• Sonuç bulunamadı

Frontal and Parietal Dysfunction in Attention Deficit Hyperactivity Disorder

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Frontal and Parietal Dysfunction in Attention Deficit Hyperactivity Disorder"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Dikkat eksikliði hiperaktivite bozukluðunun etiyolojisi ile ilgili olarak nörolojik etkenler üzerinde sýklýkla durulmaktadýr. Bu çalýþmada DEHB'nin nöropsikolojisi ele alýnmýþ; nöropsikolojik testlerden elde edilen bulgularla, beyindeki yapýsal deðiþiklikler iliþkilendirilmiþtir. Özellikle son yýllarda yaygýn olarak kullanýlan beyin görüntüleme yöntemlerinin DEHB'de frontal ve parietal bölgenin katkýsýný ortaya koymak açýsýndan büyük katkýsý olduðu açýklanmýþtýr.

Anahtar Sözcükler: Dikkat eksikliði hiperaktivite bozukluðu (DEHB), nöropsikoloji, parietal bölge disfonksiyonu, frontal bölge disfonksiyonu.

KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2002;5:145-150

SUMMARY

Frontal and Parietal Dysfunction in Attention Deficit Hyperactivity Disorder

Neurological factors play an important role in the etiology of attention deficit hyperactivity disorder (ADHD). The present arti-cle discussed the neuropsychology of ADHD; it presented the rela-tionship between neuropsychological test scores and the struc-tural changes that occur in ADHD. It is pointed out that the imaging tehniques that are lately being widely used show the importance of the frontal and the parietal lobes in ADHD. Key Words: Attention deficit hyperactivity disorder (ADHD), neu-ropsychology, frontal lobe dysfunction, parietal lobe dysfunction.

GÝRÝÞ

Dikkat eksikliði hiperaktivite bozukluðu (DEHB) ge-nelde doyumsuzluk, engellenme eþiðinin düþük olma-sý, sebatsýzlýk, tutarsýzlýk, kararsýzlýk, sosyal yetilerde zayýflýk, yüksek motor aktivite düzeyi, dikkatini toplayabilme ve duruma odaklanma becerilerinde düþüklük olmasý gibi özellikleri içerir. DEHB çocukluk çaðýnda en sýk rastlanan psikiyatrik bozukluktur. DEHB'nin görülüþ sýklýðý genel okul nüfusunun %5-7'sidir. Kýzlara oranla erkeklerde yaklaþýk 5:1 oranýn-da fazla gözlenmektedir (Schweitzer ve ark. 2000, Taylor 1994, Tsur ve ark. 1997, Ucles ve ark. 2000, Weiss 1990).

Tarihsel açýdan hiperaktivite ile ilgili ilk bilgiler, 1844 yýlýnda Doktor Hoffman tarafýndan yazýlan Der Struwwelpeter adlý resimli çocuk kitabýnda, hiperaktif çocuk tasvirleri ve gözlemlerinde yer almýþtýr (Gottlieb 1987). 1902 yýlýnda Still tarafýndan tanýmlanan ve 1908 yýlýnda Tredgold tarafýndan benimsenen "mini-mal beyin disfonksiyonu" kurallara uymada yetersiz-lik, aþýrý hareketliyetersiz-lik, dürtüselyetersiz-lik, dikkatsizyetersiz-lik, duy-gusal küntlük, okul baþarýsýzlýðý, aþýrý saldýrganlýk gibi belirtileri içermiþtir (Motavallý 1993). 1947 yýlýn-da Strauss ve Lehtren, "Beyin Hasarlý Çocuklarýn Psikopatolojisi ve Eðitimi" adlý yapýtýnda, beyin hasarý sonucunda hiperaktivitenin, düþük engellenme eþiðinin ve dürtüselliðin oluþtuðunu ileri sürmüþtür. O dönemde, beyin hasarý ile eþ anlamlý olmak üzere, algýsal güçlükler ve davranýþ problemleri bütününe

Frontal ve Parietal Bölge Disfonksiyonlarý

Emel ERDOÐAN*

* Uz. Dr., Hacettepe Üniversitesi Ýhsan Doðramacý Çocuk Hastanesi Çocuk Nöroloji Anabilim Dalý, ANKARA

(2)

