• Sonuç bulunamadı

Mevcudiyetine ölümün bile dokunamadığı büyük adam

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mevcudiyetine ölümün bile dokunamadığı büyük adam"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4/ 11/1949 U L U S

ö

M EV C U D İY nlm ÖLÜMÜN

B İ L E D O K U N A M A D I Ğ I

B D M Ü A B A M

Yazan

MİTHAT CEMAL KUNTAY

19 defa masasında bulun­

dum; her defasında, insana

vaka gibi bakan gözlerinin

karşısında, bu masadan kork­

tum : Gözlerinde soran b‘ir

ton vardı, soranın sorulana

karşı üstünlüğünü taşıyan bu

gözlerin karşısında insan, ve­

rilmek istemeyen bir cevap

gibi kendini âciz buluyordu.

Halbuki O, bu masada kendi­

siyle muhatabı

arasındaki

Tarihî bir hâtıra: Atatürk ve İsmet İnönü, büyük taarruza hazırlanan ordunun geçit resminde

ölmez Atatürk silâh ve inkılâp arkadaşı İnönü ile beraber

A tatürk'ten

Türk

G ençliğine

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk bıtiklâli- Tiirk Cumhuriyetini ilelebet ’iıhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve .stiklâlinin •çrâııe teme!' budıır. Bu teme) enin eıı kıymetli hazinendir Mikbalde 'ahi, seni bu hazine 'en mahrum etmek îstiyecek, da Uî >e harici bed1 -Msrııı olacak ir. R;>- gür> İsti! İM ve Cıtmhu

* V P * : r v ı o - K d i i

ersen vazîfev* atılmak için

rinde hul ınacaftın vazivp'in ir kân ve şeraitini düsiinmivecek- dn! Btı iml ân ve şerait cok aa- •tıiisait bir mahivette tezahür e debiliı-, İstiklâl ve Cumhuriye­ tine kastedecek düşmanlar, bü­

tün dünyada emsali görülmemiş

bir galibiyetin mümessili olabi­

lirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın biitiir. kaleleri zaptedil miş, bütün tersanelerine giril miş, bütün ordeları dağıtılmış ve memleketin her köşesi fiilen iş­ gal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha va­

him olmak üzere, memleketin

dahüinde iktidara sahip ılaıdaı gaflet ve dalâlet ve hattâ hiya- net içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar şahinleri şahsi men- aaOerîni müstevlilerin siyasi e mellerivle tevhit edebilirler. Mil

let fakrü aruret içinde haran

ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte bu imkân ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Mııh taç olduğun kudret, damarların­ daki asil kanda mevcuttur.

mesafeyi, öyle kısaltıyordu

ki, kendinizi onunla arkadaş

sanabilirdiniz: Söylemiyordu,

konuşuyordu. Hitabet eder­

ken, bunu birdenbire bir mu­

havere haline sokuyor, en ağ­

dalı tarih bahsini hikâyeleş-

tiriyor, zekâsının üniversali-

tesi hiçbir İlmî konuşmaktan

kaçmıyor, ve bu masalarda

çok defa sabaha kadar süren

uykusuzluğu, dikkatinin deva­

mını ve kuvvetini, azaltmı­

yordu. Yerilen, seyrederken,

konuşurken dimağının ikinci

bir çalışması var hissini ve­

riyordu. Öfkelendiği zaman

siması büsbütün gözlerinden

ibaret oluyordu. “Büsbütün”

dedim, çünkü insan, onu gör­

düğü zaman, kendinden önce,

hattâ yükünden önce gözleri­

ni görüyordu, “öfkelendiği

zaman” dedim, çünkü öfkesi­

ni derhal belli ediyor, bu öf­

keyi acı ve ekşi bir kin hali­

ne sokmak için eskitmiyordu.

Sözlerinde ve sesinde kavisler

vardı, ve bunu görenler, Ata­

türk’ü hesaptan ziyade, he­

yecan adamı sandılar. Halbu­

ki O, yıkarken bile, fırtına

gibi yıkmadı, mimar gibi

yıktı. Sağdan yazılan satır­

ları, soldan yazdırmak gibi

bir nehri munsabma doğru

çevirip akıtmak kadar imkân­

sız sanılan şeyi yaptı. Başlar­

dan, derileşen ve dimağlaşan

şeyi söktü. Yıktığı ve yaptı­

ğı şeyleri nesiller o derece

benimsedi ki insana, bu şeyler

asırların eseridir ve inkılâp

değildir gibi geliyor.

Bu hacımda bir dâhi’nin

ölümü, bir memlekette öyle

bir boşluk bırakırdı ki bu

boşluk nerde başlıyor, nerde

bitiyor belli olmazdı. Fakat

O, bu boşluğu dolduracak ha­

cımdaki büyük adamı, savaş­

ta ve sulhta mütemadiyen

yardımını paylaşmak suretiy­

le ölümünden çok evvel seç­

ti.

Fakat Atatürk o kadar,cok

şey yapmıştı ki, ondan sonra

onun yerine geçen için, İs­

kender’in, babası Filip hak-

kmdaki sözü hatıra gelebilir­

di: “Babam o kadar çok şey

yapıyor ki bana yapacak şey

kalmıyacak!” Fakat A tatürk’­

ün dehasından sonra İnönü’­

nün dehası neler yapılabile­

ceğini gösterdi, ölmeye baş-

lıyan devleti

Büyük Reşit

Paşa Ingiltere ve Fransa’nın

ittifakına sokarak, Osmanlı

imparatorluğuna bir müddet

daha yaşamak takatini ver­

mişti. Fakat bu hâdisede dev­

let, Avrupa devletlerinin ke­

faleti altına girmek için eğil­

mişti, ve haysiyeti rahatsız

olmuştu. İnönü o iki büyük

devletle ittifakımızı eşit bir

devletin Başkanı olarak sağ­

ladı; ikinci Dünya Harbinde

haysiyetli bir sulhun kurucu­

su, ve nesillerin koruyucusu

oldu. Ve nihayet,

Türkiye

Cumhuriyetini tek partili ol­

maktan kurtardı. Ve, memle­

kette o kadar hürriyet var ki

“hürriyet yok!” diye avazı­

mız çıktığı kadar haykırabili­

yoruz. Bundan ne çıkar ? mı

diyeceksiniz? Şu çıkar ki fı­

sıltı, artık, mecliste takrir„ve

gazetede makale oldu.

BİBLİYOGRAFYA

Kitaplar:

KARŞI

S a ir .O rhan Veli üç y ıld a n b e ri m u h te ­ lif y e rle rd e n e ş re ttiğ i şiirle ri K A R SI a d ­ lı b ir k ita p ta to p la m ıştır. Bu k ita p ta şa ­ irin şim d iy e k a d a r h iç b ir y e rd e çık m a ­ m ış şiirle ri de v a rd ır. T em iz b ir şekilde b asılm ış olan ve 75 k u ru ş fiy a tla sa tılan bu k ita b ı o k u y u cu larım ız a ta v siy e ed e­ riz.

Dergiler:

İNSAN H A K LA RI — B irle şm iş M illet­ ler In s a k H a k la rı ve A na H ü r riy e tle ri S a ğ la m a ve K o ru m a T ü rk G u ru b u n u n ya- vırç o rg a n ı olan bu ay lık d e rg in in 35 sa ­ yılı k a sım n ü sh a sı d a y a y ın la n m ıştır. Bu s a y ıd a P ro f. Zeki M esut A lsa n 'ın ‘M illet­ le ra ra s ı H a b erleşm e ve T a sh ih H ak k ı Söz leşm e si” . M aurice B ourg u in 'd en Nazım P o ro y ’un çev ird iğ i “ A n laşm azlık ların H a lli” . B irle şm iş M illetler N e ş riy a tın ­ d an Dr. İh sa n L ü te m ’in çev ird iğ i “ İ n ­ san H a k la rı K o m isyonunun beşinci to p ­ la n tıs ı“ M arcel W nline’den B a h ri Sav- c ı'n ın ç e v ird iğ i " F e rd iy e tç ilik ve H u k u k ” a d lı v a z ıla r y e r a lm a k ta d ır. T av siy e ed e­ riz.

