• Sonuç bulunamadı

Yemen ve Türkiye'de kullanılan atasözleri (aile -akrabalık) arasındaki benzerlikler üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yemen ve Türkiye'de kullanılan atasözleri (aile -akrabalık) arasındaki benzerlikler üzerine bir araştırma"

Copied!
113
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BİLİM DALI

YEMEN VE TÜRKİYE'DE KULLANILAN

ATASÖZLERİ (AİLE-AKRABALIK) ARASINDAKİ

BENZERLİKLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Doç. Dr. Sinan GÖNEN

HAZIRLAYAN

Abdulmalek Ahmed Abdulbari AL-SALEMI

124201001015

KONYA

2017

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Abdulmalek Ahmed Abdulbari AL SALEMI

Numarası 124201001015

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı / Türk Dili ve Edebiyatı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Yemen ve Türkiye’de Kullanılan Atasözleri (Aile - Akrabalık) Arasındaki

Benzerlikler Üzere Bir Araştırma

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve

akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve

akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına

uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda

bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

II

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Abdulmalek Ahmed Abdulbari AL SALEMI

Numarası 124201001015

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı / Türk Dili ve Edebiyatı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Doç.Dr. Sinan GÖNEN

Tezin Adı Yemen ve Türkiye’de Kullanılan Atasözleri (Aile - Akrabalık) Arasındaki

Benzerlikler Üzere Bir Araştırma

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan

Yemen ve Türkiye’de Kullanılan

Atasözleri (Aile - Akrabalık) Arasındaki Benzerlikler Üzere Bir Araştırma

başlıklı bu çalışma

08/09/2017 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı

bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

III

İÇİNDEKİLER

Bilimsel Etik Sayfası ... I

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu ... II

ÖZET ... I

SUMMARY... II

ÖN SÖZ ... III

KISALTMALAR ... V

GİRİŞ... 1

1. YEMEN HAKKINDA... 1 1.1. COĞRAFİ KONUMU ... 1 1.2. DEMOGRAFİK YAPI ... 1 1.3. SOSYO-KÜLTÜREL HAYAT ... 1

2. SÖZLÜ KÜLTÜR GELENEĞİ AÇISINDAN TÜRK VE YEMEN ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİ ... 2

2.1. TÜRK SÖZLÜ KÜLTÜRÜ VE ANONİM HALK EDEBİYATI ... 2

2.1.1. TÜRK HALK EDEBİYATI ... 2 2.1.2. TÜRK ATASÖZLERİ ... 3 A. ATASÖZÜ TANIMLARI ... 3 B. ATASÖZLERİNİN ÖZELLİKLERİ ... 5 2.1.3 DEYİMLER ... 5 A. DEYİM TANIMLARI ... 5 B. DEYİMLERİN ÖZELLİKLERİ ... 6

2.2 YEMEN SÖZLÜ KÜLTÜRÜ VE ANONİM HALK EDEBİYATI ... 1

2.2.1. YEMEN EDEBİYATI ... 1

2.2.2. YEMEN ATASÖZLERİ ... 2

2.2.3. ATASÖZLERİNİN ÖNEMİ ... 5

2.2.4. ATASÖZLERİ HAKKINDA SÖYLENENLER ... 5

2.2.5. DEYİMLER ... 6

I. BÖLÜM/YEMEN VE TÜRKİYE’DE KULLANILAN ATASÖZLERİ (AİLE-AKRABALIK) ARASINDAKİ BENZERLİKLER ... 7

1.AİLE KAVRAMI ETRAFINDA SÖYLENEN ATASÖZLERİ ... 7

1.1.Aile Kökeni ... 8

1.2.Ailenin Değeri ... 9

(5)

IV

1

.4.Aileye Sahip Çıkma ... 12

1.5.Aile Birliği ... 12

1.6.Aileye Özlem ... 13

1.8.Kötü Aile ... 13

2.DEDE VE NİNE İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ ... 14

3.BABA VE ANNE İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ ... 15

3.1. Baba ve Anne'ye Bakma ... 15

3.2. Baba ve Annenin Değeri ve Önemi ... 15

3.3. Baba ve Anne Şefkati ... 17

3.4. Üvey Baba ve Anne ... 19

4.ÇOCUK İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ ... 21

Çocuk ... 21

4.1.Çocuğun Doğumu ve Büyütülmesi ... 21

4.2.Çocuk Eğitimi ve Terbiyesi ... 24

4.3. Çocuklara Bakma ... 30

4.4. Evlat Değeri ve Sevgisi ... 33

4.5. İyi Evlat ... 37

4.6. Çocuk Davranışı ... 39

4.7.Nazlı Çocuk ... 41

4.8. Zeki Çocuk ... 42

4.9. Şanslı Çocuk ... 42

4.10. Çocuğun Saf Olması ... 43

4.11.Kötü Nesil ... 44

4.12. Asi Çocuk ... 53

4.13. Yaramaz Çocuk ... 53

4.14. Çocukların Babalara Benzetilmesi ... 54

4.15. Çocuksuz Kalma ... 55

4.16. Evlatlara Savunma ... 55

4.17. Çocuk Evlendirme ... 55

4.18. Erkek Çocukların Önemi ... 56

4.19. Dul ve Zina Çocuğu ... 57

5. KARDEŞ İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ ... 59

5.1. Kardeşin Önemi ve Değeri ... 59

5.2. Kötü Kardeş ... 59

5.3. Kardeş Birliği ... 60

(6)

V

6.1.Amca ve Hala ... 62

6.2. Dayı ve Teyze ... 62

6.2.1.Dayılara Düşmanlık ... 62

6.2.2. Dayı ve Teyzenin Sevgisi ... 63

6.2.3. Dayı ve Teyzelere Benzetmek ... 63

6.2.4. Dayı ve Teyzelerin Değeri ... 64

6.3. Amca ve Dayı Çocukları ... 65

6.4. Akrabalardan Uzak Kalma ... 66

7. KARI-KOCA İLİŞKİLERİ İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ ... 67

EVLİLİK ... 67

7.1.Boşanma ... 67

7.2. Eşin Haksız Olması ... 67

7.3. Koca Sevgisi ... 67

7.4. Karı - Koca Değeri ... 68

7.5. Karılara Aşırı Yük Verme ... 70

7.6. Karısız veya Kocasız Kalma ... 70

7.7. Hamarat Olan ve Hamarat Olmayan Hanımlar ... 71

7.8. Kötü Koca ve Karı ... 72

7.9. Çok Evlilik ... 72

7.10. Evlilikle ilgili Genel Atasözleri ... 73

SONUÇ ... 89

(7)

I

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Abdulmalek Ahmed Abdulbari AL SALEMI

Numarası 124201001015

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı / Türk Dili ve Edebiyatı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Doç.Dr. Sinan GÖNEN

Tezin Adı Yemen ve Türkiye’de Kullanılan Atasözleri (Aile - Akrabalık) Arasındaki Benzerlikler Üzere Bir Araştırma

ÖZET

Yemen atasözleri Yemen halkın yaşam tarihi alanında özellikle kabilelerin olduğu

bölgelerde kesin bir rol oynamıştır. Kişi ailesi ile olan sımsıkı bağından sonra Kabilesi ile de

bu bağı bulunur ve kabilenin belirlediği törelerin dışına çıkamamaktadır. Toplumda

uygulanan örf ve adetlerin sınırları içinde atasözleri fertlerin davranışlarını düzenlediği gibi

ferdin toplum ve çevresiyle olan ilişkilerinin sınırlarını de belirlemektedir.

Bir milletin kültürünü bilmek için o milletin atasözlerini ve deyimlerini bilmek

gerekir. Çünkü atasözleri bir milletin yaşam biçimini yansıtır. O milletin neye önem verdiğini,

kültürel değerlerini atasözleriyle ve deyimleriyle kolay bir şekilde anlaşılır.

Yemen atasözlerin en eski çağlardan itibaren Yemenlilerin dillerinde ve nesilden

nesile aktarıldığını bilinmektedir. Bu sözleri hafızalarında tutmuş, kayalara kazımış ve taşlara

nakşetmişlerdir. Aynı şekilde atasözlerini her asır ve her mekânda dillerinden

düşürmemişlerdir.

Aile-akrabalık ile ilgili Yemen atasözleri ile Türkiye'de kullanılan atasözlerinin bu

çalışmada karşılaştırması yapılmıştır. El -Kȃdî İsmail bin Ali El - Ekve’in yazdığı iki ciltten

oluşan El - Emsalü'l Yemȃniye adlı kitaptaki aile-akrabalık ile ilgili atasözleri çıkarıp önce

Türkçeye çevrilmiştir, daha sonra bunların Türkçede karşılığı bulunarak İtalık yazıyla altına

yazılmıştır.

Çalışmamız Özet, Ön Söz, Kısaltmalar, Giriş, Birinci Bölüm, Sonuç, Kaynakça'dan

oluşmaktadır. Çalışmamızın giriş kısmında Yemen hakkında genel bilgiler, Türk halk

edebiyatı ve Yemen halk edebiyat ile ilgili bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde ise aile ve

akraba ile ilgili atasözlerin incelemesi, çevirmesi ve karşılaştırılması yapılmıştır.

Anahtar Kelimler:

Yemen, Atasözü, Deyim, Aile, Akraba, Baba, Anne, Çocuk,

Kardeş, Amca, Dayı, Hala, Teyze, Dede, Nine, Karı, Koca

(8)

II

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Abdulmalek Ahmed Abdulbari AL SALEMI

Numarası 124201001015

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı / Türk Dili ve Edebiyatı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Doç.Dr. Sinan GÖNEN

Tezin İngilizce Adı

A Study on the Similarities Between Turkish and Yemeni

proverbs, family Ties and Kinship Bonds.

SUMMARY

Yemen proverbs have played a definite role on the life history of Yemen people, especially in tribal areas. The person can find a good relationship with his tribe such as good relationship with his family. So he does not oppose the customs determined by the tribe.

Proverbs define the boundaries of the individual's relationship with society and the environment as they guide the behavior of individuals within the boundaries of the applied customs and traditions in society.

