• Sonuç bulunamadı

Kemal Tahir'in evinde birkaç saat:Ölümünün üstünden bir yıl geçti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kemal Tahir'in evinde birkaç saat:Ölümünün üstünden bir yıl geçti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

6

CUMHURİYET

21 Nisan 1974

ÖLÜMÜNÜN ÜSTÜNDEN BİR YIL GEÇTİ

Kemal Tahir’in

evinde

birkaç

saat

• Ünlü rom ancının yeni eserler için tuttu ğ u

notları eşi, aynen yayınlamak istiyor,

SADUN TANJU

E şi Sem itia H anım , K em al T a h ir’den geriye kalan eserleri nasıl

düzenlemeğe çalıştığını anlatıyor Sadun Tanjuya.. KEM AL TA H İR öleli b ir y ıl

elu y o r. M ehm et B arlas’la evin­ de d ostlarıyle yiyip içip söyleş­ tiğ i b ir gecenin sab ah ın a erişe­ m edi. 60 y aşların d a ölm ek insa­ n ın içini acıtıyor. «BATI ÇIK ­ MAZI* tam am İan am ad an kaldı m asa n ın üzerinde. K em al Ta- h ir , v ak tiy le «C ellât Y am akla­ rı» adiyle te frik a edilm iş, A1İ S üavi olayı e tra fın d a geliştiril­ m iş b ir u zu n hik ây esin i rom an­ la ştırıy o rd u , Ali S ü a v i’n in sa­ ra y ı basışı b ed esten i n asıl alt­ ü st etm iş ve H acı A li Efendi b ed esten esn afın ı n asıl ayağa k aldırm ışsa, ölüm ün K em al Ta- h ir'i basışı da b ir yıl önce ede­ b iy a t dün y asın ı öylesine şaşırt­ m ıştı. A m a şaşm am alı. Baskın basan ın d ır.

■ Kemal Tahir’in eşiyle

BİR yıl sonra Sem iha h anım ­ la K em al T a h ir’in k ita p la rı a- rasm d a, onun b ır a k tık la rın ı k a ­ rış tıra ra k , geriye k a la n yığınla n o tu n , sarı d e fterlerin , m e k tu p ­ la rın nasıl düzen len ip k ü ltü r h ay atım ıza m aledileceğini k o n u ­ şa ra k , b ir öğleden so n ran ın b irk a ç saatini onun an ıla rıy la geçirdim . Çalışm a m asasın ın ü- zerinde, ölüm ünden sonra alçıy­ la alınm ış y üzünün v e elinin m a sk ı bem beyaz d u ru y o rd u . B ir rom ancının d ü şü n en başı v e öpülesi eli. A klım a, O rh an K em al’in b ir anısı geldi. 1940 k ışı diye yazıyordu O rhan. O s ıra la r B ursa C ezaevinde siy a­ si m ahkûm ve hapishane k ale­ m in d e çalıştırıy o rlar. D erken b ir sabah m ü jd eliy o rlar: «Nâ-ti m geliyor!»

N âzım 'm siyatikleri azmış

Ç an k ırı m apusaneslnde, b anyo­ la rd a n faydalansın diye B u rsa ’ ya gönderilm esine razı olm uş­ la r. M üjde onun m üjdesi.

■ Bu da işte Kemal

Tahir...

D ERK EN Nâzım geliyor. O r­ h an K em al bu gelişi uzun uzun a n la tır. B ir ih tilâs suçlusu v a r, N âzım la İsta n b u l tev k ifh an esin ­ d en ahbap, S a n y e rli E m in Bey diyorlar, şair ona Ç an k ırı ma- p usanesinde y ap tığ ı resim leri gö stererek p o rtre san atın d a ne derece ilerlediğini anlatm ağa çalışıyor: «Buna A sri M em et

d e rle r, Ç an k ırı H apishanesinin

fotoğrafçısıdır, yam an oğlan­

dır.» «B una K elleci M em et d er­ le r, K em al T a h ir onu b ir h ik â ­ yesinin k ah ram an ı yaptı.» «Bu da işte K em al T a h ir. îy i b ak S a rıy e rli, y a rın ın b ü y ü k ro m an ­ cısıd ır, bilesin.»