T Ü R K F O L K L O R ARA ŞTIRM A LA ­ R I — Bu d e rg in in 4 üheti sa y ısı d a d e ­ ğ erli h a lk b ilg isi e tü d le riy le çık m ıştır. B u sa y ın ın içinde M u ra t U ra z ’in Saz ve Âşık, H a lit B a y rı’n ın S ü ru rî ve Nesil, V ahit L ü tfi S alcı’n m K aygusıız A ptal, S â k ir Ü lk ü ta ş ır’ın H a lk tâ b irle rin in do­ ğ u şu , M ahm ut R a g ıp G azim ihâl’in Müzik fo lk lo ru gezileri, Sâdi Y aver’in S a fra n ­ bolu d ü ğ ü n le rin d e sin i çevirm esi. Ali R ı­ za Y a lg ın ’m Su. ağ aç, d a ğ Ve ta ş h a k ­ k ın d a in a n ışla r. S adık U zu noğlu'nun K ü ­ ta h y a ’d a K opuzlu o zan lar m usikisi, Ni- z a m e ttin K a k şa n ’m Cücan ile dev b a şlık ­ lı ve fo lk lo ru n m u h te lif k o lla rın a ait etlid ve a r a ş tırm a la rı y e r' a lm ıştır.

4 a y d a n b e ri m u n tazam an y a y ın la n a n bu

ciddî fo lk lo r d e rg isin i o k u y u cu larım ız a tav siy e ederiz. S ayısı 25 k u ru ş tu r. S e­ n elik a b o n esi 3 lira d ır.

A n k a ra ’d a B e rk a lp K ita b e v in d e s a tıl­ m a k ta d ır

IB A\ IHI A\ R

ÇİÇEKLERİ

«e

Yazarı: Dr

.

Âfet inan

Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal

Atatürk’ün ruhu

-

v e

-emaneti önünde

Kerim Ömer Çağlar

Büyük Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençlik coşkun biı nehrin dalgaları gibi nesil nesil me suliyet mevkiine doğru ilerliyor. Yarınki Türkiye’nin siyasetine on­ lar istikamet verecekler, içtimai gelişmelerin ustalığını onlar yapa­ caklar, iktisadi programımızı, zi­ rai kalkınmamızı bu genç kafalaı düzenleyip tatbik edecek, bir keli me ile yurdun mukadderat hamu ı-unu onlar yoğurup ona yeni biı şekil vereceklerdir.

Bu şerefli olduğu ölçüde sorum­ lu büyük vazifenin en yakın nöbet­ çiliğine bugün üniversite ve yük­

sek öğretim sıralarında oturaı

Türk gençleri namzettir.

Türk, Milleti, Ata’mızı toprağa verdiğimiz günün onbirinci dönüm yılında, en büyük teselliyi, genç­ liğin üAırino aldığı vazifeleri sa­ dakatle yeline getireceğine besle­ diği inançta bulmaktadır. Üniver­ siteli genç hayal ile hakikati, ya­ lanla doğruyu seçmesini bilecek biı çağdadır. Biz elbet Osmanlı İmpa­ ratorluğunun enkazı üzerinde kur duğumuz Cumhuriyetin ilk yılla­ rında değiliz. Fakat atom devrini aşmak arifesinde bulunan batı dün yasma yetişmek için büyük mesa­ feler katetmek mecburiyetinde ol duğumuzu takdir etmeliyiz. Bu­ nun için gençliğimiz, her şeyden evvel, son harbin insanları sürük­ lediği duygu sarsıntılarından K en ­

dini korumaya çalışmalı, dünyayı saran ahlâk buhranı içinden diğer milletler gençliğine örnek olacak bir süratle ziyansız çıkmayı bilme­

lidir.

Bu güzel memleketi daima lâyık olduğu mertebelere yüceltmek için iyi bir çalışma terbiyesi almalıyız. Çünkü çalışkanlık, verimli iş yap­ ma ve başarı kaabiliyeti genç yaş­

ta kazanılır. Bu memleketi olanı yeter bulan kafalar değil, büyük hamleler yapmak kudretini göste­ recek kollar yükseltebilir. Üniver­ site sıralarında içimize bu ruhu sindirmeli, gurumuzu bu duygu i- e besliyerek istikbale yönelmeliyiz.

Genç dimağların bugünkü dünya

şartları içinde ve bilhassa çok

yerde göze çarpan fena örnekler karşısında bu olgunluğa varması

albet büyük nefis mücadelesine

bağlıdır. Fakat yaşatmıya, koru­ maya mecbur ve Atatürk’ün em­ riyle “Muasır medeniyetin en yük­ sek seviyesine çıkarmaya” me­ mur olduğumuz Türkiye Cumhuri­ yeti, gençlerinden bu büyük fera­ gati beklemekte haklıdır. Ve Türk vatanı bütün maddî ve mânevi zenginlikleriyle buna lâyıktır.

Bu meziyetleri kazanmak için

iençliğin, hayatım içinde geç'ır- liği mabedin mihrabı ilim kürsü­ sünden gözünü ve kulağını ayırma­ ması kâfidir. Çünkü hakikat dün­ yasına ancak ilim yolundan gidiler. Çünkü insanlar sabrı ve ciddiyeti ilim kürsüsünden öğrenirler ve bu memleketi en ileri götüren insan­ lar, daima feragati ve hakikî te­ vazuu ahlâk edinen vatandaşlar a- rasmdaıı çıkmıştır. Daha iyinin, daha meziyetlinin karşısında fera­ gate alışmak ve böyle bir ahlâk fazileti kazanmak için en iyi yer kürsü karşısında dizili duran sıra­ lardır. Gururu Tüık olmakta, Türk yaratılmak talihini kazanmakta bulmalı ve bununla iktifa etmeli­ yiz.

Bugün Atatürk’ün aziz hâtırası karşısında saygı ve hüzünle eğilen Türk Milleti ümidini gençliğin çi­ zeceği yolun memleketi götüreceği istikbale bağlamıştır.

Atatürk’ten hâtıralar:

Doğu da son gezisi

, ... ... ...

Tam on iki yıl önce Atatürk Güney-Doğu

Anadolu-da son gezisine başlamış, bu araAnadolu-da Diyarbakır’ı Anadolu-da

ziyaret etmişti

^ --- - --- ' --- 4

Kadri Kemal Kop

Türk vatanının hangi köşesi var dır ki, az çok onun kıymetli hatıra- lariyle dolu olmasın?. Onun ismini, hatırasını, hayalini, tesirlerini sata­ nın her tarafında görmek, sezmek, duymak, anlamak, işitmek her vakit

mümkündür. Doğu Anadolu da bu

yerlerden biridir ki, ona ait s iyisiz hatıra ve menkıbeleri içinde taşır, evlâtlarının hafızasında saklar.

Birinci Umumi Harpte düşman

Çanakkaleden çekildikten sonra A-

tatürk (o zaman Biralay Mustafa

Kemal Bey) Kafkas cephesinde va­ zife alarak Diyarbakır’a gelmişti. Bu sıralarda Kafkas cephesinin vaziyeti

çok fena bir durum arzedi vordu.

Trabzon, Van, Muş ve Bitlis düşma­ nın elindeydi. Bu cephedeki iki or dunun kadroları çok noksan bulunu­

yordu. Ordunun yiyeceği bitmişti

Düşmandan başka, her türlü müna­ kale imkânları çok mahdut banman bu mıntıkanın tabiat zorluklariyle de mücadele mecburiyeti, orduvu ade­ ta bitkin bir hale sokmuştu.

Bu vaziyet karşısında Mustafa Kemal ilk iş olarak süratle ordunun

iaşe vaziyetini düzeltmeğe çalıştı

Bir çok müşkülleri yenerek katta

onun muvaffakiyetini çekemiyerek. işi uzatmak istfyen bir kaç büyük memuru bile tebdil ettirerek bu işi başarınca, yaz mevsimi başlar başla maz düşman üzerine bir taarruz yap­ mağa karar verdi. Fakat bu sefer de ordunun geri hizmet ve emniyetini tehdit eden bir takım hâdiseler zu­ hur etti. Şeyho adlı bir şaki, başına topladığı bir sürü çapulcu ile

ordu-(Sonu 6 ncı Sayfada) r

-ATATÜRK’E

AĞIT

Edirne’den Ardahan’a kanar Bir toprak uzanır.

Boz kanatlı üveyikler üstünden uçar Ardahan’dan Edirne’ye

Edirne’den Ardahan'a kadar. Kopdağında akar bir çeşme var Serçe parmak kalınlığında suyu Haram etmiş gece gündüz uy

kuyu Akar da akar.