To know the culture of a nation, the person must know its proverbs and idioms. Because proverbs reflect the lifestyle of a nation. The important issues and cultural values of a nation can be easily understood by its proverbs and idioms.

It is known that Yemen proverbs are transmitted since the earliest times from generation to generation in the tongues of Yemenis. They have kept these words in their memories, excavated to the rocks and imprinted to stones. Likeweise they have brought up repeatedly proverbs in every centrury and everwhere.

Yemen proverbs about family-kinship and proverbs used in Turkey have been compared in this study. Proverbs about family-kinship in the book “El - Emsalü'l

Yemȃniye” which has been written by El -Kȃdî İsmail bin Ali El – Ekve and consists of two

volumes have been identified and translated into Türkish. Then their equivalents have been found in Türkish and written Italic under the text.

Our study consists of Abstract, Preamble, Abbreviations, Introduction, First Part, Result, References. General information about Yemen, information about Turkish folk literature and Yemen folk literature have been given in the introduction of our study. In the first part, proverbs related to family and relatives have been examined, translated and compared.

Keywords: Yemen, Proverb, Idiom, Family, Relative, Father, Mother, Child,

(9)

III

ÖN SÖZ

Atasözleri bir milletin yaşam biçimini yansıtır. O milletin neye önem verdiğini, neyi

sevdiğini, kültürel değerlerini atasözleri ve deyimleriyle kolay bir şekilde anlamaya yardımcı

olur.

Bu çalışmada aile-akrabalık ile ilgili Yemen atasözleri ile Türkiye'de kullanılan

atasözlerinin karşılaştırması yapılmıştır. El -Kȃdî İsmail bin Ali El - Ekve’in yazdığı iki

ciltten oluşan El - Emsalü'l Yemȃniye adlı kitaptaki aile-akrabalık ile ilgili atasözleri önce

Türkçeye çevrilmiştir, daha sonra bunların Türkçede karşılığı bulunarak İtalik yazıyla altına

yazılmıştır. Türkçede karşılığı bulunmayan atasözlerinin açıklamasına yer verilmiştir. Daha

kolay anlaşılabilmesi için bazı örnekler eklenmiştir. Ayrıca bu kitapta yer alan atasözleri

Yemen şivesiyle yazıldığı için kolayca anlaşılamayan atasözlerinin fasih Arapçaya çevrilmesi

gerekli olduğu düşünülmüştür; fasih Arapçayla yazılan atasözlerinin çevrilmesine gerek

duyulmadı. Atasözlerinin kitaptan kolay bulunabilmesi için önce atasözünün numarası sonra

sayfa numarası belirtilmiştir. Yemen’in bütün şehirlerini gezen yazar, Yemen’in

edebiyatçıları, din adamları, kabile şeyhleri, köylü insanlarının yardımlarıyla Yemen’in bütün

şivelerindeki atasözlerini toplamış ve yazmıştır. Yazarın kitabında yer almayan atasözleri de

çalışmamızın girişinde yer almaktadır.

Arapçada deyim ve atasözü arasında bir fark olmadığı için. Deyim atasözü olarak

geçer. O yüzden deyimlere girişte yer verilmiştir.

Yazar, Yemen atasözlerini tedvini ve şerhini yapmaya koyulduğunda mümkün olan

tüm ilmî araçları kullanmak suretiyle tüm çabasını sarf etmiştir. Başlangıçta farklı tabakalar,

bölgeler ve lehçelere mensup insanların ağızlarından dinlediği atasözlerini derlemiştir.

Dönemin gazetecileri ve düşünürlerine mektuplar yazarak bildikleri atasözlerini kendisine

yazmalarını istemiş ve Yemen atasözlerini bir araya getirmek istediğini onlara haber

vermiştir. Tabi ki büyük önem verdiği bu işte mümkün olduğu kadarıyla atasözlerini

toplayabilmek için Yemen’in büyük bir kısmını gezmiştir.

Bir milletin kültürünü bilmek için o milletin atasözlerini ve deyimlerini bilmek

gerekir. Bu çalışma ile atasözleri üzerinden Yemen'de aile kurumunun toplumsal hayattaki

önemini ortaya koymayı amaçladık.

Bu çalışmamda bana yol gösteren, konu seçiminden tez basım sürecine kadar tüm

aşamalarda benden yardımlarını esirgemeyen değerli danışman hocam Doç. Dr. Sinan

GÖNEN’e teşekkür ederim. Çalışmamın meydana gelmesinde desteklerini esirgemeyen Sezai

(10)

IV

Demirtaş, Aydın Göktaş, Nilgün Aydın ile bütün hocalarım ve arkadaşlarıma teşekkürlerimi

sunarım.

Ayrıca hayatım boyunca, her an yanımda olan maddi ve manevi her zaman beni

destekleyen aileme, başta babam ve annem olmak üzere gurbette yanımda duran, gurbetin

zorluklarına tahammül eden eşime, sonsuz minnet ve şükranlarımı sunarım.

Abdulmalek Ahmed Abdulbari Al-SALEMI

Konya-2017

(11)

V

KISALTMALAR

b. Bin (nin, oğlu) bk. Bakınız C. Cilt Doç. Doçent Dr. Doktor K.Ş. Kaynak Şahıs mec. Mecaz Prof. Profesör S. Sayı s. Sayfa TDK Türk Dil Kurumu TDV Türkiye Diyanet Vakfı vb. Ve Benzeri

vs. Vesaire Vy. Vefat Yılı Yrd. Doç. Yardımcı Doçent

(12)

1

GİRİŞ

1. YEMEN HAKKINDA

1.1.COĞRAFİ KONUMU

''Yemen, Kızıldeniz’e ve Hint Okyanusu’nun Aden Körfezi'ne kıyısı olan kuzeyden Suudi Arabistan, doğudan Uman ile komşudur. Bâbülmendep Boğazı ile Afrika kıtasından ayrılır. Resmî adı el-Cumhûriyyetü’l-Yemeniyye, yüzölçümü 536.869 km², nüfusu 24.200.000 (2012), başşehri Sana‘a, diğer önemli şehirleri Aden (738.000), Taiz (592.000), Hudeyde (495.000), İb (330.000) ve Mükellâ’dır (222.000)'' (Kurt 2013: 400).

1.2.DEMOGRAFİK YAPI

''Yemen'de yaşayan halka Yemenli denilmektedir. Ülkenin toplam nüfusu 25 milyon civarındadır ve nüfusun büyük çoğunluğu Araplardan oluşmaktadır. Nüfusun azınlık bölümünü; Güneybatı Asya ve Afrika'dan çalışmaya gelen kişiler ve Avrupalılar oluşturmaktadır. Nüfusun %99.1' i Müslüman geri kalan %0,9'luk azınlık bölümünü ise Yahudilerden oluşmaktadır. Fakat bu Yahudilerin çoğu Yemeni terk etmişlerdir. Müslüman nüfusun tahminen %65' ini Sünniler, %35' ini Şiiler oluşturmaktadır. Nüfusun yaş yapısının dağılımı; 0-14 yaş grubu: %41.7, 15-24 yaş grubu: %21.1, 25-54 yaş grubu: %30.9,55-64 yaş grubu: %3.7, 65 yaş ve üstü: %2.6 oranındadır (2014 yılı için tahmini). Ülkedeki okuma-yazma oranı 2011 tahminlerine göre %65.3' dür''

(https://tr.wikipedia.org/wiki/Yemen#cite_note-yemen-6).

1.3.SOSYO-KÜLTÜREL HAYAT

Furkan Can Yemen'in sosyal-kültürel hayatı hakkında aşağıdaki bilgileri vermektedir:

''Yemen, sosyal hayatı ve gelenekleriyle çok farklı bir ülkedir. Yemenlilerin kendilerine özgü giyim tarzları ve gelenekleri vardır. Yemen erkeklerinin neredeyse tamamına yakını erkeklik sembolü olarak kabul edilen ucu kıvrık kılıflı bir kama, yani "cembiye" hançer kuşanır. Yemen’de cenbiye erkeklik sembolü sayılır ve bu hançeri taşımak adı konmamış bir kural gibidir. Cembiye, en ateşli kavgalarda bile kınından çıkarılmadan ömür boyu taşınan Yemen erkeklerine has, kabzası orijinal işlemelerle kaplı bir aksesuardır. Sokaklarda gezen kadınlar peçeli, erkeklerin giysileri ise Arap kıyafeti olmakla birlikte diğer Arap ülkelerinin kıyafetlerinden çok farklıdır. Erkekler başlarını Araplara özgü bir örtü ile örterler. Kimileri ise pantolon yerine, hamamlardaki peştamala benzeyen 'fota' giyer. Ayrıca Yemen'deki çeşitli gruplar arasında dil haricinde de ciddi farklar bulunmaktadır. Hadramevt bölgesinde yaşayanlar, buranın güneydoğu Asya'yla tarihi ve ticari bağlantılarının yarattığı

(13)

2

kültürel farklılıkları yansıtmaktadır. Sahil kesimlerinde yaşayan Yemenliler, yakındaki Afrika'nın kültürel etkilerini yansıtmaktadır. Büyük Britanya'nın 1850'lerin ortalarından 1900'ların başlarına kadar Hindistan'ın bir parçası olarak yönettiği Aden ise halen Hint yarımadasının kültürel izleri taşımaktadır''(https://inzardergisi.com/mobil/Makale.php?id=602).

2. SÖZLÜ KÜLTÜR GELENEĞİ AÇISINDAN TÜRK VE YEMEN

ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİ

2.1. TÜRK SÖZLÜ KÜLTÜRÜ VE ANONİM HALK EDEBİYATI

2.1.1. TÜRK HALK EDEBİYATI

Bu bölümde Türk Halk Edebiyatı hakkında kısaca bilgi verilecektir. Daha sonra atasözü ve deyim tanımları ve özelikleri açıklanmaya çalışılacaktır.

''Halk kelimesinin ıstılahı ve tarihi misyonu: M.Ö. V-IV. yüzyıldan bu yana kullanılmaktadır. Özellikle de dünya coğrafyasında en geniş alanda yerleşen ve en uzun ömürlü millet kabul edilen Türk

milletinin edebiyatını da bu bağlamda kısa boyutlarla değerlendirmek pek de kolay değildir. Zira Türk

milleti; zaman zaman farklı medeniyetlerin etkisi altında kaldığı gibi, biri birinden uzak coğrafi bölgelerde dil, din ve kültür açısından da bir takım etkileşimlerle karşılaşmışlardır. Bu bakımdan Türk medeniyeti ve Türk edebiyatını incelerken bir takım zorluklarla karşılaşmak da mümkündür''(Güzel-Torun 2014:121).

''Türkçede''halk kelimesi'', ilk olarak Orhun kitabelerinde(VIII. yüzyıl.)''Kara Budun'' olarak geçmektedir''(Güzel-Torun 2014:121).

Genellikle ilk söyleyicilerini tespit edemediğimiz anonim veya ferdi eserlerin meydana getirdiği edebi ekole 'Halk Edebiyatı denir''(Güzel-Torun 2014:121).

Hamdi GÜLEÇ Türk Halk Edebiyatı adlı kitabında halk edebiyatını ''halkın duygu ve düşüncelerini, özlemlerini, isteklerini dile getiren halkın edebiyatıdır'' şeklinde tanımlamıştır. Halk edebiyatı, sözlü gelenek ürünü halkın zengin kültür değerlerini yansıtır. Halk edebiyatı, özünü, özlüğünü halktan aldığı için halkın içini gösterir. Özellikle halkın dünya görüşünü, sanat zevkini ve görenekleri halk edebiyatında bulabiliriz. Ayrıca kitabın girişinde ''Halk edebiyatı, halkın ruhunda doğan, halkın ruhunda yaşayan, halkın değerlerini konu alan; halkın düşüncelerini yansıtan, halka hitap eden, halk arasında yayılmış bir edebiyattır'' ifade edilir(Güleç 2002: 13-15).

''Türk halk edebiyatı ile ilgili ilk çalışmalar Batılı Türkologlarca başlatılmıştır. Bizde Tanzimat dönemindeki birkaç çalışma istisna tutulacak olursak ilk ciddi araştırmalar XX. yüzyılda görülmektedir. Bu edebiyatın varlığına; ilk olarak Ziya Gökalp işaret etmiş, onu Rıza Tevfik, Folk-lore adlı makalesiyle takip etmiştir. Rıza Tevfik, burada bir tasnife giderek Anonim Halk Edebiyatı, Tekke

(14)

3

Edebiyatı, Âşık edebiyatı gibi üç edebiyat şubesinden bahsetmiştir. Fakat bu konuda ilk ve esaslı çalışmayı Fuat Köprülü başlatmıştır. Köprülü'nün İkdam gazetesinde 9 sayı devam eden ''Mübahasat-ı

Lisaniye-Saz Şairleri adlı seri yazısı ve bunu takip eden diğer çalışmaları bugün için dahi başlıca

müracaat eserleri olarak kabul görmektedir. Fuat Köprülü'den sonra konuya ilgili çoğalmış bu konuda pek çok araştırmacı mesai sarf etmiştir (Güzel-Torun 2014: 122-123).

Bu noktalardan hareketle XIX. yüzyıldan itibaren Türkiye'de ''halk'' mefhumunun kullanılması veya aranması; Şinasi'nin Durub-ı Emsal-i Osmaniye'si Ziya Paşa'nın şiir ve İnşa'sı Namık Kemal'in tiyatro eseri olan Vatan Yahut Silistre'si ile 1873'de Hintli İnayetu'-lah'tan tercüme ettiği

Bahȃr-ıDȃnişadlı Hint kaynaklı masal kitabı da, mutlak rejimden meşrutiyete doğru giden yolda, aslında var

olan halkı ve milleti Avrupai bir görüşle arayan halk edebiyatımız üzerinde en derli toplu yapılan eserler olarak belirtilir (Güzel-Torun 2014: 122-123).

Ayrıca XX. yüzyılın ilk çeyreğinde Türkiye'de Türk Halk Edebiyatı üzerindeki ilk çalışmalar

Ziya Gökalp(1913) başlar ve o, folklor yerine halkiyat kavramını kullanır. Ondan sonra Fuad Köprülü(1914) Yeni Bir İlim: Halkiyat: Folk-loremakalesinde folklor kavramını kullanır. Onların da,

arkasından 'Türk Halk edebiyatı' disiplini olarak Rıza Tevfik Bölükbaşı, Pertev Naili Boratav, Ahmet Kutsi Tecer, Sadedin Nüzhet Ergun, Halit Bayrı, İlhan Başgöz ve Şükrü Elçin bu doğrultuda 'Halk Edebiyatı adına devam ettirirler'' (Güzel-Torun 2014:122-123).

2.1.2. TÜRK ATASÖZLERİ

A. ATASÖZÜ TANIMLARI

Atasözü, uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz. (Akalın-Toparlı-Tezcan-Aksu 2008: 97)

Şükrü Elçin, atasözlerini ''Nazım, nesir, her iki şekil ile eski tecrübeleri «tam bir fikir» kompozisyonu içinde teşbih, mecȃz, kinȃye,tezȃd... gibi edebi sanatların kudretinden faydalanarak süslü, kapalı olarak veya bazen açık, mecazsız hususuyla yetişecek gençlere aktaran atalar sözü'' diye tanımlanmıştır (Elçin 1986:626).

''Atalarımızın, uzun denemelere dayanan yargılarını genel kural, bilgece düşünce ya da öğüt olarak düsturlaştıran ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsemiş özsözler'' (Aksoy 1993: 37).

''Atasözleri, atalardan gelen ve onların yüzyıllar içindeki deneyim ve gözlemlerine dayalı düşüncelerini öğüt ve yargı şeklinde aktaran anonim nitelikli kısa ve özlü sözlerdir. Atasözleri çoğu kez gerçek anlamları yerine mecazlı bir anlam kazanarak sözlü gelenek içinde kuşağa aktarılan ve halk belleğinde yaşayan, halka mal olmuş kalıplaşmış anlatımlardır'' (Oy 1991: 44).

''Atasözleri; Atalarımızın uzun gözlem ve tecrübeler sonunda vardıkları hükümleri hikmetli düşünce, öğüt ve örneklemeler yolu ile veren; birçoğu mecȃzi anlam taşıyan; yüzyılların oluşturduğu

(15)

4

biçimle kalıplaşmış bulunan; daha çok sözlü gelenek içinde nesilden nesile geçerek yaşayan anonim nitelikteki özlü söz. Çoğulu atasözleri. Atalarsözü ve pek az olarak atalarsözleri diye kullanıldığını da olmuştur. Atasözleri Türk halkının dünya görüşü özetleyen sözlerdir'' (Güleç 2002: 19-20).

''Atasözleri; Türk halkının dünya görüşünü özetleyen sözlerdir. Bunların her biri bir söz arasında atalarımızdan birinin ağzından çıkmıştır. Fakat, toplumun arasına yayıldıktan sonra, ilk ağızdan çıktığı gibi kalmamıştı; yayıldıkları çağların, çevrelerin sosyal havasına uyarak bazları tutulmuş, bazıları unutulmuş; bazıları da yeni ifadelere, yeni anlamlara bürünmüş; böylece, az çok değişip gelişerek, kalıbını, kıvamını bularak toplumun malı olmuştur. Bu bakımdan Ömer Aksoy'un da derin bir görüşle yer yer belirttikleri gibi, her ulusun Atasözleri kendi varlığının, benliğinin aynasıdır. Ulusun düşünceleri, inanışları, yaşayışları, gelenekleri görülür. Zekâlarındaki keskinliğin, duygularındaki inceliğin de en tipik örnekleridir. Felsefi görüşlerden başka, güzel buluşlar, parlak nükteler, zarif alaylar, şiddetli taşlamalarla da doludur. Böylece her Atasözü, kendi milletinin damgasını taşır'' (Güney 1971: 175).

Sinan GÖNEN 'Batı Türklerinin Manzum Atasözleri' adlı kitabında atasözlerini şöyle tanımlamıştır:

''Atasözü araştırmaları içerisinde; atasözlerinin manzum yönüne ilk defa temas eden Reşit Rahmeti Arat'tır. Arat'tan sonra atasözlerinin manzum özelliği üzerinde diğer araştırıcı ve bilim adamlarının tespitleri de yukarıda değindiğimiz üzere yer almış; ama bu tespitler bugüne kadar bir disipline oturtulamamıştır. Ayrıca, kavram olarak manzum atasözü terimi tam anlamıyla ortaya konulamamış, değişik adlar verilmiş ve tanımı da yapılamamıştır. Biz; aşağıda önce atasözlerimizin genel bir tanımını vererek, bu tanımdan yola çıkıp manzum atasözü teriminin tanımını yapacağız.

Atasözlerini; tarihî kökleri çok eskilere kadar dayanan, deneyim, gözlem ve tecrübelerle yoğrulan, ilk şekilleri genellikle manzum olan kalıplaşmış sözleridir diye tanımlayabiliriz.

Atasözü kavramını açıkladıktan sonra manzum atasözünü de şöyle tanımlayabiliriz:

Yukarıdaki genel tanım burada da geçerli olmak üzere, manzum atasözü; ahenk unsurlarından kafiye, redif, ölçü ve durağa sahip, birden fazla mısradan kurulu, akıllarda daha kolay yer eden atasözüdür. Ahenk unsurlarından herhangi birinin ya da ikisinin eksik olduğu manzum atasözlerimizin varolduğunu da belirtmeliyiz'' (Gönen 2011: 117).

(16)

5

B. ATASÖZLERİNİN ÖZELLİKLERİ

Atasözlerinin şekil ve kavram özelikleri Ömer Asım Aksoy'un ''Atasözleri ve Deyimler'' adlı eserinde şöyle sıralanmıştır:

1. Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Her atasözü, belli bir kalıp içinde, belli sözcüklerle söylenmiş olan donmuş biçimdir.

2. Atasözleri kısa ve özlüdür. Az sözcükle çok şey anlatır. 3. Atasözlerinin çoğu bir, iki cümledir. Daha uzun olanları azdır. Kavram özellikleri şöyle belirtilir:

1. Sosyal olayların nasıl olageldiklerini uzun bir gözlem ve deneme sonucu olarak yansızca bildiren atasözleri vardır.

Minareyi çalan kılıfını hazırlar.