"Strauss sendromu" denilmeye baþlanmýþtýr (Gottlieb 1987). 1960'lý yýllara gelindiðinde Clements'in özel öðrenme bozukluklarý, hiperaktivite, biliþsel ve algýsal bozukluklar, atýlganlýk, kýsa süreli bellek bozukluðu gibi belirtileri içeren "minimal beyin disfonksiyonu" kavramý yaygýn olarak kullanýlmaya baþlanmýþtýr. Bu kavram, bozukluk DSM-II'de hiperkinetik sendrom olarak adlandýrýlana kadar kullanýlmýþtýr (Gottlieb 1987). 1980 yýlýnda DSM-III'de dikkat eksikliði bozuk-luðu hiperaktivite ile birlikte (DE/HB) ya da hiperak-tivitesiz (DEB) olarak adlandýrýlmýþtýr (APA 1980). Bu düþünce deðiþikliði, Douglas'ýn (1980), hiperaktif çocuklar ve normal kontroller arasýnda hiperaktivite düzeyleri açýsýndan anlamlý fark bulamamasý ve temel zorluðun dikkat alanýnda olduðunun belirlenmesi ile oluþmuþtur. Bütün bunlar uyarýnca, DSM-III'de, birin-cil zorluðun dikkat alanýnda olduðu, ancak dikkat, atýlganlýk ve hiperaktiviteye ait belirtilerin de bulun-masý halinde bu tanýnýn konulabileceði vurgulan-mýþtýr (Lahey ve ark. 1987). Söz konusu sýnýflandýr-maya yönelik olarak pek çok araþtýrma yapýlmýþ ve farklý sonuçlar elde edilmiþtir. Bazý araþtýrmacýlar DEHB'nin sýnýflandýrýlmasýnda böyle bir ayýrýma git-menin olumlu bir adým olduðunu düþünürken pek çok araþtýrmacý da ayýrýmýn gereksizliði ve taný kriter-lerinin gözlenebilir ve deneysel olmamasý açýsýndan eleþtirilerde bulunmuþtur. Bu ve bunun gibi kaygýlar DSM III-R'de (APA 1987) deðiþikliðe gidilmesine neden olmuþtur (Whalen 1989). DSM-III-R'de ayrýca, ayrýl-mamýþ tipte dikkat eksikliði hiperaktivite bozukluðu

bir alt grup olarak sunulmuþ ancak bu kategoriye ait taný ölçütleri belirlenmemiþtir (Motavallý 1993). Bu eleþtiriler ve eksiklikler göz önüne alýnarak DSM-IV (APA 1994) hazýrlanmýþtýr.

Tablo 1'de DEHB tanýsý almýþ bireylerde yaþ dönemine baðlý klinik bulgular sunulmaktadýr. Sýklýkla çocukluk çaðý bozukluðu olarak bilinen DEHB'nin geliþimsel bir nitelik taþýdýðý; bozukluðun, çocukluk ve ergenlik döneminden sonra yetiþkinlikte de devam ettiði Tablo 1'de gözlenmektedir (Barkley ve ark. 1990, Biederman 1996, Tannock 1998). Ancak belirtiler yaþýn ilerleme-si ile birlikte daha az dikkat çekici hale gelmekte, genellikle aþýrý hareketlilik ve kaba motor etkinlik yerini huzursuzluða, yerinde duramama ve kendini sürekli heyecanlý hissetmeye býrakmaktadýr. Ergenlik döneminde dürtüsel davranýþlarda artýþ gözlenmekte-dir (Tuðlu ve Abay 1997). Yetiþkinlik döneminde ise iþ ve evlilik yaþamýnda problemler, depresyon, alkol ve psikoaktif madde kullanýmý gibi belirtiler ön plana çýk-maktadýr.

DEHB ve Klinik Özellikleri

DEHB'nin nedenlerine iliþkin yapýlan bir çok çalýþma sonucunda, bozuklukta psikososyal, biyolojik, genetik ve ailesel etmenlerin önemli rol oynayabileceði ileri sürülmekte; ancak kesin bir sonuca ulaþýlamamak-tadýr. Yaygýn olarak kabul edilen görüþe göre DEHB genetik ve çevresel etmenlerle belirlenen, dolayýsýyla da biyolojik temele dayanan bir iþlevsel bozukluktur. DEHB'nin biyolojik temelini açýklamaya yönelik