B ir m ah k û m u n 1940 k ışından sonra b ü y ü k b ir rom ancı ola­ ra k doğuşu, b ü y ü y ü şü ve 33 yıl içinde ölüşü düşüncesi geliyor b u an ın ın arkasından.

* Mektuplar

SEM İH A hanım a s o ru y o ru m : — K em al T ah ir, N âzım ’ın k en dişine Ç an k ırı, M alaty a, Ç orum , N evşehir, B u rsa C ezaevlerinden gönderdiği m e k tu p la rı y a y ın la r­ ken, diğer m e k tu p la rı v e O r­ h an K em al’in m e k tu p la rın ı da yayınlam ayı v a a t etm işti. N e­ red e o m e k tu p la r?

— E l sürm edim . B ıra k tığ ı o k ad ar çok şey v a r k i. ö n c e sa­

r ı d e fte rle ri gözden geçirm ek İstiyorum .

t- N ed ir sa rı d efterler? — K em al ro m an ların ı, h ik â y e ­ lerin i, n o tla rın ı sa rı defterlere y azard ı. B akın, M alatya notla­ rın ın ü zerin e DAM AGASI baş­ lığım koym uş, Çorum , M alatya C ezaevlerindeki n o tların ın üze­ rin d e de NAMUSÇULAR y azı­ y o r, İstan b u l tevk ifh an esin d ek i n o tların ın ismi de K AN UN NA- M INA .

— Yazık, a rtık tam am lan a­ m az b u notlar, ne yapm ayı dü­ şünüyorsunuz?

— Kesin b ir fik rim ve k a ra ­ rım yok, ama olduğu gibi, n o t­ la r halinde yay ın lan m ası iyi olur diye d ü şü n ü y o ru m .

■ Gazeteci Murat

— K EN D İ h a y a tın ı an latan , anı tü rü n d e b ir şey b ırak m ad ı mı?

— HÜR ŞEH RİN İN SAN

LA-■

Ç ankırı Cezaevinde N âzım ’m karakalem le yaptığı b ir K em al Ta­ h ir portresi...

RI v ar, kendini a n la tıy o r; gaze­ teci M urat, K em al T ah ir'i can­ lan d ırıy o r.

— N asıl çıkacaksınız b u ka­ d a r n o tu n , d e fte rle rin a ra s ın ­ dan,

— Belli b ir şey düşünm üyo­ ru m . K em al sağken de onun es­ k i T ürkçe n o tların ı ben daktilo ile yazardım . B azen o k u rd u , n okta, v irg ü i, n id a diyerek. Sa­ rı d efterleri d ak tilo ed erk en se­ sini d u y a r gibi oluyorum . Ya da k an ep en in üzerinde u y u ­ yorm uş da u y an acak m ış ve ba­ na kaç sayfa yazabildiğim ! so­ ru p «ağır gidiyorsun» diyecek­ miş gibi geliyor. Sadece zam an­ larım ın böyle b ir uğ raşla dol­ m ası y e tiy o r bana. B ir de dik­ k a t ediyorum tab ii, ondan hiç­ b ir şey kaybolm asın, ziyan ol­ m asın diye...

■ Bir hüzün...

ÇAY içiyoruz Sem iha h anım ­ la K em al T a h ir’in çalışm a m a­ sasının önünde. V a k it akşam ü s tü d ü r. B ilirim , hoşlanırdı gü­ n ü n b u saatin d e d ostlarıyle ko­ n u şm ak tan , m isafirlikten. Y ü­ z ü n ü n ve sağ elinin m askı ka­ dife b ir ö rtü n ü n ü zerin d e d u ru ­ yor, m asasın ın üzerinde. H er şey tam am akşam ın bu saatin ­ de. Ç an k ırı m apusanesinde, ça­ lıştık la rı atö ly en in b ü y ü k ka­ pısı önünde, o tu ru p N âzım ’la ve diğer ziy aretçilerle bozkır ak şam ların ın hü zn ü n ü ç e k erler­ di içlerine, öyle b ir hüzün. N âzım şiirleştirm işti bu hüz­ n ü ; «Bir akşam ü stü O tu ru p hapishane kap ısın d a R übailer o k u d u k Gazaliden..»

Kemal

Tahir bugün

anılacak

BÜYÜK T ü rk romancısı ve d ü ­ şünürü Kemal Tabir, ölüm ünün birinci yıldönümü dolayısıyle b u ­ gün yapılacak b ir toplantıda a n ı­ lacaktır.

«Kemal T ahir'i anma toplantısı» saat 14’de Moda’daki Lozan K u­ lüpte yapılacaktır.

KONSERLER

Selmi ANDAK

■ ALİRİO DÎAZ VE GtTAR’DA USTALIK

VENEZUELA’lı ü n lü gitarist

A lirio Diaz’ı, yurdum uzda daha önce, m üzik dünyasında en çok tanınm ış ve sevilm iş y a p ıtlard an b iri olan J, R odrigo’n un «Aran- çuez adlı G itar K onçertosuanda hayranlıkla izlem iş ve yorum la­ m ıştık... B u m evsim , u sta gita­ risti, İstan b u l Devlet O pera ve

B alesi’nin M aksim salonunda

düzenlediği G itar R esitali’nde dinledik ve gene, b u çalgının (ünlü Anclrea Segovia’dan sonra) erişilm ez v irtüoziarından b iri ol­ duğuna, b u resitali izleyen k ala­ balık dinleyiciyle b irlik te tan ık olduk ve sanatçıyı te k ra r can ­ dan alkışladık...

Alirio Diaz’ın, gerçek b ir m ü ­ zisyenin taşıdığı tü m yetenek va nitelik leri içinde, en belirli özel­ liği herşeyden önce «sıcaklığı»... Ve daha ziyade İspanyol ve L â­ tin Am erika g itarcıların a özgü «ateşli ve duygulu çalış» yanın­ da «başdöndürücü ve inanılm az güçte b ir «tekniği» v ar D iaz’m.

R esitalinde çaldığı P urcell’in «Üç K üçük Parça»sı, De Visee’- den «Re m a jö r Süit», S ö r’ün «Gi­ ta r için d ö rt Etüd»ü, J. S. B ach’ tan Segovia’nm g ita r uygulam a­ sı (tran scrip tio n ) «Chaconne», Ponce’ta n «Sonata Rom antica», Castelnuovo - Tedesco’dan «Ta- rantelle», Albeniz’den «Granada»; Lobos, C respo, ve Belasco’dan Üç Lâtin Am erika sarkısı, Sainz De La Maza’dan «Rondena» ya­ p ıtla rı, A lirio D iaz’m hem içten, derin, zarif m üzik duygusunu, hem de gticlü tekniğini ortaya koyan renkli ve çeşitli b ir re p e r­ tu a rı sağladı.

E! SUNA KORAT

TÜRK O PERA SI’n m bugün

dünyadaki başdeğer'lerinden b iri o lan k o lo ra tü r - soprano Suna K o rat’m. değerli piyanist Ju d ith Uluğ esliğinde M aksim salonun­ da verdiği Şan R esitali, san atçı’- nın «büyük klâs»ını te k ra r k a ­ nıtlayan b ir m üzik şöleni oldu.

B u p rogram ında sırasıyla S u­ na K o rat, k lâsik ve rom antik bes fecilerden G iordano, M ozart, B el­ lini, D vorak ve P uecini’nin y a ­ p ıtla rı yanında, çağdaş T ü rk b es­ tecilerinden Cenan Akın, Ali D ar- m a r ve S abahattin K alender’in bestelerine yer verm ekle T ürk y aratıcıların a da verdiği önemi gösterm iş oldu. Dileğimiz bu yol­ da, bestecilerim izin y a ra tm a la rı­ nın artm ası ve program larda sık

yer alm asıdır. ♦

Suna K orat, resitalindeki tüm yapıtları, bestelerin anlam larına ve tü rlerin e uygun b ir ses, renk, tını ve yorum layı şla ü stü n b aşa­ rıya ulaştırd ı.

■ Y EN t BİR VİRTÜÖZ E R SİN ONAY

GEÇTİĞİMİZ günlerin k o n ser­ leri İçinde, T ü rk m üzik dünyası, için en önem li, en yeni (h a ttâ re ­ sital; izleyen m üzikseverlerim iz için sevindirici b ir sü rp riz) sa ­ yılabilecek m üzik olayı, kanım ız­ ca genç piyanist. E rsin Onay’m İstan b u l Devlet O perası M aksim salonunda verdiği resital oidu.

