KEYİFLİ
KONAKLAMALAR
• Jak DELEON
Fotoğraf: Nevzat TAKMAZ
K e p ç e n in u c u n d a k i le zze t
Tünel'in göbeğindeki Çatı Restaurant,
nostaljik izdüşümlerin hakkını veren, ahşap
ağırlıklı bir mekan. Saksılar içinde bol
yeşillikli atmosferi iyice ısıtıyor burayı...
Girişin karşısında eşsiz bir fotoğraf galerisi,
salona doğru bir antika dolabı, tam onun
karşısında da Çatı'da çekilmiş müdavim
fotoğrafları yeralıyor. Mutfak mı? Çerkez,
Yörük, Laz, Yahudi, Rum, Ermeni, Kafkas,
Gürcü ve Osmanlı mutfaklarından ses veren
binbir tad inanılmaz genişlikte bir lezzet
yelpazesini kucaklıyor.
■ 4 r \ r {\ ’lerin Pazar gezme- I VJ \ | İleri esnasında Meci-
1 7 J
Vdiyeköyü’nün arka bahçelerinde dut ağacı kirala nan demler aynanın sırrına ka rıştı, keyif erbabı ’’taklit sendro- mu”nun girdabına tepetakla ka pıldı; dutun gölgesinin ve mey vesinin tadıyla yetinen nesille rin yerini ”bar kelebekleri” al dı...... Ama eski tadlar (belleğimi zin kuytularında uçuşan ateşbö- cekleri gibi) tümüyle ”yok” ol madığı, İstanbul kazanma daldı rılan anılar kepçesinin bir ucu na takılı kaldı.
Kepçenin ucundaki lezzetler den biridir Çatı.
Tünel’in göbeğindeki Çatı Restaurant, yazımızın ilk parag rafına serptiğimiz nostaljik izdü şümlerin hakkını veren bir mekân: Fransız mühendis Euge- ne Henri-Gavand Galata’yla Pe- ra arasında bir ’’asansör” inşa etmeyi tasarlıyor, yıl 1869, Ab- dülaziz tahtta, çok sonra ’’tünel” adım alacak olan proje Maliye Nazırı Sadık Paşa ve Nafıa (Ba yındırlık) Nazırı Edhem Paşa ta rafından onaylanıyor, ferman aynı yılın 10 Haziran’ında mü hürleniyor ve curcuna başlıyor; ”taht-el arz” demiryolu inşaatı sırasında kazıdan çıkarılan top rak Pera’da Tepebaşı Bahçesi’ne ve Galata’da Karaköy
Meyda-24 SHOW
m’na yığılıyor, ortalık toz du man, esnaf saçını başını yolu yor! Hah, 14 Ocak 1875, Tünel (artık büyük harfle yazılmakta dır) açılır ve Beyoğlu’yla Haliç’i birleştirir, Henri Gavand zil ta kıp oynamakta, her gece Çatı’da karafaki üstüne karafaki rakı devirmektedir...
İŞ H A N IN D A N RESTORANA
Efendim, anlamadım? ’ Yüz küsür yıl önce Çatı’nın yerinde yeller esiyordu der gibi mi oldu nuz? Olabilir, ne yapalım? Ben Gavand’ı Çatı’ya oturttuysam doğrudur, hatta bizim sevimli trenciğin raylara konmasından tam kırk yıl sonra Tünel Meyda- n f nda ikamet edecek olan Pera sakinleriyle Çatı’da sofra kur- muşluğum da vardır, mesela Benditsch (fırıncı), Dontis (mo dacı), Jacques Adler (kuyumcu), Alberti (berber), Tomaselli (tüc car), Gholiopoulos (çiçekçi), Ro- setto (ortopedist), Behar (halıcı), Kari Kopp (müzik aletleri), Emil Rosemann (kitapçı), Leopold Kraus (terzi), Verdoux (gözlük çü), Alphonse Dufour (mühen dis), Edenboug (dişçi), F.W. Al bert (Şark Demiryolları Umum Müdürü), Balthazar (doktor), Roupen Papazian (avukat), Mi- nedjian (doktor), Peronin (profe
sör), Antoine Sautis (kuyumcu), Courtessi Biraderler (mobilya cı), Alexander Rocca (ciltçi), Ka- milsopoulos (terzi), Marc Aperg- his (kunduracı), Wolf Stein (ter zi), David Stein (tüccar), Nicola us Benisch (Schenker Şirketi temsilcisi), Menahem Hodara (askeri doktor)... Tekmili ehl-i keyif zevat, Çatı’nın sempatik patronu Hasan Özen’in elinden (artık Şampanya mı olur, Fran sız şarabı mı, yoksa Alem, Bah çe, İstafilina rakıları mı) dem alıyorlar, yıl 1913. Şaka, şaka, hiç olur mu, o devirlere dedele rimiz yetişti ancak, Hasan ve ben son yarım yüzyılın çocukla rıyız!
Komedi bitti, haberler başlı yor:
Çatı’mn bulunduğu bina 1950’lerde işhanı olarak inşa edilmiş, daha sonra İstanbul Ba rosu Yardımlaşma Sandığı satın almış yedi katlı yapıyı, adıyla müsemma, Baro Han. (Hayır mi rim, şimdi yine bügiçlik taslayıp bir zamanların ”Mahakim-i Ni zamiye”, ’’Ticaret i Berriye ve Bahriye”, ”Usul-i Muhakemat-ı Ticariye”, ”Teşkilat-ı Mehakim” kanunnamelerinden bahsetme yeceğim, lütfen m üsterih olu nuz. Ama İstanbul Barosu’nun ilk adının Dersaadet Dava Vekil leri Cemiyeti olduğuna değine lim, birinci toplantılarında tarih
5 Nisan 1878’i gösteriyor, yer Ga- iata’daki Artin Ağa Lokantası!)
1981’de açılan Çatı Resta- urant’m sahibi Haşan Özen, otel cilik okulunda eğitim görmüş; Hilton’da komilikten şefliğe uza nan zorlu yolu aştıktan sonra da ver elini Amerika! Yıl 1971, Ha şan 25 yaşmda ve Royal Caribe- an Şirketi’nin Poseidon nam ”Aşk Gemisi”nde çalışıyor! Kaç kişiye nasip olur ki böyle kıs met? Ama 1973 oldu mu yurda dönüyor Haşan, Sheraton Oteli açılınca da şef olarak ekibe katı lıyor. O arada Baro Han’ın üst katırım boş olduğunu öğreniyor, daha doğrusu o demlere kadar ’’lokal” olan yer metruk halde, Haşan cepte cepkende ne varsa harcayıp mekanı imar ve ihya ediyor.
Ve Çatı’yı kazanıyor İstanbul.
Ö Z G Ü N YEMEKLER
Soyadıyla müsemma, özenli bir insan Haşan Özen; personel de, müşteride, dekorda, aksesu arda ve menüde ”yanpiri” dura nı sevmiyor ve böylesi Çatı’nm eşiğini zinhar geçemiyor. Duvar lardaki tablolar Avni Arbaş, Burhan Uygur, Yusuf Taktak, Kemal Önsoy ve Sarkis imzalı. Çevredeki yontular Tuba İnal ve Fatoş Akalın’ın. Mekân ahşap ağırlıklı, saksüar içinde bol ye şilli atmosferi iyice ısıtıyor.
Giri-Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi