AM AN İK t ELİNİZ
BAŞINIZDA OLSUN
M. Süleyman Çapanoğlu
Derviş Mehmedin külahını, rakının verdi-
3§ ği ağrı kafı«uıa vurup da sızdığı bir anda yü-
j^| rülmiişler.. Başı açık mahalle aralarında dö
lü laşıyor, kendisine gelmeğe çalışıyor. Mevsim
H yaz, hava sıcak mı sıcak, insan kendini göbek
İÜ taşında sanıyor. Güneş, bulutların mavi tül
lü lerle örtülü parçasından süzülüp etrafa kızgın
H lâvlar saçtıkça hazret buranı buram terlemeğe
İl!
besinmiş.
Dazlak kafalı mollanın biri patiska geceliğini giymiş, kıllı göğsünü açmış, kuyuya sarkı tıp soğuttuğu karpuzu pencere nin önüne kovmuş. Evvelâ gö beğini benzetmiş, sonra oya o- ya İçini temizlemiş derken ya layıp dikine perdahlamış Bu işi de bitirince, öteden beri umumi çöplük bildiğimiz soka ğa atıvermiş.
Olacak bu ya, doğruca derviş Mehmedin kafasına rastlamış, kavuksuz başına, nemli bir kavuk geçmiş! Herkesin yanıp
lllllllllllll
tutuştuğu böyle sıcak, sam gibi bir rüzgâr estiği bir gün de serinlik hoşuna gitmiş, gök ten inen bu külâhm ne oldu ğunu anlamak istemiş, iki eli le tutup çıkarmış, Maraz! bir merkuzivet ile bakmış: Kar
puz kabuğu!
Gülmüş, pos bıyıklarım sı- vazlıyarak:
— Bunda bir yanlış var: de mlş. Bu, birinin ayağının al tına konacakmış, fakat iyi he sap edilmemişi
Bu fıkra, siyas! olaylarda,
sosyal İşlerde, pahalılıkta, ta kip fikrinin ele alınmamasın da, bazı işlerin düzensiz yürü tülmesinde çoğu zaman tatbik yeri buluyor, insanı hataya sü ürklUyor. Entrikalar çevirtiyor Realitelere de intibak ediyor ahlâksızlığa alıştırıyor. Başkt birine İkbal saadet, huzur, re fah killâhını giydiriyor.
Söz gelimi, biz İmparator luk devrinde onu takip eden yıllarda az mı külâh giydik? Bize az mı kiiiâh giydirdiler, ne oyunlar oynatmadılar Siya sette, ekonomide, şunda ve bunda
Son yıllarda iki elimiz başı mızda. gözümüzü dört açtık KUlâh giymemek İçin ne lâzım sa yapıyoruz Başkalarının bir birlerine külâh giydirmeğe ça lıştıklanna seyirci kalıyoruz. Dikkatli enerjik bir seyirci. Ellerimizin daima başımızda olduğu muhakkak. Buna şüp hemiz yok. Fakat ben bir kere daha malûmu i’lâm kabilinden haykırıyorum:
— Aman iki elimiz başımız da olsun!
<Dii«tü külâhı, göründü