geldi.

Yaşadıkları korku ve geri­ lim dolu dakikaların etkisi al­ tındaki yolcular, kendilerini karşılayanlara kanlı saldırıyı tekrar tekrar anlattılar.

Uçak yolcuları arasında bulunan HollandalI Catherine Van Der Heyde, savunmasız insanlara yönelen saldın için, "Anlatacak hiçbir şey yok. Bu bir vahşettir” dedi.

Bu arada olayın duyulması ile u çak ta bu lu n an ların yakınları Yeşilköy Havaala­ n ın ı âdeta istila ettiler.

Londra Asfaltı’ndakl bir tutkal fabrikasında dün sabah başlayan temizlik, faciayla sonuç­ landı. 1.5 ay süren izinden sonra işbaşı yapan işçilerden üç kişi tutkal kazanını temizlerken zehirlenerek can verdiler. Birbirlerini kurtarmak İçin peşpeşe kazana İnen işçilerden dördü de hastanelerde tedavi altına alındılar. Yarın emekliye ayrılacağı bildi­ rilen Hakkı Taşdemlr(üstte) adlı usta ile Haydar Demiryürek (ortada) ve Durmuş Erdoğan (altta) adlı İşçiler, yaşamlarını yitirirlerken, Hayrettin Bıçkıcı, Durmuş Erdoğan, Salih Qül

ile Dursun Güneş ölümden döndüler... (ALİ BOSTANCI)

K00P£RATiRERİ| B İ İİ 0 0 HEKTARLIK ALAN DAĞITILACAK

( Haberleri 6, ve 7. Sayfada

J

Samsunlu: «Dar gelirli

1 milyon 800 aile

konut sahibi olacak»

• İmar ve Iskan Bakanı, “ Türkiye’de gecekon­

dulaşma hareketinin bittiğini, bu yönde ha­

reket edenlere ceza verileceğini” söyledi

Haberi 1 1. Sayfada

KONUTLARIN EN ÇOK

İKİNCİ KATI

İLGİ GÖRÜYOR

O Konut almak iste­

yenler ekonom ik

durumlarına uygun

s e m tle rd e d a ire

arıyor

Ç

Haberi 11. Sayfada

Çoluk-çocuk ayrımı yapmadılar...

Minik Nuray'ın incecik kolundaki yara, uluslararası terörizmin tüm İnsanlığa sürdüğü kara lekenin işaretini simgeliyordu. Küçük Nuray İse Yeşilköy Havalanı'nda, yakınlarının kucağında olup bitenleri unutmuştu bile. Eli kanlı katillerin saldırısından bir rastlantı sonucu sağ kurtulduğundan habersiz, bir çocuğun saflığı ile çevresine gülücükler dağıtıyordu...

İzinden döndükleri gün ölüm le karşılaştılar

Tutkal kazamaı temizleyen

3 isei zekkieuerek ŞUH

Arkadaşlarım kurtar­

mak İsterken zehirle­

nen dört İşçi de tedavi

altına alındı

Ölen usta yarın emek­

li olacaktı

Haberi 7. Sayfada

Partiler

tatilde de

örgütlenmeyi

sürdürdü

# Muhafazakâr Parti Ge­

nel Başkanı Pamak,

Anavatan ve Doğru

Yol partilerinin genel

m erkezlerini ziyaret

etti

Siyasî partiler ne bayram, n6 hafta sonu , tatili, ne de başkentin 34 dereceye varan sıcağını dinlemeden teşkilât­ lanma çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyorlar.

SODEP Genel Sekreteri Durakoğlu, 23 Temmuz’da kurucular heyetinin toplana­ rak illerdeki örgütlenme ça­ lışmalarını gözden geçirece­ ğini söyledi.

ö t e yandan M D P ’nin 53. il örgütü İçel’de kuruldu.

( Ayrıntılı Haber 7. Sayfada

Zimmermann

ile Türk

işçilerinin

durumu ele alınacak

Haberi 7. Sayfada )

KARAR

GÜNLERİ

• Kıbrıs Barış Harekâtı

kararını veren hükümetin

bir üyesi anlatıyor

C A H İT K A Y R A yazdı

yann Milliyerte

BUGÜN

14

SAYFA

30

URA

metresi

990

TL.

7 2 0 gr -1 5 0 cm /istendiğl kadar

verilir

A K F îL

0 *

b i i

17

\ L

\

t e m m u z

/

>-—

' < b

İ T \ ?

İ *İ.

(2)

6

M illiy et

HABERLER

17 TEM MUZ 1983

epM EN İ TEPÖR■ L » } 1 EBMENİ TER

d

tl%lvİEIMI I KııV%

N

m

t

■%%r••• r

m

fcHL*v İ l » ■ I C I I W l l U

İ l

OLM AZ OLUR M U, HİÇ!

B

A Y R A M L A R , hele uzunları, önemli aşamalarda sâkin düşünebilmenin fırsatıdırlar. Sağduyulu kararlar, sakin düşünebilme fırsatının çocuklarıdır. İnşallah geçtiğimiz bayram, bunların doğuşuna imkân vermiştir.

Ama bayramlar aynca, insanların alışılmış çevrelerinden çıkıp başka muhitlerle temasa geçtikleri, oralarda neler olup bittiğini öğrendikleri, gördükleri, diğerlerinin nasıl düşündükle­ rine teşhis koyabildikleri dönemlerdir de... Tatilinizi geçirmek için gittiğiniz yörede insanlar size bir şeyler anlatmışlardır. Siz, ziyaretlerinizde değişik bir şeyler kapmışsınızdır. Sizinle bayramlaşmaya gelen postacı, temizlik memuru, bekçi, Ramazan davulcusu, şu veya bu hizmetteki görevli size kendi yaşamlarından, kendi ilgilendikleri “ aktüel konular” dan haber­ ler getirmişlerdir. Böylece bayramlar insanları, fiilen veya oturdukları yerde, sanki alıp uzak başka ortamların içine atmış­ tır. Bayram sonlarında bunların da bir sentezini yapmakta yarar vardır. Bazen suyun altında öyle olaylar cereyan etmektedir ki, suyun üstünün bundan haberi dahi yoktur.

Türkiye’de siyasî faaliyetlere izin verilmesinden sonra parti kuruluşlarının ilk başta ilgi çektiği, halkın bunların üzerine eğildiği, zamanla —ve bir takım cıvıklıklarla— bunun azaldığı, şimdi bu çalışmaların kayıtsızlıkla seyredildiği, "m antar biter gibi” ortaya çıkan partilerin işi yozlaştırdığı yaygınlaşan bir inançtır.

Bunun doğru bir tarafı olduğu anlaşılıyor.

Ama anlaşılan başka bir husus, gene de, bugün bütün Tür­ kiye’de en fazla ilgilenen konunun "seçimlerde hangi partiye oy verileceği” dir. İstanbul’un büyük iş çevrelerinden İstanbul’un gecekondu mahallelerine, Ankara'nın politikasız yaşayamayan muhitlerinden Anadolu'nun ücra köy kahvelerine, televizyonba- şı sohbetlerinden pişpirik partilerine insanlar biraz boş kaldık­ larında bunu düşünmekte, bunu konuşmaktadırlar. Tercih hakkının kendisine geri verileceği günün yaklaşmakta olduğu bu sırada halkın bu hazırlığı kırkıncı yılma yaklaşan çok partili demokratik parlamenter rejimin havaya geçmemiş bulunduğunu kanıtlamaktadır.

Can güvenliğinin bir daha zedelenmemesi, eski anarşik günlere geri dönillmemesi, sağlanan kanun ve düzen hâkimiyeti­ nin sürdürülmesi şüphesiz önem verilen amaçların başmda gelmektedir. Am a bilinmelidir ki, 6 Kasım’a gidilirken halk bunlarla demokrasi arasında bir tercih yapmamakta, hangi partinin veya partilerin bunlarla birlikte demokrasinin asgari kurallarına da riayeti sağlayabileceği üzerinde düşünmektedir.

Bunun delili şudur ki yukarda sayılan bütün o değişik çevrelerdeki —büyük iş âleminin salonlarından gecekondu ve köy kahvelerine— konuşmaların bir ay m sonuca ulaşmasıdır: Tutmamış olanın tutmasını arzulamak beyhudedir. Tutabilecek ise, bugün hâlâ mümkündür.

Böyle salon toplantılarından, kahve toplantılarından, lokal toplantılarından bayramda gelen, yayılan, dağılan haberler öyledir ki, halkın bütün kademeleri inanılmaz ölçüde bilinçli, tecrübeli ve olgundur. Halk neyi yapacağım kestirmek için nenin olacağını daha beklemek niyetini korumaktadır. Ama neyi kesinlikle yapmayacağının kararım vermiştir. Eskiler bu durumdan hiçbir hayal oluşturmamalıdırlar: Etkileri, sıfır olmasa da artık sıfırın çok yakınındadır. Eğer halka, asla yapmayacağım yaptırtmaya kalkışarak onlara —eskilere— a\ antadan övünme imkânı yaratılın azsa referandumun sonuçlan 6 Kasım seçimlerinde tekrarlanacaktır.