Samsun’un evleri denize bakar Sokakları yosun içinde; Çaparlar, takalar, mavnalar Bilyalar gibi suyun yüzünde Bir iner bir kalkar.

Kazova’dan bir yar sevdim Adamı günaha sokar.

Savaştepe köprüsünden geçen trenler Sgl olur İzm ir’e akar

İzm ir’in denizi kız, kızı deniz Sokakları hem kız hem deniz kokar Bu toprak bizim yurdumuzdur Beti gönül yücesine çıkar Bir üveyik olur uçar gider Ardahan’dan Edirne’ye '

Edirne’den Ardahan’a kadar.

Yıllar, onun fâni vücudunun e- bediyete intikal edişi üzerinde yı­ ğılıyor. Onu, yaşayan varlık ola­

rak kaybetmenin acısı derin ve

tesellisiz kalıyor. Her ölüm yıl­ dönümünde, Ondan ayrılığın hüz­ nü içine gömülüyorum. F akat'ge­ ne bütün bir yıl, Atatürk’ün fikir

hayatının bana ilham ettiği pren­

sipleriyle çalışma hayatımı idame ettirebiliyorum. ..tatürk’le geçen yıllarımın hatıralarında, Onun ça­ lışma, okuma ve fikir yayma ha­

yatı her zaman en canlı olarak

yaşıyor.

O bir sonbahar gününde haya­ ta veda etti. Tabiatın solgun ve. nemli yüzü O’nun ölümüne bütün milletle beraber ağladı.

Bir İlkbahar mevsiminde hasta­ lığa tutulan fâni Atatürk o yılın

sonbahar yapraklariyle beraber

toprağa düştü. Tabiat kanunları Tanrının buyruğu bu yılda idi.

Her ilkbahar mevsimi Atatürk için bana şunları hatırlatır:

O’nun ilk hastalık aylarında Çan­ kaya’da istirahat ettiği günlerden birinde idi. Keçiören’den bir dal bahar çiçeği getirmişlerdi. Bir va­ zo içinde odasına götürdüğüm za­ man, yorgun ve îıasta yüzünde bir neşe belirdi.

“Bahar gelmiş -ne güzel” dedi ve hemen ilâve etti. “Fakat bu güzel çiçekler meyve vermeden solacak ve sadece bizim bir kaç günlük göz zevkimizi tatmin edebilecek, ne ya­ yız!”

Atatürk bu sözlerine başka ke­ limeler ilâve etmemişti, fakat yüz ifadesi bir çok mânalar saklıyor­ du. O’nun arasıra derinden bir iç çekişi vardı ki, bazan sofada ve merdivenlerde yürürken ayak ses­ lerinden önce işitilen, derin bir ha­ yat nefesi idi. İşte bugün de bu iç çekişle beraber gözleri bahar çi­ çeklerinde sabitleşti. Hareketsiz

lurmasmdan bir an için ürkmüş­ üm, fakat herhangi bir söz söy- 'emekten çekindim. O bahar koku­ lunu alabilmek için çiçeklere eğil­ mişti ve “Oh hayatın gençliği ne nefis” demekten kendini alamâmış-

tı. Fakat bu meyve verecek

dalların koparılmasından da ke-

derlendiği görülüyordu.

O, bu kuru dalların yapraklarla yeşillendiğini ve çiçeklerin meyv. verdiği günleri, hayatının bir sor

mevsimi olarak yaşadı. Fakat

Sonbaharın .sararan ve hayatiyetim kaybederek yerlere düşen yaprak­ larını göremedi. Çünkü O da, o yapraklar gibi sararmış, solmuş, ve eceline boyun eğmişti. İşte fâ­ ni Atatürk.

ölümü üzerinden on bir ba­

har mevsimi geçti. Her baharda çi­ çek açan ağaç dallarında O’nun

bakışlarını sabitleşmiş görürüm

ve sözlerini hatırlarım. Son baha­ rın düşen herbir yaprağında ise fâniliğin bir sembolünü bulmamak mümkün değildir. Bu benzetiş mad­ dî hayatın bir ifadesi. Fakat

ö-Atatürk’ün tarihî resimlerinden biri lümsüz ve ebedî bir Atatürk’ü Mil­ let ve Dünya efkârı daima yaşat­ maktadır.

Milletine hayat hakkı bahşeden

Atatürk’ü aramızda yaşatmağa

mecburuz. Çünkü O, millî varlığı­ mıza bütünlük vermesini bilen ve gençliğe idealler aşılıyan bir in­ sanın huzuru içinde bu devleti kendinden sonraki nesillere ema­ net etti.

, O’nun, Türk Milleti için iyi di­ lekleri daima bizimle beraber olsun, ve idealleri tahakkuk etsin.

Matem

U lusun k a r a m a te m g ü n ü ey v aah B ir k a ra n lık b a s tı cih a n ı ey v aaah \ s r ı n g ü n eşi h a k k a k av u şm u ş e y v aah U a tü r k ’ü y a n ın a a lm ış A llaaah A nladım ol a n ki, y e tim k a lm ıştım D eryayı g am ın k a ’r ın a d a lm ıştım Vsrın gü n eşi H a k k a k av u şm u ş ey v a a h U a t ü r k ’ü y a n ın a a lm ış A llaaah B ağrım a ta ş b a sa y ım a ç la y a y ım N arı f ira k la b a ğ rım d a ğ la y a y ım A srın g ü n eşi H a k k a k av u şm u ş ey v aah A ta tü rk ’ü y a n ın a a lm ış A llaaah. T A H S İN SA N

A T A

ya

B ir a s la rü c û d u r ki fe lek ler a ğ la r, M illet o ışık çeh rey i b ek ler, a ğ la r, H âlâ k a p a n ıp lâ h tin in ak m erm erin # . Son eın r-i İlâh îy e m elek ler a ğ la r.

î . ADNAN Ü R E T

Mustafa Kemal Trablusgarb’de

ÖLÜMSÜZ ATATÜRK

ölüm fâniye korkunç, ölüm fâniye çetin,

ölümsüz o insan ki ruhudur bir milletin.

Bir milletin bayrağı, yaşamak iradesi,

Vatanın dört ufkunda duyulur onun sesi.

Solmayan bir bahardır, sönmeyen bir meşale

Ve izinde seferber bütün millet elele.

Göklerde büyük adı yazdı hilâl gibi.

Her Türk onun ruhiyle Mustafa Kemal gibi!..

Rifat Necdet EVRİMER

(2)

6

U L U S

10/11/1949

Atatürk

1

ten hâtıralar

Doğuda son gezisi

~At Başı S inci Şayiada nun gerisinde bütün muvasala yol­ larım kapadı.

Hasankeyif taraflarında da Peri­ han adında bir kadın hükümet aley. hine isyan bayrağını kaldırdı.

Midyat cihetinde ise, büyük bir

Nasturî çetesi türemiş ve oradaki

eski kaleyi kendilerine merkez itti­ haz etmişlerdi.

Mustafa Kemal Bey, her ne paha­ sına olursa olsun önce bu pürüzleri

temizlemeğe karar vererek derhal

işe başladı ve az bir zamanda bu tü­ redilerin kökünü yoketti.

Mustafa Kemal Beyin, harp kıdem zamları kanunen muayyen olan had­ di bulduğu için bu esnada rütbesi

(Livalığa) terfi ettirilerek (Paşa) unvanını ihrazetti.

Sıra memleketi istilâ eden düşma­ na gelmişti; o sırada Çar kuvvetleri Muş'un güneybatısındaki boğazları müdafaa eden sekizinci fırka üzerine taarruza başlamışlardı,

Mustafa Kemal Paşa, meharetli

bir idare ile düşmanı karşılayarak şiddetli mukabil bir taârruza geçti ve düşm^ıı bozdu. Mütemadi İmdat kuvvetleriyle beslenen düşman ordu­ suna, devamlı darbeler indirerek üç gün süren savaş sonunda İkinci Or­ duyu, ciddi ve büyük bir tehlikeden kurtardı.

Düşman bozulunca, Türk ordusu derhal kızlı ve kuvvetli bir taarruza geçerek, Bitlis ve Muş’u düşmandan geri aldı. (7 - 8/Ağustos/1916).