ö n ce, E rsin Onay’ı şim diye k a ­ d ar tanım ayanlara kısaca ta n ıt­ m ak gerek; 1949 İstan b u l doğum ­ lu E rsin Onay, ilk m üzik ö ğreni. m ini İsta n b u l’da R ana E rk san

ERSİN ONAY HÜLYA TARCAN

UNLU SANATÇILAR

YENİ VİRTÜOZLAR

ve A nkara'da F u at TUrkay ve Ulvi Cemal E rk in ’le yaptıktan ve

A nkara Devlet K onservatuarını

«pekiyi» derece ile b itird ik ten sonra, Devlet bu rsu y la F ra n sa ’ya giderek P a ris'te Ecole N orm ale

de M usique’te P ierre Sancan,

B runhoff gibi o to riteler ile çalı­

şarak 1971'de «virtüözlük» ve

1973’te «Eğitim Lisansı» d ip lo m a­ ların ı «Prem ier N om m é (B irin ­ ciler B irincisi)» o larak kazanm ış. H alen B runhoff ve P ie rre F iqu- e t ile gene P a ris’te çalışm alarını sü rd ü rü y o r b u genç p iy an isti­ miz...

E rsin Onay’ın İlk kez b u r e ­ sitalinde d inledikten sonra, ge­ rek y u rtta, gerekse dışardaki ç a ­ lışm alarının boşa gitm ediğini, aksine m üzik dünyam ızın şim di­

den tü m m üzik yeteneklerine

sahip, duygusal yönü k ad ar te k ­ nik olanakları da güçlü ve tam anlam ıyla günüm üzün genç v ir- tüozları arasın d a «en b aşarılı sa ­ n a tç ıla r d a n b irin i kazanm ış o l­ duğunu sap tad ık ve sevinerek iç­ tenlikle alkışladık...

Genç piyano virtüözüm üz E r ­ sin Onay bu resitalinde Bach - Busoni'den «Re m in ö r C hacon­ ne», Schum ann’ın «Op. 15 Çocuk Sahneleri», Chopin'den «No. I Sol m in ö r Op. 23 Ballad», Ulvi

Cemal E rk in ’in «Prelüdler»,

L iszt’in «Etudes d ’Exécution

T ranscendante» - Chasse Neige, Ravel’den «Su Oyunları» (Jeux d'E aux) y a p ıtların ı yorum ladı.

Program ındaki tü m besteleri başarıyla yorum layan E rsin Onay ın özellikle Bach - B usoni’de gösterdiği «konstriiksiyon . y a ­ pı» sağlamlığı; Schutnattn’daki duygusallığı, C hopin’de az çok farklı b ir anlayış ve an latım ’la b irlik te renkli tjuşe’si; U. C. E r ­ kin’in «Prelüdleri»nde k ay b etti­ ğimiz değerli bestecim izin «bü­

yüklüğünü» açıklayan güçlü ve

p arlak yorum u; L iszt'te p ırıl p

ı-Günün kitapları

* s y A v . ' ‘Í V y X Í f T-'\i l% -Y* V s- ;

CİNSEL YAŞAM

RENKLİ OFSET

5. BASIM

* Bu tü r kitap dünyada ilk kez yayınlandı.

* Cinsel yaşam ın tü m yönleri gerçek renkli fotoğraflarla su ­ nuldu.

* 170 resim 1. H am ur kâğıt b ü ­ yü k boy, 40 TL.

Dağıtım: BATEŞ Ödemeli isteme adresi: P . K. 60, Beyoğlu - İstanbul.

Yar yayınları

ELVEDA

GÜLSARI

Cengiz Aytmatov

Türkçesi:

Güneş BOZKAYA

248 Sayfa: 15 Lira

yerebatan cad. iıreimen han-405 cağaloğlu-ist. 26 80 70 22 04 24

jacques malterre

dünya

para bunalım ı

10 Lira

»İllinin askı

__ f __

konsUnlinsimonor

ROM ANA) İn e yayınları

> 4 » ‘M

U H ıh „ İ l l i W / - F - s V .İM »

¿sé i»

b ü t ü n h i l f â y e l e r i - 1

H E P İM İZ İN

D E R G İS İ

tr a fik

DÜNYASI

F liti : 600 Krş,

Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Cemiyeti

Yıldız Posta Cad. Sinan Apt. Gayrettepe - İst.

Tel 47 98 63

Türkiye'nin en iyi aylık edebiyat dergisi.