Müsaade eder misiniz, bununla ne demek istediğimi açıklayayım?

Eğer bu halk, yani bu seçmen, 6 Kasım’da sandık başına git­ tiğinde orada “ kendisinin güvenebileceği parti” yi bulursa partiler arasında paylaşılacak oy oram % 90’ın üstünde olacak, senaryoya katılmayan eskilerin tavsiyesine uyularak verilecek boş oyların oranı % 10’ u bulmayacaktır. "Kendisinin güvene­ bileceği parti” yi halk eskinin devamı değil, sağda ve solda yeni ufukları gerçekleştirecek, önümüzdeki gelecek için özlemlerini —başta can güvenliği— sağlayacak bir iktidar oluşturabilecek partiler arasından seçecektir.

Bundan doyalıdır ki. Evren Paşa, Som a’da ne sağı, ne solu tuttuklarım açıkladığında — şüphesiz ki yeni sağlıklı demokrasi­ mizde anayasal sağ da olacaktır, sol d a ...— bunun için böyle hararetle alkışlanmıştır.

Evren Paşa sağda da, solda da tuttukları bir partinin bulun­ madığım da vurguladığında halkın bunların tercihinde sağduyu­ suna güvendiklerini söylediğinde halk kendisini daha bile coşkuyla alkışlayacaktır.

B

A Y R A M IN bende bıraktığı izlenim şudur: 12 Eylül’e olan inanç genelde sürüyor.

12 Eylül’e düşen, yoluna devam etmekten ibarettir.

Yarın: Ermeniler ve biz

* 0 ^

P A R İS , A K A JA N S

E

RM ENİ Gizli Kurtuluş Ordusu “ A S A L A ” adlı terör örgütünün önceki gün Paris’in Orly Havaalam’nda giriştiği ve altı kişinin ölümüne 20’si ağır 56 kişinin de yaralan­ masına yol açan hunharca saldı­ rısı Fransız basınında büyük tepkiyle karşılandı, ön d e gelen Fransız gazetelerinin büyük bir bölümü, birinci ve ikinci say fala­ nnın tümünü olaya ayırdılar. Sol eğilimli "Liberation” ga­ zetesi, haberi “ Orly: Kör katliam...” şeklindeki başlıkla verdi, tik üç sayfasını bu olaya ayıran “ Liberation” A S A L A 'n ın terörist b ir ö r g ü t old u ğ u n u vurguladı. “ Liberation” da, Se­ lim Nassib imzasıyla yayınlanan yazıda, “ Fransa’nın anlayışı so­ na erdi...” başlığı altında, Fran­ sız makamlarının şimdiye kadar terörist Ermenilere hoşgörülü davrandığı, hatta bunlarla Fransa'da eylem yapmamaları konusunda gizli pazarlıklara g i­ riştiği hatırlatıldı. Bir Fransızm öldüğü son Marmara turizm saldırısından sonra meydana ge­ len Orly katliamının, artık bu pazarlığın sona erdiğini göster­ d iğ in i belirten " L ib e r a t io n " Fransa’daki hapishanelerde bu ­ lunan Ermeni teröristlere de gevşek davranıldığını vurguladı. Güvenlik işleriyle görevli Devlet Sekreteri Joseph Françeschi'nin teröristlerin “ Gerektiği şekilde cezalandırılacağını” söylemesi­ nin, bu açıdan yeni bir unsur ol­ duğunu da kaydeden gazete, Beyrut’tan ayrılmak zorunda kalan “ A S A L A ” militanlarının bugün "tplerini koparmış bir cephanelik gibi ortalıkta dolaş­ tıklarım” yazdı. Liberation, hü­ kümetin, bu militanlan temizle­ mek kararında olduğu şeklinde bir izlenim edinildiğini de vurgu­ ladı. Aynı gazetede yayınlanan başyazıda da, olay, "canavarca bir katliam” olarak adlandırıldı.

Diyaiog koptu

“ Le Matin” gazetesi de olayı^ ilk dört sayfasından verdi. "O rly’ -

’de dehşet...” başlığını kullanan "L e Matin” , Frederic Ploquin

Hasret kavuşurken güzeldir. Hele bu kavuşma Orly Hava­ alanında Ölümü atlattıktan sonra gerçekleşmişse daha da güzeldir, daha da anlamlıdır. Yeşilköy Havaalanı dün

î

J

Fransız basını, Ermenilere hoşgörülü davranan

Mitterrand hükümetini suçluyor

Liberation: «Canavarca

bir katliam»

sabaha karşı endişe ve korku dolu saatlerin ardından bir­ birleri İle kucaklaşanların görüntüleri İle dolu idi...

Yugoslav asıllı Raşka Kaçar, küçük kızı Sheflka’yı tekrar tekrar bağrına basarken, yaşadığı korku dolu saatlere hâlâ inanamıyordu...

SALDIRIDAN KURTULANLAR ANLATIYOR-,

\\

0

anı ömiir boyu unutmayacağız"

YAZI: ERCÜMENT İŞLEYEN

FOTOĞRAFLAR: YALCIN ÇINAR-AHMET RAVALI

K

A N , ateş, yaralıların çığlıkları, cesetler... Allah bize bir daha o anlan yaşatmasın.”

Ermeni katillerce Paris’in Orly Havaalanı’nda gerçekleştiri­ len kanlı eylemden yara almadan kurtulan 75 yolcu, dün sabaha karşı getirildikleri Yeşilköy Havaalanı'nda olayı böyle özetliyorlardı. Korku ve gerilim dolu saatlerin belleklerde bıraktığı acı anılar, 75 yol­ cunun vatana ve yakınlarına kavuşmanın mutluluğunu gölgeliyordu. T H Y ’nin “ Menderes” uçağından inen 75 yolcunun gözlerinde hâlâ korku ve şaşkınlık okunuyordu. O gözler ki, daha 10 saat önce alevler içinde yanan insanlar görmüş, küçük bir kız çocuğunun yerde yaralı kıvranışına tanıklık etmişti.

75 yolcunun kulakları dikkat kesilmiş, çevreden gelen her sese başlarım çeviriyorlardı. O kulaklar ki, çok değil, kısa bir süre önce yaralıların çığlık seslerini duymuş, ardarda patlayan iki bombanın gürültüsü ile çınlamıştı.

^ "H er yeri duman sardı"

Fransa’da 14 yıldır işçi olarak çalışan Haşan Çabuk, Orly Havaa­ lam’nda yaşadıklarım şöyle tınlatıyordu:

“ Kuveyt yolcularından sonra Türk Hava Yolcuları çağrıldı. B agaj­ ları vermeye başlamıştık. Kimisi de pasaport işlemlerini yaptırıyordu Birden korkunç bir patlanış sesi duydum. Ne olduğuuu şaşırdım. Hemen yere yattım. O sırada yangın çıktı. Korku içinde herkesle bir­ likte dışarıya doğru kaçmaya başladım. Her tarafı duman kaplamıştı. Yerde tutuşmuş yanan üç kişi gördüm. Gözlerime inanamıyordum. Her taraf yartdı doluydu. Allahıma gördüklerim rüya olsa diye yal­ vardım.”

Bacağından hafif yaralanan Nurcan adk sekiz yaşındaki kız çocuğu ise olayı şöyle dile getiriyordu:

# Haşan Çabuk: “ Her tarafı duman kapla­

mıştı, yerde tutuşm uş üç kişi gördüm.

Gözlerime inanamadım.”

• Elif Bilgin: “ Patlamadan sonra öyle bü­

yük bir panik oldu ki, anlatamam.”

“ Türkiye'ye geliyoruz diye çok seviniyordum. Birden gürültüler, patlamalar oldu. Her taraftan ateşler çıkıyordu. Dışarı doğru koştum. Herkes bağırıyordu. Çok korktum, ağlamaya başladım. Annemi, babamı bulmak için hem ağladım, hem de etrafta dolaştım. Ama annemle babamı bulunca korkum geçti. Bacağımda yara vardı, doktorlar gelip ilaç sürdü.”

0 "Büyük bir patlama o ldu "

Yolcular arasındaki Elif Bilgin, kank eylemi anlatırken şunları söylüyordu:

“ TH Y yolcularına her zaman 7-8 gişe ayrılırdı. Bu sefer elektrikle­ rin kesik olduğunu söylediler ve bizi 60, 61, 62 numarak gişelere aldı- lftr. Tabiî, gişelerin önünde büyük yığılmalar oldu. Herkes işlemlerini bir an önce tamamlamak için uğraşırken, 62 numarak gişenin önünde büyük bir patlama oldu. Bombanın yanında piknik tüpü varmış galiba. Sonradan onun da patladığım söylediler, ö y le büyük bir panik oldu ki, anlatamam. Tabiî bombayı atanlar bu kargaşadan yararlanıp rahat rahat kaçmışlardır. Ama, bana sanki bombanın patlayacağı daha önceden bilmiyormuş gibi geldi.”