Bu muvaffakiyet üzerine o zaman İkinci Ordu komutanı bulunan Mü- şür İzzet Paşa, Mustafa Kemal Pa- şa’ya samimi ve takdirkâr hislerini anlatan şu telgrafı çekmişti:

"Bitlis’te On Altıncı Kolordu Ku­

mandam Mustafa Kemal Paşa Haz­ retlerine:

Kumandanızda bulunan askerleri­ nizi hüsnü muhafaza ederek, lüzumu zamanında gösterdiğiniz dahiyane kudret ve hamasetle ifa buyurduğu­ nuz kahramanane hizmetten dolayı zati âlinizi tebrik ve teşekkûrleriûıi bildiririm. (7 . 8/Ağustos/1916).

Bu üstün başarıyı müteakip, Mus­ tafa Kemal Paşa, vekâleten İkinci Ordu Komutanlığına geirildi. Fakat arası çok geçmeden 1917 de Hicaz Kuvve-i Seferiyesine tayin edilerek Doğu Anadolu bölgesinden ayrıldı.

Atatürk 1916 yılında bu harekâtı idare ederken Diyarbakır, Siirt Muş ve Silvan’da kalmış ve buralarda muhtelif eserler meydana getirmişti.

Atatürk, bilhassa Diyarbakır’da fazlaca kalmış ve Mardinkapı dışın­ da kendi ismi ile anılan köşkte otur­ muştur. 1937 sıralarında Diyarbakır Belediyesi, Birinci Umumî Müfet­ tişliğin de teşvik ve müzaharetiyle bu köşkü satın alarak yeniden tamir et­ tirmek suretiyle Atatürk’ün bu hatı­ rasını muhafaza ve kendisine bir ce­ mile göstermeğe çalışmıştır. Fakat, bugün bu köşkün ne halde bulundu­ ğunu bilmiyorum.

Atatürk, Doğu Anadolu’nun çeşitli meseleleriyle bizzat ilgilenmekten zevk duymuş ve vakit vakit bu mem leketlerî gezip görmek arzusunu iz­ har etmişti. H atta bir aralık yani, 4/10/1932 tarihinde bu memleketler

hakkında şu vecizeyi söylemişti-"Diyarbakır’lı, Van’h, Erzurum’lu. Tramzon’lu, İstanbullu, Trakya’lı ve MakedonyalI hep bir ırkın evlâtları, hep aynı cevherin damarlarıdır.”

1937 de bölgeleri hakkında daha geniş ve esaslı bir şekilde konuşmak üzere 5/12/1936 tarihinde Ankara’da toplantısını yapan Umumî Müfettiş­ ler kongresine B. U. Müfettiş Abi- din özmen de iştirak etmiş ve

An-Okuyucu tahassüsleri:

kara’ya bu geliş vesilesiyle Büyük Atatürk tarafından aynı günün akşa­ mı kabul edilmişti,

Abidin özmen, Atatürk’ün yanın­ dan çok sevinçli olarak ayrıldı; Şef, Umumî Müfettişe, yakında Umumî Müfetişlik bölgesini gezmeğe gele­ ceğini bildirmişti.

11/XI/1937 günü Ankara'dan Bi­ rinci Umumî Müfettişliğe şu resmî tebliğ- bildirildi:

" Cumhurbaşkanı A t a t ü r k 12IHI/1937 cuma günü yurdun Gü­ neydoğusu mıntıkasına seyahat yap­ mak üzere Diyarbakır'a hareket bu­ yuracaklardır.”

Aynı gün Diyarbakır valisi bulu­ nan Mithat Altıok da vaziyetten he­ men haberdar edildi. Bu suretle Di­ yarbakır’da ilk resmî hazırlıklara başlandı,

14/XI/1937 tarihinde Sivas’tan ge- tı bir telgraf haberi, Atatürk’ün,

t

aiyetlerindeki zevatla birlikte Si- vasta tetkikler yapmakta olduğunu bildiriyordu. 15/XI/1937 tarihli bir Ajans haberi, Atatürk’ün geceyi yol­ da geçirerek, Öğleyin Elâzığ’ın yakı­ nındaki Gölcükte trenden inerek bir müddet Göl sahasını tetkikden son­ ra seyahatine devamla saat 14,10 da Maden’e ulaştığım ve buradan oto­ mobille bakır madenleri ocaklarına kadar çıkarak tesisat, inşaat ve ma­ den istihsalâtını gözden geçirdiğini, bir saat kadar burada kaldıktan son­ ra 15,20 de Diyarbakır’a doğru yol­ larına devam ettiğini bildiriyordu.

15/XI/1937 sabahı, Diyarbakır son derece süslü bir manzara arzetmek- teydi. Vakit vakit memleiketin muh­ telif taraflarında kurulan ve her bi­ rinde bu yurt insanlığının, Atatürk’e karşı kalb ve kafalarında yaşayan i- nanç, sevgi, bağlılığın abideleştiril­ miş neticeleri bulunan takların gör- ' kemli durumlarında bu muhteşem I karşılayışın daha özge bir belagatı | okunuyordu,

I Atatürk, muazzam bir şekilde kar­ şılanarak 15/XI/1937 günü saat 18 de Diyarbakır’a geldi. Akşam yeme­ ğinden sonra da Halkevinde büyük bir kalabalık huzurunda su konuşma­ yı yaptı:

" Yirmi sene sonra tekrar Diyarba­ kır'da bulunuyorum. Dünyanın en güzel ve en modern bir binası için­ de modern nefis bir musiki dinliye- rek beşeriyetin medeni bir halkı hu­ zurunda, bu halkın evinde...

‘‘Bundan duyduğum zevk, saadetin ne kadar yüksek olduğunu elbette takdir edersiniz. Bunu kaydetmekle bahtiyarım.”

Atatürk, bu sözleriyle ilk defa ola­ rak eski Diyarbekir ismini Diyarba­ kır olarak telâffuz etmişti. Ondan sonra çıkarılan bir kanunla bu isim ve Elâziz’e verdikleri Elâzığ ismi tarihe yazılmış oldu.

16./XI/1937 günü Atatürk’ün hu- zurlariyle Diyarbakır - Irak ve Iran Demiryollarının temeli atıldı. Ata­ türk, Diyarbakır’dan Cizre yolu ile Musul hududuna ve diğer taraftan Vangölü sahillerinden geçiri'erek Kotor üzerinden Türk - Iran hudu­ duna ulaştırılması mukarrer bulunan bu hattın temel atma törenini, trenin penceresinden takip etti. Bu tören­

den sonra da Atatürk o gün saat

18,45 te Diyarbakır’dan ayrıldı, Ata­ türk’ün bu seyahati on bir v'lâyet ve dolaylarını gezmek suretiyle bir kaç gün sonra sona ermiş oldu.

Ne yazık ki, on gün süren bir seya­ hat, onun yurt içinde yaptığı son se­ yahat oldu. Buna ait intihalarını so­ ran dostlarına şunları anlatmıştı:

"Memleketin on bir vilâyet mer­ kez ve dolaylarını gezdim. Bütün bu merkez dolaylardaki Türkleri. babaları, anaları ve çocuklariyle gör­ düm. Çok sevindim. Yüksek medeni yet temeline şahit oldum..

A ta tü rk ’ü

an ark en

Süreyya Malkoç

O n b ir sene evvel b u gün Ulu ö n d e r i­ m iz A ta tü rk gözlerini h a y a ta eb ediyen yum du. H a y a t ve h ü r riy e t sa v aşın d a k a h ram an ca çarp ışan A ta tü rk ölüm p en ­ çesin d e ta b ia tın am ansız k a n u n la rın a bo­ y u n eğdi.

M üşfik b ir an n e g ib i y a v ru su n u n A ta­ sın ın h a y a tın a titre y e n T ü rk M illeti d u y ­ d u ğ u d erin ıs tıra b ın a cısiy le çırp ın d ı, ç ığ lık la r kopardı, sa ç la rın ı yoldu onun ç ırp ın ıp inlem esi b ü tü n cih an ı titre tti. Y eryüzündeki m ille tle r onun y asın ı t u t ­ m ağ a acıların ı d in d irm eğ e k o ştu la r.

N asıl ç ırp ın m a sın ki h iç b ir m illetin y e tiştirm e d iğ i, d ü n y a ta rih in in esin e te ­ sa d ü f etm ediği b ir ev lât b ir d â h i b ir k a h ra m a n b ir k u rta rıc ı ö lm üştü.

N asıl ağ lam asın k i yalnız k en d i m il­ le tin e değil, b ü tü n d ü n y a y a su lh ve s ü ­ k u n a d a le t ve fa z ile t sa çan b ir g ü n e ş sönm üştü.