ü o ı n jı r

Bu sayısında Güney Amerika halk türkülerini A ltınel’in Türkçesiyle veriyor.

Sabri Soyut; H aziran ayında MÜSTEHCEN ÖZEL

o larak yayım lanacak. SAYISI

Sayısı 10, Abonesi 100, altı aylığı 60, yabancı

180 lira ülkelere

SOYUT Dergisi — M ithatpaşa C. 19/3 Beyazıt / İSTANBUL.

MEHMET

ÇINARLI

/

B ir

Y en i

D ünya

K urm uşum

Şiirler

(15 lira)

HİSAR YAYINI:

P.K. 501. Ankara

Genel D,**?

KERVAN Kitapçılık

rıl tekniği ve Ravel’de Fransız ekolü’ne uygun olan genç piya­ nistim izin kendine özgü «virtü- ozite»si, sanatçım ızın belirli n i­ telikleriydi. Özellikle -sol eliyle sağ eli arasında güzel b ir denge

sağlam asını biliyor... ■ d oGa n ç a n g a l,

HÜLYA TARCAN VE H İKM ET ŞİM ŞEK

İSTANBUL Devlet Senfoni O r­ k e s tra s ın ın geçtiğim iz h afta M açka M aden Fakültesi salonun­ da verdiği konser, tüm o larak b aşarılı geçişi yanında, özellikle

üç yönden ilginçti. Şöyle ki:

Genç T ü rk solistleri açısından prog ram ın b irin ci bölüm ünde dinlediğim iz çellist Doğan Can- gal, daha önce de bu san atçım ı­ zın izlediğimiz (az da o lsa) k o n . serlerinde gösterdiği ve e le ş tiri­ lerim izde belirttiğim iz gibi, sa ­ dece T ürkiyenin değil, tü m m ü ­ zik dünyasının da alkışlayacağı

ve öveceği b ir dereceye (p erfo r- m an s’a) ulaşm ış genç b ir solis- tim izdir. Özellikle, günüm üzde ülkem izde R eşit E rzin, Ali Avcı- oğlu, gibi tanınm ış ve ayrıca ye­ tişm ekte olan birkaç yetenekli genç çellist dışında; bu çalgının u stası olabilen solistim iz pek az sayılır. Doğan Cangal ise, h er tü rlü övgünün üstünde, genç ya­ şm a rağm en bugün a rtık u lu s­ la ra ra sı değer kazanabilecek b ir d u ru m d ad ır. A nkara Devlet K on­ s e rv a tu a rın d a n M artin B och- m ann ile çalışarak «pek iyi» d e ­ rece ile çıkan, P a ris’te Ecola

N orm ale de M usique’te AndıA N avarra ile eğitim gören ve 1965’

te «K onser Lisansı» sınavında

«Birinci Derece» ile ü stü n yete­ neğini b elirten Doğan Cangal, şim di konserlerinde de ağırlığını koyuyor.

Doğan Cangal’m izlediğim iz

konserde H ikm et Şim şek yöne­ tim inde o rk e s tra eşliğinde çaldı­ ğı D vorak’m «Si m in ö r Op. 104 Viyolonsel K onçertosu» Casals ve diğer büyük u staların yayın­ da ölm ezleşm iş ve p opüler o l­ m uş K onçerto’nun tam anlam ı­ na, özüne ve biçim ine uygun b ir

yorum layışa ulaştı. Duygu ve

tekniğiyle ta m b ir «artist m üzis­ yen», «yaratıcı solist» Doğan C an. gal...

B u k o n serin ikinci özelliği, ge­ ne genç piyanist H ülya T arcan ’m gösterdiği başarıydı. M ozart’ın «La m a jö r KV. 488 23. Piyano K onçertosu»nu yorum layan H ü l­ ya T arcan, özellikle sadelik için­ de, M ozart stiline çok uygun, t e r . tem iz b ir tuşe; çok d ikkatli b ir ölçü - ritm ve tem po anlayışı ile, m üziği derinliğine duyan, aşırılığa ve abartm ay a kaçm ayan ve sağlam b ir piyanist olduğunu gösterdi.

ö zellik le bu K onçerto'nun o

en etkileyici ve duygusal «Ada- gio»sunu H ülya T arcan ta m b en ­ liğiyle duyurm asını bildi.