Ermeni teröristlerin bombalı saldırısı sırasında başından hafif yara­ lanan 32 yaşındaki Lokman Demirel adk işçi de, gördüklerini şöyle anlattı:

“ Bagajımı kontrol ettiriyordum. 1.5 metre kadar yakınımda patlama oldu. Ne olduğunu tam kavrayamamıştım. Alevlerin üzerime doğru geldiğini gördüm. Ellerimle yüzümü kapattım, geri geri

kac-imzasıyla yayınladığı yazıda da, Fransız hükümetiyle Ermeni m i­ litan lar arasın daki p azarlık la oluşan diyalogun artık “ koptu­ ğu” kaydedildi, iktidar yanlısı “ Le Matin” Fransa - Ermeni ilişkilerinin saldırılar, müzakere­ ler, a teş-k esler, şa n tajlar, tehditler ve yeni saldırılar şek­ linde gelişim gösterdiğini, ancak son ola yd a n son ra artık “ A S A L A ” ile Fransız makamla­ rının bütün bağlarımn koptu­ ğunu yazdı.

içişleri Bakanı ve Marsilya B eled iy e B aşkanı G aston Defferre’in 24 Nisan 1982 tari­ hinde y a p tığ ı açık lam ada, "Fransa hükümetinin Ermeni davasının zafere ulaşması için destek göstereceğini" söylediğini hatırlatan gazete, “ Bilinçli ola­ rak kullanılan ve dozu seçilmiş kelimelerle ifade edilen bu sözler daha ileri gitmeyecek ve Fransa soykırımı tanımayacaktır" dedi.

Le Figaro'nun

haberi

Sağ eğilimli “ Le Figaro” gaze­ tesi ise, manşetten verdiği ha­ berde, “ Ermeniler Orly’ye sal­ dırdı, b ölü 60’ tan fazla yaralı: Müsamaha edilem ez..." başlığını kullandı.

" L e F ig a ro” da X a v ier Marchetti imzasıyla yayınlanan b a şy a zıd a O rly ’ de girişilen korkunç saldırının sosyalist ikti­ darı çok güç duruma düşürdü­ ğüne işaret edildi. Dünyanın içinde yaşadığı dönemi, "ö lü m saçan bir başıboşluk” olarak ni­ telendiren "L e Figaro” asıl mü­ cadele edilmesi gereken sorunun bu eğilim olduğunu vurguladı ve ulusal düzeyde en yüksek sevi­ yedeki görevlilere bu açıdan bü ­ yük sorumluluk düştüğünü bil­ dirdi.

200'üncü saldırı

Fransa’nın en yüksek tirajlı gazetelerinden “ France Soir” da olaya ilk sayfa dahil üç tam sayfa

ayırdı. "O rly’ de katliam .." baş­ lığını kullanan gazete, "Ermeni terörizmi, 1975’ den bu yana 200'üncü saldırısını y a p tı..." de­ di.

maya başladım. O sırada pek bir şey anlayamam ıştım ama, başımdan yaralanmıştım. Yine de çok ucuz atlattım.”

^ ^ "H e rş e y in bitmesi için dua ettim "

Uçak yolcularından Yugoslav asıllı Raska Kaçar, Yeşilköy Hava- alanı’nm İç Hatlar Yolcu Salonu’nda dinlenirken, hâlâ ağlıyordu. “ Çocuklarıma bir şey olacak diye çok korktum” diyen Kaçar, aynı heyecanı bir kez daha yaşayarak şunları söylüyordu:

“ Benim eşim Türk’ tür. Ben de üç çocuğumla birlikte Türkiye’ ye bir ziyaret yapacaktım. Gerekli işlemleri tamamlamak için uğraşırken, bir patlama sesi oldu. Hemen çocuklarımı topladım. Kaçmaya başla­ dım, ama beceremedim. Yere düştük. Çevremizde yaralılar vardı. Yoğun bir duman içinde fazla bir şey göremedim. Gözlerimi kapadım, bir an önce her şeyin bitmesi için dua ettim .”

Orly Havaalanı’ndaki kank saldırıdan yara almadan kurtulan­ lardan Yusuf Erkit de olayı şöyle anlattı:

“ Patlamayla birlikte alevler yükselmeye başladı. Ortalık mahşer yerini andırıyordu. Kaçanlar, bağıranlar, yerde kıvrananlar, yardım isteyenler birbirine karışmıştı. Ama polis, olaydan 15 dakika kadar sonra geldi. Eğer ben yankş bilmiyorsam, bu büyük bir ayıptır.”

"Büyük panik oldu"

“ Menderes” uçağı ile Yeşilköy Havaalanı’na inen Acantar Çent adk Fransız öğrenci ise, yaşadıklarını şöyle özetledi:

“ Bagaj kontrolüne geldiğimizde, yürüyen bant durmuştu. Bozul­ duğunu söylediler. Daha sonra tamirci geldi. Bagaj kontrolüne ilk olarak ben girdim. Kontroldan çıktıktan kısa bir süre sonra kulakları sağır eden bir gümbürtü koptu. Arkama baktığımda birkaç kişiyi kanlar içinde yerde yatıyordu. Panik doğmuştu. Herkes kapıya doğru kaçmaya başladı.”

Gererdin Valerie adk 19 yaşındaki Fransız kızı da, Orly Havaala­ m ’nda yaşadıklarım hayatı boyunca unutamayacağını söyleyerek olayı

şöyle Emlattı:

“ Girişte dört sıra vardı. Herkes kontrol için sıraya girmişti. Ancak, bu sırfdann birinde kompüter bozuk olduğu için diğer sıralara aktarma yaptılar. Birden korkunç bir gürültü duydum. Korktum. Patlamanm olduğu yer, T H Y ’nin geçen hafta başka bir yere aktarılan bürosunun önünde olmuştu. Böyle bir olayı ilk kez yaşıyordum. Ermeni terörü ile ilgili olayları Fransız basınından görür, ancak o zamanlar hiç ilgilenmezdim. Şimdi olayı yaşadım. Ama her şeyi de kavradım. Elime fırsat geçsin, yine Türkiye’ye gelirim.”

"Kalbim duracak sandım'

Kanlı saldırıdan sağ kurtulan karı-koca, "Sadece havada uçuşan mobilya parçaları, çığlıklar ve alevleri hatırlıyoruz diyorlar...

Seher K oç adk 53 yaşındaki yolcu ise, “ Bu yaşıma kadar yaşaya­ madığım korkuyu birkaç dakika içinde yaşadım’ derken, başından geçenleri şöyle anlatıyordu:

“ Ben ne olduğunu hâlâ tam olarak bilemiyorum. Patlama sesi ue kendimi yere attım. Sonra kalkıp kaçmaya başladım. Korkudan kal­ bim duracak sandım. Allah kimseye bizim yaşadıklarımızı yaşat- masın.”

Ermeni terörüne kanlı bir halka daha ekleyen A S A L A üyesi katillerin eylemi geride kalırken, olayı yaşayan HollandalI Catherine van der H eyde’ nin dudaklarından dökülen sözcükler, tüm dünyaya bir gerçeği haykırır gibiydi: . . . . .

“ Gördüklerim, insanlık adına utanç verici idi. Anlatacak hiçbir şey yok. Bu tamamen vahşettir.”

^ D ü n akşam g e le n le r

Orly Havaalanı’ndaki patlamada yaralanan Mustafa Tan ve Meh­ met Şerif Çekici adlı Türk yolcular dün akşam T H Y ’nin DC-10 İzmir uçağıyla İstanbul’a geldi. ErzincanlI M ustafa Tan olayı şöyle anlattı:

“ iznimi kullanmtık üzere uçakla Türkiye’ye gelmek için Orly Hava- aianı’na geldim. TH Y gişesi önünde bilet ve bagaj kontrolü yapılıyor­ du. Tam bu sırada bir patlama sesi duydum. Aynı anda bavulların ha­ vada uçuştuğunu gördüm. Herkes şaşkınlık içindeydi. Ben de başım­ dan ve kolumdan yaralanmıştım. Ortalık ana-baba gününe dönmüştü. Diğer yolcular gibi ben de kendimi hastanede buldum. Bir günde teda­ vim yapıldı. Bugün işlemlerimi tamamlayarak İstanbul’a geldim.”

Mauroy:

«Saldırganların

yakalanması için

gereken herşey

yapılacak»

A N K A R A , A N K A F ransa B a şb ak an ı P ierre Mauroy Paris’in Orly Havaala­ n ına düzenlenen saldırıyla ilgili olarak Başbakan Bülend Ulu- su’ya bir mesaj gönderdi.

Dışişleri Bakanlığından yapı­ lan açıklamada, M auroy’un me­ sajına karışılık olarak Başba­ kan Ulusu’nun da cevabî bir m e­ sajı Fransa hükümetine gönder­ diği belirtildi.