A ta tü rk y a ra ttığ ı k a h ra m a n lık ve m u ­ cizelerle y u rd u n cihan h a rp le rin d e d elik d e ş ik olm uş vücu d u n u n y a ra la rın d a n a k a n k a n la n d in d irm iş ti. î ç ve d ış a c ıla n ile ölüm e m ah k û m o lan b ir m illete k e n d i k a ­ n ın d a n k an k a ta r a k yeniden h a y a t ve ş i­ f a su n d u . O na y aln ız h a y a tın ı geı-i v e r­ m ekle k alm ad ı, h a s ta la k ve z a illiğ in d e n is tifa d e e d erek sa ld ıra n d ü şm a n la ra çe­ lik te n g ö ğ sü n ü k a rş ı k o y a ra k ona istik lâ l ve z a fe r k a z a n d ırd ı.

A ta tü rk T ü rk U lu su n u n sosyal b ü n y e ­ s in i e b e d ile ş tirm e k için C u m huriyet r e ­ jim in i k u rd u .

T ü rk U lu su n u n d ilin d e, dininde, vic­ d a n ın d a , y azısın d a, k ılığ ın d a, y a ş a y ışın ­ d a in k ılâ p la r y a r a ttı. Az zam an d a onu m edeni u lu s la r seviyesine çık ard ı. A rtık T ü rk U lu su c ih a n sosyal u fu k la rın d a g ö zleri k a m a ş tıra n en p a rla k b ir yıldız tlm u ştu .

B ü tü n m ille tle r kendi k an ın d ak i en e rji ile y ü k se len ve b ü tü n d ü n y a y a ış ık ve­ r e n b u so sy al y ıld ız h a y ra n lık la s e y re t­ tile r. T ü rk U lu su n u n uy an şı ve A ta tü r k ’­ ü n k ah ra m a n lığ ı c ih a n a d e sta n o lm u ştu . T ü rk ü ta n ım a y a n en u zak m ille tle r bile A ta tü r k ’ü n h u s u s iy e t ve h a y a tın ı ilg i ile ta k ib e b a şla m ışla rd ı.

A ta tü rk y a r a ttığ ı in k ılâp ve m edeni Seviyeye y ü k se lttiğ i e n e rjik b i r m illete c ih a n d a b ilh a ss a A v ru p a 'd a sevgi ve s a y ­ g ı u y a n d ırd ı. B u g ü n T ü rk M illetin e h a y ­ r a n olm ıyan h iç b ir m ille t y o k tu r, s a n ı­ rım .

A ta tü rk h iç b ir m ille t şe fin in h a ttâ d a h a ileri g id e re k o rta ç a ğ d a ü m m etle­ r i n v icd an ın a n ü lu z eden din m üessisle- riııin . P e y g a m b e rle rin b ile mazhaı- o la­ m ad ığ ı m a ş e ri b ir sevgi ve sa y g ıy a u la ş­ m ıştır.

O ııdaki fe d a k â rlık , nefsine gü v en ve k a h ra m a n lık v a s ıfla rı T ü rk M illetinin en k ö k lü k a r a k te rle rid ir. T ü rk M illetinin E b e d i S efine o lan b u k a d a r d erin b a ğ lılı­ ğ ı T ü rk u lu su n u n b irlik ve b e ra b e rliğ i - nin en b ü y ü k tim sa lid ir.

İd e a lin i h e r zam an k alb im izd e y a s a t­ tığ ım ız A tam ızın r u h u n u sa d etm ek için o n u n a ç tığ ı n u rlu C u m h u riy e t yo lu n d a d u rm a d a n , d in len m ed en y ü rü y e lim , ko­ şalım .

Y u rd u n ve A ta 'n m bize e m a n e t e ttiğ i ö d ev leri h e r şe y d en evvel seve seve y a ­ p alım . A tam ızın bizi k o şa r a d ım la rla u - la ş tırd ığ ı m e d e n iy e t sev iy esin d en g eri k alm ıy alım .

İ ş te o zam an A tam ızın ru h u k a b rin d e ve T ü rk u lu su n u n k alb in d e m em nun ve m ü ste rih u y u y a c a k tır. E m in im ki benim g ib i h e r T ü rk va­ ta n d a ş ı A ta tü rk ’ün y a s ve acısın ı y alnız b i r şe y le te se lli ed iy o r. O d a T ü rk in k ılâb ım b irlik te y a ra ta n ve T ü rk C u m h u riy e tin i b irlik te k u ra n A- tam ızın s ilâ h a rk a d a ş ı C u m h u rb aşk an ım ız

İs m e t İ n ö n ü ’d ü r.

Türkler, tarihin çok eski devirle­ rinde beşeriyete karşı yaptıkları kül­ türel vazifeleri yeniden, ve fakat bu sefer daha âlâ surette yapmağa ha­ zırlanan yüksek bir varlıktır.”

Diyen Atatürk’ün bu sözleri de, yurt gezilerine aH son intibaları ola­ rak tarihe maledilmiş bulunuyor..

Kadri Kemal KOP

ZÎRAI KOMBİNALAR

Z. K . Gözlü D evlet Ç iftliğ i M ü d ü rlü ­ ğ ü n d en :

1 — Ç iftliğ im izd e k i b in a la rd a 4 a d e t u sta , 8 a d e t m e m u r lo jm an iy le 1 a d e t m ü ­ d ü r evinin m u h te lif m a h a lle ri ta m ire m u h ta ç o ld u ğ u n d a n m alzem esi ç iftliğ i­ m izden tem in ed ilm ek ş a rtiy le b u b in a ­ la rın k ire m it a k ta rm a s ı, y a ğ m u r b o ru la ­ rın ın ta k ılıp bo y an m ası, b ad an a, boya v e s a ir ta m ira t işle rin in işç iliğ i 18-11-949 cum a g ü n ü s a a t 14 d e K o n y a ’d a e sk i a s - k e rlık şu b esi a rk a sın d a k i b ü ro m u zd a a- cık ek siltm ey e k o n u lm u ştu r.

2 — iş ç ilik bedeli 2611 ilra 76 k u r u ş o- lu p m u v ak k at te m in a tı 200 lira d ır.

3 — M uvakkat te m in a t y a K o n y a 'd a k i Z ira a t B a n k asın d ak i 450 n u m a ra lı cari h esab ım ız a v ey a Ç iftlik veznesine y a tı­ rıla c a k tır.

4 — B u işe iste k li o la n la rın belli gün ve s a a tte a la c a k la « te m in a t m ak b u z la riv - le b irlik te b u iş le ri y a p a c a ğ ın a d a ir lü ­ zu m lu v e s a ik le rin in K o n y a’d ak i b ü ro ­ m u zd a to p la n a c a k kom isyona ib ra z e tm e ­ le ri ilâ n o lu n u r, (9785) 9950 Z. K . Gözlü D evlet Ç iftliğ i M ü d ü rlü ­ ğ ü n d en :

1 — Ç iftliğ im izd e m evcut k am yon, oto­ m obil fa rn a l ve b iç e r d ü ğ e r lâ s tik le rin ­ den eski olm ak ü z e re 156 a d ed i 19-11-949 c u m artesi g ü n ü s a a t 10 d a K onya Befe- d iy e M üzayede sa lo n u n d a kom isyon m u ­ h aseb esin d e p a z a rlık su re tiy le açık a r t ­ tırm a y a k o n u lm u ştu r.

2 — is te k lile rin belli g ü n ve s a a tte g ö s­ te rile n m a h a ld e h a z ır b u lu n m a la rı ilân o lu n u r. (9784) 9949

İLÇELER

ö d e m iş - K a y m a k e B ucağı B eled iy e B a şk a n lığ ın d a n :

1 — E k siltm e y e k o n u lan iş : ö d e m iş - K ay m ak çı B ucağı içm e s u isa le işid ir.

2 — iş in m uham m en k eşif t u t a n (40.848) lira 16 k u ru ş, geçici tem in atı (3063) lira 61 k u ru ş tu r.

3 — E k siltm e 16. 11. 3949 ça rşa m b a g ü n ü s a a t 16 d a K aym akçı B ucağı Be­ lediye b in a s ın d a to p lan acak B elediv K o m isyonunca k a p a lı z a rf u su lü ile y a p ı­ lac a k tır.