K onserin üçüncü özelliği, dış ülkelerde b aşarısın ı sü rd ü ren o r­ k estra şefi H ikm et Ş im şek’in, ayrıca R ossini’nin «H ırsız S ak sa­ ğan U vertürü» ve Zoltan Kodaly’ nin «M arosek D ansları» İle sü s­

lenen b u boyda ve çeşitli b ir kon seri, ta m anlayış ve ustalıkla yönetm esi oldu.

Devlet Senfoni’de

Berk ve Jacquillat

İSTANBUL Devlet Senfoni O r­ k estrası M açka M aden Fakültesi

salonunda, m evsim in son k on­ serlerin i dünyaca ü n lü O rk estra Şefi Jean P ierre Jacq u illat yöne­ tim inde verecektir. 27 N isan Cu­ m artesi saat 17’de ve 28 N isan P azar saat l l ’de verilecek k o n ­ serlerde, ün lü F ransız bestecisi A. Jolivet’in A rp K onçertosunu Sevin B erk so list o larak .ç a la ­

c a k tır. Bu konserde, ayrıca

A. R oussel’in K üçük S ü it Op. 39 ve J. B rah m s’ın 4. Senfonisi çalınacaktır.

İzm ir’de doğm uş olan Sevin

B erk 1954 yılında A nkara Devlet

K onservatuvarına girm iş Giola

P arenti ile çalışm ış ve 1960 yı­ lında bu o k u lu b itirm iştir. Ay­ n i yıl C um hurbaşkanlığı Senfo­ ni O rkestrasm a giren Sevin B erk kısa b ir sü re so n ra Arp grup şef­ liğine yükselm iş ve o rk estran ın Avrupa T urnesine O rk estran ın birinci A rpisti o larak k atılm ıştır.

C um hurbaşkanlığı Senfoni O r­ kestrası ile Almanya, D anim arka, İsveç, N orveç, F inlandiya, İ ta l­

ya, Y ugoslavya, ve İsv içre’deki o rk e stra konserlerine k atılm ış­ tır. Sanatçı T ürkiye’de ilk defa

C um hurbaşkanlığı Senfoni O r­

kestrası eşliğinde k lâ sik ve m o­ d ern A rp re p e rtu a rın ı çalm ıştır.

Şim diye k a d a r so list o larak O rk estra eşliğinde verdiği k on­ serlerde, D ebussy’nin dinsel ve dünyasal d an sları (D ance sacre-

es e t profano) K rum phoU ’un

Arp K onçertosu, Boielden’in Arp K onçertosu, D ittersd o rf’u n Arp K onçertosu, M ozart'ın F lü t ve Arp konçertolarını b a şa rılı b ir yorum la çalm ıştır. 1972 K onser

Sezonunda C um hurbaşkanlığı

Senfoni O rk estrası eşliğinde de çağım ızın ü n lü bestecilerinden A. Jolivet’in m o d em Arp K on­ çertosunu D ışişleri B akanlığının bilhassa bu ko n ser için davet e t ­ m iş olduğu besteci A. Jolivet’in h u zurunda ça la ra k bu ünlü bes­ tecinin övgülerini kazanm ıştır.

Sevin B erk 1973 yılındanberi İsta n b u l D evlet Senfoni O rk est­

rasın ın A rp grup şeflerindendir.

K İ R A L I K

Sahil yolunda Lokal

Bakırköy Sakızağacı M ahallesi T aşhan Caddesi No: 82/84 Deniz m anzaralı sahibi eliyle devren kiralıktır.

Telefon: 71 15 96 Saat: 13 - 14 arası

(C um huriyet — 3161)

i

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

MİLLÎ ENDÜSTRİYEL EĞİTİM

PROJESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN

Millî E n d ü striy e l E ğitim P ro jesin d e görevli (IL O ) u zm an larıy la b irlik te ve Eş Uzm an o larak çalışm ak üze­ re, 657 ve b u n u d eğiştiren 1327 sayılı K an u n h ü k ü m le ri dahilinde, aşağıda açık lan an ih tisas d a lla rın d a sınavla SÖ ZLEŞM ELİ

Personel Alınacaktır

A RA N ILA N N İT EL İK L ER :

1 — D evlet M em u rları K a n u n u n u n 48. m addesinde belir­ tilen genel ve özel ş a r tla n taşım ak.