M itterrand: «Orly baskını

Mauroy’un mesajı şöyle: “ Sayın B a şb ak an , Orly H a v a a la n ı’ n d a k i a lç a k ç a suikaste karşı, Fransa’ nın he­ yecanını göstermek üzere olay yerine bizzat gittim. Daha sonra ağır yaralıları ziyaret ettim. Gözü kör terörist eylem karşısın­ da duyduğum infiali Fransa hükümeti adına size iletmek iste­ rim. Fransız hükümeti bu saldı­ rının faillerini yakalamak ve adalete teslim etmek için gereken her sevi yapacaktır.”

dehşet vericin

Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand (solda) beraberinde İçişleri BakanıOas- ton Oetfere ve bazı bakanlar olduğu halde Orly Havaalanı nda yaralananları tedavi gördükleri hastanede ziyaret ederek acil şifalar d ile ğ in d e bulundu. Ç e şitli hasta neleri dolaşan Mitterrand ASALA’nın düzenlediği katliam da yaralanan çoğu Türk yara­ lıları ziyaret e tti ve hastane ye tkilile rin d e n sağlık durum ları konusunda b ilg i aldı. Mitterrand bu arada Henrl Mondor Hastanesi’nde tedavi gören Türk gazetecisi Ergün Çağatay’ı odasında ziyaret ederek hatırını sordu. Fransa Cumhurbaşkanı yaralıları zi­ ya reti sırasında ya ptığ ı açıklam ada olayı “ Kör ve deli b ir şiddet eylemi olarak yorumladı ve “ Dehşet verici bir olay. Bütün dünya bilsin kİ, Fransa devleti bu olayın ve d iğ e r olayların üzerine gidecek ve devlet görevini yapacaktır’’ dedi. Mitterrand dünyadaki sorunların hiçbirinin böyle kanlı ve insanlık dışı şiddet« başvurularak çö­ zülemeyeceğini sözlerineekledi.

Ölü sayısı altıya yükseldi

M İL L İY E T H A B E R

M E R K E Zİ

T

ÜRK Hava Yollan’mn Orly Havaalanı’ndaki bü­ rosunun bombalanması ile ilgili soruşturmayı sürdüren Fransız polisi, ilk belirlemelere göre, patlamanın istenilen za­ mandan bir saat önce meydana gelmiş olabileceğini ileri sürdü.

Bir kişi daha .öldü

Saldırıda ağır yaralananlar­ dan biri dün öldü. Böylece ölen­ lerin sayısı altıya yükselmiş ol­ du. Bombalı saldırıda hayatını yitiren altıncı kişinin François Luc adında bir Fransız genci ol­ duğu bildirildi.

Son olarak kimliği saptanan Luc adlı çocuk dışındaki diğer ölülerin isimleri sövle: “ Halit Yılmaz, Tiraje Memişöz, Gregory Shultz (Amerikalı), Jean Claude Blachard (29) (FYansız), Benjamin Kuhner (19) (Fransız).

Yaralılar

Paris büyükelçiliğimizden alı­ nan bilgiye göre, saldırıda yara­ lanan 28 kişinin adlan şöyle:

Reis Kotruzur, Kemal Ünal, Ahmet Özkan, Atilla Fırat, Un- zula Sert, Mustafa Tan, Murat Talik, Keskin Teseris, İsmail Yıl­ maz, Mustafa Bayrak, Muham­ met Kuri, Durmuş Sert, Mustafa Taylan, Hasnn Edip, ö z s o y Sert,

Fransa İçişleri Bakanı Defferre, “ ASALA’ya karşı hiçbir

zaman zayıf olmadıklarını” öne sürdü

Ölen altıncı kişinin François Luc adlı bir Fransız çocuk

olduğu açıklandı

Kaser Albayrak, Mehmet B i­ rinci, Haydar Bayrak, Savaş Bayrak, Kasel Bayrak, Ergun Çağatay, Belma Bayrak, Semra Kocabey, Selahattin Talik, Gül- alim Sert, Ali Sert ve soy adlan Kırca olan kadın bir yolcuyla Er­ doğan olan bir erkek yolcu.

Bu arada, şimdiye kadar sekiz hasta taburcu edildi.

Deffere'nin sözleri

Fransa İçişleri Bakanı Gaston Defferre başkanlığında önceki gece toplanarak Orly katliamını ve teröre karşı alınacak önlemleri görüşen “ Devlet Konseyi” to p ­ lantısından sonra hiçbir açıkla­ ma yapılmadı. Ancak Defferre, dün televizyonun birinci ve ikinci kanallarının sorularını yanıtlar­ ken, “ A S A L A ’ ya karşı hüküme­ tinin hiçbir zaman zayıf olm a­ dığını” öne sürdü ve “ Ancak şu­ rası da gerçektir ki, bu tür saldı­ rılar karşısında bazen silahsız, daha doğrusu zorluk içindeyiz. Sabah hastaneleri dolaşırken bu vahşet manzarasını gördüm " de­ di.

Bakan bu arada Orly’de patla­ tılan bombanın bir fotoğraf ma- kinası büyüklüğünde, ancak

et-rafma gaz tüpleri bağlandığı için etkisinin çok daha fazla olduğu­ nu belirt

ASALA te h d it etti

Fransız resmî haber ajansı “ A F P ” nin Atina’daki bürosuna telefon eden bir kişi, “ A S A L A ” adına konuştuğunu bildirerek, adını belirtmediği bir ülkedeki iki Ermeni militanının serbest bırakılması için, A S A L A ’nın üç gün süre tanıdığını, aksi halde kan dökmeye devam edeceklerini söyledi.

Fransız Radyosu "France-In- ter” haberi verirken bu ülkenin Fransa olabileceği ihtimalini içe­ ren bir yorum yaptı.

Ermeni kilisesi

Bombalı Orly saldırısı, Paris Ermeni Kilisesi Başpiskoposu Serube Manukyan tarafından kınandı. Manukyan’ın açıklama­ sında, “ Yapılan bu eylemler. Er­ meni toplumunun amaçlarına za­ rar vermekten başka bir işe ya- ramamaktadır. Ermeni toplumu olarak yapılan saldırıyı üzüntü ile karşılıyoruz. Ermeni toplumu bu iğrenç saldırı karşısında nef­ ret duymaktadır” dedi.

(3)

17 TEM M UZ 1983

HABERLER

. •/ " 7

T F D r S D İ İ

ı j m

ı v s

i m

u p

ß B 3 *

r » İR

Evren: «Türk milletinin

sabrı tükenmez değildir»

Partiler Orly

saldırısını

— kınadılar—

A N K A R A , ÖZEL

C

U M H U RBAŞK AN I Ke­ nan Evren, Ermeni terör örgütlerinin Brüksel ve Paris'te giriştikleri saldırılarla il­ gili olarak yayınladığı mesajda, “ Bilinmelidir ki, Türk milletinin sabrı tükenmez değildir” dedi.

Bombalı saldın eylemlerinin tahammülü aşan boyutlara ulaş­ tığım belirten Cumhurbaşkanı Kenan Evren, “ Ermeni teröriz­ minin müsamaha gören bir yön­ tem haline gelmesinden zarar görmeyecek ülke yoktur” dedi.

Eylemleri salt Türkiye’ye yö­ nelik eylemler olarak görmenin tarihî bir yanılgı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Kenan Ev- ren’ in mesajı aynen şöyle:

“ ön cek i gün Brüksel'de alçak­ ça katledilen İdari Ataşemizden sonra dün de Paris’ in Orly Ha­ vaalanında meydana gelen ve her türlü insanlık duygusundan yoksun bombalı saldırı ile ma­ sum insanlara karşı yöneltilen acımasız katliam zinciri taham­ mülü aşan boyutlara erişmiştir.

Ermeni terör örgütlerinin âde­ ta birbirleriyle yarışırcasına üs­ lendikleri bu menfur saldırılar insan değerini her şeyin üstünde tutan medenî âlem için emsali tarihin karanlık çağlalnnda bile görülmeyen bir yüz karası haline gelmiştir.

Gerçekleşmesi imkânsız boş hayaller peşinde koşan ve çeşitli adlar altında kadın-erkek, çocuk- büyiik farkı gözetmeksizin cani- yane eylemlerini sürdüren terö­ rizmin gittikçe yaygınlaşan ve müzminleşen bir illete dönüştüğü bir gerçektir. Şunu bilhassa vur­ gulamak isterim ki, uluslararası terözmin bir uzantısı olduğu şüp­ he götürmeyen Ermeni teröriz­ minin müsamaha gören bir yön­ tem haline gelmesinden zarar görmeyecek ülke yoktur. Nite­ kim, son katliam da bu teröriz­ min günümüzde insanlığın başı­ na ne denli bir bela haline geldiğini açıkça kanıtlamaktadır. Bu saldırılan salt Türkiye’ye

Brüksel ve Paris'teki

eylemler Londra'da

yargılanan iki

Ermeni'nin avukatını

endişelendirdi

Cumhurbaşkanı, «Ermeni saldırıları

medenî âlem için bir yüzkarası haline

gelmiştir» dedi

yönelik eylemler olarak görmek büyük bir tarihî yanılgı olacaktır.

Bu itibarla, bütün devletlerin, durumun vahametine eğilerek, çok daha ciddî önlemler almak ve aralarında etkin bir işbirliğine gitm ek hususunda azimli olma­ m aları halinde, süregelm ekte olan bu vahşetin topiumlan top- lumlara düşman etmek suretiyle uluslararası banş ve hııra? orta­ mını da ta ra " ’•»bol etmez bir biçimde zeledeyeceği aşikârdır.