4 — B u işe a it k eşif p ro je le ri, ş a rtla ş ­ m a la r ve s a ir e v ra k K aym akçı B e le d iy e­ sin d e ve İz m ir S u iş le r i 2 inci Şube ı M ü d ü rlü ğ ü n d e g ö rü le b ilir.

5 — E k siltm e y e g ire c e k le rin 2490 sayılı k an u n a g öre h a z ırla y a c a k la rı k ap alı z a rf­ l a n ek siltm e g ü n ü n d e n b ir s a a t evveli­ ne k a d a r B elediye K om isyon B a şk a n lı­ ğ ın a v erm eleri v ey a p o sta ile g ö n d erm iş o lm aları ş a r ttır . P o s ta d a olan g ecik m eler k a b u l edilm ez.

6 — İs te k lile rin T ic a re t O dası belg eleri ib ra z etm eleri lâzım dır.

7 — is te k lile rin b u işin te k n ik ö/ıem in- de b ir işi iyi b ir s u re tte b a ş a rd ık la rın ı v ey a d e n e tle d ik le rin i isp a ta y a ra r b e lg e ­ le rle b irlik te ek siltm e g ü n ü n d en en az ü ç gün evveline k a d a r (T a til g ü n leri h a ­ riç) İz m ir V aliliği k a n a liy le Su iş le r i 2 inci Ş u b e M ü d ü rlü ğ ü n e m ü ra c a a tla y e te rlik belgesi alm a la rı ş a rttır .

(9683) (9848

Son ikmal inşaatı da

gelecek mevsimde

ihaleye çıkarılacak

16 Ağustos 1945 senesinde iha- esine karar verilen ANIT - KA­ SIR ikinci kısım inşaatı dört se- ıedenberi devam etmektedir. 1946 1947 çalışma mevsimlerinde ba- ıı inşaî sebepler yüzünden işe lâ­ yık olduğu hızla devam edileme­ miştir. Yapılan A N IT 'ın asırlara intikal edecek bir abide ve zama­ nımızın medeniyetini temsil ede cek bir sanat eseri olabilmesi için mimarî ve inşaî hususların en ince teferruatına kadar etüd edilmesi kabul olunmuştur. ANIT’m yapıl­ dığı sahanın jeolojik bakımdan en mütekâmil tarzda etüdü yapılmış ve temel sistemleri bu etüd neti­ cesine göre tesbit edilmiştir.

Türk milletinin kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olan büyük ATATÜRK’e milleti­ mizin minnet ve şükran borcunun remzini teşkil edecek olan ANIT - KABİR inşaatının bir an evvel

ikmali için iki senedenberi de­

vamlı olarak çalışılmaktadır. İkin­ ci kısım inşaatı için ayrıları 10

milyon liranın bugüne kadar 7

milyon lirası harcanmış ve bu pa­ ra ile aşağıdaki işler yapılmıştır: 1 — ANIT’ın bir kısmını teşkil eden ve 250 metre boyunda 50 metre genişliğinde olan Aile (a- ğaçlıklı yol) nin inşaatı tamam­ lanmıştır. Önümüzdeki ilk yaz bu

kısmın ağaçlandırılması için lü­

zumlu kısımların toprak tesviye­ leri ikmâl olunmuştur. Mimarî bir kıymet taşıyan bu yolun iki yanında 24 adet mermer aralan heykeli, havagazı meşaleleri bulu­ nan ve mevsim çiçeklerinin süsle­

diği 15 metre genişliğinde taş

kaplamalı bir yolla ANIT’m Mo­ zole ve müştemilât kısımlariyle çevrilmiş merasim meydanına ge­ linecektir.

2 — Ailenin baş tarafında bu­ lunan iki giriş kulesinin inşaatı ikmâl olunmuştur.

3 — Asker kısmı: ANIT’ın mu­ hafız askerlerine hazırlanmakta o- lan 650 m2 sahasındaki bu binanın inşaatı, kaba işleri bitmiştir. Ha­ len çatı örtüsü yapılmaktadır.

4 — Meydanın bahçeli evler kıs­ mını hudutlandıran 84 m. uzunlu­ ğunda kolonat kısmının tekmil be­ tonarme temel, döşeme ve perde işleri tamamlanmış, dış cephesinin sarı taş kaplaması ikmal olunmuş­

tur.. Üst kısmında bulunan taş

kolonların inşaatı ilerlemekte ve bir kısmının kemerleri yapılmak­ tadır. Bu kısım önümüzdeki inşa­ at mevsiminin ilk iki ayı sonunda ikmâl olunacaktır.

5 — idare kısmı: Asker kısmı hacminde olan bu binanın 500 met

remilkâplık rahyesinin betenajı

yapılmış, arakat betonarme döşe­ meleri ikmal olunmuş, üst kule­ nin son döşemesi de yapılarak bu döşeme üsltünden başlıyan sarı ve beyaz taş inceyonu duvarlar.nın yarısı ikmâl olunmuştur, idare binasının orta kısmı ile alt kulesi­ nin döşeme ve hatılları ikmâl edil­ miş olup halen sarı taştan müte­ şekkil dış duvarlarının son sırala­ rı yapılmaktadır, inşaata muvazi olarak biten kısımların izolasyon ve drenaj işleri de ikmal olun­ maktadır.

6 — Müze kısmı: Aziz ATA- TÜRK’ün zatî eşyalarının ve muh­ telif fotoğraflarının yer alacağı bu kısım da idare binası büyüklü­

ğünde olacaktır. Bu kısmın 600

m3. olan 3 ayrı radyesinin betona- jı ikmâl edilmiş, ara döşemeleri yapılmıştır. Üst kulede beyaz taş duvarl^- yarı irtifaa kadar yüksel­ miş durumdadır. Tekmil dış cep­

henin sarı taş duvarlarında ça­

lışılmaktadır. Bu kısım inşaa-.ı da yarıyı geçmiştir.

7 — Mozole kısmı: Büyük

A-TATÜRK’ün mezarlarının bulu­ nacağı bu kısmın 11 metre irtifa- ındaki betonarme temelinin ikibin tonluk demir montajı yapılmış ve 16000 metremikâplık betonajı ik­ mâl olunmuştur. Yapılan bu lemel üstünün 3500 metrekarç sahasın­ daki betonarme döçemesi de ik­ mâl olunmuştur. Temel üstünden başlıyan ve şeref salonunun altına isabet eden muhtelif taş tonoz ve kemerlerden müteşekkil olan era- kat duvarları 2 m. irtifama ka­ dar yükseltilmiştir. Mozole kısmı­ nın temel yanı tecridi ikmâl edil­ miş, 11 m. irtifaındaki duvarları yapılmış ve sarı taş duvarlarının 1000 metre karelik kısmı ikmâl o- lunmuştur. Halen Arakat kolonla­ rının demir montajı ikmâl olun­ maktadır. Demir işinden sonra bu kısımların betonajı yapılacak ve 1950 inşaat mevsiminin ilk ayla­ rında ikinci kısım inşaatı mevzu­ una dahil olan Arakat üst

düşe-İ l l e r

Ç a n k ırı S u lh H u k u k M a h k em esin d en : S ayı 267 D avacı Ç a n k ırı’d a K a ş ıt oğlu Ş ü k rü ta ra fın d a n D âvâlı Ç a n k ırı’n ın K a ­ r a ta s m a h a lle sin d e n H acı S ih o ğ lu H a şa n k a rısı A dile ve d iğ e r m ira sç ıla rı a le y h ­ le rin e a ç ıla n Ç a n k ırı’n P e r d e d a r m a h a l­ lesin d e .v ak i a h şa p evin v ere se le r a r a s ın ­ d a ta k sim i k a b il o lm a d ığ ın d a n şu y u , un g id e rilm e si d â v a sın d a n do lay ı S u lh H u ­ k u k M a h k em esin d e y a p ıla n a ç ık m u ­ h ak em ed e:

D a v a lıla rd a n Ç a n k ırı’n ın H oca İb ra h im m a h a lle sin d e n o lup n u fu sd a S ih O sm an m a h a lle sin in 148 n u m a ra lı evde k a y ıtlı b u lu n a n N eşet o ğ lu M ehm et S ü re y y ay ı ta n ıy a n ve b ilen o lm a d ığ ın d a n d av etiy esi iad e ed ilm iş o ld u ğ u n d a n ilâ n e n te b lig a t ic ra sın a m ah k em ece k a r a r v e rilm iş ve m u h ak em e 6.12.1949 S alı g ü n ü s a a t 9 a ta lik ed ild iğ in d e n d a v e tiy e y e rin e geçm ek üzere ilân o lu n u r. 7125