2 — Ü n iv ersite veya Y üksek O kul m ezunu olm ak. (x ) iş a re tlile r için E rk e k T eknik Y üksek ö ğ re tm e n O ku­ lu m ezunu olm ak b irin ci d erecede tercih sebebidir. Bu okula denkliği onanm ış y u rtd ışı m enşelilerin de m ü ra c a a tla rı k a b u l ed ilecek tir.

3 — iy i derecede İngilizce bilm ek.

4 — İh tisa s k o n u larıy le ilg ili, e n az beş y ıllık iş te crü b e­ sine sahip olm ak.

İstek lilerin tam am lay ıcı bilgi alm ak ve m ü ra c a a t fo rm u n u do ld u rm ak üzere, P ro jen in fa a liy e t gösterdiği (IV . A kşam S a n a t O kulu ve M esleki Eğitim M erkezi Mü­ d ü rlü ğ ü • T eknik O k u llar, A n k ara) ad resin e 8 Mayıs 1974 günü çalışm a saati sonuna k a d a r şahsen veya dilekçe ile b a şv u rm a la rı g e re k tir. P o sta gecikm eleri kabul edilm eye­ cek tir. B aşv u ran e lem an ların ta y in i; seçim ve sınav so­ n u cu n d a B a k a n la r K u ru lu n c a onaylanm ası İle kesinleşe­ cek tir. H izm ete alın an ların , im k ân n isb etin d e y u r t dışın­ da özel öğretim p ro g ra m la rın a k a tılm a la rı sağ lan acak tır. B rü t ücrcl

İh tisa s Dalı A d et T L

1 — E ğitim S ta n d a r tla n ve

D eğerlendirm e U zm anı 2 7.000,—

2 — İş Piyasası Uzmanı 2 7.000,—

3 — Ç ıra k lık ve F a b rik a • İçi E ğitim i

U zm anı 2 8.000,—

4 — ö ğ re tim T ek n ik leri U zm anı 2 (x ) 7.000,—

6 — M otor M ekaniği Uzmanı 2 (x ) 7.000,—

6 — T eçhizat P lan lam a, T e d a rik ve Sevk

İd aresi Uzm anı 2 8.000,—

7 — E le k tro n ik Uzmanı 2 (x ) 7.000,—

8 — A let ve K alıp Y apım ı U zm anı 1 (x ) 8.000,—

9 — D öküm cülük U zm anı 1 (x ) 7.ÜU0,—

10 — M odelcilik U zm anı 1 (x ) 7.000,—

(B a sın — 13955) — 3157

Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 5 2 2 0 0 2 0 0 6 * \

Referanslar

Benzer Belgeler

Çöp çeş­ melerinin başlıcaları Sırçacı So­ kak başındaki eski terkos çeşme­ si, Mektep Sokak merdivenleri başındaki Üç Yol Ağzı Çeşmesi ve tarihi

Gele gele bir ‘üzümlü tavuk ciğeri yah nişi’ geliyor Yemekte çok sevdiğim bazı şeyler vardır, sözgelimi tavuk ciğerine bayılırım, soslu yemekleri

Sonuç olarak; çalışmamızda yenidoğanlarda salmon lekesi ve dismaturasyon bulguları literaratür sonuçlarından yüksek; mongol lekesi ve toksik eritem

«Kudretin böyle doğaüstü bir renk cümbüşüyle seyir için sun­ duğu göreyden herkes zevkle bü­ yülenmişken ufukta gayet hafif ateş rengi bir bulut

Bu çal›flmada; 58 yafl›nda asemptomatik bir olgu- da, normal akci¤er dokusundan tamamen ayr›, posterior mediasten yerleflimli ekstralober akci¤er sekestrasyonu

Bu sorunun cevabı olumludur ama Taner öyle sıradan ve klasik bir İstanbul efendisi değildir?. İstanbul efendilerinin zaaflarını, ek­ sik yönlerini de iyi bilir ve

I l infusa à cette institution un esprit nouveau, y développa tout particulièrement les collections de docu­ ments historiques et des cartes anciennes.. On y

(100 kişi başına) Kontrol Değişken Dünya Bankası Ortak sınır Ülkelerin sınır komşusu olması durumunda 1 yoksa 0 değerini almaktadır Kukla Değişken