Bu müsibetten hiçbir ülkenin masun kalamayacağı vakası kar­ şısında Türkiye, bu alanda her türlü işbirliğine hazır olduğunu

her zaman ilan et.miş bir ülke olarak, bugünde, bütün ülkeleri bir kere daha vakbt geçirmeksizin etkin ve sonuç alıcı işbirliğine davet etm ektedir. Bilinmelidir ki, Türk millerinin sabrı tüken­ mez değildir.

İnsaf ve m esuliyet sahibi tüm insanlar için derin bir üzüntü ve infial kaymağı olan bu müessif olay dola.y isiyle gerek Türk milletine, gerek insanlık âlemine geçmiş o’ısun der, bu saldırılarda hayatlar ım kaybeden masum in­ sanlara Tanrı’ dan rahmet diler, yaralananlara âd i şifa dileklerimi

M İL L İY E T H A B E R M E R K E Zİ Sosyal Demokrasi Partisi Ge­ nel Başkam Cezmi Kartay, Brük­ sel’de ve Paris'te meydana gelen Ermeni saldırılan ile ilgili olarak dün verdiği demeçte, şunları söyledi:

“ Brüksel'de bir idan ataşemi­ zin menfur bir rinayete kurban gitmesinin ulusumuza getirdiği acılan içimizdeyken aynı hainle­ rin Paris’te giriştikleri toplu kat­ liam ile olayların alçakça sürdü­ rülmek istendiğini göstermekte­ dir.

Sosyal Demokrasi Partisi Ge­ nel Başkanı sıfatıyla vurgulamak isterim ki, Türkiye Cumhuriye- ti'nin gücü, bu cevabı ve cezayı vermeye yetecek kadar büyük­ tür."

Sunalp

Paris Büyükelçisi Bulak: uOlay ta rifi

imkânsız bir soykırımdım

' A N K A R A , A A Paris Büyükelçimiz Adnan l.îulak, “ Olay tam anlamıyla bir al­ çaklık, kepazelik ve tarifi imkf insiz bir soykırımdır” dedi

Büyükelçi Bulak, önceki y.;ün Paris’in Orly Havaalanında beş kişinin ölmesi, 62 kişinin d e yaralanmasına neden olan Ermeni saldınsıyla ilgili olarak şunları söyledi: •

"B u alçakça saldın, terörizme karşı zaman geçirilmeksizin ön­ lem alınmasını defalarca fıöyleyen birlerin haklılığını acı bir şekilde doğrulamıştır.

Olayı tüm yönleri il e takip ediyoruz. Bu alçakça saldın karşı­ sında gerçekçi ve akile , tutumumuz devam edecektir.”

SORU ŞTURM A ÇO’K YÖNLÜ O L A R A K D E V A M E D İY O R Öte yandan, Frfmsız polisinin Orly Havaalam'ndaki olayla ilgili soruşturması < Ja çok yönlü olarak devam ediyor.

Paris Büyükelç iliği yetkilileri, dün meydana gelen saldın ko­ nusunda şu bilgile iri verdiler:

“ Olay Türk Flava Yollan'na ayrılan gişelerde, dört-beş metre mesafade bir tuşivicmın üstünde bulunan bavuldaki maddenin patlaması ile meydana geldi. Bomba patladığı an, gişeden yaklaşık 20 y'.vlcu geçmişti. Görevli hostes, kendi önüne bir bavul konulduğu r,n patlamayı duyduğunu, daha sonra bir şey hatırla­ madığını be’ıirtti.”

"B rüksel’de ve Paris’te mey­ dana gelen alçakça saldırılar he­ pimizin yüreklerinde yeni yaralar açmıştır. Türkiye’yi bölme heves­ lisi uluslararası ve bilhassa ulus­ lararası komünizmin tertiplerinin bir halkası olan bu saldırılar in­ sanlık aleminin yüz karası haline gelmiştir. Türk'ün metanetini ve vatanma bağlılığını bilmeyecek derecede gözleri dönen bu alçak­ ça tertipçiler her olayda biraz daha şiddetlenen karşı tutumlar önünde eriyeceklerdir.”

Anavatan

Anavatan Partisi Genel Baş­ kan Yardımcısı Mehmet Altm- soy, açıklaması şöyle:

“ Ermeni terörizminin manasız ve menfur tecavüzü, kanlı ve iğ­ renç örneklerinden birini daha bu kez Orly Havaalanı’ ııda sergiledi. Kalleşçe ve kahpece düzenlenen bu kanlı oyunun görünürdeki failleri ve perde arkasındaki yar­ dakçıları elbette hayal ettikleri sonuca bu yoldan varamayacak­ lardır.”

DYP Genel Başkanı Yıldırım Avcı ile M P Genel Başkam M eh­ met Pamak da Ermeni saldırıla­ rını kınadılar.

LO N D RA, ÖZEL A S A L A ’ nın son günlerde Brüksel ve Paris’te giriştiğisaldı- nlar, Londra’da yargılanmakta olan iki Ermeni’nin avukatlarını endişelendirdi.

Londra’da üst düzeyde b ‘ır Türk d ip lom a tın ı öld ü rm ey i planlamakla suçlanan sanıklar­ dan Suriye uyruklu Zaven Fied- ros, A S A L A üyesi, diğer yanık İran uyruklu Grish Gregoryan i- se “ A S A L A için Halk Hareketi” adlı örgütün üyesi olduğunu ka­ bul etmişlerdi. Davaya bakan yargıç Farquharson da, " A S A ­ LA İçin Halk Hareketi” ni “ A - S A L A ’nm siyasî kolu” olarak tanımlamıştı.

Avukatlar, A S A L A ’nın giriş­ tiği bu eylemlerin sanıkların suç­ lu olup olmadığma karar vere­ cek, halk arasından seçilmiş 12 jüri üyesini olumsuz yönde etki­ leyeceğinden çekiniyor ve bunu da duruşmada açıkça dile getiri­ yorlar.

Avukatlar, Brüksel’deki cina­ yetin ardından yargıçtan jüriyi bu konuda uyarmasını rica et­ mişlerdi. Yargıç ise jürinin bu o- laylar arasında bağlantı kurma­ sının kaçınılmaz olduğunu be­ lirtmiş, gene de jüriye eylemlerin sanıkların hapiste olduğu sırada yapıldığım hatırlatmıştı.

Dursun Aksoy islâmköy'de

defnedilecek

İSPA R TA , H A ŞA N ÖZBEK Şehit ataşemiz A k soy ’un Is- lamköy’de defnedilmesi kararlaş­ tırıldı.

Brüksel’de Ermeni canilerce katledilen idan ataşemizin naaşı- nı getirmek üzere Brüksel’e gi­ den kardeşi Şenol A k soy’un uçakla sah veya çarşamba sabahı Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Brüksel’e hareket etmeden önce İsparta’yı telefonla arayıp ailesi­ ne bilgi veren Şenol Aksoy, ağabe­ yinin naaşım Islam köy’deki aile mezarlığına defnedilmesi için çalışmalar yapıldığım sözlerine ekledi.

TUTSAN Tutkal Fabrikası’nda üç işçinin hayatına malolan kazan fotoğrafta görülen aygıt. İşçiler izin dönüşü kazanı temizlemek için çalışırken zehirlenerek öldü...

Tutkal kazanını temizleyen

3

* •

İŞÇİ

öldü

S

STAN BU L, Merter’de bir I tutkal fabrikasında tutkal " kazanım temizleyen üç iş­ çi zehirlenerek öldü, bins.. ağır dört işçi de hastanelere kaldırıla­ rak tedavi altına almdüar. ölen Durmuş Erdoğan, Haydar De- miryürek. Hakkı Taşdemir ile hastaneye kaldırılan Hayrettin Bıçkıcı, Durmuş Erdoğan Salih Gül ve Dursun Güneş’in tutkal kazanında birbirlerini kurtarmak isterlerken zehirlendikleri ö ğ ­ renildi.

Yaklaşık 1,5 ay önce revizyona giren Londra Asfaltı’ndaki A h ­ met Yiğitbaş’a ait “ Tutsan” Tutkal Fabrikası’nda işçiler dün sabah işbaşı yaptılar. Yıllık izin­ lerinden dönen 60 işçi makinele­ rin temizliğine başladılar. Bu sırada yarın emekli olacağı belir­ tilen Hakkı Taşdemir adlı usta dipte kalmış tutkal artığını te­ mizlemek için tutkal kazanının kapağım açarak içeriye girdi. Kısa bir süre sonra Hakkı Taş- demir’in kazanın içinde yığılıp

kaldığım gören Durmuş Erdoğan ile Haydar Demiryürek, ustala­ rını kurtarmak amacıyla kazana indiler. Ancak içerdeki zehirli gazın etkisiyle Durmuş Erdoğan ile Haydar Demiryürek adlı işçi­ ler de tutkal kazanının içine düşüp kaldılar. Bunun üzerine, diğer işçiler ellerine geçirdikleri kazmalarla tutkal kazanının ağ ­ zını kırarak içeri girmeye çalıştı­ lar. Kazanın kırılmasıyla içeri g i­ ren Hayrettin Bıçkıcı, Durmuş Erdoğan, Salih Gül ve Dursun Güneş de zehirlendiler. Bu arada fabrikada çalışan öteki işçiler, zehirlenen arkadaşlarını tutkal kazanından çıkarmayı başardı­ lar. Ancak, Hakkı Taşdemir, Haydar Demiryürek ile Durmuş Erdoğan’ın ölmüş oldukları g ö ­ rüldü. Zehirlenen öteki işçiler den Hayrettin Bıçkıcı Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne Durmuş Erdoğan, Salih Gül ve Dursun Güneş de Samatya Sosyal Sigor­ talar Kurumu Hastanesi’ne kal­ dırılarak tedavi altına almdılar.