E rz in c a n B e le d iy e B a ş k a n lığ ın d a n : 1 — K o m se r A b d u rra h m a n ile ıııüşte- te re k i P o lis M u stafa

2 — H a n c ı zad e H a fız H a m d i 3 — 3.1 h isse si A h m et k ızı E sm a ve 3.2 si H acı S alih e v lâ tla rı H iza ve Zulal

4 — H an cı zad e H a fız H am d i

5 — K a ra E y y u p ta n 32 sene evvel sa tın a la n I l y a s o ğ lu D erv iş

6 — Üç h iss e itib a riy le b i r h isse si G ül­ lü M ahdum u E y y ü p ve 2 h isse si P o tu r zad e B e h çet o ğ lu K a d ir

7 — A b d u lh a lim m ah d u m u Salih 8 — H a lil efendi o ğ lu H acı İb ra h im 9 — 1.4 h issesi a ğ a zad e M u sta fa 3.4 h isse sin in d e n ısfı M u sta fa o ğ lu A hm et d iğ e r -n ıs fı d a K a r a E y y ü p o ğlu m ü te ­ veffa S alih kızı R e fik a zevcesi S alihe

10 — H an cı O ğ u lla rın d a n H ü se y in ve M u sta fa ’nın ced d in d en k alm a

11 — E rm e n i m ille tin d e n civ an ın t a ­ p u su z m ali o lup f ir a r ve n efy in d e n so n ra b acısın ın kz M ö h ted iy e T ab lacı M evlût k a rısı S alih a

12 — K iyli o ğ lu E m in e 'n in ta p u su z m a ­ lı

13 — Allıan o ğ u lla rın d a n M u sta fa oğlu k a sa p H alullalı

Y u k a rıd a a d la rı y a z ılı şa h ıs la ra a i t in ­ k işa f sa h a sı d a h ilin d e b u lu n a n g a y ri m en k u lleri 3908 sa y ılı k a n u n a te v fik a n is ­ tim lâ k ed ild iğ in d e n E rz in c a n gazeteslyle- de a y rıc a ilân e d ilm iştir.

B u şa h ısla rın a d re sle ri m alûm o lm ad ı­ ğ ın d a n fe rd i te b lig a t m a h iy e tin d e o h " - ’ üzere ilân o lu n u r. (9735 ) 9942

mesi ile tekmil dtş duvarlar ta­ mamlanacaktır.

.8 — Kabul kısmı: ANIT - KA- BİR’i ziyaret edecek olanların :'lk

defa uğrıyacaklan bu kısım da

diğer müştemilât binaları eb’adm- Üç kısımdan müteşekkil o- iân iTa binanın da tekmil radyesi­ nin betonajı tamamlanmıştır. Üst kulenin döşemesi ve hatılları ik­ mâl olunmuş, bu döşeme üzerin­ deki temel duvarları son döşeme seviyesine kadar, orta kısım -ve alt kulenin temel duvarları da ha­ tıl seviyesine kadar yükseltilmiş­ tir.

ikinci kısım ihale mevzuunu

teşkil eden bütün kısımlar önü­ müzdeki mevsimde tamamlanacak ve ihale müddeti 1950 temmuzun­ da sona erecektir.

ANIT’m son ikmâl inşaatının da önümüzdeki mevsimde ihaleye çı­ karılması için gerekli tbhsisat ve ihale hazırlıkları yapılmaktadır.

Tekel Ankara Başmüdürlüğü Tekel Ankara Başmüdürlüğünden: 1 — Gümrük ve Tekel Bakanlığı binası kalorifer kazanları .ıslâh ve tezyidi işi açık eksiltmeye konulmuş­ tur.

2 — İşin keşif bedeli 26500,00 lira olup geçici güven akçası 1987,50 li­ radır.

3 Eksiltme 25.11.1949 Cuma gü­

nü saat 15 de Ankara Başmüdürlük binasında yapılacaktır.

4 — Bu işe ait keşif evrakı her gün mesai saatleri dahilinde Ankara Başmüdürlük binasından İnşaat Kont rol Şefliğinde görülebilir,

5 — İstekliler eksiltmenin yapıla­ cağı günden en az tatil günleri hariç üç gün evel bir istida ile Tekel Ge­ nel Müdürlük İnşaat Şubesine müra­

caatla ehliyet vesikası alacaklar­

dır. Taliplerin ehliyet vesikası almak için dilekçelerine en az bir kalemde (yüz bin) 100.000,00 liralık bu işe benzer iş yaptığına dair işi yaptıran idarelerden alınmış vesikalarım rap­ tetmeleri lâzımdır. Müddetinde vesi­

ka talebinde bulunmıyanlar eksilt­

meye giremiyeceklerdir.

6 — İsteklilerin belli gün ve saat­ te hazır bulunmaları ilân olunur.

(9748) 9044

A n ta ly a B elediye B a şk a n lığ ın d a n : Ş e h ir için d e ç a lış tırılm a k ta olan üç a- d e t b e le d iy e o to b ü sü k a p a lı z a rf u su liy le ve r rtır m a su re tiy le s a tıla ra k alan şa h ıs v ey a ş irk e te Uç ve d a lıa ziy ad e otobüsü şe h ir için d e işletm e ru h s a tı v e rilecek tir.

B edeli m u h am m en 16 n u m a ra lı otobüs 7500 lira , 29 n u m a ra lı o to b ü s 6500 lira , 14 n u m a ra lı o to b ü s 5500 lira ki cem an 19500 lira d ır. ih a le 1 12. 1949 p e rşe m b e g ü n ü şa a t 10 d a B eled iy e E n cü m en in d e y a p ıla c a k tır. Ş a rtn a m e h e r glin B e le d iy e S ay m an lığ ın ­ da g ö rü le b ilir (9721) 9888

Öksürenlere

.KATRAN HAKKI EKREM

Balıkesir Devlet Orman işletmesi Müdürlüğünden:

1 — Çatal bölgemizin Elmagediği istif yerinde mevcut (95.599) met­ re küp kayın kalas azmanlar iki parti halinde (2Ö) gün müddetle açık ar­ tırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.

2 — Birinci paVti (46.782) ikinci parti (48.817) metreküptür.

3 — Her iki partinin muhammen bedeli 76 lira 50 kuruştur. Her parti için %7.5 hesabile geçici teminat alınır.

4 — ihale 19/11/1949 tarihine raslıyan Cumartesi günü saat 10 da işletmemiz Müdürlüğü binasında yapılacaiktır.

5 — Buna aid şartname Orman Genel Müdürlüğü ve İzmir Baş Mü­ hendisliğinde Bursa, Dursunbey; İstanbul, Bandırma, Biğa ve Sındırgı Orman İşletme Müdürlükleriyle Kepsüt (Çatal) bölgesi Orman Şefliğin­ de görülebilir.

6 — Taliplerin ihale gününde evrakı müsbiteleriyle ve ilk

teminat-lariyle işletmemiz komisyonuna müracaatları. (9741) 9889

Çift atlı ve tek atlı araba tarifesi

. Ç tFT ATLI TEK ATLI

istasyondan : Kuru§ Kuru!*

Ulus Meydanı ve civarı Samanpazarı ve civarı Hamamönü ve civarı

Ulucanlar ve Yeni Cami civarı Atpazarı ve civarı

Akköprü ve civarı

Yenişehir sıhhiye ve civarı

Emniyet Mey. Demirtepe, Maltepe, civarı

Yenişehir (Bakanlıklar, Polis Ensti­ tüsü, Harp Okulu ve civarı Kavaklıdere ve Güven Evlerjj

Çankaya Dikmen -*

Y. Ziraat Enstitüsü ve civan Kalaba köyü

Keçiören ve civarı Etlik ve civarı

Gazi Enstitüsü

Gazi, İstasyon ve civarı Büyük Bahçeli evler Küçük Bahçeli evler Mamak

Küçük esat bağlan Büyük Esat bağları Demirli Bahçe ve civarı Altındağ mahallesi

Yenjdoğan “Öncebeci Ortaokulu ve civarı

tc Cebeci ve Demirli Bahçe

Abidin Paşa köşkü ve civarı bağları Üreyil ve Araplar

Kayaş,

Şafaktepe, Saime Kadın Çın, Çın

bağları Etimesgut Ismetpaşa Balgat köyü

NOT :

Tahmil tahliye müşteriye aittir.

