• Sonuç bulunamadı

Şiir gibi...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şiir gibi..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumartesi

20 Kasım 1999

SoShQl

Dipsiz Kuyu

UMUR

TALU

Şiir gibi...

C

umhurbaşkanı, Mehmet Â- kifle başladı Nâzım Hik- met’le bitirdi...

Ve yine biz bize kaldık.

Yerin üstünü dönüştüremeyince, ye­ rin altını tadil etmeyi keşfetmenin re­ havetine alışmış kafalarımızla.

Biz bize kalınca; Hiç utanmayız.

Çünkü, 76 yıllık Cumhuriyet’in, bit­ miş soğuk savaşların, yıkılmış duvarla­ rın, Avrupa kapılarında bulunmanın, AGIT’lere ev sahipliğinin yıldızları al­ tında sığlıklarla sarhoşuzdur.

• ••

Şairleri horlamanın, ezmenin, sürün­ dürmenin anti - tezinin, yani çağdaş,

“demokratik, laik, sosyal ve hukuk”

devletine münasip karşılığının, şairlere itibarlarının şair olarak iade edilmesin­ den ibaret kaldığını zannederiz.

Onların şiirlerinin; mısraları, beyitle­ ri, kuralları, kuralsızlıkları, kafiyeleri, sözcükleri, imgeleri dışında, “siyasi ve

sosyal bir çeşitlilik”in de ifadesi oldu­

ğunu, yani öyle olması gerektiğini ka­ bul edemeyiz ki.

Herkesin ille şair olamayacağını; gö­ rüşünü, fikrini, inancını, inançsızlığını, hayalini, idealini, kimliğini, ideolojisi­ ni, hiç olmazsa bir gün iade - i itibar u- marak “edebi” olarak ifade edemeye­ ceğini, ama herkesin bazen de “ebedi­

yen” üstüne titrediği bu akıl - yürek un­

surlarına saygı ve ifade kanalı hak etti­ ğini düşünemeyiz ki.

• • •

Gelgit AGIT’e katılan liderlerin en kıdemlisi, taa 1975 Helsinki’sinden bu yana (Allah daha da uzun ömür versin) ayakta, sadece ayakta da değil, başta kalıp şimdi Avrupa adaylığı için yeni bir Helsinki bekleyen Süleyman Demi-

rel bunları bilmez mi; bilir.

O 1975’lerden 1980’lere yolculukta,

Nâzım’m ölüsünün, bir dizesinin dahi

“suç unsuru” sayılabildiği, 1990’lar 2000’e devrilirken bu ül­ kede Akif in tartışma değil, ka­ pışma - suçlama - damgalama ve­ silesi olabildiğini de bilir.

Bunların o Nâzım ve Akif le sı­ nırlı kalmadığını; nice Ahmet, Mehmet, Ayşe ve Fatma’nın bu yüzden ezildiğini de...

• ••

Mesele şairliklerinin düzeyi, şiirleri­ nin hoşluğu, yerelliği, evrenselliği de­ ğildir ki.

Mesele; fikrin, idealin, inancın, i- nançsızlığm yok edilesi düşman sayıl­ ması yahut bizzat bunlardan kalkarak yok edilesi düşmanlar bulma sevdası­ dır.

Mesele, biri “Milli Marş”a imza a- tan, diğeri evrensel değere ulaşan iki şairin, şiirleriyle yüceltilmesi değil, i- nandıkları ve umdukları ile temsil et­ tikleri siyasi - sosyal fikirlerin de hayat alanı bulabilmesidir.

Mesele, iki şairin temsil ettikleri var­ sayılan “iki uç” arasında geniş, uçsuz bucaksız “tek tip” milyonların bulun­ duğu varsayımıyla kendini avutmak de­ ğil, tam tersine, şiddet haricinde, her u- cun, her farklı görüşün var olma ve ko­ nuşma hakkına sahip olabileceğini ka­ bul etmektir.

Mesele, herkesin toplumsal eleştiri ve siyasete müdahale hakkım savuna­ bilmektir.

• • •

Şairlerle ve Cumhurbaşkam’yla baş­ ladık, öyle bitirelim:

“Bir değişiklik olacak yağmur mu güneş mi

Ozanların ozon tabakası delindiğine göre

Bir âfet olacak tufan mı kurak mı Yedi üstünde bir deprem İstanbul’u götürür

ölmenin adını anmıyoruz Bir ihtimal daha var O da yaşamak mı dersin”

Yılı 1991’dir. Şair, Can Yücefdir. Yıl 1999 olur. Şairin eleştirisi onu yi­ ne mahkemelik, yine hapislik yapmış­ tır. Davacı Cumhurbaşkam’dır. Şair ö- lür. Onlar da yüceltir. Sonra deprem o- lur. Depremler. İstanbul titreyip durur.

En iyi ihtimal hep, yaşamaktır. Ama insan gibi yaşamak.

e- mail:umur.talu@milliyet. com.tr Tel: (0212) 505 66 45 Faks: 505 66 22

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada kronik ağrı yakınması olan el bilekleri- nin %77.4’ünde yardımcı tanı yöntemleri ile eklem içi sorun belirlendi.. Mevcut el bileği

Hıristiyan haçıyla, Musevi kendi simgesiyle, Müslüman İslami mezar taşıyla, ateist bir "ateist töresi" yaratmayacak biçimde, özgürce. Laik bir devlette,

Ortada ondan bir adım önde elleriyle bir şey anlatmak ister gibi hareketli olan heyetin sözcüsü Esat Toptani Paşa, onun sağında Aram Efendi ve Ga- lip Paşa ve nihayet

Evinde rahat koltuğu- j na uzanmış gazetesini okuyan, örgüsünü ören, uyuklayan- veya ‘ oyun oynayan bütün vatandaş­ ların, marşın nağmeleriyle bir­

[r]

Bana öyle geldi ki, İmge Yağmurları uzun, geniş bir şiirin sadece bir kısmını oluşturuyor, Maksut Koto bize şiirinden bir tutam sunmakta, sanki. Sadece bir yere takıldım, o

Waardenburg korsosiyumu taraf›ndan belirlenen bu özelliklere göre; sensörinöral iflitme kayb›, heterokromik iris, saçta beyaz perçem, distopia kantorum (iç kantuslar›n

 Tarihi konular kaleme alıyor, özellikle Helenistik dönem – yaşadığı dönemle ilişkilendiriyor..  Stili: şiirleri düzyazıya benziyor, sade, az sıfat, serbest