Hayrettin Bıçkıcı’nm durumu­ nun ağır alduğu bildirildi.

Olaydan kurtulan işçi

Dün sabah saat 08.30’da m ey­ dana gelen zehirlenmeden kurtu­ lan işçilerden Durmuş Erdoğan olayı şöyle anlattı:

“ Fabrika 1,5 aydır tatildeydi. Dün (önceki gün) sabah işbaşı yaptık. Birbirimizle bayramlaş­ tıktan sonra temizliğe başladık. Ben dışarda çalışıyordum. Der­ ken, içerden bağırışmalar duy­ dum. içeri koştuğumda herkes tutkal kazanının başına toplan­ mıştı. Ne olduğunu sorduğum­ da, Hakkı Usta’yla iki arkadaşın kazanda zehirlendiğini söyledi­ ler. H em en kazana indim . Yukardan ip sarkıttdar. Birisini (Çekin) demeye kalmadı, birden başım döndü, yığılıp kaldım. Sonra beni de çık arm ışlar. Dışarda başıma soğuk su döktü­ ler. Böylece biraz kendime gel­ dim. Hakkı Usta’yla amcamın oğlu ve adaşım Durmuş ve H ay­ dar Demiryürek ölmüşler.”

TÜRKİYE'YE DİPLOMATİK ZİYARETLER YOĞUNLAŞTI

T

U R K IY E ’de 1983 yılı mayıs ve haziran aylarında yoğunluk A N K A R A , TH A kazanan resmî temaslar çerçevesinde ülkeye 33 resmî ziyarette bulunulduğu, Türkiye’den yurt dışına da 14 resmî ziyaret yapüdığı bildirildi.

M ayıs ve haziran aylarında resmî temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye iki devlet başkanı, üç başbakan ve 12 bakan geldi, NA TO K A Y N A K L I Z İY A R E T L E R

Türkiye 1983 yılında NATO kaynaklı önemli ziyaretlerin yapüdığı bir ülke oldu. ik i önemli NATO tatbikatının Türkiye’de yapüması nedeni ile N ATO Genel Sekreteri Joseph Luns ile N A T O ’nun Avrupa Kuvvetleri Başkomutanı General Bernard Rogers, Erzurum’a geldi­ ler.

Türk-ABD ortak savunma konularım içeren önemli görüşmeler yapmak üzere Ankara’ya gelen yabancüar arasında A B D Genelkur­ may Başkam Vessey üe Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle de vardı.

Bu yü içinde'Türkiye’ye yapılan özel ziyaretlerin başında AB D Dışişleri eski bakam Henry Kissinger’ ın gezisi geliyor. Bunun dışında Kuşadası’nda, Rotaryenlerin toplantısına katılmak üzere gazeteci ve parlamenterlerden oluşan 450 kişilik bir heyet geldi.

Birleşmiş Milletler kaynaklı ziyaretler arasında ise UNESCO Genel Direktörü üe FAO Genel Direktörü’nün Türkiye gezüeri bulunuyor.

P A R LA M E N TE R LE R İN z i y a r e t l e r i

Mayıs ayında Berlin parlamentosundan yedi kişüik bir heyet Tür­ kiye’ye geldi.

Çeşitli resmî temaslarda bulunan heyetin, Türkiye'deki siyasal

> Mayıs ve haziran aylarında artan diplomatik trafik çer­

çevesinde ülkemize iki devlet başkanı, üç başbakan ve

12 bakan geldi

hakkında Avrupa Parlamentosu’na bilgiler vereceği gelişmeler

öğrenüdi.

h a z i r a n s ü r p r i z i

Haziran ayında en sürpriz diplomatik ziyaretimiz ise, Dışişleri Bakam Ilter Türkmen’ in Irak’a yaptığı bir günlük ziyaret oldu. Haziran ayının ikinci teması ise, Türkmen üe Yunan Dışişleri Bakanı Haraiambopulos'un Paris’te 20 dakika süren bir görüşme yapmaları oldu.

TE M M U Z A Y I Z İY A R E T L E R İ

Haziran sonu üe temmuz ayıran başına rastlayan en önemli diplo­ matik temasımız. Başbakan Bülend Ulusu’ nun Macaristan ve Romanya’ya yaptığı resmî gezi oldu. Bunun dışında en önemli konuğumuz ise, Federal Alman Çalışma Bakam Norbe-t Blüm idi. Ö N Ü M Ü ZDE Kİ A Y L A R D A BE K LE N EN LER

Türkiye yine yabancüar için önemini önümüzdeki aylarda da koruyacak. Federal Alman içişleri \ Bakam Zimmermann yarın Türkiye ye gelecek. Bunun dışında Pakistan Devlet Başkam Ziya-ül- Hak’ ı da konuk edeceğiz. Ziya-ül-Hak, Türkiye’ye 29 A ğu stos’ta gelecek.

ö t e yandan ağustos sonuna doğru Libya Devlet Başkanı Kaddafi’ nin Türkiye'ye geleceği belirtiliyor. Bu arada N ATO eski komutanlarından H aig’ in iptal edilen özel ziyaretinin de bu aylarda yapılması bekleniyor.

Partiler tatild e de

örgütlenm eyi

# M D P ’nin Kadıköy ilçe teşkilâtı 21 Tem-

muz’da Genel Başkan Sunalp tarafından

açılacak

Oymen

PAZAR KAHVESİNDEN

M İL L İY E T H A B E R M E R K E Zİ Siyasî partüer ne bayram, ne hafta sonu tatili, ne de başkentte 34 dereceye varan sıcağı dinle­ meden yoğun bir şeküde teşküât- lanma çalışmalarım sürdürüyor­ lar.

SO D EP Genel Sekreteri Du- rakoğlu, 22 Ude görevlendirilen ü başkanlarımn yasal işlemlerinin tamamlanmakta olduğunu belir­ tirken, 23 Temmuz’da kurucular heyetinin toplanarak diğer il­ lerdeki örgütlenmeleri gözden geçireceğini söyledi.

M D P ’nin 53. il örgütü İçel’de kuruldu.

Doğru Yol Partisi Genel Baş­ kan Yardımcısı Muhsinoğlu, bu ­ gün parti yönetim kurulunun ör­ gütlenme çalışmaları için topla­ nacağını açıkladı.

★ Muhafazakâr Parti Genel Başkam Pamak, parti liderlerini ziyaret etti.

DYP

Doğru Yol Partisi Genel Baş­ kan Yardımcısı Mehmet M uh­ sinoğlu, örgütlenme çalışmaları­ nın bu hafta'sürdürüleceğini, 24 A ğu stos'a kadar 34 ü ve ilçelerin­ de zorunlu örgütlenmeyi tamam­ ladıktan sonra 6 Kasım’a kadar 67 ilde örgütlenme çalışmalarım sürdüreceklerim açıkladı.

Anavatan Partisi

Anavatan Partisi’nin kurucu­ lar kurulunun yeni ü örgütlenme­ leri konusunda salı günü bir top­ lantı yapacağı öğrenildi. Genel Başkan Yardımcısı Halil Şıvgın, il örgütlenmesi için yurt içine dağılmış kurucu üyelerini çalış­ malarının sonuçlarının değerlen­ dirileceğini ve partinin temmuz sonunda 67 üde örgütlenmesinin tamamlanmış olacağmı belirtti. Side’de bayram tatilini geçiren Turgut ö z a l’ m yann akşam A n ­ kara’ya döneceği öğrenüdi. Ana­ vatan Partisi İstanbul İl Başkam Ercüment Konukman, dört üçe teşküâtmm 20 ve 21 Temmuz ta­ rihlerinde açüacağmı belirtti.

Anavatan Partisi’nin Samsun İl Başkanhğı’na Kemal özgür. Yönetim Kurulu’na ise, Metin Müftüoğlu, Koksal Yılmaz, Sabri Hidayetoğlu, Şadi Uyar, Meh­ met Şahin, Yavuz Erzurum, Züh- tü Pekşen, Fahrettin Ulusoy ile Abdullah Türen getirildi.

Merkez İlçe Başkanlığı’na da Zeki Kayhan, üyeliklere Ilyas Aktaş, Sabri Çelik, Çermi Yavuz, Ferruh Ersoy, Kemal Topçu, Ne­ cati Kanık, Necati ö z k o ç ile Os­ man Pehlivanoğlu seçildi.