2. Doğa olaylarının nasıl olageldiklerini uzun bir gözlem sonucu belirten atasözleri vardır: Kork aprilin beşinden, öküzü ayırır eşinden.

3. Toplumsal olayların nasıl olageldiklerini uzun bir gözlem ve deneme sonucu olarak bildirirken bundan ders almamızı hatırlatan atasözleri vardır:

Sona kalan dona kalır.

4. Denemelere ya da mantığa dayanarak doğrudan doğruya ahlȃk dersi ve öğüt veren atasözleri vardır:

Ayağını yorganına göre uzat.

5. Birtakım gerçekler, felsefeler, bilgece düşünceler bildirerek yol gösteren atasözleri vardır: Korkunun ecele faydası yoktur.

6. Töre ve gelenekleri bildiren atasözleri vardır: Dost başa bakar, düşman ayağa.

7. Kimi inanışları bildiren atasözleri vardır:

Akacak kan damarda durmaz (Aksoy 1993: 15-19).

2.1.3 DEYİMLER

A. DEYİM TANIMLARI

''Deyim, genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir'' (Akalın-Toparlı-Tezcan Aksu 2008: 375).

''Deyimler (tȃbirler), asıl anlamlarından uzaklaşarak yeni kavramlar meydana getiren kalıplaşmış sözlerdir. İki veya daha çok kelimeden kurulur bir çeşit dil ifadesi olan bu sözler, duygu ve düşüncelerimizi, dikkat çekecek biçimde anlatan isim, sıfat, zarf, basit ve birleşik fiil görünüşlü gramer unsurlarıdır'' (Elçin 1986: 642).

(17)

6

''Bir kavramı, bi durumu, ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da tümce'' (Aksoy 1993: 52).

Deyimler: ''çekici bir anlatım kılığı taşıyan ve çoğunun gerçek anlamından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük topluluklarıdır''(Karadağ 1996: 359).

Deyimler; ''Gerçek anlamı dışında kullanılarak yeni bir anlam ifade eden ve bir düşünceyi dile getiren iki veya daha fazla kelimeden oluşan kalıplaşmış söz dizisidir'' (Güleç 2002: 29-30).

Deyimlerin Özü; ''Halk deyimleri; birkaç sözcükle kurulmuş ve kendi anlamlarından

sıyrılarak yepyeni bir anlama bürünmüştür: 'Dilinde tüy bitmek' 'El ağzı ile kuş tutmak' gibi...'' (Güney 1971:s.194).

B. DEYİMLERİN ÖZELLİKLERİ

Yukarıda adı geçen Prof. Dr. Şükrü Elçin'in Halk Edebiyatına Giriş kitabında deyimlerin üzerine şekil bakımından yazdığından kısaca şu özelikleri sıralayabiliriz:

1. Deyimlerin birçoğu masdar hȃlindedir. Örnek: Baş vurmak.

2. Deyimler her zamanlı fiil kipleriyle kullanılırlar. Örnek: Kaş yaparken göz çıkardı.

3. Deyimlerindeki bazı kelimeler isim ve fiil çekimlerine girerler. Örnek: Anasından (anamdan) emdiği (emdiğim) süt (sütü) burnundan (burnumdan) geldi.

4. Kalıplaşma sebebiyle fiil çekimine girmeyen az sayıdaki deyimler. Örnek: Tut kelin perçemini (perçeminden).

5. Hiçbir fiil kipi taşımadıkları için cümle hȃlinde bulunmayan deyimler. Örnek: Kel başa şimşir tarak.

6. Cümle hȃlinde olmayan deyimlerin bir kısmında da kelimelerin bȃzıları çekime girerler. Örnek: İki eli (elim) kanda olsa.

7. Deyimlerin bȃzıları iyelik ekleri ile kurulurlar. Örnek: Gözü açık. 8. Deyimlerde tekrarlar. Örnek: Çoluk çocuk.

9. Aynı kelimenin tekrarı ile yapılan ikizleme deyimler. Örnek: Günü gününe. 10. Kafiyeli deyimler. Örnek: Akdeniz'e kapdan, Mısır'a sultan.

11. Deyimlerde olumsuz kavramlı kalıplar. Örnek: Ağzını bıçak açmıyor; gözünü budaktan sakınmaz.

(18)

1

2.2 YEMEN SÖZLÜ KÜLTÜRÜ VE ANONİM HALK EDEBİYATI

Bu bölümde Yemen edebiyatının tarihi ve Yemen atasözlerinin özelikleri ve önemi açıklanmaya çalışılacaktır. Ayrıca atasözleri hakkında farklı çağlarda söylenen, yazarlar ve ünlü bilim adamları tarafından ortaya konulan kavramlardan bahsedilecektir.

2.2.1. YEMEN EDEBİYATI

Yemen edebî ve fikrî mirasına günümüze kadar çok fazla ihtimam gösterilmemiştir. Yemen kültürünün tüm çağlarının bir araya getirilmesi, tedvini, araştırılması ve değerlendirmesi farklı eğilimler, yönelimler, görüşler ve çeşitli kollara ayrılan Yemenli düşünürler ve edipler tarafından hak ettiği özen ve önemi görmemiştir. Maalesef bu yüzden Yemen kültürü diğer Arap kültürleri arasındaki yerine sahip olamamış ve konuyu ele alan araştırmacılar onun konumunu tespit etmekte zorlanmaktadır. Yemen'deki bu ihmalin sebebi Yemen’in uzun tarihi geçmişindeki zor şartlardan kaynaklandığı söylenebilir. Yemen dış dünyadan tam bir yalnızlık içinde, modern hayatın sürtüşmelerinden ve modern kültürel kavramlarından uzak yaşamıştır. Bu sebeplerden dolayı Yemen

ilim ve edebiyatın ufuklarına gidilecek yere ulaşmak için bu hayata ayak uyduramamıştır (

El – Ekve

2009-2010a: 5).

Yemen bu yalnızlığından çıkıp sırtındaki uzun yıllara ait tozları silkelemiştir. Dünya ise Yemen’i sadece siyasi yönden tanımaktadır. Yemen’in kültür, medeniyet, marifetleri ve halkının hayat dinamikleri olan gelenek ve örfleri araştırılıp yazılmaya, övülmeye, asalet ve yaratıcılığı keşfedilmeye

ve gün yüzüne çıkarılmaya ihtiyaç duyulmaya devam etmektedir (

El – Ekve

2009-2010a: 5).

Bazı Yemenli edip ve âlimler tarihî ve edebî metinlerin tahkikinden oluşan takdire şayan çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar denizden bir damla mesabesinde olup söz konusu Yemen’in devasa ilmi mirasının neşri, tahkiki, canlandırılması ve değerlendirmelere tabi tutulması için azamî derecede gayret gösterilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde Yemen atasözlerinin özelinde de tedvin, değerlendirme babında hiçbir kimse tarafından yapılan bir çalışma yoktur. Bu kültürel mirasa gereken

önem verilmemiştir (

El – Ekve

2009-2010a: 6).

Bu sebeple biz de böyle bir çalışmayı yapmaya yöneldik; çünkü atasözleri halkın edebî ürünü, sesi, Yemen yaşamının atar damarı olup Yemen’in resmini, içinde bulunduğu yaşamda halkının doğasının gerçek yüzünü, geleneklerini, vefasını, kahramanlığını, cesaretini ve sabrını göstermektedir. Aynı şekilde bu atasözleri yüce hikmetler, bol ve bereketli marifetler (maharetler)’den oluşmaktadır.

En eski çağlardan itibaren Yemenlilerin dillerinde ve nesilden nesile aktarılan nakillerinde hikmetli sözlerin bulunduğu bilinmektedir. Bu sözleri hafızalarında tutmuş, kayalara kazımış ve taşlara nakşetmişlerdir. Aynı şekilde atasözlerini her asır ve her mekânda dillerinden düşürmemişlerdir. Yemenlileri günlük yaşamının işlerinden hiçbir işi, bölgelerinden hiçbir bölgesi yoktur ki atasözleri nakledilmemiş olsun.

(19)

2

Yemen atasözleri Yemen halkın yaşam tarihi alanında özellikle kabilelerin olduğu bölgelerde kesin bir rol oynamıştır. Kabile asabiyeti fert ve toplum olarak Kabilenin tasarrufunda devam etmektedir. Kişi ailesi ile olan sımsıkı bağından sonra Kabilesi ile de bu bağı bulunur ve kabilenin belirlediği törelerin dışına çıkamamaktadır. Toplumda uygulanan örf ve adetlerin sınırları içinde atasözleri fertlerin davranışlarını düzenlediği gibi ferdin toplum ve çevresiyle olan ilişkilerinin sınırlarını de belirlemektedir. Böylece atasözleri kanun kadar güçlenmiştir.

Atasözlerinin fert ve toplum üzerindeki etkisini çokça problemlerin önünü kesecek seviyeye ulaşmasında görebiliriz. Bunun sebebi ise fert ve toplumun dinî hükümlere tabi olmalarına rağmen atasözlerin buyruklarına dinî hükümlerden daha fazla boyun eğmelerindendir.

Atasözlerinin ne ölçüde etkili olduğunu anlamak için şu aşağıdaki hikâyeye dikkat çekmek istiyoruz:

“Dhamar1

müftüsü Kadı Ahmed b. Ahmed el-Ansî (Vy. 1248/1315) mirasçılar arasında miras taksimi için çöle gider. Kadı murisin (ölen kişinin) borcu olduğunu anlayınca, mirası taksim etmeden önce söz konusu terikenin2

(borcun) aslından tahsil edildikten sonra mirasçıların paylarının “(yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır” ayetinin hükmünce bölüştürülmesine karar verdi. Bedeviler buna karşı çıkarak kadının getirdiği delili de onaylamadılar. Bunun üzerine kadı bu işten sıyrılıp Dhamar'a dönmek için hazırlık yaparken ansızın Yemenlilerin yaygın bir şekilde kullandığı şu atasözü aklına geldi: Ali b. Zeyid3 şöyle demiştir: “Borç mirastan öncedir”. Mirasçılar bu sözü duyar duymaz hemen kadıya gelerek: “mirası paylaştır” dediler. Bu atasözü her konuşanın yüksek sesini kesmiş ve anlaşmazlık çözüme kavuşmuştur. Bu hikâye atasözlerinin hangi ölçüde toplum üzerindeki tesiri ve hâkimiyetini açıkça anlatmaktadır'' (

El -

Ekve

2009-2010a: 7-8).

2.2.2. YEMEN ATASÖZLERİ

Yemen atasözlerinin ortaya çıkış tarihi ve en eski atasözün belirlenmesi hususunda güvenilir herhangi bir dayanak bulunmamaktadır. Fakat bu atasözlerinin bazılarının eski olduğuna herhangi bir şüphe olmayıp özellikle tarımla ilgili olanların tarihi İslam’dan önceki asra kadar uzanır. O yüzden bazı atasözlerinde kadını küçümseme ve çocuk azarlama, kız çocuğu sevmemeyi bulabiliriz. Bu atasözleri İslam'dan önceki dönemlerden gelmiştir.

Yemen atasözleri bir bölgeden diğer bölgeye dil, lehçe ve üslup bakımında değişiklik gösterebilmektedir. Bu sebeple okuyucunun kolay anlaması amacıyla atasözlerinin yazımında zamme, kesre, sükûn, fetha ve şedde kullanarak harekeledik.

1Yemen'in kuzeyinde bir şehir. Yemenin en büyük şehirlerinden biri.

2Ölen kişinin ardından bırakılan miras.

3Yemen halk edebiyatında en ünlü isimlerden bir şair ve edebiyatçı, Ona Yemen hakim- i lakap verilmişti.

(20)

3

Yemen’in Kuzey Doğu bölgelerinde yaygın olan atasözleri lafızlarının fasih olması, kelimelerinin sağlamlığı, anlatımı ve amacının açıklığıyla, cüret, cesaret, dövüş, savaş ve cömertlik ve vefa uğruna ölümü hiçe saymak gibi özelliklerle diğerlerinden ayrılmaktadır.

Diğer bölgelerin atasözleri ise çalışmaya teşvik, rızık elde etmek için sabır, dayanma, emek sarf etme ve çabalama gibi özellikleri yanında tarımdan da bahsetmektedir; çünkü tarım yaşamlarının direği ve geçim kaynaklarını oluşturmaktadır.

Şehirlerin atasözlerine gelince; özellikle Sana atasözleri kinaye, istiare ve tevriye gibi edebi sanatları çokça kullanmasıyla diğerlerinden ayrılmaktadır. Sana atasözleri sert, incitici yönü ve alaycı üslubuyla meşhurdur. Aynı şekilde şehir atasözleri çeşitli meslek ve zanaata göre farklı şekiller alabilmektedir. Şehir atasözlerinin özellikle sahil kentlerinin atasözlerine Arapça olmayan kelimelerin bu girmesiyle farklılık arz etmektedir.

Osmanlı devletinin Yemen’in büyük bir kesimine hüküm sürmesiyle bazı Türkçe kelimeler günlük yaşamda varlığını göstermektedir. Özellikle devlet dairelerinde daha önce Yemenliler tarafından bilinmeyen bazı kavramlar yakın döneme kadar Türkçe isimleriyle varlığını sürdürmüştür. Bununla ilgili aşağıda bazı atasözleri anlatımlarıyla birlikte belirtmiştir.

Aynı şeyler Aden şehri için de geçerlidir. Aden zamanında Britanya tarafından işgal edildiği için çok etkilemiştir. Yemen atasözleri, Yemen ve Hindistan’ın mesafe olarak yakınlığı ve komşu olması sebebiyle Hint kültüründen etkilenmiştir.

Az da olsa birtakım atasözlerinde İbranîce kavramları da görebilmekteyiz. Bu kavramlar Yemen’de bulunan büyük çoğunluğu Yemen asıllı Yahudilerden kaynaklanmaktadır.

Yemen'de çok kullanılan, ancak bu kitapta bulunmayan (AİLE-AKRABALIK) ilgili bazı atasözleri şunlardır:

(هتيشم نم فرعي لجرلا) Adam olacak çocuk yürüyüşünden beli olur. Adam olacak çocuk bokundan belli olur (TDK).

( لفطلا لثم) Çocuk gibi (TDK).

(لازغ هما نيع يف درقلا(Maymun yavrusunu ceylan gibi görür. Karga yavrusuna bakmış benim ak pak evladım demiş (TDK). (ةنازخ بلقلا يف دلو لكل) Her çocuğun yeri ayrı kalpte.

Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz (TDK). (موحرم تنبلا دلو)Kız evi, naz evi; Kız tarafı nazlı olur (TDK).

(تلبح ام همع تنب نم ىحتسا نم) Amcasının kızından utanan kimse çocuğu olmaz. Utananın oğlu, kızı olmamış (TDK).

( ضرلأا ميجارم ءاسنلا) Kadınlar; yeryüzün taşlarıdır. Oğlan olduğu yere, gelin geldiği yere.

(21)

4

Sonunda bu çalışmadan Yemen ve Türkiye arasındaki kültürün yakın olduğunu anlayabiliriz. Ailenin her iki toplumdaki önemi ve değeri hemen hemen aynı diyebiliriz. Yemen’e Türk kültüründen çok şeyler geçti. Buna en küçük örnek şudur:

Yemen'de bir Türkçe cümle Türkçede olduğu gibi kullanılmaktadır. Hatta bu cümle atasözü hâlinde kalıplaşmış bir cümledir: Kuran çok, iman yok (كوي ناميإ كوُش نارُق).

Bu cümlenin hikâyesi ise Osmanlı zamanında bir Türk askeri Yemenli askere sormuş: Kedinin çıkardığı ses nedir?

Yemenli asker demiş ki: Kedi Kuran okur.

Bir gün Türk askeri hizmet verdiği yere gelmiş, mutfağa girdiğinde kedinin onlara mahsus olan eti yediğini görünce şu cümleyi söylemiş: Kuran çok, iman yok. Yani ne kadar Kuran okursa o kedinin imanı yok. Yemenliler o günden itibaren bu cümleyi kullanmaya başlamışlar. Tabi ki sadece anlamını bilirler, kelimelerin ne olduğunu bilmezler.

3356:849. ْرد كُي هَرَب ْشَب نكلو ,كَّب ْحِي يِبْلَق

Yemen atasözlerinde olduğu gibi Türk alfabesiyle kullanılmıştır. Yarısı Arapça diğer kısmı Türkçe olarak kullanılmaktadır.

Kalbim seni seviyor fakat beş param yoktur.

Anlamı: Ben seni seviyorum ama sana yardım edecek imkânım yok. Buradaki yardımdan kasıt sadece maddi destek değil sağlanabilecek her türlü desteği ifade etmektedir.

5053:1175. ْرَتْكَس ْدِحاوِب ْنِرَفَأ نوُيْلَم

Milyon aferin bir sözü siktir kelimesi onu bozar. Bu atasözünde karışık Arapça Türkçe kelimeler kullanılmıştır.

Yüz iyilik bir kötülük onu bozar.

(22)

5

2.2.3. ATASÖZLERİNİN ÖNEMİ

Atasözleri milletlerin yaşamı ve medeniyetinde büyük bir öneme sahip olup milletlerin tecrübelerinin özeti, çilelerinin sonucu, hikmetlerinin özü, aynaları, gelenekleri ve inanışlarının yansımasıdır.

Ahmed Emin ''(Vy. 1373/1953) atasözleriyle ilgili şunları kaydetmiştir: “Her milletin atasözleri tarihçiler, ahlakçılar ve sosyologlar vb. için önemli bir kaynaktır. Söz konusu zümre atasözlerinden bir milletin ahlakı, âdetleri, gelenekleri, inançları ve hayata bakışlarıyla ile ilgili birçok bilgiye sahip olabilirler; çünkü atasözleri genellikle doğduğu çevrenin bir ürünü olup toplumun farklı tabalarına mensup insanlardan neşet etmektedir. Fakat şiir sadece şairlerin ürünüdür. Hikmetli sözler ve atasözleri eskiler ya da çağdaş olan diğer insanların tecrübelerinden haberdar olmanın en kısa yoludur. Atasözleri kendisi hakkında bilgi sahibi olmak istediği birçok kapalı yaşamların odalarının anahtarları mesabesindedir'' (

El – Ekve

2009-2010a: 34).

2.2.4. ATASÖZLERİ HAKKINDA SÖYLENENLER

''Atasözü: Arapça sözlüklerinde darb-ı mesel yapmak demektir. Bir şeyin benzeri olmak, bir

şeyi diğeri ile eşitlemek benzetmek, başkasının misali yapmaktır. Misal ise başkasının örnek alması için ortaya konan şeydir.

Atasözleri: Aslında atasözleri edebi tarzlardan bir tarzdır. Halk kültürü olan atasözlerinin

kimin söylediği kesin olarak bilinmemektedir. Nesilden nesile aktarılan atasözleri daha sonra mesel kitapları, edebiyat kitapları ve hikmet (felsefe) kitaplarının içinde tedvin edilmiştir. Yazılı olarak kayıt altında alınma çerçevesi dışında bu kültürün sözlü olarak devam edeceğine hiçbir şüphe yoktur.

Atasözleri doğası itibariyle çok fazla ilime, derin düşünceye, geniş hayal gücüne ihtiyaç duymamaktadır. Şüphesiz atasözleri tekrarlanan günlük yaşam işlerinden bir işte canlı bir tecrübe ile fasih, özlü bir sözün ortaya çıkmasıdır.

Meselle (Atasözüyle) yakın anlamda birçok kelime var olup dilciler ve tefsir âlimleri onları şöyle sıralamışlardır: Şibh, nazir, hüccet, ayet, ibret, öğüt (mevize).

İbn Side Şöyle demiştir: Mesel, darb-ı mesel yapılan şeyin ona benzetilmesidir.

Muhammed b. Yezid şöyle demiştir: Mesel misal’dan, benzerini yapmaktan, sıfattan

alınmıştır. Mesel ayrıca ibret anlamına da gelmektedir.

Zemahşerî (Vy. 546 /1151) atasözleri fesahat, belagat, mantık, icaz, sarih telvih, fasih kinaye

gibi edebi sanatlar çerçevesinde tanımladıktan sonra cevamiu’l-kelim ve nevadiru’l-hikem kapsamında yer verir.

İbn Mukaffa (Vy. 142/759) Kelamı (sözü) mesel, Mantık açısından apaçık, anlamı en belirgin,

(23)

6

Farabî (Vy. 350/961)Mesel, insanlardan avam ve havasın lafız ve manasında ittifak ettikleri,

sıkıntıda ve sevinçli durumlarda aralarında kullandıkları ve onunla istişhad ettikleri şeydir” demiştir''

(

El - Ekve

2009-2010a: 34-36).

2.2.5. DEYİMLER

Arapçada deyim tabiri olmadığı için deyimler atasözü olarak ifade edilmektedir. Deyim kelimesi Arapçaya çevirirsek (tabir) olarak karşılanmaktadır. Tabir uzun cümlelerden oluşmaktadır.

Arapçada atasözü Türkçede deyim olarak geçen atasözlerinden bazı örnekleri şöyle verebiliriz:

( هما نبا: Ana çocuğu) Arapçada atasözü olarak, Türkçede ise deyim olarak geçmektedir. (لاه نبا: Nazlı çocuk) Türkçede (Muhallebi çocuğu) deyim olarak geçiyor.

(ساسد قرعلا: Damar en eski dedelere çeker) Bire bir çevrildiği zaman atasözü olarak görünmekte; fakat Türkçedeki karşılığı “soya çekmek” deyimiyle örtüşmektedir. Bu örneklerde de görüleceği üzere Arapçada deyimlere yer verilmemiş; deyimler atasözü olarak yer almaktadır.

(24)

7

I.

BÖLÜM/YEMEN

VE

TÜRKİYE’DE

KULLANILAN

ATASÖZLERİ (AİLE-AKRABALIK) ARASINDAKİ BENZERLİKLER

1.AİLE KAVRAMI ETRAFINDA SÖYLENEN ATASÖZLERİ

Aile iki gruba ayrılır:

A) Çekirdek aile; Anne, baba ve çocuklardan oluşan en küçük gruptur.

B) Geniş aile ise anne, baba, çocuklar, kan bağına dayanan; dede, amca, dayı, hala, teyze vb.

kişilerden oluşan büyük gruptur. Ailenin çocukların kişiliklerini korumak için büyük rolü vardır çünkü aile çocukların dinini, eğitimini, terbiyesini, adetleri ve geleneklerini öğrenmeleri için imkân sağlamaktadır. Dolaysıyla aile her zaman ve her millette önemlidir. İslam, toplumu güçlendirmek için aile bağlarına çok önem vermiştir. Bunu da Kur’an ve hadislerden görebiliriz. Bu konuda çok fazla hadis ve ayet vardır. Örneğin;(

ًًةََّوَم ْمُكَنْ َْ َ َََََجَو اََْ َْل

ِإ اوُنُكْسَتِل اًجاَوْزَأ ْمُكِسُفْ نَأ ْنِم ْمُكَل َقَلَخ ْنَأ ِهِتاَيَآ ْنِمَو

َنوُرةكَفَ تَ ي ٍمْوَقِل ٍتاَيََلَ َكِلَذ ِفِ ةنِإ ًةَْحَْرَو

) “Yine O’nun ayetlerindendir ki sizin için nefislerinizden eşler

yaratmış, kendilerine sınırsınız diye ve aranızda bir sevgi ve bir esirgeme yapmış. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için ibretler vardır.” (Rum 30/21, ayrıca bkz. Nahl 16/72) (Yazır : 407).

Bütün bu ayet ve hadisler güçlü bir aile kurabilmenin önemini vurgulamaktadır. Bu ayetler ve hadislerden atasözlerinde de iktibas olarak alınmıştır. Örneğin; ''İnsanların en hayırlısı ailesine faydası dokunandır, Hadis )هلهلأ مكريخ مكريخ '' atasözü olarak da kullanılmıştır. Aile bağları ne kadar güçlü ve ( yakın olursa toplum da o kadar güçlü olur.

Öncelikle aile kavramıyla ilgili olarak kaynaklarda yer alan tanımlara yer verilecektir. -Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi'nde şöyle tanımlanır:

''Aileyi teşkil eden fertler devirlere, bölgelere, sosyal ve iktisadi yapıya göre değişmektedir. Geniş aile, bir aile reisinin başkanlığında eş, çocuk, torun, gelin, damat, amca, dayı, hala ve teyzelerden oluşmaktadır. Ailenin ataerkil veya anaerkil oluşuna göre onu meydana getiren fertler de değişmektedir. Dar veya çekirdek aile ise bir karı koca ile çocuklardan meydana gelmektedir''(Aydın

1989: 196-200).

- Türkçe sözlük aileyi şöyle açıklar:

Aile, toplum bilimi evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik (TDK).

''Aile: Nesep veya evlilikle bir araya gelmiş, bir çatı altında bulunan topluluk; bir kimsenin

beslemek ve bakmakla yükümlü olduğu fertlerin bütünü; aynı gayeye yönelenlerin topluluğudur. Aile aynı evde birlikte yaşayan, en küçüğü karı kocadan, daha genişi anne, baba, çocuk akraba veya yakınlardan meydana gelen topluluk, ev halkı demektir'' (Şahin 2009: 6).

(25)

8

Bu başlıkta yer alan atasözleri arasında aileyi güçlendirmeye teşvik edenler yanında, aileden uzak kalma hakkında bazı atasözleri de bulunmaktadır.

1.1.Aile Kökeni

191:95.(هلعف كلدي هلصا كنع باغ نا)ليِعاَفلأا ْكَتِلَد ْلوُصُلأا َكيَلَع ْتَفَتْخا اذإ

Eğer bir ailenin soyu belli değilse onların kim olduklarını fiillerinden anlarsın. Yani insan bir kişinin fiilinden; saygılı olup olmadığını ve kim olduğunu anlar.

Soy asma, soyuna çeker (TDK).

Temiz soydan gelen kişi, her durumuyla soyluluğunu gösterir. 5565:1268. )هلعف كلدي هلصا كنع باغ نإ( ،ْهِلْعِف هلِئَلاَد هِلْصَأ ْكْيَلَع ْباَغ ْنَم

Soyunu bilinmeyen ya da bilemediğin bir insan varsa amellerine bak, soyu belli olur.

Bir insanın kim olduğunu ve ailesinin nasıl bir aile olduğunu bilmek istersen amellerine bak, belli olur. İnsan nasıl yetişirse ona göre davranır.

Soy asma, soyuna çeker (TDK).

Temiz soydan gelen kişi, her durumuyla soyluluğunu gösterir. 5566:1268.هِلاَعْفَأ هْيَلَع ْكَتِلَد ْهِل ْصأ َكْيَلَع ْباَغ ْنَم

Aslı bilinmeyen kimse amelinden belli olur.

Yukarıdaki (5565:1268) atasözüyle aynı anlamdadır. 5571:1268. ولْعِف هيلَع ّلَد هُل ْصأ كيلع ّرغ نَم

Aslı bilinmeyen kimse amelinden belli olur.

Yukarıdaki (5565:1268) atasözüyle aynı anlamdadır. 6203:1398. ْتَفاَج نإو ْكَّنِم ْكَدَي

Elin çürümüş olsa bile yine senin bedenindendir.

Çürümüş elin bedeninden. Bu atasözü akrabaların kötü davranışlarına tahammül etmek için söylenir.

Burada bir benzetme vardır, akrabalarından kötü adam var ise senin çürümüş elin gibidir. O kişi için bu benim elim değil diyemezsin.

6204:1398. ْتَفاج نإو ْكَّنِم كَدَي Kesilmiş elin bedeninden sayılır.

(26)

9

Yukarıdaki (6203:1398) atasözüyle aynı anlamdadır. 30:50. كلصأب أدبتلاو,كيزب أدبأ

Kıyafetine soyundan öncelik ver.

Kıyafetine önem vermen lazım soyuna değil. Yani insan kimin çocuğu olduğuna değil, ahlakına önem vermeli.

4151:1002. )ةئم كدودجف تنأ امأ دحاو دج اهل سانلا لك( ،هَيِم كَدوُدُج هَتْنا ام ّدج ّدَج نِم ْساَّنلَل Herkesin tek dedesi var senin ise yüz deden var.

Ailesini çok fazla övene söylenir. Yani bu kişi için yüz dedesi var gibi konuşuyor denir. 5469:1250. ْهِلْتَق ّلَح ْهِتْيَب َلْها ْهْيَلَع ْدِهَش ْنَم

Ailesi ona karşı şahitlik ederse o adam idamı hak etmiştir.

Sana en yakın olan kişilerin ifadeleri senin aleyhinde ise artık senin mazeretin yoktur ve suç senin üzerinde kalır.

5676:1288. )هنطب مقل هيلع اوبستحا هلهأ ههرك نم( ،ْهِنْطَب ْمَقُل ْهْيَلَع اوُّدَع ْهِلْها هِهِرَك ْنَم Akrabalar bir evladı sevmedikleri zaman yediği lokmayı sayarlar. 6054:1370. ْهَّينَع هِلاَم ْجوَّزلا اَم ْشِلْها ىَلَع ْشِراَع ْتْنِب اي

( ةقلاع هل سيلف جوزلا امأ كلهأ ىلع دئاع راعلا تنبلا اهيأ )

Kızın yaptığı yanlış ve kötü davranış kocasını ilgilendirmez, ailesini ilgilendirir.

Kız çocuklarını iyi yetiştirmek lazım ki evlendikten sonra yanlış bir şey yapmasınlar. Kızlara aile tarafından en iyi şekilde bakılmalıdır yoksa kızlarda görülecek kusurlar kocasına değil ailesine yansıyacaktır. Evlatların iyi yetiştirilmesinin önemi bu atasözünde vurgulanır.

1.2.Ailenin Değeri

784:246. ْنَطَو ْهَبرُغلا يِف َلْهَلأا Aile gurbette vatandır. Aile gurbet için vatandır.