çalýþ-Tablo 1. DEHB'nin yaþ dönemlerine göre klinik özellikleri

Bebeklik dönemi Erken çocukluk Okul öncesi dönem

Az ve düzensiz uyku Aþýrý hareketlilik Dikkati toplama güçlüðü

Yeme problemleri Olaylara ve durumlara düþünmeden dalma, Söz dinlememe

Aþýrý baðýmlýlýk korku hissetmeme Akranlarý ile iletiþim ve oyun

Bir obje dýþýndakine dikkat edememe kurmada güçlük çekme

Oyun oynarken baþýna buyruk davranma Amaca yönelik davranýþ azlýðý

Disipline yönelik olumsuz tavýrlar sergileme

Ýlkokul Ergenlik Yetiþkinlik

Dikkat toplama güçlüðü Zayýf sosyal iliþkiler Davraným bozukluðu

Dürtüsel ve saldýrgan Antisosyal ve saldýrgan davranýþlar Ýþ ve evlilik yaþantýsýnda sorunlar davranýþlar sergileme Yaþýtlarý ile iliþkilerde güçlük çekme Alkol ve psikoaktif madde kullanýmý Yaþýtlarý ile iliþkide güçlükler Okul baþarýsýzlýðý

Öðrenme güçlükleri Düþük kendilik algýsý Düþük kendilik algýsý

(3)

malarýn önemli bir bölümünde, bozukluða sahip olan bireylerin beyinlerindeki yapýsal ve iþlevsel farklarýn belirlenmesine çalýþýlmýþtýr. Bu yazýnýn amacý da DEHB olan bireylerin beyinlerindeki yapýsal ve iþlevsel farklarý ortaya koymaktýr.

DEHB'nin üç temel bileþeni aþýrý hareketlilik (hiperak-tivite), dikkat daðýnýklýðý ve ataklýktýr (impulsivite). Aþýrý hareketlik, DEHB olan çocuklarýn en tipik özel-liklerinden biridir. Bu özellik yürümeye baþlama ile birlikte farkedilir ve aþýrý hareketlilik giderek artar. Özellikle okul döneminde, grup içindeki bireyleri rahatsýz edici düzeye ulaþýr (Öztürk 1990). Bu dönemde DEHB'nin ana belirtisi olan aþýrý hareketlilik, içsel huzursuzluk duygusuna dönüþür (Leckman ve Mayes 1998, Öktem 1996). Motor aktivitede meydana gelen bozulmalar, aktivite düzeyindeki aþýrýlýðýn yanýsýra davranýþlarýn amaca yönelik olarak gerçek-leþtirilememesinden de kaynaklanmaktadýr (Vitiello ve Stof 1997).

Yetiþkin bireyler ve deney hayvanlarý üzerinde yapýlan bir çok çalýþma, aþýrý hareketlilik ve motor hareket-lerin düzenlemesindeki bozulmalarýn frontostriatal yapýlardaki bozulmalarla iliþkili olduðunu ileri sürmektedir. DEHB'de frontal lob, suplementer motor alan ve parietal korteksleri birbirine baðlayan frontostriatal yolakta farklýlýk gözlenmektedir (Castellanos ve ark. 1996, Filipek ve ark. 1997, Sheppard ve ark. 1999, VerFaellie ve Heilman 1987). Aþýrý hareketlilik ve dikkatsizliðin frontostriatal alan-daki bozukluklardan kaynaklandýðýnýn düþünülüyor olmasý DEHB'nin organik bir kökeninin olduðu yolun-daki sav için önemli bir bulgudur (Hydn ve ark. 1990, Peterson 1995).

DEHB olan çocuklardaki bir diðer temel özellik dikkat daðýnýklýðý olup dikkati toplama güçlüðü, dikkat süresinin kýsalýðý ve dikkatin kolaylýkla daðýlabilir olmasý sýklýkla rastlanýlan þikayetler arasýnda yer almaktadýr. Posner ve Raichle’ýn (1994) dikkat kuramýnda üç farklý dikkat durumuna iliþkin üç ayrý nöral að ele alýnmaktadýr. Dikkat türlerinden ilki yöne-limdir (orienting). DEHB olan bireylerde, bir uyaranýn seçilmesini ve diðerlerinin baskýlanmasýný içeren yönelim sürecinde belirgin bozulmalar oluþmaktadýr. Bu süreçlerle ilgili özgül nöral yapýlar her iki superior parietal lob, talamus ve orta beyindir. Diðer dikkat türü yönetici denetimdir (executive control). Yönetici denetim, hedef saptayarak zihinsel iþlevleri baþlatýp durdurma ve çoðul tepkileri sýralayarak davranýþý belirli bir amaca yöneltme amacýna özelleþmiþ olan