MDP •

Milliyetçi Demokrasi Partisi’ ­ nin parti program ve tüzüğünü anlatan broşür, kitap ve dergiler hazırladığı öğrenüdi. M D P yöne­ timince tanıtma faaliyetleri üe U- gili olarak yayınlanan genelgede, il başkanlarımn tüzük ve prog­ ram çerçevesinde kalmak kay- dıyla illerinin özelliklerini içeren yeni dergi ve broşür dağıtmaları konusu da karar altına alındı. M D P ’nin aynca parti kurucuları ve yöneticilerini tanıtan broşür­ ler dağıtacağı da genelge içinde yer aldı. Genelgede tanıtma faa­ liyetleri sırasmda M G K ’nin 76 say ıh büdirisine uyulacağı, feshe­ dilmiş siyasî parti ve mensupla­ rım suçlayıcıve methedici beyan­ da bulunulmayacağı belirtildi.

M D P ’nin 53. il teşküâtı olan İçel ü örgütü başkanlığına Ham- di Hulusi Uğur getirildi. Başkan Yardımcılığı’na Nusret Girey’in seçüdiği İçel U örgütü yönetim kurulu, şu üyelerden oluşmak­ tadır:

Kadir Aktaş, Nusret Kutlay, Turgut Oğuzbaş, Müfide Ilhan, Ali Koray, Ayhan Oktay, Refik Kızıltan, A li Kurtuluş ve Can Göğüskabaran.

Daha önce kuruluş çalışmala­ rına başlanan M üliyetçi Dem ok­ rasi Partisi Samsul II Başkan­ lığın a da Abdullah Keleşoğlu g e tir ild i. B a ş k a n v e k illiğ i’ ne Vasıf Üstün atanırken, yönetim kurulu üyelikleri de Kaya Uçar, Ali Bayraktar, Tevfik Mesutoğ- lu, Kemal Taner, Memduh Çu­ bukçu, Hüseyin Altuncu, Fikret Köksel, Salih Yalçın ve İbrahim K a ra k a y a ’ dan kuruldu. M D P merkez ilçe yönetim kurulu ü- yelikleri de belirlendi.

Öte yandan, M D P ’nin 21 Temmuz. Perşembe günü İstan­ bul Kadıköy üçe teşküâtı genel Başkan Turgut Sunalp tarafın­ dan açılacak. Sunalp, 22 Tem­ muz günü de Ankara il merkezi binasını açtıktan sonra ay so ­ nunda Karadeniz gezisine çıka­ cak.

SODEP

SO D EP Genel Sekreteri A h ­ met Durakoğlu, partisinin bu ay sonuna kadar bütün Türkiye'de örgütlenme çalışmalarını tamam­ layacağım açıkladı. Durakoğlu, 13 ekip halinde yurda dağdan parti kurucularının ay sonuna kadar çalışmalarını tamamlaya­ cağını, 22 Ude görevlendirüen il başkanlarımn yasal işlemlerinin ta m am lan m ası çalışm aların a başlandığım belirtti. Durakoğlu, 23 Temmuz günü yurt sathına dağüacak kurucuların raporları­ nın toplu halde inceleneceğini ve buna bağlı olarak 35 ilde örgüt­ lenme çalışmalarının süratle ta­ mamlanacağını söyledi.

Pamak'ın ziyaretleri

Muhafazakâr Parti Genel Baş ­ kanı Mehmet Pamak ve Genel Başkan yardımcıları Ali Koç ve Ahmet Karaca parti genel mer­ kezlerini ziyaret ettiler. Saat 11.30’da M D P Genel Başkanı Turgut Sunalp ve Genel Sekreter Doğan Kasaroğlu ile görüşen

Muhafazakâr Parti yöneticileri, 14.00’de D oğur Yol Partisi Genel B aşkanı Y ıld ırım A v c ı ’yı 15.30'da da SO D EP Genel Başka­ nı Cezmi Kartay’ı ziyaret ederek görüşme yaptılar. Muhafazakâr Parti yöneticilerinin Ankara’da bulunmayan Anavatan Partisi Genel Başkanı öza l ve Halkçı Parti Genel Başkanı Calp’ı hafta içinde ziyaret edecekleri öğrenü­ di.

Yeni Düzen Partisi

Yeni Düzen Partisi Genel Baş­ kam Vahap Esendağ, İstanbul’ ­ un yedi ilçesinde örgütlenme ça­ lışmalarını sürdürdüklerini be­ lirtti. Esendağ, partinin U baş­ kamı ve sekiz üçe başkammın hafta içinde açıklanacağını be­ lirtti. Y D P ’ nin hafta içinde yöne- ticüerinin açıklanması beklenen ilçeler arasında Kadıköy, Üskü­ dar, Kartal, Eyüp, Gaziosmam

paşa, Zeytinbum u, Beşiktaş ve Bakırköy bulunuyor.

Yeııi Düzen Partisi Genel Baş­ kanı Vahap Esendağ, bir süre önce istifa eden Ziya Güven’den boşalan kurucu üyeliğe serbest meslek sahibi Karip Uçar’ m ge­ tirildiğini belirtti.

Bayrak Partisi

Bir aydır parti kurma faaliyeti içinde bulunan Bayrak Partisi kurucu üyesi ve basın sözcüsü Yaşar Yurtöven, “ Çeşitli grup ve partilerle temasımız devam edi­ yor. Bu gruplarla mutabakata varılırsa, önümüzdeki hafta par­ tiyi kuruyoruz” dedi.

ÖYKÜLER

u

I LA Temel, devekuşu nasildur?I — Hem uçayi, hem koşayi, başinu da kuma sokayi. işte öyle bir yaratuktur.

— Uçmayila koşmayı anladık da başını niye kuma sokayi- dur?

— Kimbilur, belki partisine taban arayidur.

★ ★ ★

T

EMEL reisin kümesinde üç horozu vardı. Bir gün'kafası kızdı, horoztardan birini kesti.

Oğlu sordu: — Niçin kestun horozu?

— Tembeldur, vazifesunu iyi yapmayidur.

Aradan bir hafta geçti, baba Temel ikinci horozu da kesti. Oğlu gene başına dikildi:

— Niçin kestun horozu?

— Bu da tembeldu, vazifesunu iyi yapmayı idi.

Baba Temel ertesi gün, kümesin.en hızlı horozunun oğlu tarafından kesildiğini görünce küplere bindi:

— Ula ne poh yedun daaa? Oğlu yanıt verdi:

— Bu en tembelleriydu, kendinu hep kümesteki tavuklara taşıtaydi.

★ ★ ★

T

EMEL reisin oğlu Cemal sınıfta gene yaramazlık yapı­ yordu. Onun bunun silgisini kalemtıraşını alıyordu. Hoca birden bağırdı:

— Kalk ayağa bakayum Cemal, söyle bağa, 24 Ocak kararlarinu kim aldu?

— Töbe Allah, ben almadum öğretmenum.

★ ★ ★

1

“ Ki boğa Temel’in kahvesinde karşılaştılar. — Ne edeysun. iyi misun, hoş misun? — işsizum, emekliye ayurdilar.

— YÖK tarafindan mu, yoksa kendi isteğinla mu? — ikisu da değil, malulen emekli oldum.

— Neyin var idu? — Renk körlüğü.

Federal Almanya’daki yabancı işçiler ile özellikle Türklere karşı olan İçişleri Bakanı Zimmermann'm ülkedeki Kur'an kurslarını kaldırması bekleniyor...

Zimmermann

yarın geliyor

# Ankara’ya somut planlarla gelmeyen Alman Bakan’m,

tasarılar konusunda Türk tarafına sadece bilgi vere­

ceği, buna karşılık ise Türk hükümetinin niyetlerini

öğrenmek istediği bildirildi

A N K A R A £

F

E D ER AL Alm anya’da yaşayan Türk sayısının a- zaltılması iç.in sert yasal önlemler alınmasım isteyen A l­ man içişleri Baltanı Friedrich Zimmermann, Türk hükümet yetkilileriyle bir dizi görüşmeler yapmak üzere yatın Ankara'ya geliyor.

Alman koalisyon hükümetinin aşırı sağ kanadında bulunan H ı­ ristiyan Sosyal Birliği’ne men­ sup Zimmermann, Alm anya’da özellikle Tü rkler aleyhine verdiği demeçler ile tanınıyor. Alm an­ ya’daki Türk işçilerinin ayn bir diıı va kültür çevresinden geldiklerini üeri sürerek, bu in­ sanların. Alman toplumuna u- yum sağlamalarının “ çok zor” olduğunu iddia eden Alman İçiş­

leri Bakam, sert yasal önlemlerle Alm anya’daki Türk sayısının a- zaltümasım da ısrarla savunu­ yor. Alman İçişleri Bakanı, ayrı­ ca Türkiye’de bulunan ve A l­ manya’daki ailelerin yanma g it­ mek isteyen Türk çocuklarına da altı yaş sınınnı getirmeyi ön gö­ ren tasarının sahibi olarak tanı­ nıyor.

Federal içişleri Bakanı Zim ­ m erm ann, A n k a r a ’d a , b a şta Türk İçişleri Bakanı Selahattin Çetiner olmak üzere, Çalışma Bakanı Turhan Esener, Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Şide, ile görüşecek ve muhtemelen B aş­ bakan Bülend Ulusu tarafından da kabul edilecek.