İnsan memleketinden ailesiyle çıktığı zaman kendisini garip hissetmez ve sanki kendini vatanında yaşar gibi hisseder.

786:247. (كَنوبِحُي كلهأ )، ْكوُّبِحْيِب ْكَلْهَأ Ailen seni sever.

Yemek zamanına, bir insan yetiştiği zaman söylenir.

(27)

10 Her zaman ailenin gönlünü almak lazımdır.

Kaynanan seni seviyor. K. Ş. Sinan GÖNEN

787: 247. يِرْهَظ اوُرَسَك ْناو ,يَلْهَأ

Ailem benim belimi kırsa bile, benim ailem olarak kalacaktır. Ne olursa olsun insanlar her zaman ailelerinin yanındadırlar.

İnsan ailesini hiç bırakmaz, zararları dokunsa bile onlar ailesi olarak kalır.

Su gider taş kalır, el gider kardeş kalır (Aydınkal 2001: 149).

1151:334. ْلِيعافلأا لوُصَلأا ىَلع ّلِدِت İnsanın soyunu davranışları gösterir. Çocuk ailenin bir örneğidir.

İnsanın kim olduğunu, nasıl bir aileye sahip olduğunu, amelleri ve davranışları gösterir.

Soya çekmek (TDK).

Soyunun özelliklerini taşımak.

Soydur çeker, boktur kokar (TDK).

Her insan veya yaratık az çok soyuna benzer. 4287:1029. ( ُهَلْهَأ َرْكْنُي َد ْحَأ لا) ،هِلْها َرِكْنِي ّدَحا ام Kim ailesini inkâr eder ki.

Hiç kimse ailesini inkâr etmez; ailesinden ne kadar uzakta olsa bile ailesini kesinlikle tanır. Aile içinden kötülük görse bile aileyi bırakmamak gerekir; eğer bir yanlışlık görülürse de o düzeltilmelidir.

350:139. ْتْبَساَن ْكَلاَجِر ْتَّلَق اذإ

Eğer adamların yok ise kız çocuklarını evlendir.

Eğer senin çocuk ve akrabaların veya yanında duracak olan kimsen yoksa evlen veya kızlarını evlendir. Eşinin ailesi o zaman senin ailen olacaktır. Ya da kızının evleneceği kimse senin çocuğun gibi olacaktır.

1.3.Aileyi Destekleme

5709:1294.)هريغل هيف ريخ لاف هسفنل هيف ريخ لا نم( ، ْساَّنلل رْيَخ ْهيِف ام ْهِلَهلا ْرْيَخ هيِف اَم ْنَم Ailesine hayrı olmayan kimsenin insanlara da hayrı olmaz.

Yakın akrabalarına iyilik yapmayan yabancılara nasıl iyilik yapar. İyilik önce aileye, sonra diğer insanlara yapılmalıdır.

(28)

11 Önce benim karnımı doyur sonra tedbirli ol.

Yani önce çocuklarını doyuracaksın sonra tedbirli olacaksın. İsraf etmemek bahanesiyle ailesini aç bırakan kimseye söylenir. Bu söz aileye bakmayı emreder.

612:203.فورْعَملاب ىَل ْوَأ نوُبَرْقَلأا

Akrabalara ihsan etmek daha önceliklidir.

Bu atasözü Kuran-ı Kerim’den alıntılanmıştır. Yani hayırlı bir iş yapmak istiyorsan önce yakınlarından başlayacaksın demek istemektedir. Yakınlara yardım etmenin gerekli olduğunu göstermek için söylenir.

5068:1178. ْدِعابلأا َهْيَلع الله َطَّلَس بِراقلأا َمَرْحأ نم

Yakınlarını mahrum tutan kimseye, ona yakın olmayanlar musallat olur.

Yakınlarına iyi bakmayan kişiyi Allah cezalandırır, o kişi hayatında kötü insanlarla karşılaşır. 6138:1385. ّقَحأ ْكَتْيَب َلهأ ْقَرَملاب ْقِّدَصْتِم اَي

Etin suyunu sadaka olarak vermeye ailen ve akrabalarından başla çünkü onlar hak sahibidir. İnsan bir iyilik yapmaya yakınlarından başlamalıdır, eğer ihtiyaçları varsa öncelik onların olmalıdır.

6139:1385.)ىلوأ كتيب لهأ نإ ءابرغلا ىلع قدصتملا اهيأ(،ىَدْبا كَتْيَب ْلها دَق اَبَرُغلا ىلع ْقِّدّصْتِم اي Yukarıdaki (6138:1385) atasözüyle aynı anlamdadır.

Yani yakınlara yardım etmede öncelik verilmelidir; çünkü onlar hak sahibidir. 6151:1388. قَحأ ْكَراَد َلها ْقَرَملا قِّرَفِم اي

Hadramevt4 şehrin atasözlerinden; Ey Mareg5 dağıtıcısı senin ailenden başla.

Bu atasözünde, eğer hayırlı bir iş yapmak istersen önce yakınlarından başla, çünkü sünnet ve vaciptir denilmektedir.

6153:1388. ّقَحأ ْكَتْيَب َلْها ْقَرَملا َمِّسَقِم اي

Yukarıdaki (6151:1388) atasözüyle aynı anlamdadır. 31:51.لوعت نمب مث كسفنب أدبأ

Önce kendine sonra beslediğin ailene dikkat et. mec.

Bu atasözü mecazi anlamda kullanılmıştır, aslında önce aileni sonra kendini düşüneceksin denilmektedir.

Önce can sonra canan (TDK).

. Yönetim . Ülkenin doğusunda yer almaktadır

şehridir en büyük yüzölçümü olarak 'in Yemen ; dramevt Ha 4

merkezi el-Mukelle şehridir. İlin yüzölçümü 148.178 km2, 2004 yılı resmi nüfusu 1.028.556'dır.

(29)

12

İnsanlar bencildir, önce kendilerini sonra yakınlarını düşünürler.

1.4.Aileye Sahip Çıkma

751:238.، ْكَنْقِد ْتلفد ْلزَنم ْتْلَفَد ْنإو , ْكَهْجَو ْتلَفَد عَلْطَم تْلَفَد نإ )كنقذ تقصب لفسلأل تقصب اذإو كهجو تقصب ىلعلأل تقصب اذإ(

Eğer yukarıya tükürsen yüzüne gelir, aşağıya tükürsen çenene gelir.

İnsanın akrabaları ve ailesi arasında düşmanlık olursa çaresiz kalır. Ya onların eziyetine sabredecek ya da onlara zarar verecek; ikisi de kötü ve acıdır. En iyisi onlara sahip çıkmalı ve doğru yolu göstermelidir.

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. K.Ş. Sinan GÖNEN

İki karşıt ve aynı derecede sakıncalı durum karşısında karar verme zorluğunu anlatan bir söz. 1394:394. ْهِلهَأ ْرَوَع ىلع يَّطَغِي ْلهلأا َنِم دْيِجلا

Aileden en hayırlı olanı ailenin kusurlarını örten kişidir.

İyi olan ve nazik olan kimse ailesine ihsan edendir. İhsan etmeyen kimsenin de aileden olması önemli değildir; aksine o yabancı gibi sayılır.

5135:1191. )هسفن عاضأ دقف همع نبا عاب نم( ،ْهَبِه ْهِسْفَن ىَبَه ْهِّمَع ْنْبا ْعاَب ْنَم

Amcasının oğlunu satan kimse kendini başkalarına hediye etmiş (ya da kendini kaybetmiş) gibidir.

İnsanın yakınlarını savunması ve hiçbir zaman onları düşmanlara teslim etmemesi gerekir.

1.5.Aile Birliği

767:243.)تيبلا لهأ فتاكتيلف لائاق درف لزنا قزرلا اهيأ انلق( ، ْتْيَبلا َلهأ اُدَعاَسَتِي :لاق ,ْق ْزِر اي لِزْنا Rızık insin dedik aile birlik olsun dedi.

Aile fertlerinin birlik içinde olması ve birbirlerine yardım etmesi; rızkın çoğalmasına ve bereketlenmesine sebep olur.

1343:383. ْهَمحَر ْعمجَلا

Ailenin bir arada olması rahmettir.

Ailenin yemek için aynı sofrada oturmaları berekettir. Ailenin birliği ve beraberliği buna bir örnektir. Birlik, Allah'ın onlardan razı olduğunu gösteren bir alamettir, ailede huzursuzluk olması ise Allah'ın onlardan razı olmadığına işarettir.

4515:1074.هِلْها لاإ ْتْيَبلا يِف ام Burada sadece evin sahipleri var.

(30)

13

Bir şey söylemekten çekinen kimseye söylenir. Bu sözle çekinme biz aileyiz, dışarıya buradan bir şey çıkmayacak denilmektedir. Bir yabancının rahatlaması için de bu söz söylenir. Ona aileden biri olduğunu hissettirmek için kullanılır bazen.

1.6.Aileye Özlem

814:254. مُهْنِم اَنَنْياو يِّنِم ْم ْوَيلا يِلْهَأ َنْيأ Ailem nerede ben neredeyim.

İnsanın ailesini görme imkânı olmadığında, onları çok özlediğinde bu atasözü söylenir. 3286:833. ْراَن ْدْعُبلاو ,هَّنَج ب ْرُقلا

Yakınlık cennet, uzaklık cehennemdir.

Aileye yakın kalmak cennet; onlardan uzak kalmak ise cehennem gibidir. Aile özlemi tasvir edilmiştir.

37:53. كودقفي َكِناَرْيِجو َكوُبِحُي كْلهْا نِم ْدِعْبِا ع دعتبا( ن ) ْكودْقَتفي كِنارْيِج ْنَعو ْكوبِحُي كلهأ

Ailenden uzak dur seni severler; Komşularından uzak dur seni özlerler.

Akraba ile ye, iç alışveriş etme (TDK).

781:246. ْكوُّلِمِي ْداَّدِرِتلا َرْثُك، ْكوُّبِحِي ْكَلْها َنم بُرْها

Ailenden uzaklaşırsan seni severler, sürekli yanlarında kalırsan senden sıkılırlar.