240 150 250 175 250 185 250 185 350 240 220 140 210 140 240 165 275 185 370 270 500 350 320 200 350 240 450 350 430 340 250 165 375 270 250 175 270 210 450 300 450 300 500 400 280 200 350 280 350 240 325 275 500 365 600 430 400 330 800 600 300 230 400 300 (9777) 9953

Devlet Demiryolları Afyon 7, iııci işletme Komisyonundan:

miktarı Fiyatı tutarı Grup

Erzakın cinsi kilo adet lira kr. lira kr. No.

Ekmek (6Ö0 Gr. lık 1985 20 3970 00 1

Erkek koyun eti 4100 2 10 8610 00

Dolmalık biber 100 35 35 UÜ

Patlıcan 500 30 150 00 Taze fasulye 200 40 80 00 Domates 400 25 100 00 Taze bamya 50 60 30 00 Taze kabak 200 20 40 00 Patates 1500 25 , 375 00 Havuç 200 15 30 00 Kereviz 600 40 240 00 Taze bakla 250 35 87 50 Taze üzüm 400 25 100 00 Kavun 500 20 100 00 Elma Amasya 200 50 100 00 Ispanak 800 25 200 00 Prasa 600 20 120 00 Lahana 400 20 80 00 Sarımsak 5 50 2 50 Maydanoz 300 10 80 00 İnce biber 10 45 4 50 Limon 1000 10 100 00 Kuru soğan 1000 30 300 00 Yumukta 3000 , 10 300 00 Salça 200 1 10 220 00 Yağlı süt 100 60 60 00 Yağlı yoğurt 300 70 210 00 Göbekli marul 500 15 15 00 Kuru kaysı 25 1 00 25 00 Çam fıstığı 4 6 50 26 00 Aşurelik huğda; 4 45 1 80 Beyaz peynir 350 2 50 875 00 Zeytin 200 1 20 240 00 Pekmez 200 1 00 200 00 Has un 500 55 275 00 Mercimek 300 40 120 00 Şehriye 80 80 64 00 Makarna 400 85 340 00

Sade yağ (erimiş) 900 6 50 5850 00

Tuz 250 10 25 00 Kesme şeker 600 2 00 1200 00 Çekirdeksiz üzüm 50 1 20 60 00 Tahin helvası 150 1 80 270 00 Zeytinyağ 400 2 50 1000 00 irmik 50 85 42 50 Bulgur 700 60 420 00 Kuru fasulye 600 60 360 00 Nohut 200 45 90 00 Pirinç 700 1 20 840 00 Portakal yafa 15 120 00 Ihlamur 15 4 00 60 00 Ekmek kadayıfı 80 1 00 80 00 Tel kadayıfı 60 90 . 45 00 Yeni bahfir 50 40 20 00 Uskumru balık 100 1 20 120 00 Sirke 150 30 45 00 Ceviz içi 10 1 80 18 88 Salatalık hıyar 300 20 60 00

Grup Tutarı G. İnanca İh a l e n i n

No. lira kr. lira kr. tarihi saati şekli

1 3970 00 297 75 25/11/949 11 Açık eksiltme

2 8610 00 645 75 25/11/949 15 Kapalı zarf

3 16061 80 1204 64 25/11/949 15 Kapalı zarf

1 — Devlet Demiryolları Konya yatılı ilkokulunun ihtiyacı için yukar­ da yazılı yiyecek maddeleri grup grup hizalarında yazılı şekillerde eksiltme suretiyle ihaleye konmuş ve her grubun geçici inancası, eksiltme tarihi ve saatleri hizalarında gösterilmiştir.

2 — istekliler bir grubu teşkil eden erzakın her maddesine ayrı ayrı fiyat teklif edeceklerdir. Heyeti umumiyesi üzerinden yapılacak teklifler kabul edilmez.

-3 — Eksiltme ilkokul binasındaki Müdürlük odasında yapılacaktır. 4 — Eksiltmeye iştirak edecek isteklifer kanunun 10. ncu maddesinin F fıkrası gereğince lüzumlu ehliyet ve ticaret vesikalariyle teklif mektup­ larını kanuni tarifata uygun olarak ihale saatinden bir saat evveline ka­ dar komisyona vermeleri mecburidir.

5 — Şartnameler işletmemiz komisyonunda ve Konya ilkokul Müdür­

lüğünde görülüp tedarik edilir. (9660) 9834

Hidro ~ Elektrik tesisat yaptırılacak

tiler Bankasından

1 — İsparta iline bağlı Uluborlu kasabası elektrik santraline tesis c- dilmek üzere 1 adet 52 beygirlik tür­ bin grubu, yüksek tevettür hücreleri teçhizatı, trafo istasyonu teçhizatı satın alınacak, yüksek ve alçak tevet­ tür şehir şebekeleri yaptırılacaktır.

2 — işin keşif bedeli 162.939,20 liradır.

3 — Geçici teminat 9.396,96 ra-

dır.

4 — Zarflar makbuz mukabilinde en geç 17 kasım 1949 perşembe ü- nü saat 17 ye kadar Bankamıza tes­ lim edilmelidir.

5 — Kapalı teklif zarfları, 18 ka­

sım 1949 cuma günü saat 15 de top­ lanacak Bankamız Satınalma Komis­ yonu tarafından açılacaktır.

6 - Postada vaki gecikmeler na­ zarı itıbare almmıyacaktır.

7 — Bu işe ait şartname (10,—) Hra mukabilinde Bankamız Muhase­ be Müdürlüğünden temin edilebilir.

8 — Bu işe ait bilcümle Devlet ve Belediye vergi ve resimleri, noter ve harç masrafları ve bunların zamları işi alana ait olacaktır.

9 — Banka ihaleyi yapıp yapma­ makta veya dilediğine vermekte ser­ besttir.

(6788) 7242

Sayıştay’ın kazaî

murakabesi

YENİ ÇIKTI

Yazan ve yaymlıyan: Orman Gn. Md. Müşavir avukatı M. Akif ERANIL

Sayıştay hakkında toplu bilgi ve­ ren ve Sayıştay Genel Kurulu karar­ larım da ihtiva eden bu kitabı ilgili bütün maliye ve hukuk mensuplarına tavsiye ederiz. Fiyatı 3 lira. İstanbul’­ da Üniversite ve Ankara kitapçıla­ rında ve doğruca müelliften tedarik

edilebilir. 7136

Otomobil Diinyası

Dergisinin KASIM SAYISI

çıkmıştır.

Her otomobilciyi ilgilendiren 8- nemli yazılar vardır. Ankara Şoför Okulundan abone olabilirsiniz. Adre­

sini yollıyanlara parasız nümune

yollanır.

Ankara Şo4-** ismet Paşa

Referanslar

Benzer Belgeler

Ubeydullah Efendi ayrıca hapse de girdiği (“Sultan Hamid devrinde bir buçuk sene hapis, beş buçuk sene nefiy, on sene kaçak oldu­ ğumuz için tecrübe-i

12 saat sonra hasta olan gönüllüler gözlenerek, zehirli varilin üzerindeki etiketin hangi basa- maklarında 2 olduğu bulunur. Diğer basamakların sayı değerini (1 veya 0)

Hemen akort edip — merhumun bir hususiyeti de hangi saz eline geçerse onu hemen akort etmesi idi — çal­ maya başlar, öyle bir çalar kİ sazcı baba

cenazelerine İştirak ederek sami- naî yardımlarını esirgemiyen, telgraf ve telefonla büyük acı­ m ızı paylaşan, çelenk gönderen değerli ve vefakâr akraba,

Dirençli Gram-pozitif bakterilerin etken olduğu in- feksiyonlar arasında komplike deri ve yumuşak doku infeksiyonları önemli bir yer tutmaktadır.. Derin yerle- şimli ve

Çalışmamızda en gelişmiş ortalama kök uzunluğu değerinin yeşil çeliklerde (100.00 mm) olduğu ve dozların etkisiz kaldığı belirlenmiş olup hünnapta odun çeliklerinde

Öyle ki bugün Ömer Seyfettin adı anılınca derhal hatırlanan metinlerin çoğu, Millî Mecmua, İfham (İfham’ın Edebî İlâvesi), Büyük Mecmua, Birinci Kitap, İkinci

Ve günün birinde bir kış bahçesinde gamzenle yüz yüze gelmekten ve dil dile olmaktan.