çok sayýdaki nöral yapý ve süreci içerir. Yönetici dene-timin beyinde lokalize olduðu alanlar frontal bölge, anterior singulat girus ve bazal gangliyonlardýr. Üçüncü dikkat türü ise uyanýklýktýr (alertness). Uyanýklýk, ardalandaki nöral gürültünün bastýrýlmasý, sürdürülen bedensel ve zihinsel etkinliði baskýlama ve hedef uyarana tepki vermeye hazýr olmayý içerir. Beyinde lokalize olduðu alan sað frontal lobdur. Uyanýklýktaki bozulmanýn, DEHB'nin üçüncü temel bileþeni olan ataklýkla yakýndan iliþkili olabileceði dü-þünülmektedir (Filipek ve ark. 1997). Ataklýk, ortam-da bulunan tüm uyaranlara ulaþmaya çalýþma ve her birisine ani tepkiler verme durumudur. Ataklýk, Posner ve Raich'in (1994) dikkat kuramýndaki yönetici dene-tim sürecindeki bozulmaya da karþýlýk gelmektedir. DEHB ve Ýlgili Nöral Yapýlar

DEHB tanýsý alan bireylerle yapýlan manyetik rezo-nans görüntüleme (MRG) çalýþmalarýnda kaudat nük-leus ve bazal gangliyon gibi yapýlar normal bireylerin-kinden daha küçük bulunmuþtur (Castellanos ve ark. 1996, Aylward ve ark. 1996, Filipek ve ark. 1997, Bradley ve ark. 2000). Uyaranlar serebral kortekse ulaþmadan önce ilk olarak talamusta organize edilir. Çevrede olanlardan haberdar olma, bu durumlara kar-þý tetikte olma ve dikkat gibi fonksiyonlarýn saðlan-masý ve düzenlenmesinde talamusun önemli rolü var-dýr (Taner 1995). Uyaranlar talamustan bazal gang-liyonlara (putamen, globus pallidus ve kaudat nükle-us) oradan tekrar talamusa iletilir. Burada uyaranlar organize edilerek frontal bölgede yer alan motor kor-tekse ve parietal korkor-tekse ulaþýr. Çalýþmalar DEHB olan çocuklarda kaudat nukleuslarýn sað-sol asimetri-sinde bozulma olduðunu, sað globus pallidusun bire-yin yaþýtlarýna kýyasla daha küçük olduðunu (Mattaro ve ark. 1997), putamende volüm artýþýnýn gözlendiði-ni (Bradley ve ark. 2000) ortaya koymaktadýr. DEHB olan bireylerin beyincikleri de normallere kýyasla daha küçük bulunmuþtur (inferior posterior lob, VIII-X. lobüller). Hareket ve dikkatin düzenlen-mesinden sorumlu olan beyincik bazal gangliyonlarla yakýndan iliþkilidir. Korpus kollozumun iki alt bölgesi olan genu ve spleniumun normallerden küçük olduðu gösterilmiþ olup toplam beyin volümü normallere oranla %5 oranýnda küçük bulunmuþtur (Semrud-Clikeman ve ark. 1994, Geidd ve ark. 1994).

Frontal Bölge Disfonksiyonu ve Ýlgili Nöropsikolojik Bozukluklar

(4)