Ankara ziyareti öncesinde, Bonn’daki Federal İçişleri B a­ kanlığı tarafından M illiyet’e y a ­ pılan açıklamada, Ankara’da g ö ­ rüşm elerin k a rşılık lı çık arları kollayan bir ortam içinde geçm e­ sinin beklendiği belirtildi. İçişle­ ri Bakam'mn Ankara’ya somut planlarla gelmediğine işaret eden Alman içişleri sözcülerinden Ko- waski, “ Bakanımız Ankara'da almak istediğimiz önlemler ko­ nusunda Türk hükümetinin ni­ yet ve fikirlerini öğrenmek isti­ yor. Ankara ziyaretinin getirece­ ği sonuçlar ise, Almanya'da y e ­ niden düzenlenecek “ Yabancılar Y asası” nm oluşturulmasında büyük rol oynayacak” dedi.

Aileleri Almanya'da yaşayan Türk çoçuklannm ancak altı y a ­ şma kadar olanlarının A lm an­ ya’ya ailelerinin yanma yerleş­ melerine izin verebileceklerini de yineleyen Alman Sözcü açıkla­ masında, bunun dışında suçlula­ rın karşılıklı iadeleri konusunda da Türk hükümet yetkilileriyle görüş alışverişinde bulunulacağı belirtildi.

Türk h ü k ü m etin e, A lm a n ­ ya'nm Türk işçileri hakkında y e ­

niden düzenlemek istediği “ Y a ­ sal haklar” konusunda bilgi v e­ recek olan Friedrich Zimmer­ mann, çarşamba gününe kadar sürecek Ankara ziyaretinde, ay ­ nca Alman Bakam’mn 1986’da başlaması gereken serbest dola­ şım h ak k ın dan T ü r k iy e ’nin vazgeçmesini de hükümetinin d i­ leği olarak Türk yetkililere ile­ tecek.

Alman koalisyon hükümeti­ nin küçük ortağı Liberaller ise, Zimmermann’m Türklere karşı getirmek istediği kısıtlayıcı ön ­ lemlere şiddetle karşı çıkıyorlar, içişleri eski bakanı Liberal Ger­ hard B aum , Z im m erm a n n ’ ı, koalisyon görüşmelerinde van- lan anlaşmanm dışına çıkarak “ Türklere karşı fanatik önlemler almak istemekle" suçluyor.

Berlin eyaleti

kesin dönüş

yapacaklara 5 bin

mark taşınma

yardımı verecek

Fink, geri dönüşü teşvik

için ayrıca 10 bin 200

marklık primin dışında

her Türk için 350, çocuk­

ları için de 200’er mark

“ seyahat yardımı” yapı­

lacağını açıkladı

DIŞ H A B E R LE R SE R V İS ! Berlin eyaleti Sosyal işler Se­ n atörü H ıristiy a n D em ok rat P a rtili (C D U ) Uli F in k , Berlin’den Türkiye’ye kesin dö: nüş yapmak isteyen Türk işçile­ rine belirli şartlar altında 5 bin marka kadar “ taşınma yardımı” yapılacağını söyledi.

Federal Alman hükümeti tara­ fından yasalaşması için meclise gönderilen 10 bin 200 marklık geri dönüş priminden ayrı olarak sa d ece B erlin 'd e yaşa ya n Türkleri kapsayan yeni düzenle­ meden, gelir düzeyleri düşük olan Türk işçileri yararlanabile­ cek. Sosyal İşler Senatörü, ta­ şınma yardımının dışında, yine Berlin’den ülkelerine kesin dönüş yapmayı kabullenen her Türk için 350, çocukları için de 200’er mark “ seyahat yardımı” yapıla­ cağını bildirdi.

T a ş ı n m a yardımından faydalanmak için şimdiye kadar 200 Türk ailesinin başvuruda bulunduğunu da sözlerine ekle­ yen Fink, “ Berlin’de halen 16 bin işsiz yabancı yaşıyor. Ayrıca her ay sosyal yardım ödediğimiz di­ ğer 6 bin yabancı da siyasî iltica talebinde bulundu ve ilgili mah­ kemelerin kararını bekliyorlar” dedi.

ZİMMERMANN KİMDİR?..

F

E D E R A L Alm anya’da .çalışan Türk işçilerinin durumu­ nu görüşmek üzere yann Türkiye’ye gelecek olan Federal içişleri Bakanı Friedrich Zimmermann, Hıristiyan De- mokrat-Hür Demokrat koalisyonu içinde “ sürtüşme noktası" olarak nitelendirilen bir siyaset adamıdır. Geçenlerde Adalet Bakam Engelhard ile Zimmermann’ m, ceza yasasında huzur bozucu eylemler ve gösteriler konusunda yapılacak bir değişiklik nedeni ile araları açılınca ortaya çıkan tartışma, koalisyonu tehlikeye sokacak boyutlara ulaşmıştı. Sonradan iki bakanlığın alt kademe memurlarının karşılıklı önerileri üzerine anlaşmazlık giderilmişti.

Strauss’un başkam olduğu Hıristiyan Demokratik Birliği Partisi üyesi Zimmermann, Hıristiyan Demokrat siyasetçilerin sağ kanadında oluşuyla taranıyor. Yabancüann mahkeme karan alınmaksızın smırdışı edüebilmelerini öngören içişleri Bakanlı­ ğ ın ın sunacağı değişikliğin ele alınacağı gelecek yıl başlayacak hükümet toplantılarında sert tartışmalar çıkmasının beklendiği kaydediliyor. Bu arada Zimmermann'm önerilerini Türk hükü­ metine kabul ettirmek için “ sert bir tutum” izleyeceği öne sürü­ lüyor.

Nişan pastasından 23 kişi zehirlendi

F A T S A , A K A JA N S Fatsa'nın Mustafa Kemal M a­ hallesindeki bir evde yapılan nişan töreninde pasta yiyen 23 kişi zehirlendi.

kaluıruanıaı dan 11 sinin midele­ rinin yıkandığını büdiren yetkili­ ler Melâhat, Feridun Niksar, Sa­ fiha Kurgan, Yıldız Bayraktar- oğlu, Nilay Saygılı ve Hamit Sa- ruhan’ın durumlarının ciddî ol-F atsa D ev let H a s ta n e s i’ ne duğunu belirttiler.

Yalova Devlet Üretme Çiftliği ormanı yanıyor

Y A L O V A , ÖZEL Yalova-Çınarcık karayolu üze­ rinde bulunan Devlet Üretme Çiftliğinin Samanlı köyü yöre­ sinde dün gece saat 21.00’de or­ man yangını çıktı.

Üretme Çiftliği alanı içinde

bulunan sarp arazideki ağaçla ve çalıların tutuşmasıyla ba; yan yangın rüzgârın da etkisi kısa sürede yayıldı. Arazinin numu, itfaiyenin yangın alan girmesini güçleştirirken, sönd me çalışmalarına jandarma halk da katıldı.

Kılıçturgay ciddf bir göz rahatsızlığı aecırdi

BU R SA , A K A JA N S Sağlık ve Sosyal Yardım Ba­ kanı Kaya Kılıçturgay, ciddî bir göz rahatsızlığı geçirerek

Anka-ra'ya döndü.

Kılıçturgay, Ş e k e r __ _ nedeniyle tatilini Küçükkurr daki evinde geçiriyordu.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Orbita tavanındaki de- fektten yerleştirilen ve manipule edilen cerrahi alet- ler yardımıyla önce mukosel evaküe edilip, ardından mukosel duvarı anterior kranial fossa kemik

Önce İngiliz ve Fransız dadılar ve öğretmenler tarafından eğitilen Esma, daha sonra İstan­ bul'daki Amerikan Kız Koleji'nde eğilim gördü ve 1926 yılında m ezun

Biz bu çalışmada; hastanemizde acil sezaryenle doğum yapmış olguları retrospektif olarak inceleyerek uygulanmış olan anestezi yöntemlerinin maternal, fetal ve

Zeki Paşa, Üçüncü Selimin kurduğu Humbarahane okuyucularını koruduğu sırada, Abdülhamide verilen bir jurnal münasebetile, Selim Sırrının Üsküdarda- ki evi

Ölüm ünün 40'ıncı günü sebebiyle, Safiye Ayla'nın tüm mirasını bıraktığı Türk Eğitim Vakfı tarafından okutulan mevlitte, sanat camiasından hiç

Aşağıdaki cümlelerde doğru yazılan ‘‘-de’’ eki ya da ‘‘de’’ kelimesinin başına ‘‘D’’, yanlış yazılanların başına ‘‘Y’’ yazalım.... Ek

Bu kurala göre soru işareti yerine hangisi gelebi- lir?. Yukarıdaki görseller belli bir kura- la

Yusuf Hayaloğlu’nun şiirleri ve bes teleri Ahmet Kaya, İbrahim Tatlıses, Muazzez Ersoy, Mine Koşan, Müslüm Gürses, Fatih Kısaparmak, Edip Ak- bayram, Ferhat Tunç