1.8.Kötü Aile

727:232.(امهلو يلامف ةيغب يتخأو ةيغب يمأ تناك اذإ) ،ينِم يِدْصَق ,هَب ْحَق يتخاو هَب ْحَق يِّمُأ Annem ve kız kardeşim fahişe ise bana ne ben kendimden sorumluyum.

Ben ahlaklı olursam başkalarının yaptıklarını beni etkileyemez. Her insan, ailesi ne olursa olsun (iyi ya da kötü) kendinden sorumludur. Fakat insanın gerçek değeri onun aldığı eğitim ve gösterdiği saygıya göre olmalıdır.

Her koyun kendi bacağından asılır. K.Ş. Nurten OKÇULU

Herkes kendi davranışlarından sorumludur, herkes hatasının cezasını kendisi çeker. 1514:427. ْراَّسَج تيب ْباَسِح

Beyt Jessar'in hesabı; Jessar ailesinin hesabı gibi.

Jessar ailesinde sürekli bir kavga olurdu. O yüzden bir ailede kavga çıkarsa bu atasözü kullanılır, yani onlar gibi olmayın kavga etmeyin, kötü olmayın denilmek istenir. Bu atasözü sadece belirli bölgelerde bilinmektedir. Söylendiği yerde kullanılmaktadır.

(31)

14 Kıskançlık komşularda; nefret ise akrabalarda olur.

Komşuların aralarında kıskançlık, akrabaların arasında ise nefret çok olur. Bu sözle akrabalardan uzak kalmakla kişi rahat eder denilmek istenir.

153:84.تْيَبلا ْحِراَطمَلا َّسخَأ

En kötü konulacak yer evlerdir.

İnsan evine dinlenmek için geldiğinde evde sıkıntılarla karşılaşır. Bu söz huzursuz aileyi ifade eder.

2.DEDE VE NİNE İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ

358:141. ْهَقَفَانِم ْهَب ْحَق ْتَنَاَك ْهَدِلَوْلا َنِم ْقَفْشَأ ْهَّدَجْلا َتَنَاَك اذإ

(ةقفانم ةيغب تناك ةدلاولا نم قفشأ ةدجلا تناك اذإ)

Nine anneden daha şefkatli olduğunu iddia ederse o yalancı ve münafıktır. Kadın atasözlerinden.

Anlamı ise annelerin sevgisi kıyaslanmaz, ne kadar yakın olursa olsun hiç kimse anne kadar sevmez demektir.

480:173. ْرَتَه ولو ْرَبْكَلأا ْعِمَتسا

Senden büyük olan kimsenin sözlerini dinle yalan söylese bile.

Yani senden büyük olanların sözlerini dinle çünkü o daha tecrübelidir ve hayatı senden daha iyi bilir. Dedelerden öğrenmeli ve onların aldıkları derslerden faydalanmalı.

5245:1210. ْخَجنَبِت ْدَّمَحَم هَّدَج نَم (ءاش ام لعف دمحم هدج ناك نم)

Dedesi peygamber olan istediğini yapsın. mcz. Dedesine güvenerek yanlış yapan kimseye söylenir.

(32)

15

3.BABA VE ANNE İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ

3.1. Baba ve Anne'ye Bakma

81:65.يلاَيِع اي ادْبَأ مكوُبأ (يدلاوأ اي ىلوأ مكدلاو)

Ey benim oğullarım babanıza öncelik verin. Bu atasözün hikâyesi şöyledir;

Kardeşler arasında bir kız yüzünden kavga çıkar. Her biri o kızla evlenmek ister. Babanın bu olaydan haberi olur, o kızı görür ve çocuklarına o kızı bırakmalarını emreder ve o kızla evlenir ve bu atasözünü söyler. Ondan sonra bu söz aynı zamanda babaya bakmayı emretmek anlamında da kullanılmaya başlanır.

Bu atasözü kendisine öncelik veren kişiye söylenir. 3306:837. ْلْعَث ىتح ْدَلوُتو ْنْمَسو ّرِب ْنِم هْدِلاَولا ِدصَق

( ابلعث تدلو ول ىتح نمسو رب نم ماعطلا ةدلاولا كشو ىلع يتلاةأرملا دنع ءيش مهأ) Doğuran kadının ihtiyacı buğday ve tereyağı; tilki doğursa bile.

Yani doğuran kadına iyi bakılmalıdır. Gücünü toplayabilmesi için çocuk nasıl olursa olsun, annenin ihtiyaçları karşılanmalıdır.

3.2. Baba ve Annenin Değeri ve Önemi

516:181. ْهَقِفَانِم ْهَبَحَق ْهَدِلاَولا َنِم ْقَفْشَأ

(ةقفانم ةيغب ةدلاولا نم قفشأ)

Anneden daha şefkatli olduğunu iddia eden kişi yalancıdır.

Çünkü anneden daha şefkatli kimse olamaz. Annelerin yerini kimse alamaz.

Ağlarsa anam ağlar, başkası (kalanı) yalan ağlar (TDK).

Kişinin derdini yürekten paylaşan tek varlık anasıdır. Diğerlerinin üzülmesi yüzeyseldir. 679:218.اَهَساَر ْهَقِلاَح ْهَّدجَلاو ,ْهَرِكاَش ْهَدِماَح ّمَلأا

Anne Allah'a şükür ediyor nine ise hâlâ bağırıyor.

Kadın atasözlerinden. Yani anne çocuğunu özlediği için sabırlı davranıyor ama ninesi durumu daha da abartıyor. Bu söz annelerin ne kadar şefkatli olduğunu gösterir.

680:219.اَرْضَخ ْهَّنَج ّبَلأاو ,ىَوِّرلا َض ْوَح ّمًلأا Anne su gülü; Baba ise yeşil cennettir. Kadın atasözlerinden.

(33)

16

Yani anne şefkati susuzken su gibi gelir; sevgi ve şefkat içilir ondan. Baba ise çocuğa bakışıyla cennet gibidir.

681:219. ْتَّمَجَس ْتَداَزو ةَعْبَس مأ

Anne yedi çocuk sahibi olmasına rağmen gülümsüyor.

Anneler çocukları için her şeyi yapar, üstelik mutsuz olsalar bile mutlu görünmeye çalışırlar. Bu söz bazen yaşını küçük gösteren anneler için de kullanılıyor. Kadın yedi çocuk sahibi olmasına rağmen daha genç göstermektedir.

721:230. ْلَقَدْمأ كوباو ,ْهَيِعاَسْما ْكَّمُأ

Annen gemi ve baban o geminin direği gibidir. Bu atasözü Tihama6 bölgesinde kullanılmaktadır.

Yani anne ve babanın hayattaki önemi gösterilmektedir. Gemi direksiz gidemez; direk de tek başına faydasızdır. Bu sözle anne ve babanın hayatta dengeyi nasıl sağladıklarına örnek verilmiştir.

725:231.هَعاَس ْهِطَط ْرَب يباو , ْناَمَث ْىَّنِضِت يمًأ )ةعاس يف هقفنيف يدلاو امأ عوبسلأ لاملا قفنت يتدلاو(

Annemin bir haftada topladığı parayı babam bir saatte harcadı.

Bazı babaların hayatı ciddiye almadıkları zaman kullanılan bu söz, annelerin ev ekonomisine önem vermesine rağmen babaların bu konuya pek önem vermediğini gösterir.

726:232. ْهَّيِمادِح اناو ,يِن ْرِغْيَصِي يباو , ْشاو ْحِملا َطِوَزأ انأو ,يِنعِنْيَقِت يمأ

Annem benim yemek yemediğimi söyler oysaki ben her şeyi yerim. Babam ise beni küçük gösterir hâlbuki yüz adam kadar bir adamım. Bu atasözü anne ve babaların çocuklarını en iyi şekilde göstermek istediklerini anlatmaktadır.

849:263. ْهَباَّذَك ْمُلأا َرْيَغ ْهَيِزاَبلا (ةبذاك ملأا ريغ ةيبرملا)

Anneden başka annelik yapan kadın yalancıdır.

Yani anne şefkati diğer kadınlarda yoktur. Bakıcı kadın ne kadar şefkat gösterirse göstersin anne gibi olamaz. Bu söz annelerin değerini gösterir.

Ağlarsa anam ağlar, başkası yalan ağlar (Aydınkal 2001: 12).

1025:304. ْهَلِياَّسلا هَحِياَر يِناَق , ِيلاَيِع اَي اوُلوُب

Ey çocuklarım şişelerinizi yapın (işeyin) ben nehre gidiyorum.

Yani eğer kirleteceğiniz bir elbise varsa kirletin madem nehre gidiyorum temizleyeyim.

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye Türkçesine çevrilen Kazan-Tatar Türklerinin aile ve akrabalık konulu atasözlerinden, Kazan- Tatar Türklerinin aile hayatına gösterdikleri özen,

proposed a new hybrid decision support method by integrating IVIFCM and TOPSIS method in [10] to deal with Multi Criteria Group Decision Making (MCGDM). In this

Günümüzde Türk toplum hayatının en belirli, en gerçek, en ayrıntılı eleştirisini, sanat ve basın dünyasına ilk sivri kalemle ge­ tiren kişi, bence Adalet

Topaloğlu, bununla ilgili olarak, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın durumunu örnek verir: “Alman kadınlarının düştükleri acıklı halleri, hatta

geçirmiş olduğu tamiratlar sonucu orijinal taban bloklarının üzerini bir sıra mermer devşirme bloklar ile kaplayarak oluşturulan ikinci kat tabanın, Batı Cadde’nin

Epidemiology of Traumatic Brain Injury 中文摘要 在世界各個國家,事故傷害一直都是公共衛生上重要的議題,所造成的

Bu bakımdan program sıklıkla da siyasetçilerin konuk olduğu, siyasal mesajlarını halka eğlenceli bir şekilde verildiği bir iletişim mecrası haline gelmiştir?. The

1110 yıllarında ikinci bir restorasyon daha geçiren HORA MANASTIRI'na, KOMNENOS'un ka­ yınvalidesi MARİA VOUKAS tara­ fından bugün herbiri birer tarihî sa­ nat