kullanýlarak incelenmiþ; dikkat ile iliþkili anahtar alan olan frontal lobun normallere kýyasla küçük olduðu belirlenmiþtir. Bazý araþtýrmalar DEHB olan bireylerin sað frontal loblarýnýn soldan küçük olduðunu ortaya koymuþtur (Shaywitz ve ark. 1983, Hynd ve ark. 1990). DEHB olan bireylerin güçlük yaþadýðý dikkat türlerinden ikisi olan yönetici denetim ve uyanýklýk frontal lobda yer almaktadýr. Bu alana yönelik yapýlan iþlevsel görüntüleme çalýþmalarýnda, tek foton emis-yon bilgisayarlý tomografi (SPECT) bulgularý pre-frontal beyin bölgelerinde perfüzyon azlýðýna, positron emisyon tomografi (PET) bulgularý sað prefrontal bölgede düþük glukoz metabolizmasýna, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRG) bulgularý ise frontostriatal bölgede perfüzyon azlýðýna iþaret etmek-tedir (Castellanos ve ark. 1996, Lou ve ark. 1990, Sheppard ve ark. 1999, Zametkin ve ark. 1993). Yukarýdaki bulgular, DEHB'nin nedenini açýklamada frontostriatal döngünün önemli rölünü ortaya koy-maktadýr. Nitekim DEHB olan bireyler, frontal bölge fonksiyonlarýna duyarlý nöropsikolojik testlerde de yaþýtlarýna kýyasla anlamlý düzeyde düþük puanlar almaktadýr. Bu testlerden biri Sözel Akýcýlýk Testidir (Word Fluency Test: FAS). Sözel akýcýlýk, tekrarlama eðilimi, kategori deðiþtirebilme becerisi gibi özellikleri ölçen FAS özellikle sol frontal bölgeye duyarlýdýr. Yapýlan sýnýrlý sayýdaki çalýþma DEHB olanlarýn bu testten kontrollere kýyasla anlamlý düzeyde düþük puanlar aldýklarýný göstermektedir (Carter ve ark. 1996, Weyandt ve ark. 1994). Wisconsin Kart Eþleme Testi (Wisconsin Card Sorting Test: WCST) yönetici iþlevler adý verilen ve yargýlama karar verme, plan yapma ve sosyal davranýmý içeren yeteneklerin deðer-lendirilmesinde kullanýlýr. Yapýlan PET çalýþmalarý bu testin frontal bölgenin özellikle dorsolateral bölümünün kanlanmasýnda artýþa yol açtýðýný ortaya koymaktadýr. Yapýlan bir çalýþmada; WCST'nin kul-lanýldýðý 13 araþtýrma gözden geçirilmiþ ve bunlardan 8 tanesinde DEHB olanlarýn kontrollere kýyasla anlamlý düzeyde düþük puanlar aldýklarý bulunmuþ-tur (Barkley 1992, Carter ve ark. 1995, Houghton ve ark. 1999, Klorman ve ark. 1999, Nigg ve ark. 2002). Bir diðer nöropsikolojik test, Stroop Testi, algýsal kuru-lumu deðiþen talepler doðrultusunda deðiþtirebilme becerisini ölçmektedir. Frontal bölgeye duyarlý bir test olan Stroop Testinde de DEHB olan bireyler düþük per-formans sergilemektedirler (Houghton ve ark. 1999, Lufi ve ark. 1990, Nigg ve ark. 2002).

Parietal Bölge Disfonksiyonu ve Ýlgili Nöropsikolojik Bozukluklar

PET çalýþmalarý parietal ve subkortikal bölgelerde sol hemisferin glukoz kullanýmýnýn sað hemisferden daha düþük olduðunu ortaya koymaktadýr (Lou ve ark. 1990). Parietal lob, beyin loblarý içinde basit ve karma-þýk duyu algýlamalarýnýn analiz edildiði alan olarak bilinir. Duyusal uyaranlarýn her aþamadaki analizle-rine ek olarak, parietal lob ayný zamanda görsel uya-ranlarýn uzaydaki yerleþimleri konusunda da analizle-re katýlýr. DEHB'de görülen dokunsal ve görsel algýla-ma bozukluklarý da sýklýkla sað hemisfer parietal lob lezyonlarýna baðlý olarak ortaya çýkmaktadýr (Tanrýdað 1994).

DEHB olan bireyler, parietal bölge fonksiyonlarýna duyarlý nöropsikolojik testlerde yaþýtlarýna kýyasla anlamlý düzeyde düþük puanlar almaktadýr. DEHB olan bireylerin bozuk performans gösterdikleri testler-den biri Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeði Geliþtirilmiþ Formu (Wechsler Intelligence Test for Children- Revised: WISC-R) Küplerle Desen alttestidir. Bu alttest performans hýzý, görsel algý-motor koordi-nasyon yeteneði, sözel olmayan yargýlama becerisi, analitik düþünme yeteneði, üç boyutlu düþünebilme, rotasyon yeteneði ve algýsal örgütleme kapasitesini ölçer. Alttest sað parietal bölgeye duyarlýdýr. DEHB olan çocuklarýn WISC-R'nin Küplerle Desen alttestinde düþük performans sergiledikleri bir çok araþtýrma ile gösterilmiþtir (Ehlers ve ark. 1997, Gabel ve ark. 1986, Kauffman 1979, Riccio ve ark. 1997, Seidman ve ark. 1997, Wachs ve Sheehan 1988).

