• Sonuç bulunamadı

Afganistan'a dair

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Afganistan'a dair"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4

\ \

BURHAN

FELEK

Afganistan'a Dair

S

ENE 1944... Altı Türk gazetecisi, Ingiltere’nin Ankara Sefareti tarafın­ dan Hint hükümeti namına Hindis­ tan'da iki aylık bir geziye davet edilmişti. Mevsim bize gayri müsaitti. Ama Hindistan’a göre yağmursuz, kuru ve rahat bir mevsimdi.

Ankara'dan, şerefimize verilen bir gece yemeğini müteakip ertesi gün trenle Adana'- ya, oradan da trenle Bağdat’a varmıştık. Bağdat'a gece indik. Harp sırası olduğu için karartma vardı. . Bizim oradaki elçilikten birkaç zat karşıcı gelmişlerdi. Aslında biz beş gazeteci, bir protokol umum müdürü Selâhattin Bey (Numan Bey yanımıza kat­ mıştı). Bir de İngiltere’nin Ankara Büyük­ elçiliği Ataşemiliter Muavini Albay (sonradan tuğgeneral olduydu) Blunt vardı. Bu zat bütün Hindistan gezimizde orayı iyi tanıyan bir rehber olarak yanımızda bulundu. Hindistan seyahati, dediğim gibi İkinci Cihan Harbi’nin ortalarına tesadüf etmişti. O zaman Hindis­ tan’da Hint İmparatorluğu namına bir Vice- Roy = kral naibi bulunuyordu. Biz Hindistan’ı doğusundan batısına doğru çepeçevre ve sahile muvazi bir güzergâh üzerinden gezmiştik. Kuzeybatı eyaletleri denilen ve merkezi Peşaver şehri olan mıntıka, Afganistan hudu­ duna varan meşhur Hayber geçidine yakındı.

Ben bu Hayber geçidini geçtim. 35 kilomet­ re uzunluğunda iki tarafında en azından beş bin metre yüksekliğindeki —galiba— Hindû- gûh dağları vardı. Uçak icad olunmadan evvel Hint yarımadasına varan tek yol bu meşhur geçitti. Yandan müdafa edilen bu 35 kilometre uzunluğundaki geçiti de geçmek çok zordu.

Hint hükümeti (İngiltere) bu geçitte Afgan hududuna kadar demiryolu döşemişti. Fakat Afganlılar bundan ürkmüşler ve İngiltere’den demiryolunu sökmesini istemişlerdi. İngilizler de bir-iki kilometrelik bir kısım demiryolunu sökmüştü. Geçidin iki tarafında yatan ve Aferidi kabilelerine mensup güya muhafızlar vardı. Bunların ellerinde modası geçmiş silahlar, ayaklarında beyaz don, başlarında bir sarık. Yer yer görünürlerdi. Geçidin iki yakasına kartal yuvası gibi konmuş bu kabilelere ait oldukça müstahkem köycükler bulunuyordu. Bu kabileler hiçbir zaman ruhat durmazlardı. Hatta bunların silah imalâtha­ neleri bile vardı. Bunları İngilizler bilir ve ilişmezlerdi. Sebebini sorduğumuz zaman:

— Eğer bunların kötü silah yapan fabri­ kalarını kapatırsak dışarıdan daha iyi silah getirtirler, o da bizim işimize gelmez! demişlerdi.

Peşaver, Hayber yoluyla Afganistan’a giden-gelen otobüslerin merkeziydi. Bu oto­ büslerin üzerinde Ordu ve galiba Afgan diliyle yazılmış türlü dualar, şiirler vardı. Ben bu Hayber geçidinin Afgan hududuna kadar oto­ mobille gittim. Hudutta temiz giyinmiş bir tek Afgan askeri nöbet tutuyordu. Hint hükümeti hududun bu noktasına kadar döşediği bir boruyla içecek su getirmişti. Afgan askerleri bu suyu içiyorlardı.

Akşam Peşaver’dc bize bir yemek verdiler. Eyaletin ileri gelen bütün Müslüman âyân ve eşrafı orada idi. Bunlardan birisini bana Albay Blunt getirdi. Adamın adı Mirza İskender idi. Albayın tercümanlığıyla görüşüyorduk. Mirza İskender bana:

— Yahu! Ne bekliyorsunuz. Bir orduyla gelip bizi şu heriflerin (tngilizlerin) elinden kurtarsanıza! demez mi?

O zaman anladım ki, bu zatlarda ne mesafe, ne kuvvet mefhumlarının bir manası yok.

Neyse, o akşam orada yattık. Ve ertesi gün Yeni Delhi’ye doğru yola çıktık. Kaldığımız otel Peşaver’in en büyük ve meşhur oteliydi. Falih Rıfkı ve Necmettin Sadak beylere otelin yeni kısmında yer vermişlerdi. Bizi de eski kısma oturttular. Oteldeki uşağımıza banyo ve tuvaleti sordum. Beni, içinde iki tane koltuk bulunan bir geniş odaya getirdiler. Koltukların kapağını açınca birer lâzımlık durduğunu gördüm. Biz tabiî ihtiyaçlarımızı bu oturaklara yaptık. Sonra bu odalara Hindistan'da o za­ man sayılan 60 milyonu bulan Parya’ lardan biri gelecek, pisliği alacak, orayı temizleyecek ve gidecekti. Otelin dış kısmına çepeçevre dar, üstü açık koridor yapılmıştı. Bu koridorun vazifesi, oturaktan temizleyecek Parya’lar yol olmuştu. İngilizler birçok yerlerde bu işe dokunmamışlar ve böylece 60 milyon Parya’ - nın hayatlarını velev ki, böyle bir aşağılık hizmetle de olsa kazanmalannın yolunu ka- pamamışlardı.

Peşaver'den kalkıp doğuya doğru yola çıkarken hep Hint Müslümanlarının ne kadar geri kalmış olduklannı düşünüyordum. Buna rağmen Doğu'da bu cemaatin çok gözü açık toplumlanna, hatta Aligar gibi Müslüman üniversitelerine tesadüf ettiğimiz zaman Hint Müslümanlarının günün birinde istiklâllerine kavuşacaklarına olan inancım çok kuvvetlen­ mişti. Hatta o zaman bu seyahate dair yazdığım bir kitabımda (Hint Masalları-1944) Hint Müslümanlarının günün birinde Pakistan adıyla istiklâllerine kavuşacaklarını haber vermiştim. Rahmetli Falih Rıfkı Bey bu fikirde değildi. O da bir eser yazdı. Benimkinden çok daha edebî ve kıymeti olan kitabında bu teklife inanmaz görünüyordu. Zaman beni haklı çıkardı. Pakistan önce birbirinden 1500 mil uzakta iki parçadan teşekkül etti. Sonra doğudaki çok daha münevver ve çalışkan parça Hindistan'ın da yardımıyla Batı Pakis­ tan'dan Bangladeş adıyla ayrıldı ve ayn bir hükümet oldu, iyi mi oldu, kötü mü? Orasını zaman tayin edecek. Ama Hint yarımadasında iki Müslüman ve müstakil devlet teşekkül etti.

Şu Afgan faciası bana bütün bunları hatırlattı. Size yazmaktan kendimi alamadım. Allah Afganlılann yardımcısı olsun! Umalım ki, Rus istilâsı Afganistan'da durur veya durdurulur.

S a h ib i... M illiy e t H old in g Genel Koordinatörü Yazı İşle ri Y ö n e tm e n i... Genel M ü d ü r... ... Sorum lu M üdür DOĞAN HEPER Spor S orum lu M üdürü NAMIK SEVİK ER CÜ M EN TKAR ACAN NURETTİN DEMİRKOL ... TURHAN A Y T U l YEKTA OKUR Yayım M üdürü ZEKİ SÖZER Dış Haberler M üdürü SAMİ KOHEN BASILDIĞI YER: MİLLİYET MATBAASI —İSTANBUL

- Kıbrıs'ta Millivet'in satış fiyatı 6 liradu

n ı \ w

Vakit Güneş ö ğ le İkindi Akşam Yatsı İmsak

Vasati 8.15 13.26 16.01 18.17 19 52 6 30

Ezani 2.00 7.10 9.44 12.00 1.35 12.13

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmanın amacı; Müslüman Kardeşler Örgütü’nün genelde Orta Doğu coğrafyası, özelde ise Mısır’da etkili olduğu ilk yıllarından günümüze kadarki

 Bu bilgiler: karekök hesapları, basamak değeri olan ondalık sayı sistemi, ikinci.. derece denklemlerin çözümü gibi önemli

Böyle gereklilik kipiyle konuşur her zaman, ancak gereklilik hep sizin için- dir; “Yapmalıyız, etmeliyiz, çalışmalıyız.” şeklinde görünse de yapıp ede- cek olan

With the reduction in antioxidant enzymes, increased aldehydes and total lipid peroxidases like malondialdehyde, aldehyde 4- hydroxynonenal and peroxynitrite increase

Örneğin beden uzuvu belirleyen isimler, sadece “canlı” ve hareket kabiliyeti olduğu için değil aynı zamanda -a- ile sona erdikleri için de yani gramatik cinsleri dolayısıyla

1927 yılında sesli sinemaya geçiş endüstride hangi dilin egemen olacağına dair kısa süreli bir kriz yaşanmasına neden olsa da 1930’larda Bombay

küçük anı ile başla­ mıştı. Halk için heyecanlı, Halk Partisi için heye­ canlı, DP için ve bu partiden doğmuş diğer partiler için heyecank... Bu devre

Hint Hilafet Komitesi üyelerinden Şeyh Kıdevî’nin, dünya Müslümanlarının Osmanlı milletine yardım etmeleri ve halifenin etrafında toplanmaları konusunda