Basit desenlerin kopye edilmesini içeren Bender-Gestalt Görsel Motor Algý Testi (BGGMAT; Bender Visual Gestalt Test) çocuklarýn görsel alandaki bozul-malarýný belirlemek amacýyla sýklýkla kullanýlmak-tadýr. Özellikle sað hemisfer parietal bölge bozukluk-larýna duyarlýdýr. Yapýlan çalýþmalar DEHB tanýsý alan çocuklarýn BGGMAT'den düþük puanlar aldýðýný göstermektedir (Aysev 1991, Öktem ve Sonuvar 1993, Resta ve Eliot 1994). Rey Karmaþýk Þekiller Testinin (Rey Complex Figure Test) bakarak kopya etme bölümü, sað parietal bölgenin, görsel mekansal algýla-ma ve organizasyon yeteneðini ölçer. DEHB olan bireyler bu testten de düþük puanlar almaktadýrlar. (Garcia-Sanchez ve ark. 1997, Seidman ve ark. 1997). Parietal bölgeye duyarlý bir diðer test olan Çizgi Yönünü Belirleme Testinde (Judgement of Line Orientation Test) DEHB olan bireyler kontrollere kýyasla anlamlý düzeyde düþük puan almaktadýr (Garcia-Sanchez ve ark. 1997).

(5)

Dokunsal Algý Testi (DAT), sað parietal bölgenin dokunsal algýlama fonksiyonunu ölçmede kullanýl-maktadýr. Yapýlan sýnýrlý sayýdaki çalýþma DEHB olan bireylerin dokunsal algýlama alanýnda güçlükler olduðunu ortaya koymuþtur (Boivin ve ark. 1997, Erdoðan 1996, Parush 1997).

Özetle; DEHB'nin üç bileþeni hiperaktivite, dikkat daðýnýklýðý ve ataklýktýr. Bu doðrultuda, söz konusu

hastalarda frontal bölgenin dorsolateral alaný ve sin-gulat kortekste, bu alanlara sinyal gönderen talamus-ta, algýlamadan sorumlu parietal lobda ve bu alan-larýn uzantýalan-larýnýn sonlandýðý korpus striatumda yapýsal ve iþlevsel bozulmalar gözlenmektedir. Bu yapý-fonksiyon iliþkisi, ayrýntýlý nöropsikolojik test-lerin beyin görüntüleme teknikleri ile birarada kul-lanýlmasý gereðini açýkca ortaya koymaktadýr.

KAYNAKLAR

American Psychiatric Association (1980) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders -Revised DSM III Taný Ölçütleri, (Çev. E. Köroðlu). Ankara, Hekimler Yayýn Birliði. American Psychiatric Association (1987) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders - Revised. DSM III-R Taný Ölçütleri, (Çev. E. Köroðlu). Ankara, Hekimler Yayýn Birliði.

American Psychiatric Association (1994) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders - Revised. DSM IV Taný Ölçütleri, (Çev. E. Köroðlu). Ankara, Hekimler Yayýn Birliði. Aylward EH, Reiss AL, Readeri MJ (1996) Basal ganglia vol-umes in children with attention deficit hyperactivity disorder. J Child Neurol, 11:112-115.

Aysev A (1991) Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Olan Çocuklarýn Ruhsal ve Organik Yönden Araþtýrýlmasý. (Yayýnlanmýþ Uzmanlýk Tezi). Ankara, Ankara Üniversitesi, Çocuk Psikiyatri Anabilim Dalý.

Barkley RA, Fischer M, Edelbrock CS (1990) The adolescent outcome of hyperactive children diagnosed by research crite-ria: I. An 8- year prospective folow up study. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 29(4):546-557.

Biederman J (1986) High rates of attention deficit disorder (add) and major depression in relatives of add probands: A controlled family study. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 2:25-38.

Boivin M, Chounramany C, Giordani B ve ark. (1996) Validatinga Cognitive Ability Testing Protocol with Lao Children Cominity. Dev Application Neuropsychol, 10(4):588-599.

Bradley P, James L, Tucker D (2000) Preliminary findings of antistreptococcal antibody titers and basal ganglia volumes in tic, obsessive - compulsive and attention deficit hyperactivity disorder. Arch Gen Psychiatry, 57:364-370.

Carter CS, Krener P, Chaderjian M ve ark. (1995) Asymmetrical visual-spatial attentional performance in ADHD: Evidence for a right hemispheric deficit. Biol Psychiatry, 37(11):789-797. Castellanos FX, Giedd JN, Marsh WI (1996) Quantitative brain magnetic resonance imaging in attention deficit hyperactivity disorder. Arch Gen Psychiatry, 53:607-616.

Ehlers S, Nyden A, Gillberg C ve ark. (1997) Asperger-syn-drome, autism and attention disorders a comparative- study of the cognitive profiles of 120 children. J Child Psychol Psychiatry, 38(2):207-217.

Erdoðan E (1999) Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðunda Görsel ve Dokunsal Algý Düzeyleri. (Yayýnlanmýþ Yüksek Lisans Tezi). Ankara, Hacettepe Üniver-sitesi, Psikoloji Bölümü.

Filipek PA, Semrud-Cliceman M, Steingard RJ ve ark. (1997) Volumetric MRI analaysis comparing subject having attention deficit hyperactivity disorder with normal controls. Neurology, 48(3):589-601.

Gabel S, Oster GD, Butnik SM (1986) Understanding Psychological Testing in Children. Newyork, Plenum Medical Book Company.

Garcia-Sanchez C, Estevez-Gonzalez A, Suarez-Romero E ve ark. (1997) Right hemisphere dysfunction in subjects with attention-deficit disorder with and without hyperactivity. J Child Neurol, 12(2):107-115.

Geidd JN, Casstellanos FX, Casey BJ (1994) Quantitative mor-phology of the corpus callosum in attention deficit hyperactiv-ity disorder. Am J Psychiatry, 151:665-669.

Gottlieb MI (1987) The Hyperactive Child. Textbook of Developmental Pediatrics, MI Gottlieb, JE Williams (Ed), New York, Plenum Medical Book Company.

Houghton S, Douglas G, West J ve ark. (1999) Differential pat-terns of executive function in children with attention-deficit hyperactivity disorder according to gender and subtype. J Child Neurol, 14(12):801-805.

Hynd GW, Semrud-Clikeman M, Lays AR ve ark. (1990) Brain Morphology in Developmental Dyslexia and Attention Deficit/ Hyperactivity. Arch Neurol, 47:919-926.

Klorman R, Hazel-Fernandez LA, Shaywitz SE ve ark. (1999). Executive functioning deficits in attention-deficit/hyperactivi-ty disorder are independent of oppositional defiant or reading disorder. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 38(9):1148-1155.

Lahey BB, Schaughency EA, Hynd GW ve ark. (1987) Attention deficit disorder with and without hyperactivity: Comparison of behavioral characteristics of clinical-reffered children." J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 26(5):718-723.

Leckman JF, Mayes LC (1998) Understanding developmental psycpahology: How usuare evolutionary accounts. J Am Acad Child Adolec Psychatry, 37:1011-1021.

Lou HC, Henriksen L, Bruhn P (1990) Focal cerebral dysfunc-tion in developmental learning disabilities. Lancet, 335:8-11.

(6)

Lufi D, Cohen A, Parish-Plass J (1990) Identifying attentional deficit hyperactive disorder with the wýsc-r and the stroop color and word test. Psychology in the Schools, 27:28-34. Mattaro M, Garcia-Sanches C, Jungue C (1997) Maganetic res-onans imaging measurement of the caudate nucleus in ado-lescents with attention deficit hyperactivity disorder and its relationship with neuropsychological abd behavioral mea-sures. Arch Neurol, 54:963-968.

Motavallý N (1993) Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu: Taný ölçütleri, yapýsý, sýnýflandýrma sistemlerindeki yeri. Nöropsikiyatri Arþivi, 30(1):226-231.

Nigg JT, Blaskey LG, Huang-Pollock CL ve ark. (2002) Neuropsychological executive functions and DSM-IV ADHD subtypes. J Am Acad Child Adolesc Psychatry, 41(1):59-66. Öktem F, Sonuvar B (1993) Dikkat eksikliði tanýsý alan çocuk-larýn özellikleri. Türk Psikiyatri Dergisi, 4(4):267-272. Öktem F (1996) Dikkat Eksikliði Bozukluðu. Katký Pediatri Dergisi, 5:826-849.

Öztürk O (1990) Ruh Saðlýðý ve Bozukluklarý. Ankara, Medikomat, Hekimler Yayýn Birliði.

Parush S (1997) Somatosensory functioning in children with Attention Deificit Hyperactivity Disorder. Dev Med Child Neurol, 39(7):466-468.

Peterson BS (1995) Neuroimaging in child and adolescent neu-ropsychiatric disorders. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 34(12):1560-1576.

Resta SP, Eliot J (1994) Written expression in boys with Attention Deficit Disorder. Percept Mot Skills, 77:1031-1038. Riccio CA, Cohen MJ, Hall J ve ark. (1997) The 3rd and 4th fac-tors of the WISC-III - What they dont measure. J Psychoeducational Assessment, 15(1):27-39.

Garcia-Sanchez C, Estevez-Gonzalez A, Suarez-Romero E ve ark. (1997) Right hemisphere dysfunction in subjects with Attention Deficit Disorder with and without Hyperactivity. J Child Neurol, 12(2):107-115.

Schweitzer JB, Faber LT, Grafton ST ve ark. (2000) Alterations in the functional anatomy of working memory in adult atten-tion deficit hyperactivity disorder. Am J Psychiatry, 157(2):278-280.

Seidman LJ, Biederman J, Faraone SV ve ark. (1997) Toward defining a neuropsychology of attention deficit-hyperactivity disorder: Performance of children and adolescents from a large clinically referred sample. J Consult Clin Psychol, 65(1):150-160.

Semrud-Clikeman M, Filipek PA, Biederman J ve ark. (1994) Attention deficit hyperactivity disorder: MRI morphometric analysis of the corpus callosum. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 33:875-881.

Sheppard DM, Bradshow JI, Matingley JB ve ark. (1999) Effect of stimulant medication on the lateralisation of line bisection judgements of children with attention deficit hyperactivity dis-order. J Neurol Neurosurg Psychiatry, 66:57-63.

Taner D (1998) Fonksiyonel Nöroanatomi. Ankara, METU Press.

Tannock R (1998) Attention deficit hyperactivity disorder: Advances in cognitive neurobiological and genetic research. J Child Psychol Psychiatry. 34(1):65-99.

Taylor E (1994) Syndromes of attention deficit and overactivi-ty. Child and Adolescent Psychiatry. Rutter M, Taylor E, Herves L (Ed), Oxford, Black Well Science LT.D.

Tsur GV, Manor O, Meere VD ve ark. (1997) Epilepsy and atten-tion deficit hyperactivity disorder: Is methylphenidate safe and effective. J Pediatr, 130(4):670-674.

Tuðlu C, Abay E (1997) Eriþkinlerde Dikkat Eksikliði/ Hiperaktivite Bozukluðunu öykü, taný ve ruhsal durum bakýmýndan gözden geçirilmesi. Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji Dergisi, 5(1):19-28.

Ucles P, Serrano JL, Rosa F (2000) Central conduction time of magnetic brain stimilation in Attention Deficit Hyperactivity Disorder. J Child Neurol, 15(11):723-728.

VerFaellie JM, Heilman KM (1987) Reponse preparation and response inhibition after lesion of the mesial frontal lobe. Arch Neurol, 44:1265-1271.

Vitiello B, Stof DM (1997) Subtypes of aggresion and their rel-evance to child psychiatry. J Am Acad Child Adolec Psychiatry, 36:307-315.

Wachs TD, Sheehan R (1988) Assesment of Young Developmentally Disabled Children. New York, Plenum Press. Whalen CK (1989)Attention deficit and hyperactivity disorder. Handbook of Child Psychopathology. TH Ollendick, M Hersen (Ed), New York, Plenum Press.

Weiss G (1990) Attention deficit hyperactivity disorders. Child and Adolescent Psychiatry: A Comprehensive Textbook. Lewis M (Ed), Baltimore, Williams&Wilkins.

Zametkin AJ, Liebenauer LL, Fitzgerald GA (1993) Brain metabolism in teenagers with attention deficit disorder. Arch Gen Psychiatry, 50:333-340.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmamızda hastaların aile hekimliği uygula- masından memnuniyetleri ile yaş, cinsiyet, eğitim durumu, gelir düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki

Am- ca/day› gibi ikinci derece erkek akrabalar› sigara içmeyen bireylerde sigara içme oran› ile sigara içen, sigara ve alkol kullananlar aras›nda anlaml› farkl›l›k

Diğer bütün klasik Ģairler gibi her Ģeyi olması gereken en mükemmel Ģekliyle ifade etme uğraĢında olan Ģair, bu Ģiirin temel konusu olan aĢkı en güzel

In assessing the studies evaluating the relationship between psychiatric disorders and suPAR, suPAR levels were significantly higher than healthy controls in a study

Sonra, hani hiç tepesi, dağı olmadığı için sinirlendiğini , “Dağı olmayan memleketten nasıl şair çıkar?” diye kızdığın Danimarka’da bana yazdığın

Atatürk sahnede kadın soru­ nunu söz konusu etmiş, toplu­ lukta Türk kadınlarının bulun­.. mayışını, Ermeni

15 Temmuz 1999 Saat 22 00 ’de gökyüzünün genel görünüşü Kraliçe Kral Kuğu Çalgı Yunus Andromeda Kanatlı At Kertenkele Kalkan Kartal Yılancı Yılan Terazi Akrep Erboğa

Bundan sonra kürsüye Vali Vefa Poyraz gelmiş ve «Beni bu toplantıya davet ettikleri için mutluyum, Alman Li­ sesi memleketimize çok şeyler kazandır­